Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin görev yönünden Anayasa Mahkemesi Yüce Divan'da yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Danıştay eski üyeleri Galip Tuncay Tutar, Vahit Bektaş ve Bülent Olcay ile Yargıtay eski üyeleri Necati Meran, Mehmet Ali Demirezici, Esabil Saylak, firari sanık Kenan Karabeyeser'in yargılanmasına devam edildi. Bu ikinci davaya tanık olarak katılan eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, "Yıllardır idari görevdeyim, benim gördüğümü bu arkadaşların görmemiş olması mümkün değil" dedi ve Meran, Demirezici, Saylak ve Karabeyeser'in de onayladığı kararın Albay Kurtoğlu'na yönelik bir kumpas olduğunu belirtti. Öte yandan eski Yargıtay tetkik hakimi Fazıl Ahmet E. hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame hazırlandı. Fazıl Ahmet E'nin 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, tanık beyanına göre şüphelinin 15 Temmuz darbe girişiminden haberinin olduğunun ve örgütle aktif bağını devam ettirdiğinin belirlendiği aktarıldı.
23.02.2021 10:57 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) ve AYİM gibi yargı kurumlarındaki üyelerinin görev yönünden Anayasa Mahkemesi Yüce Divan'da yargılanmasına devam edildi.
Danıştay eski üyeleri Galip Tuncay Tutar, Vahit Bektaş, Bülent Olcay
Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) yöneticiliği ve üyeliği suçlarından hapis cezası alan eski Danıştay üyeleri Galip Tuncay Tutar, Vahit Bektaş ve Bülent Olcay'ın, "görevi kötüye kullanma" suçundan Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde (AYM) yargılanmasına devam edildi.
16 Şubat'taki duruşmada, tutuksuz sanık Vahit Bektaş ve başka suçtan tutuklu Galip Tuncay Tutar ile avukatları hazır bulunurken, başka suçtan tutuklu Bülent Olcay ile bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden bağlantı kuruldu.
Duruşmada, FETÖ'nün "Danıştay abisi" olduğu belirtilen ve "terör örgütü yöneticiliği" suçundan Yargıtayda yargılanarak 16 yıl hapse mahkum edilen Galip Tuncay Tutar, savunma yaptı.
Tutar, "görevi kötüye kullanma" suçundan açılan soruşturma esnasında soruşturmanın yeterince açık olmadığı gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ilgili belgelerin tarafına gönderilmesi ve sözlü savunma yapma isteği yönünde talepte bulunduğunu ancak bu taleplerinin kabul görmediğini söyledi.
Sanıklardan Bektaş'ın etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere verdiği beyanlarda kendisi aleyhindeki hususları kabul etmediğini bildiren Tutar, "Vahit Bey bu sözleri neden söylemiştir? Tutuklanmaktan, ceza mahkumiyetinden kurtulmak ve mesleğine geri dönmek için." dedi.
Bektaş'ın soruşturma aşamasında birden fazla kez ifadesinin alındığını, ilk ifadelerinde kendisinden bahsetmediğini ileri süren Tutar, Bektaş'ın tahliye olmadan hemen önceki ifadelerinde kendi adının geçtiğini iddia etti.
"Olmayan bir suçtan dolayı 5 yıla yakındır hücrede kalıyorum." diyen Tutar, Bektaş'ın kendisi hakkındaki sözleri nedeniyle, takipsizlik kararı verilebilecekken, Yüce Divan'da yargılama konusu yapıldığını söyledi.
Tutar, "Ortada suç oluşturabilecek bir eylem bile yoktur. Davanın reddini, mahkeme aksi kanaatteyse yargılama sonucu beraatimi talep ediyorum." savunmasını yaptı.
Savunmanın ardından AYM Başkanı Zühtü Arslan, sanık Tutar'a, "Bektaş ve Hamza Eyidemir sizin Danıştayda 'FETÖ'nün temsilcisi, abisi' olduğunuzu söylüyorlar. Bu konuda ne diyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Tutar, "Kesinlikle reddediyorum." karşılığını verdi.
Eski Danıştay üyesinden FETÖ itirafı
Sanık eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş, FETÖ üyeliğinden yargılandığı esnada neden etkin pişmanlıktan yararlandığını anlatarak savunmasına başladı.
Dini saiklerle "cemaat" olarak anılan dönemde FETÖ yapılanmasında yer aldığını, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını dile getiren Bektaş, tutuklandıktan sonra cezaevinde görüştüğü eski yüksek yargı mensuplarının örgütsel tutum sergilemeleri nedeniyle onlardan ayrıştığını söyledi.
Tutuklanmadan önce de etkin pişmanlıktan yararlanmayı düşündüğünü belirten Bektaş, şöyle devam etti:
"Cezaevinde 5 ay kaldım. Bu süreçte eski yüksek yargı mahkeme üyeleriyle iletişim kurma imkanımız vardı. Bu görüşmelerimiz, etkin pişmanlıkta bulunmamı hızlandırdı çünkü orada da safsataya dayalı bir süreç işliyordu. Rüya görmeler, sürekli 'Buradan kurtulacağız' telkinleri tabloyu daha da netleştirdi. Bunu fark ettikten sonra insan çelişkilerin farkına varıyor. Aldatıldığınızı, dini duygularınızın istismar edildiğini anlıyorsunuz. Cemaate itaatsizlik ettiğinizde sanki dinden çıkmışsınız gibi davranılıyordu. 'Darbeyi şunlar yaptı, bunlar yaptı' deniliyordu. 'Cemaatin darbeyle ilişkisi yok, her şey kumpastı' savunmasını yapıyorlardı. Ne ilginçtir darbede olmayan tek kesim vardı, o da cemaat. Bunları görüyorsunuz, cezaevindeki bu yalanlara 'Yeter artık yeter, kandırıldık, bizi kandırmaya çalışıyorsunuz, ben artık kanmak istemiyorum' dedim. O zaman da sert tartışmalar yaşayarak bu durumu izah ettim."
Darbe girişiminden önce de içinde olmasına rağmen FETÖ ile ayrıştığı konular bulunduğunu, bunu da her seferinde dile getirdiğini iddia eden Bektaş, "15 Temmuz'dan önce de aykırı fikirlerim olmuştu ama bağım tam olarak kesilmemişti. İnsan Allah rızası için baktığı, sevgi ve saygıyla bağlandığı bir yapının yanlış işlere girdiğini, bunların da dini bir yapı olmadığını kolay kolay kabul edemiyor. Buna bilişsel çelişki deniliyor. Çocuğunun hatası söylendiğinde anne ve baba bunu kolay kolay kabul edemez, bizdeki de böyleydi. Senelerce bağlılıktan, sevgiden dolayı kabullenemiyorsunuz. Ancak zamanla çizginin dışına çıktığında nasıl bir bataklık içinde olduğunuzu idrak ediyorsunuz. Geç oldu, ama oldu." ifadelerini kullandı.
Zühtü Arslan'ın, ifade aşamasında kendisine baskı yapılıp yapılmadığına yönelik sorusuna Bektaş, "Etkin pişmanlıkta bulunmak için ben dilekçe verdim. Oradaki (cezaevi) yüksek yargı üyelerinin adanmışlık ruhuyla yaptıkları konuşmalar, en büyük psikolojik baskıydı. Etkin pişmanlığa gittiğimi arkadaşlarıma da söyledim." cevabını verdi.
Yargıtayda FETÖ üyeliği suçundan 13 yıl 6 ay hapse mahkum edilen sanık Bülent Olcay, önceki savunmasını tekrarladığını bildirdi. Görevi kötüye kullandığına dair somut delil olmadığını savunan Olcay, beraat talebinde bulundu.
"Muhalefet şerhi yazmanız yönünde ya da imzayı bekletmeniz konusunda telkinde bulunan oldu mu?" sorusu yöneltilen Olcay, "Böyle bir şey olmadığını net bir şekilde söyleyebilirim." dedi.
Eyidemir tanık sıfatıyla dinlendi
Sanıkların ardından Yargıtayda yargılanarak FETÖ üyeliği suçundan 9 yıl hapse mahkum edilen eski Danıştay üyesi Hamza Eyidemir, tanık sıfatıyla dinlenildi.
Davanın sanıklarının bazı yargısal süreçlerde FETÖ talimatıyla karar verdikleri iddiası hakkında bilgisi ve görgüsü sorulan Eyidemir, konuyla ilgili net bir bilgisinin olmadığını aktardı.
Örgüt adına Danıştay üyelerine sanık Tutar'ın talimat ilettiği yönündeki beyanları sorulan Eyidemir, verdiği ifadelerin çarpıtıldığını ileri sürerek ceza yargılamasına konu edildiğini söyledi.
AYM Başkanı Arslan'ın, "Danıştayın bir numarası olarak belirtilen Tutar, görev yaparken size emir ya da talimat verdi mi?" sorusuna Eyidemir, FETÖ'cü olmadığını, bu sebeple kendisine herhangi bir talimat gelmesinin mümkün olamayacağını ifade etti.
Ara kararlar
Beyanların alınmasından sonra savcılık makamından görüşü soruldu.
Dava dosyasına gelen belgeler ve savunmalar hakkında bir taleplerinin bulunmadığını bildiren savcılık, Gülay Tezcan'ın tanık sıfatıyla dinlenilmesini istedi.
Müzakere arasından sonra mahkeme heyetinin kararını açıklayan AYM Başkanı Arslan, sanık Tutar'a dosyaya sunulan belgelere karşı savunması için süre verilmesine, Gülay Tezcan'ın tanık sıfatıyla dinlenilmesi için gerekli yazışmaların yapılmasına hükmedildiğini bildirdi.
Davanın görülmesine 6 Nisan'da devam edilecek.
FETÖ'nün darbe girişimi sonrası ihraç edilen Tutar, Bektaş ve Olcay'ın, Danıştay üyeliği görevleri sırasında, alınan bazı kararlar ve imza süreçlerinde örgüt lehine hareket ettikleri iddia ediliyor.
Yargıtay eski üyeleri Necati Meran, Mehmet Ali Demirezici, Esabil Saylak, firari sanık Kenan Karabeyeser
Ankara'da, eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları" iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme kararını onayan ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hapis cezası verilen eski Yargıtay üyeleri Necati Meran, Mehmet Ali Demirezici, Esabil Saylak ile firari sanık Kenan Karabeyeser'in "görevi kötüye kullanma" suçundan "Yüce Divan" sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmasına devam edildi. Sanıklar hakkında; dönemin İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın mahkum edilmesine ilişkin kararı onadıkları ve "Kurtoğlu hakkında mahkumiyet kararı verilmesini sağladıkları" iddia ediliyor.
18 Şubat'taki duruşmaya FETÖ üyeliğinden 10 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık Demirezici ile taraf avukatları katıldı. Diğer sanıklar Saylak ve Meran ile bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlantı kuruldu. Duruşmada dönemin İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı olan Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Kurtoğlu da müşteki sıfatıyla hazır bulundu. Yargılamada iddia makamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Rıdvan Gündoğdu ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim Çiftçi yer aldı.
Yüce Divan heyetine başkanlık eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, savunma yapmak üzere sanık Demirezici'ye söz verdi.
Kurtoğlu ile 5 subayın, "bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları" iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme hükmünün onandığı kararda imzası bulunan Demirezici, yasalara aykırı bir karar vermediklerini ileri sürdü.
Onama kararının doğru olduğunu savunan Demirezici, temyiz incelemesinde değerlendirdikleri dava konusu olayda kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğunu iddia etti.
Sanık Mehmet Ali Demirezici, onama kararıyla Kurtoğlu'nun terfisine engel olunduğuna yönelik de delil bulunmadığını öne sürdü.
"FETÖ'nün talimatları sonrasında açılan soruşturmanın ve kovuşturmanın amacına ulaşabilmesi için görev gereklerine uygun hareket etmedikleri" suçlamasını kabul etmeyen Demirezici, "27 yıllık meslek hayatımda kimseden emir ve talimat almadım, birilerinin yönlendirmesiyle de karar vermedim. Bu durum Kurtoğlu davası için de geçerlidir." dedi.
Tanık HSYK Bşk. İbrahim Okur: Albay Kurtoğlu'na kumpas kuruldu
FETÖ yöneticiliğinden hapis cezasına çarptırılan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, tanık sıfatıyla verdiği ifadede sanıkların talimatla karar verdiklerine dair bilgisinin olmadığını belirtti.
Karar sonrasında görüştüğü Hüseyin Kurtoğlu'nun kendisine haksızlık yapıldığını söylediğini kaydeden Okur, daha sonra onama kararını incelediğinde bazı hatalar tespit ettiğini dile getirdi.
Okur, HSYK'da da sürecin yanlış olduğunu belirttiğini, FETÖ'den mahkum edilenlerin de kararın hukuki olduğunu savunduklarını söyledi.
Sanık Demirezici'yle de görüştüğünü ifade eden Okur, Demirezici'nin kararı savunduğunu dile getirdi.
Yaşananlar nedeniyle Kurtoğlu'nun terfisinin iki yıl geciktiğini hatırlatan Okur, o dönemde "Yıllardır idari görevdeyim, benim gördüğümü bu arkadaşların görmemiş olması mümkün değil." dediğini aktardı.
İbrahim Okur, verilen karar nedeniyle kumpas kurulduğunu düşündüğünü belirtti.
Duruşmada Yüce Divan heyetine başkanlık yapan AYM Başkanı Zühtü Arslan, tanık Fevzi Elmas'a söz verdi.
Kamuoyunda "Hüseyin Kurtoğlu davası" olarak bilinen davada yerel mahkeme kararını onayan dönemin Yargıtay 14. Ceza Dairesinin Başkanı Elmas, sanık konumunda bulunan heyetteki diğer üyelerin yerel mahkeme kararının doğru olduğu kanaatiyle onanmasını istediklerini, kendisinin ise usul eksikliği bulunduğu ve suçun unsurlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle muhalefet şerhi yazdığını anlattı.
Kurtoğlu davasına ilişkin, "Kanunun zorlanarak dava açıldığını gördüm" diyen Elmas, dava dosyasındaki evraklardaki bilgilerle iddianamedeki bilgilerin çeliştiğini kaydetti.
- Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı tanık sıfatıyla dinlendi
Tanık sıfatıyla ifade veren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, Kurtoğlu davasıyla ilgili ilk bilgiyi İstanbul'da bulunduğu sırada öğrendiğini, bunun üzerine görüştüğü müşteki Kurtoğlu'nun kendisine kasıtlı bir dava açıldığını söylediğini aktardı.
Ankara'ya dönüşünün ardından eski Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur ile konuya ilişkin görüştüklerini anlatan Erdem, görüşmenin üzerinden çok geçmeden Yargıtay 14. Ceza Dairesince kararın onandığını öğrendiğini ifade etti.
Dairenin gerekçesini okuduktan sonra kararda sıkıntı olduğunu düşündüğünü bildiren Erdem, daha sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulunca karara itiraz edildiğini, dosyayı tekrar görüşen dairenin onama kararını kaldırdığını beyan etti.
Soru üzerine Erdem, sanıkların talimat üzerine karar verdikleri yönünde somut bilgisinin olmadığını söyledi.
Eski HSYK üyesi ve FETÖ itirafçısı Mustafa Kemal Özçelik ise tanık sıfatıyla alınan ifadesinde, onama kararının ardından sanıklar hakkında FETÖ talimatıyla hareket ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğunu ve dosyalarının HSYK'ya geldiğini aktardı.
FETÖ'nün darbe girişimi sonrası kendisiyle aynı cezaevinde bulunan sanık Meran'ın doğru karar verdiklerini söylediğini bildiren Özçelik, Kurtoğlu davasının içeriğinden haberdar olmadığını dile getirdi.
- Ara kararlar
Beyanların alınmasının ardından görüşü sorulan savcılık makamı, sanık Karabeyeser hakkında yakalama kararı çıkarılması talebinde bulundu.
Müzakere arasından sonra AYM Başkanı Arslan, heyetin ara kararlarını açıkladı.
Buna göre, hakkında FETÖ üyeliği suçlamasıyla yakalama kararı bulunan Karabeyeser hakkında mevcut davada da yakalama emri düzenlenmesine, HSK'ya yazı yazılarak Hüseyin Kurtoğlu davasında görev alan yargı mensupları hakkında soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığının sorulmasına hükmetti.
Dava 8 Nisan'a ertelendi.
- Hüseyin Kurtoğlu davası
Silivri Cezaevi'nde bulunan bir tutukluya babasının ölümü üzerine verilen izni kullandırmadıkları gerekçesiyle o dönem Kurmay Albay olan Hüseyin Kurtoğlu ile görevi sırasında birlikte çalıştığı beş personel hakkında 2011'de dava açılmıştı.
Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi "kamu görevinin sağladığı nüfuzu kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan sanıkları mahkum etmiş, Yargıtay 14. Ceza Dairesi de kararı onamıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca eski yüksek yargı mensupları hakkında hazırlanan fezlekelerde Hüseyin Kurtoğlu davası, FETÖ'nün kumpas davaları arasında gösterilmişti.
Fezlekelerde, FETÖ mensuplarının, Adana Jandarma Bölge Komutanlığı döneminde MİT tırlarını durduran ve 2019'da "FETÖ üyeliği"nden mahkum olan eski tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun generalliğe terfi etmesi için Kurtoğlu'nun terfisine engel olmak istedikleri, bu nedenle Kurtoğlu hakkında suç uydurdukları ve mahkumiyet kararı verilmesini sağladıkları kaydedilmişti.
YENİ DAVA: YARGITAY HAKİMİ DARBEDEN HABERDARDI
Öte yandan eski Yargıtay tetkik hakimi Fazıl Ahmet E. hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame hazırlandı. Fazıl Ahmet E'nin 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, tanık beyanına göre şüphelinin 15 Temmuz darbe girişiminden haberinin olduğunun ve örgütle aktif bağını devam ettirdiğinin belirlendiği aktarıldı. Yargıtay tetkik hakimi olarak görev yaparken meslekten ihraç edilen ve tutuklanan şüpheli hakkında ifade veren tanık, darbe girişiminden birkaç hafta önce Fazıl Ahmet E. ile bağlı oldukları örgüt yöneticisinin evine gittiklerini, orada "Salih" kod adlı mahrem imamın darbe girişimi olacağını kendilerine söylediğini anlattı
17 Şubat'taki gelişmeye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay tetkik hakimi olarak görev yaparken Hakimler ve Savcılar Kurulunun 21 Ocak'ta aldığı kararla meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Fazıl Ahmet E. hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan iddianame hazırladı.
İddianamede, Fazıl Ahmet E'nin FETÖ'nün mahrem imamlarıyla ankesörlü hatlardan örgütsel ardışık arama yöntemiyle haberleştiği, ayrıca örgütün mahrem yapılanması içerisinde yer alan N.S. ve İ.E. arasında geçen ByLock yazışmalarında Fazıl Ahmet E'nin örgüt üyesi olduğuna dair beyanların olduğu belirtildi.
Tanık olarak iddianamede ifadesine yer verilen Cihangir D, hakim adayı olduğu dönemde "Salih" kod adlı mahrem imamın kendisini Fazıl Ahmet E. ile tanıştırdığını, ev arkadaşlığı yaptıklarını söyledi.
Şüpheli ile kitap okuma ve sohbet şeklinde örgütsel faaliyetlerde bulunduklarını aktaran Cihangir D, şunları anlattı:
"Salih, bizim eve gelirken bazen tablet bazen de dizüstü bilgisayar getirir, oradan bize örgütsel içerikli Fetullah Gülen vaaz videoları izletirdi. Bize daha sonra Gülen'in kitaplarını getirerek 'Bunları kimseye göstermeden okursunuz, işiniz bitince de iç çamaşırlarınızın olduğu yere saklarsınız' demişti. Salih ve Ahmet Fazıl E'nin örgüt dışında da tanışıp arkadaş olduklarını kendilerinden öğrendim. Bir de bu sohbetlere ara sıra gelen Salih'in getirdiği, kendini Halit diye tanıtan bir kişi bulunuyordu. Bu şahıs elinde laptop ile gelmekteydi. Bana evlilik konusundaki düşüncemi ve nasıl birini düşündüğümü sormuştu."
"Bize bilgi geliyor, orduda hareketlenme var"
Fazıl Ahmet E. ile belirli periyotlarla Yenimahalle ilçesi Demetevler Mahallesi'nde bulunan Salih'in evine gittiklerini belirten Cihangir T, "Demetevler'deki eve bir keresinde dolmuşla gittik, bu yüzden Salih bize 'Keşke böyle yapmasaydınız, dolmuşta kamera olur sıkıntı olur, mümkünse kendi arabanızla gelin' dedi. Uzunca bir süre kendi arabamla gidip geldik." ifadelerini kullandı.
Cihangir D, beyanlarına şöyle devam etti:
"Salih'in Demetevler'deki evine Ahmet Fazıl E. ile 15 Temmuz darbe girişiminden birkaç hafta önce gittik. Orada bana dönerek ciddi bir tavırla 'Bize bilgi geliyor. Orduda hareketlenme var. Bunları sabaha karşı sıcak yataklarından alacaklar' dedi. Ben de 'Bu devirde darbe mi olur? Doğru değildir büyük ihtimalle' diyerek tepki verdim. Özellikle bana dikkatli olmamı söyledi. Salih, bir darbe girişimi olursa bunun sorumlusunun cemaat üyeleri olmadığını düşünmemi istiyordu. Bu konuyu bizzat Ahmet Fazıl E. ile de görüşmüş, ona bu darbeyi kendilerinin yapacağını söylemiş olabilir. Çünkü araları benden daha iyiydi ve bulunduğumuz ortamda bu sözü direkt bana hitaben söylemişti."
15 yıla kadar hapsi istendi
Fazıl Ahmet E'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede şu tespitlere yere verildi:
"Şüphelinin, örgütün evlerinde kaldığı, 2014 yılında hakimlik sınavı çalışma evinde kalarak sınava hazırlandığı, örgütsel toplantılara süreklilik arz edecek şekilde katıldığı, hakim adayı olduğu dönemde örgütün gizliliği, faaliyetleri, amaçları gibi konulardaki örgütsel görüşmelerine de katıldığı tespit edilmiştir. Şüphelinin örgütün mahrem imamlarıyla irtibatlı olduğu, 2012, 2013 ve 2015 yıllarında ankesörlü telefon üzerinden örgütsel gizliliği sağlamak amacıyla örgüt mensuplarınca arandığı, Cihangir D'nin beyanına göre, 15 Temmuz darbe girişiminden haberinin olduğu, örgütle hem meslek öncesi hem de meslekteyken aktif bağını devam ettirdiği belirlenmiştir."
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(23 Şubat 2021, 10:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: