Tam
EskidenYeniye
 

Yeni dalga medya ve siyasilere

Mahmut Övür: On birinci Ergenekon operasyonu yakında siyasilere ve medyaya yapılacak. Darbeci damar medyada da tasfiye olacak. Yeni dalga, 90´ların ikinci yarısı ve 2000´lerde etkili olmuş önemli siyasileri kapsayacak. Emekli askerlere bir operasyon daha olacak. Bu operasyonun geçmişte genelkurmay başkanı olmuş bir ismi de kapsayacağı söyleniyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

12.01.2009 12:42 Susurluk kilidini açan, Dalan´a operasyonu ilk yazan gazeteci Mahmut Övür, ´kulağına yeni çalınanlar´ı Neşe Düzel´e anlattı: Ergenekon´da yeni dalga medyayı ve 1995´ten sonraki etkin politikacıları vuracak: ?On birinci Ergenekon operasyonu yakında siyasilere ve medyaya yapılacak. Darbeci damar medyada da tasfiye olacak. Yeni dalga, 90´ların ikinci yarısı ve 2000´lerde etkili olmuş önemli siyasileri kapsayacak.? ?Emekli askerlere bir operasyon daha olacak. Bu operasyonun geçmişte genelkurmay başkanı olmuş bir ismi de kapsayacağı söyleniyor. Orduda temizlik muvazzaflarda ise çok yukarılara gitmez.? ?MİT, Ergenekoncu olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrıldı. MİT´te hala çok sert bir Ergenekoncu kanat var. Geçmişte Susurluk´u yaratmıştı bunlar. Ergenekon sürecinde bunların da üzerine gidilecek.?

NEDEN? MAHMUT ÖVÜR

Türkiye büyük sarsıntılar yaşamadan kendine gelemeyecek. Türkiye´nin demokratik bir hukuk devleti olabilmesi için daha çok sayıda deprem yaşanacak. Bütün engellemelere rağmen, Ergenekon süreci dalga dalga sürecek ve Türkiye´yi değiştirecek. Geçen hafta Ergenekon soruşturmasının onuncu dalgası, sadece devletin en tepelerinde bulunmuş asker-sivil çok önemli isimleri gözaltına almakla ve bazılarını tutuklamakla kalmadı, darbecilerin gömdükleri cephaneyi de toprak altından çıkarmaya başladı. Ergenekon´un bundan sonraki dalgası ne zaman gelecek? Kimleri kapsayacak? Devletin içindeki engellemeler nasıl aşılacak? Şu anda askerin ve MİT´in içinde neler yaşanıyor? Şu ana kadar yapılan soruşturmalarla ve operasyonlarla Ergenekon örgütünün ne kadarı ortaya çıkarıldı? Ergenekon´un Susurluk´tan farkı ne? Bütün bunları, süreci uzun yıllardır çok yakından izleyen, Abdullah Çatlı´nın düğün görüntülerini televizyonda yayınlayarak Susurluk´u görüntü olarak deşifre eden ilk gazeteci olan ve bu yüzden de evinin önünde Susurluk´un mafyası tarafından kurşunlanan basının tecrübeli ismi Sabah gazetesi köşeyazarı Mahmut Övür´le konuştuk.

NEŞE DÜZEL: Siz Susurluk sürecini çok yakından izlemiş bir gazetecisiniz. Simdi Ergenekon soruşturmasının içinden Susurluk´un çıktığını görüyoruz. Son olarak, Susurluk davasında hüküm giymiş az sayıdaki suçludan biri olan İbrahim Şahin´in evindeki krokinin gösterdiği yerlerde çok miktarda cephane bulundu. Sizce, Ergenekon Susurluk´un devamı mı? Ya da başka bir şekilde söylersek, Susurluk ve Ergenekon aynı şey mi?

MAHMUT ÖVÜR: Aslında Ergenekon Susurluk´un devamı... Ama Ergenekon Susurluk´un çok daha geniş ve kapsamlı bir hali.

Susurluk ile Ergenekon arasındaki en büyük fark ne sizce?

En büyük fark şu. Ergenekon çok farklı kesimleri biraraya getirdi. Susurluk devletin içindeki devletçi, milliyetçi, ülkücü kadrolarla devletin dışındaki ülkücü kesimlerin oluşturduğu sağcı bir derin devlet yapılanmasıyken... Mesela Susurluk´un mafyası bile eski ülkücülerden oluşurken... Ergenekon Susurluk´un sağcı kesimleriyle yetinmedi.

Ne yaptı?

Ergenekon bu yapıya solu da kattı. Susurluk´ta yer almayan solun ve Kemalistlerin bir kesimini de içine aldı. Böylece hem darbeci yapı çok genişletildi hem de bu yapı ´ulusalcı, cumhuriyetçi, laik´ denilen bir ideolojik temele oturtuldu. Sonuçta da AK Parti iktidarına karşı olan Kemalist, sosyal demokrat ve solcu kesimlerle ve hatta merkez sağın liberal unsurlarıyla Ergenekon´un darbeci zihniyeti biraraya geldi.

Susurluk ya da Ergenekon adını verdiğimiz şey aslında kontrgerilla mı?

Evet... Ama Soğuk Savaş döneminin kontrgerillasıyla bugünün kontrgerillası aynı değil. Soğuk Savaş´ın bitmesiyle Amerika, Türkiye´deki darbeleri desteklemeyi bırakınca, bugünkü kontrgerilla Amerikan karşıtı oldu ve ulusalcılıkla örtüştü. Ergenekon sanığı MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç´ın Rusya ve İran´la ittifak kurulmasını istemesi boşuna değildi.

Susurluk´un da Ergenekon´un da en öndeki isimlerinden biri Veli Küçük. Susurluk ile Ergenekon arasındaki bağı sağlayan da General Küçük mü?

Evet, simgesel anlamda doğru bu. Susurluk döneminde işlenen faili meçhul cinayetler sırasında gazeteci olarak hiçbirimiz Veli Küçük´ün adını bildiğimiz halde yazamadık. Oysa Kürt sorunu ekseninde yaşanan faili meçhul cinayetlerde Veli Küçük´ün büyük rol oynadığını biliyorduk. 1990-1995 arasında 17 bin 500 kişi, faili meçhul cinayete kurban gitti. O sürecin en korku yayan ismi JİTEM´i kuran Veli Küçük´tü. Abdullah Çatlı´nın, Yeşil´in hepsinin üzerinde olan bir isimdi, ama yazamadık.

Niye yazamadınız?

Hafızam beni yanıltmıyorsa... O dönemde Veli Küçük adı sadece bir gazetede çıktı. O da Sabah Grubu´nun Ayşe Önal´ın yönetiminde yayınladığı Ateş gazetesiydi. Daha Susurluk kazası olmamış ve Susurluk olayı patlamamıştı. Gazete ilk sayısında iç sayfalardan birinde, içinde Veli Küçük´ün de adının geçtiği faili meçhul cinayetlerle ilgili bir küçük haber yayınladı. Ve gazete ertesi gün kapandı. O gazete sadece bir gün yayımlandı. Veli Küçük o sırada Güneydoğu´da albay rütbesinde görev yapan bir komutandı.

Ergenekon davasında tutuklanan isimlerden de anlaşılıyor ki, devletin en üst katlarından insanlar katılmış bu örgütlere. Bu da devletin bir anlamda bu örgütleri kurdurduğu ve yönettiği anlamına geliyor. Peki, ne oldu da devlet şimdi kendi adamlarını yakalıyor?

Şu anda Türkiye´de büyük bir hesaplaşma yaşanıyor. Bu hesaplaşma sadece sivil siyasetle derin devlet arasında yaşanmıyor. Bu hesaplaşma devletin kurumları içinde de yaşanıyor. Her kurumun içinde bir kanat diğer kanadı tasfiye etmeye çalışıyor.

Anlamadım... Kim kimi tasfiye etmeye çalışıyor?

Devletin darbeci ve kirli ilişkilerden yararlanan kanadı tasfiye edilmeye çalışılıyor. Çünkü Türkiye´de devletin içinde hukuk tanımayan bir silahlı güç var. Bu darbeci gelenek orduda da, MİT´te de var. Susurluk´u işte bu yapı çözdürmedi ve bu yapı, Susurluk´tan çok daha kapsayıcı olan Ergenekon´u yarattı. Eğer bu ülkede Meclis ve Yargı on yıl boyunca Veli Küçük´ün ifadesini alamadıysa bunun bir tek nedeni var. Devlet buna engel oldu ve Veli Küçük aksine terfi ettirildi. Hatırlayın Susurluk sürecinde Mehmet Ağar dahil herkes hep ne dedi? ?Bunlar devlet sırrıdır, bilgi veremem? dediler.

Ben de onu soruyorum. Niye şimdi aynı devlet bu isimleri korumuyor?

Türkiye tarihi bir dönemden geçiyor. Bütün bu tutuklamalar askere rağmen olmuyor. Her yerdeki hesaplaşma ordunun içinde de var. Parti başkanlığı yapmış çok önemli bir siyasetçinin bana ordunun kurmay kadrosuyla ilgili söylediklerini aktarayım size. Askerlerle ilişkisi yakın olan bu siyasetçiye göre, ordudaki kurmayların yüzde 30´u değişimden yana. Bunlar Türkiye´nin dünyayla bütünleşmesini istiyor. Yüzde 70 ise dünyaya açılmaya karşı çıkıyor, darbeci geleneği sürdürerek değişime karşı direniyor. AB sürecinden ve Türkiye´nin sivilleşmesinden rahatsız oluyor. Ordu içindeki hesaplaşma bu yüzde 30´la yüzde 70 arasında yaşanıyor. Hilmi Özkök´ün... Özkök´ün genelkurmay başkanlığı döneminde bu hesaplaşmayı gördük. Eğer Hilmi Özkök kendi dönemindeki darbe girişimlerini önleyebildiyse, arkasındaki yüzde 30´luk güç sayesinde yaptı bunu. Yoksa Özkök zehirlenme korkusuyla yemeğini bile evinden getiriyordu. Ordu içinde böyle kuşatmalar var işte. Ergenekon, ordudaki bu yüzde 70´ten güç alıyor, onların kaygılarını kışkırtıyor. Ama yüzde 30´luk kesim, NATO´da diğer 51 üye ülke sadece savunma bakanlarıyla temsil edilirken, bir tek Türkiye´nin iki hem savunma bakanı hem de genelkurmay başkanıyla temsil edilmesini kendi ülkesine yakıştıramıyor. Yüzde 70´in başarılı olmasını işte bu yüzde 30´luk kurmay kitle engelliyor. Bütün kurumlarda böyle bir ayrışma yaşanıyor.

MİT´te ne yaşanıyor?

AB süreciyle birlikte yaşanan demokratikleşmeyle Türkiye´de sivil siyaset güçlendi. Böylece bu süreçte sivil siyasete destek veren bürokratik güçler ortaya çıktı. Yoksa Ergenekon operasyonları durduk yerde olmuyor. Mesela orduda olduğu gibi MİT´in sivil kadroları da Ergenekoncu olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılmış durumda. Ergenekoncu olmayanlar, Türkiye´nin dünyayla uyumlu olmasını ve Ergenekon yapılanmasının açığa çıkarılmasında büyük rol oynuyorlar. Ama diğer yanda aynı MİT´te hala çok sağlam ve çok sert bir Ergenekoncu kanat var. Geçmişte Susurluk´u yaratan grup da bu zaten. Bunlar Ergenekon´un yargı sürecine direniyorlar.

Nasıl direniyorlar?

MİT´in kapıları Ergenekon savcılarına açılmıyor. MİT elindeki olanakları, dosyaları Ergenekon operasyonunu yürütenlerin önüne koysa, arşivini onların kullanımına sunsa, bugün çok daha ciddi bir operasyon yapılıyor olurdu. Ama MİT bunu yapmıyor, Ergenekon soruşturmasına kurum olarak destek vermiyor. Desteğini bilgi sızdırarak el altından veriyor. Oysa İtalya´daki temiz eller operasyonunda İtalyan istihbaratı bütün arşivini savcı di Pietro´ya açtı ve operasyon böylece başarıya ulaştı. MİT´in arşivi Zekeriya Öz´e açılmıyor.

Ergenekon operasyonlarının onuncusu yapıldı. Bildiğim kadarıyla bu operasyonlarda askere dokunuldu ama MİT´e dokunulmadı. MİT´in Ergenekoncu kanadına da dokunulacak mı sizce?

Bu iş sadece askerlerle sınırlı kalmayacak. Susurluk´ta işin polis ayağı deşifre oldu. Şimdi Ergenekon´la birlikte bu yapının asker ayağı da deşifre oldu. Zaten kontrgerillanın özü askerdir, Özel Harp Dairesi (ÖHD)´dir. Susurluk´ta bu yapıyı açığa çıkartmaya kimsenin gücü yetmemişti. Şimdi yetiyor. Ergenekon´da daha pek çok dalga yaşanacak. MİT´in Ergenekoncu sivil kadrolarına da operasyon yapılacak.

Neye dayanarak bunları söylüyorsunuz?

Ben 2500 sayfalık iddianameye baktığımda şunu gördüm. Savcılar MİT´in gönderdiği raporlardan hareketle, Ergenekon için bir örgütlenme şeması çizmişler. Ergenekon´un en tepesinde 12 kişilik bir konsey var. Bu on iki kişinin altında altı ayrı başkanlık var. Sonuncu operasyonu saymazsak, bugüne kadar bu başkanlıklardan sadece bir tanesinin alt örgütlenmesi isimleriyle ortaya çıktı. Sonuncu operasyonda tutuklananların şemada hangi başkanlığa ait olduğunu henüz bilmiyoruz.

Tepedeki 12 kişi kim peki?

Henüz onların da kim olduklarını bilmiyoruz. Ama burada ilginç olan şu. Ergenekon, Amerikan mafyası gibi örgütlenmiş. Amerikan mafyasının ?omerta? denilen, hücrelerden oluşan ve sır vermeyen bir yapısı vardır. Amerika´dan bu örgütlenmenin dokümanını getirtmişler, Türkçeye çevirmişler ve Amerikan mafyasından aldıkları ilhamla örgütlenmişler.

Susurluk´ta devletin görevlileri bir noktadan sonra kendi çıkarlarını gözetmeye başladıkları ve mafyavari suçlara karıştıkları için tasfiye edilmişlerdi. Mafya ile Susurluk´un ve Ergenekon´un ilişkileri ne?

12 Eylül darbesinden sonra devlet geleneksel mafyayı tasfiye etti. Yerine eski ülkücülerden oluşan başka bir mafya kurdu. 1980 ve 1990´lara bu mafya damgasını vurdu. Bu mafya sokaklarda pervasızca adam öldürdü, insanları haraca kesti. Bu mafyayı MİT, JİTEM yarattı. Bir süre sonra devlet, kendi yarattığı mafyaya benzemeye başladı. Devlet bir nevi mafyalaştı. 2002´den itibaren bu mafya çetelerinin liderleri yakalanmaya başladılar. Şimdi hepsi içerideler. Türkiye´de önce mafya içeriye alındı. Arkasından Ergenekon operasyonu başladı. 1980-90´ların mafyası artık yok.

2004´te sizinle yaptığımız söyleşide bana bu mafyanın tasfiye olacağını ve liderlerinin hepsinin içeriye alınacağını söylemiştiniz. O gün söylediklerinizin tümü bugün doğrulandı. Peki, Türkiye´de şimdi mafya bitti mi?

Hayır, bitmedi ama şu anda Türkiye´de ciddi bir mafya üretmek mümkün değil. Şimdi küçük küçük çetecikler var. Zira bugün büyük mafyanın yerini dolduran bir Ergenekon örgütü var. Ergenekon, darbenin finansmanını sağlamak için haraç dahil her türlü işi yapan, bir yanıyla siyasal bir yanıyla da mafyatik bir yapı. Ergenekon´un var olduğu bir ortamda, ondan bağımsız bir mafya olamaz.

Mafya bu ülkede devlet tarafından mı beslenip büyütüldü yani?

Özellikle 2000´den sonra ben bunun böyle olduğunu yaşayarak da gördüm. Geleneksel mafya 1980´li yıllarda ciddi operasyonlara tabi tutularak içeriye atıldı. Onun yerine eski ülkücülerden kabadayılığa yatkın isimler seçildi. İsim isim seçildiler bunlar.

Kim seçti?

MİT ve polis seçti. Polisin istihbarat kesimleri seçti. Ben o dönemde şunun söylendiğini hatırlıyorum. ?Kadın ticareti yapılıyorsa, onu da biz yapalım. Böylece denetim altında tutarız? dediler. Mafyayla iş yapmaya başladılar. Sonra işler büyüdü. Uyuşturucu ticaretinden kumara ve haraç almaya kadar uzanan işlere girdiler. Ve olması gereken oldu. Devlet bu süreçte kendi yarattığı mafyaya benzemeye başladı. Susurluk olayının patlamasının bir nedeni budur zaten. Düşünün... MİT´in bir daire başkanı kullandığı bir mafya babasıyla arkadaşlık yapıyor.

Nasıl?

Bazı MİT mensupları önce mafyayı yarattılar sonra kendileri onlara benzediler. JİTEM de öyle. İtirafçıları kullandı sonra kendisi itirafçı gibi oldu. Uyuşturucudan haraca her işe girdiler. Susurluk döneminde bu yozlaşma devletin tepesine doğru çıktı. Bugün Ergenekon´dan tutuklanan İbrahim Şahinlerin ismi o dönemde haraç olaylarında geçti. Zaten Ergenekon Susurluk´un genişletilmiş hali. Ergenekon´la birlikte bu ülkede mafya bile ulusalcı oldu ve siyasi iktidarı düşürme rolünü üstlendi.

Ergenekon ve Susurluk içinde mafyanın gücü neydi?

Susurlukta mafya çok daha güçlüydü. Mafya liderleri çok etkiliydi. Ama 2000 sonrasında süreç değişti, mafya babalarının üzerine gidildi. Çünkü AB sürecinin yarattığı yeniden yapılanma devletin yapısının ´mafya´ olmasına olanak vermedi.

Mafya, Susurluk´un ve Ergenekon´un sözü dinlenen yöneticilerinden oldular mı?

Hayır. Söz dinleyen, iş yaptırılan adamlar oldular hep bunlar.

Susurluk olayı patladığında siz ATV´de Abdullah Çatlı´nın bir düğünde çekilmiş görüntülerini yayınladınız. Bu yayından sonra mafya sizi İstanbul´da evinizin önünde vurdu. Nasıl gelişti o olaylar?

Beni vurduranlar şimdi Ergenekon´dan içeride. Abdullah Çatlı Türkiye´ye döndüğünde ben bir yolunu bulup onunla tanıştım. Beş yıl boyunca onunla konuşan gazeteciydim ben. Mehmet Özbey ismini kullanıyordu ve devletle ilişkisi çok iyiydi. Katıldığı iki düğünün görüntüsünü Susurluk kazasından sonra ATV´de yayınladığım için vuruldum ben. Eğer Türkiye Susurluk´la hesaplaşsaydı...

Ne değişirdi?

Eğer Türkiye Susurluk´la hesaplaşsaydı, sadece benim vurulmam değil, binlerce insanın ölümü de engellenirdi. Çünkü pek çok cinayetin faili Ergenekon´un sırrı Susurluk´ta saklıydı... Devletin içinde darbe yapmaya çalışan ve hukuk tanımayan yasadışı örgütlenmeydi bu sır. Ama Türkiye ancak şimdi devletin yarattığı kirli tarihle ve çetelerle hesaplaşıyor.

Susurluk davasının arkasında siyasi irade olsaydı, Susurluk çözülmez miydi?

Çözülmezdi. Çünkü siyasi irade olamazdı. 1996´daki Erbakan iktidarı Tansu Çiller destekli bir iktidardı. Çiller ise Susurluk sürecinin oluşumunu sağlayanlardandı. DYP iktidarı Susurluk sürecinin içindeydi. Güneydoğu´da faili meçhullerin ve çeteleşmelerin oluşmasını sağlayan Çiller iktidarıydı. Her şey o kadar aleni yapılıyordu ki... Öldürülecek Kürt işadamlarının listesi bile biliniyordu ve cinayeti işleyenleri devlet koruyordu. Tablo bu kadar netti. Mesela Behçet Cantürk Özel Tim´in kendini öldüreceğini biliyordu. Konuşmalarımızda bana, en az dört kez ?Beni öldürecekler? dedi. Ve nitekim öldürüldü. Ayrıca o günkü Türkiye henüz sivil siyasetle derin devletin hesaplaşacağı bir noktaya gelmemişti. Derin devlet çok daha güçlüydü.

Şimdi güçlü değil mi?

Eskisi gibi değil. Şimdi Türkiye´nin sivilleri ve demokratları, toplumun özgürleşmesini, zenginleşmesini, sorunlarını çözmesini engelleyen asker-sivil bürokratik yapıyla ve derin devletle hesaplaşıyor. Bu hesaplaşmanın başlaması 2000´lerdeki AB süreciyle oldu. Susurluk´ta derin yapının sivil ve polis ayağı deşifre oldu. Şimdi Ergenekon´da işin asker ayağı da deşifre oldu. Zaten kontrgerillanın ana ekseni askerdir.

İbrahim Şahin´in evindeki krokiye bakılarak bulunan silahlar, sizce Susurluk döneminden kalma mı? Yoksu bunlar Ergenekon´un gömdüğü silahlar mı?

Çıkan bazı silahlar 2004 yılına ait gazeteye sarılmış ama, şunu da biliyoruz ki Susurluk döneminde çok ciddi sayılarda silah kayboldu. Silah kaçakçısı Ertaç Tınar´ın o dönemde İsrail´den getirdiği silahların Özel Tim´e satıldığı ve bu silahlar için örtülü ödenekten 50 milyon dolar ödendiği biliniyor. Bu silahlar devlete geri verilmedi. Bu ülkenin yapısı o kadar yozlaştı ki, çeteler devleti yönetmeye kalktılar. Düşünün, devlet bir kısım görevlisine silah veriyor ve onlara eylem yaptırıyor. Sonra devlet, bu silahları o görevlilerden geri alamıyor. Böyle bir devlete dönüştü burası. Bence şimdi toprak altından çıkanlar o silahlar. Aslında 2004 tarihli gazete de anlamlı.

Hangi açıdan anlamlı...

Kuvvet komutanlarının darbe için örgütlendikleri, ama çeşitli nedenlerle bu darbeyi hayata geçiremedikleri süreçte bu silahlar gömülmüş...

O bombaları bir polis şefi nasıl ele geçirir?

Ergenekon türü yapıların askeri yapılarla ilişkisini çok net olarak gösteriyor bu. Türkiye´de askerin haberi olmadan bu türden örgütlenmeler yapılamaz. Eğer Ergenekon türü yapılanmalar güç kazanıyorsa, bunların arkasında mutlaka bir biçimde askeri destek vardır. Türkiye´de asıl devlet gücü askerdir.

Kaybolan bombaların hesabını soracak bir merci yok mudur?

Buna da sıra gelecek. Şu anda kurumlarda iç hesaplaşma sürüyor. Değişimciler henüz tam olarak güç sahibi olamadılar. O yüzden evlerdeki, toprak altındaki bombaların, cephanelerin hesabını henüz soramıyorlar. Yoksa muvazzaf bir subayın evinde 22 bomba bulunuyor... Evlerden cephaneler fışkırıyor. Bu ülkede silahların bir dökümü yok mu? Eldeki silahların sayısı bilinmiyor mu? Daha kaç evden bombalar çıkacak? Genelkurmay´ın bu subaylardan bunun hesabını mutlaka sorması gerekiyor.

Siz Ergenekon´un son operasyonundan kısa bir süre önce ´Dalan nerede´ diye bir yazı yazdınız. Operasyonun olacağını biliyor muydunuz?

Evet. Tahmin ediyordum yani... Çünkü hem polis çevresinde hem de İstanbul´un kulislerinde ?Dalan yok. Dalan nerede? Dalan kaçtı mı? Operasyon yapılacak? denmeye başlanmıştı. Hatta Dalan Amerika´ya gitmeden önce yakın çevresine sıkışmaya başladığını söylemiş. Elimde belge olmadığı için ben bunu siyasi bir kulis gibi yazdım. ?Yerel seçimler yaklaştı, Dalan niye ortada yok? dedim. Dalan o yazıdan sonra beni telefonla aradı. ?Aday olmam için çok baskı var. O yüzden sıkıldım, yurtdışına çıktım? dedi. Oysa iddianamenin satır aralarından okuduğum kadarıyla Dalan, Ergenekon´un siyasi kolunun önemli bir ismi.

Şimdi kulislerde ne konuşuluyor? Ergenekon´un on birinci dalgası da gelecek mi?

Gelecek. On birinci operasyon siyasilere yapılacak. Bunlar siyasetin özellikle 2000´li yıllarda siyasette etkili olmuş önemli isimleri. Bu operasyonun yakında yapılması bekleniyor. Ayrıca çok etkili bir operasyon da emekli askerlere yönelik gerçekleştirilecek. Geçmişte genelkurmay başkanlığı yapmış bir ismin de bu operasyonda yer alacağı söyleniyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında dört muvazzaf subay tutuklandı. Ergenekon´un ordu bacağı temizlenecek demek mi bu?

Bu temizlik ancak bir noktaya kadar gidebilir. Mutlaka bir yerde durur. Çünkü Ergenekon operasyonları nedeniyle ordunun tepesiyle siyaset arasında ciddi gerginlikler yaşanıyor şu anda. Ordunun fazla üzerine gidilmemesi konusunda uzlaşmaya gidebilirler. Orduda temizlik muvazzaflarda çok yukarılara gitmez. Orduda tasfiyeler Ergenekon davasıyla ilişkilendirilmeden sessizce yapılabilir. Sadece emekli isimlerde yukarılara dokunulabilir.

Gözaltına alınan Ergenekon sanıklarının evlerine yapılan ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Orduda bu operasyonlardan çok rahatsız olan geniş bir kitle var. Onları susturabilmek, sakinleştirebilmek için arada bir bu tür ziyaretleri yapıyorlar. Bir denge kurmaya çalışıyorlar.

Artık ´Ergenekon yoktur´ demek mümkün mü?

Tabii ki mümkün değil.

Sizce, ?ben Ergenekon´un avukatıyım? diyen Deniz Baykal ne yapacak?

Ergenekon süreci Deniz Baykal´ı siyaseten bir yok oluş sürecine sürükleyecek. Bir sosyal demokrat partinin Ergenekon gibi bir yapıyı savunması, CHP´nin geleneksel kitlesini bile partiden koparabilir.

Ergenekon´un medyada elemanları var mı?

Var. İddianameye ve örgüt şemasına baktığınızda medyada Ergenekon´la bağlantılı olduğu ileri sürülen çok üst düzeyde isimler var. Kimi halen genel yayın yönetmeni ve yönetici pozisyonunda bunların. Zaten Ergenekon kulislerinde konuşulanlara bakılırsa, önümüzdeki günlerde siyasileri ve medyayı içine alan yeni bir Ergenekon operasyonu daha bekleniyor.

Medyadaki elemanları şimdi ne diyecekler?

Toprağın altından gümülü silahlar, plastik patlayıcılar, suikast silahları çıkıyor. Evlerden bombalar bulunuyor. Sadece bir albayın evinde 22 bomba bulunuyor. Artık Ergenekon´u ´bu bir siyasi intikam´ diye savunmanın dayanakları kalmadı. Medya da darbeci geleneğinin sonuna geliyor. Medyada da darbeci damarla ilgili büyük bir tasfiye olacak.

Ergenekon operasyonu AKP´nin iradesiyle mi yürüyor?

Bu operasyonun nasıl yürüdüğünü hakikaten henüz kimse çözmüş değil. Türkiye´nin ve dünyanın değişen koşullarının ve siyasi iradenin tabii ki bir katkısı var ama... Operasyonların sürmesinde dış dünyanın da önemli bir etkisi var. Ergenekon´un teşhir edilmesinde bence ABD önemli rol oynadı. Ben dosyaların ABD´den de geldiğini, operasyonun sadece kendi gücümüzle olmadığını düşünüyorum. Avrupa Birliği ve Amerika´nın Türkiye´nin demokratikleşmesinden büyük çıkarları var. (Taraf)

(12 Ocak 2009, 12:42)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Kontrgerilla Medyası

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=175    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.546.329