TAHŞİYE İDDİANAMESİ (Toplam 333 sayfa)
|
|
|
düzenin işleyemez hale getirilmesi nedeni ile yapılanmanın aynı zamanda TCK 309 maddesi kapsamındaki anayasayı ihlal suçunu da ihlal eder yönünün olduğuna dair bulgulara erişilmekle birlikte mevcut soruşturmanın sürümcemede kalmaması için bu aşamada TCK 309 maddesinin inceleme ve değerlendirrme dışı bırakılmasının tercih edildiği, İzah edildiği üzere şüpheli Fetullah GÜLEN'in vücuda getirdiği, devlet otoritesini ele geçirmeyi amaçlayan yapılanmanın yasa gereği TCK 314. maddesince soruşturulup yargılanacağının belirtilmesi nedeni ile örgütlü yapının silahlı terör örgütü olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla da şüphelilerin TCK 314 maddesi kapsamında kalan suçları gerek doğrudan örgütlü yapının hiyerarşisine dahil olmak suretiyle, gerekse bu hiyerarşik yapının gerçekleştirdiği eylem ve işlemelere bilerek ve isteyerek yardım etmek suretiyle TCK 220/7 maddesindeki düzenlemeye göre işledikleri, Diğer taraftan da gerçekte suç işlemedikleri bilinen örgüt amacı doğrultusunda ortadan kaldırılıp etkisiz hale getirilmek istenen müşteki Mehmet Doğan ile Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/307 esas sayılı yargılama dosyasında sanık sıfatı ile yargılanan bizzat İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince haklarında tahkikat evrakı tanzim edilen 32 müştekiye yönelik suçların maddi eser ve delilleri de uydurulmak, var olan bulgular gerçeğe aykırı yorumlanmak suretiyle en az 32 kez TCK267/2 maddeleri kapsamında kalan nitelikli iftira suçunun işlendiği, yine soruşturma sürecinde teknik araçlarla izleme tedbirlerine istinaden düzenlenmeesi gereken tutanakların izleme ve takipler yapılmadan şubede topluca gerçeğe aykırı düzenlenmesi dolayısı ile sahte içerikte olması nedeni ile TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan sahtecilik suçunun işlendiği, tutanakların aynı kasıt altında birden fazla tanzimedilmesi nedeni ile de teselsül hükümlerinin uygulanması gerektiği örgüt lideri ve yöneticilerinin TCK 220/5 maddesi nedeni ile örgüt yapılanmasındaki tüm eylem ve işlemlerden sorumlu olduğu değerlerdirilmiştir.
SAYFA: 276 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
5. BÖLÜM ŞÜPHELİ EYLEMLERİ VE SEVK MADDELERİ Şüphelilerin eylemleri ve sevk maddelerine geçilmeden önce soruşturma sürecine ilişkin genel, kısa bir izahat yapılmasının uygun olacağı değerlendirildiği, Bu kapsamda Risale-i Nur külliyatını esas alan Müşteki Mehmet DOĞAN etrafında oluşan belli bir adı olmayan grubun İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından soruşturma başlatılıncaya kadar her hangi bir terör eylem ve olayı ile irtibatının bulunmadığı, suç kayıtlarının da olmadığı, kendi bilgi ve dünya görüşüne göre yaşamlarını idame ettirdikleri, yaklaşık 40 yıllık süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tüm kadrolarına aşama aşama yerleşerek çok etkin bir konuma gelen şüpheli Fetullah Gülen liderliğindeki yapılanmanın müşteki Mehmet DOĞAN'ın eleştirileri nedeni ile bu grubu hedef olarak gördüğü, kendisine rakip ve engel bir çok kişi, kurum ve organizasyonu hedef olarak gören paralel yapılanmanın bu engelleri soruşturma hukuki görünümü ve koruması altında etkisiz hale getirmek için bir çok operasyon ve soruşturmalar yapmış olması nedeni ile ileri derecede bilgi ve tecrübesi olduğu, haddizatında diğer devlet kadroları gibi emniyet müdürlüğünün operasyonel ve stratejik kadrolarında yapılanmaları nedeni ile yapılanmanın operasyon ve faaliyetlerinin önünde durmanın mümkün olmadığı, diğer taraftan dini ve manevi değerleri öne sürüp istismar ederek oluşturduğu medya gücünü de kullanan bu yapılanmanın devletin tüm kesiminden destek aldığı; Müşteki Mehmet DOĞAN ve grubunu etkisiz hale getirmek amacıyla detayı üst paragraflarda belirtildiği üzere elinde bulundurduğu kadronun etkinliği ve operasyonel güç ile önce şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in yönlendirmesi ile gruba yönelik olarak yapılacak adli soruşturmaya zemin hazırlamak amacıyla 2008 yılı kasım ayından itibaren istihbari dinlemeler yapılmasını sağladığı, bu süreçte dahi gruba mensup olan kişilerin Hizbuttahrir ve İBDA-C örgütleri ile hiç bir ilgi ve irtibatları olmamasına rağmen, ilgi ve alakaları varmışcasına evrak ve belge düzenleyerek mahkemelerden istihbari dinleme kararları alındıktan ve belli bir bilgiye ulaştıktan sonra şüpheli Ali Fuat Yılmazer 03/12/2008 tarihinde tüm gruba yönelik olarak ülke çapında emniyet müdürlüğü kadroları nezdinde olumsuz algı oluşturmak amacıyla grubun radikal dini söylemli olup terör faaliyetlerini manevi olarak destekledikleri şeklinde bilgi yazıları yazarak ön yargı ve genel kanının oluşmasını sağladığı, devam eden süreçte istihbari dinlemeler ile gruba dair bilgiler artarak belli bir noktaya gelmesi sonrasında
SAYFA: 277 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
yapılanmanın iç işleyişi içinde bir şekilde bu bilgiler şüpheli Fetullah Gülen'e ibraz edilmesi sonrası şüpheli Fetullah Gülen'in 06/04/2009 tarihinde tüm yapılanmaya emir ve talimat verip algı oluşturacak şekilde grubun ismini de belirterek (Müşteki Mehmet Doğan ve çevresindekiler kendilerini tahşiyeciler ismi ile adlandırmadıkları halde) konuşma yapmasından çok kısa bir süre sonra istihbari bilgileri operasyonel hale getirmek amacıyla şüpheliler Ali Fuat Yılmazer ve Mutlu Ekizoğlu'nun görevde olmadıkları bir dönemde ( yapılanmada etkin konumda olan bu şüphelilerin ileride vuku bulacak ithamlara doğrudan maruz kalmaması için ) Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilmesi sonrası hiç bir araştırma yapılmadan Cumhuriyet Başsavcılığına sunulması, Başsavcılığımızca da hiç bir ek araştırmaya gerek görülmeden talep edilen iletişimin dinlenmesi kararına istinaden grubun dinlenmeye başlandığı. Bu süreçte dahi gerçeğe aykırı bir çok izleme tutanakları tanzim edilirken bir yandan da hiç bir suç içeriği olmayan günlük ve cinsel hayata dair görüşmelerden yola çıkılarak soruşturmanın nitelikli görünmesini sağlamak amacıyla dinleme yapan teknik büro amirliği görevlilerinin bu yöndeki raporları sonrası soruşturmaya dahil edilen şüpheli sayısının çoğaltıldığı, bu süreçte dahi İstihbarat Şube Müdürlüğünün daha özelinde de şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in gruba ilişkin takibinin devam ettiği, gerek dosyaya şüpheli eklenmesi gerekse gruba ait ev ve diğer mekanların, kullandıkları iletişim araçları ve numaralarının e-mail adreslerinin tespiti yapılarak zaman zaman terörle mücadele şube müdürlüğüne bildirildiği; Bu süreçte şüpheli Ali Fuat Yılmazer'in bilgi yazısı gönderdiği illerde birbiri ardına gruba yönelik adli soruşturmalar başlatıldığı, nihayetinde dosyanın operasyon aşamasına gelmiş olduğunu düşünen terörle mücadele ve istihbarat şube müdürlüğü görevlilerinin eş zamanlı operasyon yapılması kararını aldıkları, şüpheli Mustafa Tezcan Alaç'ın beyanından anlaşılacağı üzere her ne kadar adli soruşturma yürütülüyor görülmekte ise de soruşturmaya ilişkin tüm toplantıların istihbarat şubede yapılarak kararlar alındığı, verilen mahkeme kararına istinaden 22/01/2010 günü gruba ait 6 ders ve sohbet evi ile 32 kişiye ait adres için operasyon planlandığı, yapılan aramalarda Müşteki Turgut Yıldırım'ın kullanımında bulunan ders ve sohbet evinden seri numaraları silinmiş el bombaları, sis kutuları, yüzlerce çeşitli ebatlarda fişek ele geçirildiği, ancak garip bir şekilde her hangi bir silahın elde edilemediği, bu operasyon sonrası ele geçen bomba ve mühimmat nedeni ile gerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmasında gerekse tüm ülke çapındaki soruşturmalarda gruba silahlı terör örgütü sıfatı verilerek soruşturma ve kovuşturmalar yürütüldüğü, halen dahi bir kısım kovuşturmaların devam ettiği gibi bu olayın kovuşturmasının da devam ettiği, yine dikkat çekici bir hususunda 2010 yılının ocak ayında elde edilen mühimmatların 4 yıl süre ile muhafaza edildiği halde 17-25 aralık sürecinden hemen sonra manidar bir şekilde 31/12/2013 tarihinde imha edildiğinin tespit edildiği; Gelinen aşamada detayı yine önceki bölümlerde izah edildiği üzere bu soruşturmanın bir kumpas operasyonu olduğunun iddia edilmesi ve bu iddialar üzerine bu kez Cumhuriyet Başsavcılığımızca ciddi bir inceleme ve araştırma yaptırıldığında ikametlerde arama yapılan 22/01/2010 gününden önceki gece yapılan takip ve izleme işlemleri ile personellerin bulunduğu noktanın üzerinde durulması gerektiği; Belirtildiği gibi grubun 6 cemaat evi bulunduğu, bu cemaat evlerinden Müşteki Turgut Yıldırım'ın sorumluluğundaki konut hariç diğerlerinde cemaat mensubu öğrencilerin ve misafirlerinin kalması nedeni ile sürekli dolu olduğu, Turgut Yıldırım'ın insiyatifindeki yerin ise sadece ders ve sohbet evi olarak kullanıldığı, çoğu zaman boş kaldığı, bu hususunda gerek istihbari gerekse adli dinlemelerden açıkça anlaşıldığı çünkü, çoğunlukla evlerde sohbet ve ders yapılacağı zaman anahtarların kapı üzerinde ya da bulunabilecek yerlerde bırakıldığı, telefonla birbirlerine bildirildiği, kaldı ki bir çok anahtarında cemaat üyelerinde birer yedeğinin bulunduğu; Operasyon sürecinde operasyonu idare eden istihbarat ve terör şube çalışanı olan Hüseyin Nohut, Ufuk Yıldırım, Yasin Koyuncu ve diğer amirlerin yapmış oldukları iletişimlerden yola çıkarak baz odaklı
SAYFA: 278 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
analizler yapıldığında müşteki Turgut Yıldırım'ın ikameti çevresinde bir çok Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlisi ile İstihbarat Şube Müdürlüğünün konuyla alakalı '' C '' büro amirliği görevlileri yanında bu konu ile alakası olmayan '' R '' büro görevlileri ( Tolga Güzeltaş ve Adem Akpınar) olduğunun tespit edildiği, ancak gerek diğer cemaat evleri civarında gerekse kişi adresleri civarında her hangi bir takip ve izleme yapılmadığı gibi iletişim dinlemeleri ve izlemelerden Turgut Yıldırım'ın kullanımdaki cemaat evinde 21/01/2010 günü akşamı kış ayları nedeni ile cemaatin erken dağıldığı, yapılan yazışmalardan elde edilen tespite göre takip, tarassut, arama iş ve işlemleri ile görevlendirilmenin yapılmadığı halde gecenin ilerleyen saatlerinde 20'yi aşkın istihbarat ve terör şube personelinin ev civarında bulunmasının hiç bir mantıklı izahının olamayacağı, diğer taraftan dini motifli terör örgütleri konu alanına girmeyen '' R '' Büro görevlilerinin böcek ve cihaz yerleştirme hususlarını da kapsar şekilde görevlerinin bulunmasının müşteki Turgut Yıldırım'ın ikametine bomba ve mühimmat konulması ile irtibatlı olduğunun anlaşıldığı, Tekraren belirtmek gerekirse 1 gün sonrasında arama yapılacak 38 adresten sadece çoğunlukla boş olduğu bilinen adres civarında akşam 20:00 dan sonra bir çok istihbarat ve terör şube personelinin bulunmasının çalışma sistematiği ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu hususta gelinen aşamada kamera kaydı ya da benzer somut kanıt bulunmasının imkanı olmadığı, önceki paragraflarda belirtildiği üzere belli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik küçük hücreler şeklinde örgütlenen yapılanmanın daha önce bir çok kez benzer operasyonlardan edinmiş olduğu tecrübeyle kendilerine düşen görevleri şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatından sonra eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdikleri, bu tür operasyonda her ne kadar alt rütbede bulunan tüm personelin örgütün küçük hücre yapılanması içerisinde hareket ettiği de göz önünde bulundurulduğunda yapılan tüm eylem ve işlemlerden bilgisi olmasının örgütün gizli faaliyetlerinin deşifre olması riskini taşıması sebebi ile mümkün olamayacağı ancak rütbeli personeller ile istihbarat C Büro ve R Büro Amirliğinde görev yapan tüm personelin bu özellikte bir operasyonel faaliyetten bilgisi olmaksızın bu tür bir operasyon gerçekleştirilemeyeceği, zaten özellikle dönemin Terör ve İstihbarat Şubelerinde personel seçimi yapılırken yapılanmaya dahil ve yakın personeller seçilip kadrolarda çalıştırılması nedeni ile, kısacası paralel yapı kadrolarının elverişliliği nedeni ile diğer bir çok operasyonda olduğu gibi bu operasyonda da terörle hiç bir irtibatı olmayan müştekilere en etkili darbenin vurulması amacıyla ikamete bomba ve mühimmat yerleştirilmiş olması sonrası grubun silahlı terör örgütü olarak anılır hale gelmesi nedeni ile operasyonun başarı ile sonuçlandırılmış olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla aşağıda her bir eylemi ayrı ayrı izah edilecek olan şüphelilerin atılı suçları işledikleri anlaşılmıştır. ŞÜPHELİLER VE SEVK MADDELERİ
SAYFA: 279 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
1- ŞÜPHELİ FETULLAH GÜLEN Şüpheli Fetullah Gülen'in eylemlerine ilişkin olarak açıklama yapılmadan önce şüpheli müdafilerinin soruşturmanın mükerrer olduğu hususuna değinmek gerektiği bu kapsamda, Şüpheli hakkında daha öncesinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca devletin niteliğini değiştirmek amacı ile örgüt kurmak suçu yönünden 1999/420 soruşturma numarası üzerinden yürütülen soruşturmaya istinaden Ankara 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesine 31/08/2000 tarihinde 2000/124 esası üzerinden açılan kamu davasına ilişkin olarak 2003 yılında mahkemece 4616 sayılı yasaya istinaden davanın ertelenmesi kararı verilmesi sonrasında devam eden süreçte karara yapılan itiraz üzerine 2006 yılında Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince şüpheli hakkında beraat kararı verildiği, ve bu kararın da Yargıtay 9. Ağır Ceza Dairesince onanmış olduğu şüpheli hakkında dava konusu edilen eylemlerin 2000 yılına kadar vuku bulan eylemler olduğu, bu tarihten sonraki eylem ve işlemlere ilişkin soruşturma ve kovuşturmanın mükerrer olduğundan bahsedilemeyeceğinin açık ve kesin bir usul hükmü düzenlemesi olduğu, Diğer taraftan iddianame başlangıcında da belirtildiği üzere şüpheli hakkında yakalama kararı verilmesi sonrasında gerek müdafileri gerekse şüphelinin bizzat basın yayın kuruluşlarından izlendiği kadarıyla yapmış olduğu açıklamalardan anlaşılacağı üzere hakkında soruşturmalar yürütüldüğünü öğrenmesine rağmen Amerika ülkesinden ülkemize dönmeyi tercih etmediği, bu aşamada Amerika Birleşik Devleti ile Türkiye Cumhuriyet Devleti arasında yapılan ikili anlaşmalar gereği suçluların iadesi sözleşmesinde şüphelilerin hangi eyleme istinaden iadesi talep edilmekte ise, yargılamanın bu eyleme istinaden yapılabileceği hükmü nedeni ile şüpheli hakkında aynı anda bir çok eylem ve işlem nedeni ile çoğu da terör örgütü kurmak, yönetmek suçundan soruşturmalar yürütülmekte olması ve muhtemelen de bu suç yönünden kovuşturmaların birleştirileceğinin değerlendirilmesi nedeni ile İadeye ilişkin işlemlerin yargılama yapan mahkemelerce yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmesi nedeni ile şüpheli hakkında yakalama halli olmak üzere kamu davası açılması tercih edilmiştir. Şüpheli Fetullah GÜLEN ikamet ettiği ABD'de gerek www.herkul.org adlı sitede haftalık olarak düzenlenen sohbetleri gerekse http://fgulen.com/ site ve çeşitli kaynaklar vasıtasıyla örgütüne istediği talimatını ulaştırdığı burada yapılan konuşmaları ve röportajlarında ve satır arasında verilen mesajları kendisine fiziken bağlı olmayan ancak kendi rızası dışında işlem yapma gücüne sahip olmayan yöneticilerin bulunduğu gazete ve televizyondaki diziler vasıtasıyla toplumda algı oluşturulduğu ve operasyonların yönlendirildiği, Emniyet müdürlüklerindeki kendisine bağlı kolluk kuvvetlerince ise gerekli operasyonların yapıldığı tüm bunların sistematik bir düzen içerisinde İşlendiği; Örneğin ''TAHŞİYE diye bir örgüt icat edebilirler''dedikten sonra yani ''Konuşmanın 24.dakikası 42. saniyesi ile 28.dakikası 33.saniyesi arası konuşmalarında; ''Türkiye'yi ne alakadar eder bu, fakat bir kısım zaafları olan insanları Türkiye'de de kullanarak burada sanki din adına diyanet adına Türkiye de El-Kaide dini temsil ediyor filan, Türkiye'de onu da icat ettiler, Hizbul Vahşetten sonra onu da icat ettiler, yarın daha başka şeyler de icat edebilirler mesela; TAHŞİYE diye bir şey icat edebilirler; Hafizan Allah iyi organize edebilirlerse bunları belki hakiki Müslümanlarla, kitap okuyan Müslümanlarla nezahetlerine, nezafetlerini, fikri saffetlerini bulundukları evlerde koruma adına okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışan insanların içine sokmaya çalışırlar, onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da
SAYFA: 280 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
verebilirler ve o kitapların arkasındaki zatın posterlerini evlerine asabilirler size yakın bazı kimselerin posterlerini de evlerine asabilirler, biz NURLARI Haşiye yapıyoruz dedirtirler adlarına da TAHŞİYECİLER derler, sonra Kaleşnikoflar verirler ellerine iki yerde bir şey yapınca bunlar, demek ki imkan bulunca bunlarda silahlanabiliyor. Sonra hiç silahı milahı tabancası, hatta çuvaldızı bile olmayan, ben sizin çuvaldızınız bile yoktur diyorum. Size mübala yapmıyorum değil mi yani. Ben geçende büyük bir iğneye ihtiyacım oldu bulamadım kendi odamda ayakkabımı dikecektim. Evet, çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vuracaklar orada yapmak istedikleri şeyi yapacaklar bununla. Allah o fırsatı vermesin, komplolarını kendi başlarına dolasın. Bu açıdan bunların hiç biri Türkiye'deki bir probleme bi derde bir ızdıraba çare değil; aksine bunlar problem oluşturmak için dert oluşturmak için bir yönüyle çare gibi gösterilen fakat çok farklı problemlere sebebiyet veren bir kısım oluşumlardır. Bugüne kadar çok farklı renkte desende oluştu bundan sonra da oluşabilir. Bir taraftan bunları oluşturacaklar bir taraftan da irticai hareketleri falan diyecekler. İrtica ile irtibatlandıracaklar bir şom ağızlının dediği gibi 14 asır evvel indiği söylenen bir kitaba nazarları çevirmeye çalışacaklar. Estağfurullah yüz bin defa estağfurullah diyecekler. Bunların hepsi sistemli belli merkezlerden ve belli böyle Karanlık Karar Kurullarında alınan kararlarla yapılan şeylerdir.'' Beyanından sonra kendisine gönülden bağlılıkları alenen bilinen gazetelerinin yazması, dizilerinin senaryolaştırması kendisine bağlı Emniyet Müdürlüğü kadrolarının aynı isimle soruşturma başlatması ve RİSALE-İ NUR kitapları basan kendisi ile kaynak anlamında paydaş olan ancak her konuda kendisi gibi düşünmeyen grubu yok etmesidir.Tüm bu unsurların hep birlikte bir vücut gibi hareket etmesi tesüdüfle açıklanamayacağı yapılanmanın , emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiği anlaşılmıştır. Şefkat Tepe isimli dizinin 12 Ekim 2013 tarihinde yayınlanan ( 10 ekim tarihinde yapılan telefon görüşmesinde) 121.Bölüme ait bahse konu Kurul sahnesine ait senaryonun, yine Hidayet KARACA tarafından, satır satır Fetullah GÜLEN'e telefonda okunduğu, Kurul senaryosuna eklenilmesini istediği başka konuların olup olmadığı adı geçene sorularak talimat istenildiği, şahıslar arasında geçen 07 dakika 50 saniye süreli telefon konuşmasına ait ses kayıtlarının internet ortamında yayınlandığı, bu konuşma ve sunuştaki tüm hususları sonra yerine getirildiği , Çok daha geniş olabileceği değerlendirilen bu örgütünün TAHŞİYE soruşturmasıyla açığa çıktığı ve adeta röntgenin çekildiği bu yapının liderinin kuşkusuz FETULLAH GÜLEN olduğu, kendisinin RADİKAL TAHŞİYE operasyonunun talimatını www.herkul.org sitesinden verdiği, emri alan yöneticilerin bu emirleri gerek gazetelerde haberleştirerek, gerekse Televizyon kanallarındaki diziler vasıtasıyla senaryo haline getirerek sahnelendiği bu sayede kamuoyunda bir ön yargı ve genel kanı oluşturulduğu ve algı yönetimi yapıldığı, kendi örgütü içerisinde de aynı algı çalışmasının yapıldığı, kendisi ile hareket eden operasyon ayağını oluşturan kolluk kuvveti ve yargı mensuplarının ise haklarında somut suç şüphesi bulunmayan kişilerle ilgili soruşturma başlatarak bu kişilerin terör örgütü kapsamına alınmasını sağlayarak ve bu sayede kişilerin özel hayatına müdahale ederek teknik ve fiziki takip çalışmalarıyla devletin imkanlarını kullanarak FETULLAH GÜLEN grubunun fikirlerini savunmayan ve eleştiren kişi ve grupların operosyonla gözaltına alınıp korku, sindirme, baskı, tehdit ve şantaj ile nihai amaçlarına ulaşmasıdır. Netice itibarıyla yapılan TAHŞİYE operasyonun kazanan bölümünde Fetullah GÜLEN örgütünden başka, kazanan ve kaybeden olarak bakıldığında; Fetullah GÜLEN, Bediüzzaman Said Nursi'nin öğretilerini benimseyen ve risaleleri kendilerine rehber edinmesi sebebiyle kendi fikirlerini eleştiren ve ayet-hadis-risalerle açıklaması ve kitaplaştırmasının
