Tam
EskidenYeniye
 

Kara Harp Okulu Darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

26.11.2017 12:50 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.

20.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

AYTEKİN YILDIZHAN

Savunma yapan eski mühendis teğmen Aytekin Yıldızhan, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da 2 No'lu nizamiye nöbetçisi olduğunu, olay günü 21.30'da Genelkurmay bölgesinden silah sesleri gelmesi üzerine amirlerine bilgi verdiğini söyledi.

Yıldızhan, nöbetine devam ettiği esnada nizamiye telefonunun çaldığını belirterek, "Kendisini kurmay başkanı olarak tanıtan şahıs, 'Türk Silahlı Kuvvetleri, yönetime el koydu. Okul dekanından başkasını içeri almayın.' dedi. Bir süre sonra yanında 15 kadar Harp Okulu öğrencisiyle Sabri Karaağaç geldi. Ellerinde piyade tüfekleri vardı, nizamiye emniyetini alacaklarını söylediler." diye konuştu.

Kendisinin nöbetine devam ettiğini ve 22.30'dan sonra okul dekanı eski Tuğgeneral Kerim Acar'ın okula geldiğini anlatan Yıldızhan, darbecilere karşı hareket ettiklerini düşündüğünü savundu.

Yıldızhan, sabah saatlerinde nöbetini devrederek evine gittiğini, kanunsuz bir olaya karışmadığını öne sürerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

MURAT YUSUF TAZE

"Okulun darbe girişiminde bulunduğundan habersizdim"

Sanık Murat Yusuf Taze de olay tarihinde mühendis teğmen olduğunu belirterek, halen meslekten ihraç edilmediğini anlattı.

Olay akşamı çağırılması üzerine okula gittiğini, internetten "askeri kalkışma" olduğuna dair haberleri gördüğünü söyleyen Taze, ilerleyen saatlerde silah alması emri verilerek nizamiyeye gönderildiğini savundu.

Sanık Taze, amiri konumundaki Kadir Erol'a neden silah aldıklarını sorduğunda, "Darbeci teröristler buraya da saldırabilirler." dediğini, bunun üzerine sabah saatlerine kadar beklemeye başladığını öne sürdü.

Okula darbe faaliyetinde bulunmak için gelmediğini iddia eden Taze, "Okulun darbe girişiminde bulunduğundan habersizdim." diyerek, tahliyesini istedi.

MUAMMER ÖZÇELİK

Hakkındaki itirafçı beyanlarını kabul etmedi

Sanık Muammer Özçelik de olay günü mesai bitiminin ardından evine gittiğini, amirlerince çağrılması üzerine Kara Harp Okuluna geldiğini ifade etti.

Eski binbaşı Devrim Çamur'un emriyle Anafartalar Taburu'na giderek HK-33 piyade tüfeği aldığını dile getiren Özçelik, silahlı şekilde sabah saatlerine kadar beklediğini, kanunsuz bir işe karışmadığını savundu.

İddianamede yer alan, Kara Harp Okulundaki darbecilerden emir aldığı suçlamasını reddeden Özçelik, "FETÖ üyesi" olduğu iddiasını da kabul etmedi.

Beyanların ardından mahkeme başkanı, sanık Özçelik hakkında Patnos Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan A.G'nin ifadesini okudu.

Mahkeme başkanı, A.G'nin, Özçelik hakkında, "Yavuz' ve 'Sami' kod adını kullanan şahıs, lise dört ikinci dönemde kaldığımız evde bizi askeri okullara gitmeye yönlendirince diğer arkadaşlar evden ayrıldı. Dördüncü sınıf sonunda Özçelik, yanında Yunus Aycan isimli şahısla evime gelerek askeri okula gitmem konusunda ailemi ikna etmeye çalıştılar. Okulu kazandıktan sonra Ankara'da belirli zamanlarda evde buluşup örgüt elebaşına ait kasetler izlerdik." dediğini aktardı.

A.G'nin beyanlarını kabul etmeyen sanık Özçelik, "Bu şahsı tanımıyorum, daha önce görmedim. Beyanlarına benim adını eklediğini düşünüyorum." şeklinde savunma yaptı.

MUSTAFA EROL

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde eski KHO Dekanı tuğgeneral Kerim Acar'ın emir astsubayı Mustafa Erol savunma yaptı.

Erol, olay tarihinde astsubay başçavuş rütbesiyle eski tuğgeneral Acar'ın yanında görev yaptığını, 15 Temmuz günü komutanının verdiği emirler çerçevesinde hareket ettiğini savundu.

Okula gelmesi istendiğinde kısa süre içerisinde yola çıktığını, yollarda askerler tarafından belli noktalarda durdurulduğunu, kimlik göstererek bu noktalardan geçtiğini ileri süren Erol, buradaki askerlerden "alarm" durumu olduğunu öğrendiğini ve aracını otoparka bırakarak 3 No'lu nizamiyeden iş yerine girdiğini belirtti.

Erol, içeri girdiğinde Acar'ı, albay İlhami Polat'ı ve alay personelini toplanma alanında gördüğünü, Acar'ın yanına yaklaştığında Polat'ın komutana hitaben kendisini kastederek, "Mustafa kapalı Land aracı müsadeniz olursa, 2 No'lu nizamiyenin önüne çeksin." dediğini aktardı.

Bunun üzerine 2 No'lu nizamiyeye saldırı olabileceğini düşündüğünü ileri süren Erol, "Komutan ile herhangi bir görüşme yapmadan Land'a binip, nizamiyeye bu aracı götürerek araç girişini kapatacak şekilde yatay vaziyette park ettim." diye konuştu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde okul komutanı İzzet Çetingöz ve emir astsubayı Ahmet Çörpan'ın ellerinin, ayaklarının ve ağızlarının plastik kelepçeler ve koli bantları ile sıkı bir şekilde bağlanmış olduğunu gördüğünü belirten Erol, "Daha sonra ellerini ve ayaklarını çözdük, okul komutanının ayağa kalkmasının ardından Ali Tolga Sıçrar'a 'Bunu bana nasıl yaptınız' gibi bir şey söyledi. Biz de Sıçrar'ı tutarak, ellerini bağlayıp odadan çıkardık. Okul komutanı ile Acar da arkamızdan geliyordu. Daha sonra karargah nöbetçi astsubayına Sıçrar'ı teslim ettik." ifadesini kullandı.

Rütbesi gereği darbeye yönelik emir komutada bir rolü olamayacağını, o gece darbecilere karşı mücadele ettiklerini düşündüğünü ileri süren Erol, örgüt üyeliği suçlamalarını reddetti.

"Bir yıldır o gömlek hiç mi yıkanmadı?"

Mahkeme Başkanı Muhammed Yavuz, sanığın ikametindeki gömleğinin cebinde ele geçirilen 1 doları hatırlatması üzerine Erol, söz konusu doların bir yıl önceki düğünden kaldığını, özel anlamı olmadığını iddia etti.

Bunun üzerine Başkan Yavuz, "Bir yıl önceki düğünden kalan 1 doların senin gömleğinin cebinde ne işi var? Bir yıldır o gömlek hiç mi yıkanmadı yoksa o dolara kutsiyet mi affediyorsun? diye sordu. Sanık Erol da "Benim 20'ye yakın gömleğim var ben o gömleği hatırlamıyorum." şeklinde yanıt verdi.

HASAN YALAZA

Sanık eski üsteğmen Hasan Yalaza da darbe girişiminden önce Anafartalar Taburu 4. Bölük takım komutanı olduğunu, kalkışma haberlerini izledikten sonra karargaha gittiğini anlattı.

Yalaza, saat 22.00 civarında evinde otururken taburun WhatsApp grubundan kıdemli bölük komutanı yüzbaşı Miraç Karakuş tarafından "Eğitim kıyafetli olarak acil mesaiye gelin" şeklinde mesaj geldiğini ve bunun üzerine kıyafetlerini giyip okula gittiğini iddia etti.

Kara Harp Okuluna girdikten sonra, 5. Akdeniz Taburu'nun tam teçhizatlı olarak içtima aldıklarını gördüğünü, içtimayı kimin aldığını, hangi rütbelilerin orada olduğunu görmediğini öne süren Yalaza, odasına geçerek kıyafetlerini giydiğini, koridora çıkınca tabur nöbetçi subayı üsteğmen Emrah Akdeniz'in "silahlarınızı alın" dediğini sonrasında depoya giderek, depoyu gidip silah aldığını ileri sürdü.

Yalaza, kimseye karşı silah kullanmadığını darbe eylemine karışmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını öne sürerek tahliye talebinde bulundu.

OSMAN TORUNOĞLU, KADİR GÜÇ

Duruşmada savunma yapan eski üsteğmenler Osman Torunoğlu ve Kadir Güç de üzerlerine atılı suçları kabul etmeyip, beraat talebinde bulundu.

SERHAT EKEMEN

Sanık Serhat Ekemen, olay tarihinde üsteğmen rütbesinde Kara Harp Okulunda görevli olduğunu, 15 Temmuz akşamı alışverişte olduğu esnada WhatsApp grubundan terör saldırısı olabileceği söylenerek birliğine çağırıldığını aktardı.

Ekemen, okulun eski kurmay başkanı İlhami Polat tarafından yapıldığı belirtilen içtimada bulunmadığını, Polat'ın burada yaptığı darbeye ilişkin konuşmaları da başkasından duyduğunu aktardı.

Kara Harp Okulunda darbeye yönelik bir faaliyet olmadığını öne süren sanık Ekemen, "Gece boyunca yaptığımız eylem ve söylemlerden darbe taraftarı olduğumuz anlamını çıkarmadım." diyerek, darbecilere karşı emniyet amaçlı sabaha kadar nöbet tuttuğunu beyan etti.

Darbe gecesi, davanın tanıklarından Binbaşı Dilaver Uysal'ı okula almamasını kurmay başkanı Polat'ın, "Okula giriş çıkışlar yasak" emri gereği olduğunu savunan Ekemen, Polat'ın darbe yanlısı olduğunu bilmediğini, amiri olduğu için emri yerine getirdiğini bildirdi.

Ekemen'in, iddianamedeki bazı hususların soruşturma savcısınca zapta yanlış geçirildiğini öne sürmesi üzerine mahkeme başkanı, "Aleyhe hususları döndürmeye çalışıyorsunuz." diyerek sanığa tepki gösterdi.

Davanın görülmesine yarın devam edilecek.

21.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

SAFA ÖZKAN

Sanık Safa Özkan, savunmasında, darbe girişiminden önce üsteğmen rütbesinde görevli olduğunu, hafta sonu yapılması planlanan Harp Tarihi gezisiyle ilgili çalışma yürüttüğünü söyledi.

Gezi için 27 kursiyer teğmene emniyet görevi verildiğini belirten sanık Özkan, davanın tanıklarından binbaşı Dilaver Uysal'ın emriyle 15 Temmuz akşam saatlerinde Kara Harp Okuluna giderek hazırlıkları tamamlamaya çalıştığını öne sürdü.

Özkan, bir süre sonra firari eski kurmay yarbay Ömer Ergenekon'un emniyet görevi verilen kursiyerleri yanına çağırarak prova yapılacağını söylediğini aktardı. Kursiyerlere verilecek silah ve mühimmatı tamamladıktan sonra kursiyerlerin kurs taburuna gittiğini bildiren Özkan, kendisinin tabura gittiğinde ise kursiyerlerin bir otobüse bindirildiğini gördüğünü anlattı.

Amirlerine bilgi verdikten sonra taburdan ayrıldığını beyan eden Özkan, kurs taburuna tekrar geldiğinde alarm verildiğini öğrendiğini dile getirdi. Daha sonra Bozpark bölgesine gittiğini söyleyen Özkan, savaş uçaklarının uçmaya başlamasının ardından güvenli bir bölgeye geçerek beklemeye başladığını iddia etti.

Görev yerine geldiğinde darbe girişimine ilişkin haberleri gördüğünü savunan Özkan, darbeye yönelik bir faaliyetinin bulunmadığını, kurmay yarbay Ergenekon tarafından emniyet görevi verilen kursiyerlerin Türk Telekom'u işgale götürüldüğünden de haberdar olmadığını ileri sürdü.

ERDOĞAN GÜÇLÜ

"Dekanlık personeli silah alacak"

Daha sonra darbe girişiminde Kara Harp Okulunda silah dağıtımı yaptığı belirtilen eski üsteğmen Erdoğan Güçlü'nün savunmasına geçildi.

Güçlü, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016'da mesaiden sonra Harp Okulundan ayrıldığını, terör saldırısı olabileceğine dair WhatsApp konuşmalarını görmesinden bir süre sonra birlikteki nöbetçi personelin araması üzerine okula gittiğini anlattı.

Okulda, neler olduğunu anlamak için alay nöbetçi amirinin odasına gittiğinde televizyondan askeri kalkışma olduğuna dair haberleri gördüğünü savunan Güçlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dumlupınar taburuna saat 03.00 civarı gittim. Buradan kendi taburuma doğru hareket ederken tabur komutanım Ali Demir'i gördüm, yanında binbaşı Devrim Çamur da vardı. Demir bana, 'Dekanlık personeli emniyet amaçlı silah alacak, depoyu aç.' dedi. Kendi taburuma gittikten sonra 03.30 civarı depoyu açtım. Sandıklar üst üste dizili olarak duruyordu. Sandıklarda bulunan HK-33 piyade tüfeğini silah almaya gelen personelin isimlerini kayıt altına alarak mühimmatsız olarak dağıttım."

Silah dağıtımı yaptığı esnada darbe girişiminden bahsedilmediğini, silahları emniyet maksatlı dağıttığını iddia eden Güçlü, ilerleyen saatlerde silahları eksiksiz teslim aldığını vurguladı.

Güçlü, "Darbeci olan biri dağıttığı silahları kayıt altına almaz, idari tahkikat heyetine de bu kayıtları vermez. Üzerime atılı tüm suçlamaları reddediyorum." savunmasını yaptı.

Duruşmaya öğle arası verildi.

ABDULLAH ENVER TOYDEMİR

Tutuklu yargılanan Binbaşı Abdullah Enver Toydemir, savunmasında, saat 00.00'dan sonra Kara Harp Okulu'na gittiğini, darbe girişimini bundan sonra öğrendiğini savundu. Olay akşamı, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın askeri birliklerin dışarı çıkmaması yönündeki açıklamalarını televizyondan takip ettiğini ifade eden Toydemir, emniyet maksatlı silah aldığını, kışla dışına çıkmadığını söyledi.

İlerleyen saatlerde odasına geçerek uyuduğunu öne süren Toydemir, sabah saatlerinde darbe girişiminin bastırılmasının ardından evine gittiğini, olay akşamı okul komutanı İzzet Çetingöz'ün derdest edildiğini ise 18 Temmuz'da yapılan toplantıda öğrendiğini iddia etti.

Darbe girişiminden sonra bir süre daha görevine devam ettiğini ve halen ihraç edilmediğini dile getiren sanık Toydemir, kaçma şüphesinin bulunmadığını öne sürerek tahliye talebinde bulundu.

"Türk Silahlı Kuvvetleri pilotları Harp Okulunu vuracak kadar aptal değildir." şeklinde iddianameye yansıyan bazı sanıkların beyanları olduğu hatırlatılması üzerine sanık Toydemir, bu ibareleri kullanmadığını savundu.

GÖKHAN ÇAKIR

"Öğrencilerin güvenliğini sağlamaya çalıştım"

Atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek savunmasına başlayan eski yüzbaşı Gökhan Çakır ise akşam saatlerinde evine giderken Genelkurmay'a helikopterden atış yapıldığını gördüğünü, bunun üzerine görevli olduğu Kara Harp Okuluna gitmeye karar verdiğini ifade etti.

Malazgirt taburuna giderek, gazinoda beklemeye başladığını anlatan sanık Çakır, darbe girişimi olduğunu burada öğrendiğini, bundan sonra emniyet amaçlı nizamiye bölgesine gittiğini savundu.

İlerleyen zamanda nizamiyeye çekilmiş kamyonu gördüğünü, bunun darbecilerin Harp Okulu'na girmesini engellemek için yapıldığını düşündüğünü beyan eden Çakır, gece boyunca öğrencilerin güvenliğini sağlamak için faaliyette bulunduğunu öne sürdü.

Çakır, okula geldikten bir süre sonra karşılaştığı üsteğmen Eşref Bozkurt'un TRT'nin işgali için gittiğini de daha sonradan öğrendiğini iddia ederek, Bozkurt ile eylem birliği olmadığını ileri sürdü.

CİHAN YILDIZ

"Tüfekleri zimmetle aldık"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olarak görev yapan sanık Cihan Yıldız, 15 Temmuz'da akşam saatlerinde bir yakınının arayıp, Genelkurmay çevresinde uçakların alçak uçuş yaptığını söylediğini, bunun üzerine mesai arkadaşı Yunus Emre Yavuz'u arayarak bilgi almaya çalıştığını söyledi.

Yavuz'un, tatbikat yapıldığını duyduğunu belirttiğini, ardından Whatsapp grubundan birliğe katılmaları yönünde mesaj geldiğini belirten Yıldız, yeniden Yavuz'u aradığını ve yanına gittiğini anlattı.

Yavuz ile birinci sicil amirleri Albay Hasanbey Ellidokuzoğlu'nu aradıklarını ve emri teyit ettiklerini dile getiren Yıldız, saat 00.15'te 4 no'lu nizamiyeden birliğe girdiklerini bildirdi. Burada emir üzerine bir süre odalarında beklediklerini, gelişmeleri internetten takip etmeye çalıştığını ifade eden Yıldız, başka bir emir üzerine saat 03.00'te zimmetli şekilde mühimmatsız bir tüfek aldığını kaydetti.

Silahı aldıktan sonra aynı bölgede saat 06.00'ya kadar beklediğini belirten Yıldız, bir süre sonra odalarına geçtiklerini, saat 08.00'de kahvaltıdan sonra silahını teslim edip evine geçtiğini ifade etti. Yıldız, 25 Temmuz'da gözaltına alındığını, darbeyle ilişkisinin olmadığının anlaşılması üzerine tahliye edildiğini ve görevine döndüğünü savundu.

Daha sonra 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına atandığını anlatan Yıldız, 1 Haziran 2017'de yeniden gözaltına alındığını ve tutuklanarak cezaevine gönderildiğini bildirdi.

Mahkeme Başkanının, Yavuz'u neden aradığını sorması üzerine Yıldız, kendisinin mesai arkadaşı olması ve yakın arkadaşlığı bulunması nedeniyle aradığını kaydetti.

Başkanın "Yavuz'un eşi beyanında FETÖ'cü olduğunu, katalog evliliği yaptıklarını söylüyor. Böyle biriyle yakın ilişkiniz olmasını soruyoruz." demesi üzerine Yıldız, "Kendisinin durumunu bilemem." ifadesini kullandı.

GÖKHAN DURAN

"Emir konusunda tereddüt yaşadım"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olan sanık Gökhan Duran da 15 Temmuz'da mesainin ardından evinde saat 18.00 sıralarında uyuduğunu, saat 23.00 sıralarında bir arkadaşının arayarak, enstitü müdürünün iş yerine gelinmesi yönündeki emrini ilettiğini bildirdi.

Birliğinde emir üzerine eğitim elbiselerini giydiğini ve odasına geçtiğini anlatan Duran, internetten darbe girişimi olduğunu öğrendiğini söyledi.

Daha sonra albay Haluk Tekbaş'ın okulun darbeyle bir ilişkisinin olmadığını söylediğini, kişisel güvenlik ve birliğin güvenliği için silah alınmasının istendiğini belirten Duran, birliğin güvenliğinin sağlanması emri konusunda tereddüt yaşadığını çünkü güvenliği sağlayacak bir bilgi birikiminin olmadığını savundu.

Duran, buna karşın amirinin kanunlar çerçevesinde verdiği bu emre itaat etmesi gerektiğini ve bu nedenle emri yerine getirmek için silah alacağı bölgeye hareket ettiğini bildirdi.

Tabur bahçesinde zimmetle silah aldıklarını belirten Duran, silah sesleri kesildikten sonra önce odasına geçtiğini, ardından emir verilmesi üzerine silahını bırakıp evine gittiğini söyledi.

Duran, 25 Temmuz'da gözaltına alınıp tutuklandığını, ardından tahliye edildiğini, daha sonra tekrar gözaltına alındığını anlattı. Sanık Duran, darbeye yönelik bir emir almadığını, Harp Okulu'nun darbeciler tarafından kullanıldığını anlamasının mümkün olmadığını savundu.

KADİR EROL

"Televizyondan takip ettim"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olan sanık Kadir Erol da 15 Temmuz'da mesainin ardından evine gittiğini, saat 23.07'de Whatsapp grubuna gelen mesaj üzerine birliğine döndüğünü söyledi.

Yolda radyodan boğaz köprüsünün terör eylemi nedeniyle kapatıldığı yönünde haberler duyduğunu ileri süren Erol, birliğe vardığında emir üzerine odasına gidip kamuflaj giydiğini belirtti.

Darbeye ilişkin haberleri kafeteryadaki televizyondan gördüğünü anlatan Erol, bir süre burada bekledikten sonra personelin odalarında beklemesi söylendiği için saat 01.00'de odasına gittiğini aktardı.

Odasına geçmeden önce binbaşı Devrim Çamur'un yanına uğradığını ve neden çağrıldıklarını sorduğunu ifade eden Erol, "Personelin olaylara karışmadığını göstermek için buradayız." yanıtını aldığını söyledi.

Daha sonra emir üzerine saat 04.30'da zimmetle silah aldığını, 05.00'te odasına geri döndüğünü belirten Erol, saat 09.00'a kadar odasında bekleyerek gelişmeleri televizyondan takip ettiğini, emir verilmesiyle de silahını teslim edip evine gittiğini kaydetti.

Sanık Erol, 24 Temmuz'da gözaltına alındığını, 29 Temmuz'da tutuklandığını, Kara Harp Okulunun idari tahkikat raporu doğrultusunda adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını aktardı. Görevine geri döndüğünü ifade eden Erol, 30 Mayıs 2017'de yeniden gözaltına alınarak tutuklandığını bildirdi.

Erol, o gece kanunsuz emir almadığını, vermediğini ve darbe faaliyetlerine katılmadığını savundu.

Duruşma yarına bırakıldı.

22.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

YUNUS EMRE YAVUZ

Duruşmada savunma yapan sanık eski üsteğmen Yunus Emre Yavuz darbe girişiminin yaşandığı gün, öğretmen subay olarak görev yaptığı Kara Harp Okulundaki rutin mesaisini bitirdikten sonra evine geçtiğini anlattı.

Evinde bulunduğu sırada Başbakanın açıklamalarından, darbe girişiminden haberdar olduğunu belirten Yavuz, saat 23.30 sıralarında Emrah Bozan tarafından, yabancı diller personelinin bulunduğu WhatsApp grubuna herkesin ivedi bir şekilde okula gelmesi yönünde mesaj geldiğini, bunun üzerine okula gittiğini ileri sürdü.

Yavuz, nizamiyeden girdikten sonra dekanlık binasına geçtiğini, orada kendisine okulun güvenliğini sağlamak için çağrıldığının söylendiğini öne sürerek, gece yarısına kadar odasında beklediğini, daha sonra odadaki askerlerle Anafartalar taburuna gitmelerinin söylenmesi üzerine odadan ayrıldığını iddia etti.

Sanık Yavuz, darbe girişimi gecesi okulda yaşadıklarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Anafartalar taburuna, oradaki arkadaşlarla beraber gittik. Burada saat 03.00'e kadar bekledik. 10-15 kişilik grubun tekrar dönebileceğimizin söylenmesi üzerine dekanlık binasına geçtik. Dekanlık binasında üzerimi değiştirip sivil kıyafetlerimi giydim. Zemin katta bulunan bölüm odasına gittim, orada Halil İbrahim Aksan ve Emrah Bozan'la sabah saatlerine kadar bekledik. Kahvaltı sonrasında okuldan ayrılabileceğimizin söylenmesi üzerine evime gittim."

Okulda bulunduğu sürede 3 farklı helikopterin 6 kez okula iniş kalkış yaptığını gördüğünü aktaran Yavuz, personel alımı yaptığını ancak kimleri aldığını tam olarak görmediği iddiasında bulundu.

Mahkeme Başkanı sanığa, MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın darbeden önce Genelkurmay'a geldiğinde onu uğurlayan protokol personeli olan eşi eski üsteğmen Kübra Yavuz'un ifadesinde geçen, "Aralık 2012 başında Cevizlidere'deki evde eşim Yunus Emre Yavuz ile görüştürdüler. Daha sonra nişanlanıp evlendik. Evlendikten sonra eşimin kod isminin 'Yasin' olduğunu öğrendim. Evlendikten sonra Yusuf, Kara Harp Okulunda olumsuz olan öğrenciler olduğunu, bu kişilerin başarılı olmasını istemediğini bu nedenle kanaat notlarını düşük verdiğini söyledi." şeklindeki beyanlarını hatırlattı.

Bunun üzerine sanık Yunus Emre Yavuz, eşinin bu ifadeleri baskı ve şiddet altında verdiğini savunarak, hakkındaki tüm ifadeleri reddettiğini belirtti.

FETÖ ile irtibatının olmadığını, emir doğrultusunda okula gittiğini, suçsuz olduğunu öne süren Yavuz, tahliyesini talep etti.

FATİH GÖKTÜRK

Sanık eski kurmay albay Fatih Göktürk de olay tarihinde Balıkesir Astsubay Meslek Yüksek Okulunda Alay Komutanı olarak görev yaptığını, rahatsız olan annesini ziyaret için Ankara'ya geldiğini anlattı.

Darbe girişimi gecesi Kara Harp Okulunda gerçekleştirilen yasa dışı eylemlere iştirak etmek amacıyla değil, darbeye karşı koymak için okula gittiğini savunan Göktürk, "Harp okulundaki personelinin durumunu öğrenmek için saat 01.30 sıralarında Kara Harp Okuluna gittim. Sabahtan Ankara'ya geleceğimden haberi olan Abdullah Topçu beni aradı. Birlikte okula gittik." ifadelerini kullandı.

Kara Harp Okulunda, uzun yıllardır tanıdığı eski albay Topçu ile gece dekanlık binasında bulunduğu ileri süren Göktürk, dekanlıkta bir odaya geçerek sabaha kadar telefonda, emrinde bulunan tabur personeline kışlayı terk etmemeleri yönünde emirler verdiğini ileri sürdü.

Askeri İç Hizmet Kanunu'nda birliğinden ve garnizonundan uzak bir askerin olağanüstü durumlarda en yakınındaki en büyük birliğe gideceği yönünde madde olduğunu savunan Göktürk, "O gece emrim altında bulunan birliklerimde bir kişi bile darbeye karışmadı. Ben bu personelin alay komutanı olarak yargılanıyorum. Darbeci olsam, sivil ve silahsız bir şekilde harp okuluna gider miydim? Akıncı var, Genelkurmay karargahı var darbeci birisi buralara gitmez mi?" dedi

FETÖ ile kendisinin ve ailesinin hiçbir bağı bulunmadığını, darbe girişimine katılmadığını ileri süren Göktürk, tahliyesini talep etti.

ÖZCAN KURT

Duruşmada, olay tarihinde kurmay albay rütbesiyle Genelkurmay Harekat Başkanlığında görev yapan sanık Özcan Kurt savunma yaptı.

Genelkurmay Harekat Başkanlığına 2012'de proje subayı olarak atandığını, 2016 Nisan atamalarıyla Afganistan'da tabur komutanı olarak görevlendirildiğini ifade eden Kurt, birliğinden 15 Temmuz'da ilişik kesip 18 Temmuz'da yeni birliğine katılacağı için darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'a doğru elindeki işleri bitirmek için sürekli fazla mesai yaptığını savundu.

15 Temmuz'da gerekli evrakları temin etmeye çalıştığını ve mesai arkadaşlarıyla vedalaştığını anlatan Kurt, şube müdürünün eksiklerini tamamlayıp öyle gitmesi yönündeki emri nedeniyle 15 Temmuz'da da mesaiye kaldığını ifade etti.

İşlerini bitirip çıkmaya hazırlandığı sırada silah sesleri duyduğunu ve bahçeye çıktığını dile getiren Kurt, askeri personelin emniyeti sağlamaya çalıştığını gördüğünü, silah seslerinin devam etmesi nedeniyle daha güvenli olduğunu düşündüğü sosyal tesisler bölgesine geçtiğini kaydetti.

Yaşananlar nedeniyle son dönemde sürekli yapılan terör saldırısı ikazlarının aklına geldiğini ileri süren Kurt, benzer bir saldırı olabileceğini, karargah binasından sesler gelmesi nedeniyle de çatışmaların buraya kadar yayıldığını düşündüğünü savundu.

Kurt, etrafta gördüğü silahlı askerlerin olaylara müdahale eden destek kıtası personeli olduğunu düşündüğünü, inen helikopterlerin ise bu personele takviye getirdiğini sandığını öne sürdü.

Daha sonra kapalı bir binaya girdiğini, çatışma ortamından çekindiği için buradan çıkamadığını savunan Kurt, silah seslerinin azaldığı bir anda odasına geçtiğini söyledi.

Hedef olmamak için televizyonu ve ışığı açmadığını ileri süren Kurt, askeri hattan eşini arayıp iyi olduğunu söylediğini, amirlerine ise ulaşamadığını iddia etti. Kurt, yalnızca vardiya amirine ulaştığını, onun da olayı bilmediğini söyleyerek telefonu kapadığını anlattı.

Hava aydınlandığında perdeyi kapatıp kısa süre televizyonu açtığını ifade eden Kurt, terör saldırısı sandığı olayların darbe girişimi olduğunu ve bastırıldığını öğrendiğini kaydetti.

Darbe girişiminin bastırıldığı yönündeki haber üzerine neler olduğunu görmek için kuzey nizamiyeye gittiğini aktaran Kurt, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı personeli ile 28. Mekanize Piyade Tugayı tank personelinin toplandığını gördüğünü bildirdi.

Yeniden odasına geçtiğini belirten Kurt, öğleye doğru karargaha operasyon yapılacağını duyması üzerine karargahtan ayrıldığını ve emniyet güçlerince gözaltına alındığını ifade etti.

Sanık Kurt, o gece kanunsuz hiçbir emir almadığını ve vermediğini, darbe faaliyetlerine katılmadığını, FETÖ ya da başka bir örgüt mensubu olmadığını savundu.

Duruşma yarın sanık savunmalarıyla devam edecek.

23.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

MEHMET BELER

Duruşmada savunma yapan sanık Üsteğmen Mehmet Beler, mesai sonrası dışarıda gezip evine dönerken uçakları gördüğünü, bir süre sonra da bölük komutanı olan Yüzbaşı Miraç Karakuş tarafından atılan WhatsApp mesajı üzerine kamuflajını giyip birliğe geçtiğini bildirdi.

Beler, bölük komutanının odasında olmadığını, bir üsteğmenin herkesin Bozpark'a gittiğini ifade etmesi üzerine oraya geçtiğini, buradayken Binbaşı Hasan Hüseyin Eçik'in, TSK'nın yönetime el koyduğunu söylediğini kaydetti.

Eçik'in orada bulunanlara da nizamiyelerin emniyetini alacaklarını söylediğini aktaran Beler, bu ifade üzerine darbeyi desteklemediklerini düşündüğünü öne sürdü. Beler, "Ben, darbeyi desteklemediğimizi anladım." dedi.

Bozpark bölgesinde dağıtılan mühimmattan aldığını ve Eçik'in emri doğrultusunda bir grup kursiyer teğmenle 6 nolu nizamiyeye gittiğini ifade eden Beler, sabah geri dönebilecekleri söylendiği için döndüklerini, daha sonra eve gittiğini anlattı.

Beler, 24 Temmuz'da gözaltına alındığını ancak serbest bırakıldığını belirterek, bu süre içinde çalışmaya devam ettiğini, geçen yıl eylül ayında Gaziantep'e tayin edildiğini belirtti. Yaklaşık 10 ay sonra 6 Haziran'da tekrar gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyleyen Beler, suçlamaları kabul etmedi.

FETÖ ile bir bağı bulunmadığını savunan Beler, tahliye talebinde bulundu.

EMRE COŞAR

Tabur komutanının mesajı üzerine birliğe gitmiş

Sanık eski Üsteğmen Emre Coşar da savunmasına FETÖ/PDY ile bir bağı bulunmadığını söyleyerek başladı.

15 Temmuz akşamında evinde olduğunu, 21.12'de amiri olan Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Hüseyin Eçik'in mesajı üzerine Bölük Komutanı Yüzbaşı Güven Günindi'yi aradığını ve ne olduğunu sorduğunu belirten Coşar, onun da bilmediğini söylediğini ifade etti.

Coşar, angarya bir iş olduğunu düşünerek hazırlanıp 21.25'te evden çıktığını ve birliğe vardığını belirterek, önce kendi taburu olan Malazgirt taburuna, personelin Anafartalar taburu önüne geçtiğini öğrenince de oraya gittiğini söyledi.

Burada üzerinde eşofman olan harbiyelilerin yanı sıra Binbaşı Eçik, Yüzbaşı Günindi ve Abdullah Beyaztürk'ü gördüğünü anlatan Coşar, Eçik'in kendisine çağrılan personelden yeni gelenleri söylemesini istediğini aktardı.

Coşar, bu emri yerine getirip, yeni gelenleri söylediği sırada bir hareketlilik olduğunu ve Eçik'in, "Sen de bizimle gel." diye emir verdiğini belirterek, Kurmay Başkanı İlhami Holat, Eçik, Günindi ve Beyaztürk'ü takip ettiğini kaydetti.

Okul komutanını AMM odasında derdest etmişler

Ani müdahale mangası (AMM) odasının kapısına kadar gittiklerini anlatan Coşar, burada yerde yatan biri olduğunu dile getirdi. Coşar, "Yerde yatan şahsın ben ilk aşamada kim olduğunu anlayamadım. Sadece pantolonunu görüyordum. Birileri de elini bağlamaya çalışıyordu. Şahit olduğum ilk vaziyet bu." dedi.

Bu arada birinin, odadaki sandığın üzerinde oturan ve ayağa kalkan, sonradan okul komutanının emir astsubayı olduğunu öğrendiği kişiyi oturtmasını söylediğini belirten Coşar, odanın dışında olduğunu ve astsubayın kendiliğinden oturduğunu öne sürdü.

"Bu sırada yerde yatan şahsın İzzet Çetingöz olduğunu anladım." diyen Coşar, şoke olduğunu ve buradan biraz uzaklaştığını iddia etti.

Coşar, odadakiler çıktıktan sonra Hasan Hüseyin Eçik'e ne olduğunu sorduğunu, onun da "Okul komutanı darbecilerle birlikte harekete geçecek, bu durumu engelledik." dediğini ileri sürdü.

Başka soru sormaya imkan bulamadan dağınık vaziyetteki Harbiyelilerin yanına gittiklerini anlatan Coşar, güvenlik önlemleri doğrultusunda 3 nolu nizamiyeye gönderildiğini belirtti.

"Kafamdaki şey 'okul komutanı darbeci, darbecilere karşı okulda emniyet alıyorum'. Kafamdaki bu. Bu yüzden verilen görevi de yadırgamadım." diye konuşan Coşar, kendisine kanunsuz bir emir de verilmediğini iddia etti.

Coşar, olayları telefonundan takip etmeye çalıştığını, bu sırada 2 nolu nizamiyede şiddetli bir patama duyduğunu, darbecilerin kendilerini bombaladığını düşündüğünü savundu.

Nizamiye uzakta olduğu için okulda ne yaşandığından da habersiz olduğunu öne süren Coşar, sabah olduğunda Binbaşı Eçik'in silahların depoya kaldırılması ve yerlerine dönebilecekleri emri vermesi üzerine silahını bırakıp evine gittiğini bildirdi.

HÜSEYİN EÇİK

Eçik, aynı gün silah ve teçhizat sayımı yapılacağı söylenip çağrıldığını, sayımın ardın da evine gittiğini 17'sinde ise ifade vermek için çağrıldığını söyledi. İfade verdiği sırada okul komutanı Tümgeneral İzzet Çetingöz'ün geldiğini, ona kandırıldığını anlatmak istediğini ancak dinletemediğini savundu.

Eçik, daha sona inzibata teslim edildiğini ve ardında polislerce gözaltına alındığını bildirdi.

Mahkeme başkanının İzzet Çetingöz'ün derdest edildiği AMM odasında kimlerin bulunduğunu sorması üzerine de Eçik, İlhami Polat, Güven İnindi, Abdullah Beyaztürk'ün bulunduğunu, Ali Tolga Sıçrar'ı ise odada değil de koridorda görmüş olabileceğini söyledi.

Eçik, tahliye talebinde bulundu.

CÜNEYT KILIÇ

Sanık Üsteğmen Cüneyt Kılıç, savunmasında, 15 Temmuz'da mesai sonrası ailesinin yanına gittiğini, 22.50'de tabur nöbetçi subayı Emrah Akdeniz'in arayıp çağırması üzerine birliğe gittiğini söyledi. Kılıç, niye çağrıldığını sorduğunu, Akdeniz'in de daha arayacağı kişiler olduğunu ve gelince öğreneceğini söyleyip telefonu kapattığını savundu.

Kılıç, 23.40 civarında birliğine giriş yaptığını ve Bozpark bölgesine geldiğini, burada kursiyer öğrencileri silahlı ve teçhizatlı şekilde gördüğünü belirtti. Bölük Komutanı Yüzbaşı Mustafa Yıldırım'ı arayıp bulduğunu, onun da Başbakanın kalkışma olduğu şeklinde açıklama yaptığını dile getiren Kılıç, okula saldırı olabileceği ve nizamiyelere takviye gerçekleştirileceğini söylediğini anlattı.

Bölük komutanının oradakilere teçhizatını alıp gelmesini söylediğini ifade eden Kılıç, silah ve teçhizatını aldığını bildirdi.

Kılıç, teçhizat almalarının nedeninin ise darbecilerin saldırı yapabileceği düşüncesi nedeniyle olduğunu öne sürdü.

Teçhizatını alıp geldiğinde personelin çoğunun gittiğini gördüğünü, kalan birkaç kişiyle burada beklediğini iddia eden Kılıç, üsteğmen Mümin Haliloğlu'na gelen mesaj üzerine Celal Dora tören alanına gittiklerinde ise kursiyerlerin gelen helikopterlere binerek gittiğini gördüğünü söyledi.

Bu bölgede arkadaşlarıyla beklediklerini kaydeden Kılıç, sabah saatlerinde olayların yatışması sonrası 08.30 gibi tabur binasındayken, mesaiyi terk edebilecekleri söylenince lojmanına gittiğini belirtti.

Kılıç, iddianamedeki suçlamaları kabul etmedi. 5 aydır tutuklu olduğunu ve hala görevde bulunduğunu bildiren Kılıç, tahliyesini istedi.

İBRAHİM SUHEYB ERDEM

Tümgeneral kayınpederi ve tabip albay babası da tutukluymuş

Duruşmada, Genelkurmay Çatı davasında yargılanan eski tümgeneral Oğuz Serhat Habiboğlu'nun damadı ve GATA Hastanesinde görevli, başka bir davanın da sanığı eski tabip albay Üzeyir Erdem'in oğlu sanık eski kursiyer üsteğmen İbrahim Suheyb Erdem de savunma yaptı.

Erdem, 15 Temmuz'da Albay Önder Haluk Tekbaş'ın, kurs kıdemlisi üsteğmen Suat Maden'e ulaşamadığını, kendisinin onu aramasını istediğini, aynı zamanda en süratli şekilde kursiyerlerin okula gelmesi gerektiğini söyleyerek çağırdığını belirtti.

Kendisinin sınavlara hazırlandığı ve eşi tatilde olduğu için babaevinde bulunduğunu, bunun üzerine hazırlanıp birliğe gittiğini anlatan Erdem, 22.30 civarında havada uçakları gördüğünü ancak bir anlam veremediğini bildirdi.

Erdem, haberlerde de Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını gördüğüne işaret ederek, bunun bir terör eylemi olduğunu düşündüğünü öne sürdü.

Birliğe 2 No'lu nizamiyeden girdiğini ifade eden Erdem, dekanlık binasına gittiğini, her zaman yaptığı gibi bilgisayar dershanesine çıktığını ifade etti. Erdem, burada 15 kursiyerin toplandıklarını gördüğünü belirterek, patlama sesleriyle zaman zaman alt kata indiklerini ancak tekrar dershaneye çıkıp sabaha kadar beklediklerini savundu.

Sabah olup personelin ayrıldığını görünce saat 09.00 civarı geldiği sivil kıyafetle çıktığını belirten Erdem, babaevine gittiğini bildirdi.

Darbe girişiminin ardından gözaltına alındığını ancak serbest bırakıldığını vurgulayan Erdem, 6 Ocak 2017'ye kadar görev yaptığına dikkati çekti.

Erdem, daha sonra görevden atıldığını ve tutuklandığını belirterek, hakkındaki aleyhine olan beyanları da kabul etmedi. Erdem, tahliye talebinde bulundu.

MAHMUT KOÇ

Tutuklu sanık eski Teğmen Mahmut Koç'un da savunma yaptığı duruşmaya öğle arası verildi.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Temmuz (2017) 'Ankara 239 sanık Darbe Yap./Kara Harp Okulu' davası

(26 Kasım 2017, 12:50)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11806    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.545.950