YAŞ kararları, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından imza için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a sunuldu. 134 amiral ve generalin terfisi imza bekliyor. Yüksek Askeri Şura´nın 3´üncü gününde Balyoz davasında haklarında yakalama kararı bulunan 11 general ve amiralin durumuna ilişkin dün gün boyu bir sonuca varılamamıştı. Kulislerde konuşulanlara göre şuranın asker üyeleri Hasan Iğsız´ın Kara Kuvvetleri Komutanı olmasında ısrar ederken Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül ise buna karşı çıkıyor. Benzer bir gerilim diğer balyoz sanıklarının terfilerinde de yaşanıyor. Şura düğümünün 4´ncü ve son gün olan bugün çözülmesi bekleniyor. Ancak başkentte yaşanan stresli ve uzun gün kulislerde ´Şura kararları gecikmeli olarak açıklanabilir´ yorumlarının yapılmasına neden oldu. Krizin aşılamaması sebebiyle de dördüncü gün çalışmalarına Başbakan Erdoğan katılmama kararı aldı. Başbakan´ın bugünkü programında toplantılara katılımın olmayacağı görülüyor. Bu durum da askerlerin istediği şekilde terfilerin çıkacağı şeklinde yorumlanıyor. Ancak yine de sürpriz sonuçlar çıkabilir.
Tamamı >   4.8.2010

Deniz Yarbay F.K.´nın lojmanının dün gece aranmasının ardından bugün de Gölcük´teki Askeri Deniz Hastanesi´nde görevli Jinekolog Doktor Binbaşı Z.M.´nin muayenehanesi arandı. İlçe merkezindeki muayenehaneye İstanbul´dan gelen Cumhuriyet Savcısı ve polislere, askeri görevliler de eşlik etti. Aramaların dün ortaya çıkan internet andıcı soruşturmasıyla ilgili olduğu öğrenildi. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün, 1´inci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ile birlikte 19 subayı ´internet andıcı´ olarak bilinen belgeyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında dün ´acil´ koduyla ifadeye çağırması, YAŞ´ın ikinci gününde bomba etkisi yaptı. Soruşturmayı yürüten Savcı Zekeriya Öz´ün internet andıcının yanı sıra ikinci Ergenekon davası sanığı emekli Deniz Albay Hasan Ataman Yıldırım´da ele geçirilen ´Hayhay´ isimli bir belgeyle ilgili ön hazırlık soruşturmasını tamamladığı öğrenildi. Soruşturma sonucunda Genelkurmay tarafından kabul edilen 35 psikolojik harp sitesinden biri olan irtica.org sitesinin içeriğinin ´Kaos Planı´yla paralellik gösterdiği iddia edildi. Bunun yanı sıra ihbarcı subay tarafından gönderilen Lahika, internet andıcı ve Kaos Planı arasında bağ olduğuna dair bilgilere ulaşıldığı öğrenildi.
Tamamı >   3.8.2010

YAŞ´taki terfileri yakından ilgilendiren şok gelişme.. 1. Ordu Komutanı Org. Hasan Iğsız ve Albay Dursun Çiçek dahil 19 kişi Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından ´acil´ koduyla ifadeye çağrıldı. Mahkeme kararıyla 5 ayrı adreste de arama yapıldı.
Tamamı >   2.8.2010

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında haklarında, ´Yakalama kararı´ çıkan subayların Yüksek Askeri Şura´da terfi ettirilmesine karşı çıktı. YAŞ toplantısından bir gün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün Başbuğ´u, ´Terfileri yapmayın. Darbe soruşturmasında yakalama aşamasına kadar gelmiş bir konu. İş buraya kadar geldikten sonra terfi ettirmek doğru olmaz´ sözleriyle uyardığı ifade edildi. Gül´ün, Başbuğ´a ´Terfi ettirmek doğru olmaz. Ayrıca idarede ikilik olur. Bu tür olaylar sivilde olduğu zaman, siviller görevden alıyorlar. Emniyet´te, bürokraside bu tür durumda olanların terfi atamaları yapılmıyor. Ancak oralarda yapılmazken, Türk Silahlı Kuvvetleri´nde ise terfi ettirilmesi idarede ikilik olur. Bir tür ayrımcılık olur ki, bu da rahatsızlık verir´ dediği öğrenildi.
Tamamı >   2.8.2010

Bugün kritik bir gün. Balyoz sanığı 102 kişi hakkındaki, özellikle de bunlardan general rütbesindeki 11´i hakkındaki yakalama kararının iptal edilip edilmeyeceği merakla bekleniyor. Eğer mahkeme yakalama kararlarını yanlış bularak iptal ederse terfi bekleyen muvazzaf sanıkları rahatlatacak ve günlerdir saklanmakta oldukları köşelerden çıkmalarına neden olacak. Mahkemenin yakalama kararlarını uygun bulması durumunda ise terfi bekleyen sanıkların durumu YAŞ´ta büyük ölçüde zorlaşacak. Her ne kadar kağıt üzerinde, resmen tutuklama gerçekleşmediği sürece terfi alınabileceği belirtilse de kamuoyu nezdinde böyle bir yola gidilmesi TSK´nın itibarını inanılmaz ölçüde sarsacak. Çünkü hukukçuların deyimiyle kanuna karşı hile yapmak anlamına gelen bu yöntem sadece ´kağıt parçası´ üzerinde geçerli, kamuoyunun vicdanında değil.
Tamamı >   31.7.2010

Önümüzdeki Pazar günü başlayıp dört gün sürecek Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında haklarında yakalama kararı çıkartılan balyoz sanıklarının terfi ettirilip ettirilmeyeceğine yönelik tartışmalara emekli askeri hakim Faik Tarımcıoğlu çarpıcı bir tespitle katıldı. Hükümetin, toplantıda yapabileceği bir şey olmadığını dile getiren Tarımcıoğlu, toplantıya katılan 16 generalin çoğunluk esasına göre karar aldığını, hükümetin en fazla toplantıyı boykot edebileceğini ifade etti. İddianameleri kabul edilmiş bir davada, subayların terfi etmelerinin kanuna aykırı olduğuna dikkat çeken Tarımcıoğlu, ´Arkasından sakıncalı bir takım problemler getirilir. Bu yola başvuracaklarını sanmam. Bu, abdestsiz namaz kılmak gibi birşey olur. Bu iddialar doğru değildir. Hukuk devleti ve hukuk varsa bu olmaz. Ama ´ben yaptım oldu´ derlerse, bu kendi problemlerini, sakıncalarını kendisi getirir´ dedi. Emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları ise Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı´nın, kendilerine bağlı olan kurumlarda görevli askerleri açığa almamakla suçluları koruduğunu ileri sürdü.
Tamamı >   30.7.2010

Balyoz Darbe Planı Davası kapsamında haklarında tutuklama kararı çıkartılan muvazzaf ve emekli askeri personelin polisçe yakalanıp mahkemeye çıkarılmasını engellemek için, Ankara, İstanbul ve İzmir´de üç güvenli bölge oluşturuldu. Özellikle Yüksek Askeri Şura´ya (YAŞ) girecek personelin bir gün bile tutuklu kalmaması için belirlenen 3 yer oldukça korunaklı askeri bölgelerden oluşuyor. Yakalama kararları doğrultusunda Emniyet güçleri mahkeme tarafından iletilen adreslerden 26´sından eli boş dönerken, muvazzaf ve emekli askeri personel; Ankara, İstanbul ve İzmir´de belirlenen adreslere toplandı. İzmir´de Ege Deniz Bölge Komutanlığı Narlıdere Sosyal Tesisleri, Ankara´da Merkez Orduevi, İstanbul´da ise Fenerbahçe Orduevi, Balyoz sanıkları için belirlenen 3 toplanma merkezi oldu. Emekli subayların yakalanmasında polis yetkiliyken muvazzaflarda ise Genelkurmay yetkili. YAŞ öncesi zaman kazanmak amacıyla yakalama emrinin merkez komutanlıklarca muvazzaf sanıklara tebliğ edilmediği iddia edilmişti.
Tamamı >   29.7.2010

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Balyoz darbe iddianamesi doğrultusunda haklarında tutuklama kararı çıkan muvazzaf subayların terfileri için elinden geleni yapıyor. Gönül, yaptığı açıklamada yakalama ve tutuklama kararlarının ayrı olduğunu savunarak yakalama kararı çıkan sanıkların henüz tutuklanmış sayılmayacağını, dolayısıyla terfi edebileceklerini iddia etti. Bakan Gönül´ün, mahkeme önünde sanıkların yüzüne okunarak tutuklamaya dönüşeceği sanılan yakalama kararının bir formaliteden ibaret olduğunu gözlerden kaçırması, kelime oyunları ardına sığınması, darbeci sanıkların terfi ettirilme gayretlerinde gayretiyle yer alması kamuoyunu isyan ettiriyor ve şöyle dedirtiyor: ´Komutanların avukatları itiraz dilekçelerini yanlış adrese verdiler. Bunları Adalet Bakanı´na ve hatta Başbakan´a verselerdi daha tesirli olurdu.´ Bu arada Turktime sitesinde Adalet Bakanıyla ilgili şok bir iddia yer aldı. Bu iddiaya göre Adalet Bakanı Gönül´ün Emniyet teşkilatına talimat vererek, yakalama kararının uygulanmamasını istemesi Ankara kulislerine bomba gibi düştü. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama emri sonrası en tepeden başlayan yakalama operasyonları, ilk olarak Org. Çetin Doğan´ı vurmuştu. Ancak sonrasında yakalama operasyonları adeta bıçak gibi kesilmişti.
Tamamı >   28.7.2010

Ergenekon soruşturmasının başından beri bazı gazeteci ve siyasilerin dillendirdiği bir klişe cümle var: ´Koca koca adamları gözaltına ne gerek var. Çağrılsalar kendileri gelirler.´ İşte bu cümlenin son Balyoz tutuklama kararı ile boş bir cümle olduğu ortaya çıkmış oldu. Balyoz darbe planı yapan ve acilen yakalanması istenen 102 Silahlı Kuvvetler mensubu aradan beş gün geçmesine rağmen teslim olmadı. Bu durum, ´organize hareket ediyorlar´ yorumlarına yol açtı. YAŞ öncesi zaman kazanma taktiği olarak görülen ve toplum vicdanını yaralayan tavır için hukukçulardan uyarı geldi. Muvazzafların mahkeme kararını çiğneyerek suç işlediğini belirten hukukçular, emekli askerlerin de görüldüğü yerde tutuklanması gerektiğini vurguluyor: ´Kolluk kuvvetlerinin teslim almadığı her sanık kaçaktır.´ Dikkati çeken şok bir ayrıntı da İstanbul Başsavcılığı´nca yakalama kararının yerine getirilmesi için Merkez Komutanlıklarına yazılan müzekkerelerin ise haklarında yakalama çıkarılan muvazzaf askerlere tebliğ edilmediğinin ortaya çıkması oldu. Kulislerde konuşulanlara bakılırsa yakalama emri çıkarılan subayların ´kurtarılması´ için üç plan üzerinde çalışılıyor. Bütün planlar, mahkemenin yakalama emri çıkarttığı sanıkların Yüksek Askeri Şura toplantısı tamamlanıncaya kadar bir yolu bulunup cezaevine girmelerine engel olmak üzerine kurulmuş. Bulunan ´çare´lerden biri mahkeme kararının Merkez Komutanlıkları tarafından muhataplarına ulaştırılmasının geciktirilmesi. Bir diğeri, mahkeme kararına yapılacak itirazlar ve reddi hakim talepleri ile zaman kazanılarak YAŞ toplantısı tamamlanana kadar muvazzaf askerlerin cezaevine gönderilmesinin önüne geçilmesi. Artık yakından tanıdığımız ´Gata-Kulli´ yöntemiyle rapor, hava değişimi derken zaman kazandırılması ise yeri geldikçe kullanılmak üzere her daim yedekte bekletiliyor zaten.
Tamamı >   28.7.2010

´Balyoz´ darbe planı davasında tarihi gelişmeler yaşanıyor. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, 25´i muvazzaf general 102 sanık için verdiği yakalama emri yerine getirilmedi. Generaller adliyeye gelmek yerine avukatlarını gönderdi. İlginç bir zamanlamayla İnegöl ve Hatay´da da kitlesel kışkırtma eylemleri sahneye konuldu. Kamuoyu bu zamanlamanın tesadüf olmadığında hemfikir. Ardı ardına çıkan ihanet delilleri, ´Bizim adamlar´ denilen PKK teröristlerinin yıllardır niçin bitirilemediğini çarpıcı şekilde ispatladı. Balyoz darbe planlarında kendi camilerimiz bombalanacak kendi uçaklarımız düşürülecek hava müzelerimiz basılacaktı. Çıkarılacak kitlesel eylemlerle kaos oluşturulacak ve nihayetinde generaller yönetime el koyacaktı. Bu planları yapanlara yönelik tutuklama kararı ardından İnegöl ve Hatay´da ortaya çıkan kitlesel eylemler şaşırtıcı değil. Generallerin adliyeye gelmek yerine avukatlarını göndermesi hukukçuları ayağa kaldırdı. Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı´ya göre ´tutuklama kararı özellikle muvazzaflar için önemli. Çünkü bu komutanların emrinin altında binlerce insan var. Suç delillerini karartmaktan yeni bir suç için iştirak etmeye kadar pek çok konuda şüpheler olduğu için tutuklama kararı yerindedir.´ Eski Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, hukukun işlemesinin bazı kesimlerde paniğe yol açtığını düşünüyor. Demokrat Yargı Eşbaşkanı Ertekin, hukukun herkese eşit muamele yaptığının ispatlanmasını isterken, Kazan Hakimi Şahin, ´Vatandaşla general, yargıçla başsavcı arasında ayrım gözetilemez´ diyor. Hukukçular, ´Rütbeye göre hukuk olmaz. Görüldükleri yerde tutuklanmalılar´ uyarısı yapıyor.
Tamamı >   27.7.2010

Ağustos´da toplanacak Yüksek Askeri Şura´da (YAŞ) terfi bekleyen 12 general ve amiral, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin, ´Balyoz Planı´ davasına ilişkin olarak çıkardığı yakalama listesinde yer aldı. Listede orgeneral olmayı bekleyen Nejat Bek ile oramiral olmayı bekleyen Mehmet Otuzbiroğlu da bulunuyor. Balyoz iddianamesini kabul ederek davayı açan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi´nin dün 102 üst düzey subaya tutuklama kararı vermesi, üstelik de bu kararı oybirliğiyle vermesi, Ergenekon soruşturmasıyla başlayan davalar sürecinde yaşanan şokların en büyüğü olarak nitelendiriliyor. Çünkü TSK´nın 27´si general olan 70 muvazzaf, yani halen görevde olan subayı hakkında yakalama kararı verilmiş bulunuyor. Denilebilir ki dünkü karar Türkiye´de askeri darbelere vurulan en büyük ve en ağır balyoz olmuştur. Balyoz soruşturması sürecinde bu subayların gözaltına alınması son anda Başsavcılıkça durdurularak savcılar görevlerinden alınmış, bu şok müdahale çok büyük tartışmaların yaşanmasına neden olmuştu. Başsavcı Aykut Cengiz Engin, hukukdışı müdahalesini ´Türkiye bunu kaldıramaz´ diyerek haklı göstermeye çalışmıştı ama üç kişilik mahkeme heyeti başsavcı Engin gibi düşünmedi ve hukukun herkes için eşit olduğunu dünkü kararıyla göstermiş oldu.
Tamamı >   24.7.2010