SAYFA: 281 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
önü kesilerek, Mehmet DOĞAN ve Nur Cemaatine mensup kişilere yapılan bu operasyonla, Gülenciler olarak bilinen tabanının başka kaynaklara yönelmesinin, soru sorulmasının engellendiği ve diğer cemaatlerin eleştiri yapmasının önünün kesildiği, Fetullah GÜLEN, Gülenciler olarak bilinen kendi grubunun Bediüzzaman Said Nursi'nin izinden gittiklerini iddia ederek, kendileri dışında ''NURCU''lar olarak adlandırılan gruplara ve kişilere güvenilmeyeceği diğerlerinin radikal dinci örgüt olabilecekleri algısını kamuoyunda ve Nur Cemaati içerisinde oluşturduğu, Fetullah GÜLEN' örgütünün nihai amacı olan DEVLETİ ele geçirmek yolunda TAHŞİYE operasyonun basit ve küçük kaldığı nihai hedefe yürürken bir basamak olarak görüldüğü bu sebeple açık ve net şekilde TAHŞİYE isimli operasyon talimatını vermekten, kendisi için çalışan sivil ve memurların ise HOCAYI KIZDIRMA vurgusunu yapmaktan çekinmediği bu sayede gözdağı korkutma ve sindirme yapıldığı, Yapılan TAHŞİYE operasyonunda EL BOMBALARI ile OBAMA ve BAŞBAKAN isminin yazılı olduğu krokiye benzer kağıtların aynı evden çıkması, yapılacak suikastı engelleme algısı ile Örgütün hem ''AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE'' ki konumunu sağlamlaştırma, daha sonra yapılan 17 ve 25 aralık operasyonuna kadar geçecek sürede devlet nezdinde Fetullah GÜLEN cemaatinden olan devlet görevlilerine duyulan güveni arttırmaya yardımcı olduğu 2009/1016 soruşturma sayılı RADİKAL TAHŞİYE operasyonunun bilinçli ve sistemli bir şekilde yapıldığı, Diğer taraftan özellikle TAHŞİYE konuşmasının herkul.org sitesinde yayınlandığı 06.04.2009tarihinde ABD Başkanı Obama' nın Türkiye ziyareti yaptığının anlaşılmasının ilginç bir tesadüf olduğu değerlendirilmiştir. Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca soruşturma dosyamıza gönderilen bilgi notunda da belirtildiği üzere şüpheli Fetullah Gülen'in Erzurum-Pasinler-Korucuk köyünde Dünya'ya geldiği, 1958 yılından itibaren çeşitli illerde imam ve vaiz olarak görev yapmıştır. 1970'li yıllara kadar Yeni Asya Grubu içerisinde yer aldığı, bu tarihten sonra İzmir Kestanepazarı Kuran Kursu'nda görev yaptığı dönemde çevresinde bulunan arkadaşları ile dini motifleri de kullanmak (istismar etmek) suretiyle örgütünün çekirdek kadrosunu oluşturarak müstakil hareket etmeye başlamış, faaliyetlerini daha ziyade l3-18 yaş grubundaki öğrenci ve genç kesim üzerinde yoğunlaştırarak, teyp/video kasetlerine çekilen vaaz ve konuşmaları, sohbet toplantıları ve özellikle yaz kamplarında görüşlerini ulaştırdığı sempatizan grubu ile daha çok kendi adı ile anılan örgütlü yapıyı kurduğu, Özellikle 1990'lı yılların başından itibaren yurt dışına da açılmaya başlayan yapı, zaman içerisinde hayatın doğal akışına aykırı şekilde dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösterir hale gelmiştir. Kuruluş yıllarından itibaren toplumun dini duygularını suiistimal ederek 'Himmet' adı altında topladığı finans ile yurtiçi/yurt dışında faaliyete geçirdiği eğitim müesseseleri üzerinden amaç ve ilkeleri
SAYFA: 282 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
doğrultusunda yetiştirdiği öğrencilerini, elde ettiği finans ve siyasi gücünü, örgütsel menfaat ve ideolojisi çerçevesinde kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç haline gelmek olduğu geçmişte örgüt içinde faaliyet göstermiş kişilerin beyanlarından anlaşıldığı, Şüphelinin kurmuş olduğu örgütün 1970'li yıllardan günümüze kadar uygulamış olduğu 'örgütlenme yöntemleri', 'taktik' ve 'stratejiler' çerçevesinde bütüncül bir bakış açısıyla incelendiğinde; uygulanan yöntemler değişse de amacının değişmediği, temel hedefinin Türkiye'de devletin bütün Anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda şüphelinin kurduğu paralel yapılı terör örgütünün; Tabanında bulunan insanları istismar ederek kaynak ve meşruiyet devşirme yöntemi ile öğrenci seçme ekipleri ile köy ve semtlerden topladığı gençleri, bünyesindeki vakıf, ışık evleri, okul ve dershaneleri marifetiyle ideolojisi doğrultusunda yetiştirerek insan gücü elde etme, Devlet modeline uygun bir paralel örgütlenme ile gizlice başta siyaset, mülkiye, adliye, maliye, askeriye ve emniyet olmak üzere devletin tüm kılcal damarlarına sızma, Yurt, okul, dershane ve ışık evlerinde, beyin yıkama metotları ile sorgulamayan, düşünmeyen, mutlak itaati esas alan yapıya bağlı insan tipi yetiştirme, Dinler arası diyalog çerçevesinde, semavi dinlerin temsilcileri ile görüşerek, kendisini İslam adına muhatap göstermeye çalışma, Devlet dışında kendisine bağlı bir ekonomik sistem kurma, şirket birlikleri ve konfederasyonlar kurarak zenginler kulübü oluşturma böylelikle ulusal ve uluslararası ticarette söz sahibi olma, Kamu, ÖSYS vb. sınavlarda soruları hukuka aykırı yollarla ele geçirip, kendi mensuplarının sınavlarda başarılı olarak kamu kurumlarına ve etkin okullara girmesini sağlamanın yanında, ürettiği sahte belge ve delillerle, örgüt mensubu olmayan kişiler hakkında adli ve idari soruşturmaların açılmasını sağlayarak devlet kadrolarından tasfiye etme ve bu kadrolara kendi örgüt elemanlarını yerleştirme yöntemlerini amacına ulaşmak için kullandığı anlaşılmaktadır. 1970'li yıllardan itibaren devlet içerisine sızarak, özellikle, ''Mülkiye, Adliye, Emniyet, Millî Eğitim ve TSK'' içerisinde kendi özel hiyerarşisi ile illegal kadrolaşmaya gidildiğini; Şüphelinin bizzat kendi ifadelerinden anlaşıldığı, bu kapsamda; ''Esnek olun, sivrilmeden can damarları içinde dolanın!''; ''bütün güç merkezlerine ulaşıncaya kadar hiç kimse varlığınızı fark etmeden sistemin ana damarlarında ilerleyin!'' ''Türkiye 'deki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar her adım, erken sayılır. '' ''Adliye, mülkiye veya başka hayati bir müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır. '' ''Arkadaşlarımız o sahada kabiliyetlerini geliştirmeli, müktesebatlarını geliştirmeli esas ve zannediyorum iki yanlı olmaları itibariyle de sergileyecekleri performansta da daima takdir
SAYFA: 283 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
toplayacaklardır. Yani bu bizim cepheyi öğrenmeleri lazım arkadaşların. Yani bizim hukuk sistemimizi didik didik etmelidirler, biz bir taraftan çalışıp onların istifade edecekleri şekle getirmeliyiz, onu öyle formüle etmeliyiz, öyle tertip ve temkide tabı tutmalıyız. '' ''Allah'ın Resulü kuvvet dengesinin olmadığı bir yerde ortaya atılmasının hezimet ve mağlubiyetle neticeleneceğini herkesten iyi değerlendirdi ve bu sebeple de stratejisini hep temkin ve tedbirle örgütledi. Denge gözetilmediğinde hezimet ve mağlubiyetin kaçınılmaz olduğu şartlarda kahramanlık gösterisi ihanettir. '' ''Yani siz hakim değilsiniz başka kuvvetler var. Bu ülkede değişik kuvvetleri hesap edecek dengeli, dikkatli, tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki geriye adım atmayalım... yani her şey bir oyundur. Kungfıı gibi oyun, tekvando gibi bir oyun, judo gibi bir oyun her zaman insan hasmını yenmesi öyle yumruk vurup yere sermesi gibi bir şey değildir, Bazen hasımdan kaçmak, bile çok önemli bir manevra (kesinti var) çok iyi bilecek, çok iyi planlayacak ona göre yürüyeceksiniz. Kuvvet dengesi, olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız, teknik, taktik, yerine sizin kalbiniz önemlidir. '' ''Ben yine kuvvet dengesinin olmadığı için şahsen o yol yerine kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim.'' ''Zaman henüz uygun değil. Bütün dünyayı omuzlayıp taşıyabileceğimiz zamana dek, tamam olacağınız ve koşulların uygun olacağı zamana dek beklemelisiniz! Bilhassa, haber alma hususunda her zaman hasım cephenin çok önünde olunmalıdır. ''; ''Toplumun büyük kesimlerine, büyük kısımlarına, bu duygu ve düşünceyle ulaşma açısından, belli bir noktaya, belli bir kıvama gelecekleri ana kadar, bu şekilde hizmet etmeleri şart, zaruri,lüzumlu.....yanlışı telafi edemeyiz.'' ''Türkiye 'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephemize çekeceğimiz ana kadar her adım erken sayılır. (...) bunca kalabalık içinde ben bu dünyayı ve düşüncemi sözde mahremiyet içinde anlattım. (...) sırrınız sizin sırrınızdır. Söylerseniz siz esir olursunuz. '' ''50'li yıllardan buyana tam 40-45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60-65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis- i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti. '' ''Her yerde hususen geri kalmış yerlerde mafyanın ağzına azıcık bal sürülebilir. '' ''Bize 'Orta Asya'ya açılın' diyen sağ ABD Cumhuriyetçileri kaybetti. Yeni iktidarla Türkiye yalnız kaldı.'' ''Yüzlerce arkadaşlar, yüzlerce diyorum tabi Türkiye 'nin içinde binlerce yurt dışında burs veriyorlar. Amerika'da otuz küsur değişik üniversiteler de kariyer yapıyorlar. Kariyerin yapılmasının yanında kariyer yapmanın yanında ada aynı zamanda bu arkadaşlarımız orada hizmette yapıyorlar ve bu iki üç senelik ömrü olan bir şey. Daha öncede vardı üç beş arkadaş ama fakat bunlar Allah'a çok şükür organize edildi. HİMMETLER belli bir noktada... (kesinti) edildi. Ve şimdi orada çok iyi güdülüyorlar Allah'ın İnayet ve keremiyle her sene de besleniyorlar. İngiltere 'den Almanya 'ya oradan Avusturalya 'ya oradan Amerika 'ya kadar her yerde kariyer yapan arkadaşlarımız besleniyorlar. Ve bu arkadaşlar bizim gayeyi hayalimize göre gelecekte o dünyalarda ki üniversitelerde ki bizim tebliğcilerimiz olacaklar. Türkiye 'ye döndükleri zaman da burada el üstünde üniversitelerde ki HOCALARIM olacaklar. ''
SAYFA: 284 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
Bu sözler, kasetlerdeki vaazları, röportajları ile kitaplarda yer alan taktik ve strateji içeren sözlerdir. Pensilvanya örgütünün strateji ve hedeflerini adeta özetleyen bu ifadeler; fetvalarla ''Tedbir ve İstihbarat'', ''Maarif ve Şirket'' ilkesine göre yetiştirilen örgüt mensuplarının, amaçlarına giden yolda hasım olarak gördükleri diğerlerini de etkisiz kılarak devlet içinde etkin bir duruma gelmeleri hedefini gösterdiği, bu durumun mevcut Tahşiye Soruşturmasında açıkça görüldüğü anlaşılmıştır. Şüphelinin örgüt içerisinde etkinliğini artırmak amacı ile dini terminoloji kullanılarak ''Olağanüstü haller yaşamış bir VELİ, MEHDİ ve son zamanlarda MESİH olduğu'' görüşü yaygındır. Etrafında bu kadar çok insanı toplayabilmesinin arkasında bu anlayışın yattığı söylenebilir. Şüpheli örgüt üyelerine gelişen teknoloji ile birlikte teyp kasetleri video kasetleri, kitapları, çeşitli dergilerde yer alan başyazıları, internet siteleri, radyo ve televizyon programları ile görüşlerini rahatça iletebilmiştir. Yine şüphelinin, örgüt üyeleri üzerinde, kendi ifadesiyle ''uyarılarının ve tavsiyelerinin, birinci derecede hareket ettirici etkiye sahip olduğu'' söylenebilir. Bu nedenle, şüphelinin kişisel görüşleri; aynı zamanda örgütün görüşleri anlamına geldiğinden, Gülen'in düşüncelerinin analizi, örgüt hakkında da ayrıntılı bilgilere ulaşılması anlamına gelmektedir. Şüphelinin kurmuş olduğu örgütün 'lider merkezli' bir yapıya sahip olduğu, Lidere en yakın insanlar aynı zamanda liderin koruyucusu oldukları, 'lider' etrafında örgütlenen hareketin en dışında ise, 'örgüte ilgi duyanlar' bulunduğu, bu tür bireyler önemli olduğu çünkü; örgüt meşruiyetini sempatizanlarının sayıca çokluğuna dayandırmaktadır. Bu bireyler esas itibariyle 'örgüt içinde değillerdir', ancak 'örgüt dışında' da değillerdir. Sadece örgüte ilgi beslemektedirler. FETÖ/PDY örgütlenmesi; gizlilik, hiyerarşik yapılanma, pelür kağıtları ile haberleşme, özgeçmiş raporu verme (CV) ve kod adı kullanma gibi özellikleri ile yasadışı terörist örgütlenmelerin taktiklerini kullanmaktadır. Bu hususun soruşturma sürecinde tanık Saadettin YAZGÜLÜ'nün gerek beyanında gerekse teslim etmiş olduğu liste ve şakirtin günlüğü isimli dökümanlardan anlaşıldığı, (tanık beyanında bu hususlara ilişkin açıklamalarda bulunmasının yanı sıra bizzat yutulduğunda eriyebilen, üzerine not yazılabilen pelür kağıtları yapılanma içerisinde bulunduğu dönemden kaldığını belirterek teslim etmiştir.) Örgütsel yapılanmada Şüpheli Fetullah GÜLEN'in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem veya tavır kuvvetle ezilmekte, liderin ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatları, aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulanmaktadır. F.GÜLEN başta olmak üzere örgüt yöneticileri, halka hitap ederken büyük bir tevazu sergilerken, örgüt içerisinde mutlak bir otorite ile hareket etmekte olup, örgüt içerisinde ödül ve ceza sistemi uygulandığı, bu sebeple şüpheliye eleştiri getiren müşteki Mehmet DOĞAN ve çevresinde bulunan grubun (tahşiye ismi verilen grubun) gayri kanuni usuller uygulanarak etkisiz hale getirildiği anlaşılmıştır. Örgüt mensuplarının iş ve özel hayatlarındaki bütün kararlarını örgütüm-tasarrufunabırakmış olmalarının altında yatan sebeplerden en önemlisi, bağlı oldukları imamların veFetullah GÜLEN'in hata yapmayacağına inanmış olmalarıdır. Ayrıca örgüt mensuplarının tamamına belli görev ve sorumluluklar verilerek bağlılıkları perçinlenmektedir. Yazarı, M. Abdülfettah ŞAHİN (Fetullah GÜLEN) olan ''ÖLÇÜ VE YOLDAKİ IŞIKLAR'' isimli kitabın 57 ve 58. Sayfalarında ''Hizmet İnsanı'' başlıklı bölümde ''Cemaate bağlı kişinin azimli/kararlı ve hizmete
SAYFA: 285 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
karşı itaatkâr her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde KENDİ RÜTBESÎ DEĞİL DE HİZMETİN RÜTBESİNİ ÖN PLANDA TUTAN hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını/canını/sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması'' gerektiği vurgulanmıştır. Şüpheli Fetullah GÜLEN'in ''Ne olursanız olun makam şöhret başınızı döndürmesin. ''SIFIR'' olun. Olun ki büyük rakamlarda büyük yerlerde kullanılasınız. '' Şeklindeki sözleri ise, örgüt mensuplarının fonksiyonel değerini ifade etmektedir. GÜLEN'e göre bireysel olarak hiçbir anlam ifade etmeyen fertler örgüt bünyesindeki faaliyetleri ile değer kazanmaktadır. Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ/PDY'nin, dini değerleri zamana ve şartlara göre kendi idealleri doğrultusunda yorumlaması, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti kendisine hasım olarak görmesi, açık ve şeffaf olmak yerine bir istihbarat örgütü gibi ''kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar'' kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetleri yurt dışından idare etmesi ve hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasadışı yöntemi kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmelerde bulunması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize olmuş bir örgüt olduğunu ortaya koyan unsurlardır. 1-Detayı üst paragraflarda belirtiltiği üzere devlet otoritesini ele geçirmeyi amaçlayan yeterli donanıma sahip cebir ve şiddet ögesini barındıran silahlı yapılanmayı kuran ve tüm önemli kararları bizzat alıp uygulayan örgütünün yegane yetki ve insiyatif sahibi şüphelinin silahlı terör örgütü kurmak suretiyle 3713 sayılı yasanın 1-7, TCK 220/1 maddeleri yollamasıyla TCK 314/1 Maddesi Kapsamında kalan Sİlahlı Terör Örgütü Kurmak suçunu 2- Yine detaylı açıklamalar önceki paragraflarda belirtildiği üzere kurmuş olduğu örgütlü yapıya muhalif söylem, eylem ve işlemlerde bulunan müşteki Mehmet DOĞAN'ın ve çevresindeki grubun etkisiz hale getirmek amacı ile kanuni terör suçu yürütülüyormuş izlenimi verilerek komplo, kumpas içerikli suçların maddi delil iz ve emarelerinin sahte olarak oluşturulduğu, tahkikat ve soruşturma yapılmasına sebebiyet verip, müştekiler hakkında soruşturma yapılmasına, tutuklanmalarına sebebiyet vermek suretiyle TCK 220/5 maddesi yollaması ile 39 müştekiye yönelik (2009/1016 sayılı soruşturma üzerinden haklarında kamu davası açılan toplam 39 müşteki) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu (39 kez) 3- Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin suç örgütü lideri olması ve bu eylemin örgüt yapılanması içerisinde gerçekleşmesi nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 2- ŞÜPHELİ HİDAYET KARACA
SAYFA: 286 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
Şüpheli Fetullah GÜLEN'in liderliğini yaptığı yapılanmanın medya bölümünde birçok televizyon, radyo, diğer görsel medya unsurlarını barındıran samanyolu yayın grubunun başkanlığını yaptığı, çok uzun süreçte şüpheli Fetullah GÜLEN'in yapılanmasında yer alan şüphelinin soruşturmamıza konu tahşiye grubuna kumpas adıyla kamuoyunda bilinen operasyonel süreçte Samanyolu televizyonunda 09/04/2009 ve 23/04/2009 tarihlerinde yayınlanan Tek Türkiye dizisi içinde ayrı bir formatla yayına sürülen karanlık karar kurulu adlı bölüm senaryosunun yazılması sonrası diziyle birlikte yayınlanmasını sağladığı, iddianamenin önceki bölümlerinde belirtildiği üzere karanlık karar kurulu adlı bölümde geçen diyaloglar ile şüpheli Fetullah GÜLEN tarafından verilen talimatın operasyonel süreci anlatan yönü dizide işlenerek örgüt tabanına mesaj verildiği, her ne kadar şüpheli savunmasında sözü edilen karanlık karar kurulu adlı bölümün gerek senaryosunun yazılması gerekse yayınlanmasında etkisi olmadığını, bu senaryonun samanyolu televizyonunun anlaşma yaptığı Ser Film Yapım Pazarlama Anonim şirketine yaptırıldığını beyan etmiş ise de, yapılan tüm araştırmalara rağmen ısrarla dizi senaristleri ve yapım ekibinin karanlık kurul adlı bölüm senaryosunu yazmadıklarını beyan etmesi, yine samanyolu televizyonunda ve filmin yapımcı firması olan Ser Film Yapım anonim şirketinde çalışan haklarında tefrik kararı verilen diğer şüphelilerin karanlık kurul adlı bölümün senaryosunu kim tarafından yapıldığını ve yayına kim tarafından verildiğini bilmedikleri şeklindeki beyanları dikkate alındığında bir çok operasyonel sürecin öncüsü ve operasyonları yapacak personele yönelik emir ve talimatları içeren karanlık karar kurulu adlı bölümün gerek örgütsel yapının işleyiş mantığı, gerekse samanyolu televizyonu yönetim ve idaresinin Türkiye de ki yegane yetkilisi olduğunun anlaşılması nedeniyle bu senaryoların gerek yazılması gerekse yayınlanmasında şüpheli Hidayet KARACA'nın etkili olduğu, Yine şüphelinin dizinin yapımcılığını yapan Ser Film yapım pazarlama Anonim şirketindeki konumu ve etkisi de göz önünde bulundurulduğunda dizinin yapımında yetki ve insiyatifi olduğunun tespit edildiği, Diğer taraftan şüpheli Hidayet KARACA'nın inkarına rağmen internet ortamında yapılan araştırmalardan şüpheli Fethullah GÜLEN ile yapmış olduğu iki ayrı görüşmede (hts raporuna göre bu konuşmaların internete verildiği tarihlere yakın zamanlarda Amerika ülkesi ile görüşme yaptığı tespit edilmiştir) karanlık kurul bölüm senaryosunu okuyarak veya işlenecek konuları anlatarak onay aldığının tespitinden ve bu dizilerin (karanlık karar kurulu) senaryosununun bizzat şüpheli Hidayet KARACA tarafından yayınlanmasının sağlandığının tespit edildiği, özellikle Tek Türkiye dizisinin 64 ve 66. Bölümü içerisinde geçen diyalogların iddianamenin üçüncü bölümünde belirtildiği üzere tamamı ile 2009/1016 sayılı ( tahşiye grubuna yönelik soruşturma) soruşturma ile benzerlik göstermesi hususları dikkate alındığında şüpheli Fethullah GÜLEN'in oluşturduğu örgütlü yapılanmanın medya kısmında yönetici konumu ile dizinin yayınını sağladığı, Şüphelinin temin edilen iletişimlerine ilişkin analizlerden paralel yapılanmanın bir başka operasyonu olan C.Başsavcılığımızın 2014/115949 sayılı soruşturmasına konu olan eylem ve işlemleri içeren süreçte normal görüşme trafiğinin aksine milli istihbarat teşkilatı tarafından verilen ve şüpheli Fethullah GÜLEN'in Amerika ülkesinde yanında bulunup yardımcılığını yapan kişilerle ve de paralel yapılanmada etkin olan süleyman uysal ve Kudret Ünal ile 16/12/2013, 17/12/2013 25/12/2013 tarihleri aralığında birden çok görüşmelerinin olduğu, , keza şüpheli Hidayet KARACA'nın yine 17/12/2013 günü gece 03,00 ve 05,00 sularında Amerika ülkesinde şüpheli Fethullah GÜLEN'in yanında bulunan kişilerden olan Teyfik AKSOY ile mesajlaştığının anlaşılması karşısında şüphelinin paralel yapılı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti hükümetini işleyemez hale getirmek için girişim ve
SAYFA: 287 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
operasyonda bulunduğu, 17 ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde emir ve talimatlar aldığı ve mevcut durumdan Pennysilvanya da ikamet eden örgüt lideri şüpheli Fethullah GÜLEN'i bilgilendirdiğinin değerlendirildiği, Diğer taraftan medya yapılanmasına ilişkin açıklamalarda da belirtildiği üzere Aadlet ve Kalkınma Partisinin iktidara gelmesinden sonra 2013 yılı sonuna kadar devam eden adli süreçlerinin tamamına yakınında Samanyolu televizyonu ile yapılanmanın diğer medya organlarında operasyon ve soruşturma yapanlar övülülüp aleyhlerine soruşturma yürütülen kişiler hakkında algı oluşturmaya yönelik yayınlar yapılarak (Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk soruşturmaları) askeri kişiler ve emniyet müdürlüğü görevlileri, bir kısım hakim ve savcılar şiddetle ve sürekli olarak eleştirilmekte, hatta ilgili soruşturma dosyalarındaki bulgular soruşturmaların haklılığını gösterir şekilde ifşa edilmekte iken 17-25 Aralık sürecinden sonra gerek İstanbul C.Başsavcılğınca gerekse diğer illerin Başsavcılıklarınca paralel yapılanmaya yönelik soruşturmalar yapılıp bir kısım emniyet müdürlüğü görevlileri ile özerk kurum ve kuruluş çalışan ve yetkilileri ve yargı mensupları tutuklandıklarında yada değişik tedbirlere maruz bırakıldıklarında bu kez ısrarla soruşturmaların haksız yapıldığı belirtilerek bu kişiler örgüt üyesiymişcesine sahiplenildiği gerek samanyolu televizyonunda gerekse örgütün diğer yayın organlarında '' Vatan evlatları içeride hırsızlar dışarıda, Acem yılanları dışarıda vatan evlatları içeride '' şeklinde yayınlar yapılması, yine bu soruşturmalar sürecinde gözaltı ve adliyeye sevk işlemleri sırasında paralel yapılanmanın televizyon kanalları ile diğer kuruluşları tarafından çoğu zaman canlı yayınlarda gösteri ve eylemler teşvik edilip adliye ve emniyet müdürlüğü önlerinde yapılan toplantılarla yürütülen soruşturmaların itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, aleyhlerinde soruşturma yapılan kişiler ile bu kişileri destekleyen yapılanmanın basın yayın organlarında çalışan kişiler ve görevliler arasında hiç bir akrabalık ve hukuki bağ bulunmamasına rağmen gözaltına alınan şüphelilerin sahiplenircesine desteklenmelerinin şüphelilerle aynı amaç birliği içerisinde hareket ettiklerinin göstergesi olduğu, yapılan yayınlar dikkate alındığında da emniyet genel müdürlüğünün değişik kadrolarında bulunan kolluk görevlileri ile paralel yapılı terör örgütünün medya yapılanmasında bulunan şüpheliler arasında irtibat bulunduğunun görüldüğü, şüpheli Hidayet KARACA'nın bu süreçte kamuoyunda ki algıyı değiştirmek amacıyla algı operasyonunun yapılmasında ve soruşturmanın itibarsızlaştırılmasına yönelik yayınların yapılmasındaki etkisi de dikkate alındığında paralel yapılı terör örgütünün medya ayağında yönetici konumunda olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla şüpheli Hidayet KARACA'nın; 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütünün medya yapılanmasında yönetici olmak suretiyle TCK 314/1 maddesi kapsamında kalan suçu (TCK 314/1,53,63) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin şüpheli Fethullah GÜLEN'in emir ve talimatlarına istinaden başlaması ve yine aynı süreçte yapılanmanın medya kısmında yayınlar yapılmış olması, sonrasında da müştekilerin aleyhinde suçların maddi eser ve delilleri oluşturularak silahlı terör örgütü faaliyetinde bulunmak suçları ile itham edilmelerine sebebiyet verilmesiyle başlayıp devam eden soruşturma sürecinde medya yöneticisi olması ve tahşiye grubuna yönelik algı oluşturulmasında ki katkısı nedeniyle TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan müşteki sayısınca nitelikli iftira suçunu (39 kez TCK 220/5 delaletiyle 267/2,53,63) 3-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma
SAYFA: 288 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin suç örgütü yöneticisi olması ve bu eylemin örgüt yapılanması içerisinde gerçekleşmesi nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı 3- ŞÜPHELİ ALİ FUAT YILMAZER Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yaptığı, soruşturmanın başlatılmasına dayanak oluşturan yardımcısı Erol DEMİRHAN imzalı 29/04/2009 tarihli yazının bilgisi dahilinde yazıldığının değerlendirildiği, bahse konu yazıdan önce tahşiyeciler ismini verdiği grup üyeleriyle ilgili olarak ilkin 2008 yılının Kasım ayında önleme dinleme kararı alınmasını sağlayarak müştekilerin kullanımlarında bulunan telefon numaralarını dinleyerek grup üyeleri hakkında birtakım bilgileri topladığı, akabinde o güne kadar haklarında her hangi bir terör faaliyeti yada eyleminden dolayı işlem yapılmayan Molla Muhammedciler, yada Tahşiyeciler ismi ile adlandırılan grupla ilgili ülkemizin değişik illerinde faaliyet gösterdikleri, grup mensuplarının fikri olarak cihada hazırlandıkları, Fetullah GÜLEN cemaatini münafık olarak gördükleri gerekçesiyle istihbarat daire başkalığı ve 12 ile dağıtımlı olarak 03/12/2008 tarihli yazıda şube müdürü olarak imzasının olduğu, 12 ile dağıtımlı olarak gönderilen yazıyla ilgi gelen cevabi yazılarda ise grup üyelerinin cihadı savunmadıkları, El-kaide, Hizbullah ve PKK gibi terör örgütlerini benimsemediklerine dair yazıların olduğunun görülmesiyle birlikte, grup üyeleri hakkında toplanan birtakım bilgilerin Fetullah GÜLEN yapılanmasına bağlı kişilerce örgüt liderine ulaştırıldığı, yaşanan bu süreç sonunda örgüt lideri Şüpheli Fetullah GÜLEN'in ise 06/04/2009 tarihinde yaptığı konuşmasıyla, Şüpheli Ali Fuat YILMAZER'in yazısının birbirleriyle bağlantılı olduğunun anlaşıldığı, Yine soruşturma kapsamında grup üyeleri ile her hangi bir irtibatının olmadığı beyanlardan anlaşılan radikal düşüncelere sahip Mustafa Serkan SARAÇ ve Mahsum YEŞİLIRMAK gibi mağdurların soruşturmaya dahil edilmesi için birtakım yazıları imzalayarak TEM şube müdürlüğüne gönderdiği, her hangi bir şiddet eylemi tespit edilemeyen grubun terörle irtibatlandırmak amacı ile radikal düşüncelere sahip bir kısım şahısların soruşturmaya dahil edilmesini sağlayarak, soruşturmayı yönlendirdiği, 2009 yılının Temmuz ayına kadar şube müdürü olduğu, temmuz ayından sonraki süreçte de İstihbarat Şube Müdürlüğünden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı görevine atandığı, 21.01.2010 tarihinde Bahçelievler İlçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. No:20/9 Dündar Apartmanı sayılı adreste konuşlanarak tertibat alan ve mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu değerlendirilen İstihbarat şube ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevlilerinin belirtilen adreste bekleme yapmalarının koordine edilmesinde yetki ve insiyatif sahibi olduğu, yapılan operasyonun
SAYFA: 289 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
planlamasında yetkili olduğu ve TEM şube müdürlüğü ile koordinasyonu sağladığı, soruşturma kapsamında astlarının gerçekleştirmiş olduğu tüm eylemlerden sorumlu olduğu, yapılan tüm iş ve işlemlerin bilgisi dahilinde olmasının hiyerarşik yapının gereği olduğu, şüpheli Mustafa Tezcan ALAÇ'ın savunmasında o dönemde soruşturmayla ilgili toplantıların istihbarat şube müdürlüğünde yapıldığını beyan ettiği de dikkate alındığında Şüphelinin soruşturmanın tüm aşamasından bilgi sahibi olduğunun anlaşıldığı, Yine 2009/1016 sayılı soruşturma kapsamında gruba ait olduğu iddia edilen 5 farklı adresin daha bulunduğu, 22.01.2010 günü 38 farklı adreste arama, el koyma, yakalama usulü iş ve işlemlerinin uygulandığı göz önüne alındığında, sadece müşteki Turgut YILDIRIM'a ait Bahçelievler ilçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. 3. Sokak Dündar Apt. sayılı adresle ilgili özel bir çalışma yapıldığının tespit edildiği, diğer adreslere ilişkin hiç bir çalışma, izlemenin operasyon gecesi öncesi yapılmadığı dikkate alındığında 2008 yılı Kasım ayından itibaren gruba yönelik olarak gruba yapılması düşünülen haksız operasyonun 22/01/2010 günü başarıyla sonlandırıldığı, 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde şüphelinin İstihbarat Şube Müdürlüğünde bizzat gerçekleştirdiği işlem ve eylemler 1-)28/12/2009 Tarihli El Kaide Yanlısı Mehmet DOĞAN Grubu Faaliyetleri hakkında yazı. Bahçelievler Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. 3 Sok. Dündar Apt D: 9 hakkında 2-)Şikayet Mektubu Hakkında Bilgi Talebi 3-)18/11/2009 tarihli Mustafa Serken SARAÇ konulu üst yazı Mustafa Serkan SARAÇ'a ait 05073187933 nolu GSM hattı ve hasanelbenne@hotmail.com isimli email adresi hakkında bilgi iletimi 4-)11/08/2009 tarihli Bilgi İletimi konulu üst yazı Mustafa Serkan SARAÇ hakkında Yolcu Hudut Kapılarından girişi hakkında bilgi iletimi 5-)05/07/2009 tarihli Bilgi İletimi konulu üst yazı Mustafa Serkan SARAÇ hakkında bilgi 6-)21/11/2009 tarihli El Kaide Yanlısı Mehmet DOĞAN Grubu konulu üst yazı Şahıslar ve İnternet siteleri hakkında bilgi 7-)21/11/2009 tarihli El Kaide Yanlısı Mehmet DOĞAN Grubu konulu üst yazı, şahıslar ve İnternet siteleri hakkında bilgi 8-)03/12/2008 Tarihli Radika Tahşiye Faaliyetleri Konulu Yazı 2009/1016 sayılı RADİKAL TAHŞİYE GRUBU isimli soruşturmanın başlatılması ve operasyonel çalışmaların yapıldığı süreçte İstihbarat şube müdürlüğündeki konumu ve görevi göz önünde alındığında, soruşturmanın tüm aşamasında şüphelinin bilgisi dışında her hangi bir kararın alınamayacağı, soruşturmanın yürütülmesinde ve operasyonel çalışmaların yapılmasında en yetkili karar mercilerinden birisi olduğu, soruşturmanın başlangıcından önceki süreç ve operasyonel sürece kadar geçen zaman diliminde en kilit konumda olduğu bu nedenle de gerek bu soruşturmanın niteliği gerekse hakkında yine C.Başsavcılığınca yürütülen usulsüz dinlemelere ilişkin 2014/69722 sayılı soruşturma ile gazeteci Hrant DİNK'in öldürülmesine ilişkin 2014/40810 sayılı soruşturmalar içeriği
SAYFA: 290 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
dikkate alındığında şüphelinin Fethullah GÜLEN tarafından oluşturulan Terör örgütü yapılanmasına dahil olarak bir çok aktif eylem ve işlem gerçekleştirdiği, bu itibarla; 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu ( TCK 314/2,53,63 ) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin belirtildiği üzere İstihbarat Şube Müdürlüğünün gözetim ve denetiminde ve yönlendirmesi ile yapılmış olduğunun tespiti nedeniyle şüphelinin konumu ve görevi de gözönüne alındığında gerçekleşen tüm eylem ve işlemlerin bilgi ve talimatı doğrultusunda gerçekleşmesinin hiyerarşik yapının işleyişi gereği olduğunun değerlendirilmesi ve de soruşturmamız sürecinde suçların maddi eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu ( TCK 267/2,53,63 ) ( 32 KEZ) 4). ŞÜPHELİ TUFAN ERGÜDER Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden sorumlu il Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı, belirtildiği üzere şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu niteliği açıklanan yapılanmanın özelliği ve çalışma şekli ve faaliyetleri dikkate alındığında şüphelinin bulunduğu konum itibariyle soruşturmanın başlatılmasına konu 29/04/2009 tarihli İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünün Terörle mücadele şube müdürlüğüne gönderilmesi ve 05/05/2009 tarihinde Terörle mücadele şube müdürlüğünce Radikal Tahşiye Grubu Faaliyetleri konulu soruşturma izin talebine dair yazının yazılmasında bilgisi ve yetkisinin olduğu, soruşturmanın başlatılmasından sonraki süreçte soruşturmanın tüm aşamasından bilgi sahibi olduğu, soruşturmanın genişletilmesi, müştekilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden cinsel içerikli görüşmelerin tape haline getirilmeyerek ifade alma aşamasında mağdurlara yönelik şantaj ve tehdit amaçlı kullanılmasında astları ile bilgi akışında bulunduğunun anlaşıldığı, 21.01.2010 tarihinde Bahçelievler İlçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. No:20/9 Dündar Apartmanı sayılı adreste konuşlanarak tertibat alan ve el bombası ve fişeklerden oluşan mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu değerlendirilen İstihbarat şube ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevlilerinin belirtilen adreste bekleme yapmalarının koordine edilmesinde yetki ve insiyatif sahibi olduğu, yapılan operasyonun planlamasında yetkili olduğu ve istihbarat şube müdürlüğü ile koordinasyonu sağladığı, yapılan tüm iş ve işlemlerin hiyerarşik yapı nedeni ilebilgisi dahilinde olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla şüpheli Tufan ERGÜDER in; 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu (TCK 314/2,53,63) işlediği 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin şüphelinin bilgi ve talimatı doğrultusunda gerçekleştiği, hiyerarşik yapının işleyişi gereği olduğunun değerlendirilmesi aynı zamanda soruşturmamız sürecinde suçların maddi
SAYFA: 291 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu (TCK 267/2,53,63 ) (32 KEZ) işlediği 3-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin gerek Emniyet Genel müdürlüğünün hiyarrarşik yapısı gerekse örgütlü yapılanmadaki konumu nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 5). ŞÜPHELİ EROL DEMİRHAN Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde ilkin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde Şube Müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, o dönemde şube müdürü olan Şüpheli Ali Fuat YILMAZER'in yerine vekaleten görevli olduğu zaman diliminde, Şüpheli Fetullah GÜLEN'in hedef göstererek haklarında terör örgütü adı altında soruşturma yürütülmesi için işaret ettiği Tahşiyeciler grubu olarak adlandırılan bir kısım kimselere dair bilgilerin olduğu 29/04/2009 tarihli terörle mücadele şube müdürlüğüne gönderilen Radikal Tahşiye Grubu faaliyetleri konulu yazıyı şube müdür vekili olarak imzaladığı, 2009/1016 sayılı soruşturmanın temelini oluşturan bu yazı sonucunda, yapılan tüm işlemlerin bu yazı üzerinden yürüdüğü; grubun liderini, yöneticilerini, üyelerini, gelir kaynaklarını anlatan yazıyı hazır şekilde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne göndererek adli soruşturmanın başlatılması için gerekli alt yapıyı hazırladığının tespit edildiği 2009 yılının Temmuz ayında Ali Fuat YILMAZER'in terfi etmesi ile İstihbarat Şube Müdürlüğünden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı görevine atanmasından sonra, Şüpheli Erol DEMİRHAN'ın İstihbarat Şube Müdürü olduğu, 21.01.2010 tarihinde Bahçelievler İlçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. No:20/9 Dündar Apartmanı sayılı adreste konuşlanarak tertibat alan ve mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu anlaşılan İstihbarat şube ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevlilerinin belirtilen adreste bekleme yapmalarının koordine edilmesinde yetki ve insiyatifi olduğu, yapılan operasyonun planlamasında yetkili olduğu ve TEM şube müdürlüğü ile koordinasyonu sağladığı, soruşturma kapsamında astlarının gerçekleştirmiş olduğu tüm eylemlerden sorumlu olduğu, yapılan tüm iş ve işlemlerin bilgisi dahilinde olmamasının imkansız ve hiyerarşik yapının işleyişine aykırı olacağı, şüpheli Mustafa Tezcan ALAÇ'ın savunmasında o dönemde soruşturmayla ilgili toplantıların istihbarat şube müdürlüğünde yapıldığını beyan ettiği de dikkate alındığında Şüphelinin soruşturmanın tüm aşamasından bilgi sahibi olduğu dahası her ne kadar soruşturmanın Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün adli operasyonu gibi görünse de tüm aşamaları ile birlikte üst paragraflarda izah edildiği üzere İstihbarat Şube Müdürlüğünde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle şüpheli Ali Fuat YILMAZER ile birlikte bu operasyonel süreci idare ettiği, Yine 2009/1016 sayılı soruşturma kapsamında gruba ait olduğu iddia edilen 5 farklı adresin daha bulunduğu, 22.01.2010 günü 38 farklı adreste arama, el koyma, yakalama usulü iş ve işlemlerinin uygulandığı göz önüne alındığında, sadece müşteki Turgut YILDIRIM'a ait Bahçelievler ilçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. 3. Sokak Dündar Apt. sayılı adresle ilgili özel bir çalışmadığının
SAYFA: 292 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
yapıldığının tespit edildiği, bu çalışmanın yapılmasının yasal bir dayanağı olmadığı gibi çalışma sistematiğine göre herhangi bir izahatının olmadığı, soruşturma süreci bir bütün olarak ele alındığında örgüt liderinin hedef gösterdiği grubun amaç ve hedef doğrultusunda etkisiz hale getirildiği, hakkında yine C.Başsavcılığımızca yürütülen usulsüz dinlemelere ilişkin 2014/69722 sayılı soruşturma ile şüphelinin Fethullah GÜLEN tarafından oluşturulan Terör örgütü yapılanmasına dahil olarak bir çok aktif eylem ve işlem gerçekleştirdiği, şüphelinin de İstihbarat Şube Müdürlüğündeki konumu operasyonun İstihbarat Şubesi gözetimi ile insiyatifinde gerçekleşmiş olması hususu dikkate alındığında şüpheli Erol DEMİRHAN ın şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı paralel yapılı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğinin anlaşıldığı, bu itibarla; 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu ( TCK 314/2,53,63 ) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin belirtildiği üzere İstihbarat Şube Müdürlüğünün gözetim ve denetiminde ve yönlendirmesi ile yapılmış olduğunun tespiti nedeniyle şüphelinin konumu ve görevi de gözönüne alındığında gerçekleşen tüm eylem ve işlemlerin bilgi ve talimatı doğrultusunda gerçekleşmesinin hiyerarşik yapının işleyişi gereği olduğunun değerlendirilmesi ve de soruşturmamız sürecinde suçların maddi eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu ( TCK 267/2,53,63 ) ( 32 KEZ) işlediği, 6). ŞÜPHELİ MUTLU EKİZOĞLU Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube olarak görev yaptığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünün 29/04/2009 tarihinde soruşturmanın başlatılmasına konu yazıyı Terörle mücadele şube müdürlüğüne gönderdiği tarihte izinli olduğu 05/05/2009 tarihinde Terörle mücadele şube Müdür vekili şüpheli Ertan ERÇIKTI imzalı yazının Cumhuriyet başsavcılığına gönderilerek soruşturma izni istediği dönemde de kursta olduğu, soruşturma kapsamında iki aylık süreçte yani 2009 yılının Temmuz ayına kadar olan süreçte Terörle Mücadele şube müdürü olarak görev yaptığı, yapılan tüm iş ve işlemlerin bilgisi ve izni dahilinde yapıldığının değerlendirildiği, 2009 yılının Temmuz ayında terfi ederek İstanbul Organize Şube Müdürlüğünden sorumlu Emniyet müdür yardımcılığına atandığı sürece kadar üzere suç örgütünün hiyerarşik yapısının işleyişi dikkate alındığında soruşturmanın doğrudan İstihbarat Şube Müdürlüğünün ihbar ve ilgili yazısı üzerine hiç bir araştırma yapılmadan tahkikat başlatılıp soruşturma işlemlerinin başlatılması için tevessülde bulunulmuş olması nedeniyle örgütlü yapılanma içerisinde bilerek ve isteyerek soruşturmanın başlangıcındaki bir kısım eylem ve işlemlerin yapılmasını sağladığı, bu itibarla; * Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu ( TCK 314/2,53,63 ) işlediği,
SAYFA: 293 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
7). ŞÜPHELİ YURT ATAYÜN Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak görev yapan ve terfi alarak Organize Şube müdürlüğünden sorumlu İl Emniyet Müdür yardımcısı olan Mutlu EKİZOĞLU'nun yerine 2009 yılının Temmuz ayında atandığı ve Operasyonel süreç dahil olmak üzere soruşturma kapsamında TEM şube müdürü olarak görev yaptığı, TEM şube müdürü olarak yapmış olduğu görevden dolayı soruşturma sürecinin tüm aşamasından bilgi sahibi olduğu, soruşturmanın genişletilmesi, yine bir kısım kişilerin soruşturulan grup ile hiç bir alakası olmamasına rağmen grup eylemlerinin vehamet arz eder nitelikle görünmesinin sağlanması için mağdurlar Mustafa Serkan SARAÇ ve Mahsum YEŞİLIRMAK ın soruşturma dosyasına dahil edilmesi, müştekilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden cinsel içerikli görüşmelerin tape haline getirilmesi ve ifade alma aşamasında mağdurlara yönelik şantaj ve tehdit amaçlı kullanılmasında astları ve üstleri ile bilgi akışında bulunmasının gerek emniyet müdürlüğünün iç işleyişi gerekse silahlı terör örgütünün hiyerarşik işleyişi gereği olduğu, soruşturma kapsamında alınan birçok adli ve idari kararlarda şube müdürü olarak imzasının bulunduğu, 21.01.2010 tarihinde Bahçelievler İlçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. No:20/9 Dündar Apartmanı sayılı adreste konuşlanarak tertibat alan ve mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu anlaşılan İstihbarat şube ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevlilerinin belirtilen adreste bekleme yapmalarının koordine edilmesinde yetki ve insiyatifi olduğu, yapılan operasyonun planlamasında yetkili olduğu ve istihbarat şube müdürlüğü ile koordinasyonu sağladığı, yapılan tüm iş ve işlemlerin bilgisi dahilinde olmamasının imkansız ve hiyerarşik işleyişe aykırı olduğu, Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak 2009/1016 sayılı Radikal Tahşiye Grubu soruşturmasındaki konumu ve görevi göz önünde alındığında, yapılacak soruşturmanın bilgisi ve izni dahilinde yapıldığı, soruşturmanın tüm aşamasında şüphelinin bilgisi dışında her hangi bir karar alınamayacağı, soruşturmanın yürütülmesinde ve operasyonel çalışmaların yapılmasında en yetkili personel olması nedeniyle hukuksuzluğu tüm yönleriyle tespit edilen soruşturma görünümü altındaki işlemlerin gerçekleştirilmesini sağladığı, yine Cumhuriyet Başsavcılığımızın Paralel Yapılı Terör Örgütüne yönelik 2014/41637 sayılı soruşturmasında da etkin konumda olan ve bu soruşturma nedeniyle tutuklanan şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olduğunun anlaşıldığı, bu itibarla; 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu ( TCK 314/2,53,63 ) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin şüphelinin bilgi ve talimatı doğrultusunda gerçekleşmesinin hiyerarşik yapının işleyişi gereği olduğunun değerlendirilmesi aynı zamanda soruşturmamız sürecinde suçların maddi eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu ( TCK 267/2,53,63 ) ( 32 KEZ) B-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat
SAYFA: 294 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin gerek Emniyet Genel müdürlüğünün hiyarrarşik yapısı gerekse örgütlü yapılanmadaki konumu nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 8). ŞÜPHELİ ÖMER KÖSE Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde sağ örgütlerden sorumlu müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, devam eden süreçte de Cumhuriyet Başsavcılığımızın Paralel Yapılı Terör Örgütüne yönelik Selam Tevhid Kudüs Ordusu adı ile bilinen soruşturmada da terfi etmesi sonrası şube müdürü olarak görev yaptığı, Operasyonel süreç dahil olmak üzere soruşturma kapsamında TEM şube müdürü olarak görev yaptığı, TEM şube müdür yardımcısı olarak yapmış olduğu görevden dolayı soruşturma sürecinin tüm aşamasından bilgi sahibi olduğu, soruşturmanın genişletilmesi, yine bir kısım kişilerin soruşturulan grup ile hiç bir alakası olmamasına rağmen grup eylemlerinin vehamet arz eder nitelikle görünmesinin sağlanması için mağdurlar Mustafa Serkan SARAÇ ve Mahsum YEŞİLIRMAK ın soruşturma dosyasına dahil edilmesi, müştekilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden cinsel içerikli görüşmelerin tape haline getirilmesi ve ifade alma aşamasında mağdurlara yönelik şantaj ve tehdit amaçlı kullanılmasında astları ve üstleri ile bilgi akışında bulunmasının gerek emniyet müdürlüğünün iç işleyişi gerekse silahlı terör örgütünün hiyerarşik işleyişi gereği olduğu, soruşturma kapsamında alınan birçok adli ve idari kararlarda şube müdürü olarak imzasının bulunduğu, 21.01.2010 tarihinde Bahçelievler İlçesi Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Cad. No:20/9 Dündar Apartmanı sayılı adreste konuşlanarak tertibat alan ve mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu anlaşılan İstihbarat şube ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevlilerinin belirtilen adreste bekleme yapmalarının koordine edilmesinde yetki ve insiyatifi olduğu, yapılan operasyonun planlamasında yetkili olduğu ve istihbarat şube müdürlüğü ile koordinasyonu sağladığı, yapılan tüm iş ve işlemlerin bilgisi dahilinde olmamasının imkansız ve hiyerarşik işleyişe aykırı olduğu, Terörle Mücadele Şube Müdür yardımcısı olarak 2009/1016 sayılı Radikal Tahşiye Grubu soruşturmasındaki konumu ve görevi göz önünde alındığında, yapılacak soruşturmanın bilgisi ve izni dahilinde yapıldığı, soruşturmanın tüm aşamasında şüphelinin bilgisi dışında her hangi bir karar alınamayacağı, soruşturmanın yürütülmesinde ve operasyonel çalışmaların yapılmasında en yetkili personel olması nedeniyle hukuksuzluğu tüm yönleriyle tespit edilen soruşturma görünümü altındaki işlemlerin gerçekleştirilmesini sağladığı, yine Cumhuriyet Başsavcılığımızın Paralel Yapılı Terör Örgütüne yönelik 2014/41637 sayılı soruşturmasında da etkin konumda olan ve bu soruşturma nedeniyle tutuklanan şüphelinin silahlı terör örgütüne üye olduğunun anlaşıldığı bu itibarla;
SAYFA: 295 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu, ( TCK 314/2,53,63 ) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerin şüphelinin bilgi ve talimatı doğrultusunda gerçekleşmesinin hiyerarşik yapının işleyişi gereği olduğunun değerlendirilmesi aynı zamanda soruşturmamız sürecinde suçların maddi eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu, ( TCK 267/2,53,63 ) ( 32 KEZ) 3-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin gerek Emniyet Genel müdürlüğünün hiyarrarşik yapısı gerekse örgütlü yapılanmadaki konumu nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 9). ŞÜPHELİ ERTAN ERÇIKTI Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünün soruşturmanın başlatılmasına konu 29/04/2009 tarihli yazısının şüpheli adına Terörle mücadele şube müdürlüğüne gönderildiği, o dönemde izinli olan Terörle mücadele Şube müdürü Mutlu EKİZOĞLU'nun yerine vekaleten şube müdür vekili olarak görevli olduğu, Terörle mücadele şube müdürlüğünce 05/05/2009 tarihinde cumhuriyet başsavcılığına gönderilen Radikal Tahşiye Grubu Faaliyetleri konulu soruşturma izin talebine dair yazılan yazıda Şube müdür Vekili olarak imzasının bulunduğu, soruşturmayı başlatan yazıda imzası bulunan şüphelinin istihbarat şube müdürlüğünden gelen yazıda kimlik bilgileri ve kullanımlarında olan hatları belirtilen mağdurlarla ilgili her hangi bir araştırma dahi yapılmadan haklarında alınan 06.05.2009 tarihli yazıda şube müdür vekili olarak imzası bulunduğunun tespit edildiği, Soruşturmanın başlatılmasında ve operasyonel sürece kadar geçen zaman diliminde Tem Şube müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görev yaptığı, şüphelinin beyanı ve eylemleri dikkate alındığında, soruşturmanın başlatılmasına konu 05/05/2009 tarihli yazı ile 06/05/2009 tarihli dinleme kararlarının alınmasına konu yazının yazılmasını sağladığı, soruşturma sürecinde müşteki/mağdurlara yönelik olarak alınan adli kararlarda (CMK 135-140) imzası bulunduğunun tespit edildiği, Şüphelinin 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde gerçekleştirdiği işlemlere bakıldığında;
SAYFA: 296 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
1-)02.02.2010 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN grubu ile ilgili 05304688619 numaraları telefonunun iletişiminin dinlenmesinin uzatılmasına dair yazısı, 2-)04.02.2010 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN grubu ileil ilgili alifuatural@hotmail.com -alifuatural@mynet.com -alifuatural@gmail.com -muhlesl962@hotmail.com - isimli E-Posta adreslerinin ve 05BB2604928 - 05072B57295 -05B58892697 - 05BB61490B7 - 05B26B2B466 -05B54B20694 - 05B25770665 - 05BB4B05116 numaraları telefonunun iletişiminin dinlenmesinin uzatılmasına dair yazısı, 3-)04.02.2010 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN grubu ile ilgili Aziz BOZDEMİR isimli şahsın kullandığı azizbozdemir@gmail.com e-Posta adresi ile 05322952961 numaralı telefona yönelik devam eden çalışmalarda, 05304688619 numaraları telefonunun iletişiminin dinlenmesinin son verilmesine dair yazısı, 4-)03.02.2010 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN grubu ile ilgili bağlantısı olan şahıslara telefonunun iletişiminin dinlenmesinin son verilmesine dair yazısı, 5-)04.05.2009 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN Grubunun faaliyetleriyle ilgili yazısı, 6-)05.05.2009 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına yazılan Radikal Mehmet Doğan Grubunun internet sitesi www.cihaderi.net adlı sitenin incelenmesinin takip edilmesi talep yazısı, 7-)19/11/2009 Tarihli Tetkik Konulu Üst yazı, 8-)14/09/2014 tarihli Tetkik konulu üst yazı Şahıslar hakkında bilgi talebi, 9-) .../05/2009 Tarihli Dinleme Kararı konulu üst yazı, 10-) Şahısların kullandıkları telefonların dinlenmesi için ön olur talebi 11-) 07/08/2009 tarihli Dinleme Kaararı konulu üst yazı Bünyamin ATEŞ isimli şahsın 0 533 688 2659 numaralı telefonun dinlenmesi için ön olunması talebi, 12-) 11/08/2009 tarihli Uzatma Kararı konulu üst yazı Rıdvan DEĞİRMEN isimli şahsın kullandığı 0 507 241 6999 telefonlarının dinlenmesi için dinleme kararının 1 kez 3 ay süreyle uzatılması için ön olunması talebi, 13-)25.11.2009 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Mehmet DOĞAN grubunun deşifre edilmesine yönelik evrakta isimleri yazılı şahısların teknik araçlarla izleme kararının 8.kez 1 hafta süreyle uzatılması kararı talep yazısı, 14-)03.06.2009 tarihli İstanbul C.Başsavcılığına Radikal Tahşiye Grubunun deşifre edilmesine yönelik evrakta isimleri yazılı şahıslar ve isimleri tespit edilemeyen şüphelilerin kamuya açık yerler ile kullandıkları işyerlerindeki hareket ve faaliyeleri ile ilimiz Güngören ilçesi Tozkoparan mahallesi Savaş Caddesi no:8 Çetinkale Sit B B1no:/4 sayılı adresindeki faailyetlerinin teknik araçlarla izleme ses ve görüntü kaydının alınmasının 4 hafta süreyle uzatılması kararı talep yazısı, Üst paragraflarda şüpheli Fethullah GÜLEN tarafından oluşturulan suç örgütünün hiyerarşik yapısı ve çalışma şekli dikkate alındığında her ne kadar başka bir bürodan sorumlu olarak görev yapmakta ise de, gerek soruşturmanın başlangıcındaki istihbarat şubenin ilgi yazısının teyit edilmeden soruşturmaya konu edilmesi gerekse devam eden süreçte bir çok kez tahkikat dosyasında bir kısım işlemlerin gerçekleştirilmesi için imzasının bulunması nedeniyle şüphelinin suç örgütünün yapılanmasına dolaylı olarak eylem ve işlemleri gerçekleştirdiğinin değerlendirildiği, bu itibarla şüpheli Ertan ERÇIKTI nın;
SAYFA: 297 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçu, (TCK 314/2,53,63) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen tahkikat ve işlemlerinden bilgi sahibi olduğu, bu sebeple hiyerarşik yapının işleyişi gereği soruşturma sürecindeki bir kısım işlemlerin gerçekleştirilmesini sağladığı, bu kapsamda da suçların maddi eser ve delilleri oluşturulduğunun anlaşılması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu, (TCK 267/2,53,63 ) (32 KEZ) 3-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin gerek Emniyet Genel müdürlüğünün hiyarrarşik yapısı gerekse örgütlü yapılanmadaki konumu nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 10). ŞÜPHELİ MUSTAFA KILIÇASLAN Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amirliğinde emniyet amiri olarak görev yaptığı, soruşturma kapsamında teknik büro amirliğinin Sol örgütler kısmına bakan A Büro, Bölücü örgütler kısmına bakan B büro, Dini Motifli örgütler kısmına bakan C büro amirliği ve diğer örgütler kısmına bakan D büro amirliklerinin tamamından sorumlu büro amiri olarak görev yaptığı, mahiyeti altındaki rütbeli personeli ve memurları talimatları ile yönlendirebilecek yetki ve insiyatifi olduğu, bulunduğu konum itibariyle astları ve üstleri arasındaki koordinasyonu sağladığı, alınan adli kararların bir çoğunda imzasının bulunduğu, Şüpheli Fetullah GÜLEN'in önceki paragraflarda özellikleri açıklanan örgütlü yapılanmasının özelliği gereği İstanbul emniyet müdürlüğünün bir çok şubesinde etkili bir şekilde kadrolaşıp yapılanan suç örgütünün bu şubelerin özellikle teknik büro amirliklerinde kadrolaşmaya özen gösterdikleri, teknik büro amirliklerinde elde edilen gizli bilgilerin planlanan operasyonel süreçlerde kullanıldığı, bu hassasiyet nedeniyle teknik büro amirliği kadrolarında paralel yapıya dahil olmayan yahut bu yapının emir ve talimatlarını yerine getirmeyen kişilerin görevlendirilmesinin mümkün olmadığı, Soruşturma kapsamında teknik büro amirliğinde alınan adli kararlar gereği mağdurların telefonların dinleyen, kayıt altına alan ve tape haline getirilmesi görevlerini yapan, soruşturma kapsamında telefonu dinlenen müştekilerin ikinci bir şahısla yapmış oldukları suç ve suç unsuru niteliği taşımayan görüşmelerine dair rapor tanzim eden, bu sayede ikinci, üçüncü kişilerin soruşturmaya dahil edilmesiyle soruşturmanın genişletilmesi, suç unsuru teşkil etmeyen görüşmeleri rapor haline getirerek müştekilerle ilgili iletişimin dinlenmesi kararlarının uzatılması, özel hayatın gizliliğini ihlal eden cinsel içerikli görüşmelerin tape haline getirilmesi eylemlerinde aktif olarak rol alan personelden sorumlu olduğu, Teknik büronun görev alanı içerisinde bulunan fiziki takip çalışmalarında da yetkili ve sorumlu olduğu , hts analizlerine göre nihayetinde 21/01/2010 tarihinde müşteki Turgut yıldırımın ikameti çevresinde konuşlanan ikamete bomba ve fişekleri koyduğu anlaşılan diğer şüpheliler ile aynı mahalde bulunarak eylemlere iştirak etmiş olduğu dikkate
SAYFA: 298 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
alındığında şüpheli Fetullah GÜLEN'in oluşturduğu yapılanmaya dahil olarak silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğinin değerlendirildiği bu itibarla, 1-) Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçun, ( TCK 314/2,53,63 ) 2-) 2009/1016 sayılı soruşturma sürecinde müştekilerin terör suçuyla irtibatlandırılıp itham edilmesini sağlamak amacıyla suç teşkil etmeyen görüşmeler gerekçe gösterilerek soruşturmalara dahil edilip izlenmeleri ve devam eden süreçte de bu iletişimlerde gerekçe gösterilerek Terör örgütü üyeliği suçu ile isnada sebebiyet verilmesinde yetki ve insiyatif kullanarak suçların delillerinin oluşturulmasına katkıda bulunması nedeniyle 32 kez (her bir müştekiye yönelik) TCK 267/2 maddesi kapsamında kalan nitelikli iftira suçunu, (TCK 267/2,53,63 ) ( 32 KEZ) 3-) Yine soruşturma sürecinde özellikle Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün sağ-1 bürosunda soruşturmada görev yapan ( Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 soruşturma) şüpheliler Rıfat ARSLAN, Recep GÜLEÇ, Erdem KISA ve Çetin ÖZTÜRK ün şüphelilerin kullanımlarındaki telefon hatlarının baz kaydı incelemesi sonucunda izleme yapılan yerde olmadıkları bu itibarla soruşturma sürecinde tanzim etmiş oldukları tüm teknik araçlarla izleme tutanaklarının gerçeğe aykırı ve sahte olduklarının anlaşılması nedeniyle birden çok müştekiye yönelik bu eylemin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce hazırlanan tahkikata istinaden yapılmış olması dikkate alındığında şüphelinin gerek Emniyet Genel müdürlüğünün hiyarrarşik yapısı gerekse örgütlü yapılanmadaki konumu nedeniyle TCK 204/2 maddesi kapsamında kalan zincirleme nitelikli resmi belgede sahtecilik suçunu ( TCK 220/5 delaletiyle 204/2,43/1-2,53,63) İşlediğinin anlaşıldığı, 11). ŞÜPHELİ KAZİM AKSOY Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Sağ-2 Büro Amirliğinde Emniyet amiri rütbesiyle büro amiri olarak görev yaptığı, Terörle mücadele şube müdürlüğünce 05/05/2009 tarihinde cumhuriyet başsavcılığına gönderilen Radikal Tahşiye Grubu Faaliyetleri konulu soruşturma izin talebine dair yazılan yazıya büro amiri olarak şüphelinin adının açıldığı fakat parafının bulunmadığı, istihbarat şube müdürlüğünden gelen yazıda kimlik bilgileri ve kullanımlarında olan hatları belirtilen mağdurlarla ilgili her hangi bir araştırma dahi yapılmadan haklarında alınan 06.05.2009 tarihli yazıda büro amiri olarak parafının bulunduğunun tespit edildiği, soruşturmanın başlangıcında aktif olarak rol aldığı, soruşturma izni ve ilgili dinleme kararları alındıktan sonra soruşturmanın yürütülmesinde sağ-1 büro amirliği görevlendirildiğinden soruşturmanın ilerleyen sürecinde yer aldığının tespit edildiği Soruşturma Sürecinde Şüphelinin; 1-) 05.05.2009 tarihinde İstanbul C.Başsavcılığına yazılan İnceleme kararı konulu yazı 2-) 05.05.2009 tarihinde İstanbul C.Başsavcılığına yazılan Radikal Tahşiye Grubu Faaliyetleri konulu yazdığının görüldüğü,
SAYFA: 299 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
|
Burada dikkat çekici bir hususun da 29/04/2009 tarihinde Radikal tahşiye grubu konulu İstihbarat Şube Müdürlüğünce gönderilen yazının ilkin şüphelinin sorumlu olduğu sağ-2 Büro Amirliğine tevzi edildiği, bu tevzi sonrası 06/05/2009 tarihine kadar bu büroda tahkikat işlemlerine devam edildikten sonra sebebi anlaşılamayacak şekilde tahkikat dosyasının sağ-2 bürodan alınarak sağ-1 büro amirliğine devredildiğinin görüldüğü, Diğer taraftan C.Başsavcılığımızca şüpheli Fethullah GÜLEN in kurucusu ve lideri olduğu paralel yapı terör örgütüne yönelik yürütülen kamu oyunda selam tevhid Kudüs Ordusu adı ile bilinen soruşturma sürecinde aktif görev alan şüphelinin bu soruşturmada da şüpheli sıfatını taşıdığı , yine paralel yapıya yönelik Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2014/115949 sayılı kamu oyunda 17-25 Aralık Darbe girişimi ismi ile bilinen soruşturma dosyasında o dönem itibariyle Mali Şube müdürü iken yapmış olduğu işlem ve eylemler nedeniyle tutuklu bulunduğu, Niteliği ve çalışma şekli üst paragraflarda belirtildiği üzere paralel yapılı terör örgütünün İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadroları üzerinden gerçekleştirmiş olduğu bir çok operasyonda gerektiğinde ilgili şubelere tayin edilerek imza atmış bir çok işlem ve eylemde bulunmuş olan şüphelinin silahlı terör örgütü yapılanmasının hiyerarşik yapısına dahil olmak suretiyle silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işlemiş olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla; * Şüpheli Fethullah GÜLEN in oluşturduğu silahlı terör örgütüne üye olmak suretiyle TCK 314/2 maddesi kapsamında kalan suçunu işlediği ( TCK 314/2,53,63 ) 12). ŞÜPHELİ EKREM ÇELİK Şüpheli Fetullah GÜLEN'in emir ve talimatı üzerine hukuka aykırı olarak başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü istihbarat şube müdürlüğü C Büro (dini motifli örgütlerden sorumlu büro) amirliğinde komiser olduğu ve kısım amiri olarak görev yaptığı, soruşturma sürecinde alınan 2009 ve 2010 yıllarına ait HTS kayıtları incelendiğinde soruşturmanın niteliği bakımından önem arz eden ve mağdurların suçlanmalarına sebep olan sorumluluğunu Turgut YILDIRIM'ın yaptığı sohbet-taziye-toplantı evi olarak adlandırılan konutta çıkan seri numaraları silinmiş 3 adet el bombası ile çok sayıda çeşitli fişeklerin çıktığı Siyavuşpaşa Mah. Barbaros Caddesi 3. Sokak No:20/9 Bahçelievler/İstanbul adresinin olduğu yerde 21.01.2010 tarihinde konuşlanarak tertibat alan ve mühimmatın adrese bırakılmasında iştiraki olduğu anlaşılan şüphelilerin birçoğunun emri altında görev yaptığı, bu şüphelileri emir ve talimatları ile yönlendirdiği, astları arasında bulunan şüpheliler Hüseyin NOHUT, Selçuk OCAKTAN, Aytekin AĞÖREN, Talat Burak KARALTI, Abdullah Seyyid talimatları ile yönlendirdiği, astları arasında bulunan şüpheliler Hüseyin NOHUT, Selçuk OCAKTAN, Aytekin AĞÖREN, Talat Burak KARALTI, Abdullah Seyyid ATEŞÇİ'nin yapmış olduğu tüm iş ve işlemlerden sorumlu olduğu, soruşturma sürecindeki konumu göz önüne alındığında astları ve üstleri arasındaki koordinasyonu sağladığı, Emniyet tabiriyle operasyon gecesi istihbarat şube müdürlüğünde sahada bulunan diğer ekiplerin koordinasyonunu sağladığı anlaşılan şüphelinin karşı baz kayıtlarından yola çıkılarak yapılan analizlerde cemaat'in sohbet ve taziye evi olarak kullandığı bilinen 6 evden boş olan sadece müşteki Turgut YILDIRIM'ın ikameti civarında bulunan polis memurları ve diğer tem şube görevlileri ile irtibatlı olduğu diğer cemaat evleri adresleri civarında her hangi bir çalışma yapılmadığının tespiti karşısında olay gecesi mühimmatların müşteki Turgut YILDIRIM'ın sorumluluğundaki ikamete gece vakti yerleştirildiği şüphelininde bizzat sahada bulunan diğer şüphelileri yönlendiren şüpheli Hüseyin Nohut
SAYFA: 300 (Orjinal sayfalar, temin edilince görüntülenebilmeleri için siteye eklenecektir..)
|
|
Görüntülenen: 276 - 300 (Toplam 333)
|
Önceki 25
|
Sonraki 25
|