Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Adliye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 5'i tutuklu 20 sanığın yargılanmasına başlandı.
29.10.2017 12:01 Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Adliye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 5'i tutuklu 20 sanığın yargılanmasına başlandı.
23.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, haklarında 'terör örgütü üyeliği' suçlaması ile dava açılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık avukatları ve yakınları katıldı.
Kimlik tespiti ve iddianame özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada, daha sonra sanık savunmalarına geçildi.
FETÖ'nün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığı, örgütün finans kaynaklarından Bank Asya'ya destek olduğu ve örgüt adına adliye personeli ile 'Kemal' kod adıyla sohbet adı altında toplantılar düzenlediği için örgütün 'Bolu Adliyesi sorumlusu' olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan Ali Osman Kavun, sohbet düzenlediği iddialarını kabul ettiğini ancak terör örgütü suçlamasını reddettiğini söyledi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde (AİBÜ) memur olarak çalıştığı dönemde evinin yakınında bulunan camiye gidip geldiği zamanlarda 'FETÖ'nün Çatı Yapılanması' davasının firari sanıklarından Oktay Güneş ile tanıştığını anlatan Kavun, 'O dönemde beni Sümer Mahallesi ve il merkezinde bulunan öğrenci yurtlarındaki toplantılara davet etmişti. Ben de toplantılara katılmıştım. Bu dönemde beni örgütün Batı Karadeniz sorumlusu olduğu ileri sürülen 'Yiğit' isimli bir şahısla tanıştırdı. Ondan sonra ben Yiğit ile irtibat halinde oldum.' diye konuştu.
'Yiğit' isimli şahısla beraber gezen 'Enes' isimli bir kişinin bilgisayarına bağladığı kablo ile kendi telefonuna 'ByLock'u yüklediğini ifade eden Kavun, 'Yiğit bana haberleşmek için bu programı kullanmamızı söyledi. Ben de kullandım. Bana bu uygulama üzerinden ayet ve hadisler gönderirdi.' iddialarında bulundu.
Kavun, adliye personeli ile toplantılara kendisinin başkanlık ettiğini yineleyerek, 'Bana adliye sorumlusu olduğum ya da adliye imamı olduğum söylenmedi ama sohbetleri ben verirdim ve sohbete gelecekleri ben adliyeye gittiğimde davet ederdim. Yiğit'ten sonra 'Emin' isimli bir şahısla irtibata geçtim. Yapının Batı Karadeniz sorumlusunun artık Emin olduğu söylendi. Ben Emin'in gerçek isminin Osman Mumcu olduğunu dava sürecinde öğrendim. Onunla da 'ByLock' üzerinden yazışmalarımız oldu ama o bana sadece ayet ve hadis gönderirdi.' dedi.
Mahkeme başkanının, 'Bu sohbetlere gelen kişiler sizin FETÖ ya da eski adıyla 'Fetullah Gülen cemaati' ile ilişkili olduğunuzu biliyor muydu?' sorusu üzerine Kavun, 'Bildiklerini sanıyorum. Aksi bir soru veya düşünce ile karşılaşmadım.' diye cevap verdi.
-Darbe girişiminden bir ay öncesine kadar toplantı yapmışlar
FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanan B.Y. ise savunmasına hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek başladı.
Düzenlenen sohbetlere çocuğu, babası ve kendisinin sağlık sorunları nedeniyle hem manevi hem de ruhsal bir çöküntüde bulunduğu esnada başladığını öne süren B.Y, 'Bu esnada dayanacak bir yer aradım. Dinen bu durumumu güçlendirmek istedim. Aynı niyetle Kimse Yok mu Derneği'ne de bağışlarda bulunduğum doğrudur.' dedi.
Mahkeme başkanının, '17-25 Aralık olmuş, MİT tırları olayı yaşanmış, çok sayıda insan bunlar yüzünden haksız yere cezaevlerinde yatmış, sorular çalınarak binlerce insanın hakkı yenmiş. Sen niye bu süreçten sonra bu sohbetlere devam ettin. Bu sohbetlere giderek militanize olduğunu düşünmedin mi?' sorusuna ise B.Y. şu şekilde cevap verdi:
'Aslında düşündüm ama 15 Temmuz'un yaşanabileceği aklımıza gelmedi. Biz bu olayları bu grup ile iktidar arasındaki siyasi çekişme olarak gördük. Bir süre sonra sonlanacağını düşündük. Resmin bütününü göremedik.'
Duruşmaya, diğer sanıkların da dinlenilmesi için yarına kadar ara verildi.
24.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, haklarında 'terör örgütü üyeliği' suçlaması ile dava açılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşma sanıkların dinlenmesi ile devam etti.
Savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen tutuksuz sanık İ.G, kendisinin vatana ihanet eden bu terör örgütüne üye olmadığını ve hiçbir zaman desteklemediğini ileri sürdü.
'Fetullah Gülen alçağının da arkasından gitmedim. Emir ve talimat almadım. Hain terör örgütünü lanetliyorum.' diyen sanık, 'Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi'nin FETÖ'yü ilk defa terör örgütü sıfatıyla anan davanın sanığı olan oğlum S.G. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden 2008'de mezun oldu. Bu süreçte ekonomik sorunlar yaşadım. Hamallık yaparak ve tabakhanede çalışarak nafakamı temin etmeye çalıştım. Oğlum okuduğu dönemde bana devlet yurdunda kaldığını söylemişti. Ben maddi sorunlar nedeniyle gidemediğimden nerde kaldığını öğrenemedim. Halbuki bunların yanında kalmış. Okulu da bitirememiş. Oğlumun o dönemde örgütle irtibatlı olup olmadığını bilemiyorum.' şeklinde konuştu.
İ.G. suçun şahsiliği ilkesi doğrultusunda oğlunun suçunun ona ait olduğunu belirterek, 'Oğlum bir suç işlemiş dahi olsa bu durum kendisini bağlar. Onun eyleminin benim hakkımda hukuki yaptırıma dahil olmaması gerekir. Hakkımdaki iddianın oğlumun hain yapının Ağrı'daki okullarında çalışmasından kaynaklandığını düşünmekteyim. Oğlumun suçlu olması beni de suçlu yapmayacağı kanaatindeyim.' ifadesini kullandı.
'Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz'
Aynı dava kapsamında eşi ve oğluyla yargılanan tutuklu sanık Nizamettin Başaran da üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, Bank Asya'daki hesabını Kamboçya'ya eğitim için giden kızının ihtiyaçlarını gidermek için açtığını öne sürdü.
Örgüt bağlantısı dolayısıyla KHK ile kapatılan vakıfta çalıştığını kabul eden Başaran, 'Vakfın örgüte müzahir olup olamadığını bilmiyorum. Ben sertifika aldım. Vakıf adına işletmelerin ilk kurulum aşamasında organizasyon yapıyordum. O şekilde çalışmıştım.' dedi.
Mahkeme Başkanı Seyfi Han'ın 'Bu vakıf örgüte müzahir miydi?' sorusu üzerine Başaran, 'KHK ile kapandı. Örgüte müzahir mi bilmiyorum. Yani zaten besmele çekilerek yapıldığı için yapanın herhangi bir cemaatten olması gerekiyordu. O işi yapanın bir cemaatten olmama şansı yok. Çünkü besmele çekmek gerekiyor.' cevabını verdi.
Bunun üzerine Seyfi Han, 'Ne alakası var. Müslüman olan herkes besmele çekmiyor mu? Dindar olmakla cemaatçi olmayı eşit görüyorsunuz. O yüzden başımıza bunlar geliyor.' ifadesini kullandı.
Tutuklu Sanık Ömer Temurok da hiçbir terör örgütü ile irtibatlı olmadığını savundu.
Aleyhine beyanda bulunan şahısların iddialarını kabul etmediğini dile getiren Temurok, 'Tanık O.D, benim 'hocaefendi istesin tüm malvarlığımı satar ona veririm' dediğimi söylemiş. Benim maddi durumum çok kötü. Ben babama bile yardım etmeyen birisiyim. Bunu söylemem mümkün değildir.' şeklinde konuştu.
Duruşmaya, diğer sanıkların da dinlenmesi için yarına kadar ara verildi.
25.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya, haklarında 'terör örgütü üyeliği' suçlaması ile dava açılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Duruşma sanıkların dinlenmesiyle sürdü.
Tutuksuz sanık O.K, üzerine atılı 'terör örgütü üyeliği' suçlamasını reddetti.
Savunmasında 2010-2012 arasında 16 ay kadar Zaman gazetesinde dağıtıcı olarak çalıştığını belirten tutuksuz sanık R.Ç. 'Son 2,5 ayı dağıtım yetkilisi olarak geçirdim. Bu sırada E.K. isimli akademisyenle tanıştım. Bana bu yapının sakıncalarından bahsetti. Usulsüzlüklerini görmemi sağladı ve bana baskı yaparak KPSS'ye çalışmama neden oldu.' dedi.
Tanıklardan A.D'nin, kendisinin, bir zamanlar Zaman gazetesi temsilciliği yapan E.S'nin referansıyla memuriyete girdiğini belirttiğini aktaran R.Ç. 'Bu ifade doğru değildir. Ben gazeteden ayrıldığımda E.S. göreve başlamıştı. Ben tanımam, daha doğrusu sonradan tanıdım. Bu nedenle referans olması olanaklı değildir. Ben infaz koruma memurluğu başvurularını da gazetedekilerden gizli olarak gerçekleştirdim. Oradaki şahıslar da başvurumdan haberdar değillerdi.' şeklinde konuştu.
R.Ç. gazeteden ayrıldığı dönemde bazı alacaklarını alamadığını da savunarak, 'Bu esnada E.S. yardımcı oldu. Bolu Çatı Yapılanması davasının firari sanıklarından olan Oktay Güneş, il imamından sonra en etkili şahıslardan biriydi. Bana tehditvari konuşunca dava açmadım. Suçsuzum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.' ifadesini kullandı.
Sanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Sanıklardan Ö.T, N.B. ve T.B'nin adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı şartıyla tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, diğer 2 sanık Aslı Onan Sülü ve Ali Osman Kavun'un, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandıkları iddiasına istinaden üzerlerindeki makul şüphenin devam ettiği gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Duruşma, 31 tanığın dinlenmesi için 15 Ocak 2018 tarihine ertelendi.
İDDİANAME
Bolu Adliyesi ile adliye bünyesinde bulunan Bolu T ve F Tipi cezaevlerinde çalıştığı esnada açığa alınan ve meslekten ihraç edilen 20 kişi hakkında, 'terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, şüphelilerden 2'sinin örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock'u kullandığının tespit edildiği belirtiliyor.
(29 Ekim 2017, 12:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: