Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmalar kapsamında 3 ayrı dava açıldı. Toplam 76 sanık hakkında 15-25 yıl arası hapis cezası istenen davalar Hatay 2. Ağır Ceza mahkemesinde açıldı. Ancak davalara bakacak mahkeme ile ilgili bir tartışma gündemde. İddianamelerin sunulduğu Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin adı Eylül ayında bir başka Fetö iddianamesini skandal gerekçelerle iade etmesiyle gündeme gelmiş, HSYK heyet hakkında inceleme başlatmıştı. Aynı heyetin görevde olup olmadığı, görevde iseler açılan üç davaya bakacak heyetin bu isimler olup olmadığı merak ediliyor. Diğer yandan Hatay'da FETÖ'ye yönelik diğer bir soruşturmada ise örgüt üyesi olduğu ve ByLock kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan 15 polis tutuklandı.
10.12.2016 19:19 Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturmalar kapsamında 3 ayrı dava açıldı. Toplam 76 sanık hakkında 15-25 yıl arası hapis cezası istenen davalar Hatay 2. Ağır Ceza mahkemesinde açıldı. Ancak davalara bakacak mahkeme ile ilgili bir tartışma gündemde.
İşte o davalar:
1) MKÜ (MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ) YAPILANMASINA 41 SANIKLI DAVA
Eski MKÜ Rektörü Hüsnü Salih Güder'in de aralarında bulunduğu 23'ü tutuklu 41 sanık hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçlamasıyla 15'er yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
25 Kasım'daki gelişmeyle ilgili gelen bilgilere göre, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin üniversite yapılanmasına yönelik soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısı hazırladığı iddianamede, aralarında Eski MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih G'nin de bulunduğu 23'ü tutuklu, 15'i adli kontrolle serbest kalan, 3'ü hakkında da yakalama kararı bulunan 41 sanık için "silahlı terör örgütü" üyesi olma suçlamasıyla 15'er yıl hapis cezası talep etti.
FETÖ/PDY'nin "baskı oluşturma" eylemlerini MKÜ içerisinde de uyguladığı belirtilen iddianamede, müşteki ifadelerine de yer verildi.
İddianamede, Prof. Dr. Hüsnü Salih G'nin rektörlüğü döneminde örgüt yanlısı olamadığı için bazı öğretim üyelerine unvan verilmediği, örgüt yanlılarının ise hemen unvan sahibi yapıldığı, bir kişinin de mevzuatta olmamasına rağmen rektör yardımcısı olarak atandığı iddia edildi.
Prof. Dr. Hüsnü Salih G'nin ayrıca, İstanbul'da öğretmenlik yapan kardeşi Ramazan G'yi kurum değişikliği yaptırarak MKÜ Diş Hekimliği Fakültesine fakülte sekreteri olarak atadığı da öne sürüldü.
FETÖ/PDY yanlısı kişilerin üniversitenin çeşitli birimlerinde görevlendirildiğinin belirtildiği iddianamede, hiç görev yapmadığı halde işe başlama yapmış gibi gösterilen Hüsnü Salih G'nin yakın akrabasının vefatı üzerine ailesine bu kadro üzerinden maaş bağlanması sağlanarak devletin zarara uğratıldığı yer aldı.
Sanıklardan 11'inin ByLock kullandığı belirtilen iddianame Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
2) MİLLİ EĞİTİM YAPILANMASINA 14 SANIKLI DAVA
Hatay'da açılan bir başka dava ise öğretmen ve memurların da arasında bulunduğu 5'i tutuklu 14 sanık hakkında 25'er yıl hapis cezası istenen dava oldu.
2 Aralık'taki gelişmeye göre, Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında aralarında öğretmen ve memurların da bulunduğu 5'i tutuklu 14 sanık hakkında, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "terör örgütüne finans sağlamak" suçlarından 25'er yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin kentteki "milli eğitim yapılanmasına" yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısı hazırladığı 156 sayfalık iddianamede, aralarında öğretmen ve memurların da bulunduğu 5'i tutuklu, 14 sanık için "FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olmak" suçundan 15 yıl, "terör örgütüne finans sağlamak" suçundan 10 yıl olmak üzere toplam 25'er yıl hapis cezası talep edildi. İddianame, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.
İddianamede, örgütün milli eğitim yapılanmasında yer alan şüphelilerin, örgüt adına sohbete katıldıkları, buralarda "himmet" adı altında para topladıkları ve örgütün basın yayın kuruluşlarına abone yaptıkları iddia edildi.
Şüphelilerden bazılarının, 17-25 Aralık sürecinden sonra örgütün "sohbet toplantılarına" katılmayan kişileri 'Neden toplantılara gelmiyorsunuz? Biz halen toplanıyoruz." dediği aktarılan iddianamede, zanlıların yerel seçimlerdeki siyasi tercihlerde yönlendirmelerde de bulunduğu bilgisine yer verildi.
İddianamede, zanlıların "FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak" ve bu suç kapsamında "örgüte finans sağlamak" suçlarını işlediklerinin, müşteki, tanık ifadeleri, banka kayıtları, şüpheli savunmaları ve delilleriyle birlikte ayrı ayrı ve ayrıntılı anlattıklarının tespit edildiği paylaşıldı.
İddianamede, müşteki ve tanık ifadelerin doğrultusunda örgütün şemasında sanıkların "il imamı, büyük bölge imamı, bölge imamı, ev hanımları, yurt müdürü, emniyet sorumlu imamı, şube sorumlusu, grup abisi, eğitim fakültesi, fen edebiyat fakültesi, meslek yüksek okulları, mühendislik" şeklinde örgütlendiği ifade edildi.
3) BYLOCK KULLANAN ÖRGÜT ÜYELERİNE 21 SANIKLI DAVA
Hatay'daki üçüncü dava ise Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 7'si tutuklu, 4'ü firari 21 şüpheli hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan on beşer yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin mahkemece kabulüyle açılan dava oldu.
10 Aralık'taki gelişmeye göre, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY'nin şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullanan şüphelilere yönelik soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 7'si tutuklu 4'ü firari 21 şüpheli hakkında "terör örgütü FETÖ/PDY üyesi olmak" suçundan on beşer yıl hapis cezası talep edildi.
İddianamede, şüphelilerin kırmızı renkli listedeki (uygulamayı sıklıkla kullandığı teyit edilenler) "ByLock" kullanıcıları olduğunun tespit edildiği bilgisine yer verildi.
4) BYLOCK KULLANAN 15 POLİS TUTUKLANDI
Diğer yandan Hatay'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik diğer bir soruşturmada örgüt üyesi olduğu ve ByLock kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan 15 polis tutuklandı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında geçen Cuma günü (2 Aralık) gözaltına alınan 15 polis, bugün sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheli polislerden birisi gazetecilere dönerek, "Selam söyleyin eşe dosta, herkesten vazgeçeriz, vatandan asla" dedi. Cumhuriyet savcısının sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen 15 polis, tutuklanarak Antakya Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
İDDİANAMEYİ İADE EDEN HEYETE HSYK İNCELEME BAŞLATMIŞTI
Öte yandan iddianamelerin sunulduğu Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi ile ilgili Eylül ayında şok bir gelişme yaşanmıştı. Bir başka soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameyi mahkeme heyeti çeşitli gerekçelerle iade etmiş, bu karar büyük tepki doğurmuştu. Mahkeme, iade kararında çok sayıda gerekçe sunmuştu. Ancak özellikle örgütün kuruluş amacı hakkında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Ve Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararı olup olmadığı hususlarının ayrıntılı bir şekilde araştırılmamasını ileri sürmesi hem siyaset hem de çevrelerinde skandal ve maksatlı olarak değerlendirilmişti.
"BM Güvenlik Konseyi, Türkiye'deki bir soruşturma organı değildir. Türkiye'deki bir mahkemenin, bir terör örgütü soruşturma veya kovuşturmasında, örgütün amacı ya da kuruluşu hakkında BM Güvenlik Konseyi Kararını istemesi son derece ciddiyetsiz bir tutumdur." diyen hukuk çevreleri bir örgütü terör örgütü olarak niteleyip soruşturmanın savcının yetkisinde olduğunu vurgulamışlardı.
"Savcılığın iddianamesindeki nitelemesinin doğru olup olmadığına sadece mahkeme karar verebilir" diyen hukukçular "Terör örgütü nitelemesi, Bakanlar Kurulunun yetkisinde olan bir husus değil. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında tüm yetki savcı ve hakimdedir. BM Güvenlik Konseyi, Bakanlar Kurulu kararı istemek, en hafif tabirle konuyu sulandırmaktır. Örgütün kuruluşu, kurucuları, amacı, stratejisi vesaire Türkiye'de bunlar geride kaldı. Bir kişiyi terör örgütü PKK üyesi olmakla suçluyorsunuz. Oturup örgütün tarihçesini, amacını mı yazarsınız? Bu da onun gibi. Bunu iddianamede uzun uzun yazmaya gerek yok. Zaten çatı iddianame de değil. Ayrıca bu örgütün varlığı 15 Temmuz'da ortaya çıkmış değil, öncesinde var. Bu örgütün varlığı, işleyişi, amacı açık kaynaklara yansımış. Örneğin Necip Hablemitoğlu'nun kitaplarında var. Bu örgüt var mı yok mu artık bunu mu tartışacağız. Bu geçmiş mesele. Evet üzerine suç atılı kişinin örgütle ilişkisi ortaya konulmalı, ama bu örgütün varlığı, kurucusu falan...'Günaydın' derler adama." demişlerdi.
Darbecilerle mücadelenin sulandırılmasına yönelik çabalar bulunduğunu, mahkemenin bu kararının da bunu destekler nitelikte olduğunu ifade eden hukukçular, iade kararının hukuki olmanın ötesinde belli bir amaca yönelik alındığını savunmuş ve mahkemenin süreci ülke dışına taşıma gayreti güttüğünü dile getirmişlerdi.
İşte bu gerekçelerle 20 Eylül 2016 tarihinde oy birliğiyle alınan iade kararının hukukçuların tepkisini çekmesi ve basında çıkan haberler üzerine Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Turan Oral ile üyeler Burhan Akbiber ve Nedime İskenderoğlu Güllü ile ilgili savcı hakkında HSYK inceleme başlatmıştı.
Şimdi aynı heyetin görevde olup olmadığı, görevde iseler Bylock kullandıkları gerekçesiyle haklarında hazırlanan 21 sanıklı iddianameyi bugün kabul eden heyetin aynı kişilerden oluşup oluşmadığı merak ediliyor. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Paralel yapı-25 Kasım (2016) 'Hatay MKÜ (Mustafa Kemal Üniversitesi) Yapılanması 41 sanık' soruşturması/davası
Paralel yapı-02 Aralık (2016) 'Hatay Milli Eğitim Yapılanması 14 sanık' davası
Paralel yapı-10 Aralık (2016) 'Hatay Bylock kullanan örgüt üyeleri 21 sanık' soruşturması/davası
Paralel yapı-02 Ekim (2016) 'Hatay FETÖ iddianamesini iade eden mahkeme heyetine HSYK' soruşturması
(10 Aralık 2016, 19:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: