Hizbuttahrir terör örgütünün yönetici ve üyesi olduğu iddiasıyla 13 kişinin yargılandığı davada sanık avukatları, Hizbuttahrir´in terör örgütü olmadığını kanıtlamak için Ergenekon tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesinin incelenmesini talep etti. Mahkeme bu talebi kabul etti.
Hizbuttahrir davası: Islak imza belgesi incelensin
Hizbuttahrir terör örgütünün yönetici ve üyesi olduğu iddiasıyla 13 kişinin yargılandığı davada sanık avukatları, Hizbuttahrir´in terör örgütü olmadığını kanıtlamak için Ergenekon tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesinin incelenmesini talep etti. Mahkeme bu talebi kabul etti.
Hizbuttahrir terör örgütünün yönetici ve üyesi olduğu iddiasıyla 13 kişinin yargılandığı davada sanık avukatları, Hizbuttahrir´in terör örgütü olmadığını kanıtlamak için Ergenekon tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesinin incelenmesini talep etti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanıklar, İrtica Planı´nda yer alan, ?çeşitli cemaatlere ait evlere silah yerleştirilmesi daha sonra bunların silahlı terör örgütü kapsamına sokulması? taktiğinin kendileri için de uygulandığını iddia etti. Mahkeme, İstanbul 13. Ağır Ceza´dan ıslak imzalı belgenin bir örneği ile Dursun Çiçek´in ifadelerini, Askeri Savcılık´tan da aynı konudaki soruşturmalarla ilgili evrakları istedi. ( Star)
Teğmen Çelebi için tahliye başvurusu
Bu arada İkinci ´Ergenekon´ davasının tutuklu sanıklarından, aleyhine delil üretildiği iddiasıyla gündeme gelen teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin tutukluluğuna itiraz edilerek tahliyesi talep edildi. Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesine gelen teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin avukatlarından Serkan Günel, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe sundu. Dilekçede, somut delil olmadan gözaltına alınan teğmen Mehmet Ali Çelebi´nin 29 aydır tutuklu olduğu ve kendisiyle aynı dönemde, aynı koşullarla tutuklanan 4 teğmenin mahkemece tahliye edildiği belirtildi. Hakkında Süleyman Solmaz´la görüşmesi nedeniyle Hizbuttahrir örgütüne sızma iddiası bulunduğu kaydedilen dilekçede, Çelebi´nin taksisine bindiği Solmaz´la tesadüfen karşılaştığı ifade edildi.
İkinci ´Ergenekon´ davası duruşmasında sorgulanan Çelebi´nin cep telefonu rehberinde bulunan telefon kayıtlarıyla ilgili çelişki olduğu savunulan dilekçede, 20 Ocak 2011 itibariyle mahkemeye ulaşan bilgilerle şüphenin giderildiği ve Çelebi´nin telefonunda yer alan Mahmut Oğuz Kazancı´ya ait telefon numaralarının gözaltına alınmasından sonra Çelebi´nin telefonuna yüklendiğinin ortaya çıktığı ileri sürüldü. Dilekçede, bu olayın anlaşılmasından sonra kamuoyunda büyük tartışmalar yaşandığı, emniyet müdürlüğünün çözüm tutanağındaki bilgilerin ´sehven´ karışmış olabileceğini kabul ettiği ve mahkemeye ulaşan 15 Aralık 2010 tarihli bilirkişi raporuna göre telefon numaralarının Çelebi´nin telefonunda kayıtlı olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. ´Sayın mahkemenizce müvekkilin tutukluluğuna ilişkin yeniden değerlendirme yapılması gereği doğmuştur. Emniyet Müdürlüğü personeline güven sarsılmıştır´ denilen dilekçede, tutuklu kaldığı süre 29 ayı bulan Çelebi´nin tahliye edilmesi istendi.
Poyrazköy davası hakimi için reddi hakim
Diğer taraftan, ´Poyrazköy´de bulunan mühimmat´ davasının tutuklu sanıklarından emekli binbaşı Levent Bektaş´ın da avukatlığını yapan Serkan Günel tarafından davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan dilekçede, mahkeme heyetinin üye hakimi Mehmet Ali Karababa´nın duruşmalarda yönlendirici sorular sorduğu, konuların üzerindeki sis perdesinin kaldırılmasını engellediği ve duruşmada sanıklara ısrarlı müdahalelerde bulunduğu iddia edildi. Dilekçede, diğer üye hakimlerin aksine emniyet müdürlüğünce kendisine özel imkanlar tanındığı savunulan Karababa hakkında, duruşmalarda tanıklara yönlendirici sorular yönelttiği, sanıklara ve avukatlarına çıkıştığı ve gazetelere yansıdığı şekliyle tarafsız hareket etmediği izlenimi uyandırdığı dikkate alınarak, Ceza Muhakemesi Kanunu´nun 24/1. maddesi uyarınca reddihakim kararı verilmesi talep edildi. ( AA)
Polis, Çelebi´nin telefonuna rehber ekledi mi?
Fatih Altaylı (Habertürk, 30): ÖNCEKİ akşam gazeteden çıktım, yoldayım. Ali Fuat Yılmazer aradı. İstanbul´un İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı. Cuma günü yazdığım yazı ile ilgili bilgi vermek için aramış. Hüseyin Çapkın´ın ?Arayıp bilgilendirin? demesi üzerine... Hatırlayacaksınız bir teğmenin telefonuna Hizbuttahrir örgütü üyelerinin telefonları, Emniyet´teyken eklenmiş ve mahkeme bunu bilirkişiye tespit ettirmişti. Ben de buna değinmiş ve ?Eğer bu doğruysa masum vatandaşlar tehlike altındadır. Evinizde otururken, hatta uyurken terör örgütleriyle bağlantılı hale getirilebilirsiniz. Bu, en üst seviyede araştırılmalıdır? demiştim.
Söz konusu soruşturma, iki ayrı birim tarafından yapılmış. Teğmenin Ergenekon bağlantısını Organize Suçlar, Hizbuttahrir yönünü ise Terörle Mücadele araştırmış. Yılmazer bunun bir karışıklık yaratmış olabileceğini söyledikten sonra sistemi anlattı. ?Biz şüpheliler üzerinde ele geçirilen telefonlara dokunmayız. Bunları bilgisayara bağlar ve bütün bilgilerini aktarırız. Bir anlamda telefonun fotoğrafını çekeriz? dedi. Yılmazer´e göre hata burada oluşmuş olabilir. ?Aktarırken farklı dosyalar üst üste yazılmış olmalı. İki farklı telefonun kaydı birlikte görünür olmuş. İnsan hatası diye düşünüyoruz? dedi. Çünkü telefonları açıp kurcalamak, telefon üzerinde çalışma yapmak kesinlikle yasakmış. Bilgisayara aktardıktan sonra incelenmesi kuralmış.
?Ben de öyle zannettim ama bilirkişi raporu farklı. Bilgiler telefona kaydedilmiş. Sanki telefonda bunlar mevcutmuş gibi hava yaratılmış? dedim. ?Bunu biz de duyduk. Bu yüzden de mahkemeden incelenmek üzere telefonu istedik ancak adli emanette olduğunu söyleyip bize vermediler. Sonra bunu bilirkişiye yollamışlar. Bize yollasalardı işin aslını ortaya çıkarırdık. Gerçi telefonların hafızası kısıtlı ve geriye dönük taramada bilgisayar kadar çok bilgi vermiyor ama yine de inceleseydik bir şeyler bulurduk? dedi. ?Herhalde sizden kaynaklanan bir sorun olabileceğini düşündükleri için size değil bilirkişiye vermeyi tercih ettiler? dedim.
?Bakın? dedi Yılmazer, ?Burada bizim kötü niyetimiz olamaz. Çünkü bu telefon numaralarını oraya yazmanın ne bize, ne davaya, ne iddialarımıza bir katkısı, bir faydası var. Zaten teğmen ile Hizbuttahrir arasındaki bağlantı sabit. Bunu kendi de söylüyor. Görüşmelerini, takiplerini inkâr etmiyor. Temas etmiş. Zaten dinleme kayıtları, görüşme kayıtları var. Yani o numaralar rehberde olmuş, olmamış önemli değil. Görüşmüş ve zaten kabul ediyor. İnkâr etmiyor. Öyleyken bunları niye yazalım oraya.? ?Evet görüştüm. Vatanseverlik adına görüştüm, diyor? dedim. ?Evet aynen öyle. Madem vatanseverlik adına görüştü, takip etti. O zaman üstlerine bilgi verirsin. Kim olduğu belirsiz sivillere rapor vermek neyin nesi. Bu da mı vatanseverlik?? ?Elbette değil. Olacak iş değil. Belli ki, birileri bu teğmenleri kandırmış, kullanmaya başlamış? dedim. ?Kesinlikle? dedi, ?İlerde Türk ordusunun üst kademelerine gelecek bu teğmenlerin TSK dışında birilerinin kontrolüne girmesi, başkalarından emir alması kabul edilebilir bir şey mi? Bizim derdimiz bunları ortaya koymak? dedi. ?Peki? dedim ?Ya bu numaraların telefona Emniyet´te yüklendiği ortaya çıkarsa ne yapacaksınız?? ?Bakın bundan bizim bir çıkarımız olamaz. Bunlar delil olarak zaten ortaya koyulmamış. Görüşmeler var. Kayıtlar var. Bunları yazmak için gerekçemiz yok. Ama yine de yazıldıysa, yani Emniyet içinden birisi bunu bilerek yaptıysa bunu en ağır şekilde cezalandırırız. Böyle birşey kabul edilemez, hoş görülemez? dedi. Bakalım ne olacak, ben de bekliyorum. ( Habertürk)
(31 Ocak 2011, 14:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Hizbuttahrir örgütüyle ilgili manşetlerimiz
Islak İmzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ manşetlerimiz
Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara
Poyrazköy İddianamesinde arama yap
Poyrazköy manşetlerimiz
Teğmen Çelebi´nin cep telefonuna poliste numara eklendi tartışmaları