2007´de Malatya Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesine ilişkin davada 70. duruşma görülüyor. Davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan İlker Çınar, video konferans yöntemiyle ifade vermeye 6. celsede de devam ediyor.
20.05.2013 17:10 Malatya´da 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel´in öldürülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davanın 70. duruşması görülüyor. Davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan İlker Çınar´ın video konferans yöntemiyle ifade verme işlemi altıncı celsede de devam ediyor. Çınar´ın 22 Mayıs Çarşamba gününe kadar ifade vermeye devam edeceği öğrenildi.
Tutuklu sanıklardan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, Çınar´ın ifadesini tamamlayana kadar duruşmalardan bağışık tutulmasını istedi. Mahkeme heyetinin, talebi kabul etmesi üzerine Abat, salondan ayrıldı.
TANIK VE SANIK İLKER ÇINAR İFADE VERMEYE DEVAM EDİYOR
Gizli tanık ´Deniz Uygar´ kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan İlker Çınar, ifade vermeye devam etti. Yüzü karartılarak, kendi sesiyle tele konferans yöntemi kullanılarak ifade veren Çınar, asker kökenli sanıkların 18 Nisan 2007´de gerçekleştirilen olayın ardından mahkemeyi yanıltmaya yönelik dezenformasyon çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler verdi. Cinayetlerden sonra deşifre olmasının ardından emekli Albay Mehmet Ülger´in kendisini öldürttükten sonra olayı misyonerlere ve cemaate yıkmaya çalıştığını iddia eden Çınar, Deşifre olup papaz iken uzman çavuş olduğum dönemde hakkımda haberler çıkmaya başladı. Bunun üzerine Mehmet Ülger, bana bir dilekçe yazdırmaya çalıştı. Gazeteci Adem Yavuz Arslan´ın evime adamlar gönderdiği ve bu kişilerin beni ´bir daha misyonerlerle ilgili karşı çalışmalar yapmayacaksın´ diye uyardıklarına ilişkin bir dilekçe yazmamı istedi. Adem Yavuz Arslan, cemaate yakın bir gazetede çalışıyordu. Ben bu şikayet dilekçesini işleme koydurmadım. Çünkü o zaman onların sahte belgesini teyit etmiş olacaktım. Bu dilekçeyi verseydim ölüm fermanımın altına imza atmış olacaktım. Ben mahkemeye ibraz ettiğim belgeler arasında Arslan´ı şikayet etmem hususunda Ülger´in yazdırdığı dilekçeyle ilgili herhangi bir belge ibraz ettim mi? Etmedim. Benim evime hırsız girmişti. Ajandamın içindeki o sayfayı yırtmışlar. Bu çalındı ve dava dosyasına eklendi. dedi.
Söz konusu dilekçeyle kendisinin öldürülüşünden misyonerlerin sorumlu olduğu, Gülen cemaatinin de misyonerlerle birlikte çalıştığı imajının verilmek istendiğini ileri süren Çınar, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa´nın neden cemaatin cephe alınmak istendiği sorusuna, 2002´den sonra, özellikle AK Parti´nin iktidar olmasından sonra bunu hazmedemediler. İrtica korku nesnesinin de iş yapamayacağını biliyorlardı. ´AK Parti Amerika´da mutfakta hazırlandı´ deniyordu. Cemaatin de Amerika´da kurulduğu tezi işleniyordu. Amaç ´her ikisi de misyonerlerle çalışmaktadır. AK Parti iktidarı ve cemaat onlara destek olmaktadır´ imajı oluşturmaktı cevabını verdi.
-Çınar: Beni öldüreceklerdi-
TUSHAD 3. Bölgesi hücre yapısından ayrılmak istediğinde Mehmet Ülger tarafından tehdit edildiğini vurgulayan Çınar, Ülger´in kendisine ´Sen bir görev adamısın, yanlış yapma. Sağlıklı düşün. Her şey devletin bekası için. Yanlış yapan yanar, sırrı veren yok olur´ dediğini anlattı. Türkiye Ulusal Stratejiler ve Harekat Dairesi´ne (TUSHAD) şikayet edilerek öldürülmeye çalışıldığını savunan Çınar, bunun üzerine medyaya yaptığı ´Bir yangın çıkarsa herkes yanar´ açıklamasıyla bu yapıya mesaj vermeye çalıştığını ifade etti. Çınar, Başıma olmadık işler geldi. Sabırla bekledim ve zamanı geldiğinde konuştum. Beni de öldürmeyi planladılar. Ben o tarihte de adli mercilere gittim. diye konuştu.
İfade vermeye devam eden İlker Çınar, tutuklu sanık eski Malatya Jandarma Alay Komutanı Mehmet Ülger´in, ifadelerinde, ´misyonerlerle ilgili araştırma yaptırmadım´ demesine rağmen çalışmalarında ve hazırladığı raporlarda misyonerlikle ilgili bilgilerin yer aldığının görüldüğünü belirtti.
Çınar, Ülger´in, Zirve Yayınevi´yle ilgili herhangi bir çalışma yapmadığını ifade ettiği, buna karşın misyonerlik faaliyetlerini tehdit unsuru olarak belirlediğinin dosyalarda görüldüğünü savunarak, Ülger, misyonerleri ekoller savaşı başlığında masa başında savaştırıyordu, Alman ekolü, Amerikan ekolü gibi. Ekoller savaşı masa başında yapılmıştır. Bunu birinin bilmesi mümkün değildi. O nedenle benim ismim ölüm listesinde yer aldı. iddialarında bulundu. (Cihan)
(20 Mayıs 2013, 17:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Eymür´den Zirve´de şok iddialar
Zirve tanığı yeniden ifade verdi
Çınar´dan mahkemede şok iddialar
Zirve´yi başlatan papazdan şok itiraflar
Zirve derinleşiyor: Yeni deliller
Zirve davaları birleştirildi
İşte 761 sayfalık ek iddianamesi
Zirve ek iddianamesi kabul edildi
Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz
Dink ve Zirve aynı ekibin işi
Ergenekon ve Balyoz, Malatya´da ´zirve´ yapmış
Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi
Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap