Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Turkcell'in Gebze Veri Merkezi'ne girerek, iletişimi kesmeye çalıştıkları iddia edilen 10'u tutuklu, 1'i firari 15 sanığın yargılandığı davada sanıklar, esasa ilişkin savunma yaptı.
![]() ![]() ![]() |
29.09.2018 18:31 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Turkcell'in Gebze Veri Merkezi'ne girerek, iletişimi kesmeye çalıştıkları iddia edilen 10'u tutuklu, 1'i firari 15 sanığın yargılandığı davada sanıklar, esasa ilişkin savunma yaptı.
17.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, daha önce meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklar Gebze Jandarma Komutanı Yüzbaşı Abdülkadir Ö, üsteğmenler Arda U. ve Emrah E, teğmenler Bülent C, Mehmet Ö. ve Suat S, astsubaylar Mahmut K. ve Osman H, başçavuş Doğan Ç, eski öğretmen Vedat Ç. ile tutuksuz yargılanan astsubaylar C.A, İ.B. ve S.T. ile avukatlar hazır bulundu.
Duruşmaya, Cumhurbaşkanlığı adına avukat Kübra Özen de katıldı.
Tutuklu sanık Abdülkadir Ö, esasa ilişkin savunmasında, olay akşamı kanunsuz bir emir almadığını, İl Jandarma Komutanlığı'ndan gelen ve firari sanık dönemin istihbarat şube müdürü binbaşı Ümit İpek'in kanunsuz olmayan emirlerini yerine getirdiğini ileri sürdü.
Darbeyle ilgili önceden hiçbir bilgi sahibi olmadığını ve Turkcell Veri Merkezi'ndeki faaliyetin planlamasını yapmadığını savunan sanık Abdülkadir Ö, 'Görevde olduğum süre içerisinde 2 yıl planlama eğitimi gördüm, eğer söz konusu olayın planlamasını yapmış olsaydım böyle bir plan yapmazdım.' dedi.
Abdülkadir Ö, veri merkezine Ümit İpek'in terör saldırısına karşı tedbir alınacağına yönelik emriyle gittiğini, darbeden veri merkezine gittikten sonra haberini olduğunu iddia ederek, '15 Temmuz'da kesinlikle darbe saikiyle hareket etmedim. Emirlere itaat ettim. Hata ettiğimi anlayınca da faaliyeti sonlandırıp birliğime döndüm.' ifadelerini kullandı.
Abdülkadir Öz mütalaaya karşı son savunmasını yaparken, suçlamaları kabul etmedi. Veri merkezi binasına Ümit İpek'in emri ile gittiğini belirten Abdulkadir Öz, 'Oraya gidişimiz daha önceden planlanmış değil. Planlanmış olsaydı böyle bir hata yapmazdım. Elimdeki istihbarat personelini yada karakol personelini yollar binanın inşaat olduğunu teşhis ettirirdim. Oraya gidişimiz ani oldu. Darbeyi öğrendikten sonra da geri dönüp personelin güvenliğini aldım' dedi.
Sanık Arda U. da olay akşamı darbe girişiminden haberi olmadığını ve Ümit İpek'in emriyle acil olarak birliğe çağrıldığını öne sürerek, 'Geldiğimde İlçe Komutanlığı'nın önünde araçlar hazır edilmişti. Kısa süre içerisinde hareket ettik. Gideceğimiz yeri tek bilen Ümit İpek'ti. Faaliyetin Turkcell Veri Merkezi'nde gerçekleştirileceğini oraya gidince anladım. Gittikten sonra darbe girişimi olduğu haberlerini telefondan öğrendim. O zaman yanlış bir şey yaptığımızı düşündüm. Orada bulunmamızın yanlış anlaşılabileceğini düşünerek Ümit İpek'in yanına gittim ve 'Bizi neyin içerisine soktun?' diye sordum. O andan sonra hiçbir şey yapmadım.'
Arda U. faaliyetin planlanması safhasında görev almadığını savunarak, görev bilincinin ve emre itaat duygusunun istismar edildiğini ileri sürdü.
Tutuklu sanık Arda Uzun da suçlamaları kabul etmediğini beyan ederek, 'Kanlı darbe girişimini ne planladım, ne yer aldım. Tutuklu kaldığım 24 aydır mağdur benim. Ümit İpek en güvenilir adam olduğundan şüphe etmedim. Gideceğimiz yeri sadece o biliyordu. Anladığımda da İpek'e sert çıktım. Benim hakkımda daha önce Ergenekon davasında sanıklara ayrıcalıklı davrandığım gerekçesi ile soruşturma açıldı. Bu bile FETÖ ile bağlantım olmadığının kanıtıdır.' diye konuştu. Bülent Coşkun tedbir ve saldırı tehdidine karşı çağrıldıklarını söyleyerek, 'Darbe olduğu bize söylenmedi. Hazırlıksız olduğum için sivil gittim' diyerek kendini savundu.
İhraç astsubay Doğan Çeliktaş savunmasında, 'Ümit İpek tarafından verilen emirle bilgilendirilmeden, terör saldırısı tedbiri ile göreve götürüldüm. Verilen emri uyguladım. Şehidimiz Ömer Halisdemir, Zekai Paşa'nın verdiği emre uydu ve emrine uymadığı üniformalılar tarafından öldürüldü. Usulsüz emirden emri veren sorumludur. Bu yasa ile sabittir. DEAŞ ve PKK saldırıları artmıştı. Saldırı olabileceği bilgisi ile tedbirlerin artırılması için bilmeden göreve gittim. Gideceğimiz yeri bilmeden binaya getirildik. Ben binaya hiç girmedim, dışarıda bekledim.' dedi.
Diğer tutuklu sanıklar Emrah Ercenik, Mahmut Kahveci, Mehmet Özen, Osman Horat da suçlamaları kabul etmeyerek tahliye talebinde bulundu.
Tutuksuz sanık S.T. ise, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Ümit İpek'in davada adı geçen kişilerle toplantı yaparak darbeye ikna etmeye çalıştığını ve tek tek ikna edemediğini söyleyerek, 'Tek tek görüşmeye ikna edemeyince Ümit İpek beni sonrasında telefonla aradı, görüşmek istediğini belirtti. Durumu karakol komutanıma belirttim, gitmemi söyledi. Daha önce görüşmeyi anlatmıştım. Ümit İpek görüşmemizde 'Çok kişi hakkında ihbar var. Bu görüşmemizden kimseye bahsetmeyin' dedi. Ben Ümit İpek'in açığa alındığını darbeden 4 gün sonra öğrendim. Bu yapıya terör örgütü olduğunu bilmeden lise döneminde 3-4 kez evlerine gittim. Askeri okulda da 1 kez gittim. Beraatımı, suçlu bulunduğum takdirde ifadelerim dikkate alınarak etkin pişmanlık yasasından faydalanmayı talep ediyorum.' dedi.
Sanıklar Bülent D. de üzerine atılı suçları reddederek, olay akşamı terör saldırısı tehdidine karşı çağrılmaları üzerine gittiğini savundu.
Sanıklar, darbe girişiminden haberlerinin olmadığını ve darbe saikiyle hareket etmediklerini savunarak, beraatlerini talep etti.
Tutuksuz sanık S.T. de söz konusu yapıyla askeri öğrenciliği döneminde sadece bir görüşmesi olduğunu ve irtibatını kestiğini iddia ederek, 'Darbe girişimi öncesi binbaşı Ümit İpek, İ.B, C.A. ve beni alışveriş merkezinde toplayarak 'Mevcut gidişata el koyacağız' dedi. Bu durum hakkındaki düşüncelerimizi sordu. Biz de böyle bir şeyin içerisinde yer almayacağımızı söyleyince FETÖ'cü olup olmadığımızı anlamak için bizi denediğini ve bizim FETÖ'cü olmadığımıza inandığını, hakkımızda olumlu rapor yazacağını söyledi.' şeklinde konuştu.
S.T, darbe girişimine katılmadığını savunarak, beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 24 Eylül'e erteledi.
24.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, meslekten ihraç edilen tutuklu sanıklar Gebze Jandarma Komutanı Yüzbaşı Abdülkadir Ö, üsteğmenler Arda U. ve Emrah E, teğmenler Bülent C, Mehmet Ö. ve Suat S, astsubaylar Mahmut K. ve Osman H, başçavuş Doğan Ç, eski öğretmen Vedat Ç. ile tutuksuz yargılanan teğmen A.A. ile astsubaylar C.A, İ.B. ve S.T. ile avukatlar hazır bulundu.
Duruşmaya, Cumhurbaşkanlığı adına avukat Serpil Esma Şahin de katıldı.
Tutuklu sanık Suat S, esasa ilişkin savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, darbeci ve FETÖ'cü olmadığını ileri sürdü.
Suat S, darbe girişiminin 16 Temmuz'da sabaha karşı olacağını sonradan öğrendiğini, o gün için arkadaşlarıyla İstanbul'a gezi programı yaptıklarını belirterek, 'Darbeci olsam darbe günü gezi programı düzenler miydim? Bu bile benim darbeden haberimin olmadığının ve darbeye destek vermediğimin kanıtıdır.' diye konuştu.
İl Jandarma Komutanlığı'ndan gelen ve dönemin istihbarat şube müdürü binbaşı firari sanık Ümit İpek'in telefonla arayarak, terör saldırısı olduğunu, acil gelmesini istediğini anlatan Suat S, şöyle devam etti:
'İpek, konuyla ilgili İl Jandarma Komutanı'nın bilgisini olduğunu söyledi. Daha sonra Gebze'deki Turkcell Veri Merkezi'ne gittik. Terör saldırısı olduğu gerekçesiyle gitmiştik. Oradaki görevlileri gözaltına almadık, kimseyi kelepçelemedik. Güvenlik görevlileri görev yerlerinde oturarak çay içti. Daha sonra Cumhurbaşkanı'nın televizyondan halkı sokağa davet ettiğini öğrenince oradan ayrıldık. Terör saldırısına karşı bir faaliyette bulunduğumu sanıyordum. TSK'da üst düzey komutanlar bile darbe olduğunu anlayamamışlar ve önüne geçememişler. Biz bunun darbe girişimi olduğunu nasıl bilebilirdik? Kaçınılmaz bir hataya düştüm.'
'ByLock' iddialarına ilişkin, mahkeme kararı olmadan MİT tarafından elde edilen delillerin hukuki olmadığını ileri süren Suat S, 'ByLock indirmedim ve kullanmadım. Darbeci değilim. FETÖ ile bir ilgim ve bağım yoktur. Komutanlarımın emrini uyguladım. Suçsuzum. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Eski öğretmen Vedat Ç'nin savunması
TSK yapılanmasında 'mahrem abi' olduğu iddia edilen eski öğretmen Vedat Ç. de savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Aleyhindeki tanık ifadeleri nedeniyle tutuklu yargılandığını savunan Vedat Ç, 'FETÖ'cü değilim. ByLock kullanmadım. Suçsuzum. Bu hafta eşim ve oğlumun doğum günü var. Bu mutlu günlerinde onların yanında olmak istiyorum. Bundan dolayı beraatime karar verilmesini istiyorum.' diye konuştu.
Eski teğmen A.A'nın savunması
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan eski teğmen A.A ise savunmasında, 9 yıllık meslek hayatının 5 yılında terörle mücadele görevlerinde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
'FETÖ veya başka bir terör örgütü içinde olmam düşünülemez. 'Abi' olarak hitap ettiğim kişilerin olduğu bu yapıya dini faaliyetlerde bulunmak için girdim. Bu yapının devlet ve hükümet aleyhinde bir faaliyette bulunabileceğini anlayamadım. Bu yapının terör örgütü olduğunu anlayınca ayrıldım, tüm ilişkimi kestim. Kanunsuz hiçbir emri yerine getirmedim. Hakkımda bir soruşturma açılmamışken ve halen görevdeyken emniyete gidip bu yapıyla ilgili bütün bildiklerimi samimiyetle anlattım. Vicdani sorumluluklarımı yerine getirdim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.'
Tutuksuz sanıklar C.A ve İ.B, önceki savunmalarını tekrar ettiklerini, haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini dile getirerek, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, kararını açıklamak üzere duruşmayı 8 Ekim'e erteledi.
Mütalaada ağırlaştırılmış müebbet istemi
Cumhuriyet savcısı tarafından 14 Mayıs'taki celsede açıklanan esas hakkındaki mütalaada, 10 tutuklu sanığın 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
Tutuklu ve tutuksuz sanıklar için 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7 yıl 6 aydan onbeşer yıla kadar hapis cezası istenen mütalaada, ayrıca Vedat Çetin haricindeki tüm tutuklu sanıkların TCK'nın 116/2.4. ve 119/1 a, c. ve e. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istendi.
İddianameden
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında, 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan da 7 yıl 6 aydan onbeşer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-10 Mart (2017) 'Kocaeli 15 sanık Darbe Yap./Turkcell İşgali' davası
(29 Eylül 2018, 18:31)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: