Tam
EskidenYeniye
 

Kara Havacılık Darbe davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi. FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin görülen davada 13 aydır firari olan ve geçtiğimiz hafta Antalya'da yakalanan sanık Özcan Karacan, ilk kez hakim karşısına çıktı.

Önceki haber title=Sonraki haber

27.08.2017 13:56 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.

21.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

MUSTAFA ÖZKARDEŞLER

Sanık eski kursiyer teğmen Mustafa Özkardeşler, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.

Özkardeşler, darbe girişi sırasında, sanıklardan eski tabur komutanı Yasin Candemir'in verdiği emir doğrultusunda hareket ettiğini öne sürerek, şunları söyledi:

"Tabur Komutanımız, Genelkurmaya saldırı olduğunu, bir sonraki hedefin de birliğimiz olabileceği için güvenlik tedbirleri almamızı söyledi. Terör saldırısına karşı tedbir aldık, bir saat sonra arkadaşım Başbakan'ın açıklamasını gösterdi. Küçük bir grubun kalkışması olduğunu öğrendik. Sabaha karşı bir arkadaşımız gelerek, okul komutanımızın, 'kursiyer teğmenler gidebilir' dediğini söyledi. Biz de kışladan ayrıldık, babamın arkadaşının evine gittim."

Emir komuta zinciri doğrultusunda hareket ettiğini öne süren Özkardeşler, "Kanunsuz emir verilmediğini düşündüğüm için emirleri sorgulamadım. Darbeyi destekler hiçbir faaliyette bulunmadım. O hain gecede asla suç işlemek için bulunmadım." dedi.

MUHSİN YİĞİT ÖZDAMAR

- Malatya'dan ATAK helikopterini getiren pilotun savunması

Darbe girişimi sırasında Malatya'daki ATAK helikopteri ile Ankara’ya geldiği belirlenen sanık esik pilot üsteğmen Muhsin Yiğit Özdamar da FETÖ ile en küçük bağının olmadığını savunarak, "Fetullah Gülen denilen şarlatan ve ona inananların yaptıklarından dolayı buradayım. 2015'de milli helikopterimiz ATAK eğitimi aldım. Malatya'ya tayinim çıktı, darbe girişimi sırasında da emirle helikopter intikaliyle görevlendirildim." şeklinde savunma yaptı.

Hakkındaki tanık beyanlarını okuyan Özdamar, helikopter intikali için Ankara'ya görevlendirildiğini 15 Temmuz 2016'da sabah saatlerinde öğrendiğini ve darbe girişiminde yer almadığını öne sürdü.

Darbe girişimi gecesi helikopteri Temelli'ye indirip Güvercinlik'e geçtikleri sırada tuhaf şeyler olduğunu gözlemlediğini belirten Özdamar, savunmasına şöyle devam etti:

"Helikopterdeyken ilginç şeyler oluyordu. Kaskım olmadığı için helikopter indiğinde pilota 'Ne oluyor?' dedim. O da 'Polisleri vurun' diye emir verildiğini ve ne olduğunu anlamadığını söyledi. Güvercinlik'te 1. Alay Bakım Tabur Komutanı Murat Polat'ın yanına gittik. Bize, 'İhtilal oldu, tarafınızın seçin. Ya bizimle hareket edin ya da tutuklanırsınız.' dedi ve elini belindeki silaha götürdü. Biz de uçamayacağımızı belirttik, televizyonda TRT'yi açtığında bildiri okunuyordu. Uçmamızı istediklerinde uçamayacağımızı söyledik, fırsat bulduğumuzda da kaçarak, Kartalkaya Misafirhanesine sığındık."

Özdamar, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini istedi.

EMRE NAZLIGÜLOĞLU

- Tabur komutanından "atış serbest" emri

Sanık eski kursiyer teğmen Emre Nazlıgüloğlu da 21.45’te tabur komutanı Yasin Candemir'in kursiyerlerle görüşeceğinin söylenmesi üzerine gazinoda toplandıklarını söyledi.

Candemir'in Genelkurmay Başkanlığına terör örgütlerince saldırı gerçekleştirildiği ve sıradaki hedefin Kara Havacılık Komutanlığı olabileceğini söylediğini anlatan Nazlıgüloğlu, emir verilmesi üzerine silahlıktan silah ve ardından mühimmat aldığını bildirdi.

Nazlıgüloğlu, Yasin Candemir tarafından gruplara ayrıldıktan sonra 4 kişi ile kullanılmayan eski nizamiye bölgesine gittiğini, burada yüzbaşı Mehmet Sümer komutasında nöbet tuttuğunu söyledi.

Candemir'in kendilerine "İçeri girmek isteyenlere karşı atış serbest" emri verdiğini de belirten Nazlıgüloğlu, kalkışma girişiminden geç haberdar olduğunu ancak birliğindeki helikopterlerin darbe yanlılarına karşı hareket ettiğini düşündüğünü anlattı. Nazlıgüloğlu, jetler alçak uçuş yaparken kışladaki helikopterlerin, onların ateş etme ihtimaline karşı ışıklarını yakmadan kalktıklarını sandığını öne sürdü.

Sabah olduğunda nöbet tuttuğu yerin karşısından geçen otomobildeki diğer kursiyerleri görünce yanındakilerle tabur binasına gidip sivil giysilerini giydiğini anlatan Nazlıgüloğlu, ardından kışladan çıktığını, daha sonra da gözaltına alınıp tutuklandığını söyledi.

İddianamedeki suçlamaları reddeden Nazlıgüloğlu, tahliye talebinde bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde iki eski kursiyer teğmen, iki eski teknisyen astsubay ve bir eski memur savunma yaptı.

HÜSEYİN ZENGİN

Sanık eski kursiyer teğmen Hüseyin Zengin, 15 Temmuz'da 21.45'te tabur komutanı Yasin Candemir'in kursiyerlerle görüşeceği bilgisi üzerine gazinoya geldiğini söyledi. Zengin, Candemir'in Genelkurmaya terör saldırısı olduğu, Kara Havacılık kışlasına da olabileceği gerekçesiyle güvenlik önlemi alınacağını söylediğini ve ardından 4-5'er kişilik gruplar oluşturduğunu anlattı.

Silah ve mühimmat aldıktan sonra Fidanlık nizamiyesine gönderildiğini, başlarında Yüzbaşı Serkan Yıldız'ın olduğunu dile getiren Zengin, 02.30 sıralarında kalkışma olduğu, birinci ordu komutanının "birliklerinize dönün" dediği şeklindeki haberleri gördüğünü bildirdi. Zengin, ancak arayan bazı kişilerin birlikten çıkmalarını söylediğini öne sürerek, sabah olduğunda çıkabildiklerini iddia etti.

Pazartesi birliğe geldikten sonra işlemlerin ardından gözaltına alınıp tutuklandığını ifade eden Zengin, tahliyesini talep etti.

İBRAHİM MERT

Sanık, eski kursiyer Teğmen İbrahim Mert de Yasin Candemir'in emri üzerine gazinoya gittikten sonra güvenlik gerekçesiyle silah ve mühimmat aldığını, ardından da Meydan Harekat Taburu bölgesinde görevlendirildiğini anlattı. Alarm eğitimi olabileceğini düşündüğünü iddia eden Mert, tabur bölgesinde Üsteğmen Serdar Ercan'ın başlarında olduğunu ifade etti.

İlerleyen dakikalarda helikopter trafiği bulunduğunu, bu hareketlilikten de gerçekten bir terör saldırısı olduğunu düşündüğünü öne süren Mert, Ercan'ın 00.00-00.30 civarında emniyeti askerlerin alacağını söylemesi üzerine kule önüne geçtiklerini kaydetti.

Mert, gün doğumuna kadar kulenin önünde beklediğini belirterek, bu sırada telefonuna baktığında Başbakan ve Cumhurbaşkanının açıklamasını görüp çok şaşırdığını iddia etti.

Birinci ordu komutanının, kışlasından çıkan askerin birliklerine dönmesi çağrısını da gördüğünü söyleyen Mert, "Biz kışlamızda olduğumuzdan darbe girişiminin içinde yer aldığımızı düşünmedim." dedi.

Mert, yakındaki bir araç içinde dinlenip uyuduğunu, kalktığında jandarmaya ait kobra tipi bir aracın yanlarına geldiğini belirterek, araçtaki jandarma yarbayın buradan kalkan helikopterlerin çeşitli yerleri bombaladığını söyleyip ardından silahlarını istediğini bildirdi.

Jandarma yarbayla konuşup olayı açıklığa kavuşturmak üzere durumdan takım komutanları Serdar Ercan'ı haberdar etmek istediklerini anlatan Mert, bunun için kuleye çıktıklarını anlattı.

"Albay, helikoptere 'ateş' emri verdi"

Mert, kulede Albay Oğuz Yalçın'ın kobra helikoptere, jandarmanın üzerine ateş açması emrini verdiğini, Yalçın'ın ayrıca kalaşnikof silah ile atış ettiğini söyledi. Mert, helikopterin de ateş açması sonrası Yalçın'ın güvenli bir yere gitmeleri gerektiğini söylemesi üzerine can havliyle aşağı indiğini anlattı.

İnerken Albay Yalçın'ın bir jandarma askerini yere yatırıp silahını aldığını belirten Mert, gelen bir helikoptere binip sonradan Akıncı olduğunu öğrendiği üsse gittiklerini dile getirdi.

Mert, Akıncı'dan kaçtıktan sonra ertesi gün birliğe geldiğini ve yaşanan süreçte gözaltına alınıp tutuklandığını anlattı.

FETÖ ile bir bağı bulunmadığını iddia eden Mert, tahliye talebinde bulundu.

MUSTAFA SELEN

Eski memur da savunma yaptı

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı eski memuru Mustafa Selen de, savunmasında önce Ekim 2016'da gözaltına alındığını ancak serbest bırakıldığını söyledi.

Kasım 2016'da gözaltına alındığında baskı altında ifade verdiğini iddia eden Selen, bu süreçte tutuklandığını söyledi.

İddianamede yer alan Kara Havacılık Komutanlığında çalışan bazı personel ile sohbetlerde bir araya geldiği iddiasını kabul etmeyen Selen, söz konusu sanıkları tanımadığını öne sürdü.

Selen, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock kullandığı iddialarının da doğru olmadığını dile getirdi.

Mezun olduktan sonra örgütün bağlantılı olduğu okullardan birinde öğretmenlik yaptığını ancak buradan istifa ettiğini belirten Selen, 2009'da MEB'e bağlı okullarda öğretmenlik yaptığını bildirdi.

Selen, 2013'te Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesine geçtiğini ifade ederek, bu süreçte şehit ve gazilerle ilgili birimde de çalışıp, Kazan da olmak üzere gazi ve şehit ailelerini ziyaret ettiğini söyledi.

Selen, demokrasi nöbetlerine katıldığını, darbeyi planlayanların hesap vermesini istediğini öne sürerek, tahliye talebinde bulundu.

HALİL KARABULUT

Eski teknisyenler iddiaları reddetti

Sanık eski teknisyen Astsubay Halil Karabulut da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Karabulut, "Menfur darbe girişiminin olduğu gün kızımın düğünü için Amasya'da bulunuyordum. FETÖ ile herhangi bir iltisakım bulunmamaktadır. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.

MUTLU AÇIKGÖZ

Sanık eski astsubay teknisyen Mutlu Açıkgöz de 15 Temmuz 2016'da Malatya'dan Ankara'ya gönderilen ATAK helikopterinde görevli olduğunu belirtti.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Açıkgöz, savunmasında şunları belirtti:

"Tüm sicil amirlerim hala görevlerinin başında. Kendileri beni anlık olarak Ankara'ya görevlendirdiler. Ben de görevlendirmenin tesadüf olduğunu düşünüyorum. Kayseri'de ikmal sonrası 'Kalktığınız meydana geri dönün' anonsu geldi, Pilot Hakan Erol da 'Rotamız Güvercinlik, radara söyleyin oraya ineceğiz' dedi. Radar da biraz geçtikten sonra onay verdi. Güvercinlik'e inmeden Temelli'ye yönlendirildik. Temelli'de yemek yerken köprülerin kapatıldığını öğrendim."

Darbe girişimi sırasında Güvercinlik Üssü'ndeki hangara namaz kılmak için girdiğini ve hiçbir olaya karışmadığını öne süren Açıkgöz, tahliyesini talep etti.

22.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

İDRİS FEYZİ OKAN

Duruşmanın bugünkü celsesinde sanık eski Kara Havacılık Komutanı Tuğgeneral İdris Feyzi Okan, savunma yaptı.

Okan, darbe girişiminin yaşandığı dönemde albay olduğunu ancak 29 Temmuz 2016'da terfi ettirilerek Tümgeneral Hakan Atınç'ın ardından tuğgeneral rütbesiyle Kara Havacılık Komutanlığına getirildiğini söyledi.

Feyzi Okan, 15 Temmuz'da CH47 helikopterin envantere katılımı dolayısıyla yapılacak tören için çalıştıklarını, o gün Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Salih Zeki Çolak ve beraberindeki heyetin kışlaya gelmesi nedeniyle kışlada kalıp arz yaptığını anlattı.

Son ziyaretçiyi de uğurladıktan sonra Hakan Atınç'ın birlikte bir çay içip ayrılabileceklerini söylediğini ifade eden Okan, çay yerine sigara içmek için izin istediğini ve Atınç'ın da izin verdiğini bildirdi.

Okan, bir süre sonra Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Şahin'in, Atınç'ın Ünsal Coşkun ile görüşme yaptığını ve gidebileceğini söylemesi üzerine birlikten ayrıldığını iddia etti.

Kışladan saat 21.40 sularında çıktığını ve eve vardığında aldığı alerji ilaçlarının etkisiyle uykulu olduğunu belirten Okan, bu sırada kızının televizyonda askerlerin Boğaz Köprüsü'nü kapattığına yönelik haberleri ilettiğini bildirdi.

Ardından Hakan Atınç'ın makamını askeri hattan aradığını ancak Kurmay Başkanı Mehmet Şahin'in telefona çıktığını belirten Okan, "Alçak irtifada uçan jet seslerini duydum. Askeri hattan birliğimi aradım. Hakan Paşa'nın odasını, nöbetçi amirleri aradım bulamadım. Kurmay Başkanı Mehmet Şahin'e ulaştım, 'Hakan Paşa burada, gelmenize gerek yok' dedi ve kapattı. Bir daha da açmadı. Ne demek istediğini anlamadım." diye konuştu.

Cep telefonunun arızalı olduğu için kapanıp açıldığını belirten Okan, cep telefonunu ancak darbe girişimi sonrası yaptırdığını iddia etti.

O gece makam telefonunu kullandığını öne süren Okan, Ünsal Coşkun'u, Alay Komutan Yardımcısı Yarbay Halil Gül'ü ve başka bazı isimleri aradığını ancak ulaşamadığını söyledi.

Kara Havacılık Komutanlığında görevli Albay Murat Şama'yı aradığını ve yanına çağırdığını belirten Okan, sabaha kadar Şama ile birlikte olduklarını ifade etti.

Albay Mustafa Güneş'e de telefonla ulaştığını ve birliğe gidip gitmeme konusunda kendisi ile konuşup kaos ortamı olduğu için bekleme kararı aldıklarını belirten Okan, sabaha doğru Şama'nın gittiğini kızının söylediğini ifade etti.

"Murat Bolat ağlıyordu"

Tabur komutanlarından Murat Bolat ile telefonda konuştuğunu belirten Okan, "Sesi çok kötüydü ve ağlıyordu. Genelkurmay Başkanı imzalı bir emrin geldiğini söyledi. Bilmeden ve Genelkurmay Başkanının emri olduğunu zannettiğini, bu işin içinde bulunduğunu, darbe girişimi olduğunu fark edince kaçtığını söyledi. Ben de sabah kışlaya gelmesini, orada olan her şeyi anlatmasını, kendisini toparlamasını söyledim." ifadelerini kullandı.

Sabah saatlerinde Hakan Atınç'ın ağabeyinin arayıp, Atınç'ın darbecilerden kurtulup evine ulaştığını ve onunla görüşmeleri gerektiğini söylemesi üzerine Şama ile Kara Havacılık Komutanının evine gittiklerini dile getiren Okan, ardından kışlaya geçtiklerini anlattı.

Okan, tüm binaları, tesisleri ve hangarları dolaşıp kontrol ettiklerini ancak olumsuz bir durumla karşılaşmadıklarını ifade ederek, ayrıca bilgisayarlar ile telefon ve telsiz kayıtlarını emniyete aldırdıklarını kaydetti.

Murat Bolat'ın da birlikte olduğunu ifade eden Okan, birinin "Bu da darbeci" demesi üzerine Bolat'ı da ifade vermek üzere savcıya gönderdiklerini bildirdi.

- 18 Temmuz'da helikoptere hazırlık emri vermiş

Darbe girişiminden üç gün sonra 18 Temmuz'da Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç'ın telefonla arayıp Genelkurmay Başkanlığından gelen telefon emri üzerine taarruz helikopterlerinin ivedi hazırlanmasını istediğini belirten Okan, şöyle konuştu:

"Zırhlı tümendeki tankların nizamiyeden çıkış yapacağı ihbarı alındığını, onların nizamiyeden çıkmayacak şekilde atış yapılmasını söyledi. Ben de 'Komutanım yanlışlık olmasın... Daha darbeden yeni çıktık' dedim. Kesinlikle doğru olduğunu ve ivedi kalkış yapılması emri verdi. Makam odalarımızın alt katında taarruz helikopter taburu odaları vardı. Emri ilettim. Pilotlar tereddüt etti, uçmak istemediler. Ben de onlara Hakan Paşa'nın yanına gitmemizi, emri bizzat ağzından duymalarını söyledim. Ama helikopterlerin de hazır olması gerekiyordu. Önce taarruz hangarına uğradık. Helikopterler hangarın içindeydi. Ankara Batı Savcılığından gelen savcılarımız, Emniyet Genel Müdürlüğü personeli içeride işlem yapıyordu. Metin Albay başındaydı, refakat ediyordu. Orada emri tabur komutan vekili olan Binbaşı Suat Akyaz'a ilettim. Hakan Paşa'nın yanına gitmek üzere çıkarken teknisyenlerden bazılarının emre itiraz ettiğini ve Albay Metin'in de bağırarak emri tekrarladığını duydum. Personel helikopter çıkarmaya başladı. Ben uçacak pilotlarla Hakan Paşa'nın yanına gittim. Hakan Paşa görevin iptal olduğunu, pilotların ve teknisyenlerin, alay komutanının hiçbir tereddüte maruz kalmadan emirlere uyması gerektiğini söyledi."

Hakan Paşa'nın personele de seslendiğini belirten Okan, "Sonrasında olayı araştırdığımızda, Zırhlı Tümen komutanının en alt seviyedekiler dahil bütün komutanları toplantıya çağırdığını, bunu gören bir başçavuşun da Genelkurmaya telefon ihbarı yaptığını ve sosyal medyadan tweet attığını, bunun üzerine bize emir verildiğini öğrendim." diye konuştu.

Darbe girişimi sonrası helikopterleri bozmuşlar

"Darbe sonrası Güvercinlik'te, Ulucan Meydanı ve Akıncı Üssü'nde bulunan tüm hava araçlarını, küçük eğitim uçakları dahil teknik personel marifetiyle kontrollü gayri faal hale getirdik. Yani uçmaz duruma geldiler." diyen Okan, özellikle taarruz helikopterlerinde bulunan parçaları söktürdüklerini bildirdi.

Kışladaki tüm personelin ifadelerinin alındığını ve idari tahkikat yapıldığını belirten Okan, "15 Temmuz hain darbe girişiminde Güvercinlik kışlasında toplam 21 helikopter kullanılmıştır. Uçan 42 pilottan alaydan uçan sayı sadece 8'dir. Alayda normalde 150 civarında uçuşa müsait pilot bulunmaktadır." dedi.

Okan, 29 Temmuz'da Tümgeneral Hakan Atınç'ın da desteğiyle terfi edip tuğgeneral olduğunu ve ardından da Kara Havacılık Komutanlığına getirildiğini ifade ederek, FETÖ ile bir alakası bulunmadığını öne sürdü.

Feyzi Okan, kabul etmediği hakkındaki suçlamaları gururuna yediremediğini söyledi.

29 Nisan'da mesleğinden ihraç edildiğini dile getiren Okan, adaletin tecelli edip mesleğine geri döneceğine inandığını ifade etti.

Darbe girişiminden sonra 18 Ocak 2017'de gözaltına alınıp 20 Ocak'ta tutuklandığını anlatan Okan, tahliyesini talep etti.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde sanık eski kursiyer Teğmen İbrahim Furkan Gülcan da savunma yaptı.

TOLGAHAN AKBUĞA

Sanık eski kursiyer Teğmen Tolgahan Akbuğa, yaptığı savunmada, darbe girişimi sırasında Güvercinlik Üssü'ne gittiğini ve terör saldırısına karşı nizamiyede nöbet tuttuğunu öne sürerek, yanına gelen bir astsubayın eski Yüzbaşı Serkan Yıldız'a itaat edilmesi gerektiğini söylediğini anlattı.

Amirleri haricinde kimseden emir almadığını savunan Akbuğa, iddianamede belirtilen "Yurtta Sulh" whatsapp grubunda olmadığı için grup yazışmalarını silmediğini ileri sürdü.

Akbuğa, FETÖ ile hiçbir bağının bulunmadığını, "ByLock" kullanmadığını ve Bank Asya'da hesabının bulunmadığını iddia etti.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Akbuğa, "Silah sesleri duyunca tabura gittim. Orada arkadaşlarımın sivil olduğunu görünce ben de kıyafetlerimi değiştirerek sabah saatlerinde dışarı çıktım. Herhangi bir olaya karışmadığım ortadadır, tahliyemi talep ediyorum." dedi.

MEHMET KARAKAŞ

Sanık eski Astsubay Mehmet Karakaş da nöbetçi subayın söylemesi üzerine, 15 Temmuz gecesi yaşananlardan haberdar olduğunu belirterek, "Köprülerin kapatıldığını öğrendiğimde İstanbul'da yaşayan ailemi aradım. Kimsenin bilgisi yoktu, helikopter motor sesini duyunca nöbetçi Astsubay Fatih Tekkol ile hangara doğru gittik. Hangarda Yarbay Eyüp Ünal ve bir üsteğmen de yaşananlardan bilgileri olmadığını belirterek, uzaklaşmamızı istedi." diye konuştu.

Darbe olduğunu haberlerden öğrenince eski Binbaşı Gökhan Çiçek'i aradığını öne süren Karakaş, "Kendisine ulaşamayınca silahları emniyete alarak, tek sorumlu olduğumuz personel olan erlere yat emri verdik. Üsteğmen Ali Kemal Eren bana sabaha kadar erlerin yanında kalmamı emretti. Kimseden başka bir emir almadım." ifadesini kullandı.

FETÖ ya da başka bir örgüte üye olmadığını ileri süren Karakaş, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyesini istedi.

İRFAN KANTARCI

ATAK pilotları da savunma yaptı

Darbe girişimi sırasında Malatya'da konuşlu ATAK helikopteri ile Ankara'ya geldiği belirlenen sanık eski Pilot Üsteğmen İrfan Kantarcı, savunmasına FETÖ ve darbe girişimini lanetleyerek başladı.

Kara Harp Okulunda öğrencilik döneminde bölük komutanı olan Yüksel Can ve firari sanık Ali Kalyoncu'nun kendisine baskı yaptığını ve disiplin cezaları verdiğini öne süren Kantarcı, kendisinin FETÖ mağduru olduğunu savundu.

Helikopter intikali için Ankara'ya görevlendirildiğini, 15 Temmuz sabah saatlerinde öğrendiğini ve darbe girişiminde yer almadığını öne süren Kantarcı, tek görevinin ATAK helikopterini Ankara'ya getirmek olduğunu söyledi.

Güvercinlik Üssü'nde protokol hazırlığı olduğu için helikopterle Temelli'ye indiklerini belirten Kantarcı, şunları kaydetti:

"Temelli'den UH1 model helikopterle Güvercinlik'e geçtiğimiz sırada tuhaf şeylere şahit oldum. Kaskım olmadığı için konuşmaları duyamıyordum. Helikopter indiğinde pilota 'Ne oluyor?' dedim. o da 'Kötü şeyler oluyor, onu vurun, bunu vurun diye telsiz konuşmaları var. Pilot Yarbay Halil Gül'ün vurun, vurun seslerini duyduk.' dedi. İndikten sonra Güvercinlik'te 1. Alay Bakım Tabur Komutanı Murat Polat'ın yanına gittik. Bize, 'Sıkıyönetim oldu, tarafınızı seçin ya bizimle hareket edin ya da tutuklanırsınız.' diyerek elini belindeki silahına götürdü. Biz 'Emri görebilir miyiz?' dedik, kendisi de cep telefonundan sıkıyönetim emrini gösterdi."

Güvercinlikteyken ATAK helikopteri kol lideri Yarbay Hakan Erol'a uçamayacaklarını söylediklerini öne süren Kantarcı, "Hakan Erol'a uçmayacağımızı belirterek, 'buradan gidelim' dedik. Hakan Erol da bize, 'Durun, burada bize iş düşebilir.' dedi. Fırsat bulduğumuzda da kaçarak, Kartalkaya misafirhanesine sığındık." dedi.

Darbe girişiminde bulunan herkesten şikayetçi olduğunu, FETÖ üyesi olmadığını ve darbe girişiminde yer almadığını savunan Kantarcı, tahliyesini talep etti.

MEMDUH KARAGÖL

Malatya'da konuşlu iki ATAK helikopterinden birinin birinci pilotluğunu yaparak Ankara'ya getiren sanık eski Kara Pilot Yüzbaşı Memduh Karagöl de 16.30 gibi havalanıp Temelli'deki Ulucanlar Meydanı'na 21.30 civarında indiklerini anlattı. Karagöl, bu sırada uçuş yasağı ile ilgili bir bilgilerinin bulunmadığını öne sürdü.

Temelli'deyken televizyonda Boğaz Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını gördüklerini, bu sırada internetten de bilgi almaya çalıştıklarını dile getiren Karagöl, zaman kazanabilmek için de yemek siparişi verdiklerini iddia etti.

Karagöl, yemek yedikleri sırada Yarbay Hakan Erol'un kalkmaları gerektiğini söylediğini, 22.30 civarında helikopterleri çalıştırdıklarını bildirdi. Bu sırada Erol'un kullandığı ATAK helikopterinin arıza yaptığını ifade eden Karagöl, ikinci pilotu UH1 helikopterine bindirdiğini söyledi. Karagöl, sağlam ATAK'ı ise Erol ile kullandıklarını belirterek, Güvercinlik'e yaklaştıkları sırada 23.51 gibi bir jetin geçişi yüzünden alçaldıklarını, telsiz konuşmalarını ise ancak inmek üzereyken duyduklarını dile getirdi.

"Polisin akrebini vurun, polisi vurun"

Karagöl, "Sesinden tanıdığım ve emin olduğum Özcan Karacan'ı duydum. 'Onların araçlarına kobra demeyin, akrep deyin polisin akrebini vurun, polisleri vurun' deyince ben şoke oldum. Bu sırada şoke olduğum için Hakan Erol'a 'Ne oluyor, nedir bu?' diye sorduğumda tepki vermedi. Sadece 'İnelim biz.' dedi. Yine kendisini sesinden tanıdığım S70 pilotu olan Halil Gül'ün 'Beştepe ve Beytepe civarındaki polisleri vurun' diye anons ettiğini duydum." diye konuştu.

Güvercinlik'e saat 00.17'te iniş yaptıklarını anlatan Karagöl, bu sırada yanlarına gelen Kara Pilot Yarbay Erdal Başlar'ın, mühimmat yüklemelerini söylediğini, bunun üzerine sinirlenip "Ne mühimmat yüklemesi, kim kime vuruyor, bir şeyden haberim yok." dediğini dile getirdi.

Hangarda, koridor ışığının yandığını gördüğü tabur komutanı Murat Bolat'ın odasına girdiğini, selam verdiğini ve ekipteki diğer kişilerin de peşinden geldiğini anlatan Karagöl, ona ne olduğunu sorduğunu söyledi. Karagöl, "Bolat, sıkı yönetim ilan edildiğini söyleyip, 'Ya bizdensiniz ya onlardan' diye cevap verdi. Kendisine 'Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim emri var mı?' diye sordum. Baş ve işaret parmağını 10 santim kadar açarak, 'Bu kadar emir var. Ben de hepsini okumadım ama ilk sayfasının fotoğrafı var, istersen göstereyim' dedi." ifadelerini kullandı.

Telefona bakmak için yanına geçtiğini ama Bolat telefonu kısa süreli tuttuğu için okuyamadığını öne süren Karagöl, "Anladım" deyip oturduğunu belirtti.

Karagöl, Bolat'ın da belindeki silahı göstererek "Bundan sonra size verilen bütün emirleri yapacaksınız. Yapmaz iseniz gereği neyse yaparım." dediğini ileri sürdü.

Gergin bir ortamda beklerken Murat Bolat'tan televizyon izlemek için izin istediğini, sesini açtıkları haber programında başbakan ve cumhurbaşkanının darbe girişimine yönelik açıklamalarını duyduğunu ifade eden Karagöl, bu sırada Hakan Erol'a da durumla ilgili açıklamaları yaptıklarını söyledi.

Karagöl, uçmak istemediklerini de Erol'a ilettiklerini belirterek, Malatya'dan getirdikleri ve bir kez uçtuğunu öğrendikleri ATAK'ın bir daha uçmaması için teknisyenlerden yardım aldıklarını bildirdi. Karagöl, teknisyenlerin helikopterin gayri faal olması için çalıştığını, kendisinin de pilot Erdal Başlar'ın da yanına gidip uçuşun tehlikeli olabileceğini söylediğini öne sürdü.

