MİT mensupları ile ´başbakanın özel görevlendirdiği kamu görevlilerinin´ başbakanın izniyle soruşturulabileceğine dair kanun teklifi, Meclis´te kabul edildi. Böylece MİT krizini başlatanların siyasetin alanını daraltma girişimi, yine siyaset yoluyla durdurulmuş oldu. Bu arada, Cemaat ile MİT arasında kavga yaşandığı iddialarına tepki gösteren Zaman yazarları, krizin ardında yabancı istihbarat servislerinin olabileceğini, hazırladıkları evrakları savcının önüne koyarak, onu operasyonu başlatmak zorunda bırakmış olabileceklerini ileri sürdüler. Tepkiler üzerine savcılık Oslo görüşmelerinin soruşturma kapsamında olmadığını savunmuştu. Bunun da doğru olmadığı ileri sürülüyor.
17.02.2012 10:10 TBMM Genel Kurulunda, MİT Kanunu´nda değişiklik yapan kanun teklifi kabul edildi. Kanuna göre, MİT mensupları veya Başbakan tarafından belirli bir görevi yerine getirmek üzere kamu görevlileri arasından görevlendirilenler, görevin niteliğinden doğan veya görev sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine bağlı olacak. Bu kişilerin, özel yetkili mahkemelerin görev alanlarına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılmasında da Başbakanın izni aranacak. Kanun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle devam eden soruşturma ve kovuşturmalarda da Başbakanın iznine bağlı olma hükmü uygulanacak.
Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu´nda değişiklik yapan teklif, 12,5 saat süren görüşmelerin ardından 63 ret oyuna karşın, 266 oyla kabul edilerek yasalaştı. TBMM Genel Kurulu, dün saat 13.00´da başlayan çalışmasını bugün 05.50´de tamamlayarak, yaklaşık 17 saat mesai yaptı. MİT Kanununda değişiklik yapan teklifin görüşmelerine ise dün saat 17.30´da başladı. Teklifin kanunlaşmasından sonra Meclisin bugün çalışmamasını içeren Danışma Kurulu önerisi de Genel Kurulda kabul edildi. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, 21 Şubat Salı günü saat 15.00´de toplanmak üzere birleşimi kapattı. ( AA)
MİT Kanunu, Köşk´e gönderildi
17.02.2012 14:29 MİT Kanunu´nda değişiklik yapan kanun, Çankaya Köşküne gönderildi.Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu´nda değişiklik yapan yasa, TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığındaki son okumadan sonra Meclis Başkanı Cemil Çiçek tarafından imzalandı. Yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün onayına sunulmak üzere Çankaya Köşküne gönderildi. Anayasa uyarınca, Cumhurbaşkanı Gül´ün TBMM tarafından kabul edilen kanunları 15 gün inceleme süresi bulunuyor.
YABANCI İSTİHBARAT SERVİSLERİ SAVCININ ÖNÜNE EVRAKLARI KOYMUŞ OLABİLİR |
GÜLERCE: Dışarının parmağı olabilir mi bu işte?
ALKAN: Sanki olması gerektiği gibi duruyor.
GÜLERCE: Şöyle bir soru soralım. Dışarının parmağı olabilir mi bu işte? Yabancı istihbarat teşkilatları diyelim ki İsrail, İran, Suriye, Alman, İngiliz, Amerikan istihbaratı bizim devlet kurumlarına ve istihbarat kurumlarına kesinlikle sızabilir mi? Yoksa kesinlikle sızamaz mı?
ALKAN: Sızabilir.
BULAÇ: En etkili sızdığı iddia edilen CIA ve Mossad.
GÜLERCE: Altını çizmek lazım, sızabilir. Sızarsa savcı böyle bir istihbarat ajanı olabilir mi? Ben direk olmaz, olamazdır diyorum. Peki, bir yanlışlık yapılmışsa nasıl olabilir? Kimse o sızanlar devlet içinde, öyle bir malzeme hazırlar getirirler ki sizin önünüze, siz bir düğmeye basmak zorunda kalırsınız. (...) Savcının da yapabileceği bir şey yok. Vazifesi gereği önüne bir belge gelmiş. Savcı bu işi tek başına yapacak. Bu şeyleri de düşünmek suretiyle. Zincirleme bir reaksiyon ilk halkası başlayabilir düşüncesiyle savcı vekili ve başsavcı ile görüşmesi lazımdı. İlk adımı atma noktasında yanlışı yapmayabilirdi. Ayıkla pirincin taşını noktasına geldik. (...) MİT Kanunu´nda değişikliğe gidiyor hükümet. Başka bir sıkıntıya gitti. Türkiye Suriye´ye girer mi girmez mi, Dışişleri Bakanı ABD´de döndü mü bilmiyorum. Türkiye dışında önemli bir olay cereyan ediyor. Türkiye içinde konular birbirine girmiş. Bu bir zaaf. Bütün dikkatini moralini buraya tekzip etmesi gerekirdi.?
BULAÇ: Sanki birileri girdi araya ve hepsini karmakarışık etti. ( Star)
SİYASETİN ALANINI DARALTMA TEŞEBBÜSÜ, SİYASET YOLUYLA DURDURULDU |
Önce kanunun verdiği yetki aşılarak MİT Müsteşarı´na yönelik bir girişim başlatılmıştır. Ardından, gizli kalması gereken soruşturmayla ilgili bilgiler gazetelerde yayınlanmıştır. Ve ardından soruşturma hükümeti hedef alıyor mu, almıyor mu gibi bir hukuk devletinde tahayyülü dahi düşünülemeyecek yargı eksenli bir tartışma başlamıştır. Neyin nasıl tartışıldığı da ortada... Bir yandan yatıştırıcı iyi niyet girişimleri de var. Çünkü kimse böylesi bir noktaya gelindiğine inanamıyor, inanmak istemiyor. Ancak, kamuoyunun alarm hali, tartışmaların giderek derinleşmesi, soruların sertleşmesi o yanlış iliklenen düğme çözülmeden sahici bir yatışmanın mümkün olmadığını gösteriyor.
Öte yandan, geçen hafta Çarşamba gününden MİT Kanunu´nda değişiklik yapılacağı düne kadar yanlışın giderilmesi için yeterince zaman ve sayısız fırsat da vardı. Yani, Başbakan´ın zaten 30 yıldır sahip olduğu bir yetkiyi yeniden almak için Meclis´e gitmesi gerekmeyebilirdi. Hükümet böylesine zor ve sıkıntılı bir yola mecbur edilmeyebilirdi. Hukuki bir hatada umursamazca ısrar etmek yerine, yine hukukun imkanları dahilinde bir tashihle, sorun Türkiye´ye zarar vermeden de hal yoluna konulabilirdi. Ne var ki, herkes durumdan müteessir olmasına rağmen, herkes gelinen noktanın kabul edilemezliğini kabul etmesine rağmen ve herkes çatışmanın daha fazla büyümemesinden yana görünmesine rağmen yaprak kımıldamadı. Hükümet, Başbakan, Meclis zaten açık olan yasayı bir kez daha açmaya inatla ve keyifle mecbur edildi. Yargı hatadan dönebilecekken ve böylelikle bir hukuk ayıbı kendi içinde hallolabilecekken, fatura Meclis´e ödetildi.
En az MİT Müsteşarı´nı hedef alan girişim kadar, sürecin böyle gelişmesi de vahimdir. Artık kim maksadının yasama alanına müdahale olmadığını, hükümet icraatlarını sorgulamak niyeti taşımadığını söylerse söylesin, ortaya çıkan manzara sadece budur. Siyasetin alanını daraltma teşebbüsü sergilenmiş ve bu da ancak siyaset yoluyla durdurulabilmiştir. Böyle şeyler ancak eski Türkiye´de olur demiştik. Bunu derken görünürde MİT´i hedef alan son teşebbüsün aslında değişime direnme temayülü içerdiğinin de altını çiziyoruz. Eskiden o görüntüleri yaşatanların tarih ve kamu vicdanındaki hatırası ise ayrıca malum. Yargı, uzun yıllar unutulmayacak bir yanlışa imza atarak Türkiye´ye hiç hatırlamak istemediği bir devrin nostaljisini yaşatmış, ülkeyi de kendisini de yıpratmıştır. Başka kimleri yıprattığını tekrarlamaya bilmem gerek var mı? ( Star)
OSLO GÖRÜŞMELERİ SORUŞTURMA DIŞIYDI İDDİASI DOĞRU MU? |
Bu durumu izale etmek amacıyla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen (aynı zamanda özel yetkili savcıları sevk ve idareden sorumludur), bir açıklama yapmak zorunda kaldı... Ve aynen şunları söyledi: ?Bu soruşturma, Cumhuriyet Başsavcıvekilliğimizce KCK terör örgütüne yönelik olarak yapılan bir soruşturma sırasında, bazı devlet görevlilerinin kendilerine yürütme organı tarafından verilen görevinin dışına çıkarak hareket ettikleri, bu suretle örgütün eylemlerinin gerçekleştirilmesine yardım ettikleri şüphesini doğuracak deliller elde edilmesi nedeniyle başlatılmış olup, sadece bu görevlilerin eylemlerine yöneliktir...´
Bitti mi? Hayır, bitmedi. Hakan Fidan ve Oslo görüşmeleri üzerindeki tezvirat artarak devam etti. Hatta, Hakan Fidan´ın öğrenim durumunu tartışmaya açanlar, astsubay kökenli oluşunu ?nakısa? sayanlar, eski MİT eylemlerini ?yeni döneme? fatura edenler, hükümetin bir vesayet sistemi kurmaya çalıştığını ve ?devlet içinde çeteleştiğini? öne sürenler bile çıktı. Her defasında, ?Hayır, konu Hakan Fidan ve Oslo görüşmeleri değil? deniyor ama karşımıza hep bu ikili çıkarılıyor.Konu Oslo görüşmeleri değilse, neden ?şüpheli? ilan edilenler arasında Oslo´daki heyet dışında bir tek isim yok? Konu Oslo görüşmeleri değilse, neden Oslo´da verildiği söylenen ?tavizler? sürekli gündemde tutuluyor?
-Mehmet Ali Birand´ın savcılıkça ikna edilmesi-
Konu Oslo görüşmeleri değilse, neden seçilmiş gazeteciler apar topar ikna odalarına alınıp, birtakım Oslo belgeleriyle ?ikna terapisine? tabi tutuluyor ve biz de ?Hah, şimdi ikna oldum işte... Savcılar çok ciddi belgeler gösterdiler, şaşırdım? türünden yazılara maruz kalıyoruz? Savcılar niçin ?çok ciddi belgeleri? gazetecilerle paylaşırlar? Niçin Oslo´nun ?masuniyetini? yıkmaya çalışırlar? Niçin kamuoyunda oluşmuş, ?Müzakere doğaldır... Hem de haktır...? yönündeki kanaati değiştirmeye seferber olurlar? Bütün faaliyet kalemlerine bakarak, ?Hani konu Oslo görüşmeleri değildi?? şeklinde bir itiraz cümlesi kurabiliriz. Fakat asıl kurmamız gereken cümle şu bence: Hani soruşturmanın gizliliği esastı? Niçin gazetecileri ikna odalarına alıp, birtakım ?çok ciddi belgelerle? bu gizliliği kendi ellerinizle ortadan kaldırıyorsunuz? Bu yaptığınız suç değil mi? ( Star)
-Özgürel´den Birand´a MİT eleştirisi-
Savcılığın gazetecileri ikna görüşmesine bir tepki de gazeteci Avni Özgürel´den geldi. Kanal 24 canlı yayınına bağlanan Radikal Gazetesi Yazarı Avni Özgürel, Kanal D Anchorman´i Mehmet Ali Birand´ın Önce twitter´da sonra da köşe yazısında yaptığı İkna Oldum açıklamasını eleştirdi. Mehmet Ali Birand´ın savcılıkta bir ikna odasına alındığını vurgulayan Özgürel; Birand´ın deneyiminde ve birikiminde bir gazeteci açısından bu olayı bir meslek hatası olarak görüyorum. Bu durum Başsavcılık açısından da büyük bir hata. Hala basınla dirsek teması yaparak siyaseti yönlendirmeye ülke yönetiminin tercihlerini etkilemeye çalışıyorlar. Bu yargıya hiç bir şekilde yakışmaz. Biz Ergenekon´da askerlerin, savcıların Eski Anayasa Mahkemesi yargıçlarının bazı gazetecileri çağırıp konuşmalarını tartışıyorduk. Şu anda yapılan ne? ( Star)
CUMHURBAŞKANI AYNI GÜN ONAY VERDİ
17.02.2012 19:11 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, MİT mensupları veya kamu görevlileri hakkındaki ceza soruşturmalarında başbakan izni şartını yeniden düzenleyen Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu´nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun´u onayladı.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları veya bazı kamu görevlileri hakkındaki ceza soruşturmalarında başbakan izni şartını yeniden düzenleyen Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu´nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun´u onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre Gül, 6278 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu´nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun´u yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.
YEŞİL´İN ARAMA KARARI DA HÜKÜMSÜZ KALDI
22.02.2012 11:01 MİT Kanunu´nda yapılan değişiklikle birlikte çok sayıda faili meçhul cinayetten aranan Yeşil hakkındaki yakalama kararı da düştü. Savcılık, soruşturma için izin talebinde bulunacak. MİT yöneticilerine yönelik KCK soruşturması nedeniyle MİT Kanunu´nda yapılan değişiklikle soruşturmaların Başbakan´ın iznine bağlanması üzerine, çok sayıda faili meçhul cinayetle ilgili aranan Yeşil kod adlı eski MİT mensubu Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama kararları düştü. Soruşturma için Başbakan´dan izin istenecek. Bir başka davanın şüphelileri Mehmet Eymür, Yavuz Ataç ve Müfit Sement için de izin gerekli. Başbakanlık kaynakları, ?Talep gelirse izin verilecek? dedi.
Taraf ´ın edindiği bilgilere göre, yeni MİT düzenlemesinden Yeşil de yararlanacak. Tunceli Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Malatya Özel Yetkili Savcılığı´nın talebiyle Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nin çıkardığı yakalama kararının yeni düzenleme üzerine düştüğü belirtildi. Yine faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak Diyarbakır ve Ankara´da sürmekte olan dava ve soruşturmalarda da Yeşil ile ilgili cezai takibat yapılabilmesi için Başbakanlık´tan izin istenmesi gereğinin ortaya çıktığı kaydedildi. Yeşil hakkındaki yakalama kararının hükümsüz olarak işlem göreceği ifade edildi. Savcılıklar, soruşturmaya devam edebilmek için dosyaları Başbakanlığa gönderecek.
Şüpheli MİT´çiler için de izin
Yeni düzenlemeden eski MİT´çiler Mehmet Eymür, Yavuz Ataç ve Müfit Sement´in de yararlanacağı belirtildi. Ankara Özel Yetkili Savcıları Mehmet Özgür ve Hakan Yüksek tarafından yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade veren Eymür ile o dönemde MİT´te aktif görev yapan ve şüpheli olarak ifade veren Sement ve Ataç hakkındaki iddiaları araştırmak için savcılar, dosyayı Başbakan Erdoğan´a göndererek, izin isteyecek. Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, verdiği ifadelerde Yeşil´in MİT adına çalıştığını doğrulamış ve ?Biz Yeşil´den memnunduk? demişti.
Başbakan´dan ´Yeşil´ ışık
MİT Kanunu´nda yapılan düzenlemeyle ilgili ortaya çıkan durum hakkında Taraf ´a açıklamalarda bulunan Başbakanlık kaynakları, şunları dile getirdi: ?Yasa hazırlanırken geriye dönük bu gibi sonuçlar doğurabileceği elbette düşünüldü. Bu nedenle geçici düzenleme yapıldı. Ancak adı geçen şahıslara soruşturma izninin verilmemesi gibi durumun söz konusu olması düşünülemez.?
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Hakkı Köylü de, ?Bu kişilere isnat edilen suçlar yıllar öncesine ait. Yeni yasayla bu kişilerin korunması gibi bir durum söz konusu değil? dedi.
CHP´li Öztürk: Bumerang gibi olacak
Eski Cumhuriyet Savcısı Reşat Petek soruşturma izni için hiyerarşik bir ayrım olmadığını belirterek, ?Pratikte doğabilecek bu gibi sıkıntıları yasa tartışılırken de dile getirmiştik. 2005 yılından beri CMK 250 ve 251 ilk kez delinmiş oldu? derken TBMM Adalet Komisyonu´nun CHP´li Üyesi Ali Rıza Öztürk ise şunları söyledi: ?Yasanın ta hazırlanış aşamasından beri komisyonda bu uyarıları yapıyorum. Ama hükümet o kadar acemice ve aceleci bir tavırla hareket ettik ki ortaya bu garabet çıktı. Başbakanın kimin soruşturulup soruşturulmayacağına neye göre izin vereceği muğlak. Mehmet Ağar ya da başka isimler hakkındaki soruşturmalarda Başbakan´ın izin vereceğinin garantisi mi var. Kaldı ki bu ülke, ´Memleket için kurşun atan da yiyen de şereflidir´ diyen başbakanlar gördü. Bu yasa bumerang gibi. Önce onu hazırlayanları vuracak, acısını da hepimiz çekeceğiz. Çok açık söylüyorum bu yasa Sayın Kılıçdaroğlu´nun başbakanlığı döneminde çıksaydı da onay vermezdim. Tüm hukukçular da farkında ama kimse sesini çıkartmıyor.? ( Taraf)
YEŞİL´İN YAKALAMA KARARI DÜŞMEDİ, SÜRÜYOR
23.02.2012 16:35 ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ´Bozo´ kod adlı Yusuf Geyik hakkında mahkeme tarafından çıkarılan arama-yakalama kararının düşmediği öğrenildi. Yeşil ve Bozo, lojmanında ölü bulunan eski Tunceli Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli ölümüyle ilgili olarak aranıyor.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ün onayının ardından Resmi Gazete´de yayınlanarak yürürlüğe giren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları veya bazı kamu görevlileri hakkındaki ceza soruşturmalarında başbakan izni şartını yeniden düzenleyen kanun, Yeşil için çıkarılan arama kararını etkilemedi. Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan tarafından yürütülen soruşturmada Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nden Yıldırım ve Geyik için verdiği arama ve yakalama kararının sürdüğü belirtildi. Mahmut Yıldırım´ın MİT için çalıştığına ilişkin resmi kayıtlara geçen bir bilgi olmadığı, bu yüzden arama-yakalama kararı için izin alma gereğinin doğmadığı belirlendi.
Ayrıca savcılık, Yeşil ile Bozo´nun İnterpol aracılığıyla kırmızı bülten çıkartılarak aranması için Adalet Bakanlığı´na başvurdu. Bu başvurunun onaylandığı öğrenildi. Karar çerçevesinde Mahmut Yıldırım ve Yusuf Geyik, İnterpol aracılığıyla aranmaya başlandı. Yeşil ve Bozo yurt dışında yakalandıkları takdirde Türkiye´ye iade edilecek. Eski Tunceli Jandarma Alay Komutanı Albay Kazım Çillioğlu´nun şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında ´Yeşil´ kod adlı Mahmut Yıldırım ile ´Bozo´ kod adlı Yusuf Geyik için Özel Yetkili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkartılmıştı. ( Cihan)
(17 Şubat 2012), son güncel.: (23 Şubat 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
MİT BAŞKAN VE GÖREVLİLERİNİN İFADEYE ÇAĞRILMASI KRİZİYLE İLGİLİ MANŞETLERİMİZ
Başsavcılık: İstihbaratçılar suç işledi
Cemaat-MİT çatışması mı yaşanıyor?
Hükümet sivil darbeyi engelledi
KCK savcısı görevden alındı
MİT kanunu Perşembe çıkıyor
MİT´çilere yakalama kararı
MİT müsteşarı Fidan hedefte
Odatv-Aydınlık-İsrail´in hedefi: Fidan
´Mesaja mesaj´ ses kaydı