Ergenekon Terör Örgütü hakkında düzenlenen ikinci iddianamenin delil klasörlerinin avukatlara ve basına bugün verileceği öğrenildi.
|
|
İkinci Ergenekon iddianamesinin delil klasörleri avukatlara veriliyor
Ergenekon Terör Örgütü hakkında düzenlenen ikinci iddianamenin delil klasörlerinin avukatlara bugün 2 dvd olarak verileceği öğrenildi.
Bir süre önce 2. iddianamesi açıklanan Ergenekon davasının bu iddianameye dayanak olan delil klasörlerinin bugün açıklanacağı iddia edildi. Delil klasörleri ile ilgili açıklamayı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin´in yapması bekleniyor.
16.54: İkinci iddianamenin delil klasörleri yayınlandı
Ergenekon davasında 2. iddianamenin 70 bin sayfadan oluşan 248 adet delil klasörleri 2 dvd içerisinde avukatlara dağıtıldı. Delil klasörlerinde suç unsurlarının kanıtları var. Eruygur´dan Hüseyin Çelik ve Dengir Fırat´a ait belge çıktı.
´Çatlı´nın kazada sadece kolu kırılmıştı, odunla öldürdük´
İkinci Ergenekon iddianamesinin delilleri açıklandı. Gizli tanık Kıskaç, JİTEM´ci bir başçavuşun kendisine Abdullah Çatlı´nın kazada sadece kolu kırılmıştı. Odunla öldürdük dediğini iddia etti. Ergenekon davasının ikinci iddianamesine ilişkin 248 klasörden oluşan ve 2 DVD´ye kaydedilen 70 bin sayfalık ekleri dijital ortama aktarılması işlemi tamamlandı. Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin sanık sayısına göreçoğalttığı DVD´ler dün sanık avukatlarına verildi. Bu ek belgelere göre, sanık emekli generaller Ergenekon savcıları hakkında bilgi topladı. İkinci iddianamenin ekleri arasında yer alan gizli tanık ´Kıskaç´, ifadesinde Susurluk kazasında Mercedes´in arka sol koltuğunda oturan Abdullah Çatlı´nın sadece sağ kolunun kırıldığını, ancak olay yerine gelen JİTEM´cilerin odunla vura vura öldürdüğünü ileri sürdü.
ÇATLI´NIN SAĞ KOLU KIRILMIŞTI
Gizli tanık Kıskaç´ın, 30 Kasım 2008 tarihinde alınan ifadesinde, Antalya JİTEM´de görevli başçavuş Hakan´ın kendisine, Bütün uyuşturucu babalarını Abdullah Çatlı´ya biz vurdurduk, sonra o kendi çıkarları için çalışmaya başladı. Her şeyin bir sonunun geleceğini bilmeliydi. Zannediyor musun bu bir trafik kazası, bizde kayıtları var. Araç çarptıktan sonra Abdullah Çatlı sağdı. Sağ kolu kırılmıştı, yaralıydı. Araba sağ ön taraftan çarpmış, Abdullah Çatlı arka solda oturuyordu. Kolunu büktük, köpek gibi yalvarıyordu. Trafik kazasından değil, darptan öldü. Abdullah Çatlı´yı odunla öldürdük dediğini iddia etti.
´KAZAYI JİTEM AYARLADI´
Kıskaç, başçavuş Hakan´a, Sedat Bucak´ı kastederek Öbürünü niye öldürmediniz diye sorduğunda ise Antep´ten tut Silopi´ye kadar olan bölümde bir güzergah var, bu adamın 14 bin silahlı adamı var, bu güzergahı kaybetmek istemiyoruz´ yanıtını aldığını aktardı. Kıskaç, başçavuş Hakan´ın daha sonra, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Oduncu´nun kazanın oluş şekliyle ilgili gerçekleri dillendirmeye çalıştığını, ancak onu kimsenin dinlemediğini söylediğini öne sürdü. Kıskaç, başçavuş Hakan´ın, Susurluk´ta meydana gelen kazayı kendilerinin ayarladığını, aracın arkasından JİTEM mensuplarının takip ettiğini, Osman Gürbüz´ün takip eden araçta olduğunu söylediğini iddia etti. Kendisine Osman Gürbüz, Veli Küçük´ün adamıdır dendiğini de ileri süren Kıskaç ifadesinde ayrıca şunları söyledi: Bize çalış, sana kimlik çıkaralım, dokunulmazlığın olsun dediler. JİTEM terörle mücadele için kurulmuş bir birim olmasına rağmen terör hariç her türlü haraç ve koparma işleriyle uğraşıyorlardı. ( Zaman)
Darbe yapınca eline ne geçecekti?
İkinci iddianameye dair 248 klasörlük belgelerde ilk dikkat çeken, ´Terör örgütü üst düzey yöneticisi´ olarak suçlanan ve hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur liderliğinde yapılan darbe planlarının tam metinlerinin kamuoyuna açıklanması oldu. Bir başka dikkat çeken unsur ise Şener Eruygur´a yöneltilen darbe soruları.
PLANLARIN ORJİNALLERİ
EK klasörlerde en dikkat çekici unsurların başında bugüne kadar varlığı tartışma konusu ´Sarıkız´, ´Ayışığı´, ´Yakamoz´ ve ´Eldiven´ kod adlı darbe planlarının orjinal halinin kamuoyuna açıklanması oldu. Darbe planlarının Şener Eruygur´dan ele geçirilen orjinal halleri ek klasörlerin içinde yer aldı. Darbe planlarında kullanılan kodlar da belgelerin dikkat çekici bölümlerini oluşturdu. Bir başka önemli unsur ise Şener Eruygur´a darbe girişimleriyle ilgili yöneltilen sorular oldu.
ERUYGUR´UN FİŞLEMELERİ
ERUYGUR´DA çıkan fişleme dosyaları arasında Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı ekibinin lideri Zekeriya Öz, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, hakimler, savcılar, valiler ve kaymakamlarla ilgili fişleme dosyaları ve bunlara ilişkin Eruygur´a yöneltilen sorular oldu. Eruygur´da, Ergenekon Savcısı Öz´ün çocuklarının okuduğu okullar ile Yaşar Büyükanıt ve eşine ait sağlık raporları ile malvarlıklarına ilişkin fişlemeler çıktı. Eruygur´a Yaşar Büyükanıt´ı neden zehirlemek istediği de soruldu.
BELGELERİ YOK EDİN
OPERASYONLAR başladıktan sonra Eruygur´un sekreterini arayarak belgeleri yok etmesini istediğine dair ifadeler de ek klasörlerde yer alıyor. Cumhuriyet Mitingleri ile Kent ve Patalya oteldeki toplantılara ait bilgiler de iddianamede yer alıyor. DHKP-C örgütüne yönelik Hollanda´da düzenlenen operasyonlarda çıkan örgüt arşivi de ek klasörlerde yer alan belgeler arasında. Arşivde, Gazi Mahallesi olaylarını Osman Gürbüz´ün yaptığına ilişkin örgüt üyelerinin birbirleriyle yaptığı telefon görüşmeleri de bulunuyor.
DARBENİN KODLARI VAR
DARBE planları ile birlikte darbe planlarının şifreleri ve devlet yöneticileri ile komutanlara takılan isimler de yer aldı. Buna göre darba yapacak ekibi oluşturan beyin takımına ´Ana sınıf´ denilmiş. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´e ´Yörük´, Başbakan Erdoğan´a ´Gemi Aslanı´, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´e ´Yetim´, Yaşar Büyükanıt´a ´Abide´, Meclis´e ´Yazanlar´, Avrupa Birliği´ne ´Çıyan´, ABD´ye de ´Sırtlan´ isimleri verilmiş.
ERUYGUR´U TERLETEN SORULAR
ŞENER Eruygur´a gözaltına alındığı dönemde polis ve savcılık sorgusunda darbe girişimleriyle ilgili çok net sorular yöneltildiği ortaya çıktı. Eruygur´un bu sorulara polis ve savcılık sorgusu sırasında cevap vermediği öğrenildi.
- Ev ve ofisinizde yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerden 2004 yılı içerisinde darbe yapma planları hazırladığınız ve bu konuda ciddi çalışmalar yaptığınız anlaşılmıştır.
- Siz 2004 yılı içerisinde Jandarma Genel Komutanı olduğunuz dönemde darbe yapmak için herhangi bir girişimde bulundunuz mu?
- Sizin ısrarla darbe yapmak istemenizin amacı nedir? Sizden darbe yapmanızı isteyen başka bir takım güçler var mı?
- Darbe planlarını hazırlarken diğer kuvvet komutanlarından bu konuda size çağrıda bulunan oldu mu?
- Darbe planlarını kimlerle birlikte hazırladınız? Bu hazırlıklar çerçevesinde hangi faaliyetlerde bulundunuz?
- Darbe yapma amacınız neydi?
- Darbe yapmakla neyi hedeflemekteydiniz?
- Darbe sonrası beklentileriniz nelerdir? Darbe sonucu ülkemize ne sağlayacağınızı düşündünüz?
- Darbe yapma planları Ergenekon terör örgütü kapsamında mı yapıldı?
- Hiçbir darbe planı yapmadıysanız ofisinizde bulunan Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven isimli darbe planlarıyla ilgili slaytların sizde ne işi var?
- 08.04.2008´de saat 10:56´da Ahmet Hurşit Tolon ile yaptığınız görüşmede, Tolon´un gazetelerde çıkan haberlerde AKP´ye yönelik psikolojik savaş başladığı, bunun için Danıştay saldırısı, geniş katılımlı cenaze törenleri, cumhuriyet mitingleri, hükümet karşıtı gösteri yürüyüşleri düzenlendiği, bunun amacının da darbe yapılması özlemi olduğu, tüm bunların planlayıcısı olarak da sizin gösterildiğinizi aktardığı tespit edilmiştir. Hurşit Tolon bu konuyu neden size aktarma ihtiyacı duymaktadır!
Eruygur´dan yırtıp atın emri
2. iddianameye ait binlerce sayfa tutan 248 ek klasör, 2 DVD´ye aktarıldıktan sonra davaya bakacak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ne verildi. Bir örneği sanık avukatlarına da dağıtılan klasörlerde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ancak ´sağlık´ gerekçesiyle tahliye edilen emekli Orgeneral Şener Eruygur´un, gözaltına alınmadan önce ofisindeki ´sakıncalı´ belgeleri temizlettirdiği ortaya çıktı. İkinci iddianameye delil teşkil eden belgelere göre Şener Eruygur 8 Nisan 2008´de, sekreteri olduğu belirtilen Nermin isimli bir bayanla telefon görüşmesi yapıyor. Eruygur, odasındaki bazı belgeleri kendisine soran sekreterine şöyle talimat veriyor: Yırtın onları, atın. Darbe girişiminde bulunmakla suçlanan Eruygur´un çok sayıda gizli belgeyi de ofisinde sakladığı ortaya çıktı. Savcılar, MGK´ya ait gizli belgelerin açıklanmasını ülke güvenliği açısından sakıncalı bularak adli emanete göndermiş. Ek klasörlerde ayrıca eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´in darbe günlükleri ile Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay´ın notları da yer aldı.
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ancak ´sağlık´ gerekçesiyle tahliye edilen emekli Orgeneral Şener Eruygur´un, gözaltına alınmadan önce ofisindeki ´sakıncalı´ belgeleri temizlettirdiği ortaya çıktı. Ergenekon´un ikinci iddianamesinin ek klasörlerinde 8 Nisan 2008´de Şener Eruygur´un, Nermin isimli bir şahısla yaptığı görüşme de yer aldı. Nermin hanımın, odasındaki bazı belgeleri kendisine telefonda sorması üzerine Eruygur, şöyle diyor: Yırtın onları, atın.
´Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven´ kod adlı darbe planlarının hazırlayıcısı olmakla suçlanan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, Ergenekon soruşturması kapsamında 1 Temmuz 2008 tarihinde gözaltına alınmıştı. Eruygur, mahkeme sorgusunun ardından ´terör örgütünde yönetici olmak´ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Eruygur, Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin sanıkları arasında yer alıyor. İkinci iddianamenin ek klasörleri dün mahkemeye sunuldu. Ek klasörlerde Eruygur´un yaptığı telefon konuşmaları da yer alıyor. Bunlardan biri de emekli generalin, Nermin isimli şahısla yaptığı görüşme. Konuşmadan Nermin hanımın, Eruygur´un odasını temizlediği anlaşılıyor. İddianamede söz konusu konuşmayla ilgili şöyle bir açıklama yapılıyor: Görüşmeden kendilerinin de her an gözaltına alınabilecekleri korkusuyla evrak ve belgeleri imha girişiminde bulundukları, söz konusu görüşmede yazılmış mektupların bir kısmının şüpheli Mehmet Şener Eruygur´dan elde edilen dijital verilerin içinde bulunduğu, ayrıca Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetleri raporları içinde yapılması planlanan 100 bin mektup gönderilmesi konusunun da uygulamaya konulduğunu göstermektedir.
8 Nisan 2008´de yapıldığı anlaşılan görüşme şöyle:
Nermin: Odanızı temizlerken bazı şeyler buldum efendim gönderilmemiş mektuplar buldum Üniversite rektörlerine
Mehmet Şener Eruygur: Atın onları yırtın
Nermin: Atayım mı
Eruygur: He o şeyle ilgili eski
Nermin: Eski çok eski sizin imzanız var imzalamışsınız ayrıyeten özel kağıdınızıda koymuşsunuz
Eruygur: Biliyorum vazgeçtik ondan sonra gönderelim dedik vazgeçtik
Nermin: Tamam onları atıyorum efendim
Eruygur: Yırtın onları atın
Nermin: Evet yırtıyorum onları hı yırtıp atıyorum kitapları şöyle bir gözden geçirdim
Eruygur: Kütüphaneye koydunuz
Nermin: Bir kısmını kütüphaneye koydum bir kısmı da yine sizin bakın ona göre. Özel gelmiş.
Eruygur: Onlara bakarım
Nermin: Masanız tertemiz oldu. Artı özel evraklarınız var onları yine size bıraktım.
Eruygur: Yırtın atın onları da boşverin.
Nermin: Bi de efendim seçim sonuçları var geçen senenin böyle küçük bir zarfta
Eruygur: Onları muhafaza etmek lazım elimizde.
Nermin: Onları muhafaza ettim zaten sordum bazı şeyleri Ali hocama sorarak yaptım onun dışında diğerlerini temizledim birde bir kaç özel mektupunuz vardı. Erzurum´dan gelmiş onları sakladım belki ilerde. Erzurum´dan gelmiş böyle bir tanesi işte yardım istiyor filan.
Eruygur:Boşverin atın gitsin ne olacak
Kan donduran itiraf: Havaya uçuracaktık
Ergenekon´un ikinci iddianamesinin ek klasörlerinde PKK militanlarının planlanan eylemlerle ilgili ifadelerine de yer veriliyor. Buna göre PKK, teröristbaşı Abdullah Öcalan´ın yakalanmasının ardından büyükşehirlerde eylem için hazırlık yapıyor. Tanınmış kişilere suikast planları hazırlanıyor. PKK militanlarından Mustafa Ulaş, en büyük hedeflerinin İstanbulluların yoğun olarak kullandıkları vapurlar olduğunu anlatıyor.
Ek klasörlerinde ifadeleri geçen Mustafa Ulaş ve Servet Akkaş, Türkiye´yi kana bulamak için bizatihi eylem yapmak için eğitildiklerini söylüyor. Örgüt son dönem stratejisi olarak metropol alanlarına ağırlık vermiş. Genellikle sansasyonel nitelikteki bombalama türü eylemler planladıklarını ifade eden Mustafa Ulaş, nasıl keşif yaptığını ayrıntılarıyla anlatıyor: 1999 Eminönü ilçesindeki Beşiktaş ilçesine giden Vapur iskelesinde güvenlik görevlilerinin olup olmadığını kontrol ettim. Güvenlik kameralarının ile X-Ray cihazının olmadığını tespit ettim. Buradan yine Sirkeci´deki Kadıköy İskelesi´ne keşif amaçlı gittim. Yarım saat kadar insanların vapura giriş şekillerini izledim. İnsanların rahatça ellerindeki poşet ve çantalarla hiçbir güvenlik kontrolüne maruz kalmadan vapura bindiklerini gördüm. Bunun üzerine amaçlı olarak elimde poşetle birlikte vapura bindim. Güvenlik kontrolü yapılmadığından, vapurun içinde gezerek keşif çalışması yaptım. İlk eylemi piknik tüpü ile vapurlara yönelik yapacaktım. AK Merkez adlı iş yerinin etrafını gezerek giriş çıkışları kontrol ettim insanların giriş yaptığı kapının 6-7 tane olduğunu, bir de otopark girişinin olduğunu, binanın dışında kamera bulunmadığını gördüm. Güvenlik tertibatının zayıf olduğunu gördüm.
Kırkpınar´ı kana bulayacaktık
Her yıl binlerce insanın katıldığı geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri´nin de PKK´nın hedefinde olduğu ortaya çıktı. Mustafa Ulaş, İstanbul´dan sonra hedefinde Ankara ve Bursa olduğunu belirtiyor. İstanbul´da İhlas Holding´e, TGRT´ye ve ATV´ye Koç Holding´e, Sabancı Holding´e Ulusoy´a yönelik bombalı saldırılar yapmayı planladığını vurgulayan Ulaş, Edirne´de her yıl düzenlenen Kırkpınar Güreşleri şenliklerinde bombalı saldın eylemleri yapmayı hedefliyorduk. şeklinde konuşuyor.
Hasan Cemal ve Ağar da hedefteydi
Ergenekon savcılarının ifadesini aldığı PKK militanları eski DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ve gazeteci Hasan Cemal´e suikast yapmayı planladıklarını söyledi. Servet Akkaş isimli militan Ağar´a yönelik eylem planını şöyle ifade ediyor; Yasemin Ağar´ın (Ağar´ın kızı) kabrinin üst tarafı topraktı. Burayı eşerek patlayıcıyı mermer bölümün altına yerleştirecektim. Bu işi ise ölüm yıldönümü olan 2 Ocak´tan on gün önce yapmayı planlamıştım. Ağar´ın mezarlığa geliş anını gördükten sonra bana ait olan cep telefonu ile düzeneğe bağlı cep telefonunu patlatarak eylemi gerçekleştirecektim.
Paksütleri zora sokacak iddialar
Delil belgeleri arasında Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt´ün eşi Ferda Paksüt´ün AK Parti´nin kapatılması için yoğun bir çalışma içersine girdiğine delil gösteren telefon konuşmaları da yeralıyor. İkinci iddianamenin ek klasörlerinde, eşinden aldığı bilgileri gazetecilere veren Paksüt´ün, Anayasa Mahkemesi üyelerinin özel hayatlarıyla ilgili olumsuz haberler yapılması konusunda bazı basın mensuplarıyla sıkı bir diyalog içerisine girdiği belirtiliyor. Ferda Paksüt hakkında şu ifadeler kullanılıyor: Örgütün kaos ortamı meydana getirilmesi yönündeki amacını ve Turhan Çömez ile Hurşit Tolon´un örgütsel konumlarını bilerek, Anayasa Mahkemesi´nin gündeminde bulunan AK Parti´nin kapatılmasıyla ilgili gizli bilgileri şüphelilere verdi, yine toplumda kargaşaya neden olmak amacıyla gerçekte olmayan bilgileri basına sızdırdığı, böylece örgütün amaçlarının gerçekleşmesine bilerek ve isteyerek yardım etti.
99. ek klasörde Paksüt´ün Anayasa Mahkemesi başkan vekili olan eşinden öğrendiği ´içeriden´ bilgileri, örgüte aktardığı belirtiliyor. 30 Temmuz. 2008´de Y.A. adlı kişiyle Paksüt arasında geçen telefon konuşmasında, Ben Ferda yanlış bilgiymiş, 6´ya 5 kapanmamış. diyor. Y. ise ´Kapanmamış kesin değil mi?´ karşılığını veriyor. Bayan Paksüt ise cevaben, Evet şimdi Osman´la konuştum. Ben de size bir iki konuda şey vereceğim onları araştır. ifadesini kullanıyor. Ek klasörlerde Paksüt´ün, Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyelerine yönelik karalama, iftira ve yıpratma faaliyetleri gerçekleştirdiği ve böylelikle yargılama sürecine müdahale etmeye çalıştığı, Mahkeme üyelerini takip ettirip fotoğraflarını çektirdiği ve bunları yıpratmak amacıyla kullandığı iddia ediliyor. Tolon ile görüşen Çömez´in, onun talimatıyla Paksüt´ü aradığı ve aldığı bilgileri Tolon´a aktardığı iletişim tespit tutanaklarından anlaşılıyor. Savcılığın yaptığı değerlendirmede, Ergenekon´un kapatma davasını kaos ortamı oluşturmak amacıyla kullandığı, örgütün siyasi yapılanmasında yer alan Çömez´e bu konuda görev verildiği, onun da şüpheli Paksüt´le örgütsel irtibata geçtiği anlaşılmaktadır. deniliyor.
Sinan Aygün´ü zora sokacak belge
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün´ün, Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde Şener Eruygur´dan bir randevu talebinde bulunmak için kalemi aldığı yazıda dikkat çekici ifadeler bulunuyor. Binlerce üyenin yöneticisi olan Aygün´ün, Eruygur´un emri altında olduğunu vurgulaması dikkat çekiyor.
Ergenekon soruşturmasının 2. iddianamesine ait delil klasörlerinde ilginç bilgiler bulunuyor. Şener Eruygur´un evinde ele geçirilen bir belgede ATO Başkanı Sinan Aygün´ün 2004 yılındaki randevu talebi ile ilgili yazı dikkat çekiyor. Aygün, Eruygur´dan randevu talebinde bulunurken şöyle hitap ediyor: Sizin gayretlerinizle daha da güçlenmiş olan Silahlı Kuvvetlerimizi geleceğimiz açısından en büyük güvence olarak değerlendiriyor ve bu vesileyle Ankara Ticaret Odası´nın her zaman yanınızda ve emrinizde olduğunu bilmenizi isterim. Eğer uygun görürseniz emirlerinizi öğrenmek ve genel olarak son gelişmeler ile ilgili görüşlerimizi aktarmak amacıyla randevu talep ediyorum. Yoğun mesainiz arasında lütfedip ayıracağınız zaman için şimdiden teşekkürlerimi sunar saygılarımın kabulünü arz ederim.
Eski rektörün AK Parti´yi bitirme planı
Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda´nın, AK Parti´nin ancak askeri müdahale ile önünün kesilebileceğini savunduğu ortaya çıktı. Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin ekleri arasında 113. klasörde, Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Birlik Hareketi´nin çalışmalarından söz ediliyor. Belgelerde, CÇG bünyesinde görev yapan özel istihbarat timinin Hareket´in yöneticiliğini yapan Berkarda´yla görüşmesi var. Hazırlanan rapora göre Berkarda, AK Parti´nin iktidar olması ile ilgili problemin Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu´ndan kaynaklandığını savunmuş. Türk Silahlı Kuvvetleri´nin müdahalesi ile bu kanunların değiştirilip tekrar seçime gidilmesi ile partinin önünün kesilebileceğini öne sürmüş. AK Parti´nin iktidara gelişini ise imam hatip liseleri, camiler ve yeşil sermayeye bağlamış. Ayrıca halkın cahil olduğunu ve eğitilmesi gerektiğini vurgulamış. Eski rektör, iktidarların sadece TSK ve üniversitelere söz geçiremediğini öne sürerek AK Parti´nin yeni YÖK Yasa Tasarısı´na direnilmesi gerektiğini söylemiş. Hazırlanan raporda, Ulusal Birlik Hareketi´ne destek verilmesi için garnizon komutanlıkları ve jandarma bölge komutanlıkları ile görüşülmesi yönünde tavsiye kararı alınmış.
(27 Nisan 2009), son güncel.: (28 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: