TÜBİTAK, Odatv davasında hazırladığı ikinci raporu da mahkemeye gönderdi. İlk raporda mahkeme heyetinin teknik olarak anlayamadığı bazı sorularına cevap niteliği taşıyan rapor, ilk raporda olduğu gibi yine sanıkları şok eden bir sonuca vardı. 3 uzmanın imzasını taşıyan 84 sayfalık ek raporda, ´İncelenen bilgisayarlarda belgelerin kullanıcılar tarafından açıldığı anlaşılmıştır. Uzaktan dosya göndermeye yarayan bazı programlara rastlanmışsa da dava konusu belgelerin bu programların bilgisayara geliş tarihinden daha önce de bilgisayarda var olduğu anlaşılmıştır´ deniliyor. Odatv´ye düzenlenen baskında bir bilgisayarda ele geçirilen ve davanın en önemli delilleri arasında yer alan ´Ulusal Medya 2010´ isimli belgede Ergenekon, Balyoz ve Poyrazköy gibi davaların boşa çıkarılması için neler yapılması gerektiği ifade ediliyordu.
12.11.2012 20:23 Odatv davasında ilk raporu net olmadığı için ek rapor istenilen TÜBİTAK, 84 sayfalık raporu mahkemeye sundu. Hatırlanacağı gibi, Odatv davasının sanıkları dosyadaki delil niteliğindeki dijital verilerin virüs yoluyla gönderildiğini iddia etmişti. Bunun üzerine davanın görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, TÜBİTAK´tan rapor istedi. Odatv´ye ait 1 bilgisayar ile sanıklar Barış Pehlivan ve Müesser Yıldız´a ait toplam 3 bilgisayarı inceleyen TÜBİTAK hazırladığı raporu mahkemeye gönderdi.
Ancak mahkeme TÜBİTAK´tan gelen raporun yeterli olmadığını belirterek, ya da teknik olarak bazı ayrıntıları anlayamadığını belirterek yeniden rapor hazırlamasına karar verdi. Mahkeme, TÜBİTAK´a konuyla ilgili 10 soru yönelterek, yargılama konusu belgelerin sanıkların bilgisayarlarına virüs yoluyla gönderilip gönderilmediğini daha net ifadelerle anlatan yeni bir rapor hazırlatılmasını istedi.
Yaklaşık 1 ay önce istenen rapor bugün mahkemeye ulaştı. 84 sayfalık rapor 3 kişiden oluşan bir bilirkişi heyetinin imzasını taşıyor. Mahkemeye gönderilen ek raporda yapılan inceleme sonucunda oluşan kanının açık bir dille ifade edildiği belirtildi.
-Soru-cevap şeklinde-
84 sayfalık rapor soru cevap şeklinde hazırlandı. TÜBİTAK öncelikli olarak mahkemenin kendisine gönderdiği 10 soruya cevap verdi.
-Mahkemenin 1. sorusu -
Dosyaların anılan bilgisayarlarda kesin olarak oluşturulup oluşturulmadığı, değiştirilip değiştirilmediğinin tespitinin mümkün olup olmadığı? Kesin olarak tespitinin mümkün olmaması halinde bunun nedenlerinin yalın ve açıklayıcı bir şekilde belirtilmesinin istenmesi?
-USB ile taşınmış-
TÜBİTAK: Herhangi bir dosyanın bir bilgisayarlarda oluşturulup oluşturulmadığı, değiştirilip değiştirilmediğinin kesin tespiti mümkün değildir. Bunun sebebi bir dosyanın bir bilgisayarda oluşturulduğuna veya değiştirildiğine işaret eden dijital bulguların kesinlik ifade etmemesi ve bilgi sahibi bir kullanıcı tarafından değiştirilebilir olmasıdır.
İncelemelerde yazar alanında ?soner, ?Barış, ?pc ve ?Your User Name, son değiştiren alanında ise ?Sys ofis kullanıcı isimlerinin geçtiği dokümanlara rastlanmıştır. ?Sys Delil 1(Oda tv bilgisayarı) bilgisayarındaki ofis kullanıcı ismidir. Bu şartları sağlayan dokümanlarda ofis üst verileri ve dosya sistemi üst verileri incelendiğinde, bu dokümanların yüksek ihtimalle Delil 1 bilgisayar kullanıcısı tarafından değiştirildiği kanaatine varılmıştır.
Dosyaların Delil 1 (Oda tv bilgisayarı) ve Delil 2 (Barış Pehlivan´ın bilgisayarı) bilgisayarlarına, bahse konu olan zararlı yazılımlar ile yüksek ihtimalle gönderilmediği de göz ününde bulundurulduğunda; yazar alanında ofis kullanıcı ismi ?soner olan dokümanların) yüksek ihtimalle ?Soner Yalçın isimli şahsa ait farklı bir bilgisayarda oluşturulduğu, yazar alanında ?Barış yazan dokümanların da yüksek ihtimalle ?Barış Pehlivan isimli şahsa ait farklı bir bilgisayarda oluşturulduğu ve daha sonra ilgili bilgisayarlara CD/DVD, USB tarzı veri depolama cihazları ile taşındığı değerlendirilmektedir.
-Mahkemenin 2. Sorusu-
İlk raporda belirtilen dosyaların anılan bilgisayarlarda ´açıldığına dair bulguya rastlanılmadığı´ olgusunun yalın bir şekilde açıklanması, belgenin açıldığına dair izlerin nerede ve ne şekilde bulunacağının açıklanması, ´bu tür bulguya rastlanmamış olmasının kullanıcı tarafından kesin olarak açılmadığı anlamına gelmeyeceği´ belirlemesinin yine yalın bir şekilde açıklanması, kesin olarak belirleme yapılamamasının nedenlerinin hangi olasılıklardan kaynaklandığının ayrıntılı bir şekilde belirtilmesi?
-İzleri silmek için kullanılan ccleaner programına rastlanıldı-
İzlerin bir kısmı geçici izlerdir (zaman geçtikçe bu izler silinip üzerlerine yeni açılan dokümanların izleri gelebilir). Aynı zamanda bu izler bilgili bir kullanıcı tarafından elle veya çeşitli yardımcı programlar vasıtasıyla (Ccleaner gibi) silinebilir.
Delil 2 (Barış Pehlivan´ın) bilgisayarında bu tür izleri silmek için kullanılan ?Ccleaner uygulamasına ait izlere rastlanmıştır. Araştırma sonucunda yukarıda bahsi geçen ?Ccleaner uygulamasıyla ilgili çeşitli izlere Delil 2 bilgisayarında rastlanılmıştır. Dava kapsamında incelenen Delil 2 bilgisayarında $LogFile sistem dosyasında, EK-1 dosyalarının birçoğunun ismi geçmesi, bununla birlikte dosya içeriklerine ve MFT kayıtlarına dair hiçbir izin bulunmamasının sebebi, dosyaların ?Ccleaner ile temizlenmiş olması olabilir.
-İzlere rastlanılması açıldığına işaret-
Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere dosyaların açılmasıyla alakalı izlere rastlanmamış olması, ilgili dokümanların açılmadığını kesin olarak göstermemektedir. Bu izlere rastlanılması ise kuvvetli bir ihtimalle bu dokümanların açıldığına işaret etmektedir. Ek olarak ?Hanefi.doc dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında yaklaşık 6 ay, ?Sn.Komutanım.doc dokümanı için yaklaşık 5 ay, ?toplantı.doc dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunmaktadır. Bunun anlamı ?Hanefi.doc dosyasının en az 6 ay, Sn.Komutanım.doc dosyasının en az 5 ay ve toplantı.doc dosyasının en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olmasıdır.
-?Dosyalar zararlı yazılımlarla gönderilmedi, kullanıcılar dosyalarda değişiklik de yaptı-
Delil 1 (oda tv) ve Delil 2 (barış pehlivan) bilgisayarlarına, dosyaların yüksek ihtimalle zararlı yazılımlar ile gönderilmediği göz önünde bulundurulduğunda, bu üç dosyanın yüksek ihtimalle kullanıcı bilgisi dâhilinde Delil 1 bilgisayarında bulunduğu ve erişim tarihlerindeki güncellemelerden ötürü bu dosyalar üzerinde kullanıcı tarafından bir işlem yapıldığı değerlendirilmektedir.
Aynı şekilde Cevap 8´de açıklandığı üzere, yüksek ihtimalle Delil 2 bilgisayarında değiştirilmiş olan ?SY.doc ve ?prj_60.doc dosyalarının, Delil 2 bilgisayar kullanıcısı tarafından yüksek ihtimalle açıldığı değerlendirilmektedir. Diğer dosyalar için ise bu tür bir yargıya varabilmek için yeterli veri mevcut değildir.
-3. soru-
Mahkemenin sorusu İlk raporda belirtilen dosyaların anılan bilgisayarlarda ´zararlı bir yazılım tarafından gönderildiğine veya değiştirildiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır´ olgusunun yine yalın bir şekilde açıklanması? Yine raporda geçen ´Dosyanın zararlı bir yazılım tarafından kesin olarak gönderilmemiş veya değiştirilmemiş olduğu anlamına gelmemektedir´ ibaresinin yalın bir şekilde açıklanması?
-Dosyaları oluşturma tarihi zararlı yazılımdan önce-
Tübitak: Bu inceleme sonucunda ilgili belgelerin zararlı yazılımlar vasıtasıyla gönderilip gönderilmediği hususuyla alakalı tespit edilen bulgular şu şekildedir:
1- İlgili bilgisayarlara hedefli olarak uzaktan yönetim özelliği bulunan zararlı yazılımlar gönderilmiştir.
2- Bu zararlı yazılımların ilgili bilgisayarlarda çalışmış olduğu tespit edilmiştir.
3- EK-3 tablolarında, davaya konu dosyalarla alakalı, delil bilgisayarlarında tespit edilen üst veri türleri gösterilmektedir. Bu tablolardan da anlaşılacağı üzere, dosyaların çoğunun dosya sistemi zaman üst verilerine ulaşılmıştır.
4- Erişilen bu dosya sistemi tarih üst verilerine göre, dosyaların oluşturulma zamanları, ilgili zararlı yazılımların gönderilme zamanlarından öncedir.
Sonuç olarak yukarıdaki bulgular doğrultusunda, Delil 1(oda tv) ve Delil 2(barış pehlivan) bilgisayarlarında EK-1 listesinde bulunan dokümanların yüksek ihtimalle bahse konu olan zararlı yazılımlarla bu bilgisayarlara gönderilmediği değerlendirilmektedir.
-4. soru-
Her üç bilgisayardaki Güvenlik önlemlerinin, uzaktan dosya gönderme özelliğine sahip zararlı yazılımların çalışmasını engelleyip engellemeyeceğinin ayrıntılı olarak açıklanması?
-Mümkün değildir-
Tübitak: Uzaktan dosya gönderme özelliğine sahip bir zararlı yazılımın gönderdiği, resim, ofis dosyası, vb. gibi içerisinde herhangi bir zararlı kod parçası içermeyen dosyalar, bilgisayar üzerindeki antivirüs yazılımı tarafından tespit edilemez ve engellenemezler. Antivirüs yazılımının tespit edip, engellemesi ancak uzaktan gönderilen dosyalar içerisinde antivirüs yazılımı tarafından tanınan zararlı kodların olması durumunda mümkün olabilir. Bu sebeple herhangi bir zararlı yazılım parçası içermeyen EK-1 listesinde belirtilen dosyaların, anti-virüs yazılımları ile tespit edilmesi veya silinmesi mümkün değildir. Zararlı yazılımların gönderildiği tarihte, delil bilgisayarlarında o zamanki güvenlik ürünleri tarafından tespit edilebilmeleri ve engellenmeleri mümkün olmamıştır.
-5. soru-
Raporun 215. sayfasında belirtilen her 3 bilgisayarda da kurulu olduğu ve kullanıcı numaraları ile kullanıldığı belirtilen Teamviewer isimli uzaktan bağlantı ve yönetim programı ve özellikleri hakkında açıklamada bulununuz? Bu program aracılığıyla uzaktan erişim ile bilgisayara dosya gönderilebilir mi?
Tübitak: Teamviewer uygulaması, uzaktaki başka bir bilgisayarı internet üzerinden yönetmeye yarayan bir araçtır. Odatv ve Barış Pehlivana ait bilgisayarlarda kurulu olan Teamviewer uygulamasında aynı parolanın kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu sayede kullanıcıların birbirlerinin bilgisayarına aynı parola ile uzaktan bağlanabildikleri ve yönetebildikleri düşünülmektedir. Bu nedenle, davaya konu dosyaların ilgili hard disklere Teamviwer aracılığıyla gelmiş olması ihtimaller arasındadır.
TÜBİTAK, ayrıca sanıklar Hanefi Avcı ve Soner Yalçın´ın sorularına da yanıt verdi.
RAPOR TARTIŞMALARI
14.11.2012 12:26 Nazlı Ilıcak (Sabah): TÜBİTAK´ın ikinci raporu.. TÜBİTAK´ın ikinci raporu, Oda TV davasının görüldüğü 16. Ağır Ceza Mahkemesi´ne ulaştı. İlk TÜBİTAK raporunda bazı belirsizlikler mevcuttu. Meselâ, Dosyanın kullanıcı tarafından açıldığına dair bulguya rastlanmamıştır. Bu tür bir bulgunun bulunmaması, dosyanın kesin olarak kullanıcı tarafından açılmadığı anlamına gelmez ya da Dosyanın virüs tarafından gönderildiğine veya değiştirildiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Bu tür bir bulgunun bulunmamış olması, bu dosyanın zararlı bir yazılım tarafından kesin olarak gönderilmemiş ya da değiştirilmemiş olduğu anlamına gelmez deniliyordu.
Aslında, TÜBİTAK, dijital verilerde bilimsel olarak kesin bir sonuca varılamayacağını anlatmak için yukarıdaki ifadeleri kullanmıştı. Sanık avukatları ise, Kuşku sanığın lehine değerlendirilir demek suretiyle, TÜBİTAK raporunun müvekkillerini akladığını iddia etmişlerdi.
Yeni raporda, ilkine göre daha belirgin tespitler yapılmakta. Özellikle, ilk rapordaki Dosyaların zararlı bir yazılım (virüs) tarafından gönderildiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır ifadesini bertaraf edecek, kuşkuya yer bırakmayan kesin bir görüş ortaya konuluyor ve deniliyor ki: Dosyaların çoğunun zaman üst verilerine ulaşılmıştır. Dosyaların oluşturma zamanı, zararlı yazılım (virüs) gönderilme tarihinden öncedir.
Bu ne demek? Dosyalar, virüs tarafından gönderilmemiştir.
Yeni raporda eskisine göre daha açık bilgiler mevcut. Meselâ mahkeme, Dosyaların açılmasıyla ilgili ize rastlanmaması, kesinlikle bu dosyaların açılmadığı anlamına gelmez şeklindeki ifadenin izah edilmesini de istemişti. TÜBİTAK, açıklamayı şu şekilde yapıyor: İzlerin bir kısmı geçicidir. Zaman ilerledikçe bu izler silinip, üzerine yeni açılan doküman izleri gelebilir. Aynı zamanda söz konusu izler, yardımcı bir programla da silinebilir. Barış Pehlivan´ın bilgisayarında bu tür izleri silmek için kullanılan Ccleaner uygulamasına rastlanmıştır.
Sanıklar, gelen dosyaların hiç açılmadan, geldiği gibi aynı anda silindiğini de ileri sürmüşlerdi. Bu konuda son TÜBİTAK raporunun görüşü farklı: Hanefi.doc dosyasının oluşturma tarihi ile son erişim tarihleri arasında 6 ay, Sn.komutan. doc dosyası için yaklaşık 5 ay, toplantı. doc dosyası için yaklaşık 8 ay fark bulunmaktadır. Bunun anlamı, Hanefi. docun en az 6 ay, Sn.komutanım. docun en az 5 ay ve toplantı. docun en az 8 ay silinmeden önce ilgili bilgisayarda, kullanıcının erişebileceği bir konumda bulunmuş olmasıdır.
Hanefi.doc dosyasında, Hanefi Avcı´nın yazdığı Haliç´te Yaşayan Simonlar... Dün Devlet, Bugün Cemaat isimli kitabın müsveddesi bulunuyordu.
Sn.komutanım.doc dosyası, askeri bir toplantı sonrası alınan kararları ihtiva ediyordu (Temmuz 2010). Bu kararlar, Ergenekon ve Balyoz davalarının nasıl karartılarak manipüle edileceğine dair 3 ana bölüm halinde notlar içeriyordu. 1) Karartma, 2) İnkâr etme, 3) Sulandırma. Belgenin altında avukat Şule Erol´un ismi mevcuttu.
Toplantı.doc içeriğinde, Hocayla toplantı başlıklı bir yazı mevcuttu. Bu yazıda, Oda TV çalışanlarının ve yapılan toplantıların deşifre olmaması için ne gibi önlemler alınması gerektiği sıralanıyor, Oda TV´de yayınlanacak haberlerin nasıl hazırlanacağı belirtiliyordu. Nottan, talimatların Yalçın Küçük tarafından Oda TV´ye verildiği anlaşılıyordu. (Nazlı Ilıcak / Sabah)
15.11.2012 10:14 Nazlı Ilıcak (Sabah): TÜBİTAK raporu ve karşı görüşler.. TÜBİTAK´ın 2´nci raporu, yeni tartışmalara yol açtı. Bu raporda, Oda TV (Delil 1) ile Barış Pehlivan´ın (Delil 2) bilgisayarlarında çıkan ve iddianamede yer alan dosyaların (prj_60.doc ve SY.doc hariç) bu bilgisayarlarda oluşturulmadığı ve değiştirilmediği belirtiliyor. Ama bununla beraber, rapor söz konusu dosyaların zararlı yazılım aracılığıyla (virüsle) gönderilmediğini de yüksek ihtimal olarak kabul ediyor. Çünkü dosyaların çoğunun, zaman üst verilerine ulaşılmış ve bu üst verilere göre, dosyaların oluşturulma zamanının, zararlı yazılımların yani virüslerin gönderilme tarihinden önce olduğu tespit edilmiş. Raporda, konuya ilişkin şu ek bilgiler de veriliyor:
Dosyaların zararlı yazılımla gönderilmiş olabilmesi için, tarih üst verilerinin değiştirilerek önceki bir tarihe alınmış olması gerekir. Oysa bu dosyalarda tarih üst verilerinin değiştirildiğine dair bir ize rastlanmamıştır. Herhangi bir iz bırakmadan tarih üst verilerinde değişiklik yapabilme olasılığı çok düşüktür. Sonuç olarak, Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarındaki dokümanların, yüksek ihtimalle virüs tarafından gönderilmediği değerlendirilmektedir.
TÜBİTAK raporu, Bu dosyalar zararlı yazılımlar tarafından gönderilmediğine göre, yüksek ihtimalle, Soner Yalçın ya da Barış Pehlivan tarafından farklı bir bilgisayarda oluşturulup, CD, DVD, USB tarzı veri depolama cihazı ile Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarına taşınmıştır sonucuna varıyor. Dosyaların Delil 1 ya da Delil 2 bilgisayarlarında açılıp açılmadığına dair bulguya rastlanmaması, bu izlerin geçici olmasından, zamanla silinip üzerlerine yeni açılan dokümanların izlerinin gelmesinden kaynaklandığı gibi, izler bilgili bir kullanıcı tarafından Ccleaner tarzında bir yardımcı program kullanılarak da silinebilir görüşü raporda yer alıyor.
Özetle rapora göre,
1) Dosyalar (prj_60.doc ve SY.doc hariç), Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarında oluşturulmamıştır ve değiştirilmemiştir.
2) Bu dosyalar, virüs tarafından gönderilmemiştir. Çünkü tarihleri, virüsün bilgisayarlara ulaştığı tarihten eskidir.
3) Soner Yalçın ve Barış Pehlivan tarafından başka bilgisayarlarda hazırlanıp, Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarına gönderilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
4) Dosyalar, Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarında açılmış olabilir. İz bulunmaması, açılmamış olduğunu göstermez.
Soner Yalçın´ın mektubunu aldım; avukatlarının görüşlerini de öğrendim. Yalçın, bir dosyada zararlı yazılım bulunduğuna göre, zaman üst verisinin de virüs ile değiştirilmiş olacağının kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Avukatı ise, uluslararası doktrinde, bir bilgisayarda virüs bulunursa, artık o bilgisayarın başkalarınca ele geçirildiğinin kabul edildiğini, dijital verilerin delil niteliğini kaybettiğini belirtiyor.
Gelelim prj_60.doc ve SY.doca. TÜBİTAK´ın raporu, Bu iki dosyanın Delil 2 bilgisayarında işlem gördüğü (değiştirilmiş olduğu), yüksek bir ihtimal olarak logfile kayıtlarından anlaşılmaktadır diyor. Bununla beraber SY.doc dosyasının Soner Yalçın isimli şahıs tarafından bir başka bilgisayarda, prj_60.doc dosyasının da Barış Pehlivan adlı şahıs tarafından bir başka bilgisayarda oluşturma ihtimalini yüksek görüyor. Tıpkı diğer dosyalar gibi, bu 2 dosyanın da, daha sonradan Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarına aktarılmış olabileceğini belirtiyor.
Soner Yalçın´ın avukatları, TÜBİTAK raporuna göre, sadece adı geçen bu iki dosyayla ilgili sorumluluğumuz kaldı. Diğerlerinin Delil 1 ve Delil 2 bilgisayarlarında oluşturulup değiştirilmediği ortaya çıktı görüşünde.
Benim değerlendirmem farklı. Yukarıda yazdıklarıma bakarak, raporun ne demek istediğini, avukatların düşüncesinin doğru olup olmadığını siz de değerlendirebilirsiniz. Ama tabii ki kararı mahkeme verecek.
Yarın, Delil 2 bilgisayarında işlem gören prj_60.doc ve SY.doc isimli dokümanlarda neler olduğunu yazacağım. Tabii, Oda TV sanıkları, o belgelerin de virüsle geldiğini belirtiyor. Bunu da hemen ilave edeyim. (Nazlı Ilıcak / Sabah)
15.11.2012 10:14 Nazlı Ilıcak (Sabah): Gazetecilik faaliyeti mi, eylem planı mı?.. Konu bilgisayarlar ve dijital veriler olduğu için, kafalar kolayca karışıyor. Modern çağın icabı, Balyoz´da, Ergenekon´da, Oda TV ve benzeri davalarda, delillerin çoğu ya bilgisayarlarda silinmiş olarak ele geçirildi, ya Gölcük´te örneğini gördüğümüz gibi, hard diskte yer aldı; İrtica ile Mücadele Eylem Planı bir avukatın ofisinde bulundu; Balyoz belgeleri gene bilgisayar çıktısı olarak bir gazeteciye teslim edildi. Hal böyle olunca, sanıklar, Bunlar bize ait değil; düzmece. Fethullahçı polisler tarafından yerleştirildi; imal edildi; onlar tarafından virüsle bilgisayarlarımıza gönderildi diyebiliyorlar. Tek bir davada bu gibi iddialar seslendirilse, Kabul edilebilir bulacaksınız ama birbiriyle hiç irtibatı olmayan kişilerde ya da mekânlarda ele geçen bütün deliller hakkında aynı gerekçe ortaya atılınca, inandırıcılık da kalmıyor. İzlenecek yol, belgeleri teker teker okumak, hâkim ya da savcı kılığına bürünmeden vicdani kanaatine göre bir değerlendirme yapmak olmalı. Böyle davrandığınız takdirde, meselâ, Oda TV sanıklarının gazeteci kimlikleri dolayısıyla yargılanmadıklarını, haklarındaki iddianın Ergenekon ile muhtemel ilişkilerine isnat ettiğini kolayca kavrayabilirsiniz.
TÜBİTAK, Oda TV bilgisayarından çıkan 35 dokümanı inceledi. Bunların hiçbirinin virüsle gönderilmediği sonucuna vardı. Ayrıca 2´sinin (prj_60.doc ve SY.doc), Barış Pehlivan´ın bilgisayarında değiştirildiğini, yani işlem gördüğünü tespit etti. Dolayısıyla sanıkların Dokümanı hiç görmedik savı da, en azından prj_60.doc ve SY.doc açısından çürütüldü.
Pehlivan´ın bilgisayarında değiştirilen prj_60.doc ve SY.doc´ta neler yazıyordu, ona bakalım:
prj_60.doc: Yalçın hoca ile görüşüldü. Gençlik hareketleri ile ilgili denenmiş alternatifler konusundaki hazırlıklar anlatıldı. Hoca önerilerini anlattı kısaca not aldık. Sokaklar çok önemli. Gençliğin özellikle üniversite gençliğinin sokağa inmesi lâzım. Kemalist devrim ruhunun canlanması için birilerinin ayağa kalkması gerek. Sivil görünüm şart. Kesinlikle açık verilmemeli. Kitleyi yönlendirecek çocuklar iyi belirlenmeli. İlk dalga çok önemli. Fitil ateşlensin yeter. Referandum öncesi denendi ama çok ses getirmedi. Güçlü bir medya desteği gerekli. Bağcılar´a gidilip anlatılmalı. Onlar el atarlarsa mutlaka ses getirir. Gençlik hareketleri iktidar karşıtı gösterilere dönüşmeli. Atatürkçü Düşünce Derneği´nin genel bir talimat vermemesi doğru. En güvenilir çocuklar derneklerin politikası değilmiş izlenimi vererek sokağı organize edebilirler. Türkiye Gençlik Birliği (TGB, İşçi Partisi´nin gençlik teşkilatı. NI) olaylara katılmasın. Katılırsa olayları Ergenekon organize ediyor diyecekler. Bu algı oluşmamalı... Polis şiddet kullanmaya zorlanmalı, tahrik edilmeli. YARSAV iki ayrı katmanda ele alınmalı; temasta olduğumuz yargı mensuplarının yer aldığı profesyonel yapı ve karşı devrimle mücadelede kullanılan yönetim kademeleri olarak. Yönetim kademelerinin TGB ile temasları bu anlamda önem kazanıyor. Yönetim kademeleri ile TGB´nin koordinesi aksamamalı.
SY.doc: (1) Pınar ve Dani Rodrik ile güçlü iletişim. Çetin Paşa´nın Oda TV´ye emeği büyük, sınırsız destek. Çiçek, Genelkurmay bana sahip çıkmıyor, konuşacam diyormuş. Doğan abi üzerinden iletildi, kızı ile görüş. (2) Yalçın hocanın Haberal ile irtibatı teknik sebeplerle aksıyor, çözüm? Avukat üzerinden görüş. Telefon, mail yok. Yandaş medyanın önemli önemsiz her konuyu Ergenekon´a bağlaması dalgaya alınsın, kara mizah yapılacak. Oray´la AKP ve Cemaat hakkında yazacağı yazılar hakkında görüş. İstenen kıvama gelse de yine de dikkat.
Bilgisayarlarda ele geçirilen diğer 33 dokümanın bazılarında da, yukarıdakilere benzer eylem planları var. Bunları, gazetecilik faaliyeti içinde nasıl değerlendirebilirsiniz? Tabii belgelerin sahte olduğu ispat edilebilirse, dava beraatle neticelenir. Ama maalesef TÜBİTAK raporu virüs iddiasını kabul etmedi. (Nazlı Ilıcak / Sabah)
(12 Kasım 2012), son güncel.: (16 Kasım 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Tübitak bilirkişilerinin hazırladığı 84 sayfalık ek raporu indirmek/okumak için tıklayın (pdf)
Tübitak bilirkişilerinin hazırladığı 339 sayfalık ilk raporu indirmek/okumak için tıklayın (pdf)
Karanlık Oda´nın virüs iddiası çöktü
Belgeleri kaydeden virüs tespit edildi
Odatv´ye TÜBİTAK şoku
´Oda´ya bu rapor olmaz dedim´
OdaTV tahliyesine virüs reddi
Odatv virüs tahliyesi istedi
Virüs adı: Oda.. Hedefi: Ergenekon´u bozmak
Ergenekon medyası ´karanlık oda´da yapılandırıldı
Sabah Akşam ´Karanlık Oda´yı aydınlattı
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap
Odatv iddianamesinde ara
Odatv ile ilgili manşetlerimiz
Odatv davası duruşmaları
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Flaş!!! Odatv´ye 2. baskın
Flaş!!! Odatv´ye baskın
ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARINDA DELİL TARTIŞMALARI