"Sonuna kadar mücadele edeceğiz"

Onu ikna ettikten sonra bir köşede sigara içen Başlar'ın tekrar yanına gittiğini ve "Komutanım ne yapıyorsunuz?" diye sorduğunu anlatan Karagöl, Başlar'ın ise "Yapıyoruz bir şeyler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz." dediğini iddia etti.

İlerleyen saatlerde misafirhaneye gidip kışladan çıkmak için uygun anı beklediklerini öne süren Karagöl, sabah 08.00 civarı misafirhane nöbetçi astsubayının nizamiyeden giriş yaptığını söylemesi üzerine birlikten çıktıklarını ifade etti.

Karagöl, Malatya'daki birliklerine dönmediklerini, komutanlarının emri üzerine ifade vermek üzere beklediklerini ancak sonrasında gözaltına alınıp tutuklandıklarını kaydetti.

Vatan haini olmadığını söyleyen Karagöl, tahliye talebinde bulundu.

Duruşma, yarına ertelendi.

23.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanık savunmalarına devam edildi.

TÜRKER GÖKDEMİR

Darbe girişimi sırasında nöbet listesinde ismi olmamasına rağmen karargaha gelerek, darbe girişimi faaliyetlerinde bulunduğu tespit edilen sanık eski Astsubay Türker Gökdemir savunma yaptı.

Tutuklanmadan önce uçak teknisyeni olarak görev yaptığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini savunan Gökdemir, 15 Temmuz günü nöbette kalması için sanık eski Okul Bakım Komutanı Albay Muzaffer Kartopu'nun emir verdiğini, bu durumu sorgulama konumunda olmadığını savundu.

Nöbetçi amir Gökhan Çiçek'in arayarak, terör saldırısına karşı önlem alınmasını isteğini aktaran Gökdemir, daha sonra uçakların alçaktan uçmaya başladığını, gelişmeler karşısında tedirgin olduğunu ifade etti.

İlerleyen saatlerde abisinin kendisini arayıp, İstanbul'daki köprülerin askerlere tarafından kapatıldığına ilişkin haberlerin olduğunu söylediğini anlatan Gökdemir, bunun üzerine gelişmeleri takip etmek için cep telefonundan haberlere baktığını söyledi.

Olası bir saldırıya karşı nöbet yeri hangarda kalmaya devam ettiğini, bu süre zarfından darbe girişimi içinde yer almadığını, kimseden kanunsuz bir emir almadığını savunan Gökdemir, "Ben nöbet emrini komutanım Albay Kartopu'dan aldım, başkasından almadım. Komutana 'bana neden emir veriyorsun' diyemezdim." şeklinde konuştu.

Komutanından şikayetçi olmadı

Çapraz sorgu sırasında Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, "Nöbet günün olmadığı halde Muzaffer albay neden nöbet için seni seçti?" sorusuna Gökdemir, "Başarılı olduğum için seçmiştir." cevabını verdi.

Bunun üzerine Başkan Dik, "Başarılı olsaydın darbeyi fark ederdin, demek ki başarılı değilsin." dedi. Dik, sanığın hazırlık aşamasındaki ifadelerini okuyarak, "İfadelerine bakılınca durum değişiyor. Seni kim bu duruma düşürdü, kim senden faydalanmak istedi, bu işin içinde misin? Albay seni neden odasına çağırıp çay ikram ediyor?" sorusunu yönetti.

Sanık Gökdemir de normal zamanlardaki nöbetlerini çok iyi tuttuğu için kendisinin seçilmiş olabileceğini iddia etti.

Başkan Dik, aynı soruyu yenileyerek, kendisini nöbet için görevlendiren sanık Muzaffer Kartopu'dan şikayetçi olup olmadığını sordu. Bunun üzerine Gökdemir, şikayetçi olmayacağını söyledi.

İRFAN OKUMUŞ

Komutanlarını suçladı

Sanık kursiyer Teğmen İrfan Okumuş ise 15 Temmuz günü bölük komutanı sanık eski Yüzbaşı Emre Erkan'ın kendilerine akşam saatlerinde tabur komutanı sanık eski Yarbay Yasin Candemir'in kursiyerlere konuşma yapacağını söylediğini aktardı.

Erkan'ın bu emri üzerine akşam karargahta beklemeye başladıklarını anlatan Okumuş, ilerleyen saatlerde Erkan'ın kursiyerlerin toplandıkları alana gelerek, terör saldırısı olduğunu, herkesin güvenlik önlemleri kapsamından görevlendirileceğini ifade ettiğini bildirdi.

Mühimmat ve silah dağıtılan kursiyer gruba karargahın belirlenmiş noktalarına güvenlik önlemleri almaları için görevlendirildiklerini dile getiren Okumuş, kendisine helikopterlerin bulunduğu hangarda nöbet tutması için emir verildiğini söyledi.

Hangarda beklediği sırada yakınlarının telefonla kendisine ulaşarak, askeri bir hareketlilik olduğu bilgisini paylaştıklarını ifade eden Okumuş, "Yarbay Murat Bolat geldi, ne olduğunu sorduğumda o da gelişmeler hakkında bilgisinin bulunmadığını söyledi. Sabaha karşı da çatışma sesi gelince bölük komutanı Erkan'a 'çatışma sesleri geliyor kiminle çatıyoruz?' diye sordum. O da polis özel harekatla deyince, 'ben polisle çatışmam, silahımı bırakmaya gidiyorum' dedim." ifadelerini kullandı.

Okumuş, darbe suçlamasıyla yargılanmasından tabur komutanı eski Yarbay Candemir ile bölük komutanı eski Yüzbaşı Erkan'ın sebep olduğunu belirterek, "Bugün bunları yaşamama sebep olan, beni bu duruma sokan, beni birliğe çağıran bölük komutanı ile tabur komutanıdır. Bu nedenle onlardan şikayetçiyim." diye konuştu.

MURAT GÜLERDİ

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada savunma yapan sanık Murat Gülerdi, 15 Temmuz'da normal mesaisine devam ettiğini, Bölük Komutanı Yüzbaşı Emre Erkan tarafından akşam saatlerinde Tabur Komutanı Yasin Candemir'in toplantı yapacağını söylediğini aktardı.

Tabur Komutanı Candemir'in katıldığı toplantıda terör saldırısı olabileceğini söylediğini ve teğmenlere emniyet amaçlı nöbet görevi verdiğini aktaran Gülerdi, "Ben sabah 6'ya kadar Meydan Harekat Taburu önünde bekledim. Sabah saatlerinde sivil giyimli ve yarbay olduğunu söyleyen biri bize şehirde yaşananlardan bahsetti ve 'burada beklemeyin.' dedi. Biz ona kulede komutanın olduğunu söyledik. O kuleye doğru ateş etmeye başladı. Kuleden de bizim bulunduğumuz yere doğru ateş edildi. Bir süre sonra gelen helikopter de kuleye ateş etmeye başladı." ifadesini kullandı.

Çıkan çatışmadan korktuğunu belirten sanık Gülerdi, gelen başka bir helikopterle istemeyerek Akıncı'ya gittiklerini, yaşananların olağan dışı olduğunu anladıktan sonra çitlerden atlayarak Akıncı Üssünden ayrıldığını beyan etti.

Darbe girişiminin ardından 17 Temmuz'da rızasıyla birliğine gittiğini ve darbe girişiminde yer almadığını savunan Gülerdi, suçlamaları kabul etmediğini belirterek tahliye talebinde bulundu.

TANER BEKTAŞ

"Gülen'den şikayetçiyim"

Eski Astsubay Taner Bektaş da televizyonlardan boğaz köprülerinin kapatıldığını, ardından tabur komutanının WhatsApp'tan attığı mesajla birliğe gittiğini aktardı.

Astsubay Ercan Ural'ı alarak birliğe geldiğini kaydeden Bektaş, nizamiyeden girerken olağanüstü bir durum olmadığını, bu sırada silahlarını arabaya bıraktıklarını belirtti.

Daha sonra beyaz bir araçla görevli oldukları hangara gittiklerini anlatan Bektaş, sabah saatlerine kadar hangardaki nöbetçi bir subay ve 3 astsubay ile beklediklerini savundu.

Buranın Kara Havacılık Komutanlığındaki darbeye yönelik hareketliliğin yaşanmadığı 2 hangardan biri olduğunu savunan Bektaş, televizyonlardan darbe girişimi olduğunu öğrendiğini iddia etti.

Bektaş, "Ne şahsımın ne de ailemden birinin terör örgütüne bağlı kurum ve kuruluşlarla ilişkimiz olmamıştır. FETÖ örgüt lideri olan Fetullah Gülen ile yargılamalar sonunda ortaya çıkacak olan yandaşlarından ve yardakçılarından şikayetçiyim." sözleriyle suçsuz olduğunu dile getirdi.

KEMAL KİRAZLI, KERİM CAN KAMAN

Sanıklar Kemal Kirazlı ve Kerim Can Kaman da suçlamaları kabul etmeyerek tahliye talebinde bulundu.

Davanın görülmesine yarın devam edilecek.

24.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar, avukatları ve müştekiler hazır bulundu.

MURAT ŞAKRAK

Sanık eski teknisyen astsubay Mahmut Şakrak, savunmasında, görev yerinin taarruz hangarı olmasına rağmen, 15 Temmuz'da karargah nöbetçi astsubayı olduğu için o gün kendi görev yerine gitmediğini, hep karargahta bulunduğunu ileri sürdü.

Şakrak, kışla nöbetçi amiri Yarbay Özcan Karacan'ın, saat 21.00 civarında nöbetçi Astsubay Abdurrahman Cerit ile bulunduğu odaya gelip, terör saldırısı olduğunu söylediğini belirterek, Fidanlık nizamiyeye takviye olarak gitmelerini istediğini, sonra da bundan vazgeçtiğini söyledi.

Ardından 22.00-22.30 civarında Albay Murat Ağır'ın beraberinde Yarbay Yasin Candemir ve silahlı 3 kursiyerle odaya girdiğini anlatan Şakrak, Ağır'ın, "Ülkemize yönelik terör saldırısı var. Buranın emir komutası bende. Emrime uyun, uymayanlara vur emri var." dediğini bildirdi.

Özcan Karaca'nın da terör saldırısından bahsetmesi dolayısıyla şüphelenmediğini belirten Şakrak, odadaki televizyonda Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığı haberleri olduğunu, Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklama yaptığı sırada ise Albay Ağır'ın televizyonu "Kafanız karışmasın" diyerek kapattırdığını iddia etti.

Şakrak, Ağır'ın, daha sonra telefonları da kapattırıp aldığını öne sürerek, 00.30 civarında bir ara odadan çıktığında uçuş hattında bazı helikopterlerin kalkış yaptığını gördüğünü söyledi.

Odasına döndükten bir süre sonra da karargah personeli Albay Hakan Cafer Arslan'ın, alıkonulan Astsubay Ali Tunç Avşar'ı getirdiğini ve yanlarına bıraktığını dile getiren Şakrak, 01.00 civarında karargaha bir helikopter yaklaştığını farketmesi üzerine dışarı çıktığını bildirdi.

Şakrak, karşılaştığı Binbaşı Okan Kocakurt'un helikopterden malzeme taşıma emri verdiğini, bunun üzerine Astsubay Cerit ile bir kutuyu Özcan Karacan'ın odasına götürdüklerini, iki kutuyu ise askerlerin taşıdığını bildirdi. Şakrak, kutularda mühimmat olduğunu sonradan öğrendiğini ileri sürdü.

Süper kobra teknisyeni olduğunu ve darbeci olsaydı o gün bu işi yapacağını söyleyen Şakrak, ancak nöbet bölgesinden hiç ayrılmadığını iddia etti.

Şakrak, Astsubay Cerit ile tuvalete gitmek istediklerinde dahi Albay Ağır'ın yanlarında bir teğmeni görevlendirdiğini savundu.

"Göreviniz Ünsal Paşa'yı korumak"

Sabah 06.00 civarı üst kattan ayak sesleri duyduğunu, kapıyı araladığında Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun, kurmay başkanı Yarbay Mehmet Şahin, Murat Ağır, Yasin Candemir, Hakan Cafer Arslan'ın da olduğu 8-10 kişilik grubu koşarken gördüğünü anlatan Şakrak, yanına gelen Ağır'ın, "Birlik saldırıya uğradı. Çabuk silah alın. Göreviniz Ünsal Paşayı korumak." dediğini söyledi.

Önce anlam veremediğini ancak emrin tekrarlanması üzerine bir silah aldığını ve grupla hareket ettiğini dile getiren Şakrak, yürüdüğü sırada kimin saldırdığını sorması üzerine Ağır'ın "jandarma" diye cevap verdiğini bildirdi. Şakrak, bunun üzerine durup bir ağacın arkasına saklandığını ve hemen odaya döndüğünü kaydetti.

"Beynimden vurulmuşa döndüm" diyen Şakrak, grubun ise uçuş hattına doğru gittiğini, odaya girmek üzereyken de Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç'ın emir astsubayı Fatih Karagöz'ü VIP apron kapısından uçuş hattına giderken gördüğünü anlattı.

Şakrak, bu sırada çatışma seslerini de duyduğunu ancak kimseyi görmediğini belirterek, fırsat bulup televizyonu açtıklarında darbe girişiminden haberdar olduklarını iddia etti.

Bir süre kışlada ifade verebilmek için beklediğini ancak nöbetini de devretmesi üzerine eve gittiğini dile getiren Şakrak, daha sonra savcıya müşteki olarak ifade verdiğini bildirdi. Şakrak, görevine devam ettiğini ancak 16 Kasım'da gözaltı kararı olduğunun söylenmesi üzerine birliğine gelip teslim olduğunu ve tutuklandığını anlattı.

Poliste, savcılıkta verdiği ifadelerini kabul ettiğini belirten Şakrak, Murat Ağır, Yasin Candemir, Özcan Karacan, Okan Kocakurt'tan, FETÖ'den ve elebaşı Fetullah Gülen'den şikayetçi olduğunu söyledi.

Şakrak, tahliye talebinde bulundu.

ÖZGÜR TOSUN

Hareketlilikten sonra darbe girişimini öğrenmiş

Duruşmada, sanık eski astsubay Özgür Tosun'a da savunması için söz verildi. Tosun, 15 Temmuz'da Fidanlık bölgesinde nizamiye nöbetçi astsubayı olduğunu, nöbet görevinin ise görüntü izlemek olduğunu belirtti.

Nöbetinin haziran ayında belirlendiğini kaydeden Tosun, darbe girişiminden habersiz olduğunu beyan ederek, yaşanan hareketlilikten sonra bu girişimi öğrendiğini ve silahını bırakarak hiçbir olaya karışmadığını öne sürdü.

İddianamede yer alan örgüt üyeliği suçlamasını da kabul etmediğini ifade eden Tosun, "Beni bu duruma düşüren, ülkemize bunları yaşatan, 'hocayım' diye geçinen şarlatan Fetullah Gülen'den şikayetçiyim. Kışla nöbetçi amiri Özcan Karacan'ın bu işte parmağı var, ondan da şikayetçiyim. Yalanlarına halen devam eden Murat Ağır albaydan da şikayetçiyim." diyerek kendisini savundu.

MEHMET DEMİRHİSAR

Çankaya Köşkü üzerinde uçtuğunu kabul etmedi

İddianamede, darbe girişiminin yaşandığı akşam, kuleden izin almadan Skorsky helikopterle uçtuğu, Kara Harp Okulundan aldığı darbecileri, Genelkurmay'a bıraktığı, Çankaya Köşkü üzerinde uçuş yaptığı ve darbenin başarısız olmasından sonra darbenin merkezi konumundaki Akıncı Üssü'nden kaçarken yakalandığı belirtilen eski pilot yarbay Mehmet Demirhisar'ın savunmasıyla devam edildi.

Darbe girişiminden önce Malatya'daki 2. Kara Havacılık Alayında tabur komutanı olduğunu belirten Demirhisar, 2016 Haziran sonunda açıklanan tayin ile Ankara'daki Kara Havacılık Komutanlığına atandığını aktardı. Demirhisar, 15 Temmuz'da izinli olmasına rağmen Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'a bilgi arzında bulunmak için Güvercinlik'e gittiğini öne sürerek, darbe girişiminden haberi olmadığını söyledi.

15 Temmuz'da kuvvet komutanının birliği ziyaret ederek, ayrılmasından sonra kendisine uçuş emri verildiğini aktaran Demirhisar, bilerek ve isteyerek darbe girişimi faaliyetinde yer almadığını ileri sürdü.

İddianamede yer alan, WiFi üzerinden ByLock indirdiğini ve yapılan aramada, 1 Amerikan Doları bulunduğu suçlamalarını da kabul etmeyen sanık Demirhisar, suçsuz olduğunu ve FETÖ mensubu olmadığını öne sürerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

MAHİR FURKAN HASDEMİR

Sanık eski kursiyer Teğmen Mahir Furkan Hasdemir de suçlamaları kabul etmediğini belirttiği savunmasında, tahliyesini talep etti.

ERSEL ERSOY

Darbe girişimi öncesi bakım tabur komutan yardımcısı olan eski Binbaşı Ersel Ersoy, 15 Temmuz akşamı evinde olduğunu, geç saatlerde tabur komutanı eski Yarbay Murat Bolat'ın telefonda, "Önemli, telefonda görüşmeyelim, çabuk gel." diyerek kendisini birliğe çağırdığını belirtti.

Televizyonu açarak olağan dışı bir gelişme olup olmadığını öğrenmek istediğini, İstanbul'da köprülerinin askerlerce trafiğe kapatıldığını görünce bunun terör saldırısı olabileceğini değerlendirdiğini aktaran Ersoy, evinden çıkarak 23.30 civarında birliğine gittiğini söyledi.

Nizamiyeden içeri girerken Özel Kuvvetler üniformalı bir subay tarafından arandığını ve terör saldırısı olabileceğini düşündüğünü iddia eden Ersoy, içeri girdikten sonra yanına gittiği tabur komutanı Bolat'ın telaşlı halinin terör saldırısı olabileceği düşüncesini güçlendirdiğini dile getirdi.

Ersoy, bir süre sonra Bolat'a gelen telefonla uçuş emri verildiğini, kendisinin iki sefer helikopterle Etimesgut'taki birliğe yakın bir yere giderek sandıklarla mühimmat getirdiklerini ifade etti. İkinci uçuştan dönerken telsizdeki konuşmaları duyduğunda şok yaşadığını öne süren Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Güvercinlik'e geri dönerken telsizde önce Halil Gül'ün sesini duydum. Onun nöbetçi olduğunu biliyordum. Anormal bir durum sezmedim. Daha sonra telsizden Özcan Karacan'ın sesini duydum. 'Konya yolu üzerindeki tomaları vurun.' ve 'Genelkurmay civarındaki halka atış yapın.' dediğini duydum. Bunun ardından uçuşta Ercan ismini kullanan pilot 'Etrafına mı atalım.' diye emri birkaç kere teyit etmek istedi. Sonra 'Emniyetin içindeki polis ve diğer araçlar iç içe girmiş.' dedi. Karacan onların da derhal vurulmasını söyledi. Biz zaten birliğe yaklaşmıştık. Birliğe indik ve motor susturduk. Helikopterdekilere mühimmatın içeride kalmasını söyledim. Duyduklarımızdan şok olmuştuk. Ekibim de aynı şekilde şaşırmıştı. İkinci pilotumu yanıma alarak taarruz hangarına gittik. Kapı önündeki Erdal Başlar'a 'Ne terör saldırısı, nereye atıyorsunuz?' dedim. 'Ölen ölecek kalan kalacak.' dedi. Ben buradaki Erdal Başlar, Sadullah Abra ve diğer askeri personelin FETÖ mensubu olduğunu değerlendirdim. Bu saatten sonra yaşananların bir darbe girişimi olduğu o andan itibaren bende netleşmiştir."

"Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un elinde tuğla gibi emir var"

Kara Havacılık'taki gelişmelerin darbe faaliyeti olup olmadığını anlamak için Murat Bolat'ın yanına tekrar gittiğini söyleyen sanık Ersoy, Bolat'ın "Biz devletin yanındayız." cevabıyla kendisinin yanlış bir işe karışmadığını düşündüğünü belirtti. Bunun ardından albay Metin Tüzel ile telefonda konuşarak bildiklerini anlattığını söyleyen Ersoy, sabah saatlerine kadar Tüzel'in emri üzerine güvenli bir alanda beklediğini iddia etti.

Ersoy, sabah saatlerinde Yarbay Bolat ile aralarında geçen konuşmaya ilişkin de şunları söyledi:

"Murat Bolat, telefonla aradı ama cevap vermedim. Daha sonra beklediğim fidanlık bölgesine, yanıma geldi. Karargaha gittiğini ve tehdit edildiğini belirterek, 'Tuğgeneral Ünsal Coşkun'un elinde tuğla gibi emir var. Buna uymazsak bizi öldüreceklerini söyledi.' dedi. Buna rağmen 'Biz devletimizin yanındayız.' şeklinde konuştu. Ben kendisinin darbe girişiminde yer aldığını düşünmüyorum."

Sabah saatlerinde de birlikten çıkarak evine gittiğini anlatan Ersoy, ilk başta tanık olarak ifadesinin alınmasına rağmen sonradan şüpheli olarak hakkında işlem yapıldığını belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

25.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin görülen davada 13 aydır firari olan ve geçtiğimiz hafta Antalya’da yakalanan sanık Özcan Karacan, ilk kez hakim karşısına çıktı.

ÖZCAN KARACAN

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Ceza ve İnfaz Kurumundaki duruşma salonunda görülen davada, 13 aydır firari olan ve 16 Ağustos'ta Antalya'da yakalanan darbeci eski Yarbay Özcan Karacan, ihanet gecesi Ankara'ya dehşeti yaşatan taarruz helikopterlerinin pilotlarını kendisinin seçtiğini itiraf etti. Karacan pilotları "Canilik yapmadılar" diye savundu. Bu sözün ardından salonda bulunan izleyicilerden, "Ölenlerin başına taş mı düştü de öldüler" şeklinde tepki geldi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü celsesinde, 16 Ağustos'ta Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde yakalanan Karacan hazır edildi.

Sincan Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığı ekiplerince duruşma salonuna getirilen Karacan'ın yakalama kararı yüzüne okunarak savunması için söz verildi. Karacan, iddianameyi okuyup savunmasını hazırlamak için mahkemeden süre talebinde bulundu. Karacan, "Hakkımdaki bazı şeylerin doğru olduğunu zaten tespit etmişsiniz. Bunları inkar edecek değilim. Hem içeride hem dışarıda süreçle ilgili bilgi sahibi olma fırsatım oldu. Söylediğim her şey doğru olacak. Hatırlayamadıklarım eksik kalabilir, hakkımdaki iddianamenin tamamını okuyabilmek için yasal süreyi kullanmak istiyorum." ifadelerini kullandı.

Bunun ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik tarafından sanık Karacan'ın emniyet ve savcılıkta verdiği ifadelerin özeti okundu.

Buna göre, Antalya'da gecekondu mahallesinde büyüdüğünü ve başarılı bir öğrenci olarak her zaman örnek gösterildiğini bu yüzden FETÖ'nün kendisini takibe aldığı belirten Karacan, "Ben hayatım boyunca bir yönlendirmeye boyun eğmedim ama bunlarla da gönül bağımı sürdürdüm." diye konuştu.

Karacan şöyle ifade verdi:

"Harp Okulu 3. sınıftan itibaren zaman zaman evlere gelmemi istediler. Ben o evlerde 'abi' denilen insanların arkasında namaz kıldım. Bunlar benim hayatımda, kararlarımda öncü veya fikir veren durumuna hiç gelemediler. Bunun en önemli örneği eşimle evlenmemdir. Ben, eşimle tamamen Türk aile gelenek ve göreneklerine göre evlendim. Onlar benimle irtibatı kesmeyerek gönül bağımızın kopmamasını sağladılar. Benim uzun yıllardır kullanmakta olduğum cep telefonumu arayarak, iletişime geçiyorlardı. Ben herhangi bir iletişim programını telefonuma yüklemedim. Ben darbe ile tüm bilgileri Ünsal (Coşkun) Paşa'dan aldım ancak darbe yapıyoruz gibi bir söylemde bulunmadı. 2016 yılı Ramazan Bayramı'ndan sonra ailemle tatil planlamıştım. Malatya'da tatildeyken, 6-7 Temmuz'da telefondan arandım. Arayan Abdullah kod isimli şahıstı. Benden tatilimi kesip, hemen gelmemi istedi. Tabii benim cemaat mensubu olduğumu bilmeyen aileme ve komşuma bu durumdan haberdar etmedim. Mesleğim gereği dönmem gerektiğini söyledim. Ankara'ya geldikten sonra ailemi eve yerleştirdim. Şahsın evi Dikmen'deydi, evine gittim. 'Ünsal Paşa size bir emir verecek, onu üzmeyecekmişsiniz' dedi. Pazartesi, Ünsal Paşa'nın odasına gittim, yanında Halil Gül vardı. Bana uçuş faaliyeti olacağını çok sayıda helikopterin lazım olduğunu söyleyerek, liste uzattı, eklemek çıkarmak istediğim personel olup olmadığını sordu. Bana görevi tam bir ketumiyet ve askeri teamüller içerisinde verdi."

Tutuklanmasına karar verildi

Karacan'ın ifadelerinin okunmasının ardından, duruşma savcısı Aytekin Cenikli, sanık Karacan'ın tutuklanması talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, müzakerenin ardından Karacan'ın savunma için süre talebinin kabulüne ve hakkındaki mevcut deliller doğrultusunda tutuklanmasına karar verdi.

İŞTE KARACAN'IN DURUŞMADA DA OKUNAN EMNİYET İFADESİ

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden 13 ay sonra Antalya'da yakalanan Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski kurmay yarbay Özcan Karacan, emniyette verdiği ifadesinde örgütle gönül bağı olduğunu kabul etti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminden 13 ay sonra Antalya'da yakalanan Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski kurmay yarbay Özcan Karacan, emniyette verdiği ifadesinde örgütle gönül bağı olduğunu kabul etti. Eski kurmay yarbay Karacan ifadesinde"Ben darbe ile ilgili tüm bilgileri Ünsal Coşkun Paşa'dan aldım. 6 veya 7 Temmuz'da ankesörlü bir telefondan arandım. Arayan kişi benden sorumlu olan Abdullah kod isimli şahıstı. Benden tatilimi kesip hemen Ankara'ya gelmemi istedi. 'Ünsal Paşa size bir emir verecek, onu üzmeyeceksiniz' dedi" ifadelerini kullandı.

Darbe girişiminden sonra firar eden ve 16 Ağustos'ta Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde gözaltına alınan eski Kara Havacılık Komutanlığı Taarruz Helikopter Tabur Komutanı kurmay yarbay Karacan'ın emniyet ifadesi ortaya çıktı.

İfadesinde Kara Harp Okulundan 1997'de teğmen rütbesiyle mezun olduğunu anlatan Karacan, çocukluk yıllarından itibaren sevilen, zeki ve saygılı biri olduğu için FETÖ mensuplarınca yakın takibe alındığını belirtti.

FETÖ ile ilk temasının askeri lise yıllarına dayandığını kaydeden Karacan, "Benimle gönül bağı kurabilmeleri Harp Okulu birinci sınıfın sonlarına denk gelmektedir. Onların tam üyesi olmamakla birlikte benimle temas etmeyi hep sürdürdüler. Harp Okulu 3. sınıftan itibaren evlere gelmemi istediler. Ben o evlerde, abi denilen insanların arkasında vakti girdiyse namaz kılmışımdır. Bunlar benim hayatımda hiç engel oluşturmadı. Kararlarımda öncü ve ya fikir veren duruma da gelemediler. Ailem benim FETÖ mensubu olduğumu kesinlikle bilmemektedir." ifadelerini kullandı.

"ANKESÖRLÜ TELEFONDAN BANA ULAŞIYORLARDI"

Örgütte tanıdığı isimler ve örgüttekiler ile iletişimi nasıl sağladığı sorulan Karacan, yapı içerisine dahil olduktan sonra kendisinden sorumlu ilk abisinin kod isminin Cemal olduğunu belirtti.

Örgüt mensuplarıyla sık olmasa da görüşmelerine devam ettiğini aktaran Karacan, "Onlar benimle irtibatı kesmeyerek gönül bağımı koparmama bir türlü müsaade etmediler. Benim onlara uzak olmama rağmen bir türlü kopamama sebebi kendilerinde gördüğüm samimi davranışlar ve bu insanların bir gün kötü bir şey yapabilecekleri veya yapmamı isteyeceklerini hiç düşünmediğimden kaynaklanmaktadır. Bunlar, kullandığım cep telefonumdan ankesörlü telefonla arayarak bana ulaşıyorlardı ve buluşma isteklerini iletiyorlardı. bugüne kadar telefonuma herhangi bir program yükleme olayım olmadı." şeklinde savunma yaptı.

"DARBE BİLGİLERİNİ ÜNSAL PAŞA'DAN ALDIM"

Darbeye ilişkin emirleri kimden aldığı sorulan Karacan, söz konusu emirleri kendisine eski Kara Havacılık Okul Komutanı tuğgeneral Ünsal Coşkun'un verdiğini dile getirdi. 15 Temmuz'da nöbetçi olmamasına rağmen nöbetinin değiştirildiğini ifade eden Karacan, şunları kaydetti:

"Ben darbe ile ilgili tüm bilgileri Ünsal Coşkun Paşa'dan aldım ancak darbe yapıyoruz gibi bir söylemde bulunmadı. Bana, uçacak helikopterler ve pilotların koordine edilmesi emrini verdi. 2016 yılı Ramazan Bayramı'ndan sonra ailemle tatil planlamıştım. Malatya'dayken 6 veya 7 Temmuz'da ankesörlü bir telefondan arandım. Arayan kişi benden sorumlu olan Abdullah kod isimli şahıstı. Benden tatilimi kesip, hemen Ankara'ya gelmemi istedi. Tabii benim cemaat bağlantımdan haberi olmayan eşim ve komşumdan bu ani durumu saklayabilmek için alay komutanımız tarafından arandığımı söyledim. Onlar bu yalan beyana mesleğimin ve geleceğimin tehlikeye girmemesi düşüncesiyle olsa gerek inandılar. Ankara'ya geldikten sonra ailemi eve yerleştirdim. Şahsın evi dikmen'deydi. Evinin yakınlarında dışarıda bana 'Ünsal Paşa size bir emir verecek, onu üzmeyeceksiniz.' dedi. Pazartesi, Ünsal Paşa'nın odasına gittim. Yanımda Halil Gül'ün olduğunu hatırlıyorum. Kendisi bana uçuş faaliyetinin olacağını, çok miktarda helikopterin uçacağını ve ihtiyacı olacağını ifade etti. Benim taburum listesi üzerinde muhtemelen kendi değerlendirmelerinin olduğunu, değerlendirdiğim bazı isimlere olumlu manada çek koyarak, bana olan itimadının tam olduğunu ifade ederek, bana görevi tam bir ketumiyet ve askeri disiplin içerisinde verdi."

DARBE TOPLANTISINA KATILMIŞ

Emniyet ifadesinde, darbeye hazırlık amaçlı yapılan toplantılardan da bahseden Karacan, 13 ve 14 Temmuz 2016'da Yenimahalle'de gerçekleştirilen toplantılarda İlkay Ateş, Taha Fatih Çelik, Murat Bolat, Okan Kocakurt ve Özel Kuvvetler personeli ile sivil şahısların bulunduğunu beyan etti. Karacan, toplantıda konuşulanları ise şu sözlerle aktardı:

"Toplantının yapıldığı eve bizden önce gelmiş Özel Kuvvetlerden olduğunu düşündüğüm kişilerle toplantı yaptık. MİT binasına gidilecek, Başbakanlığa gidilecek ve İçişleri Bakanlığına gidilecek. Buralara karadan kendilerinin gideceğini, bizden de bir sonraki gün net olarak ifade edecekleri saatte üzerilerinde olmamız istendi. Alçak uçuş yaparak yerdeki personelin direncinin erken kırılmasını sağlayarak olası bir çatışmayı önleyip kan dökülmesinin engellenmesini istediler. Yine bu toplantıda tim komutanlarının bir sonraki gün, yani 15 Temmuz gecesi saat 23.00'te Kara Havacılık'ta tarafımızdan tahsis edilecek bir odada son detay brifingin yapılması öngörülerek toplantı sonlandırıldı."

"ÇOK DAHA VAHİM OLABİLİRDİ"

FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ve beraberindeki heyetin Kara Havacılık Komutanlığını ziyaret ettiğini dile getiren Karacan, heyetin kışlada görevli askeri personele herhangi bir uyarıda bulunmadığını öne sürdü. Heyetin, Kara Havacılık Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç'ı denetlemek için geldiklerini düşündüğünü öne süren Karacan, Kara Havacılık Okul Komutanı Ünsal Coşkun'un heyet tarafından kışladan götürülmesi halinde darbeye ilişkin faaliyetlerin başlayamayacağı ve helikopterlerin o gece uçuş yapamayacağı iddiasında bulundu.

Karacan, darbe faaliyetlerinin başlamasını ise şöyle anlattı:

"Komutanlar çıktıktan sonra başlangıç noktasının ve emrinin nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde, helikopterlerin derhal kalkması gerektiği ve Akıncı'ya gitmesi emri karargahta yayıldı. Müteakiben başta Skorsky pilotları olmak üzere tüm pilotların helikopterlerin başına gidip, helikopterleri çalıştırıp Akıncı'ya gittiklerini duydum. Planlar değiştiğinden veya yeterince helikopter olmadığından bana uçacak helikopter kalmadı. Havalanan helikopterlerin telsizle temaslarına kadar içinde kimlerin olduğunu bilmiyordum. Olası kargaşayı engellemek için ICOM telsizi izinsiz olarak aldım ve kurmay başkanının odasına gittim. Önce uçuşları pasif olarak dinlemeye başladım. Sonrasında etkin bir şekilde kule vazifesi yaptım. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ünsal Paşa telefondan aldığı emirleri kuleye iletmek yerine direkt bana söyleyerek pilotlara iletilmesini sağladı. (Helikopter pilotları) Eğer gözleri dönmüş bir şekilde, kendi yeteneklerini helikopterin üzerinde bulunan mühimmatın tesiri ile birleştirme caniliğini gösterselerdi, bugün içinde bulunduğumuz durum çok daha vahim olabilirdi. Ben zalimce, hiç düşünmeden mavi lambalı kobraları vurun emrini kesinlikle kendi bilgi kaynaklarımla değil, Ünsal Paşa'nın Genelkurmay'dan aranarak başkanımızın kobra araçlı polislerce sarıldığı, esaret altına alınmak istenildiği ve içeride en az 20 şehidin olduğunu bana aksettirmesi sonucu, bana ilettiği talimatı ilettim. Gece boyunca da tüm helikopterlerle bir şekilde temas etmiş oldum."

KOD ADI "NERON"

Darbe girişiminin yaşandığı gece, daha önce de resmi uçuşlarda kullandığı kod ismi "Neron"u kullandığını ifade eden Karacan, "Önünüze geleni vurun" şeklinde bir emir vermediğini ve Sabahsaatlerinde darbeyi bastırmak için gelen Jandarma ekibi ile çatışmaya girilmesinin önüne geçtiğini savundu.

Kara Havacılıktaki askeri personelin kışlayı terk etmesini kendisinin sağladığını öne süren Karacan, dosya kapsamındaki sanıklardan Murat Bolat'ın, darbe girişiminden önce Okul Komutanı Coşkun'un Kara Havacılık Komutanı olacağını bildiği yönündeki beyanlarının doğruyu yansıtmadığını ve okul komutanı Hakan Atınç'ın derdest edilmesinde bir rolünün de olmadığını ileri sürdü.

Polis araçlarının vurulması emrini telsizden kendisinin verdiğini kabul eden sanık Karacan, "Bugüne kadar herhangi bir darbe yaşamış, görmüş, tecrübe sahibi birisi değilim. Ünsal Paşa'nın emirlerini bünyemi zorlayarak, 'Yapacak bir şey yoksa yakınlarına atın' şeklinde pilot arkadaşlarıma yönlendirdim. Attığımız her bir kurşun neticesinde bir insanın şehit olabileceğini düşünmekten çok caydırıcılık vazifemizi yaparak, zayiatın daha fazla büyümeden önlenebilmesi maksadıyla emirleri tekrar ettim." ifadesini kullandı.

SAHTE KİMLİĞİ SURİYELİLERDEN ALMIŞ

Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra kendi aracıyla, Taha Fatih Çelik, Ali Ercan ve Yakup Yayla ile İstanbul'a doğru hareket ettiklerini anlatan Karacan, saklanabilmek için İstanbul, Ankara ve Antalya arasında yer değiştirdiğini ifade etti.

İstanbul'da ağırlıklı olarak Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde kaldığını ve para karşılığı Suriyelilerden Levent İmir adına düzenlenmiş kimlik temin ettiğini bildiren Karacan, Ankara'da saklandığı dönemde ise bir sefer polis tarafından kimlik kontrolü yapıldığını ancak sahte kimliğini göstererek polise yakalanmaktan kurtulduğunu anlattı.

Karacan, tanınmamak için de saç ve sakal uzattığını, kendisini reklamcı, emlakçı, uçuş eğitmeni, doktora öğrencisi gibi farklı mesleklerden biri gibi tanıttığını kaydetti. Kendisini görmek isteyen ailesini yakalanabileceği endişesi ile ikna ettiğini belirten Karacan, onlara ayrıca FETÖ mensubu olmadığını söylediğini anlattı. Karacan, ailesine kendisini MHP'den ihraç edilen GaziantepMilletvekili Ümit Özdağ tarafından korunduğunu söylediğini de aktardı.

FETÖ'YÜ KABUL ETTİ

Darbe girişiminin altında FETÖ'nün olduğunu kabul eden ve pişman olduğunu belirten Karacan, şunları söyledi:

"Ben bu faaliyetin bir FETÖ refleksi ile başladığını düşünmeme rağmen geriye kalan tüm faaliyetlerin askeri hiyerarşi ve Genelkurmay Başkanı seviyesinde olduğunu düşünerek hareket ettim. Bu süreçte normal düşünen insanlar nasıl olur da bizim beynimizi bir tane örgüte teslim ettiğimizi düşünmektedir. Olaylar öyle kargaşa içerisinde cereyan ettiki daha önce sayısız operasyona gözünü kırpmadan girdiğim amirlerimle bu faaliyetin içerisinde yer aldım. 16 Temmuz sabahı bizi tüm Türkiye önünde hain konumuna düşüreceklerini hiç değerlendirmedim. Yapılan tüm faaliyetlerden dolayı pişmanım. Şu andaki bilgi seviyemle ve düşüncemle olsam, her ne olursa olsun ülkemizi karanlık geleceğe sürükleyecek bu vahim olayın içinde yer almazdım."

 TELSİZ KONUŞMALARI İDDİANAMEYE GİRMİŞTİ

Geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara'daki pilotları yönlendiren ve 13 aydan bu yana firari olan eski pilot yarbay Özcan Karacan, Antalya'da yakalandı. Tanınmamak için saçını uzatan Karacan 15 Temmuz'da Taarruz Helikopter Tabur Komutanıydı. Karacan, Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Merkezi'ni ele geçirerek, sivillerin eylem yaptığı ve yoğunlaştığı yerleri tespit ettikten sonra, taarruz helikopterlerini yönlendirip buraları bombalatmakla suçlanıyor. Karacan'ın ''Sivil, asker, polis hepsi düşmanımız. Hedef gözetmeksizin ateş edin" biçimindeki telsiz konuşma kayıtları da, soruşturma dosyalarına yansımıştı.

15/07/2016 tarihinde saat 23:19'deki telsiz kaydı:

Özcan KARACAN : ……..

İlkay ATEŞ : Efendim komutanım

Özcan KARACAN : (…) yolunda nerden

İlkay ATEŞ : "Devam ediyoruz şu an (…) üstündeyim"

Özcan KARACAN : Bir tane kobra aracı var. Onu sen vurabiliyorsan vur, vuramıyorsan birini ya da şeyi çağır (…) birini çağır

İlkay ATEŞ : Silahlar çalışmıyor nerde kobra var

Özcan KARACAN : MİT'in üstünde var onu çağır

İlkay ATEŞ : Nerde araç nerde,onu nereden bulacağız

Rafet KALAYCI : Kalaycı MİT'in üzerindeyim

Oğuz YALÇIN : Konya yolu, Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir polis aracı gidiyor. Kobra kobra aracı gidiyor, durdurulsun, durdurulsun

Ortam sesi— Vurulsun

Oğuz YALÇIN : Vurulsun, vurulsun

Rafet KALAYCI : Bu çağrı hangi kobraya, hangi kobraya

Özcan KARACAN : (…) yapıyorum neron sana, eğer sende yeterli (…..)

Rafet KALAYCI : Bu çağrı hangi helikoptere, hangi kobraya

İlkay ATEŞ : Ali Nero, Dostum Konya yolu üzerinde Özel Kuvvetlere doğru devam eden bir tane kobra aracı varmış onu vuracağız. Tamam dostum devam et.

Rafet KALAYCI : Nero (..)

İlkay ATEŞ : Sen MİT'e devam et

Rafet KALAYCI : MİT'e devam ediyoruz.

İlkay ATEŞ : Ali sen Konya yoluna gel

Üç davada yargılanıyor

Antalya'da yakalanan eski Kara Havacılık Komutanlığı Taarruz Tabur Komutanı eski Kurmay Yarbay Özcan Karacan, darbe girişimine ilişkin açılan üç davanın firari sanığı konumundaydı.

Genelkurmay çatı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin Muğla'da görülen dava ile Kara Havacılık Komutanlığındaki olaylara ilişkin açılan davanın sanıkları arasında yer alan Karacan, darbecilerin hazırladığı sözde Yurtta Sulh Konseyi listesinde 31. sırada bulunuyor.

Karacan'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için oluşturulan timi görevlendirenlerden olduğu belirlendi. Darbeci askerlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı rehin almak için yaptıkları planların ayrıntılarının yer aldığı Kara Havacılık Komutanlığındaki olaylara ilişkin iddianamede, Karacan'ın da katıldığı planlama toplantılarının ayrıntıları yer aldı.

Ankara'da darbeye hazırlık faaliyetlerine de katıldığı tespit edilen Karacan'ın darbe gecesi için mühimmat depolanması emrini verdiği de ortaya çıktı. Darbe girişimi günü saat 13.00 sıralarında, hafta sonu jandarma ile ortak gösteri tatbikatı yapılacağı gerekçesiyle 800 adet 20 milimetrelik top mühimmatının depolanmasını sağladığı belirlenen Karacan'ın ayrıca Malatya 2. Kara Havacılık Alay Komutanlığından darbe girişiminde kullanılmak üzere mühimmat, personel ve helikopterlerin Ankara'ya gönderilmesi talimatını verdiği tespit edildi. Bu kapsamda bin 500 mühimmat, 2 helikopterle Ankara'ya ulaştırıldı.

ERDEM ARIKAN, MEHMET SÜMER

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde eski Yüzbaşı Erdem Arıkan ile eski Yüzbaşı Mehmet Sümer'in savunmalarının ardından ara karar için iddia makamından mütalaası soruldu.

SAVCILIK GÖRÜŞÜ

Cumhuriyet Savcısı Aytekin Cenikli, firari sanıklar Cumhur Özaydınlı ve Tekin Taşdemir hakkındaki yakalama kararının infazının beklenilmesi, sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılması yönündeki taleplerin reddi ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesi talebinde bulundu.?

ARA KARAR: 2 TAHLİYE

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, duruşmaya ara verdikten sonra ara kararı açıkladı.

Mahkeme, Fırat Darende, Muhsin Yiğit Özdamar, İrfan Kantarcı, Emin Türel, Alaattin Cem Ersöz, Fatih Tekkol, Murat Özel, Ziya Kopar, Memduh Karagöl, Fatih Sevinç, İbrahim Mert'in 2006-2016 HTS kaydının analizinin istenmesine, Fatih Sevinç, Fırat Darende ve Murat Özel'in 15 Temmuz'da cep telefonlarının baz sinyallerinin tespitinin yapılmasına, firari sanıkların yakalama emirlerinin devamına, sanık Ahmet Semih Bacanak hakkında iddianame savcısı hakkındaki hakaret vari sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

Başkan Dik, sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının devamına ve eski astsubaylar Ercan Ural ile Taner Bektaş'ın tahliyesine karar verildiğini bildirdi.

Mahkeme, yargılama sürecinde de eski astsubay Ali Tunç Avşar'ın tahliyesine karar vermişti.

SANIKLAR BİRBİRİNİ YALANLADI

Öte yandan, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemelere yönelik açılan davanın duruşmalarında sanıkların beyanlarıyla birbirlerinin yalanlarını ortaya çıkardığı gözleniyor.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle ilgili 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanık hakkında açılan ve Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yargılanması devam edilen Kara Havacılık Komutanlığı davası, yaşananları gün yüzüne çıkartıyor. Planladıkları darbe girişiminin başarısız olup, açılan davalarda birden fazla ömür boyu hapis cezasıyla yargılanan darbeci askerlerin duruşmalardaki ifadeleri birbirlerinin beyanlarını çürütüyor.

Darbe girişimi sırasında uçuş yaptığı helikopterle ateş eden darbeci pilot Cebrail Sert'in, "Uçuş gerçekleştirmedim" ifadesini, helikopterle uçtuğunu gören diğer sanıkların söyledikleri yalanladı.

"Uçuş yapmadım" yalanı

Sert'in çapraz sorgusu sırasında diğer sanıklar da söz alarak çeşitli sorular yöneltti.

Bunun üzerine söz alan sanık Murat Özel, "Süper kobra helikopteriyle Ali Ercan ve siz iniş yaptınız. Bana 'bir arıza var' dediniz mi, demediniz mi?" sorusuna Sert, "Hayır demedim." karşılığını verdi. Sanık Özel, Sert'in bu ifadesi üzerine, "Burada akşama kadar hikaye okuyorlar." dedi.

Sanık Fatih Sevinç'in, "Helikopter indiğinde ben sizi gördüm" sözlerine Sert, "Yanlış görmüşsün" diyerek, karşılık verdi.

Hava Harp Okulu'nda süper kobra helikopter teknisyeni olarak görev yapan sanıklardan eski Astsubay Murat Özel savunmasında diğer sanıkların yalan beyanlarını anlattı. Darbe girişimi sırasında uçuş yapan helikopterleri kimlerin kullandığını da anlatan Özel, kobra helikopterden binbaşı Ali Ercan ile Sert'in indiğini belirtti.

Sanıklar birbirlerinden şikayetçi

Helikopterin isabet aldığını belirlediklerini vurgulayan Özel, şunları söyledi: "Helikopter iniş yaptığında silahçı dediğimiz Yüzbaşı Cebrail Sert'i gördük. İner inmez helikopterin yanına gittik. Aracın alt kuyruktan isabet aldığını ve uçamayacağını söyledik. Bu esnada Cebrail Sert silah arızası olduğunu, lazer pointerin çalışmadığını söyledi. Biz de ş̧u an arızanın giderilemeyeceğini, helikopterin uçamayacağını söyledik. Aslında bu helikopter zaten uçarak gelmişti ve uç̧amayacak bir problemi yoktu. Biz uçuşunu engellemek amacıyla arızayı gideremeyeceğimizi söyleyince helikopteri susturdular. Bunun üzerine Astsubay Ömer Güler yanımıza gelerek, 'Bunda bir şey yok, bu helikopter uçar' diye söylemeye başladı."

FETÖ'den ve örgütün elebaşı Fetullah Gülen'den şikayetçi olduğunu belirten Özel, "Pilotlar Ali Ercan ve Cebrail Sert'ten şikayetçiyim. Uçuştan döndüler, gözlerimle gördüm. 'Lazer pointer arızalı' diyor. Neden kullanıyor, top atmak için. Ömer Güler ve Murat Polat'tan şikayetçiyim. Terörist faaliyeti durdurmak için helikopterlerin uçamayacağını söyledim. Üzerime düşeni yaptım. Tahliye ve beraat talep ediyorum." diye konuştu.

Sanıklardan Fırat Darende de savunmasında helikopterle uçanlar arasında Ercan ve Sert'in olduğunu bildirdi.

Sert'in savunmasında uçmadığını söylediğini anımsatan Darende, silahçı olarak görev yapan Sert'in de bulunduğu helikopterin isabet aldığını tespit ettiklerini kaydetti.

Darende, savunmasında hiçbir şeyden haberdar olmadığını öne süren sanıklardan Engin Sarıtaş'ın o gün helikopterlerin silah sistemini kontrol ederek, kendisine gece uçuşunda hedefi işaretlemek için kullanılan lazer pointer arızasını sorduğunu ifade ederek, gece uçuş yapılacağını önceden bildiğini düşündüğü Sarıtaş'tan şikayetçi olduğunu vurguladı.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mayıs (2017) 'Ankara 155 sanık Kara Hava Komutanlığı Darbe Yap.' davası

(27 Ağustos 2017, 13:36)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11168    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.460.789