Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği ile suçlanan, aralarında eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit ile eski adliye görevlilerinin bulunduğu tutuklu 48 sanığın yargılandığı davanın görülmesine başladı. Dava, FETÖ'nün Düzce Adliyesi'ndeki katip, mübaşir ve gardiyandan oluşan personel yapılanmasını konu alıyor.
![]() ![]() ![]() |
17.03.2017 14:12 Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği ile suçlanan, aralarında eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit ile eski adliye görevlilerinin bulunduğu tutuklu 48 sanığın yargılandığı davanın görülmesine başladı.
14.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
14 Mart'ta Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi için yapılan yeni duruşma salonunda, tutuklu 48 sanık ile yakınları ve avukatları hazır bulundu.
Sanıkların kimlik tespitinin ardından, duruşmada hazır bulunanlara bilgilendirme yapan Mahkeme Heyeti Başkanı Fercan Acar, 4 gün sürmesi planlanan duruşmanın ilk üç gününde sanıkların savunmasının dinleneceğini, 4. günde iddia makamının taleplerini alacaklarını kaydetti.
Bu sırada sanık avukatlarının, duruşmanın sesli ve görüntülü kayıt edilmesi talebini değerlendiren mahkeme heyeti, talebi uygun bulmayarak reddetti.
Tutuklu sanık eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit, kentte 2006 ve 2011 yılları arasında görev yaptığını, FETÖ'nün ise 2016 yılında silahlı terör örgütü ilan edildiğini belirtti.
Savcılıktaki savunmasını tekrar ettiğini ancak ifadelerinin çarpıtılarak iddianameye konulduğunu öne süren Yiğit, '7 aydır tutuklu bulunuyorum. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Cezalandırılmam abesle iştigal olacaktır, hukuki değildir. Bu memleketin delisi ben miyim, Savunmamı ailem için, Türk hukuk tarihine geçmesi için yapıyorum. Hakkımda beraat kararı verilmeli. İfadelerim iddianamede çarpıtılmıştır. Eğer yazıldığı şekilde söylediysem Düzce'nin merkezinde beni asın.' diye konuştu.
Mahkeme heyetinin, Düzce ve bazı illerdeki 'adliye imamı' olan Ceyhan Ulkar ile birçok kentte örgüt üyelerinin adliyedeki atama işlerini yürüttüğü yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine Yiğit, geçirdiği trafik kazasında eşini kaybettiğini, kızının beyninden hasar aldığını ve psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu için, kendisine yapılan öneriler sonucunda Ulkar ile tanıştığını söyledi.
Ulkar ile ilişkisinin öğrenci veli ilişkisi olduğunu dile getiren Yiğit, 'Beni kriptocu olarak nitelendiriyorlar. Adliye imamı olduğu belirtilen kişiyle niye makamımda görüşeyim. Hakkımda bir tane somut delil yok.' dedi.
2006-2011 yılları arasında Düzce Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan, daha sonra emekliye ayrılarak İzmir'de avukatlık yaparken gözaltına alınıp tutuklanan Ekrem Yiğit, 1.5 saat savunma yaptı. Siyasi iktidarın ilk yıllarında FETÖ'yü desteklediğini, bunun iddianamede de belirtildiğini savunan Yiğit, şöyle konuştu:
'Sayın savcımızın yazmış olduğu iddianamenin 31'inci sayfasında örgütün siyasi iktidarın ilk yıllarda desteğini de kazandığını çok açık bir şekilde yazmıştır ve 2011 yılına kadar bu desteğin devam ettiğini, 2011 yılında siyasi iktidar ile yapı arasında bir kırılma yaşandığını belirtmiş olmasına rağmen desteğin çekildiğine dair hiçbir beyan mevcut değildir. Tam da siyasi iktidarın desteğini verdiği dediği dönem benim Düzce'de görev yaptığım dönemdir. Hal böyle iken halkın oyuyla iktidara gelen siyasi iktidarın bir terör örgütünü desteklemesi bahis mevzu olabilir mi, olamaz. Zaten o dönemde bunlar terör örgütü olsaydı, siyasi iktidarımızın bunlara nokta kadar destek vermesi mümkün olamazdı.'
Yiğit savunmasında, Başbakan Binali Yıldırım'ın, 'Biz 2004'te hükümeti uyarmıştık' diyen eski Genelkurmay Başkanlarından biri için, 'Ne uyarması kardeşim. Verdiğin karara bakıyoruz. 'Nur Cemaati ve Hizmet Hareketi takibe alınsın' diyorsun. Ne zamandan beri tarikatlar ve cemaatler terör örgütü oldu? Bizim bu hususta tavrımız, kırmızı çizgimiz nettir. O da terör faaliyetinin başladığı gündür. O tarih de 17 Aralık'tır. Kimse eline silah almadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez.' dediğine de işaret etti.
Devletin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetimindeki ve denetimindeki bir okula çocuğunu göndermesinin suç olduğunu bilmediğini ifade eden Yiğit, 'Oğlumu lise 2'de Yamanlar Lisesi'ne verdiğimi hatırlıyorum. Çocuğum annesini erken yaşta kaybettiği için ne Fen Lisesi ne de Anadolu Lisesini kazanamadı. Ben de çocuğumun eğitimi için oraya verdim. Benim devletim, terör örgütüne mensup bir okulu saniyesinde kapatır. Ben bu kurumun terör örgütüne bağlı olduğunu bilmiyorum. Vatandaş olarak da bilmiyordum. Bilseydim göndermezdim. Diğer okullarla da görüşmüştüm. Fiyat düşürmedikleri için vermedim. Zaten kriptolar çocuklarını bu okullara vermiyormuş. Ben verdim. Eğer kriptoysam ben bu kurala uymuyorum' dedi.
Daha sonra savunma yapan tutuklu sanık Yusuf Selim Karakuş, Ulkar'ın düzenlediği sohbet toplantılarına defaetle katıldığını kabul etti.
Karakuş, 2013 yılının Haziran ayında 'Murat' isimli örgüt üyesi bir şahsın sohbet öncesi adliyedeki dava ve dosyalar hakkında bilgi akışı sağlamasını istemesinin üzerine örgütle ilişiğini kestiğini aktardı.
'ByLock' kullandıkları iddiasıyla tutuklanan zabıt katipleri Eyüp Demir ve İsmail Durmaz da Ulkar'ın düzenlediği sohbetlere manevi amaçla katıldıklarını ancak kendilerinden himmet ve yardım istemeye başladıklarında örgüt ile ilişkilerini kestiklerini iddia etti.
Duruşmaya, tutuklu sanıklar Suat Albayrak ve Aziz Altun'un savunmalarının ardından ara verildi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, tutuklu yargılanan ve görevlerinden ihraç edilen zabıt katiplerinden Uğur Büyük, Ramazan Dinçer, Yusuf Kars, Selim Güzel, Üzeyir Akarsu, Hamza Yılmaz, Fatih Tanrıver, Şükrü Aycı, Cengiz Keskin ve İsmail Kadakal'ın savunmaları alındı.
Yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle 10'ar dakikalık iki aranın verildiği duruşmada, sanıklar, iddianamede Düzce ve bazı illerin 'adliye imamı' olduğu iddia edilen Ceyhan Ulkar tarafından düzenlenen sohbet toplantılarına katıldıklarını savundu.
Sanıkların tamamı haklarındaki suçlamaları reddedip, beraatlerini istedi.
Öte yandan, Erzincan'da tutuklu bulunan ve görevinden ihraç edilen zabıt katibi İsmail Kadakal'ın savunması SEGBİS ile alındı.
Mahkeme heyeti, diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmayı yarına erteledi.
15.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği ile suçlanan, aralarında eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit ile eski adliye görevlilerinin bulunduğu tutuklu 48 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşması sona erdi.
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada tutuklu yargılanan ve görevlerinden ihraç edilen zabıt katiplerinden Recep Danış, Muhammed Emin Topal, Bünyamin Yeşil, Yasin Doğan, Ahmet Turmuş, Mehmet Akif Aytan, Atilla Erkalip, Murat Gündoğan, Dursun Kıran, Ramazan Arslan, Yusuf Kızıltoprak, İsmail Şentürk, Mehmet Demirel, Metehan Koç ve Osman Kaplan'ın savunmaları alındı.
Sanıklar, iddianamede Düzce ve bazı illerin 'adliye imamı' olduğu iddia edilen Ceyhan Ulkar tarafından düzenlenen sohbet toplantılarına katıldıklarını dile getirerek, kendilerinin dini duygularının Ulkar tarafından sömürüldüğünü, örgütsel faaliyetlerde bulunmadıklarını öne sürdü.
Mahkeme Heyeti Başkanı Fercan Acar'ın sorusu üzerine bazı zanlılar, adliye zabıt katipliği sınavları için daktilo çalışmalarını örgütün yurtlarında gerçekleştirdiklerini söyledi.
Mahkeme heyeti, diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmayı yarına erteledi.
16.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği ile suçlanan, aralarında eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit ile eski adliye görevlilerinin bulunduğu tutuklu 48 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmanın üçüncü gününde, tutuklu yargılanan ve görevlerinden ihraç edilen zabıt katiplerinden Emrullah Fatih Yılmaz, Mustafa Kuzu, Emre Sülü, Kazım Binbir, Mustafa Kum, Serhat Cinoğlu, Ömer Uğuz, Nur Şahin, Tuğba Gül Uzun, Funda Boz, Hatice Turmuş, Fatma Kars, Sude Yılmaz, İsmail Birinci, Merve Bayrakdar ve Ali Tozcu'nun savunmaları alındı.
Mahkeme Heyeti Başkanı Fercan Acar, sanıklara, Düzce ve bazı illerin 'adliye imamı' olduğu iddia edilen Ceyhan Ulkar'ı tanıyıp tanımadıklarını, Bank Asya'da hesaplarının bulunup bulunmadığını ve çocuklarını örgütün okuluna gönderip göndermediklerini sordu.
Sanıklar, örgüt üyeleri tarafından düzenlenen sohbetlere manevi duygularla katıldıklarını öne sürerek, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyip, tahliyelerini istedi.
Savunmaların alındığı sırada, fenalık geçiren bir sanık sağlık ekipleri ve jandarma eşliğinde Düzce Atatürk Devlet Hastanesine götürüldü. Sanık, tedavisinin tamamlanmasının ardından tekrar salona getirildi.
Üç gün boyunca, aralarında eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit ile eski adliye görevlilerinin bulunduğu tutuklu 48 sanığın savunmalarını dinleyen mahkeme heyeti, duruşmayı yarına erteledi.
Yarınki duruşmada, savcı İsmail Karataş'ın mütalaasını sunacağı öğrenildi.
17.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmanın 4'üncü gününde, Cumhuriyet Savcısı İsmail Karataş, mütalaasını verdi.
Sanıkların ve avukatlarının detaylı beyanlarının dinlendiği duruşmada, savcı Karataş, sanıkların savcılıkta doğru söyleyip, mahkemede şaşırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:
'Cezaevinde elde edilen notlardan da anlaşılacağı üzere, birçok sanık birbirlerine not atarak ağız birliği yapma cihetine gitmişlerdir. Yalnızca belli isimler ve belli olaylar üzerinde yoğunlaşıp terör örgütü hakkında bilgi vermemeye, örgütün deşifre olmasını engellemeye çalışmaktadırlar. Şunu bilmekteyiz ki, örgüt liderinin örgüt üyelerine, terör örgütünün deşifre olmasını engellemek adına konuşmamaları yönünde el altından bilgiler gönderildiği bilinmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesi mütalaamızdır.'
Tutuklu sanıklardan eski Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit, savunmasında, görevli olduğu komisyon kararları nedeniyle suçlandığını, birinci sınıf savcı olduğunu, yargılama yapılabilmesi için izin alınması ve Yargıtay'da yargılanması gerektiğini ifade etti.
Mahkeme heyeti, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesi gereğince sanıklara uygulanan tedbir kararının, isnat edilen suç, dosyanın geldiği aşama, sanıkların ekonomik durumları ve talepleri dikkate alınarak ayrı ayrı kaldırılmasına karar verdi.
Yiğit'in 'görevsizlik' itirazını değerlendiren mahkeme heyeti, iddianamede sanığın, örgüt bölge sorumlusu olarak değerlendirilen Ceyhan Ulkar ile olan bağlantısı nedeniyle ve bu doğrultuda katip alımlarında örgüt lehine işlem yaptığı gerekçesiyle örgüt üyeliğinden cezalandırılması talep edildiğinden, Türk Ceza Kanununun 314. maddesinin izne tabi suçlardan olmaması nedeniyle, görevsizlik itirazının reddini kararlaştırdı.
22 TAHLİYE
Mahkeme, sanıklar Ekrem Yiğit, Bünyamin Yeşil, Yusuf Kars, Mehmet Akif Aytan, Atilla Erkalip, Murat Gündoğan, Dursun Kıran, Uğur Büyük, Yusuf Kızıltoprak, Mustafa Kuzu, Eyüp Demir, Emrullah Fatih Yılmaz, Metehan Koç, Selim Güzel, Ramazan Dinçer, İsmail Durmaz, Üzeyir Akarsu, Mustafa Kum ve Ömer Oğuz'un tahliye taleplerinin reddine ve tutukluluk hallerinin devamına, Ahmet Turmuş, Yasin Doğan, Ali Tozcu, Suat Albayrak, Ramazan Arslan, Cengiz Keskin, Merve Bayrakdar, Merve Sude Yılmaz, Fatih Tanrıver, Muhammed Emin Topal, Recep Daniş, Osman Kaplan, Yusuf Selim Karakuş, İsmail Kadakal, Şükrü Aycı, İsmail Şentürk, Aziz Altun, Hamza Yılmaz, Emre Sülü, Kazım Binbir, Yaşar Bengi ve Serhat Cinoğlu'nun, adli kontrol ve yurt dışı yasağı şartıyla tahliyelerine hükmederek, duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
FETÖ soruşturması kapsamında Düzce eski Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit 18 Ağustos 2016'da gözaltına alınmış, ilerleyen günlerde tutuklanmıştı.
İddianamede Yiğit dahil 48 şüpheli hakkında, TCK'nın 314/2 maddesi gereğince 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ ile ilgili şu hususlar vurgulanıyor:
'Örgüte/cemaate zarar gelmemesi için yalan söylemek, iftira etmek, hırsızlık yapmak, suç işlemek, dinen haram sayılan içki, kumar, fuhuş gibi günahları işlemek mubahtır. Onun verdiği emre göre 'gerekirse Allah'ı bile inkar etmek (haşa)' mümkündür. Kısaca örgütün işlediği her günah veya kusurun, ayıbın, suçun kılıfına tedbir denilmektedir. Fetullahçı Terör örgütü, sis bulutu arkasında gizlidir. Bütün örgüt yöneticileri ve üyeleri, her konuda mütemadiyen tedbir uygular. Örgütün üye sayısı, amacı, ekonomik kaynakları milletten ve devletten gizlidir. Örgütün bütün işlemleri gizli yürütülür. Örgüt lideri, genel olarak emirlerini gizli verir. Örgütün nihai maksadı gizlidir. Örgüt üyeleri, istihbarat ve kişilerin mahrem bilgilerini toplamayı severler. Bu teşkilat gizli yaşamak her zaman korkmak, doğruyu söylememek, gerçeği inkar etmek üzerine kuruludur. FETÖ, gizli, sinsi, kaypak, doğrusu olmayan, hakikati gizleyen bir grup insan topluluğudur. Zeki öğrenci bulmak için örgüt, sınıf arkadaşı veya okulda okuyan kendi mensubu bir öğrenciden bilgi toplar. Öğrencinin bütün ailevi, geçmişi, özellikleri, her şeyi fişlenir. Kişinin sevdiği sevmediği, mutlu olup olmaması gibi bütün özellikleri üzerinde çalışma yapılır. Öncelikle örgüte kazandırılacak kişinin özellikleri çıkarılır ve örgüt sorumlu abisi onunla irtibat kurar. Sonra öğrenci eve getirilir, eğitimine başlanır. İrtibat genellikle, eve sohbete davet, ders çalıştırma, bir sorununu çözme gibi yöntemlerle kurulur. Bu ilk ilişkiden sonra, tedricen kazandırılacak kişiyle ilgilenme metotları uygulanır. Kurban çoğu kez böyle bir örgütle irtibat kurduğunun farkına varamaz. Üzerinde çalışılan kurban, belli bir kıvama geldikten sonra adım adım örgütün hararetli bir militanı haline getirilir. Çocuk yaştaki kişiler, 8-12. Sınıf öğrencileri ders çalıştırma ve sınava özel olarak hazırlama vaadiyle eve alıştırılır. Kazandırılacak kişiye ders çalıştırılır, pikniğe götürülür, yemek ikram edilir, bir sorunu çözülür, spor müsabakasına alıştırılır, eve götürülüp alıştırılarak cemaate kazandırılır. Örgüt kişileri kazanabilmek için oldukça kibar, nazik bir üslup kullanır. Muhatabı etkilemek için önce kişiyle ilgili bilgiler toplar ve ona önemli bir şahsiyet muamelesi yapar. Sohbet, kişinin durumuna göre zevk alıp etkileneceği konuda olur. FETÖ'nün de hedef aldığı devleti, siyasal iktidarı ve kişileri beğenmeyen düşman gören savaşan bu kesimler müşterek amaç için güç birliğine gitmektedir. Örgüt, güç ve çevre edinmek için yurt dışı gezileri, açılımlar, olimpiyatlar gibi organizasyonlar yapıp bu sayede hem güç gösterisi yapmış örgüte destek verenlerin gururları okşanmış, örgüte karşı olan kesimlere ise bu güç gösterileri ile korku salmıştır.'
Paralel yapı-18 Ağustos (2016) 'Düzce Adliye Yapılanması 48 sanık' davası
(17 Mart 2017, 14:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: