İzmir'de FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin 270 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada fade veren Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un eski emir astsubayı Enis Çakır, 'Zekeriya Kuzu kahraman gözüyle tanıtılıyordu. Zekeriya Kuzu bana, '1 numarayı almaya gidiyoruz. Çok soru soruyorsun, konuşmaktan ağzım yanıyor' dedi' ifadesini kullandı. Duruşmada bazı sanıklar FETÖ ile bağlantılarına dair itiraflarda bulundular.
01.04.2017 18:18 İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davada tutuksuz yargılanan, dönemin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un eski emir astsubayı Enis Çakır savunma yaptı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numara olduğu 270 sanıklı davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
27.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Tutuksuz sanık Çakır, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada darbe girişimi gecesi çağrılması üzerine üsse geldiğini, Marmaris ilçesine giden Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerine telsiz tedarik ettiğini söyledi.
Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olarak anılan eski Astsubay Zekeriya Kuzu'nun darbe girişimi gecesi saat 23.30'da kendisini arayarak, "MAK deposunda ne kadar telsiz varsa getir. Komutanın kesin emri." dediğini anlatan Çakır, bunun üzerine üsse gidip MAK deposundan aldığı telsizlerden birini eski Binbaşı Taner Berber'e, diğerini de Kuzu'ya verdiğini belirtti. Çakır, pistte kendi personeli haricinde karacı ve denizci birçok askerin bulunduğuna dikkati çekerek, eski general Gökhan Sönmezateş'in askerlere, "Üst düzey terörist alınacak, operasyon var." dediği beyanında bulundu.
Kuzu'ya sürekli ne olduğunu sorduğunu kaydeden Çakır, şunları anlattı: "Zekeriya Kuzu, bana '1 numarayı almaya gidiyoruz. Çok soru soruyorsun, konuşmaktan ağzım yanıyor.' dedi. O gece eve gitmek için yola çıktım ama izin verilmedi. Sonra Ramazan Elmas geldi, 'Polislerle görüşeceğim.' şeklinde konuşması oldu. 'Arkadaşlar, her şeye hazırlıklı olun, çatışma çıkabilir.' dedi. Kanım çekildi. Ardından odada beklemeye başladım. Komutanlarımızın başarılı çalışmaları vardı, konduramıyorsun. 'Üst düzey terörist' lafından etkilendik. Milli değerlere ilişkin konuşmaları vardı. 'Vatan, millet, bayrak için operasyona gidiyoruz.' denildi. Zekeriya Kuzu kahraman gözüyle tanıtılıyordu, konduramıyorsun."
FETÖ üyesi olduğu yönündeki suçlamalarla ilgili de savunma yapan Çakır, samimi duygularla geçmişini anlattığını dile getirdi.
Ortaokulda ders çalışmak için "abi"lere gitmeye başladıklarını ifade eden Çakır, "Okul müdürü yönlendirdi. Derslerimizde yardımcı oluyorlardı. Her dönem değişiyordu. Başka abiler geliyordu. Fetullah Gülen CD'leri izlettiriyorlardı. Saf ve temiz duygularımızla bu yapının içinde bulunduk. 2011 yılına kadar devam etti. Eşim karşıydı, görüşmemi istemiyordu." diye konuştu. Mahkeme Başkanı'nın, "Himmet verir miydin?" sorusu üzerine Çakır, "İlk maaşımdan verdim. Bekarsan maaşının yüzde 20'si, evliysen yüzde 10'unu verirdin. '40 bin liranın üzerinde araca binmeyeceksin, yapmazsanız şefkat tokadını yersiniz.' diye göz korkutuyorlardı." yanıtını verdi.
Savcının bir dolarlık banknotlarla ilgili sorusu üzerine Çakır, "Dağıtılan bir dolarların Fetullah Gülen'in kitaplarının satışlarından elde edildiğini anlatıyorlardı. Amerika'ya onu ziyarete gidenler olduğunda onların aracılığıyla gönderilirmiş. Telif haklarından olduğunu söyleniyor." ifadelerini kullandı.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın dosyasına giren bilirkişi raporunda, kriptolu anlık mesajlaşma, kriptolu sesli görüşme, grup mesajlaşmaları, dosya paylaşımı, e-posta iletimi ve arkadaş ekleme özellikleri bulunan "ByLock"un diğer yaygın uygulamalarındaki gibi telefon rehberindeki kişilerin otomatik eklenme özelliğinin bulunmadığı belirtildi.
Bir örgüt üyesi programı cep telefonuna indirdiğinde rehberindeki diğer örgüt mensuplarının "ByLock"u kullanıp kullanmadığını göremediğinin ve FETÖ üyeleriyle iletişime geçemediğinin altı çizilen raporda, şu tespitlere yer verildi:
"Anlık mesajlaşma uygulamalarının çoğu, olabildiğince çok kullanıcı tarafından kullanılmasını sağlamayı ve programın marka değerini, kazancını artırmayı hedeflemektedir. 'ByLock'ta ise daha fazla kullanıcıya ulaşmak ve ticari bir değer haline gelmek yerine 'anonimlik' temelinde belirli bir kullanıcı sayısını aşmamak istendiği anlaşılmaktadır. Anlık mesajlaşma uygulamalarında kişiler, sosyal çevresiyle günlük ve çoğunlukla rutine dair iletişime geçmektedir. 'ByLock'taki iletişim ağı ve içerikleri incelendiği ise örgütsel amaç ve temalı bir kullanım görülmektedir."
Bilirkişi raporunda, ByLock'ta elde edilen 17 milyonu aşkın mesaj içeriğinin tamamının kriptolu olarak veri tabanında saklandığına, bu mesajların büyük çözümlendiğine ve bu konudaki çalışmaların devam ettiğine işaret edildi.
ByLock raporunda, çözümlenen bazı mesaj içerikleri de örnek olarak sunuldu. Çözümlenen içerikler arasında, örgüt mensuplarının "çöpçatanlık" ve "himmet" mesajı da bulunuyor.
Örgütün kriptolu haberleşme programı "ByLock" üzerinden 26 Ocak 2016'da gönderilen bir mesajın içeriği şöyle:
"Abi yaşıyor musun? Durumun nedir? Yapabileceğim bir şey var mı?.. ya boşanan bir arkadaşıma uygun bir aday çıkar mı? Hizmetten akrabai taallukat da (akraba çevresi) olabilir. Bu arkadaşım Brüksel'de yaşıyor. Eskiden ser rehberdi, proje işlerine bakıyordu, hizmet 'firmanı kur oradan bize faydalı ol' dedi. Şimdi iyi bir iş adamı, Brüksel ve Antalya'da 2 oteli var. Yıllık 100 bin avroya yakın himmet veriyor. 1974'lü, sapsarı, 178 boy, 80 kilogram... Eski eşinden kaynanadan dolayı boşandı. İki çocuğu var, annede kalacak gibi. Boşanmış ama hizmeti bilen bir bayan da olabilir."
FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı "ByLock"un, örgüt yöneticilerinin talimatlarının örgüt mensuplarına iletilmesinin yanı sıra örgüt içi evliliklerde de kullanıldığı ortaya çıkmıştı. FETÖ ile bağlantılı derneklerde bekarlara yönelik çeşitli toplantılar düzenlendiği, bu toplantılara katılanların örgüt üyesi kişilerle evlendirilmeye çalışıldığı, bekarların "albümden eş" seçtikleri gibi konular, itirafçı ve tanık beyanlarına da yansımıştı.
Duruşmada savunma yapan davanın iki numaralı sanığı eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in emir astsubayı Yakup Atlı, darbe girişiminin yaşandığı tarihte Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığında Hava Kıdemli Başçavuş olarak görev yaptığını ve komutanı Sönmezateş'in emriyle 15 Temmuz günü İzmir'e geçerek eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı Albay Ramazan Elmas'la görüşmeye gittiğini söyledi.
Elmas'la görüşmeye komutanının emriyle gittiğini, gitme sebebini bilmediğini iddia eden Atlı, daha sonra Sönmezateş'in de yanlarına geldiğini anlattı.
Atlı, daha sonra Elmas ve Sönmezateş'le beraber Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Okulu'na gittiklerini, burada MAK'çıların teçhizatlandırıldığını gördüğünü belirterek, "ortalıkta bir terör operasyonu lafının dolandığını" kaydetti.
Elmas'ın daha sonra nizamiyeye gelen polislerle görüştüğünü ardından da kendilerine "polisi içeri sokmayın" emri verdiğini kaydeden Atlı, TOMA araçlarını içeri sokmamak için uğraştıklarını anlattı. Atlı, şu iddialarda bulundu:
"Emir astsubayı olarak görevim emirleri yerine getirmek. Komutanın hiçbir emrini sorgulayamazdım. Aleyhimde ifade verenler kendilerine yönelik suçlamaları örtmek istemektedir. Olayın içeriğini bilmediğim için asker gibi davrandım. Hiçbir polisle diyaloğum olmadı. Polise karşı bir eylem düşüncem olmadı. Ülkede yaşanan gelişmelerden 16 Temmuz sabahı haberdar oldum. Kanunsuz emir olduğunu düşünmedim. Emniyetteki ifademde 'helikopterlerin Cumhurbaşkanını almaya gittiğini bilmiyordum' demiştim, 'biliyordum' yazılmış."
Mahkeme başkanının, "Komutanını aşan bir göreve soyunmuşsun, 'Gerekirse çatışacağız gibi..." ifadesi üzerine Atlı, bu sözleri sarfetmediğini iddia etti.
Atlı, mahkeme başkanının "Polisler niçin burada diye sorguladın mı?" sorusuna ise "Bir an aklıma polislerin de kalkışmaya katılmış olabilecekleri geldi. Polisler acaba bir kalkışma mı yapıyor diye düşündüm." yanıtını verdi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
28.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturmanın ardından 270 sanık hakkında açılan davada tutuklu yargılanan tutuklu sanıklardan Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığında görevli eski astsubay Emre Mehmet Doğru ve MAK kursiyeri eski astsubay Mehmetcan Yeniçulha savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
Tutuklu sanık eski ikmal astsubayı Doğru, " Marmaris saldırı eylemini gerçekleştirdikten sonra Çiğli pistine inen Skorsky helikopterden indirilen yaralıyı böyle bir görevi olmamasına rağmen yardım amacıyla bizzat ambulansa binerek eşlik ettiği" yönündeki suçlamalara yanıt verdi.
Doğru, 16 Temmuz sabahı eski astsubay Enis Çakır'ın kendisini çağırdığını ve elindeki telsizden "yaralı, iniş izni olmayan helikopter, ambulans" kelimelerini duyduğunu belirterek pistte helikopterde bulunan yaralıyı Çiğli Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüklerini, kim olduğunu soran polise şahsın kimliğini verdiğini belirterek, "Bu kişinin zaten terörist olduğunu bilmiyordum. Asker kıyafetliydi." dedi.
"Ramazan Elmas, gerekirse çatışacağız' dedi"
15 Temmuz akşamı yaşananlara dair bildiklerini aktaracağını ifade eden Doğru, "Halil Başçavuş 'Üste çatışma çıktı. Bir de amiraller var. Palaz misafirhanesinde tutuluyorlar.' dedi. Nizamiyeye geldiğimizde TOMA'lar vardı kapıda. Ramazan Elmas ve Yakup Atlı geldi yanımıza. Elmas polislerin yanına gitti. Daha sonra yanımıza gelerek 'Polisler beni götürmeye geldi. Bana gelen emir üssü teslim etmemem yönünde. Gerekirse çatışacağız.' dedi." şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık MAK kursiyeri eski astsubay Mehmetcan Yeniçulha ise hakkındaki iddiaları reddederek, "Komutanlar terör tehditlerinden bahsetti. Bize 'Palaz misafirhanesini koruyacaksınız' denildi. Sasalı'da üst düzey bir terörist yakalandığı söylendi." iddiasında bulundu.
Eğitmenlerin kendilerini çağırdığını ve depoya gittiklerini belirten Yeniçulha, orada binbaşı rütbesinde kirli sakallı biri gördüğünü, elinde uydu fotoğrafı olduğunu ve etrafına emirler verdiğine şahit olduğunu kaydetti.
Tutuklu sanık eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in kendilerine, Ramazan Elmas'ın emrine gireceğini söylediğini ileri süren Yeniçulha, Palaz misafirhanesine gittiklerini, orada yarbay Erdinç Yalçınkaya'nın "2 misafirin" olduğunu, bunlara kelepçe takıp odaya götürmelerini istediğini aktardı.
Hiç tanımadığını ileri sürdüğü iki kişi gördüğünü, birinin koluna girerken kendilerine, 'çocuklar siz ne yapıyorsunuz? Ben Tümamiralim siz ne yaptığınızın farkında mısınız.' dediğini anlatan Yeniçulha, nizamiyede TOMA'ları görünce olayın ciddi boyutta olduğunu anladığını ifade etti.
Yeniçulha, terör saldırısıyla karşı karşıya olduklarını ve polisin yardıma geldiğini düşündüklerini ileri sürerek "Nizamiyede televizyonu gördüm. Bir grup askerin kalkışma yaptığını gördüm. Ramazan Elmas bir sorun olmadığını söyledi. Sonra Elmas'ın telefon konuşmasını duydum. 'Yarın teslim olacağım. Bugün alamazsınız, uçaksavarlarım, MAK'çılarım var' dedi. Beni görünce uzaklaştı. Şok oldum. Korktum." şeklinde ifade verdi.
Duruşmada tutuklu yargılanan Çiğli 2.Ana Jet Üs Komutanlığında Pilot Binbaşı olarak görev yapan Fatih Karaman ve Erdem Yılmaz da savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden tutuklu sanık Karaman, darbe girişiminin olduğu akşam eski binbaşı Ersin Oruçoğlu'nun arayarak kendisini üsse çağırdığını, üsse vardıktan sonra tutuklu eski albay Ramazan Elmas'ın odasına gittiklerini söyledi.
Elmas'ın 'Palaz misafirhanesine bakın' dediğini aktaran Karaman, misafirhaneye gittiğinde 2 sivil görünümlü kişiyi gördüğünü bu kişilerin daha sonra amiral olduğunu anladığını kaydetti.
Karaman, "MAK ekibinin başında olan teğmen yanıma gelerek 'paket varmış' dedi. Sonra grubun 2 amiralin kollarına girdiğini gördüm. Olaya karışmak istemedik." şeklinde ifade verdi.
Televizyonda darbe girişimi haberlerini gördüklerinde kendi aralarında konuşmaya başladıklarını 2 amiralin durumu hariç herhangi bir anormallik görmediklerini iddia eden Karaman, "Ramazan Elmas'a konuyla alakamız olmadığını ve uzak durduğumuzu söyledik. Tek talimat 'Palaz misafirhanesine git' denilmesi. Konusu suç teşkil edecek bir şey yapmadım. Ramazan Elmas'la birlikte hareket etmedim. MAK ekibini engellememek suçlaması var. Teğmenin bana gelmesi tesadüftür. Amirallerin ne amaçla getirildiğini bilmiyordum. MAK kursiyerlerini tanımıyorum." dedi.
Karaman, bir avukatın 'Teğmen amiralin koluna giriyor. Bir emir verilmedi diyorsun. Bir anormallik yok mu' sorusu üzerine "Amirallerin bizden bir yardım talebi olmadı. Kimsenin çok karışmak istemediği bir durumdu. Belki kendilerine getiren gruba kızmışlardır. Bilmiyorum. Bizden yardım talepleri olsaydı bunlar hiç yaşanmazdı." dedi.
Tutuklu sanık pilot binbaşı Erdem Yılmaz ise hakkındaki suçlamaları reddetti.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam komutanı Ural'ın kendisini arayarak üssün içindeki harekata çağırdığını, daha sonra da Palaz misafirhanesine gitmesini söylediğini belirten Yılmaz, "Televizyondan olanları görüyoruz. 'Memleket ne hale geldi' yorumları yapıyoruz. İzmir'le ilgili bir haber yok. Üste hareketlilik yok. Ramazan Elmas bize 'Bizle ilgisi yok. Biz güvenlik tedbirleri alıyoruz. Polis güvenlik amaçlı bekliyor.' dedi." şeklinde savunma yaptı.
Darbe girişiminden 4,5 ay sonra gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyleyen Yılmaz, tutuklu olmasına rağmen görevinden ihraç edilmediğini kaydetti.
Mahkeme heyeti, Yılmaz'ın yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
29.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
Tutuksuz sanık MAK kursiyeri İbrahim Kantekin SEGBİS'le bağlandığı davada darbe girişimi akşamı komutanların üsse saldırı olacağı ve hazırlık yapılacağını söylemesi üzerine toplandıklarını, terörist grubun elebaşısını almaya gitmek için hazırlık yaptıklarını düşündüklerini belirtti.
Kantekin, emirlerin Genelkurmay Başkanlığından geldiğinin kendilerine söylenmesi üzerine kanunsuz bir durum olduğunu düşünmediklerini, Palaz misafirhanesine getirilen amirallere kelepçeleri kimin taktığını karanlık olduğu için görmediğini ileri sürdü.
Tutuklu sanık eski 122. Filo Komutanı Pilot Binbaşı Ersin Oruçoğlu ise saat 22.10'da kardeşinin arayarak Boğaziçi Köprüsü'nde yaşananlarla ilgili haberlerden bahsettiğini, eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı Albay Ramazan Elmas'ın kendisini arayarak mesaiye çağırdığını söyledi.
Oruçoğlu, üsse geçtiğini ve Elmas'ın kendisine "Palaz misafirhanesine bak" emri verdiğini, "Elmas'tan aldığım tek emir budur. 3 arkadaşımla beraber bu emre itaat ettik. Birliğimizin içindeki binanın kontrolü olduğu için kanunsuz diye düşünmedim. Amiral olduğunu iddia eden şortlu 2 kişi vardı. Misafirhaneye getirilen kişilerin ne amaçla getirildiklerini, pozisyonlarını bilmem mümkün değil." şeklinde ifade verdi.
Misafirhanede anormal bir durum olduğunu düşünmesi nedeniyle Elmas'ı misafirhaneye çağırdıklarını söyleyen Oruçoğlu, İstanbul ve Ankara'da olan olaylar ve üsteki kaotik ortam nedeniyle tedirgin olduğunu, çıkmak istediğini ancak giriş-çıkışların kapatılması nedeniyle çıkamadığını iddia etti.
Mahkeme Başkanının "Polise gidip anlatamaz mıydın içeride böyle bir durum var diye?" sorusuna Oruçoğlu, "Üste Cumhurbaşkanının yaveri var. Komutan darbe girişimi haberleriyle bir ilgimizin olmadığını söylüyor. Bir şey hissetmiyorsun." yanıtını verdi.
Tutuklu sanık eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında simülatör filo komutanı binbaşı Mustafa Onur Uyanık, hakkındaki suçlamaları reddederek, Boğaziçi Köprüsü'nden yaşananlarla ilgili haberleri terör tehdidi olarak değerlendirdiğini ileri sürdü.
Eski Harekat Eğitim Komutanı Albay Ramazan Elmas'ın çağırması üzerine üsse gittiğini ifade eden Uyanık, Elmas'ın kendilerine "Palaz misafirhanesinin emniyetine bakın" emri verdiğini belirtti.
O sırada televizyonda gördüğü kısa bir görüntüde askerin "Sıkıyönetim ilan edildi" lafını duyması üzerine Elmas'a sorular sorduğunu ancak sorularına açık bir izahat alamadığını ifade eden Uyanık, Elmas'ın emirlerini uygulamadığını ileri sürdü.
Uyanık, hakkındaki "Cumhurbaşkanının yaveri olarak görev yapan ve üs komutanlığına gelen şahsı misafirhaneye kaydının yaptırdığı" yönündeki suçlamaya ilişkin ise "Benim yaverden şüphelenmem tabiata aykırı. Kayıt yapmasaydım 'Cumhurbaşkanlığı makamına yardım etmedi' denilirdi." şeklinde savunma yaptı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
30.03.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 270 sanık hakkında açılan davada yargılanan Muharebe Arama Kurtarma (MAK) kursiyerleri savunma yapmaya devam etti.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
MAK kursiyeri tutuklu sanık Melih Kıvanç, 15 Temmuz günü emirleri sorgulamadan yerine getirdiğini belirterek hakkındaki suçlamaları reddetti.
Kıvanç, 15 Temmuz akşamı saat 19.00'da toplanmaları yönünde emir geldiğini, toplandıklarında üsteğmen Hasan Arslanbay'ın kendilerine o tarihlerde Fransa'da yaşanan terör saldırısını hatırlattığını, üslerine de bir terör saldırısı olacağı yönünde istihbarat aldıklarını söylediğini ileri sürdü.
Arslanbay'ın kendilerine 'Palaz misafirhanesinin emniyetine bakın' yönünde emir verdiğini belirten Kıvanç, o akşam Binbaşı Taner Berber, Hasan Arslanbay, Zekeriya Kuzu ve Ömer Faruk Göçmen dışında arayanların telefonlarının açılmaması yönünde emir aldıklarını kaydetti.
MAK kursiyeri tutuklu sanık Ahmet Yunus Şişkin 15 Temmuz akşamı saat 19.00'da terör tehdidine karşın toplandıklarını belirterek 'Palaz misafirhanesine gidip 121. filo komutanının emrine girme' yönünde emir aldıklarını söyledi.
Şişkin, Palaz misafirhanesine gittiklerinde kendilerine emir verdiği için 121. Filo Komutanı olduğunu düşündükleri Yarbay Erdinç Yalçınkaya'nın 'Arkadaşlar burada 2 tane misafirimiz var, bunlar Genelkurmayın emirlerine karşı gelmiş kişiler, bu kişileri odaya götürüp, başında nöbet tutup, güvenliğini sağlayacağız, bu kişileri kelepçeleyip odaya götüreceksiniz, odalar hazır, ikinci katın sağdan birinci ve ikinci odası. Bu kişilere kelepçe takmaya çalıştığınızda size karşı koyabilirler, zorluk çıkarabilirler, kendilerini general olarak tanıtabilirler, bunlar bizi ilgilendirmiyor, biz görevimizi yapacağız' dediğini aktardı.
Misafirleri kelepçeleyip odalarına çıkardıklarını belirten Şişkin, sonradan amiral olduğunu öğrendiği kişilerin kendilerine 'Yanlış yapıyorsunuz' dediğini aktardı.
Şişkin, nizamiyeye gelen polislerin güvenlik tedbirleri için takviye olduğunu düşündüğünü belirterek nizamiyede Yakup Atlı'nın kendilerine 'Polisler komutanımızı almaya geldi. Komutanımızı vermeyeceğiz. Burası bizim namusumuz' dediğini aktardı.
Daha sonra MAK kursiyerleri olarak toplandıklarını ve aralarında geçen konuşmalarda anormal bir durum olduğunu ve kandırıldıkları yönünde konuşmalar geçtiğini dile getiren Şişkin, nizamiyeyi terk ettiklerini ve silahlarını bıraktıklarını ifade etti.
MAK kursiyeri tutuklu sanık Yalçın Yıldırım da Şişkin ve Kıvanç'ın ifadesine benzer ifadeler vererek, " Polis ekipleriyle karşı karşıya olduğumuz hiç aklıma gelmedi. Gece boyunca tüm emirleri terör tehdidine karşı uyguladım. Darbe girişimini 03.20 sıralarında öğrendim. 'Polisleri içeri sokmayın, komutanı vermeyeceğiz' emrini uygulamadım. Vatanıma ve milletime ihanet etmedim." ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanının 'Nizamiyedeyken darbe kalkışması olduğu, Elmas'ın teslim olacağı ortaya çıkmış. Siz de kendi aranızda konuşuyorsunuz. Orada gelişigüzel konuşlanıyorsunuz. Polise sığınmayı düşünmediniz mi?' sorusuna Yıldırım, "Elmas'ı polislerin almaya geldiğini duymadım. Biz sabah 4'e kadar polislerin bize destek için geldiğini düşündük. Gelen bilgiler kıttı. Eksik bilgiyle ülke çapında bir kalkışma olduğu aklımın ucundan bile geçmedi." yanıtını verdi.
MAK kursiyeri tutuksuz sanık Yavuz Serhat Coşkun da darbe akşamı terör tehdidine karşı toplandıklarını ve Hasan Arslanbay, Taner Berber, Zekeriya Kuzu ve Ömer Faruk Göçmen dışında kimseden emir almayacakları ve başka kimsenin telefonunu açmayacakları yönünde direktif aldıklarını anlattı.
Coşkun, hakkındaki suçlamaları reddederek kandırıldıklarını iddia etti ve tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı pazartesi gününe erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir Darbe Yapılanması 270 sanık' davası
(01 Nisan 2017, 18:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: