Tam
EskidenYeniye
 

Muhafız Alayı Darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki faaliyetlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski Alay Komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

21.10.2017 21:32 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki faaliyetlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski Alay Komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

16.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık,TRT ve diğer kurumların müşteki avukatları katıldı.

Sanık eski uzman çavuş Yetiş Çelebi, darbe girişiminden iki gün önce bölük komutanı Burak Ercan tarafından 15 Temmuz'da koruma tatbikatı yapılacağının söylendiğini anlattı.

Çelebi, bölüğün kullandığı WhatsApp grubuna "Pars" yazıldığında tatbikatın başlayacağının belirtildiğini, bir liste hazırlanarak evleri birbirine yakın olanların birlikte gelmelerinin emredildiğini kaydetti.

Hasta ve sevk olan askerleri 15 Temmuz'da hastaneye götürdüğünü, rutin görevlerini yaptığını anlatan Çelebi, tatbikat için G-3 piyade tüfeği almasının istendiğini ifade etti.

O gün mesainin 16.30'da bittiğini, misafirlikteyken bölüğe ait WhatsApp grubuna "Pars" mesajının geldiğini belirten Çelebi, bir arkadaşının kendisini aldığını ve birlikte alaya gittiklerini söyledi

Çelebi, yolda olağandışı bir durumla karşılaşmadıklarını ifade ederek, "Hain bir darbe girişimi içine çekildiğimizin farkında değildik." savunmasını yaptı.

Alayda içtima alanına çıktıktan sonra bölük komutanı Burak Ercan'dan 5 şarjör ve 100 fişek mühimmat aldığını dile getiren Çelebi, alay komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın Genelkurmay'a DEAŞ tarafından saldırı olduğunu, bölgenin güvenliğini sağlamak için gideceklerini söylediğini aktardı. Çelebi, bunu tatbikat senaryosu olarak düşündüğünü kaydetti. Çelebi, ayrıca Barış'ın telefonların toplanması talimatını verdiğini bildirdi.

Genelkurmayda, isminin Cengiz Aydın olduğunu sonradan öğrendiği bir albay tarafından karşılandıklarını ifade eden Çelebi, bu sırada 3-4 el silah sesi duyduklarını, Aydın'ın bunun bir tatbikat olmadığını, DEAŞ saldırısı olduğunu söylediğini dile getirdi.

Çevre emniyetini sağlamak amacıyla timlerin konuşlandırıldığını anlatan Çelebi, kendi bulunduğu bölgenin sakin olduğunu, silah sesleri duyulmasına karşın bir şey görülmediğini savundu.

Çelebi, bu sırada bulunduğu bölgeye gelen motorsikletli bir vatandaşı, zarar görmemesi için uyardığını ileri sürdü.

Daha sonra toplandıklarını ve tabur komutanı Fedakar Akça'nın polisin "vur" emri olduğunu, bu nedenle çıkış yapmayacaklarını söylediğini aktaran Çelebi, ardından Cengiz Aydın'ın geldiğini ve mevzilerin neden boşaltıldığını sorması üzerine yeniden mevzilerine döndüklerini söyledi.

Çelebi, hava aydınlandıktan sonra bir vatandaşın, "Darbe yapıyorsunuz." diyerek gösterdiği fotoğraflar üzerine durumu anladığını savundu.

Mevzilerden ayrıldıklarını ve çıkış için toplandıklarını anlatan Çelebi, bekledikleri sırada vatandaşlarla karşılaştıklarını, durumlarını anlattıkları vatandaşların, "Kandırıldığınızı biliyoruz." diyerek kendilerine ekmek ve su verdiklerini ileri sürdü.

-"3-4 kişilik gruplar oluşturuldu"

Sanık eski uzman çavuş Mehmet Bulut da bölük komutanı Burak Ercan'ın 13 Temmuz'da bir toplantı yaparak, bilinmeyen bir gün ve saatte alayda görev yapan personelin ne kadar sürede kışlada toplanıp hazır hale geleceğinin ölçülmesi için tatbikat yapılacağını söylediğini bildirdi. Bulut, bunun için aynı mahalle veya yol güzergahında oturanlardan 3-4 kişilik gruplar oluşturulduğunu kaydetti.

O hafta nöbet tuttuğu için bölüğün rutin faaliyetlerine katılmadığını anlatan Bulut, 14 Temmuz perşembe ve 15 Temmuz cuma günü de istirahatli olduğunu söyledi.

Bulut, 15 Temmuz'da evdeyken WhatsApp grubundan "Pars" mesajının paylaşılması üzerine, önceden oluşturulan liste dahilinde arkadaşlarıyla alaya gittiklerini ifade etti ve yolda olağanüstü bir durumla karşılaşmadıklarını öne sürdü.

Alaya girdiğinde içinde bulunduğu takımdaki kimseyi tanımadığını savunan Bulut, emirler doğrultusunda silah ve mühimmat aldığını kaydetti.

Sanık Bulut, alay komutanı Barış'ın içtima alanında, "Genelkurmay karargahına IŞİD saldırısı var. Sizi oranın emniyetini almanız için gönderiyorum." dediğini ve telefonları toplattığını bildirdi.

Aldığı emirlerde darbeye ilişkin herhangi bir ifade bulunmadığını ileri süren Bulut, "Bir uzman çavuş olarak alay komutanı Barış'ın niyetini anlamam mümkün değildi. Şu anda anlıyorum ki alay dışına sevk edilen personelin telefonları toplanarak, ilerideki safhalarda birbirimiz arasındaki iletişimle beraber yayın organlarından bilgi sahibi olmamamız, eş dost veya yakınlarımızdan gelecek bilgi akışının da önlenmesi istenmiştir. Haberi olmadan bu hain olayın içine sokulan tüm personel kaos ortamında kendi kaderine terkedilmiştir." ifadelerini kullandı.

Bulut, Genelkurmay'da belirtilen mevzilere yerleştikten sonra, saat 01.30 sıralarında vatandaşların gelmeye başladığını, gruptan bir kişinin parmaklığa yaklaştığını, "Kardeşim darbe yapıyorsunuz." dediğini, kendilerinin ise tatbikat için geldiklerini, eğer bu bir darbeyse kimseye ateş etmeyeceklerini söylediğini savundu.

Yanlarındaki mangaya da haber göndererek, buradan gitmeyi teklif ettiğini anlatan Bulut, saat 02.30 sıralarında toplanma emrinin geldiğini, sonradan yeniden bir emirle mevzilerine döndüklerini, 15-20 dakika kalıp yeniden toplandıklarını kaydetti. Daha sonra Cengiz Aydın'ın yeniden istemesi üzerine mevzilere tekrar gittiklerini aktaran Bulut, saat 08.30 sıralarında araçların bulunduğu yere gittiklerini söyledi. Bulut, beklerken vatandaşlarla sohbet ettiklerini ve bunun vatandaşlara zarar vermediklerinin göstergesi olduğunu ileri sürdü.

-"Telden atlayan olursa vurun"

Sanık eski uzman çavuş Ercan Maraz ise savunmasına FETÖ ve darbe girişimini lanetleyerek başladı.

Dönemin bölük komutanı Burak Ercan'ın, 13 Temmuz günü içtima alanında topladığı askerlere tarihini belirtmeden bir tatbikat yapılacağını bildirdiğini ifade eden Maraz, 15 Temmuz'da birlik dışında görev yaptığını, birliğinde sadece giriş çıkış saatlerinde bulunduğunu savundu.

Maraz, 15 Temmuz akşamı telefonla arandığını ve tatbikatın başladığının söylenmesi üzerine önceden belirtilen arkadaşını alarak saat 21.45 sıralarında alaya gittiğini anlattı.

Alayda Burak Ercan'ın kendisine mühimmat verdiğini ve içtima alanına gönderdiğini dile getiren Maraz, alay komutanı Barış'ın talimatıyla Genelkurmaya yönlendirildiklerini ve telefonlarının toplandığını söyledi.

Genelkurmaya gittiklerinde Kızılay'da olağandışı bir durum olmadığını öne süren Maraz, "Uçaklar uçmaya, helikopter ateş etmeye başladı. Helikopterin attığı bir kurşun önüme düştü." dedi.

Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın, sanık Mehmet Bulut'un da aynı yerde olmasına karşın bundan söz etmediğini belirtmesi üzerine Maraz, "Başkanım, helikopter taradı, kurşun önüme düştü. O an onlar da oradaydı. Saat 01.30 civarı olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Maraz, daha sonra yanlarına safari kıyafetli bir yüzbaşının geldiğini ve "Telden atlayan olursa vurun." emrini verdiğini, ancak kendilerinin bu emri uygulamadığını savundu.

İlerleyen saatlerde vatandaşlardan darbe yapıldığını öğrendiklerini anlatan Maraz, başlarda ne olduğunu anlamaya çalıştıklarını, sonra araçların bulunduğu yere gittiklerini söyledi.

Mahkeme Başkanı İlhan'ın, vatandaşlardan öğrendikten sonra komutanlarından bilgi almaya çalışıp çalışmadıkları yönündeki sorusuna karşılık Maraz, "Ben ilk defa tatbikata katıldım. 2,5 yıldır meslekteydim. Darbe nedir bilmem. 1990 doğumluyum, en son darbe 1980'de yapılmış." ifadelerini kullandı.

Başkan İlhan, bunun üzerine "Darbenin ne olduğunu bilmek için illa yaşamak mı lazım? Bir sürü kitap, belgesel var." dedi. Sanık Maraz ise "Benim bunları bilmem için askeri okulda okumam lazım. Orada da okumadım. Sadece 3 aylık kurs gördüm." savunmasını yaptı.

İlerleyen saatlerde çıkmayı planladıkları sırada Cengiz Aydın isimli albayın talimatı üzerine Genelkurmaydan çıkamadıklarını savunan Maraz, öğlen saatlerine kadar bekledikten sonra çıkabildiklerini kaydetti.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na giden grupta yer alan eski uzman çavuş Erol Kökçü savunma yaptı.

Kökçü, darbe girişimi öncesinde komutanları tarafından alayda tatbikat olacağı bilgisi verildiğini, bunun için hazırlık yaptıklarını, darbe girişimine dair hiçbir duyum almadığını ileri sürdü.

15 Temmuz günü tatbikat yapılacağına dair emri eski bölük komutanı Recep Karabayır'dan aldığını öne süren Kökçü, darbe girişiminden haberdar olmadığını kendisine rutin tatbikat denilerek Genelkurmay'a götürüldüğünü, ilerleyen saatlerde ise bu durumdan şüphelendiğini söyledi.

Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın "Kendi komutanlarına şüphelendiğin durumu iletme gereği duymadın mı?" sorusunu Kökçü, "O gece yanımıza hiçbir komutan gelmedi. Ben de kimseyi bulamadım. Ortalık karışıktı. Durumu başta kendimiz kavramaya çalıştık." diye cevapladı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde uçak seslerinin gelmeye başladığını, yanlarına özel kuvvetlerden personellerin geldiğini ve 'kimseye ateş edilmeyecek' dediklerini ifade eden Kökçü, "Ben de yanımdaki askerlere 'kesinlikle ateş edilmeyecek' diye emir verdim." dedi.

Eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın ifadesinde geçen 'Bu darbe girişiminden uzman çavuş ve erlerin hiçbir bilgisi yoktur' beyanlarına atıf yapan Kökçü, sözlerine şöyle devam etti:

"Beni ve ailemi mağdur eden başta hain Fetullah Gülen'den, beni 'İŞİD saldırısı var' diye Genelkurmay'a götüren Muhsin Kutsi Barış'dan ve o geceden bilgisi olan tüm subaylardan şikayetçiyim. Uzman erbaş olduğum için kandırdılar."

"İyi ki size güvenip savaşa girmemişiz"

Sanık eski uzman çavuş Hakan Şahin de darbe girişiminden birkaç gün önce bölük komutanı Burak Ercan tarafından tatbikat yapılacağı bilgisinin kendisine iletildiğini, 15 Temmuz sabah içtimasında da tatbikat için gruplara ayrıldıklarını söyledi.

Şahin, Ercan tarafından saat 15.00 sırasında Whatsap grubundan kimin hangi silahla tatbikata çıkacağının yazdığı listenin yayınlandığını, daha sonra yine aynı gruptan mesainin erken bitirileceğine dair emir aldığını iddia etti.

Eski alay komutanı Muhsin Kutsi Barış, Genelkurmay'a saldırı olduğunu söylemesi üzerine, bölük komutanı Burak Ercan tarafından saat 22.50 civarında 2 nolu nizamiyeden çıkış yaptıklarını aktaran Şahin, çıkış yapan ikinci araçta olduğunu, Kızılay civarında 15-20 dakika beklediklerini, daha sonra saat 23.50'de araçlarla Genelkurmay'a girdiklerini anlattı.

Uçak ve silah sesleri duymasının ardından havaya birkaç kez uyarı ateşi açtığını ileri süren Şahin, o gece kendilerinin olduğu bölgede şehit ya da yaralıların olmadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı İlhan'ın Genelkurmay Karargahına kendisiyle gelen uzman çavuşları içeride görüp görmediğini sorması üzerine sanık Şahin, "Yok görmedim" cevabını verdi. Bunun üzerine Başkan İlhan'da "Hiçbir şey görmemişsin o gece. İyi ki size güvenip savaşa girmemişiz" karşılığını verdi.

Hakan Şahin, FETÖ'ye ait okullara kendisi ve eşinin gitmediği, Bank Asya'da hesabı olmadığını ve örgüt bünyesinde yer almadığını savunarak tahliyesini talep etti.

Sanık Zeki Polat da üzerine atılı suçları reddederek savunmasına başladı.

Darbe girişimi gecesi tatbikat olacağını adının da "Pars" olacağını bölük komutanından öğrendiğini savunan Polat, tatbikatta görev alacak personelin bölük personelin oturdukları semtlere göre ayrıldığını, listenin de bölük komutanı tarafından hazırlandığını duyduğunu ileri sürdü.

Polat, "Burak Ercan 15.30 civarından toplantıdan geldi. Bölük komutanı odasında bölük astsubaylarını ve uzmanları yanına çağırdı. Toplantı yaklaşık 15-20 dakika sürdü. Tatbikatın bu gece icra edileceğini, gece yarısından sonra herhangi bir saatte olacağını söyledi." ifadelerini kullandı.

Daha sonra, alay komutanı Barış'ın, "Genelkurmay'a yönelik IŞİD saldırısı var. Çatışmalar devam ediyor, şehit ve yaralılar var. Allah yardımcınız olsun." dediğini aktaran Polat, önceki planlı tatbikatlarda da böyle yapıldığını, bu nedenle emirleri tatbikat senaryosu olarak değerlendirdiğini ifade etti.

Polat,15 Temmuz günü yaşadıklarına ilişkin şunları söyledi:

"Nöbetçi olduğum için askerlere yat yoklamasına uzun kollu gömlekle geleceklerini söyledim. 20.15 gibi askerlerini çağırdım. Saat 21.00 civarında Burak Ercan beni aradı 'Zeki Pars' dedi. 'Anlaşıldı komutanım' dedim, Askerlere 'tatbikat başladı hazır olun' dedim. Mühimmat dağıtımıyla ilgili hiçbir emir almadım. Mühimmatı da dağıtmadım. Tatbikatın alay dışında yapılacağını bilmediğim gibi mühimmatın da dışarıda kullanılacağını bilmiyordum. Genelkurmaya gidince gördüklerim karşısında gerçekten saldırı olduğunu düşündüm."

Polat, emrinde olduğu komutanların yapması gerekenleri kendisinin yaptığını, kendisine teslim edilen erlerin hayatını kurtarmak için herhangi bir silahlı müdahaleden uzak durduğunu ifade ederek tahliyesini talep etti.

Sanık eski uzman erbaşlar Recep Şenay ve Bünyamin Dağlıoğlu'nun da savunmalarını alan mahkeme, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.

17.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer kurumların müşteki avukatları katıldı.

Sanık eski Uzman Çavuş Yunus Can Ergişi, izinden dönüşünün ilk günü olan 15 Temmuz'da, dönemin tabur komutanı Fedakar Akça'nın tabur yoklamasındaki konuşması sırasında tatbikat yapılacağını öğrendiğini savundu.

Ergişi, Akça'nın, "Günü ve zamanı belli olmayan bir günde erlerin de dahil olacağı bir tatbikat yapılacak. Tatbikatın amacı kışlaya herhangi bir terör saldırısı karşısında alayda toplanma reaksiyon süresini ölçmek olacaktır. Tatbikatı bizzat Muhsin Kutsi Barış ve Genelkurmay 2. Başkanı denetleyecektir." dediğini aktardı.

Akça'nın, herkesin kılık kıyafetine dikkat etmesini, bir kişinin bile eksik olmamasını istediğini belirten Ergişi, o dönemki bölük komutanları Recep Karabayır'ın da benzer bir konuşma yaptığını söyledi.

Ergişi, Karabayır'ın, "Bu tatbikatı bir kere yapalım, beni mahçup etmeyin. 24 saat telefonlarınız açık olsun, 'Şarjım bitti' diye bir mazeret kabul etmiyorum. Gerekirse taksi tutup gelin. Genelkurmay 2. Başkanı gelecek ve tatbikatı bizzat yerinde denetleyecek. Hatta 1. Başkan'ın bile gelme ihtimali var. Tatbikat alarmı verildiğinde alayda olacaksınız. Birbirine yakın olanlar birlikte gelsin." ifadelerini kullandığını anlattı.

15 Temmuz'da gün içerisinde herhangi bir tatbikat hazırlığı yapmadan mesaisini tamamladığını ifade eden Ergişi, akşam saatlerinde WhatsApp üzerinden tatbikatın başladığı haberini alır almaz aynı muhitteki arkadaşlarıyla alaya gittiğini kaydetti.

Alaydan G-3 piyade tüfeği aldığını ve kalmadığı için mühimmatsız şekilde takıma katıldığını ileri süren Ergişi, "Yoklamalar ve kontrollerin ardından tatbikatın biteceğini düşünürken, Alay Komutanı Barış, Genelkurmaya DEAŞ saldırısı olduğunu, emniyetini alacağımızı söyledi ve telefonlarımızı toplattı. Darbeyi önceden bilsem neden telefonumu bırakayım, neden korumasız bir hücum yeleği alayım, neden şarjörsüz Genelkurmaya gideyim." diye konuştu.

Genelkurmaya girdikten sonra şüphelendiği hiçbir durum yaşamadığını öne süren Ergişi, saat 02.30 sıralarında uçak sesleri gelmeye başladığını söyledi.

Ergişi, bu sırada flamalı siyah bir araçtan inen uzman çavuşun hızlı şekilde nöbet kulübesine mühimmat verip gittiğini belirterek, bunu görünce terör saldırısının gerçek olabileceğini düşündüğünü ileri sürdü.

O an yaşananlara anlam veremediğini savunan Ergişi, arslanlı kapıdan vatandaşların girmeye başladığını, daha sonra safari kıyafetli rütbelilerin "Kimseyi yaklaştırmayın, gelen olursa vurun." dediğini kaydetti.

Vatandaşlardan darbe girişimi olduğunu öğrendiğini savunan Ergişi, "O an elim, ayağım boşaldı. Tatbikat için geldiğimizi söyledik. İnsanlara müdahalemiz olmadı. Karşımızda durdular, baktılar, baktılar, 'Bunlar saf salak, hiçbir şeyden haberi yok' diye bırakıp gittiler." ifadelerini kullandı.

Ergişi, çevrelerinde bulunan askerleri kimseye ateş etmemeleri konusunda uyardıklarını iddia etti.

Daha sonra toplandıklarını ve bir olaya karışmadıklarını savunan Ergişi, öğlen saatlerinde oradan ayrıldıklarını bildirdi.

Sanık Ergişi, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'den, suçlu bulunmaları halinde Fedakar Akça ve Muhsin Kutsi Barış'tan da şikayetçi olduğunu söyledi.

"Gerekirse alayda kal"

Sanık eski uzman çavuş Nurhak Can, 13 Temmuz'da tatbikat olacağının ancak zamanının henüz belirlenmediğinin söylendiğini aktardı.

15 Temmuz sabahı dönemin Bölük Komutanı Burak Ercan'ın, "Arkadaşlar bu gece tatbikat olabilir, herhangi bir sıkıntısı olan var mı?" sorusu üzerine gelmek için aracının olmadığını söylediğini belirten Can, Ercan'ın gelememe ihtimaline karşı gerekirse alayda kalmasını istediğini, kendisinin ise bunu kabul etmediğini savundu.

Daha sonra o dönemki Takım Komutanı İsmail Kutluay Mıhçı'nın kendisi ve bir uzman çavuş arkadaşını yanına çağırdığını ifade eden Can, Mıhçı'nın araç problemini sorduğunu, kendisinin de bir arkadaşıyla görüşüp bu sorunu çözdüğünü bildirdiğini anlattı.

Can, Mıhçı'nın, "Arkadaşlar akşam size 'Pars' diye mesaj atacağım" dediğini, WhatsApp kullanmaması nedeniyle arkadaşının kendisini araması konusunda anlaştıklarını kaydetti.

Arkadaşlarıyla alaya gittiğini, burada Burak Ercan'dan mühimmat aldığını belirten Can, içtima alanında manga komutanı olduğunu öğrendiğini ancak mangada tanımadığı kişiler bulunduğunu ifade etti.

Alay Komutanı Barış'ın "Genelkurmaya IŞİD saldırısı var, gazanız mübarek olsun." dediğini aktaran Can, telefonları bırakıp çıkmalarının istendiğini bildirdi.

Can, Genelkurmayda flamalı siyah bir araçtan inen uzman çavuşun kendilerine doğru "Bu sizin" deyip mühimmat kutusu bıraktığını, bu sırada bir vatandaş grubunun gelmeye başladığını söyledi.

Safari kıyafetli bir binbaşının "Arkadaşlar tel örgüden kimseyi geçirmeyin, geçen olursa vurun." dediğini aktaran Can, bu sözler üzerine silahını kuran bir askere kızdığını ve şarjörünü çıkarttırdığını savundu.

Bir süre sonra bir komutanın geldiğini ve "Tabur komutanının emri, nöbet kuralları geçerli, mecbur kalınmadığı sürece silah kullanılmayacak." diye konuştuğunu belirten Can, uçakların alçak uçuş yaptığını, vatandaşların seslerini duymaya başladıklarını kaydetti.

Can, vatandaşların taş atmaya başladığını ve askerlerden ağaçların altından çıkmamalarını istediğini, silah sesleri gelmeye başladığını, yan tarafında bulunan safari kıyafetli askerin de havaya ateş ettiğini gördüğünü söyledi.

Askeri ateş etmemeleri konusunda uyardığını ileri süren Can, içeri giren vatandaşlardan darbe yapıldığını öğrendiğini bildirdi.

Can, uyarısına karşın askerlerinin havaya ateş ettiğini, askerlere kızarak silahlarını indirmelerini istediğini iddia etti.

Daha sonra helikopterlerin vatandaşların bulunduğu yerlere ateş ettiğini anlatan Can, "Helikopterin ateş ettiğini görünce kendimi kaybettim ve helikopterin olduğu yere doğru mermim bitene kadar ateş ettim." savunmasını yaptı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski uzman çavuş Ali Köse, tüm suçlamaları reddetti.

Dönemin bölük komutanı Burak Ercan ve üsteğmen İsmail Kutluay Mıhçı'nın gelecek günlerde bir tatbikat yapılacağını söylediğini anlatan Köse, WhatsApp grubundan da o gece kullanılmak üzere G-3 piyade tüfeği alacak askerlerin listesinin paylaşıldığını aktardı.

15 Temmuz'da öğleden sonra Burak Ercan'ın tatbikat yapılacağı, tatbikatın adının "Pars" olacağı bilgisini verdiğini belirten Köse, akşam saat 21.00 civarında nöbetçi üsteğmen Mennan Yeşilbaş'ın tatbikatın başladığını bildirdiğini ifade etti.

Köse, bunun üzerine önceki gün zimmetine verilen G-3 piyade tüfeğini alarak nöbet yerine gittiğini, ardından içtima alanında toplandıklarını kaydetti.

Daha sonra alay komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın Genelkurmay'a saldırı olduğunu belirterek kendilerinin güvenlik için buraya gideceğini söylediğini aktaran Köse, Genelkurmay'a girdiklerinde silahlara yarım dolduruş yapıldığını ve mevzilere yerleştiklerini bildirdi.

Mevzide bekledikleri sırada anormal bir durumla karşılaşmadığını ileri süren Köse, saat 02.00 civarında vatandaşların sloganlar atarak bölgeden geçtiğini, uçakların alçak uçuş yapmaya başladığını söyledi.

Vatandaşların tepkisine anlam veremediklerini savunan Köse, safari kıyafetli askerlerin parmaklıkların önündeki vatandaşlara ateş ettiklerini belirtti.

Vatandaşlardan darbe yapıldığını öğrendiklerini anlatan Köse, "Bunu duyunca korkudan bağırarak ağlamaya başladım. Ne olduğuna şaşırdık." ifadesini kullandı.

Daha sonra birkaç kez otobüslere binip indiklerini ifade eden Köse, herhangi bir olaya karışmadan komutanlarının belirttiği yerde öğlen saatlerine kadar beklediklerini, daha sonra oradan ayrıldıklarını bildirdi.

Genelkurmay'dan ayrılmadan önce bazı belgelerin yakılmasına şahitlik ettiğini aktaran Köse, "Binbaşı Fedakar Akça ile üsteğmen Hakan İnanç Bıçaksız vardı. Neyi, niye yaktıklarını bilmiyorum ama ceplerinden kağıtlar çıkardılar. Bunları yırtıp yaktılar." diye konuştu.

"Katılmayanlar hakkında yasal işlem yapılacak"

Sanık eski uzman çavuş Murat Kolay da 15 Temmuz öncesinde tarihi tam belirtilmeden tatbikat olacağının söylendiğini, kendisinin o hafta nöbetçi olduğu için tatbikata katılmayacağını düşündüğünü ileri sürdü.

Dönemin bölük komutanı Recep Karabayır'ın sabah içtimada, tatbikatın öneminden söz ettiğini ve katılmayanlar hakkında yasal işlem yapılacağını belirttiğini aktaran Kolay, tatbikata Genelkurmay 2. Başkanı'nın da katılacağını söylediğini bildirdi.

Daha sonra tatbikata katılanların isim listesinin WhatsApp grubundan paylaşıldığını anlatan Kolay, akşam saatlerinde de tatbikatın başladığı haberinin geldiğini söyledi.

Üzerindeki mühimmatları bırakıp, G-3 piyade tüfeği ve hücum yeleğini aldığını belirten Kolay, içtima alanında toplandıklarını, ardından alay komutanı Barış'tan "IŞİD saldırısı var" sözlerini duyduğunu ifade etti.

Barış'ın talimatıyla telefonların toplandığını dile getiren Kolay, tüm bunları tatbikatın parçası olarak düşündüğünü savundu.

Genelkurmay'da silahlara şarjör taktırıldığını ve mevzilere yerleştiklerini aktaran Kolay, bir nöbet kulübesindeki askere ne olduğunu sorduğunu, onun da diğer nizamiyede çatışma olduğunu ve yaralıların bulunduğunu söylediğini ifade etti.

"Emri uygulamadım"

Kolay, saat 02.00 civarında uçak seslerinin gelmeye başladığını dile getirerek, "Daha sonra tabur komutanımız Binbaşı Fedakar Akça, safari kıyafetli bir üsteğmen ile yanımıza gelerek, 'Meşru müdafaa hakkımız var, yaklaşanlara ateş edebilirsiniz.' dedi." ifadelerini kullandı.

Fedakar Akça'nın emri ve ısrarı üzerine havaya ateş ettiğini savunan Kolay, Akça'nın da kendi silahıyla aynı şekilde havaya ateş ettiğini söyledi.

Kolay, safari kıyafetli üsteğmenin ayrıca "İçeri giren olursa ateş edeceksiniz." emrini verdiğini, ancak emri uygulamadığını, Fedakar Akça'ya da ateş etmeyeceğini söylediğini ileri sürdü.

Sanık Kolay, "Darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra Akça'ya, bu işin içinde yer almayacağımı söyledim ve askerleri de yanıma alarak oradan ayrıldım." dedi.

Cengiz isimli albayın talimatıyla mevzilere döndüklerini, bir süre kaldıktan sonra geri geldiklerini ve öğle saatlerinde çıkış yaptıklarını kaydetti.

Kolay, çıkmadan önce Fedakar Akça'nın bir evrak yaktığını gördüğünü, ancak bunun ne olduğunu bilmediğini söyledi.

"G-3 alacakların listesi paylaşıldı"

Sanık eski uzman çavuş Cuma Dal ise bölük komutanı Burak Ercan'dan tatbikat olacağını duyduğunu, tabur komutanı Fedakar Akça'nın da zaman vermeden tatbikattan söz ettiğini anlattı.

15 Temmuz'da saat 16.00'da G-3 piyade tüfeği alacakların listesinin WhatsApp'tan paylaşıldığını vurgulayan Dal, tatbikat nedeniyle böyle bir liste hazırlandığının söylendiğini ifade etti.

Akşam tatbikat haberi geldikten sonra alaya gittiğini aktaran Dal, askerlerden mühimmat alınacağını öğrendiğini ve silahını aldıktan sonra eğitim toplantı odasında takım komutanı üsteğmen İsmail Kutluay Mıhçı'dan şarjör aldığını bildirdi.

Daha sonra Genelkurmay'a gittiklerini belirten Dal, burada Fedakar Akça'nın şarjörlerin doldurulması emrini verdiğini ve "IŞİD saldırısı olursa karşılık verin." dediğini söyledi.

Mevzilendikleri yerde saat 01.00 sıralarında 10-15 kişilik vatandaş grubunun geldiğini, halkın seslerini ve uçakları duymaya başladıklarını anlatan Dal, Fedakar Akça'ya ne olduğunu sorduğunu, "Bilmiyorum" yanıtını aldığını kaydetti.

İlerleyen süreçte halkın içeri girmesi üzerine oradan koşarak ayrıldıklarını savunan Dal, darbe yapıldığını saat 02.30 sıralarında vatandaşlardan öğrendiğini bildirdi.

Helikopterlerin vatandaşların bulunduğu yere ateş ettiğini gördüğünü aktaran Dal, vatandaşların kaçışması sonrasında bazı mermilerin 4-5 metre yakınlarına düştüğünü ileri sürdü.

Sanık Dal, ayağındaki problem nedeniyle geldikleri otobüslerden birine bindiğini, saatler sonra diğerleriyle otopark alanına gittiğini, öğle saatlerine kadar orada kaldığını, ardından buradan ayrıldıklarını anlattı.

"HDP'lilerin eylem içinde olduğunu söyledi"

Sanık eski uzman çavuş Gökhan Gözalıcı da 15 Temmuz'dan 2-3 gün önce bölük komutanı Burak Ercan'ın tatbikat yapılacağını söylediğini belirtti.

Gözalıcı, 15 Temmuz'da rutin şekilde mesaisini tamamladığını, Ercan'ın akşam tatbikat olduğunu ve görevli olduğu bilgisini verdiğini aktardı.

WhatsApp grubundan "Pars" mesajının paylaşılmasıyla mesai arkadaşlarıyla alaya gittiğini belirten Gözalıcı, içtima alanında alay komutanı Barış'ın Genelkurmay'a saldırı olduğunu ifade ederek, telefonları toplattığını dile getirdi. Gözalıcı, bunları tatbikatın parçası olarak değerlendirdiğini savundu.

Genelkurmay'da mevzilerde bekledikleri sırada bir helikopterin iniş yaptığını gördüğünü ve inen askerlerin ana nizamiyenin bulunduğu bölgeye dizildiklerini belirten Gözalıcı, silah seslerini duyunca neler olduğunu öğrenmek için diğer bölgelere gittiğini dile getirdi.

Gözalıcı, helikopterin vatandaşların bulunduğu bölgeye ateş ettiği sırada özel kuvvetlerden rütbeli bir personele ne olduğunu sorduğunu dile getirerek, "Soruyu sorduğum komutan, HDP'lilerin eylem içinde olduğunu, aralarında provokatörlerin olabileceğini, atışın boş alanlara yapıldığını, askeri kurallara uymam gerektiğini söyledi." ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın, "IŞİD dışında bir de HDP çıktı öyle mi?" sorusuna Gözalıcı, "Evet" karşılığını verdi.

Gözalıcı'nın sabaha kadar beklediği yere kimsenin gelmediğini, olayları konuşacak kimseyi bulamadığını belirtmesine karşılık Başkan İlhan, "Tam dağ başında kalmışsın, Kızılay'ın ortasında." diye konuştu.

Sanık Gözalıcı, darbe girişimini öğrendikten sonra tabur komutanına tepki gösterdiklerini, çıkmak istediklerini, öğle saatlerine kadar bekleyip çıktıklarını kaydetti.

18.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı. Duruşmayı, TBMM FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek de izledi.

Duruşmada, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı olan eski albay Muhsin Kutsi Barış, savunmasına başladı. Barış, hakkında 4 ayrı ceza davası bulunduğunu, bunlardan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve eski EDOK Komutanı emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun derdest edilerek Akıncı Hava Üssü'ne götürülmesi davalarından ceza aldığını, Genelkurmay Çatı Davası'nda "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi olmaktan ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki darbe faaliyetlerinden dolayı yargılandığı davaların ise devam ettiğini anlattı.

Sanık Barış, şunları söyledi:

"15 Temmuz başarısız darbe girişimi, yaşanan bir gerçektir. Muhafız Alayının o gece alay içi ve çevresi, Genelkurmay Karargahı ve TRT Oran tesislerinde karıştığı vakalar vardır. Bu vakaların, nasıl meydana geldiğinin mahkemeler nezdinde ortaya çıkarılması önem arz ediyor. Alay, bu vakaların içinde yer aldıysa o dönem alay komutanlığını yapan albay Kutsi Barış'ın da mutlaka sorumluluğu olacaktır. Bu sorumluluğu üzerime almaya hazırım, sorumluluğumu hiçbir zaman reddetmedim. Alay komutanlığının hiçbir ferdinin, en kıdemlisinden rütbesiz erine kadar kimsenin 22.30'a kadar darbe girişiminden haberi yoktu. Alayda bir darbe planlaması yapılmamıştı."

Adil yargılanma haklarının çeşitli yollarla engellendiğini, gözaltı sürecinde işkencelere maruz kaldıklarını, tutuklandıktan sonra da cezaevinde psikolojik işkence uygulandığını iddia eden Barış, "Mahkemenin tarihi bir sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Ben de savunmamı yapacağım, futbol maçı anlatmayacağım sizden sabırla beni dinlemenizi istirham ediyorum. Maddi gerçeğin açığa çıkartılması noktasında önemli şeyler söyleyeceğim." ifadesini kullandı.

Sanık Barış, dünya hukuk literatüründe darbe davalarının "siyasi davalar" olarak adlandırıldığını, yargılandığı bu davanın da siyasi olduğunu ileri sürdü. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Murat İlhan, "Siyasi olarak değerlendirebilirsin ama ortada bir gerçek var. Ortadaki mühim gerçek şu ki, 249 kişinin ölmesi." dedi. Hakim İlhan, sanık Barış'a, işkence ve kötü muamele gördüğü yönündeki iddialarıyla ilgili olarak başvurularını ilgili makamlara yapabileceğini anımsattı. Barış da Anayasa Mahkemesi'ne hak ihlalleriyle ilgili müracaatını yaptığını kaydetti.

Barış'ın, savunmasına geçmeyerek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, masumiyet karinesinin zedelendiği iddialarını yinelemesi ve savunma yaparken, ruh halinin dikkate alınması gerektiğini vurgulaması üzerine Mahkeme Başkanı İlhan, "Ruh halin ne olursa olsun doğru tek. Senin ruh halin doğruyu değiştirecek mi?" şeklinde uyarıda bulundu.

İddianamede darbe teşebbüsünün planlayıcıları arasında gösterildiğini ifade eden sanık Barış, "Ben gerçekten bu işin planlayıcısı olsam firari olurum. Birçok önemli davada yargılananlar şu anda firariler. Ben kaçmadım, ben alayda da tutuklanmadım. 16 Temmuz sabah saatlerinde, yaşananları Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'a anlatmak için evime giderek sivil kıyafetlerimi giydim." dedi.

Hakim İlhan'ın uyarılarına rağmen 15 Temmuz'da yaşananları anlatmak yerine hukuk devleti ilkelerinden ve Türkiye'deki hukuk ihlallerinden söz etmeyi sürdüren sanık Barış, "Sizden ne de başka bir merciden merhamet talebim yok. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi evrensel metinlerdeki adil yargılama hakkına riayet edilmesini istiyorum. Bütün personelim tahliye olup hapisten çıkmadığı müddetçe de tahliye talebinde bulunmuyorum. Madem alay komutanıyım, askerlik öyle üfürükten bir iş değil, komutanlığın bir sorumluluğu, ağırlığı vardır. Bunu almayanlar utansın." diye konuştu.

FETÖ'cü ve darbeci olmadığını öne süren sanık Barış, darbe teşebbüsü nedeniyle birliğiyle mağdur duruma düşen kritik bir birliğin komutanı olduğunu ve yaşananların Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılmış başarılı bir darbe olduğunu iddia etti.

Alay düzeyindeki birliklerin "taktik seviye", komutanlıkların ise "stratejik seviye" olarak adlandırılabileceğini anlatan sanık Barış, "Taktik seviyede başarısız darbe girişiminde kullanılan birlikler, kısa zamanda karar vermeye zorlanarak, hata yapmaya sevk edildi. Stratejik seviyedekiler ise ellerindeki geniş zamanı hoyratça kullanarak fayda sağladı, kendilerini kurtardı." ifadesini kullandı.

Sanık Barış, sıralı amirlerinin kendilerini zamanında uyarmayıp, görevlerini yapmadıklarını, yaşanan durumdan TSK'nın komuta kademesinin sorumluluğu olduğunu öne sürerek, "Ben olayların içerisine sakatlanan irademle karıştım. Beni kimse aramıyor, yaşananlardan haberdar edilmiyorum. Genelkurmay Başkanlığındaki darbe faaliyetleri başlıyor ama kimseye bir şey söylenmiyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı darbe girişiminde kilit rol oynayan birliktir, Muhafız Alay Komutanlığı da en az orası kadar kritik öneme sahiptir." dedi.

Barış, 15 Temmuz'da bütün komuta kademesinin düğünlerde olduğunu, birliklerin başında taktik seviyedeki kişilerin bulunduğunu, belli bir saatten sonra da resmi mesajlaşma sistemi üzerinden gelen Genelkurmay Başkanlığı emirlerine uymakla suçlandıklarını belirterek, darbe teşebbüsünden erken saatte haberdar olan komuta kademesinin birliklere yönelik bir bilgilendirme yapmamasının büyük bir eksiklik olduğunu ileri sürdü.

Muhsin Kutsi Barış savunmasında, 14 Temmuz'da Özel Kuvvetler Komutanlığında (ÖKK) yapılan bir toplantı olduğunu, bu toplantıda üst düzey subayların yanı sıra Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da bulunduğunu dile getirdi.

Barış, darbe girişiminden öncesine dair aydınlatılmamış hususlar olduğunu, Semih Terzi'nin öldürülmemesi ve bildiklerinin dinlenilmesi halinde bilinmeyen hususların aydınlatabileceğini öne sürdü.

Eski ÖKK komutanı Zekai Aksakallı'nın Terzi dışında bazı isimler hakkında da öldürme emri verdiğini iddia eden Barış, Aksakallı'ya "seri katil gibi" benzetmesi yaptı.

"Başrolde sen varsın"

Darbe girişimini kimin planladığı konusunda da beyanlarda bulunan Barış, darbe faaliyetlerinin başladığı esnada Amerika'da bir programda konuşan emekli general Michael Flynn'ın, darbe girişiminde bulunan subaylardan biri ile irtibatlı olduğunu ve Türkiye'nin laik düşünceden uzaklaşmaması için ordunun harekete geçtiği yönünde beyanları bulunduğunu söyledi.

İddianamede, FETÖ'nün din eksenli bir devlet kurma amacını taşıdığının anlatıldığını hatırlatan Barış, darbe girişiminde başrolde FETÖ olmadığını öne sürdü. Bunun üzerine müştekilerden Barış'a "Başrolde sen varsın." diye tepki gösterildi.

Genelkurmay çatı davasının sanıkları arasında bulunan Mehmet Partigöç'ün savunmasında, "Bu darbe girişiminin arkasında 'Fetösavar' twitter hesabının arkasında kim varsa o var." şeklindeki beyanlarını hatırlatan Barış, bu hesapta kendi adının da darbe girişiminden önce yayımlandığını, bunun üzerine Muhafız Alayındaki görevinden affını istediğini ancak talebinin kabul görmediğini iddia etti.

Darbe girişiminden haberdar olmadığını söyleyen Barış, 15 Temmuz gecesi emrindeki askerlere sıkıyönetim emirlerine dayanarak emirler verdiğini kabul ederek, "Alay personeli, alarm tatbikatı ve terör saldırısına karşı göreve gelmişlerdir. Verilen karalar, sakatlanan irademle verilmiş olan kararlardır. Astlarımın da bu kararların dışına çıkması mümkün değildir. Darbe saikiyle hareket etmeleri söz konusu değil bu adamların." savunmasını yaptı.

Pars darbe planı

Darbe girişiminden önce başta Ankara olmak üzere ülke çapında yaşanan terör saldırıları nedeniyle güvenlik amaçlı tedbirler alındığını, kendisine de üstlerinden bu konuda güvenlik tedbirlerinin artırılması uyarısında bulunulduğunu ileri süren Barış, darbe girişiminden önce bu yönde hazırlıklar yaptıklarını belirtti.

İddianamede yer alan, Pars darbe planının da bu kapsamda olduğunu iddia eden Barış, "Muhafız alayında ele geçirilen personel listeleri bu kapsamda hazırlanmıştır. Darbeyle alakalı hazırlanmış listeler değildir." ifadelerini kullandı.

"Darbeyi silahlı kuvvetler yemiştir"

Yurtta Sulh Konseyi üyeliği iddiasıyla Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde de yargılandığını hatırlatan sanık Barış, konsey üyelerinin çoğunu tanımadığını, darbe girişiminden öncesinde de darbeye ilişkin hiçbiri ile bir araya gelmediğini ifade etti.

Barış, "Bu darbe girişimi başarısız olmaya ayarlanmış, biz de birer figüran olarak bize biçilen rolü oynamışız. Bu darbeyi FETÖ de yaptıysa eğer, ben tek başına yaptığını düşünmüyorum. Buna gücü yeteceğini de düşünmüyorum. 15 Temmuz darbe girişimi kim planlamış ve sahneye koymuş olursa olsun, en büyük darbeyi Türk Silahlı Kuvvetleri yemiştir. Darbe başarısızdır, asıl darbeyi Silahlı Kuvvetler yemiştir." diye konuştu.

Hakkındaki FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmeyen Barış, "Burada sanık olmam Ankara'da kritik bir birliğin komutanı olmamdır." dedi.

Duruşmaya yarın Barış'ın savunmasının alınmasıyla devam edilecek.

19.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.

Eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Muhsin Kutsi Barış, dün başladığı savunmasına devam etti.

Sanık Barış, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı olarak Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin dış güvenliğinden sorumlu olduklarını ve bir saldırıda Külliye'ye ne kadar zamanda gideceklerine yönelik reaksiyonu ölçmek için "alarm tatbikatı" yapmaya karar verdiğini belirtti. Barış, 12 Temmuz'da da Genelkurmay Başkanlığında katıldığı bir toplantıda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın danışmanı eski albay Orhan Yıkılgan'ın "terör tehdidine yönelik Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle tatbikat yapılacak" demesi üzerine her 2 tatbikatı birlikte yapmayı düşündüğünü söyledi.

Özel Kuvvetler Komutanlığından (ÖKK) eski albay Fırat Alakuş'un aynı gün aradığını ve "koruma tatbikatı" yapılacağını söylediğini kaydeden Barış, Alakuş'un tatbikatın 15 Temmuz Cuma günü yapılmasında ısrarcı olduğunu, 14 Temmuz Perşembe günü tekrar arayarak tatbikatın gece 00.00'da icra edileceğini söylediğini, kendisinin de faaliyete ilişkin bilgiyi alay komutan yardımcıları Ekrem Işık ve Ahmet Hatip'e aktardığını bildirdi.

Barış, "15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz devamında anormal bir zaman dilimi yaşadık. Kısa zamanda sakatlanan irademizle ciddi kararlar vermek zorunda kaldık. Olaylar kristal berraklığında değildi, hala da berrak değil." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda 15 Temmuz gecesi 100'er kişiden 3 grup hazırlandığını, terör saldırısı ihbarı üzerine birinci grubun TRT Oran tesisleri, ikinci grubun da Genelkurmay Başkanlığına gittiğini dile getiren Barış, üçüncü grubun ise gece saat 01.30 sıralarında Orhan Yıkılgan'ın "TRT'ye giden ilk ekibe helikopterden ateş açıldı, yaralılar var." demesi üzerine destek için yine TRT'ye gönderildiğini anlattı.

"Darbeci olsam oraya birlik gönderirim"

Sanık Barış, şu ifadeleri kullandı:

"Muhafız Alayı 2 bin 400 kişilik bir alay ve o gün bin 700 kişi mevcut vardı. Faaliyetlere ise sadece 300 kişi katılıyor. Darbeci olsam 300 kişi ile değil bin 700 kişi ile darbeyi yaparım. Bu kadar büyük bir kuvvetin Meclise gitmesi halinde ise oradan sökülmemiz günleri alır. Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesini avucumun içi gibi biliyorum ama oraya birlik göndermiyorum... Darbeci olsam oraya birlik gönderirim. Muhafız Alayı darbe yapmıyor, sadece kandırıldığı için kendisine söylenen yerlere birlik gönderiyor."

Orhan Yıkılgan'ın 15 Temmuz'da saat 20.30 sıralarında tekrar telefonla aradığını, "koruma tatbikatı"nın öne alındığını ve başladığını söylediğini ifade eden Barış, bunun üzerine alay nöbetçi amiri Haydar Aktaş'ı aradığını ve alarm verdirerek, birliklerin tatbikat için gelmesi emrini verdiğini kaydetti.

Alay karargahına gittikten bir süre sonra saat 22.00 sıralarında nöbetçi amir Aktaş'ın kendisine Genelkurmay Başkanlığından gönderilen sıkıyönetim ve atama emirlerine ilişkin mesajları ilettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Sıkıyönetim ilan edildiğine dair mesajlar saat 22.30 civarında geldi. Filmin koptuğu zaman dilimi 22.30 ile 22.40 arasındaki zaman. Bu 10 dakikalık aralıkta karar vermeye zorlanıyoruz ve film orada kopuyor alay içerisinde. Çok ciddi mesajlar, nereden gelmiş... Başlıkları okudum, tam nüfuz edemeden arkasından atama listesi geldi. İlk okuduğumda 'Bu acayip bir şey.' dedim. Hemen Genelkurmay İkinci Başkanına ulaşmaya çalıştım, ısrarla aradım ama açan olmadı. Genelkurmay Başkanlığı Özel Kalemi aradım. Albay Orhan Yıkılgan telefonu açtı, 'Mesajlar doğru, emre göre hareket edeceğiz. Karargaha da terör saldırısı var, buraya da birlik gönder.' dedi. İkinci telefon Özel Kuvvetler Komutanlığından albay Fırat Alakuş'tan geldi. O da 'TSK emir komuta içinde hareket ediyor, verilen emirleri Genelkurmay Başkanı bizzat veriyor. TRT binasına IŞİD saldırısı var, oraya birlik gönder.' dedi."

"Kandırılmışız. Oku tutup da geri döndürme imkanım yok"

Sanık Barış, emirleri yerine getirdikten sonra saat 00.15'te televizyondan darbe bildirisinin okunduğunu gördüğünü ve o an olayların çok farklı olduğunu anladığını öne sürdü.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Murat İlhan, "O bildiriyi sizin emrinizdeki askerler okutuyor. TRT'ye giden birliğinize kimin saldırdığını, şehir içinde helikopterin nereden geldiğini ya da hangi terör örgütünde helikopter olduğunu hiç düşünmediniz mi? Şimdiye kadar her türlü ayrıntıyı görüyorsun, buraya gelince hiçbir ayrıntıyı görmüyorsun. Ankara üzerinden bir helikopter gelecek, Ankara'nın en merkezi yerlerinden birinde ateş edecek, siz bunu sormayacaksınız... Emniyete neden sormadınız? Emniyet müdürünü neden aramıyorsun? Sen kurmaylık eğitimi almışsın. Bu devlet seni bugünler için yetiştirmiş, bugün bunları düşünmeyeceksin de ne zaman düşüneceksin." diye sordu. Barış da "Darbeyi öğrendikten sonra fazla bir şey yapma imkanım yoktu. Ok yaydan çıkmış gidiyor, Tut, o oku geri getir pozisyonundayız. İster istemez işin içindeyiz. Kandırılmışız. Benim oku tutup da geri döndürme imkanım yok. Sadece birliklerimi geri çekmek için hareket ettim. Saat 01.00'den sonra bütün gayretimi yaralanan personelin tahliyesine harcadım. Saat 03.30 gibi eve gidip sivil kıyafetlerimi giydim, gidip olan biteni Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'a anlatmak istedim. Saat 04.20'de tekrar alay karargahına geçtim, kaçmadım." yanıtını verdi.

Barış, Mahkeme Başkanı İlhan'ın sorusu üzerine Kosova'da görevli eski alay komutanı Tanju Poshor'un 15 Temmuz'da eşyalarını toplamak için alaya geldiğini ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in kendisine tatbikatta görev verdiğini söyleyerek uygulamaya katıldığını savundu. Sanık Barış, "Acaba İkinci Başkanın bana güvensizliği var da eski alay komutanını devreye sokup denetleme mi yapacak diye de düşündüm. 15 Temmuz akşamı da TRT'ye birlik gideceği zaman Tanju Albay 'Ben de gideyim.' dedi ve ilk grupla birlikte gitti." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast planlamasıyla en ufak bilgisi ve ilgisi olmadığını ileri süren Barış, ÖKK'da görevli Fırat Alakuş ile Alayda yaptıkları toplantıların da tatbikata yönelik olduğunu iddia etti.

Savunmasının son bölümünde darbe teşebbüsünün çok büyük bir oyunun parçası olduğunu ve burada kullanıldığına inandığını belirten Barış, TSK komuta kademesinin de ihmalleri bulunduğunu, birliklere gerekli uyarıları yapmadıklarını ve sorumluluk almadıklarını öne sürdü.

20.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.

Sanık eski üsteğmen Çağrı Baca, "savunmasını mertçe yapacağını" söyleyerek başladı. Mahkeme Başkanı Murat İlhan da Baca'ya "Üniformanın hakkını verirsin inşallah." dedi.

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle, lojistik destek taburu karargah takım komutanlığı yaptığını anlatan Baca, darbeci olmadığını, bu ihanete başından sonuna karşı çıktığını ileri sürdü.

Baca, eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın 13 Temmuz'daki lojistik destek komutanlığı devir teslim töreninde, elinde mikrofonla alayın içtima meydanında, Külliye'nin emniyetinin ani saldırıda nasıl alınacağı konusunda reaksiyon süresinin görülmesi gerektiğini, bu amaçla tatbikat yapılacağını söylediğini bildirdi.

15 Temmuz sabahı nöbetçi subay olarak saat 08.30'da rutin nöbet toplantısı yaparken, eski binbaşı Haydar Aktaş'ın gece alarm tatbikatı yapılabileceğini söylediğini aktaran Baca, tatbikatta görevli olmadığını, hazırlık, toplanma ya da silah dağıtımı gibi faaliyetlerde bulunmadığını savundu.

Nöbetçi amiri odasının, protokolü selamlama görevi kapsamında 24 saat dolu olması gerektiğini anlatan Baca, toplantıya giden Aktaş dönene kadar burada beklediğini söyledi.

Jandarma binbaşıya 7-8 mühimmat sandığı

Baca, odada beklediği sırada alay komutanı Barış'ın, Aktaş'ı sorup, "Birkaç sandık gelecek. Sen elleme, Haydar gelince alsın." dediğini ifade etti. Sanık Baca, bu görüşme sonrasında 7-8 mühimmat sandığının odanın önüne bırakıldığını kaydetti.

Daha sonra 3 numaralı nizamiyeden alay komutanının misafirinin geldiğinin söylenmesi üzerine kayıt yaptırarak girmesi talimatı verdiğini dile getiren Baca, karargaha ismini bilmediği bir jandarma binbaşının geldiğini bildirdi.

Alay komutanı Barış'ın çıkacağının belirtilmesi nedeniyle odadan çıktığını anlatan Baca, bu sırada Barış tarafından askerlere sandıkların taşıtıldığını söyledi.

Baca, Barış'ın taşıma işine bizzat nezaret ettiğini görünce, arkasında esas duruşta beklediğini, mühimmat sandıklarının aracına yüklenmesinin ardından jandarma binbaşının ayrıldığını bildirdi.

Nöbetçi amiri Haydar Aktaş geldiğinde bu durumu kendisine bildirdiğini belirten Baca, bunun suçun bir parçası olduğunu anladığında, konuyu Yarbay Ahmet Hatip'e de söylediğini aktardı.

"Mantıklı gelmedi"

Sanık Baca, akşam saat 19.00 sıralarında da nöbetçi amiri Aktaş'ın "Akşamki tatbikata koruma taburu da gelecek. 1 numaralı nizamiye başta olmak üzere tüm nizamiyelere ilet, prosedürle, kimlikle milleti bekletip oyalatmayın." emrini verdiğini, kendisinin ise muhafız alayında bu prosedürün katı şekilde uygulanması nedeniyle sıkıntı yaşanacağını belirterek, emri anlamadığını söylediğini ileri sürdü.

Aktaş'ın sinirlendiğini ve kendisini gönderdiğini ifade eden Baca, her zaman uygulanan kuralın, alt tarafı bir "alarm tatbikatı yapılacak" diye değiştirilmesinin mantıklı gelmediğini, bu nedenle emri nizamiyelere iletmediğini savundu.

Baca, saat 21.00'de alarm tatbikatının başladığı bildirilince de bu kararından dönmediğini, bu sayede alaya giriş çıkış yapan herkesin kaydının tutulduğunu öne sürdü.

İlerleyen saatlerde nizamiye nöbetçi astsubayı Sertan Çinier'in nizamiyede araç girişleriyle ilgili sorun yaşandığını söylemesi üzerine buradaki bir araçla bizzat tartışarak, kimlik aldığını dile getiren Baca, bu anların görüntü kayıtlarına da yansıdığını söyledi.

Baca, nöbetçi amirinden aldığı emrin hilafına inisiyatif alarak kurallara bağlı şekilde hareket ettiğini, nizamiye nöbetçilerinin de bu kapsamda görev yaptığını savundu.

Nizamiye nöbetçisi Sertan Çinier'in, giriş kartı kalmadığını belirterek, ne yapılacağını sorması üzerine konuyu nöbetçi amiri Aktaş'a aktardığını belirten Baca, Aktaş'ın, "Siz bu saate kadar kimlik mi topladınız, ne emir verdim ben" diye kızdığını, bu saatten sonra gelenlerin kimliği teyit edilerek alınmasını, kapıda oyalanmamasını istediğini anlattı.

Baca, Aktaş'ın, televizyonda Boğaz Köprüsü'ndeki askerleri gösterdiğini ve "Bak terör saldırısı olacak, sen burada kimlikle uğraşıyorsun." dediğini aktardı.

Sanık Baca, bu muamele ve baskıya rağmen araç aramasını devam ettirdiğini, kimliği alınmadan giriş yapan 6 aracın da nizamiye defterine kaydedildiğini söyledi.

"Başbakan Yıldırım'ın açıklamasını izledim"

Daha sonra Aktaş'a acil kodlu bir mesaj geldiğini belirten Baca, bunun üzerine ne olduğunu anlamak için ulaştığı tabur komutanından, alay komutanı Barış'ın Genelkurmay'a saldırı olduğu yönündeki sözlerini öğrendiğini bildirdi.

Tabur gazinosunda askerlerin seslenmesi üzerine televizyona baktığını ve Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamasını izlediğini belirten Baca, alaydan çıkan araçların darbe maksatlı mı yoksa Külliye'nin güvenliği için mi gittiğini anlayamadığını savundu.

Nöbetçi amiri Aktaş ile telefonla görüştüğünü ve Başbakan Yıldırım'ın sözlerini aktardığını dile getiren Baca, Aktaş'ın, "Emir veriyorum herkese, nizamiyelere sıkıyönetim silah kullanma yetkilerine geçildiğini ilet." dediğini söyledi.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasını da izlediği için sıkıntılı bir durum olduğunu anladığını ve bu emri nizamiyelere iletmediğini savunan Baca, "Netice itibarıyla askeriz. Açıktan bir kalkışma gibi haber çıktıktan sonra insanların hareketinden, bir emri veriş şeklinden ne niyetle hareket ettiğini öngörebilirsiniz." diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Murat İlhan da bu sözler üzerine "Sen öngörmüşsün, kurmay albay rütbesindekiler öngörememiş." dedi.

Daha sonra alayın kalkışan grupta olup olmadığını anlamaya çalıştığını ifade eden Baca, saat 23.40 sıralarında yanına gittiği Haydar Aktaş'a "Komutanım 'sıkıyönetim' diyorsunuz, bakın uçak sesi geliyor, helikopter indi, araçlarımız gitti. Bir şey biliyor musunuz?" sorusunu yönelttiğini söyledi.

Baca, Aktaş'ın, "Bana soru sormuyorsun. A3 nöbet kulübesine ateş açılmış, hemen köşk birliğinden 30 komando alıyorsun, oraya diziliyorsun." emrini verdiğini, bu emir sonrasında o saate kadar şüphelendiği Aktaş'ın darbeci grupta bulunduğundan emin olduğunu kaydetti.

Aktaş'a "Komutanım bakın sıkıntı var, bu iş yanlış." diye karşı çıktığını ileri süren Baca, "Kendisi bana tebligat yapıp yapmadığımı sordu. Ben de yapmadığımı, yapmayacağımı söyledim ve yanından ayrıldım, arkamdan seslendi, ancak dönmedim. Bana verdiği emirlerin hiçbirini yerine getirmedim." şeklinde savunmada bulundu.

Sanık Baca, daha sonra Aktaş'ın "TSK yönetime el koydu. Tüm nöbetçiler emirlerin gereğini yapsın." şeklinde iki kez telsiz anonsu yaptığını da bildirdi.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Mayıs (2017) 'Ankara 534 sanık Cumhurb. Muhafız Alayı Darbe Yap.' davası

(21 Ekim 2017, 21:32)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11523    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.543.787