Ankara'da, İstanbul'da görülen Ergenekon davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, 'suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada sanık hakim ve savcılar "Ergenekon davasında Türk milleti adına adil yargılama yapılmıştır" dediler. Sanıklar, "27 adet el bombasının kendisine ait olduğunu kabul eden, evinde açıklansa iki ülke arasında savaşa yol açacak yüzlerce, binlerce belge ele geçenler, illegal internet sitesi işletenler, yasadışı suikast timi kurduğu sabit olanlar, Danıştay'ı basıp, bir üyeyi kalleşçe şehit edenler terör örgütü üyesi değil, bu davada görev alan hâkimler terörist!" diyerek tepkilerini dile getirdiler.
15.06.2019 11:49 Ankara'da, İstanbul'da görülen Ergenekon davasına bakan 8 eski hakim ve savcının, 'suç uydurmak ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından yargılandığı davaya devam edildi.
11.06.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakimler Hüsnü Çalmuk, Fatih Mehmet Uslu, Hasan Hüseyin Özese ve eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuksuz sanıklar Ercan Fırat ile Nihat Topal, taraf avukatları, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile bazı müştekiler katıldı.
Daire Başkanı Haydar Metiner'in dosyaya gelen bilgi ve belgeleri okumasının ardından mahkeme heyeti, bazı mağdurların davaya katılma talebini kabul etti.
Daha sonra savunma yapmak üzere, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki Ergenekon davasına bakan heyetin başkanı eski hakim Hasan Hüseyin Özese'ye söz verildi.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Özese, yargılama sırasında yapılanları anlattı.
Davada savunma tanıkları da olmak üzere çok sayıda tanık dinlendiğini aktaran Özese, bazı sanıkların tanık dinletme taleplerinin davayı uzatacağı gerekçesiyle reddedildiğini ileri sürdü. Özese, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tanık dinletme talebinin de bu gerekçeyle reddedildiğini söyledi.
Tanık dinletme talebinin reddedilmesinin hukuki ve yasal bir karar olduğunu iddia eden Özese, Ergenekon davasında yeterli hukuki belge ve bilginin bulunduğunu savundu.
Özese, duruşmalarda tanıklara soru sorulma hakkının verildiğini, bazı tanıkların da bir günden fazla sürede dinlendiğini öne sürerek, "Ergenekon davasında Türk milleti adına adil yargılama yapılmıştır." dedi.
Yargılama sırasında suç kastının bulunmadığını iddia eden Özese, beraatini istedi.
Sanık Özese'nin savunmasının ardından çapraz sorguya geçilerek, müşteki avukatlarına sanığa soru yöneltmek üzere söz verildi. Aralarında İlker Başbuğ ve Hurşit Tolon'un da avukatının bulunduğu müşteki avukatları Özese'ye çeşitli sorular yöneltti.
Bazı sorularda "Cevap vermek istemiyorum." karşılığını veren Özese, bir tanığın dinlendiği sırada dosyada olmayan telefon görüşmelerinin sorulduğunun hatırlatılması üzerine, hakimin tarafsız ve bağımsız olduğunu savundu.
- Özese'ye FETÖ sorusu
Bir avukatın yargılama sırasında tanık dinlemenin neden durdurulduğunu sorması üzerine Özese, yapılan yargılamada Türk milleti adına karar verdiklerini iddia etti.
Özese başka bir avukatın gizli tanık dinlenmesi sırasında yaşananları sorması üzerine her şeyin usulüne uygun yapıldığını öne sürdü.
Bir avukatın, "Fetullah Gülen'i terör örgüt elebaşı olarak görüyor musunuz?" sorusuna Özese, "Bu benim dışımda kalan bir konu. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti, suç varsa cezalandırır." karşılığını verdi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
12.06.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya, FETÖ üyeliğinden tutuklu eski hakimler Hüsnü Çalmuk, Fatih Mehmet Uslu, Hasan Hüseyin Özese ve eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel, tutuksuz sanıklar Ercan Fırat ile Nihat Topal, taraf avukatları ile bazı müştekiler katıldı.
Duruşmada, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki Ergenekon davasına bakan heyetin başkanı eski hakim Hasan Hüseyin Özese'nin çapraz sorgusuna devam edildi.
Daire Başkanı Haydar Metiner tarafından müşteki avukatlarına, sanık Özese'ye soru sormak üzere söz verildi. Avukatların çeşitli sorularına "Cevap vermek istemiyorum" karşılığını veren Özese, Ergenekon davasının Anayasaya, yasalara, usul hükümlerine göre yapılan bir yargılama olduğunu, bu davada usulsüzlük bulunmadığını iddia etti.
Özese'nin çapraz sorgusu sırasında "Ergenekon" davası eski duruşma savcısı sanık Mehmet Ali Pekgüzel rahatsızlandı. Pekgüzel'in, "Nabzım yükseldi, her an kalp krizi geçirebilirim" sözleri üzerine Daire Başkanı Haydar Metiner, sanığa sağlık görevlilerince müdahale edilmesini istedi.
Bunun üzerine duruşma salonunun karşısında bulunan odaya alınan Pekgüzel'e sağlık görevlileri müdahale etti. Daha sonra Pekgüzel, jandarma ve sağlık görevlilerinin nezaretinde hastaneye kaldırıldı.
Duruşma, Özese'nin çapraz sorgusuyla sürdü.
Çapraz sorgu sırasında beyanlarda bulunan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile birlikte davanın bazı müdahillerinin avukatı olan Nusret Senem, İşçi Partisi'nin 21 Mart 2008 günü sabaha karşı arandığını hatırlatarak, "Aramanın ertesi günü delil torbaları daha açılmamışken basına servisler başladı. 23 Mart 2008 tarihli FETÖ'nün sırf Ergenekon operasyonu için kurduğu Taraf Gazetesi, 'Yargıtay'a Suikast Planı' manşetiyle çıktı. Genel Sekreter olarak odamda 4 adet CD bulunduğu iddia edildi. Nusret Senem'e, Doğu Perinçek'e 'Cani, alçak, vatan haini, terörist' vb. ifadelerle hakaretler yağdırılıyordu. İlk iddianamede bu planlardan söz ediliyor ve bunlar Ergenekon'un terör örgütü olduğunun kanıtları olarak gösteriliyordu" dedi.
PKK'LI TERÖRİSTİN ÜSTÜNDE ELE GEÇİRİLMİŞ
Suikast planlarından birinin, Ergenekon davasının bütün hakim ve savcılarının suç kastının yoğunluğunun en önemli kanıtı olduğunu kaydeden Senem, "1. Ergenekon davası 25 Kasım 2008 tarihli celsenin 11 No'lu ara kararı gereği NATO Unsur Komutanlığına Suikast Planı MİT'e soruldu. Uzun yıllar tezkere cevabını öğrenemedik. Aradan 4 yıl geçtikten sonra Hasan Hüseyin Özese'nin başkan olduğu bir celsede bu sanıklar MİT'in 30 Aralık 2008 tarihli üst yazısının ekindeki konuya ilişkin MİT bilgi notunu 30 Kasım 2012 tarihli celsede sadece üst yazısını okuyup dosyaya koydular. Söz konusu MİT Bilgi Notuna göre; NATO Unsur Komutanlığına suikast iddiasını içeren CD Mayıs ve Haziran 2007 yılında iki ihbar mektubu ekinde MİT'e gönderilmiş. Daha önce Güneydoğu'da öldürülen bir PKK'lı teröristin üstünde ele geçirilmiş. Bizimle ilişkisi yok" şeklinde konuştu.
'NEDEN 4 YIL GİZLEDİNİZ?'
Nusret Senem bu beyanlarının ardından sanık Hasan Hüseyin Özese'ye, "Doğu Perinçek'i, Nusret Senem'i, Hayati Özcan'ı aklayan bu kanıtı niçin 30 Aralık 2008 tarihinden sonraki celsede değil, yaklaşık 4 yıl gizledikten sonra 30 Kasım 2012 tarihli celsede okudunuz? 23-24 Şubat 2008 tarihli sorgumda, esasa dair savunmamda bütün ayrıntılarını sunduğum belgelere karşın, 'Gerekçeli karar'da gerek benim hakkımda örgüt üyeliğinin kanıtı olarak ve gerekse 'Ergenekon terör örgütüne ait eylem ve operasyonlara dair belgeler' başlığı altında örgütün varlığının kanıtı olarak bu sahte belgeyi delil olarak neden kullandınız?" sorularını yöneltti. Özese ise söz konusu sorulara karşılık, "Gelen belgeler okundu, herhangi bir kasıt yoktur. Cevap vermek istemiyorum" diyerek cevap vermekten kaçındı.
'ERGENEKON DAVASI ABDULLAH GÜL'ÜN BEYANLARI SONRASI BAŞLADI'
Davanın müdahilleri arasında bulunan İbrahim Özcan da Ergenekon davasında 5 yıl 2 ay tutuklu kaldığını belirterek, şunları söyledi: "5 yıl sonrası örgüt üyeliğinden 14 yıl ceza verdiler. Bu eylem ve fiiller, bayrak dağıtmak, Atatürk'ün posterlerini dağıtmak gibi eylemlerdi. Duruşma boyunca 1 tanık dinlenilmesini istedim. Kabul etmediler. Şemdin Sakık'ı tanık olarak dinlediler. Duruşmalarda, 'Siz Fetullah Gülen cemaati üyesisiniz. Bir gün siz yargılanacaksınız' dedim."
Özcan'ın beyanları üzerine sanıklardan eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel, "Soru sormuyor, itham ediyor. Bu duruma itiraz ediyorum" karşılığını verdi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Haydar Metin, Pekgüzel'i uyardı. Pekgüzel daha sonra rahatsızlandığını belirtmesi üzerine sağlık görevlileri tarafından hastaneye götürüldü. Pekgüzel hastaneye götürüldüğü sırada da, "Öldüremeyecekler beni. Yaşayacağım ve bunların hesabını soracağım" diye bağırdı.
Özese'ye bazı sorular daha yöneltmeye devam eden İbrahim Özcan ise Ergenekon davasının, Abdullah Gül'ün 'Bir savcı bulun, delillendirin' demesiyle başladığını söyledi.
Duruşmadan detaylar
Davanın ikinci gününde savunma yapan Hâkim Mehmet Fatih Uslu, “27 adet el bombasının kendisine ait olduğunu kabul eden, evinde açıklansa iki ülke arasında savaşa yol açacak yüzlerce, binlerce belge ele geçenler, illegal internet sitesi işletenler, yasadışı suikast timi kurduğu sabit olanlar, Danıştay’ı basıp, bir üyeyi kalleşçe şehit edenler terör örgütü üyesi değil, bu davada görev alan hâkimler terörist!” ifadelerini kullandı.
“TUTUKLANACAK HÂKİM VE SAVCILARIN LİSTESİ ÖNCEDEN HAZIRLANDI”
Uslu, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün akabinde hakkında yakalama kararı olduğunu öğrenince Kütahya Cumhuriyet Savcılığı’na teslim olduğunu, dosyasında hiçbir suç olmadığı için de serbest bırakıldığını kaydetti.
İfadesini alan Kütahya Başsavcısı ile arasında geçen bazı diyalogları aktarınca Başkan Metiner, o savcının ismini sordu.
Gözaltına alınıp, tutuklanacak hâkim ve savcıların listesinin çok önceden hazırlandığını ve asıl kumpasın bu olduğunu belirten Uslu kaçma teşebbüsünde bulunduğu iddialarını reddetti.
USLU: KAÇACAK OLSAM NİYE TESLİM OLAYIM!
Uslu, “Kaçacak olsam, darbeden sonra tutuklanacağımı bile bile teslim olmazdım. Serbest kaldıktan sonra itiraz üzerine hakkımda tutuklama kararı verildiğinde Ergenekon’da yargılanan Terörle Mücadele Şubesi Müdürü’nün (TEM) Müdürünün, ‘O gelince, görecek’ dediğini duydum. Ayrıca işkence ve kötü muamele haberleri geliyordu. Can güvenliğim ve vücut bütünlüğümden endişe ederek, teslim olmadım.” dedi.
İşkence suçlarına kendi dairelerinin baktığına işaret eden Metiner ise, “Bunun olmadığı veya çok istisnai bir hal aldığı yönünde istatistikler var” dedi.
“DANIŞTAY’I BASIP BİR ÜYEYİ KALLEŞÇE ŞEHİT EDENLER TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ DEĞİL, BU DAVAYA BAKAN HAKİM-SAVCILAR TERÖRİST!”
Uslu, iddianame ve soruşturma izninde terör örgütü üyeliğiyle suçlanmasının hukuksuz olduğunu ifade etti.
Uslu, şöyle devam etti: “27 adet el bombasının kendisine ait olduğunu kabul eden, evinde açıklansa iki ülke arasında savaşa yol açacak yüzlerce, binlerce belge ele geçenler, illegal internet sitesi işletenler, yasadışı suikast timi kurduğu sabit olanlar, Danıştay’ı basıp, bir üyeyi kalleşçe şehit edenler terör örgütü üyesi değil, bu davada görev alan hâkimler terörist!”
“Bu iddianın dosyadan derhal çıkarılmasını istiyorum. Bunu yazanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım.” diyen Uslu, “Dairenizin (8’inci Ceza Dairesi) de iftira ve suç uydurmaktan bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum.” dedi.
HAKKINDAKİ ASILSIZ HABERLER İÇİN DURSUN ÇİÇEK’İ İŞARET ETTİ
Uslu, haklarında asılsız haberler yapıldığını belirterek, milletvekilliği dönemindeki açıklamalarını hatırlattığı Dursun Çiçek için, “Sözde mağdur, müşteki.” ifadesini kullandı.
Uslu, “Hakkımızdaki eylem ve haberlerin intikam duygusuyla yaptırıldığı kanaatindeyim. Evrensel lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi ihlal edilmiştir.” diye konuştu.
Başkan Haydar Metiner’in, Dursun Çiçek’in davanın katılanı olduğu ikazı üzerine Uslu, “Peki, o sözümü değiştiriyorum; Katılan Dursun Çiçek.” dedi.
Ergenekon Davası’na bakan savcılardan Mehmet Ali Pekgüzel de 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü bahanesi ile gözaltına alınan diğer hâkim ve savcılar gibi ellerine plastik kelepçe takılarak gözaltına alınmıştı.
MAHKEME BAŞKANI, PEKGÜZEL’E BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
8’inci Ceza Dairesi Başkanı Haydar Metiner dün celsenin başlangıcında bir süre önce eşini trafik kazasında kaybeden eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel’e, “Heyetim adına başsağlığı diliyorum. Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.
Bunun üzerine Pekgüzel, Metiner’e teşekkür etti.
‘EĞER BU KAZAYA KATKISI OLANLAR VARSA….’
İki hafta önce trafik kazası eşini vefat eden tutuklu savcı Mehmet Ali Pekgüzel’e taziyede bulunurken Uslu’nun kullandığı ifadeler 8’inci Ceza Dairesi Başkanı Haydar Metiner ile Uslu arasında gerginliğe sebep oldu. Duruşmanın başında yaşanan o diyaloglar şöyle gelişti:
Uslu: Öncelikle Mehmet Ali Pekgüzel’in eşine rahmet, Pekgüzel ve tüm ailesine başsağlığı diliyorum. Eğer bu kazaya katkısı olan varsa, Allah’ın aynı acıyı onlara da yaşatmasını temenni ediyorum.
Başkan Metiner: Bu konuda bir düşünceniz mi var?
Uslu: Varsa dedim.
Başkan Metiner: Böyle bir iddianız varsa söyleyin. Yoksa kimseyi itham edemezsiniz.
Uslu: Varsa dedim.
Ergenekon Davası hâkimlerinden Mehmet Fatih Uslu (sağda), Şike Davası hâkimi Bülent Kınay birlikte gözaltına alınmıştı.
TUTUKLU HÂKİM VE SAVCILARIN SAVUNMALARI:
Ergenekon Davası hâkimlerinden Hüsnü Çalmuk, “Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılamalar devam ediyor. Karar kesinleşmemiştir. Mağduriyetleri söz konusu değildir.” dedi.
Mehmet Ali Pekgüzel: Ortada suç ve suçlu yok. Olmayan suça katılma da mümkün değil. Ayrıca önceden verilen katılma kararlarının da kaldırılmasını talep ediyorum.
Mahkemenin, katılım taleplerini oybirliğiyle kabul etmesinden sonra kapatılan 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin ek savunmasına geçildi.
Hasan Hüseyin Özese: Müdahillik talepleri yerinde değil, hukuki dayanaktan yoksundur. Zarar söz konusu değildir. Dava halen İstanbul 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
Nasıl bir zarar gördükleri de ispatlanmış değildir.
Özese, Ergenekon sanıklarının tanık dinletme taleplerinin kabul etmemelerinin hukuki olduğunu savunurken, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un mahkemede hazır ettiği Işık Koşaner ve diğer komutanların dinlenmemesi iddialarına cevap verdi.
Özese, “Dava şimdi İstanbul 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Işık Koşaner ve diğerleri dinlenmedi. Dinlenmediğine göre demek ki davayı uzatma amaçlıydı. Ergenekon Davası’nda dinlenen tanıklar ve deliller bütün olarak ele alındığında, adil bir yargılama yapılmıştır.” dedi.
“TAMAMINI DİNLEDİĞİNİZ TAKDİRDE…”
Ergenekon davasının gerekçeli kararının zamanında yazıldığını, hiçbir ihmal ve kusur bulunmadığını iddia eden Özese, tutukluluk ve tutukluluğa devam kararları için, “Sanıkların psikolojik harekât, kara propaganda yapma, davayı itibarsızlaştırma çabaları ve kaçma ihtimaline ilişkin ayrıntılı gerekçeler ortaya konup, tutukluluk halinin devamına karar verildi.” ifadelerini kullandı.
Özese, şöyle devam etti: “Yargılamalar sürerken 100’den fazla sanık tahliye edilmiş, çok azı, yüzde 10-15’i tutuklu yargılanmıştır. Ergenekon Davası’nda Türkiye’nin anayasal, demokratik düzeninin, hukuk düzeninin korunması amaçlanmıştır. Danıştay cinayeti, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması vardır. Birçok sanıktan silah, patlayıcı ele geçirilmiştir. Danıştay, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Vakfı gibi davaya müdahil olan kurumların hukuku korunmuştur. Hürriyeti tahdit, hiçbir zaman aklımdan geçmemiş, böyle bir kastımız olmamıştır.”
Ergenekon Davası hâkimlerinden Hasan Hüseyin Özese, “Ergenekon Davası’nda Türkiye’nin anayasal, demokratik düzeninin, hukuk düzeninin korunması amaçlanmıştır. Danıştay cinayeti, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması vardır” dedi.
BAŞBUĞ NİÇİN YÜCE DİVAN’DA YARGILANMADI?
Özese, eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’un Yüce Divan yerine 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına dair şu ifadeleri kullandı: “İlker Başbuğ’un işlediği iddia edilen suçlar, görev suçu değil, kişisel suç mahiyetindedir. Meclis’in ‘görev suçu’ için çıkardığı yasa, Ergenekon için, bu davaya destek amacıyla çıkarılmıştır. Mesela MİT Müsteşarı için görev suçları dışındaki suçları da kapsayan bir kanun çıkarılmıştır. Ancak Ergenekon için çıkarılan kanunda, sadece görev suçlarıyla ilgili yargılamanın Yüce Divan’da yapılacağı belirtilmiştir.”
Özese, Ergenekon’da hiçbir şeyi gizlemeden, şeffaf ve denetime tabi bir yargılama yapıp, titizlikle çalıştıklarını anlattı.
Sanıkların, tanıklara 8-10 bin soru sorduğunu da aktaran Özese, “Hiçbir ceza dosyasında bu kadar soru sorulmasına izin verileceğini sanmıyorum” dedi.
Özese, ek savunmasını şöyle tamamladı: “32 sene hâkimlik mesleğine şerefimle hizmet ettim. Adaletli olduğuma inanıyorum. Herhangi bir örgütten veya kimseden talimat almadım. Türk Milleti adına karar verdim.”
13.06.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nde görülen davanın bugünkü celsesinde sanıklardan Mehmet Fatih Uslu savunmasını yaptı. Uslu, uzun süreceği için savunmasını oturarak yapmak için izin istedi. Başkan Haydar Metiner'in bu izni vermesinden sonra Uslu, sözlerine şöyle başladı:
"Daha önce diğer sanıkların hepimiz adına savunma yaptığı söylendi. Benim kimsenin savunmasına ihtiyacım yok, ben kendimi savunurum."
Araya giren Başkan Metiner, bunu kendisinin söylediğini hatırlatarak, "Bu değerlendirmeyi mi, diğer sanıkların beyanlarını mı kabul etmiyorsunuz?" diye sordu.
Uslu'nun, "O değerlendirmeyi kabul etmiyorum" cevabı üzerine Başkan Metiner, "Ben de o değerlendirmeyi tekrar ediyorum" dedi.
GERGİNLİK ÇIKTI
Bu gerginliğin hemen ardından Uslu'nun, trafik kazasında eşini kaybeden sanıklardan Mehmet Ali Pekgüzel'e başsağlığı dilerken kullandığı ifadeler ikinci bir gerginliğe yol açtı.
İşte o diyaloglar:
Uslu: Öncelikle Mehmet Ali Pekgüzel'in eşine rahmet, Pekgüzel ve tüm ailesine başsağlığı diliyorum. Eğer bu kazaya katkısı olan varsa, Allah'ın aynı acıyı onlara da yaşatmasını temenni ediyorum.
Başkan Metiner: Bu konuda bir düşünceniz mi var?
Uslu: Varsa dedim.
Başkan Metiner: Böyle bir iddianız varsa söyleyin. Yoksa kimseyi itham edemezsiniz.
Uslu: Varsa dedim.
BAŞKAN METİNER: “DEVLETİ İTHAM EDİYORSUNUZ”
15 Temmuz'dan sonra hakkında yakalama kararı olduğunu öğrenince Kütahya Savcılığına teslim olduğunu, dosyasında hiçbir suç olmadığı için de serbest bırakıldığını anlatan Uslu, ifadesini alan Kütahya Başsavcısıyla arasında geçen bazı diyalogları aktarınca, Başkan Metiner, o savcının ismini sordu. Gözaltına alınıp, tutuklanacak hakim ve savcıların listesinin çok önceden hazırlandığını ve asıl "Kumpas"ın bu olduğunu iddia eden Uslu, neden kaçma teşebbüsünde bulunduğunu şöyle açıkladı:
"Kaçacak olsam, darbeden sonra tutuklanacağımı bile bile teslim olmazdım. Serbest kaldıktan sonra itiraz üzerine hakkımda tutuklama kararı verildiğinde Ergenekon'da yargılanan TEM Müdürünün, 'O gelince, görecek' dediğini duydum. Ayrıca işkence ve kötü muamele haberleri geliyordu. Can güvenliğim ve vücut bütünlüğümden endişe ederek, teslim olmadım."
İşkence suçlarına kendi dairelerinin baktığını hatırlatan Başkan Metiner, Uslu'nun bu iddiasına şöyle tepki gösterdi:
"Bunun olmadığı veya çok istisnai bir hal aldığı yönünde istatistikler var. Devleti itham ediyorsunuz, bunu da kayda geçirmek durumundayım. Siz hakimlik yapmış bir kişi olarak söylentilere itibar etmeyin."
DURSUN ÇİÇEK DAVANIN KATILANI
İddianame ve soruşturma izninde terör örgütü üyeliğiyle suçlanmasının hukuksuz olduğunu öne süren Uslu, şunları söyledi:
ERGENEKON HAKİMİ: 27 EL BOMBASINI KABUL EDENLER VE DİĞER SOMUT DELİLLERLE YAKALANANLAR TERÖRİST DEĞİL Mİ?
"27 adet el bombasının kendisine ait olduğunu kabul eden, evinde açıklansa iki ülke arasında savaşa yol açacak yüzlerce, binlerce belge ele geçenler, illegal internet sitesi işletenler, yasadışı suikast timi kurduğu sabit olanlar, Danıştay'ı basıp, bir üyeyi kalleşçe şehit edenler terör örgütü üyesi değil, bu davada görev alan hakimler terörist!.. Bu iddianın dosyadan derhal çıkarılmasını istiyorum. Bunu yazanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım. Dairenizin de iftira ve suç uydurmaktan bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum."
Uslu, haklarında asılsız haberler yapılmasından şikayet ederken de milletvekilliği dönemindeki açıklamalarını hatırlattığı Dursun Çiçek için, "Sözde mağdur, müşteki" ifadesini kullanıp, "Hakkımızdaki eylem ve haberlerin intikam duygusuyla yaptırıldığı kanaatindeyim. Evrensel lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi ihlal edilmiştir" diye konuştu.
Başkan Haydar Metiner'in, Dursun Çiçek'in davanın katılanı olduğu uyarısı üzerine Uslu, "Peki, o sözümü değiştiriyorum; Katılan Dursun Çiçek" dedi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca Ergenekon davasına bakan 7 eski hakim ve savcı hakkında çeşitli suçlardan 3 ila 600 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istemiyle son soruşturma kararı verilmiş ve karar Yargıtaya gönderilmişti. Bu sanıklarla ilgili FETÖ üyeliği suçundan açılan davalar ise ayrılmıştı.
FETÖ üyeliği suçundan diğer mahkemelerde yargılamaları süren sanıklar bu kez, Ergenekon soruşturma ve yargılama evresindeki eylemleri nedeniyle "cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi kötüye kullanma, suç uydurma, resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etme" suçlarından yargılanıyor.
Daha önce ayrılarak görevsizlik kararı verilen sanık Hasan Hüseyin Özese hakkındaki aynı suçlarla ilgili dosya bu davayla birleştirilmiş, böylece davadaki sanık sayısı 8'e çıkmıştı.
Paralel yapı-10 Temmuz (2017) 'Ankara 8 sanık Ergenekon hakim ve savcıları' davası (Yargıtay)
(15 Haziran 2019, 11:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: