Tam
EskidenYeniye
 
TAHŞİYE İDDİANAMESİ     (Toplam 333 sayfa)

 

Dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösteren ve binlerce mensubu olan örgüt için; haberleşme, talimatların alınıp verilmesi, gelişmelerin güvenli ve zaman kaybetmeksizin aktarılması, faaliyetlerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi hayati öneme sahiptir. Faaliyet alanlarının çeşitliliğine paralel olarak örgütün haberleşme yöntemleri de çeşitlilik arz etmektedir. En önemli haberleşme aracı GSM hatlarıdır. Bu hatlar, genel olarak başkası adına kayıtlı ya da örgüt kontrolündeki kurum/kuruluş adına kayıtlı olan, abone bilgilerinden gerçek kullanıcısına ulaşılamayan hatlardır. Yaklaşık 3 ayda bir yeni bir GSM hattı temin edilmekte ve eski hatla birlikte telefon cihazı da değiştirilmektedir. * Örgüt mensuplarının kendi adlarına olmayan GSM hatları temin edip bunları belirli aralıklarla cihazlarıyla birlikte değiştirmeleri dahi, legal olduğunu iddia ettikleri faaliyetlerinin illegal olduğunu ve bunları gizlemeye çalıştıklarını ortaya koymak açısından önemli bir veridir. * Internet üzerinden haberleşmeye imkan tanıyan Skype, Tango, WhatsApp vb. Programlar şifreli ve düşük maliyetli olması nedeniyle oldukça sık tercih edilen haberleşme yöntemlerindendir. *Türkiye'de Almanya, ABD ya da başka bir ülkeye kayıtlı GSM hatlarının kullanılması, örgütün üst düzey ahilerinin kullandığı yöntemlerdendir. Abone bilgilerinden sadece hangi ülkeye ait olduğunun görülebilmesi nedeniyle zaman zaman tercih edilebilmektedir. * Kiralık hatlar vasıtasıyla kriptolu IP telefon kullanılması, özellikle yurt dışındaki okullarla irtibatta kullanılan yöntemlerdendir. * Canlı kurye kullanılması, en sağlıklı haberleşme yöntemlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Talimat almak ve faaliyetler hakkında bilgi vermek amacıyla doğrudan ABD/Pensilvanya'ya gidilerek örgüt lideri F.GÜLEN ile yüz yüze görüşülmekte ve talimatlar bizzat alınmaktadır. F.GÜLEN'in, ''çok önemli hususların yüz yüze görüşülmesi'' yönünde talimatlarının olduğuna dair bilgiler mevcuttur. * Örgüt mensupları, tedbir olarak haberleşme araçlarını değiştirdikleri gibi isim zikretmekten imtina etmekte, ''abi'' ya da ''hocam'' şeklinde genel ifadeler kullanılmaya özen gösterilmekte, il ve ilçe imamları ise genel olarak ''Kod'' isim kullanmaktadırlar. * Örgütsel görüşmeler sırasında 'hizmet, şakirt, Fetullah GÜLEN, cemaat' gibi kelimelerin telefonda zikredilmemesine özen gösterilmekte, buluşma yeri söyleneceği zaman şifreli ifadeler kullanılmasına önem verilmektedir. * Örgüt toplantılarında verilen talimatlar ufak kağıtlara yazılmakta hatta bunların lüzumu dahilinde yok edilebilmesi için yenilebilir özellikte olması sağlanmaktadır.
SAYFA: 226   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Baskı Oluşturma Örgüt, son yıllarda adeta bir 'korku imparatorluğu' oluşturmayı başarmıştır. Bu sürecin birinci aşamasında, yayınlanan ya da yayınlanacak olan ses kayıtları kamuoyunda gündem oluşturan yazarlar tarafından geniş kitlelere 'iddia' şeklinde ana hatlarıyla duyurulmakta; ikinci aşamada, şahıslar tarafından ortaya atılan bu iddialar, özellikle belirli basın yayın kuruluşları aracılığı ile haberleştirilerek, ülke genelinde 'tartışılır' hale getirilmekte; üçüncü aşamada ise konuya ilişkin bilinçaltı algısı oluşturulmuş kitlelere yönelik; 'mevcut hükümet aleyhine tepkiselliğin arttırılması', 'kitlelerin harekete geçirilmesi', 'devlet kurumlarının ve bürokrasinin yıpratılması' gayeleri ile sosyal medya ve basın yayın organları üzerinden algı operasyonları yapılmaktadır. 17 - 25 Aralık sürecinde de bu yöntemlerle hükümeti devirmeye yönelik, ''üst akılla'' profesyonelce oluşturulmuş, tamamen organize bir strateji izlenmiştir. FETÖ/PDY'nin, kendisinden olmayanlara karşı kullandığı çok sayıda illegal yöntem olup; bunlar şahsın işinden, ailevi yaşantısına, kişisel zaaflarından, toplumsal konumuna göre şekillenmekte ve çeşitlilik göstermektedir. Serbest meslekle uğraşan bir şahsı, piyasadaki serbest rekabet şartlarına aykırı olarak ekonomik anlamda zarara uğratmaya çalışan ya da kamudaki mensupları aracılıyla çeşitli gerekçelerle denetlemeler yaptıran örgütün baskısını asıl hissettirdiği alan kamu kurum ve kuruluşları çalışanlarıdır. Kamuda uygulanan genel illegal yöntemleri; kendilerinden olmayan çalışana mobbing uygulanması, terfi ettirilmemesi, stratejik görevlere getirtilmemesi, meslekten ihraca varan disiplin cezaları verilmesi, istem dışı tayin edilmesi, hak edildiği halde ödüllendirilmemesi, yurt dışında eğitim imkânlarından faydalandırılmaması, vb. olarak sıralamak mümkündür. Ancak örgüt kullanmış olduğu bazı yasa dışı yöntemler vardır ki bunlar söz konusu şahsı hem madden hem de manen bitirmeye yok etmeye yönelik eylemlerdir. Bu yöntemlerle şahıs, aile, sosyal ve iş hayatında yıpratılarak itibarsızlaştırılmakta, kişi bu iftiraların/saldırıların kimden geldiğini bilse de direnememekte, belli bir süre sonra istifa etmekte ya da örgütün istemiş olduğu davranışları sergilemek zorunda kalmaktadır. Bu suçların bir kısmı örgütün legal uzantıları ile koordineli olarak yürütülen planlı çalışmalardır. Söz konusu yöntemlerden bazılarını; * Kamu çalışanını, çalıştığı kurum ve kamuoyu nazarında itibarsızlaştırmaya ve suçlu göstermeye yönelik iftira niteliğindeki iddialar içeren, kim tarafından gönderildiği tespit edilemeyecek şekilde şahsın özel hayatına ya da meslek hayatına dair isimsiz ve imzasız ihbar mektupları ya da elektronik e-postalar göndermek, bunlara dayanarak kamu kurum/kuruluşlarındaki uzantıları aracılığıyla şahıslar hakkında hukuk ve ceza davaları açtırmak, hapse göndermek, şahsı aile, sosyal ve iş hayatında itibarsızlaştırmak tâyin ve terfisini engellemek, aile düzenini bozmak, * Profesyonel olarak asıl yayın yapanın kim olduğunun tespit edilmesini engelleyecek şekilde yurt dışındaki çeşitli sunucular aracılıyla hizmete sokulmuş internet sitelerinden çeşitli kamu kurum/kuruluşları ya da yöneticileri/çalışanları aleyhine çeşitli iddialarda bulunmak, doğrudan özel hayata müdahale eden ve doğruluğu bilinmeyen şahsı kamuoyu nazarında yargısız infaz eden görüntü ve sesler yayınlamak, legal uzantıları vasıtasıyla internetteki bu tür yayınları ''söz konusu siteyi kaynak göstererek'' yayımlamak ve daha geniş kitlelere duyurmak, * Güvenlik birimleri ya da stratejik kurumlardaki uzantıları vasıtasıyla illegal yöntemlerle temin edilen ve üzerinde oynanmış çeşitli dijital verileri kamuoyuna sunmak,
SAYFA: 227   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

* Hakkında ceza ya da hukuk davası açılarak meslekten men edileceği, ellerinde özel hayatına dair açıklanmasını istemediği dijital veriler olduğu şeklinde tehditler ve şantajla, şahsı örgüte büyük miktarlarda himmet ödemeye mahkûm etmek ya da istenen işi yapmaya zorlamak şeklinde sıralamak mümkündür. Siyasi Baskı Örgütün siyasetle ilişkisi 'faydacı' ve hatta 'fırsatçı' temelde olup; öncelikle siyaset ve kurumlan üzerinde etkili olarak kadrolaşmanın önünü açmayı, elemanlarını etkili konumlara taşımayı, onların korunup kollanmasını sağlamayı hedeflemektedir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus da; örgütün taşeronluğunu yaptığı politikaları devlete hâkim kılmak istemesidir. Başta uyuşturucu, terör ve Kürt Sorunu olmak üzere; iç güvenlik, dış politika, uluslararası güvenlik, bölgesel ve küresel ilişkiler, uluslararası kuruluşlar, ekonomi, eğitim vb. konularda kendi alternatif politikalarını üretip, bunların devlet ya da hükümet politikası haline gelmesini sağlamaya çalışmaktadır. Siyasi ve sosyal konularda kendi düşünce ekseni etrafında bir kamuoyu oluşturmak, tüm toplumu hedef alıp kendi anlayışınca terbiye etmek, karar alıcı ve politikacıları etkilemek amaçlarıyla özel olarak yetiştirilmiş ve medyada, televizyon programlarında ön plana çıkartılmış çok sayıda akademisyen ve gazeteci, FETÖ/PDY mensubu olarak ulusal ve uluslararası politikalara yön verebilmek adına başta algı operasyonu olmak üzere her türlü yolu denemektedir. Bunların yanı sıra örgüt, mensuplarını milletvekili olarak meclise sokmayı istemekte, ilgi gösterdiği kanun tasarıları hakkında hukuk büroları aracılığı ile çalışmalar yapıp medya organlarının da katılımı ile yasama sürecine müdahil olmaya çalışmaktadır. Medya ve Psikolojik Harekât - Propaganda Araçları FETÖ/PDY'nin son dönemde, devletin gizli bilgilerini, gizli toplantılarını gizli telefon görüşmelerini, devlet kademelerindeki kendi unsurları vasıtasıyla her türlü yolu 'meşru' sayan bir anlayışla ele geçirip montajlayarak; Twitter, Facebook, Youtube gibi sosyal paylaşım sitelerinde yayınlayarak devleti ve hükümeti, 'itibarsızlaştırmak' suretiyle 'casusluk faaliyeti içerisine girdiği görülmüştür. Öyle ki devletin en mahrem bilgileri dahi medyaya servis edilebilmektedir. Örgüt özellikle yasadışı dinlemeler esnasında elde ettiği ses kayıtlarını medya organları vasıtasıyla iddia şeklinde kamuoyuna ana hatları ile duyurmakta, ülke genelinde tartışılır hale gelen iddiaların özel bir kurgu ile sunumunu yapmakta ve hükümet aleyhine tepkiselliğin artırılmasını, devlet kurumları ve bürokrasinin yıpratılmasını hedeflemektedir. Örgütün bu tavrı yeni olmayıp 28 Şubat sürecinde de anti demokratik girişimler grubun medya organlarınca desteklenmiş ve dönemin hükümetini devirmeyi hedefleyen yayınlar yapılmıştır. Yine 1980 askeri müdahalesinin hemen ardından F. GÜLEN, Sızıntı Dergisi'nde yayınlanan yazısını ''Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz. '' diyerek sonlandırmıştır. Sonuçta kamuoyunda; bütün bunların, devletin ortadan kaldırılmasına, ele geçirilmesine, anayasal düzenin cebren değiştirilerek yok edilmesine, hükümeti iş yapamaz hale getirmeye ve devirmeye yönelik belirli bir strateji doğrultusunda gelen talimatlar üzerine yapıldığı, bu uğurda her türlü baskı, cebir vb. tarzda hareketlerin de örgüt tarafından meşru görüldüğü anlaşılmıştır.
SAYFA: 228   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Eğitim Alanı: Dershaneler, PDY Evleri (Işık Evleri) ve Öğrenci Yurtları Örgütün önemli bir ayağını 'öğrenciler' oluşturmaktadır. Bu öğrenciler, toplumun çeşitli kesimlerinden özellikle de kırsal bölgelerden şehirlere gelen fakir aile çocuklarından oluşmaktadır. Örgütün, okul ve dershanelere yönelmesinin temel amacı PDY'ye öncülük edebilecek ve zamanla kadrolarında yer alabilecek zeki kişileri yetiştirmektir. Bugün gelinen noktada; yıllardır her dile getirildiğinde reddedilmeye çalışılan ve tepki gösterilen; ''F. Gülen ve örgütünün amacının, açtıkları okulları sayesinde Türkiye'de ve çevre ülkelerde bir yönetici sınıfı oluşturmak'' iddiasının doğrulandığı görülmüştür. Işık evleri ile alakalı olarak F. GÜLEN; ''Bu evler; bir medrese gibi işler, bir mektep gibi işler, hususi/ile her şeyin kapandığı bütün kapılara kilit vurulduğu bir dönemde bu evler geçmişte olan misyonlarından daha büyük misyon yüklenirler çünkü geçmişte bu evlerin yaptığı vazifelerin bazılarını medrese yapar, bazılarını zaviye yapar'. '' ifadelerini kullanmıştır. Örgüt evleri, yurtları ya da dershanelerinden yetişerek kendilerine değişik görev, sorumluluk ve misyon yüklenmiş kişilerin kamuoyuna yansımış açıklamalarından sistemin işleyişine ilişkin aşağıdaki bazı tespitleri yapmak mümkündür:(1) Örgütle ilk karılaşmalar genellikle dershanelerde ya da benzeri eğitim kurumlarında olmaktadır. Temas sağlanan öğrenciler, abilerin sorumlu oldukları evlere dağıtılmaktadır. Öğrenciler belirli bir okula yerleştirilmek isteniyorsa, sınavlara birkaç ay kala gruplar halinde farklı yurtlara çıkarılmaktadır. Bu gruplar, daha sonra daha küçük gruplara ayrılmaktadır. Her öğrenciye 'kod' adı verilmektedir. 'Paralel Devlet' dediğimiz yapılanma içerisinde, aslında bölgesinden birimlerine kadar herkes 'kod isim' kullanmıştır. Mülki îdare, Emniyet, TSK ve Yargı gibi stratejik kurumlar için hazırlanacak öğrenciler, daha özel şartlarda seçilip, özel şartlarda hazırlanmaktadır. Bunlar özellikle 'dörder kişilik gruplar' halinde hazırlanmakta ve bunların mümkün olduğunca diğerleriyle teması sınırlanmaktadır. Bunlara 'hücre tipi' yapılanma modeli uygulanmakta; askeri okullara, Polis Akademisi ve Polis Koleji'ne sokulacak öğrenciler, kesinlikle kendi dershanelerine gerçek isimleri ile kayıt edilmemektedir, Bu öğrencilere sınav soruları sınavlardan önceden verilir. Buna örgüt jargonunda 'Fetih okutmak' denir. 'Fetih okutmak', ''sınavda çıkacak soruların öğrencilere okutulup ezberletilmesi'' demektir. Özellikle Hukuk Fakültelerinde okuyan öğrencilere 'top-sakal bıraktırıp, küpe taktırarak, girecekleri ortamda kimliklerini gizlemeleri için 'stil çalışması' yaptırdıkları bilinmektedir. Dershaneler, örgütün adeta vesayet araçlarıdır. Çocukların ve ailelerin bilgilerinin depolandığı bir veri tabanıdır. Bu yapının, her ilde en az bir okulu olmakla birlikte, aileler çocuklarının etiketlenmesini istemediği için pek fazla göndermemektedirler. Fakat dershaneler için bu ihtimal daha az olduğundan, dershanelerine daha fazla öğrenci gitmekte ve aileleri de bu yapının içine çekebilmektedirler. Dolayısıyla konunun sadece eğitim olmadığı, PDY'nin; dershaneler üzerinden çocuklara, ailelere, il ve ilçelere, köylere ulaştığı ve kontrol ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağı kopartacak şekilde, dershanelere gerek kalmayan bir sistem getirildiğinde artık PDY'ye ya da benzeri bir yapıya ihtiyaç kalmayacaktır. (8) PDY 'abilik' ve 'ablalık' müessesiyle çocukları adeta ailelerinden daha iyi tanır hale gelmekte, gelişimini takip etmekte ve bu çocuklar bahanesiyle ailelerinin evlerine gelip bilgi toplayıp, not
SAYFA: 229   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

etmektedir. Ailenin dini, siyasi, ekonomik, demografik, eğitim, kültürel, etnik vb. durumu o defterlerde kayıtlı olup, adeta aileler fişlenmektedir. Bu şekilde F.GÜLEN örgütünün elinde, 'geniş bir demografik arşivin olduğu' bilinmektedir. Sonuçta 'eğitim alanı', örgüt için adeta bir 'ara yüz' konumundadır. Zira 'eğitim alanı', örgüt açısından 'üç tpneî\fonksiyon görmektedir. Her şeyden önce 'insan' kaynağı sağlamakta; ikinci olarak ekonomik kaynak temin etmekte ve üçüncü olarak ise, belki her şeyin ötesinde, hareketin meşru gibi görünmesini sağlamaktadır. Üçüncü fonksiyon diğer ikisinden daha önemlidir çünkü eğitim faaliyetleri, diğer gayri meşru faaliyetleri kamufle etmektedir. Örgütün Mali Yapısı ve Genel Durumu F.GÜLEN, 1960'lı yılların sonlarında İzmir/Merkez vaizi ve Kestanepazarı Camisi İmamı olarak görev yaptığı dönemde, küçük bir cami cemaatine hitap eden bir din adamı profilini taşırken, zamanla sayıları milyonlarla ifade edilen bir kitleye hitap eder hale gelmiştir. İlk yola çıkarken ''Altın Nesil'' oluşturma söylemleriyle ihtiyaç sahibi öğrencilere eğitim ve burs imkânları sağlamayı amaçladığını iddia ederek maliyesini de buna göre oluşturmuş, pek çok kişi ve kesim tarafından desteklenmiş ve takdir görmüştür. Yapılan hizmetler için gerekli olan maddi kaynaklar ise ''ihtiyaç sahibi öğrenciler için yardım'' adı altında gelenekçi tarzla fitre, zekat, bağış, hibe, himmet, vb. adlarla doğrudan para temini ya da kurban derisi, gıda yardımı vb. aynı yardımlar yoluyla karşılanmıştır. Örgütün mali yapısı, zaman içerisinde örgütlenmesine paralel olarak Türkiye başta olmak üzere Dünya'nın pek çok ülkesinde gelir ve gider kalemleri olan, son derece geniş bir ağ haline gelmiştir. Bu kapsamda yapılanma zaman içerisinde profesyonelleşmiş, bünyesinde bankası, holdingleri, basın yayın kuruluşları, eğitim kurumları, ticari işletmeleri, hastaneleri, STK'ları vb. çok sayıda kurum/kuruluşu olan, milyar dolarla ifade edilen gelir/gider rakamlarına ulaşan dev bir organizasyon haline gelmiştir. Denetimindeki eğitim kurumları ve diğer kurum/kuruluşları aracılığı ile topladığı yardımlar veya ticaret yoluyla elde ettiği kazancın miktarını belirlemek mümkün görünmemektedir. Sistem, kurumsal bir yapıya oturtulmaya çalışılsa da gelenekçi gelir toplama yöntemleri hala varlığını ağırlıklı olarak devam ettirmekte ve gelir kalemleri içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Mütevelli Heyetleri ve İllerin Mali Yapılanması Örgütün himmet yolu ile sağladığı gelirler genel olarak mütevelli heyetleri vasıtası ile toplanmaktadır. Örgütün sohbet gruplarında yer alan kişilerden; sohbet toplantılarına düzenli olarak katılıp verilen görevleri yerine getiren, örgütün verdiği talimatları sorgulamaksızın itaat eden ve maddi gücü yerinde olan kimseler seçilerek mütevelli heyeti üyesi yapılmakladır. '' Sohbet gruplarında zekat, burs, kurban ve himmet adı altında paralar toplanırken; mütevelli heyeti üyesi kişiler ayrıca bir ışık evinin maddi ihtiyaçlarından sorumlu tutulmaktadır.
SAYFA: 230   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Mütevelliler topladıkları parayı sohbet hocasının yanında getirdiği muhasebecilere vermektedir. Örgütün mali kayıtlarını bu muhasebeciler tutmaktadır. İl imamının da bir muhasebecisi bulunmakta ve il genelinde mali kayıt tutmaktadır. Mütevellide yer alanlar arasından her üç mütevelli heyetinden bir mali heyet teşekkül edecek şekilde isimler seçilmektedir. Mali heyetler yurtdışında bulunan örgüte ait yurt ve okulların yapımı için ihtiyaç duyulan paranın, hangi mütevelli heyetinden ne kadar toplanacağına karar vermektedir. Mali heyet toplantıları dünyanın her yerinde Salı günleri sabah namazından sonra gerçekleştirilmekte ve bu toplantılara mütevelli heyet sohbet hocaları da katılmaktadır. İlçe imamlarının sorumluluğu altında bulunan mütevelli heyetlerinin üstünde, il imamlarının sorumluluğundaki il mütevelli heyeti yer almaktadır. İl genelinde ne kadar para toplanacağına ise ilin bağlı bulunduğu bölgenin toplantısında karar verilmektedir. Burada alınan karar mütevelli heyet toplantısı adı altında yılda bir kez düzenlenen gizli toplantıda mensuplara aktarılmaktadır. Kişilerden alınan himmet vaadi nakit, çek, senet karşılığı olarak tahsil edilmekte; çek ödenememesi halinde icra yoluna başvurulmaktadır. İl imamının koordinesinde yılda en az bir kez mütevelli heyeti üyelerinin katılımı ile kamp düzenlenmektedir. Kamplar esnasında dini duygular istismar edilerek himmet, zekat, kurban ve öğrenci bursu adı altında toplanan paraların artırılması sağlanmakta, toplanan paraların karşılığının Cennet ile mükafatlandırılmak olacağı vurgulanmaktadır. Mütevelli heyeti mensupları, iş adamlarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarına üye yapılmakta, kimin hangi STK'ya üye olacağı sohbet abisi tarafından belirlenmektedir. Örgüt bu kuruluşların başkan ve üye seçimlerinde söz sahibi olmayı böylelikle de hükümete baskı yapabilmeyi hedeflemektedir. Örgütün Gelir Kaynakları Kamu kaynaklarından elde edilen gelirler (Borsa Spekülasyonları, Devlet ihaleleri, Teşvik ve Hibeler) İşadamlarından sağlanan gelirler (Şantaj, Tehdit) Gönüllülük esaslı sağlanan gelirler (Himmet, Kurban) Örgüte ait şirket, holding, banka, vakıf ve dernek faaliyetlerinden elde edilen gelirler. Eğitim faaliyetleri gelirleri (Dershaneler, Özel Okullar, Öğrenci Yurtları, Yardımcı Sınav Kitapları) Örgüte ait basın ve yayın organlarına verilen reklam ve aboneliklerden elde edilen gelirler STK'lardan sağlanan gelirler Kamu Kaynaklarından Elde Edilen Gelirler Kamu ihalelerini örgütle bağlantılı firmalara verilmesi, Örgütle ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli-idari işlemler yaparak piyasanın örgüt firmalarına teslim edilmesi, Kurumların gizli kalması gereken fınansal ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara sızdırılması,
SAYFA: 231   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi, Belediyelerce yapılan imar değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek veya şirketler lehine yapılması Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansında görevli adamları vasıtasıyla iş adamlarının yurtdışı iş bağlantılarını sağlama karşılığı örgüt adına onlardan para alınması, Kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde PDY firmalarının kayrılması, İşadamlarından Sağlanan Gelirler İşadamlarından, adli-idari süreçlerdeki işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı alınan paralar, İşadamlarının özel hayatları ile ilgili çeşitli zafiyetlerini ''ses ve görüntü'' kaydına aldırarak TEHDİT ve ŞANTAJ yoluyla alınan paralar, İşadamlarından, iş bağlantılarını sağlama karşılığı paralar. STK'lardan Sağlanan Gelirler TUSKON ve bağlı Federasyon, Dernek, Şirket ile Vakıflardan toplanan aidatlar, Yazılı-görsel medya sektöründen sağlanan gelirler, Kimse Yok Mu? Benzeri bağlı STK'lar aracılığı ile yardım adı altında vatandaşlardan toplanan paralar, Ticaret Odaları Yönetimlerini ele geçirerek, kamu hizmet alımlarındaki rayiç bedel belirlenmelerinde örgütle ilişkili vakıf, dernek ve firmalar lehine hareket edilmesi. Gönüllülük Esaslı Sağlanan Gelirler Kurban Bayramı öncesi iş adamlarından firmalardan ve esnaftan, adlarına kurban kesileceğini belirterek Kurban adı altında toplanan paralar, İ1 ve ilçelerde iş adamlarının katıldığı mütevelli heyetleri oluşturarak zekât ve burs adı altında toplanan paralar, Memur maaş ve ödüllendirmelerinden %5-%10 ''HİMMET'' adı altında toplanan paralar, Devlet kurumlarına yerleştirilen örgüt mensuplarının ilk maaşlarını örgüte vermeleri ile elde edilen paralar. Eğitim Faaliyetleri Gelirleri
SAYFA: 232   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

154 Ülkede bulunan örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden alman Yurtiçinde faaliyet gösteren örgütle ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden alman paralar, Eğitim kurumlarında okuttukları öğrencilerden ücret aldıkları halde, i fakir öğrencilerin okutulacağından bahisle BURS adı altında toplanan paralar F.GÜLEN Örgütünün Mali Yapıya Sızma Amacı İhracatta kolaylık ve öncelik sağlama, Kamu destek ve teşviklerini grup şirketlerine yönlendirme, Mali Denetim faaliyetlerinden haberdar olma ve denetimleri yönlendirme Kamu ihalelerini örgütle bağlantılı şirketlere verme, Bilişim altyapısı ve kurum arşivini örgütle bağlantılı şirketlerin menfaatine kullanma Sonuç itibariyle, Paralel Devlet Yapılanması; sayıları yüzleri aşan söz konusu kurum/kuruluşları aracılığıyla mali açıdan da ülke içerisinde ''Devlete Paralel'' olarak örgütlenen organize bir yapıdır. Örgüt Adına Elde Edilen Gelirlerin Sisteme Sokulması Örgütün, kurumsal gelirleri konusunda herhangi bir sıkıntı bulunmamakta olup, ''Şirket'' ya da ''Anonim Şirket'' olarak kurulan söz konusu kuruluşlar, elde ettikleri kazançları ticaret veya bankacılık üzerinden sisteme sokmaktadır. Vakıflar adı altında faaliyet gösteren kurum/kuruluşlar için ise vakıflar için tanınan vergi muafiyetlerinden yararlanılmakta, bir kısım para ''bağış'' adı altında söz konusu vakıflara verilmektedir. Örgütün, sisteme sokulması yönünde sıkıntı çektiği gelir grubu, ''Himmet'' adı altında toplanan paralardır. Şahıslardan alınan paraların doğrudan il/ilçe sorumlusunda (Finans imamında) toplanması, hem saklanması hem de nereden bulunduğunun sorulması durumunda sıkıntı yaratabilecek hususlardır. Örgüt bu sorunu, topladığı parayı, kendisine bağlılığı konusunda şüphe duymadığı ve güvendiği mutemet tayin ettiği iş adamları üzerinden aşmakta, toplanan paralar, belirlenen iş adamlarına verilerek yakalandığında kendi parası adı altında legalleştirilmesini sağlamaktır. Bu sayede zaten maddi durumu yerinde olan iş adamı gerektiğinde o parayı kendi parasıymış gibi bankaya yatırabilmekte, hem de örgütün o parayla ilgisi olduğuna dair resmiyete dökülebilecek bir sorun ortadan kaldırılmaktadır.
SAYFA: 233   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Ancak iş adamının mal varlığı, ürettiği katma değer miktarı ve diğer ticari (nakit mevcudiyeti başta olmak üzere) işlemleri incelendiğinde, doğrudan örgütün üzerine gidilemese de, söz konusu iş adamını kaynağını açıklayamadığı mal varlığı yüzünden zor durumda kalabileceği aşikârdır. İş adamlarından toplanan paraların bir kısmı bulunan yerleşim yerindeki örgüt kurumlarının ihtiyaçları için harcanmakta, fazla para ise İstanbul'daki merkeze yönlendirilmektedir. Mali yönden sıkıntı yaşayan bölgeler kardeş şehir ya da kardeş ülke olarak kabul edilerek destek sağlanmaktadır. Örgütün şahıslardan topladığı parayı sorunsuz bir şekilde sisteme sokma yöntemlerinden biri de kamuya yararlı dernek statüsünde bulunan ''Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'' gibi derneklerdir. B-TERÖRİZM VE GENEL HUSUSLAR: Terör kelimesi Latince'den gelmektedir. Kökünü Latince ''terrere'' sözcüğünden alır. Terör Fransızca ''terör '' kelimesinden, terörizm de yine Fransızca ''terrorisme '' kelimesinden dilimize geçmiştir. Terör kelimesi ilk defa Fransız devriminden sonra bugünkü anlamıyla kullanılmış ve yazılı metinde de 1789 yılında yayınlanan Diictionnarire de I'Acadamie Française ekinde geçmiştir. Hatta devrim sonrası dönem tarihçilerince de terör rejimi veya terör dönemi olarak isimlendirilmiştir. Kelime anlamı; korkudan titreme, sarsıntı geçirme veya titremeye, sarsıntıya sebep olmadır. Fransızca Petit Robert sözlüğünde toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için meydana getirdiği ortak korku '' anlamında yer almıştır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde terör ''yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş '' olarak tanımlanmıştır. Gerek kanunlarımızda gerekse terörle mücadeleyi konu edinen uluslararası sözleşmelerde terörün net bir tanımı yapılmamıştır. Bunun yerine terör eylemi olarak nitelendirilebilecek eylemler sayılmıştır. Uluslararası toplum terör tanımında anlaşamamıştır. Bunun sonucu olarak da tanım yerine spesifik terör eylemleri tek tek sayılarak onları yasaklayan ve mücadele eden anlaşmalar yapılmıştır. Türkiye'nin de taraf olduğu 27 Ocak 1977 tarihli ''Terörizmin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi'' buna örnektir. Hukukumuzda terör tanımı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun birinci maddesinin başlığı olarak yer almış ancak tanım yapılmamış nelerin terör eylemi olduğu sayılmıştır. Buna göre: Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve midiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin ve dış güvenliğini kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir. Terörizmi ise Türk Dil Kurumu sözlüğü ''siyasi bir amaca ulaşmak için yıldırma hareketlerini düzenli bir biçimde kullanma, tedhişçilik'' olarak tanımlamıştır. Amaca ulaşmak için terör kullanılmaktadır. Bu bir strateji olarak ortaya çıkmaktadır. Terörizm bir ideoloji, bir doktrin değil stratejidir. Terörizmde hedeflenen amaca ulaşmak için örgütlü bir şiddetin uygulanması söz
SAYFA: 234   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

konusudur. Terör salt tedhişi, korkuyu ifade ederken terörizm teröre süreklilik, çeşitlilikle beraber siyasal içerik katmaktadır. Ana Britannica'da; siyasal bir hedefe ulaşmak amacıyla devlete, halka ya da bireylere karşı sistemli şiddet eylemlerine başvurma şeklinde tanımlanmıştır. Ord. Prof. Dr. Sulhi DÖNMEZER ise '' ....şiddetin, sosyal, ulusal, ırki, dinsel, fesat çıkarıcı ve diğer maksatlarla ve sosyal sınıflar arasında çatışma ve savaşı tahrik etmek üzere planlı ve hukuk dışı olarak kullanılmas...'' şeklinde terörizmin tanımını yapmıştır. Terör tanımında anlaşamayan milletler arası toplumun onlarca uluslararası sözleşmelerdeki tercihi de hep bu yönde olmuştur. Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde terör tanımı yapılmayıp onun yerine eylem biçimlerin sayılması ve terör niteliği olmadan da bu eylemlerin suç olabilmesi nedeniyle maddedeki fiillerin hangi hallerde terör eylemi vasfı kazanacağı önem arz etmektedir. Cebir, şiddet ve tehdit içeren bir fiille kamu düzeni bozulacak şekilde suç işlenebilir, bu suç toplumda korku, endişe ve paniğe de neden olabilir. Bu şekilde gerçekleşmesi suçu tek başına terör suçu olarak kabul etmemize yeterli olmamaktadır. Bu bağlamda; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda hukuki çerçevesi çizilen ve tanımlanan ''Örgüt'', ''Silahlı Örgüt'', ''Terör'', ''Terör Örgütü'', ''Terör Suçu'' ve ''Terör Amacı ile İşlenen Suçlar'' kavramları incelendiğinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 220 ''Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde iki yıldan altı yılcı kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.'' 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 314; ''Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.'' 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu Madde 1 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundan farklı ve bağımsız bir örgüt tanımı ortaya koyarak bunu yaptırıma bağlamaktadır. Kanunun 1. maddesinde terör, ''Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biri ile Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa
SAYFA: 235   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir. '' şeklinde tanımlanmıştır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu Madde 7 Yine aynı Kanunun 7. maddesinin birinci fıkrasında, ''Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleri ile birinci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314.maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.'' şeklinde yapılan düzenleme ile de terör örgütü kuran, yöneten ve üye olanlara ilişkin yaptırımlar ön görülmüştür. Dolayısıyla Kanunun 7. maddesinde yer alan ''terör örgütü'' kurma, yönetme ve üye olma suçlarının emir/yasak kuralını 1. maddede yapılan terör tanımı oluşturmaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 3. maddesinde terör suçları ve 4. maddesinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan ''1. maddede belirtiden amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde'' terör suçu sayılacak suçlar ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda örnek vermek gerekirse, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinciKısmının Kişilere Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenen kasten öldürme (madde 81) suçu bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda terör suçu sayılmaktadır. Bahsi geçen hususlar ışığında bir yapılanmanın ''terör örgütü'' olarak nitelendirilebilmesi için; İdeoloji / Amaç, Örgütsel yapı, Cebir ve şiddetin aynı zamanda olması / bulunması gerekir. Bu çerçevede; Yapılanmanın; 1.Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, Temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amaçlarından biri veya birkaçına sahip olması gereklidir.(İdeoloji / Amaç) 2.Mevzuatımızda ''terör suçları'' örgütlü olarak işlenebilecek suçlar niteliğinde olduğundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220nci maddesi gereğince bu yapılanmanın üye sayısının en az üç kişi olması gereklidir. (Örgütlü Yapı)
SAYFA: 236   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

3.Yapılanmanın yukarıda sayılan amaçlara ulaşabilmek için mutlaka cebir ve şiddet kullanması gerekir. (Cebir ve Şiddet) C-AYRINTILI İNCELEME: ''Genel Hususlar'' başlığı altında belirtilen hususlar çerçevesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Soruşturma Bürosunca yürütülen 2014/75025 sayılı soruşturma kapsamında arşiv kayıtlarımıza intikal eden her türlü bilgi/belge ve dokümanın bir bütün olarak incelenerek değerlendirilmesi neticesi FETÖ/PDY'nin; Cebir, şiddet ve diğer yasal olmayan yöntemleri de kullanarak Türkiye Cumhuriyetini Hükümetini ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek dinde bir amacın olduğu,Söz konusu amacın gerçekleştirilebilmesi adına hayatın normal akışı içerisinde beraber hareket etmeleri mümkün olmayan;Kanunlarımıza göre silahlı, zor kullanma ve yaptırım uygulama yetkisine sahip ve mesleki hiyerarşi içerisinde görev yapan kamu çalışanlarını ve devlet memurlarını, diğer üst düzey çalışan veya emekli olmuş kamu görevlilerini, Bürokratlar, Gazeteci, Yazar ve Akademisyenleri, Sivil Toplum Kuruluşları mensuplarını aynı amaç etrafında faaliyet gösterecek şekilde bünyesinde barındıran, süreklilik arzeden gizli ve hiyerarşik bir yapılanma olduğu,Birbirinden bağımsız bir şekilde hücresel olarak yapılandığı,Örgüt içerisinde faaliyet alanları iş bölümü ve sorumlulukların tespit edilerek şahıslara örgütsel sorumluluk dağılımı yapıldığı/verildiği,Geçmiş yıllarda ''başladığı anlaşılan örgütsel faaliyetlerin güncel gelişmelere bağlı olarak, farklı zamanlarda yeniden oluşturulduğu ve bir bütünlük ve süreklilik içerisinde devam ettiği,Örgütsel faaliyetlerin devamlılığının ve lidere bağlılığın sağlanması adına düzenli olarak önceden belirlenen evlerde gizli örgütsel toplantılar yapıldığı,Örgütün amaçları doğrultusunda kullanabilecekleri güncel gelişmeler çerçevesinde yeni strateji oluşturma ve bu strateji kapsamında yeniden yapılanma vb. konularda alman toplantı kararlarının verilen örgütsel talimatlar doğrultusunda hayata geçirildiği/uygulamaya konulduğu,Örgüt mensuplarının faaliyetlerine ilişkin örgüt sorumlularına rapor verdikleri, benzer şekilde örgütsel faaliyet alanları hakkında analiz içeren dokümanlar/raporlar düzenlendiği,Örgütsel faaliyetlerde gizliliğin ön planda tutulduğu, haberleşme, buluşma, rapor verme, doküman hazırlama, saklama ve arşivlemede özel şifreleme usullerinin kullanıldığı,1980 yıllardan günümüze kadar örgütün, dershanelerinde; veya okullarında yetiştirmiş olduğu kalifiye insan kaynağı ve izlemiş oldukları tedbir ve takiyye politikaları sayesinde devletin stratejik kurumları içerisinde kadrolaşma imkânına kavuştuğa ve gün geçtikçe görev yaptıkları kurumların karar ve uygulama mekanizmalarını ele geçirdikleri/geçirmeye çalıştıkları,Örgüt içerisinde faaliyet gösteren kamu görevlilerinin makamlarını, çalıştıkları kurumların yetki, araç, gereç ve personelini örgütün amaçları doğrultusunda kullandıkları, Örgüt içerisinde faaliyet gösteren bazı kişilerin yazdıkları kitaplar, görsel, yazılı, sosyal paylaşım siteleri, dizi ve filmler ile internet medyası aracılığıyla ürettikleri köşe yazıları, makaleler, fikir beyanları, yorumlar vb. ile kamuoyunu siyasi, hukuki, ekonomik ve güncel konularda örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirmek suretiyle algı oluşturdukları;
SAYFA: 237   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Bu yöntemle; Geniş kitlelere ulaşarak sempatizanlarını diri tutmak ve örgütte kadro içerisinde bulunan elemanlarına mesaj vermek amacıyla dizi, film vb. sosyal medya araçlarını sık olarak kullandıkları Örgüt tarafından yönetilen yönlendirilen TV kanallarında yayınlanan dizelerde tabanına mesajlar gönderildiği, operasyonel bilgilerin aktarıldığı, yöntem olarakta gerçek hayattaki kişi ve olayların isimlerini çağrıştıran karakterlere yer verildiği (CCK-KCK, Erkan Kondu-Ergenekon, Gezinti Olay-Gezi Olayları, Kararuhlu Yazarlar-Akit Gazetesi Yazarları) Kamuoyunda güvensizlik algılaması ve toplumsal ayrışmalar oluşturulduğu/oluşturulmaya çalışıldığı, meydana getirilen toplumsal ayrışmalar neticesinde kamu düzeninin bozularak devlet otoritesinin zaafa uğratılması, bu sayede ülke genelinde oluşacak kaos ortamında devlet otoritesi ve siyasi yollarla seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelik örgüt mensupları tarafından gerçekleştirilecek her türlü hukuk dışı müdahaleye kamuoyu desteği sağlanması, Bilerek yanlış yönlendirilen kamuoyunda oluşan baskı neticesinde adli makamların da etki altına alınmasının hedeflendiği, Devlet ve Hükümet politikalarını icra eden kamu görevlilerinin isimlerini ifşa ettikleri, internet aracılığıyla yasal haklarını kullanarak verdikleri dilekçelerle baskı ve tehdit yöntemlerini kullandıkları, böylelikle görev yapan personeli korkutmak ve sindirmek suretiyle görevlerini yapmalarına engel olunmaya çalışıldığı, Ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarını bozmaya ve teröre destek veren ülke imajı yaratılarak uluslararası arenada ülkemizin itibarını zedelemeye yönelik yayınlar yapıldığı ve bu türden yayınların örgüte ait basın yayın organları ve müzahir sosyal medya adresleri üzerinden yürütülen algı operasyonlarıyla gerçekleştirildiği, Kurumlar arası gönderilen gizli mahiyetteki belge ve dokümanları internet ve basın kuruluşları aracılığı ile yayınlayarak devlet faaliyetlerinin gizliliğini ihlal ettikleri ve yapılacak çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, Sosyal paylaşım sitelerinde ''Haramzadeler, Başçalan, Fuatavni, Yıldızkulis'' adıyla başlayan benzer sahte hesaplarla ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak amacıyla paylaşımlar yapıldığı, ülke güvenliği ve dış politikalara yönelik devlet sırrı niteliğindeki toplantılar ve görüşmelerin illegal olarak dinlenerek servis edildiği, Özellikle Fuatavni isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığı, Örgüt mensuplarına yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonları önceden öğrenebilmek ve tedbir almak için örgütün devletin tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TÎB vb.) alman adli ve idari tüm tedbirlere rağmen sızıldığı, Örgüte eleman temin etme hususunda düzenli ve sistemli olarak çalışıldığı, örgüte kazandırılması amaçlanan kişiyi İKRAM-İZZET-ZİYAFET yöntemlerinin uygulandığı ve özellikle küçük yaşta başarılı öğrencilerin sahilde deniz evinde ya da kırsal alanlarda bulunan yayla evlerinde yaz kampı şeklinde kampa çağrılarak eğitim verdikleri ve şahısların temaslarının kontrol edilip test edildikleri, planlanan bu kampların ''DÜĞÜNE ÇAĞIRMAK'', kamp yapılacak evlerin ise ''KÖŞK'' şeklinde örgütsel olarak kodlandığı,
SAYFA: 238   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Örgütün sempatizanları üzerinden etkinliğini arttırıp, soruşturmaları kamuoyunda tartışılır hale getirmek için örgütsel bir tavır alarak, bölücü terör örgütü mensupları tarafından daha önceki tarihlerde gerçekleştirilen ''Bende PKK'lıyım'' eylemlerinin bir benzeri olarak ''Kendimi İhbar Ediyorum'' konulu toplu dilekçe verme faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ve kamuoyu oluşturmak için çeşitli basın açıklamaları ve protesto gösterileri düzenlendiği, Kamuoyu oluşturmak ve gözaltına alınan örgüt mensuplarını mağdur olarak göstermek için medyayı kullanmak suretiyle özellikle kadınların ve çocukların ön planda tutulduğu çeşitli eylemler yaptığı, İlgisiz kişilerin eline geçmesi yasak olan, ilgisiz kişilerin eline geçmesi durumunda devletin iç ve dış güvenliği ile kamu düzenini tehlikeye düşürecek özelliğe sahip, devlete ait gizlilik dereceli evrak, doküman, bilgi ve belgeler ile istihbarat toplama yetkisine sahip ilgili birimlerce hazırlanmış istihbari nitelikteki rapor ve değerlendirmelerin temin edilerek örgüt amaçları/stratejileri doğrultusunda kullanıldığı/kullanılmasının hedeflendiği, Bulundukları makam, yetkileri ve görevleri itibariyle yönlendirilmeleri durumunda örgütün amacına ulaşmasında fayda elde edileceği düşünülen şahıslar ile örgütsel faaliyetlerde kullanılan/kullanılması düşünülen kişiler başta olmak üzere yargı mensupları, akademisyenler, TSK personeli, Emniyet Teşkilatı personeli, üst düzey kamu görevlileri, bürokratlar, gazeteciler vb. kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine, ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, iletişim bilgilerine (e-mail, telefon), sağlık durumlarına ilişkin özel ve hassas bilgilerin/verilerin, görüntü, ses kayıtlarının gizli ve bazı teknik donanım uzmanlık gerektiren yöntemlerle usulsüz bir şekilde kişisel veri olarak kaydedilip arşivlendirildiği, söz konusu kişisel verilerin örgütün amaçları doğrultusunda şantaj amaçlı veya gerçekleştirilmesi planlanan eylemlerde kullanıldığı/kullanılmasının hedeflendiği, Örgütün amaçları doğrultusunda her türlü legal yapılar (STK, Dernek, Vakıf, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb.) ile işbirliği yaparak, söz konusu yapı ve oluşumları sahip oldukları araç ve gereçleri kullanmayı/ yönlendirmeyi hedeflediği, Bu kapsamda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen 2014/75025-50403 sayılı soruşturmalar ve bağlantılı olarak Türkiye genelinde bu soruşturma kapsamında Tanık/Müşteki/Bilgi Alması yapılan şahısların ifade beyanları incelendiğinde; ''Dolayısıyla burada söylemek istediğim bir husus var. Halkın dini duyguları üzerinden yukarı katlar bunları öyle bir motive etmiş ki, hiçbir Müslümanın hayır diyemeyeceği bir vaatte bulunmuş bunlara. Bu manevi vaat nedir? Mahşerde Resulullah ile haşrolacaklar, şu cemaatin tümünün yapmış olduğu hayır ve hasenat tek tek her birinin hanesine yazılacak. Yani aşağı kattaki herhangi bir x şahıs buraya müntesip olduğunda bir şekilde katkı da bulunduğunda gazete aldığında burs verdiğinde himmet yaptığında, yani bir şey yaptığında, tüm cemaatin yaptığının tamamımın sevabı onun defterine yazılacak ki buna hiçbir fani hayır demez.'' Alevi Federasyonu v.b. sivil toplum kuruluşlarına sızarak legal veya illegal yapılarında içinde bulunduğu BİR SUİKAST GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR 17 Aralık operasyonu sonrasındaki süreçte net olarak şunu bilmemiz lazım. Türkiye 'de düşen yaprak arkasında bile cemaat yapısını aramak mantıklıdır. Türkiye Cumhuriyetinde meşru devletle meşru olmayan yapının arasındaki çatışma devam
SAYFA: 239   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

etmektedir. Fiili bir harp devam etmektedir. Devlet, her şeyin meşru olduğunu benimseyen bir cemaatle çatışma halinde. Şimdi her şeyi de cemaattenmi bileceksiniz gibi bir algı oluşturulmaya çalışıyor. Tamda bu cemaatin istediği bir şey. Bundan sonra öyle operasyonlar yapılabilir ki cemaat ile bağdaştırmanız imkânsız olabilir. Ama bu olayların hepsi halkı germek ve halkın psikolojisini bozmaktadır. Başkalarını zor durumda bırakmaya yönelik hamleler olacak'' 'Zaman gazetesinde; 28 Şubat sürecini destekleyen ERBAKAN ve hükümeti aleyhine yazıları yazılmıştır. Hatta ERBAKAN hükümetinin istifa etme sürecinde ERBAKAN'ın istifaya direnmesi neticesinde Fethullah GÜLEN ''bir gün yine 5. Kat toplantısına geldiğinde elinde Zaman Gazetesi ile A. ve diğer arkadaşların orada bulundukları anda elindeki gazeteyi göstererek ve gazeteyi onların yüzüne fırlatarak ''bir hükümeti bile deviremeyen bu gazeteyi çıkarmayın'' dediğine şahit oldum. '' ''Devletin resmi kurumlarındaki yapılanmayı kendi tabiri ile Necatibey Caddesindeki o evde şöyle söylemişti ''bir gün bana Ankara'da bin evimiz olduğunu söyleyin, devletin paçasından şöyle bir tutacağım, devlet uyandığında yapacağı hiçbir şey kalmayacak'' demişti'' ''Fetullah GÜLEN cemaatinin daha önce böyle bir hareketleri olduğunu hatırlamıyorum. Fakat bu konuda talepleri oldu. Bazı toplantılarında kendisine böyle teklif gelmesine rağmen ''bir kere vuracağız tam vuracağız'' diyerek talepleri geri çevirmişti. Küçük hareketlere her zaman karşı çıkmıştı. Bu sebeple sürekli sabretmemiz gerektiğini beklememiz gerektiğini söylüyordu'' ''Kendisine sizden sonra bu topluluk ne olacak diye sorduğumda onları şimdi düşünmeye gerek yok, ben öldükten sonra bu topluluk Ebubekir' ini seçecek kıvama gelmiştir'diye kendisini farklı yerlerde görmüş ve bu şekilde cevap vermiştir. ''Ev ağabeyleri bize *Atatürk öldü, Fetullah GÜLEN doğdu, Allah tarafından Mehdi ya da Mesih şeklinde İslam'ı bu topraklarda ayağa kaldıracak, Peygamber Efendimiz, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında olduğu gibi yeniden İslam alemini ayağa kaldıracak kişinin Fetullah GÜLEN olduğunu ve onun cemaatinin de bizlerin olduğunu' anlatıyorlardı. ''Piramitte üst akıl olarak belirttiğim yer hoca ile birlikte hareket etmektedir. Gerçekleştirdiği operasyonlardan bunu görebiliriz. Üst akılda Türkiye'de bir operasyon yapılması kararı alınıyor. Üst akıl Türkiye deki uzantılarına bir strateji veriyor. 17 Aralıkta yapılan operasyonun kendisine özgü bir karakteri vardır. 30 Mart seçimlerinden sonra karşılaştığımız operasyonlara baktığımızda hepsinin ortak özelliği başbakanı germek ve kızdırmaktır. Bunun amacı da toplumu germek ve vatandaşlarda umutsuzluk yaratmaktır.Tabi bu operasyonları fiilen cemaat kendisi yapmıyor olabilir Önümüzdeki 3 aylık süreçte halkın Başbakana güvenini sarsmaya ve Başbakanın Cumhurbaşkanlığına gitmesi sürecinde Türkiye'nin gerileceği, sıkıntıya düşeceğini, maddi manevi zararlar göreceğini, ortamda yeniden kaos hali yaratmak ve devletin bunu önleyemeyecek bir zaaf içinde olduğunu göstermek amaçlı eylemler yapacaklardır.'' ''CIA ve FBI, tarafından hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik konularda eğitimler verdi. Bunun en iyi örneklerini ise 17 Aralık sürecinde Savcılar ve Güvenlik güçlerinin yapmış olduğu operasyonları içine alabiliriz. Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm kurumlarıyla zayıf düşürmek amacını taşımaktaydı. Bahsettiğim eğitimlere dahil olan Adli ve Güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir.......F. GÜLEN, kendi yalan çevresine 17 Aralık süreci ile ilgili ''keşke şimdi yapmasaydık diye söylediği'' şeklinde bir duyumum olmuştur. Bu şekilde konuşmasının nedeni ise; yapılan bu hareketten sonuç alınamamasıdır. Eğer bu girişim olumlu sonuçlansaydı, F. GÜLEN Humeyni misali yurda dönecekti. Bu başarısızlık aynı zamanda cemaatin Amerika ve İsrail nezdinde prestij kaybetmesine neden olmuştur.
SAYFA: 240   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Bu nedenle Ayasofya konusu gündeme getirilmiş Ayasofya konusunda hükümeti zayıf düşürmek amacıyla cemaat ve buna bağlı yayın organları tarafından kamuoyu oluşturmaya bağlanmıştır. '' ''Bu yapısal analizde resmi kurumlar ve evler dediğimizde bîr hususun altını iyice çizmek gerekiyor o da şu: ''Fethullah GÜLEN hareketi bu şekilde yapılandırırken, temel taş olarak evleri koyarken (yani bu IŞIK EVLER DEDİĞİMİZ) bu kattakilere de alt kata vadedilenden daha farklı olarak 2. Kutsiler (sahabiler-adanmış ruhlar) olarak cemaatin vurucu gücü, operasyonel gücü, asli elemanları, unsurlar burada yetişip motive edilip şekillendirilip sahaya indiriliyor ve buradan gönderiliyorlar'' ''Talat Paşa Bulvarı Dikimevi kavşağına gelmeden sağ tarafta bulunan İş Bankasının bir bina altına bulunan1988-1990 yılları arasında faal olan örgüte ait olan T. Erkek Öğrenci Yurdu'nun (şu anda aktif değil) en üst katında ÖZELLİKLE TSK üzerinde çalışma yapan cemaat Sorumlularının katıldığı bir toplantıda Ankara İl İmamı K. bizlere hitaben ''Yapmış olduğunuz iş hiçbir şey ile kıyaslanamaz, tarihi bir iş yapıyorsunuz, Hoca efendi dedi ki, ''Bir vasıtanız var ve cennete adam taşıyorsunuz, muvakkaten o işi bırakın, bu işi yapın, bu daha önemlidir'' diye haber gönderdiğini'' söyledi. Yani bu işin ne kadar çok önemli olduğu hakkında bilgi verdi.'' ''Önümüzdeki süreçte bu yapının Türkiye'de meydana gelen sosyo-ekonomik sorunları bahane ederek hükümeti ve devleti zora sokacak eylem ve faaliyet içerisinde kesinlikle yer alacaktır. Ancak bu sefer yaşanacak veya karşı karşıya kalınacak hususlarda cemaatin ilişkisi olduğuna dair somut veya soyut bir emare görülmeyecek şekilde hareket edilecek ve bu yapıya karşı toplumda tepki oluşması engellenerek gizliliğe riayet edilecektir. '' ''Olur da dayanamaz konuşursak ne kadar az biliyorsak hizmete o kadar az zarar veririz anlayışı mevcuttur. Onun için ne merak edilir ne de sorulur. '' ''Gönül Eri, Muhabbet fedaisi, kalp insanı, hizmet eri, ışık eri, ışık süvarisi veya eski ifadesiyle 'şakirt' adayları örgütte 'keyfiyet' kazanmaya başladıktan sonra tedbir öğretilmeye başlanır. Bu başlangıçta komşuları rahatsız etmeme, dikkat çekmemek için apartmana giriş ve çıkışlarda itinalı olma, tek tek içeriye gelme-gitmelerle başlar. Sonra örgüte zarar gelmesini engelleyici her türlü yollar anlatılır. 'Ortamın dindar insanları yok etmek istediği' vurgusu sık sık yapılarak evde kalanlar ve gelip-gidenler hep teyakkuzda tutulurdu. Evde fazla kaset bulundurmama ve Risaleler gibi okunacak bir kısım kitapların ciltletilerek bulundurulması, zaman zaman başvurulan tedbir yöntemleri olmuştur. '' ''Bu konulan değerlendirirken eski MİT başkanları ile Hakan FİDAN'ın kileri kıyaslamak lazım. Bu göreve Hakan FİDAN yerine cemaatten olan ve emniyet kökenli R. 'i getirerek dış güçlerin ve paralel yapının hedefleri doğrultusunda hizmet ettirmek istenilmesindendir. Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN rahatsızlandığı zaman cemaate ait bir hastaneye yatırıldığını duyan Hakan FİDAN hızlı bir şekilde hastaneye yetişip ameliyata mani olmuş ve cemaatin/paralel yapının yapmak istediği tehlikeli sonuca engel olmuştur. Bu sebeple başta İsrail ve Paralel Yapı/Cemaat tarafından Hakan FİDAN sevilmeyen bir şahsiyet olmuştur. '' ''Kendisiyle yine 5. katta yapılan bir toplantıda bulunduğumuz esnada Fetullah GÜLEN'in bizlere ''Allah izin verirse bir gün gelecek dünyayı fethedeceğiz ama bedirler var önümüzde uhudlar var önümüzde, çetin geçeceğimiz yollar var. Bugünlere geldiğinde Hamzalar gibi doğranacak, kollarınız kesilecek, bedenleriniz kesilecek kütüklerde doğranan etler gibi doğranacaksınız ama bu akan kanlarınıza rağmen arkadan gelenler ayni yoldan devam edip gidecekler' diyerek bizleri motive etti. ''
SAYFA: 241   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

''O. isimli şahıs askeri liseye girdikten sonra bir daha bizimle görüşmedi. Ailesinin yanına gittiysek de bizimle irtibat kurmayı reddetti. Bu durumu ben İl İmamı K. 'e aktardım. O da bana (Boş ver üzerine gitme, gelmiyorsa gelmesin, ileride nasıl olsa rütbelerini sökeriz' diye söyledi ve oradan ayrıldım. '' ''M. 'in babasının ikametinde Harp Okulundan mezun olan öğrenciler için rütbe takma töreni düzenlendiği, bu törene Fetullah GÜLEN'in bizzat katıldığı, mezun olan öğrencilerin apoletleri Fetullah GÜLEN'in takkesinin içerisine konularak okutulduğu ve bundan sonra Fetullah GÜLEN'in bizzat yıldızları kendisinin taktığı, o gün M. 'in harp okulundan atılma olduğu için kendisine dönerek 'Gelecekte senin yıldızını da ben takacağım' diye söylediğini bana M. anlatmıştı.'' ''Humeyni yapılanmasını baz almıştır. İletişim ağı kurma da ULAK sistemini Humeyni modelinden almıştır '' ''Devletten, daha ciddi bir istatistik çalışması vardır cemaat içerisinde. Cemaat içerisinde öyle bir istatistik vardır ki mesela Hoca sorsun; ''ne kadar hukukçusu, savcısı, katibi, ne kadar polisimiz var rütbeli/rütbesiz'' bir fİresiz tek tek sayılır '' ''Özellikle Amerika'ya gidenlerin eğitim alacakları konu yanında başka bir alanda da eğitim alması sağlanıyordu. Yapı adına nerede istihdam edilecekse o yönde teknik/operasyonel anlamda eğitim alması sağlanıyordu. Bugiin yüksek düzeyde bir donanımla yurda dönüş yapıyorlar. Özellikle Amerika da lisansüstü eğitim alıp ta üniversite de benimle görüşmeye gelen devlet kurumlarında çalışan personellerin. Müthiş bir donanıma sahip olduklarına şahit olmuşluğum vardır. 'Ülke içinde öncelikle hangi alanlarda faaliyetimiz zayıfsa o kurumda yapılaşma içine gidildi. Önce askeriye sonra emniyet ve adliye ele alındıktan sonra Milli Eğitim, sanat camiası, medya ve gazete alanında yapılanma oluşturuldu. Bu faaliyet toplummdaki her statüyü ele geçirme faaliyetidir. Yetiştirilen her öğrenci de kariyerini tamamladıktan sonra bu amaç doğrultusunda kullanılırdı.'' Silsile yolu ile talimatlar alınırdı. Bende sorumlu bir şahıs olarak her ay talimat alıyordum. Bu hareketin sivil/resmi/gayriresmi hiçbir adımı Fethullah GÜLEN onaylamadan atılamaz. Biz aylık toplantılarımızda her bölge kendi gündemini getirir. Hoca, gündemle ilgili gerekli talimatlarını verir. Bu hususlar tarafımızdan arşivlenmiyordu. Bu talimatları her dönemde küçük not kâğıtlara yazardık. Hatta yenilebilen kâğıtlar vardır. Bize bu kâğıtları polis baskını var şeklinde tatbik ettirilerek yedirilirdi. Ama biz bunları ezberlerdik. Fakat, bu görüşmeler esnasında sekretarya görevi yapan bizim data bank olarak adlandırdığımız birimde görevli gençler vardı. Bu gençler, bilgisayar ve yazılım konularından iyi anlardı. Hocanın talimatları, görevlendirdiği şahıslar yani istatistik bilgiler tamamen bu şahıslar tarafından yapılırdı.. '' ''Toplum içinde hayati önem arz eden Askeriye ve Emniyet Teşkilatı atamaları ile F. GÜLEN bizzat ilgilenirdi ve bu tayinleri onun dışında kimsenin bilmesi mümkün değildi. '' ''Bu yapı içinde devlet kurumlarında faaliyet gösteren şahıslar genelde KOD AD kullanırlardı bu sebeple bizim bildiğimiz isimler doğru isimler de olmayabilir. Bu kod isim uygulaması her kurumda olabilir. '' ''Mesela Fethullah GÜLEN'in Amerika'ya gitmeden önce onun adına yazılan kitaplarda Abdul Fettah ŞAHİN imzası kullanılmıştır. L. 'ın Küçük Dünyam isimli kitabı yayınladığında Şemsettin Nuri imzası ile yayımlandı. A. Saffet SENİH rumuzunu kullanırdı. Biz kendi aramızda hocaya DAYI olarak hitap ederdik. En yakın hizmet arkadaşı ve bizlerinde abisi olan, halen Amerika'da yanında olan İ. 'nin KOD adı da ''DOKTOR'' idi'' ''Fethullah GÜLEN'in sanırım Nuriye AKMAN'a verdiği bir röportajda; Bu dünya gemisinin dümeninde Amerika var. Amerika 'ya rağmen dünyada okul açamazsınız eğer bu gemide gideceksiniz kaptan Amerika'dır! fikrini savunuyordu. Bu düşünceyle İslam dininin temsilcisi olduğunu söyleyemezdi
SAYFA: 242   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

burada bu sebeple bu söylemi yumuşatması gerekiyordu ve başlık bulundu ve buna da Ilımlı İslam denmeye başlandı. ''96 ve 97. Yıllarında ClA'dan emekli olmuş veya hala görevde olanlardan bunlar gelerek Türkiye'nin ve Orta Asya'nın gelip MR'ını çektiler, ayrıca cemaatin bölgedeki gücünün tespitini yaptılar ve bizde bunları gezdirdik onlara yardımcı olduk. Akabinde de bunları rapor haline getirip Amerika'ya gittiler. '' ''Burada önemli olan husus, Amerika'nın girmek ve hegemonyası altına almak istediği Türki Cumhuriyetleri ve İslam coğrafyasını çok kolay bir şekilde kontrol altına almasına imkan sağlamasıdır. Amerika bu saye de kendisine yeni bir kapı aralamış olduğunu F. GÜLEN''in kendi ağzından duymuşluğûm vardır. Cemaat kadroları öncelikle gittikleri ülkede Amerikan büyükelçiliğini ziyaret ederek biat tabir edilen yeminle göreve başlıyorlardı, akabinde bu cemaate ait bu okullarda CIA görevlilerinde öğretmen olarak çalıştığını biliyorum. Amerika'da Ortadoğu masası ve Türkiye masasında Yahudi görevliler vardır, F. GÜLEN'in bu masalar tarafında birçok kez sorgulandığını kendisi bana anlatmıştır hatta Usame Bin LADİN sorusunu bile sorduklarını anlattığım hatırlıyorum. Amerika hangi ülkeyi terör örgütü ilan edecekse F. GÜLEN'i çağırarak deklare etmesini istiyordu.'' ''Yıllar yılı bu ülkedeki yapılanmaların stratejik planlamaları bu yapının kademelerinde ve üst akıl tarafından yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün üzerine dinleme merkezi kuranlar, Yargıtay'ın çatısına cihazlar koyanlar, Başbakanın ofisine böcekleri koyanlar, herkesi dinleyenler herkesi fişleyenler, herkesi kameraya çekenler bunlardır ve bunların sıradan bir teknolojiyle ve sıradan bir stratejiyle çalıştığını düşünmemeliyiz'' ''Devletin istihbarat birimleri kendi kuramlarından önce tüm bilgileri F. GÜLEN'e ve onun üst akıllarına ulaştırıyorlardı. Bu birimlerde istihdam edilmiş cemaat kadroları devlet adına hizmet etmekten ziyade F. GÜLEN'in elemanları olarak çalışırlardı. '' ''Telefon ile yapılacak görüşmelerde ''Hocam, şakird, abi, hizmet ve Fetullah GÜLEN'in isminin zikredilmemesi'' talimatı bizzat üst sorumlular tarafından bizlere söylenirdi. Ayrıca buluşma yerlerinin/mekanlarının isimleri açıktan söylenmez, mutlaka karşı taraftaki örgüt mensubunun anlayabileceği şekilde şifrelendirilirdi. Örneğin ''İzmir Caddesindeki Y Dershanesinde buluşalım yerine, oranın müdürü H. Bey ise ''H. Beyin yerinde buluşalım'' gibi cümleler kullanılırdı. '' ''5. Katta bulunduğum süre içerisinde çok dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Emniyetten arkadaşlar; üst düzey yetkililerin yaptığı görüşmeler ve toplantılara ait kayıtlar ile kararnameleri anında özel faksla gönderirlerdi daha Cumhurbaşkanına bile belki gitmemişken Fethullah GÜLEN bunları faks şeklinde alıp okurdu. '' ''Her kurum kendi içinde bilgi toplama faaliyeti gösterirdi, her kişinin hangi seviyede olduğu 5 kademeli bir değerlendirme ile belirlenirdi. Namaz kılmak/kılmamak, sohbetlere katılıp/katılmamak, F. GÜLEN' in eserlerini okuyup/okumamak, F. GÜLEN hakkındaki görüşleri, Bediüzzaman hakkındaki düşünceleri bu puanlamada etkili olurdu. Bu notlar terfilerde cemaat içerisinde etkili olurdu. Toplanan bu bilgilerin neticesinde Emniyet ya da Askeriye gibi kurumlarda atamalar tayin ve takdir edilirdi.'' ''Talebeler hakkında tutulan çetelerde 5'lik sistem ile puanlama yapılırdı. Bu sistem 5-5, 5-4, 5-3, 5-2, 5-1 şeklinde değerlendirme yapılarak kayda geçilirdi. 5-'1lik puanlama; Dinle diyanetle alakası olmayan, dinsiz, imansız, ateist manasındadır. 5-2'lik puanlama; Namaz kılmasa da Müslüman, ancak henüz cemaatle ilişkisi olmayan, hatta sevmeyen şahıslar,
SAYFA: 243   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

5-3'lük puanlama; Cuma namazlarını kaçırmayan, ara sıra diğer namazlarını kılmaya gayret eden, hizmete genel manada sempati ile bakan, davet edildiğinde gelip giden, 5-4'lük puanlama; Beş vakit namazını kılan, cemaatten olan, hatta vazife verildiğinde yerine getirmeye çalışan. Bu kişi artık Örgüt mensubu olmuştur. 5-5'lik puanlama; Hayatını İslam 'a adamış, İslam 'ın tüm şartlarını yerine getiren, Fetullah GÜLEN'i imam kabul edip, ahir zamanda beklenen zatın (Mehdi, Mesih) o olduğuna inanan, gerektiği zaman ve yerde canını çekinmeden hizmet ve Fetullah GÜLEN adına verebilecek insan olarak değerlendirilir. Bugün için örgütün aktif mensubu sayılan kişidir. Benim dönemimde 5-5'lik olmayan bir cemaat mensubuna hiçbir görev verilmez, askeri okullar veya polis koleji ve akademisine sokulmazdı. Yani 5-5 'lik sisteme uymayan hiç kimseye bir görev verilmezdi. Ayrıca bizim dönemimizde sadece bilgi ve becerisi bulunan örgüt mensuplarına görev verilirdi. Ancak örgütün büyümesi, etki alanının artmasından dolayı kontrolün biraz daha zayıflaması, 5-5 'lik sisteme uygun örgüt mensubu şahısların azlığından dolayı daha alt puanlamaya tabi örgüt mensuplarına görev verilmiş olabilir'' ''K. ile birlikte gidilen sohbetlerde; ''.İslamiyet ve hizmet hakkında bilgi verildikten sonra, Hoca Efendi 'nin ABD 'ye sürgün edilmiş olduğu, cemaatin yabancı teşkilatlarla irtibatlı insanlar tarafından ele geçirilmeye çalışıldığı'' gibi konularda sohbetler yapılırdı. Açıkçası Samanyolu TV'de yayınlanan ''Şubat Soğuğu'' isimli dizedeki mesajlara yönelik sohbetler yapılırdı'' ''Memurlardan alınan HİMMET parası memurun aldığı maaşın %10'udur. Tabi bu alt sınırdır. İsteyenler daha yüksek verebilir. Bu tabi yüzde on olarak kalmıyor. Zaman zaman ekstralar oluyor. Yeni cemaat evi açılırken para toplanabiliyor. Basına yansıyan haberlerden de bildiğimiz gibi cemaat içerisinde yer alan Emniyet Müdürlerine taltif parası adı altında para veriliyor. Taltifler yatırılmadan önce cemaat içerisinden yetkili bir kişi müdürler ile görüşüyor ve kendisine şu kadar miktar taltif yatıracaklarını bu paranın yarısını himmet olarak hizmete vermesi yönünde talimat veriliyor. Müdür seviyesine gelmiş arkadaşlar çeşitli nedenlerden dolayı buna itiraz edemiyorlar. Esnaf ve iş adamlarının da gücüne göre himmet uygulaması vardır. Himmet vermemek olmaz ama onların örtülü ödenekleri vardır. Buralarda örtülü ödenek kullanan insanlarda az derece de su istimal vardır. İnanmış kadro da suiistimal olmaz. Suiistimal yapan olursa da o kişiye suiistimali söyleniyor ve o kişi fişlenmiş oluyor. '' ''İllerde ''HİMMET'' ve ''BAĞIŞ 'adı altında cemaat yapılanması için toplanan paraların 1/15 lik kısmı F. GÜLEN'in kendisine getirilirdi. F. GÜLEN ise kendisine çek, senet ve nakit olarak gelen bu parayı genel bütçeye bakan İstanbul ilinde toplanan Mütevelli Heyetindeki isimlerin başındaki, M. aracılığı ile gerekli yerlere aktarırdı. '' ''Örgüt mensubu kamu personeli tarafından usulsüz bir şekilde yapılan işlem sonucu alınan rüşvetten elde edilen gelirler, (Genel kanı olarak, bu para haram olduğundan el sürmeden direkt olarak örgüte aktarılır ve bunun Allah rızası için yapıldığı, bu paraların ayrı bir yerde tutulduğu, örgütün iş yaptırabilmek için ve devlet tarafından alınan vergilerin (elektrik, su vb.) haram olduğu kabul edildiğinden rüşvet olarak alınan paralar buraların giderlerinde kullanılır) '' ''Özellikle Amerika' ya gönderilen şahıslar daha sonraları bürokrasiye entegre ediliyor. Cemaatin hangi konuda açığı varsa bu konularda lisansüstü eğitime gidenlere başka alanda da eğitimler aldırılıyordu ve öğrenciler/kamu personeli o şekilde değerlendiriliyordu.Bu öğrencilerin yüksek lisansa kabul edilmesi ve doktoraya kabul edilmesi ve bu doğrultuda değerlendirilebilir. Bu amaç uğruna bu öğrencilere sınav sorularının verildiği ve sınavların kazandırıldığı ve oralarda yerleştirilerek masraflarının karşılandıgı doğrudur. ''
SAYFA: 244   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

''Örgütün kendisinin yaptığı veya örgüte yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonlar ile ilgili belli bir harekat tarzı vardı. 2006-2007 'li yıllarda Türkiye gündemini meşgul eden ve TBMM'den çıkması ihtimal dahilinde olan Terörle Mücadele Kanunları için örgüt, çıkacak olan bu kanunu ihtimal dahilinde gelecekte kendi aleyhlerine olmaması için Türkiye avukat...imamı (A.) öncülüğünde çalışmalar yaptıklarını biliyorum. Bu konuda özellikle geçmişte Fetullah GÜLEN'in bir dönem avukatlığını da yapmış olan A. ve bu şahsa ait o dönem Avukatlık bürosunda birlikte çalıştıkları Avukat R vb. hukukçular bir mutfak çalışması yapıp, bu çalışmayı AK Parti 'nin hukukçu milletvekillerine özellikle de kendisinin bakan olmadan önce Pensilvanya 'da Fetullah GÜLEN'i ziyarete giden Hatay Milletvekili Eski Ak Parti Grup Başkan vekili, Eski Adalet Bakanı ...'e bu çalışmalar dikte edilerek bu kanunların çıkmasında öncülük edilmiştir. Bu. gibi kanunlar TBMM'de kabul edilmeden evvel örgüte ait gazete ve televizyonlar özellikle de haber programlarında değişik haberler yaptırılarak yapmış oldukları çalışmalara zemin hazırlamışlardır. Bu konularda örgütün diğer Medya organlarındaki elemanları da aynı çalışmaları göstermişlerdir. '' ''Kendi açımdan değerlendirdiğimde bana yapılan herhangi bir baskı yoktur. Ancak eşime benden ayrılması hususunda telkinde ve teklifte bulunduklarını öğrendim. Kızım F. Üniversitesi öğrencisi iken, okula yakın olması sebebiyle sadece ailemdekilerin bildiği bir ev tutmuştum, eşim de kızımla birlikte aynı evde kalıyordu. Eşimin ve benim de isimlerini bilmediğimiz iki bayanın gelerek eşimin benden boşanması hususunda telkinde bulunduğunu bilmekteyim. Bu teklif 3 kez de dışarda önüne çıkmak suretiyle tekrarlanmıştır. Bu şunu da göstermektedir, sadece aile fertlerinin bildiği bir evin takip yolu ile tespit edilmiştir. '' ''Hatta F.GÜLEN ile yaptığım bir görüşme esnasında bana ''seni de 15 yıldır dinlettiriyorum, hakkını helal et'' şeklinde söylemesi üzerine dinlenildiğimi öğrendim. '' ''Fetullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, başkaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreliğine cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çekidüzen vermesi beklenir. Fetullah GÜLEN bu durumu Kutlu Nebi 'nin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcuları için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kudsî hamuleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ilfet, ınsiyet ve ihmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi takdirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur' şeklinde anlatır. ''Cemaat, eve getirilecek öğrenciler hakkında, varsa sınıf arkadaşından yoksa o okulda okuyan öğrencilerden gerekli bilgileri alır. Bu bilgiler doğrultusunda vasıflı olarak isimlendirilenler seçilir. Evlerde verilen eğitim ya da takviye amaçlı, dershaneye gönderilen şakirdler; Askeri Liseler ve Harp Okulları başta olmak üzere, Fen Lisesi, Polis Koleji, Hukuk, Siyasal, Polis Akademisi sonra da Eğitim Fakültelerine tercih ettirilirdi. Yukarıdaki bir cümlemizin altını çizmek isterim. Eve getirilecek öğrenci hakkında önce bilgi alınır. Sonra getirilirdi. Bu bilgiler içerisinde öğrencinin ahlakı, boyu-posu, ders başarısının yanı sıra mümkün mertebe nereli olduğu, baba ve annesinin ne iş yaptığı ve fikri, fikriyatı tespit edildikten sonra getirilirdi'' ''Hoca kendisini askeriyeye hayran bir görüntü sergiler. Fakat arka planda derin bir asker korkusu ve rahatsızlığı vardır. Hem de kronik biçimde bir asker rahatsızlığı vardı. Her asker konusu geçtiğinde de hoca şunu söylemiştir. Bu askeriyeye askeriyenin içindeki kahramanlarla bir gün hesabını soracağım demiştir. Zaman zaman askeriye içerisindeki cemaat elemanları ile esnaf abilerin bağ evlerinde bir araya gelirdik. Hem onlar biraz tatil yapmış olurdu hem de biz onlara işin manevi boyutunu anlatırdık. O zaman Fetullah hocanın askerlere nasihati şu şekilde olurdu. Siz benim Bedir'imin, Uhud'umun Hamza'ları ve Ali'leri olarak yetişiyorsunuz derdi. 30 yıldır askeriyenin içerisinde Fetullah hocanın emri ile bir gün tankları yürüteceğiz diye bekleyen kişiler var. Hava ve Deniz cemaat yapılanmasının daha çok yerleştiği yerlerdir. Bir dönem askeriyeden atılanların üzerine hoca neredeyse felç geçirecekti. 28 Şubat öncesinde askeriyeden atılan cemaat elemanlarına cemaat tarafından maddi destek yapılıyordu ''
SAYFA: 245   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

''Örgüte girmek istemek örgüte girebilmeyi sağlamaz, örgütün sizi seçmesi gerekir. Örgütle yakın ilişkilerdeki kişilerin çoğu örgüt içinde değillerdir. Örgüt içine girebilmek için, örgüt yetkilisi sizin soyunuzu-sopunuzu, ata, ananızı sizin yaşadığınız evi, çevreyi, kimlerle ilişkilerde olduğunuzu, mal varlığınızı bilmelidir. Kendisini örgüt içinde sananların çokları örgütün içinde olmadıklarını bile bilmezler'' ''Bana K. tarafından tayinimin yurt dışına çıkacağını söylemesinden sonra anlamsız bir şekilde benden CV'mi istemesi mantıklı değildi. Çünkü örgüt yapılanması içerisinde bu mümkün değildi. CVsadece kendi isteği ile tayin talebinde bulunması halinde verilir. Bu da üst sorumlu tarafından istenmez bilakis sen kendin bu talepte bulunduğun için CV hazırlanırdı. Buradan da K. 'nın ne amaçla benden bunu istediği ortaya çıkmaktadır. Aslında tayin olayım yok ama beni oyuna getirerek sanki kendim tayin istiyormuşum imajı yaratmaktır. Buda bana yapılan son oyundu. Ancak ben yine de on sayfalık CV'mi. K. ya verdim. ''Bu konu hakkında K. ve benimle birlikte 4-5 kişiden oluşan bir kurul veya komisyon diyebiliriz denetlemelerle özellikle örgütün legal uzantılarının denetlemeleri ile ilgili bir rapor hazırladık. Hazırladığımız bu raporda müfettişlik sisteminin yürümediğini, teftiş kurulu gibi bir kurul oluşturularak yapılanma üzerinde gerekli denetlemenin yapılabileceği ve bazı konulardan bahsettik. Hazırlanan bu rapor F.GÜLEN'e gönderildi. Ancak M. ' in engellemesiyle olumsuz cevap alındı. Hatta gönderdiğimiz rapor doğrultusunda, Bu denetleme ve kontrol işinin kendisi ve ekibi tarafından takip edilebileceğini bizzat F. GÜLEN'e ilettiği şeklinde bilgiler edindik' şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır. '' Ayrıca söz konusu Paralel Devlet Yapılanması isimli örgütle bağlantısı olabileceği değerlendirilen ve geçmiş tarihlerde Türkiye genelinde meydana gelen bazı olaylar incelendiğinde; l.0lay-23.07.1985 tarihinde Çanakkale İli Ayvacık İlçesi Adatepe Köyü Küçükkuyu Jandarma Takım Komutanlığına yapılan bir ihbarda ''Adatepe Köyünde bulunan Talip SABANCI'ya ait evde çok miktarda insanın bulunduğu ve bu evden aşırı gürültü geldiği'' şeklindeki ihbar neticesinde yapılan çalışmalarda, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen 30'u çocuk yaşta olmak üzere toplam 34 şahsın bulunduğunun anlaşılması üzerine şahısların tamamının yakalanarak gözaltına alındığı ve ikamette yapılan aramalarda 47 adet Arapça ve Türkçe olmak üzere kitap (Latif ERDOĞAN, Abdullah AYMAZ, Abdulfettah ŞAHİN) ile 16 adet konuşma bantları ele geçirilmiş, şahıslar alınan ifade beyanları neticesinde sevk edildikleri Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında ''Laikliğe Aykırı Davranışlarda Bulunmak'' suçundan işlem yapılmış ve dosya İstanbul DGM Cumhuriyet Savcılığına sevk edilmiş ve anılan Savcılıkça 07.08.1985 tarihinde ''Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına Dair'' karar verildiği, Ayrıca, Çanakkale ilindeki meydana gelen olayla ilgili olarak düzenlenen tahkikat dosyasında bulunan el yazmalı notta; Okuldan çıkmadan önce her kesin evinin adresleri alınacak, bulunabildiği kadar para bulunacak, bununla sene sonuna doğru kitap alınacak ve bu kitaplar içinden bazı yerlerin altı çizilerek hediye edilecek, Aynı zamanda yaz tatiline başlangıçta 45 TL paran olacak, Okuldan çıkılmadan tüm çocukların toplanacağı bir adres vermek, bu adres kesinlikle Ankara olacak ve belli bir tarih olacak ve bu çocukların para ihtiyacı karşılanıp okuldan gönderilecek, Ramazan 'dan sonraki birinci ayda dershanede kalınacak ve kendi adamlarına sıkı bir şekilde kitap okutturulacak, \ İç Anadolu il imamlıklarına gidip okula girecek öğreticilerin (mülakatı kazananların) isimleri alınacak (Konya, Ankara, Kayseri, Adana) Risalelerden bazı konular iyice öğrenilecek (Allah, Haşir, Nübüvvet, gibi,
SAYFA: 246   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Kesinlikle işler Ankara'ya bırakılmayacak, bütün adamlar gidip evinden alınacak Risalelerden bazı bölümler çok iyi bilinecek'' şeklinde örgütsel talimatların yazılı olarak verildiği, Yine ele geçirilen ve o tarihte Ankara Polis koleji öğrencisi olan İbrahim YÜN'ün (KOD: İHSAN SAVAŞÇI-İHSAN 82021) kod ismi kullanarak yazdığı ''Sevgili Kardeşim.....'' diye başlayan ve içeriğinde arkadaşını kampa gelmesini istediği, kampa nasıl ve neyle geleceği, nerede hangi telefon numarasını arayıp kimle irtibata geçebileceği (Balıkesir/Edremitte HACI ARÎF isimli şahıs) konusunda yönlendirdiği, mektup içerisinde çizmiş olduğu haritada toplanıp hareket edilecek noktanın Polatlı/ANKARA olarak gösterildiği, kampa çağrılmasını istedikleri kişileri ''DÜĞÜNE ÇAĞRILACAK'' şeklinde kodlayarak gösterdiği, kampta kaldıkları evi ise ''KÖŞK'' olarak belirttiği, 2.0lay-13.01.1987 tarihinde Balıkesir İli Edremit Hayır işleri Hizmet Vakfı Öğrenci Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ'ın yurtta kalan öğrenci Kamil BOLADAN'ı rahatsızlığı sebebiyle namaz kılmadığı için hayatı tehlike arz edecek şekilde yumrukla darp etmesi üzerine öğrencinin Edremit Devlet Hastanesine kaldırarak ameliyata alındığı ve hastaneye yatırıldığı, darp olayını gerçekleştiren Mehmet KOÇAŞ isimli yurt müdürünün ise 21.01.1987 tarihinde sevk edildiği Edremit Cumhuriyet Savcılığınca ''MÜESSİR FİİL'' suçundan tutuklanarak cezaevine kapatıldığı ve 19. 02. 1987 tarihinde yani 29 gün sonra cezaevinden tahliye edildiği, Bunun üzerine 24:02.1987 tarihinde hayati derece arz edecek şekilde darp edilen öğrencinin babası olan Kemal BOLADAN isimli şahıs tarafından dönemin Cumhurbaşkanına hitaben göndermiş olduğu dilekçesinde; ''Oğlu Kamil BOLADAN'ın Edremit İlçesi İmam Hatip Lisesinde okumakta iken 13.01.1987 tarihinde yurtta yattığı esnada Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ tarafından namaza kalkmadığı için darp edildiği ve hastaneye kaldırılarak ameliyat edildiğini, oğlunu darp eden yurt müdürünün yazın Köyüne gelerek oğlunu alıp Burhaniye 'nin Karadere Köyüne götürüp oğlu ile birlikte birçok çocuğa Said-i Nursi 'nin kitaplarını okutup beyinlerini yıkadığını ve bu konunu araştırılmasını istediğini'' beyan ettiği, daha sonra öğrencinin babası Kemal BOLADAN ile Yeni Asır Gazetesinin muhabirlerinin Karadere 'Köyü Güzle Yaylasına giderek burada bulunan yaz aylarında mescit (Cami) olarak kullandıkları binanın resimlerini çekerek 22.01.1987 tarihinde yapılan ''İRTİCANIN DÂĞ KAMPINI BULDUK'' şeklinde gazetelerde beyanatta bulunmaları üzerine Edremit İlçe Emniyet Amirliği tarafından araştırmalara başlanılmış, öncelikle Karadere Köyü Güzle Yaylasında kampta kalan öğrenci çocuklarla irtibata geçirilerek olay hakkında ifadeleri alınmış, kampta kalan öğrenciler vermiş oldukları ifade beyanlarında özetle; ''Kampta bir ay kadar kaldıklarını bu süre içerisinde sabah namazlarına toplu olarak herkesin kalktığını, namazdan sonra yurt müdürü Mehmet KOÇAŞ tarafından Said-i Nursi'nin hayatını anlatan kitap ve mektubat isimli kitapçıkları gizli şekilde getirerek öğrencilere değişik fiyatlarla sattığını, günde sadece öğlen saatinde iki saat serbest bırakıldıklarını, şarkı söylemek ve şakalaşmanın yasak olduğunu, namazdan sonra herkesi toplayıp Fetullah GÜLEN'in vaaz kasetlerinin dinletildiğini, sadece Cuma günleri kaldıkları eve 13.km uzakta bulunan Karadere Köyüne Camiye gidip Cuma Namazı kıldıklarını, yurt müdürünün talimatı gereği köyde kimseyle konuşmadıklarını'' beyan etmişlerdir. Burhaniye İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı'nın 26.01.1987 tarihli ve 319 sayılı Burhaniye Cumhuriyet Savcılığına göndermiş olduğu ''İrticai Faaliyetlerde Bulunmak'' konulu yazısında; ''Yurt Müdürü Mehmet KOÇAŞ'ın Kamil BOLADAN isimli öğrenciyi Karadere Köyü Güzle Yaylasındaki yaptıkları irticai faaliyetlerini sağa, sola duyurduğu için bu öğrencinin daha fazla konuşmaması ve bilgi vermemesi için dövdüğünü '' belirttikleri,
SAYFA: 247   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

3. Olay 04.08.2002 tarihinde Elazığ İli Sivrice İlçesi Merkez Camii avlusunda şüpheli bir çantanın bulunması ve çantanın sahibi olarak Ahmet ŞAHİN ALP (Mehmet Sami ve Belkız oğlu 10.01.1969 Kilis doğumlu) isimli şahsın Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca 2002/4574 sayılı soruşturması kapsamında yakalanarak gözaltına alınması olayı ile ilgili olarak şahsın çantasından çıkan dokümanların yapılan incelemesinde; Birinci Doküman; 1.KURUMSAL AÇILIM A-ADLİYE PERSONELİ Hakim ve Savcılar (Hemşeriler Polis Dostu Olanlar), İdari Personel, Avukatlar, Adli Tabipler B-EMNİYET MÜDÜRÜ -Rütbeli Personel İle Tanışma Yemeği(Elazığlılar) C-ÜNİVERSİTE PERSONELİ -Öğretim Görevlisi-Yöneticiler D-BANKALAR-KURUMLARIN BÖLGEMÜDÜRLERİ-HASTANE BAŞHEKİMLERİ E-İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (MASİAT) F-SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ -Sendika Temsilcileri -Siyasi Partiler -Milletvekilleri G-MALATYA SPOR YÖNETİCİLERİ 2.İŞADAMLARI, TOPLUM ÖNDERLERİ, ETKİLİ NÜFUZ SAHİPLERİNE AÇILIM İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK İÇİN Tanışma (Doğal gerekçeyi bularak tanışma) Tanışma sırasında mutlaka kartvizit takdim etme ve kartvizitini alma Tanışılan kişiyi önemli anlarında hatırlama (Dr. Sağlık Haftasında çiçekli ziyaret) Belli zaman aralıkları ile telefon veya şahsen ziyaretle diyaloğu sürdürme Teşkilatımızca düzenlenen önemli etkinliklere davet edilme (Tiyatro, Konser, Kuruluş Yıldönümü) UYGULAMA PROGRAMI 01/08-01/11 2002
SAYFA: 248   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

-Hedef Şahısların tespiti ve listelerin oluşturulması -Çalışma gruplarının oluşturulması, -İş bölümü aşamasının gerçekleştirilmesi 01/11-30/12 2002 -Hedef şahıslarla tanışma hedefini gerçekleştirme 01/01/2003 -Amaçlanan hedefe ulaşma başarısını gözden geçirme '' şeklinde doküman ele geçirildiği, söz konusu dokümanda çeşitli resmi kurum/kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarında görev alan kişileri (hedef şahıslar) örgüte eleman olarak kazandırabilmek için yapılması gereken örgütsel faaliyetlerden bahsedildiği, İkinci Doküman; ''KARBOSAN Yangın Söndürme güvenlik malzemeleri sanayi isimli iş yerince bastırılan ajanda yaprağında yazılı Dünya Kitap Evinde 800.000.000 TL 'lik Emniyet Müdürlüğü adına fatura kestirmiş bu fatura nasıl nereden ödendi bilinmiyor özel kalem kestirmiş, çiçek faturalarını özel kalem kestirip ödüyor nasıl yaptıkları belle değil, Adana ya korumaları ve hanımı ile ilgili özel (Müdüriyetin aracı gitti) servise diye onay almışlar yüklü miktarda fatura ve para ödendi, Bezginler otelde sık sık kahvaltı yaptığını söylüyorlar bunlar satın almayla olmaz, Ağrı 'dan polis evi kantin ve hanımına özel araç tahsis etmesi dolayısıyla soruşturma izni çekmiş '' ibareli doküman ile örgütün Emniyet Müdürlüğünün ve İl Müdürünün harcamalarının takip ettirdiği Üçüncü Doküman; ''Minadex 8 Esansiyel Vitamin ibareli sarı kapaklı 10 sayfalık dokümanda Selim YAVUZ (Tem Elazığ), Himmet Özcan Malatya (Olay Yeri), Murat SEVİNÇ (Tunceli), Şefik IŞIK (Elazığ), Teleattuf gizli hareket etmek değil kötülük yapmak isteyenlere iz bırakmaktır, tayini olanları gidip takdim edilmesinde fayda var, Namaz CD getirilecek, televizyon ve evdeki hassasiyet başörtülü fotoğrafı olanlar değiştirebilirler, 89-92-95 özellikle, tayincilerden onay yapmayanların tespiti (Tamer beyi ara Malatya), rütbe alan amirlere gidenlere hediye alınması, Hüseyin, Eyüp, M. YALÇIN'ın isimleri Hasan Bey 100 Dolar, Abdullah 50 Dolar, Celal 50 dolar, Semih 200 dolar, tatil programı durumu haftalık planlama, bayan hizmetçi brifingi dergi ve CD iadesi, E-B dernekler, basında çıkan yazıların takibi, yeni gelenler ve dağıtımı, alternatif açılım faaliyetleri, sicil tutma, birimle ilgili çalışma, Bingöl ziyareti (Cumartesi) yurtdışına teşvik ediyoruz yurtdışı takibini bölgeler yapacak, iki defa misyon yapanlar birimden çıkarılıyor nüfus müdürlüğünde kimse varmıdır, askere gidenlere 100 dolar verilmeyecek, bir eylül itibariyle mali Hesaplar yeniden gözden geçirilecek, Ankara da Hizmet edecek 3.L1X3 verilecek okuldan sivillerle irtibat geciktirilecek'' şeklinde örgütsel bir rapor tutulduğu, Dördüncü Doküman; ''4 Sayfalık beyaz iki adat dosya kâğıdının her iki tarafından adı, soyadı, sicili, rütbesi, görev yeri, atandığı yer, BL, açıklama yazılı gizlilik dereceli olan ve sadece EGM Personel Dairesi Başkanlığı bilgisayarlarından ulaşılabileceği değerlendirilen 164 Emniyet Mensubunun yeni ve eski görev yerlerini içeren liste, isimlerinin karşısına tükenmez kalemle yazılmış, EHLİ DÜNYA, ZEKİ FIRSAT BULURSA ZARAR VERİR, BİZİ BİLİYOR, ZARARSIZ gibi ibareler yazıldığı, ayrıca yine isimlerinin karşılarına BL başlığının altına AKF, FT, HL, KN, SLÇ, TR, AH, CN, SD, KM gibi kodlama sistemi yapıldığı, bu kodlamanın amacının ise örgüt adına faaliyet gösterilen bölgelerin kodlanmış olabileceğinin değerlendirildiği bu kapsamda;
SAYFA: 249   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

1-AH İstanbul, Kırklareli, Edirne, 2-FT Bursa, Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Bilecik 3- HL Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Afyonkarahisar, Uşak, Denizli 4-SLÇ Ankara, Eskişehir, Kırıkkale, Bolu, Çankırı, 5-SLM Adana, Hatay, Mersin, 6-TR Konya, Karaman, İsparta, 7-KN Kayseri, Niğde, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat 8-SD Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli 8. AKF Trabzon, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin şeklinde Türkiye'nin 9 bölgeye ayrıldığı tespit edilmiş olup ele geçen dokümanlara göre ayrılan bölgeler ve kapsadığı iller aşağıda harita üzerinde gösterilmiştir. Beşinci Doküman ;Görevli memur tarafından şahsın üst araması yapılmak istendiğinde avcunun içerisinde parçalanmış kağıt parçaları ele geçirilmesi üzerine, parçalanan kağıt parçaları birleştirildiğinde; Elazığ Emniyet Müdürlüğünde görevli iken Bilgi Işlem Dairesi Başkanlığına atanan Emniyet Müdürü Ahmet KOCABAL'ın APK daire başkanlığına atanan Can BAŞER, Metsel ÖZBAYKAL, Haşim KARADAĞ, Mehmet BAYDOĞAN ve Güngör ŞENER isimli amirlerin isim ve soy adlarının yazılı olduğu görülmüş, ancak söz konusu not kağıdı Elazığ Emniyet Müdürlüğünce Kriminal Polis Laboratuvarlarına gönderilmediği, Altıncı Doküman;''Hikmet ÖZER 4. Sınıf, meslekten geçme, kadroya tayini çıktı, sıkıntı oluşturabilir, Palu'ya verilebilir, okulda sınıflarda Alevilik propagandası yapıyor, İzmit Mustafa SAĞLAM 2.Sınıf merkezde kalması için önayak olsun, sağlık şartı vs. takdim edilsin'' şeklinde kamu kurumlarında çalışan personellerin örgüt tarafından fişlendikleri fişlenen kişilerin merkezde veya ilçelerde görevlendirilmeleri için örgütsel çalışma yürüttükleri, 128 Mb'Iik Memory Stick Şahsın çantasında ele geçirilen Sony Marka Memory Stick/Floppy Disk Adapter MSAC-FDZM ve buna takılı 128 MB'lik memory stick ile ilgili yapılan teknik çalışma neticesinde incelenen 128 MB'lik Memory Stick'e bilgisayar ortamında erişilememesi sonucu okunamadığı, bu da memory stick'in ya hiç kullanılamamış ve yeni olabileceği ya da arızalı olabileceğinin değerlendirildiği, Nokia Marka Cep Telefonu Şahsın üzerinden çıkan Nokia 3310 marka cep telefonuna el konulduğu, ancak cep telefonundaki sim kartla ilgili şahsın irtibatlı olduğu kişilerin tespit edilmesine yönelik olarak dönemin GSM operatöründen kayıtların istenmediği ve fihrist bölümünün çıktısının da alınmadan cep telefonunun şahsa teslim edildiği,
SAYFA: 250   (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)

Görüntülenen: 226 - 250 (Toplam 333)  |  Önceki 25 | Sonraki 25 


ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
67.845.143