Tam
EskidenYeniye
 

Hüseyin BaybaşinKontrgerillada eğitim gördüm


Uyuşturucu Baronu Hüseyin Baybaşin: "Tansu Çiller'in 'PKK'ya yardım eden işadamlarını biliyoruz. Hesap soracağız' ifadesinden sonra başlayan faili meçhul cinayetlerin ölüm listesini Demirel hazırlattı. Turgut Özal'ın adı da listedeydi. Ölüm listesinin uygulama aşamasında Mehmet Ağar devreye girdi. Ağar, Demirel'in pis işlerini yapar. 'Çiller'in fedaisi' Ağar'da bu cinayetlerle ilgili belgeler var. MİT'in de olanlardan haberi var. 1970 yılında Kayseri Palas Oteli'nde 'kontrgerilla' eğitimi aldım."

27.01.2010 - Baybaşin'in Taraf gazetesinde 3 - 4 - 5 Ocak 2010 tarihlerinde yayımlanan itirafları, pek çok önemli iddiayı da beraberinde getirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Baybaşin'in ifadesini almak için harekete geçmesine sebep olan itiraflarında, Tansu Çiller'in "PKK'ya yardım eden işadamlarını biliyoruz. Hesap soracağız." ifadesinden sonra başlayan faili meçhul cinayetlere değinen Baybaşin, ölüm listesini Demirel'in hazırlattığını öne sürmüştü. Baybaşin, Turgut Özal'ın isminin de listede yer aldığını iddia etmişti. Ölüm listesinin uygulama aşamasında Susurluk davasında da yargılanan Mehmet Ağar'ın devreye girdiğini iddia eden Baybaşin, Ağar'ın Demirel'in pis işlerini yaptığını savunmuştu. 'Çiller'in fedaisi' diye nitelediği Ağar'da bu cinayetlerle ilgili belgelerin olduğunu ileri süren Baybaşin, MİT'in de olanlardan haberdar olduğunu belirtmişti. 1970 yılında Kayseri Palas Oteli'nde 'kontrgerilla' eğitimi aldığını ifade eden Baybaşin, o dönemde askeri bölgelerde ve Halkevleri'nde gençlerin bu şekilde eğitildiğini anlatmıştı.

Kontrgerillada eğitim gördüm

03.01.2010 - Halen Hollanda’da cezaevinde yatan Hüseyin Baybaşin Taraf’a konuştu: Bizi resmi araçlarla Metris’teki askeri alana götürüp, eğitirlerdi. Mumcu ile görüşemeden öldü. Taraf, eroin ticareti, cinayete teşebbüs ve rehin alma suçlarından 1998’de Hollanda’da yakalanan ve 2002’de müebbet hapis cezasına çarptırılan Zootermeer Hapishanesi’ndeki uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin’e ulaştı.

90’lı yıllarda adı sık sık gündeme gelen ve kendisini Diyarbakırlı Kürt işadamı olarak tanıtan Hüseyin Baybaşin, yanlızca Türkiye’de değil Avrupa’daki uyuşturucu ticaretinde de rol oynadı. Dünyanın uyuşturucu merkezi Kolombiya’daki ünlü Medellin kartelinin patronu Escobar’a benzetilen Baybaşin, uyuşturucu savaşlarının sorumlusu olarak gösterilse de, kendisinin uyuşturucu kaçakçılığıyla hiçbir ilgisinin olmadığını savundu.

Beyazıt Marmara Kıraathanesi

Taraf’a önemli açıklamalarda bulunan Baybaşin, 1970 yılında Diyarbakır’dan İstanbul’a gelerek Beyazıt Gedikpaşa’daki Kayseri Palas Oteli’nde kontrgerilla eğitimi gördüğünü ileri sürdü. Baybaşin şunları söyledi: “Kontrgerilla adını bilmezdik o zamanlar. 70’li yıllarda ülkücü gençler başta olmak üzere çok sayıda genci Beyazıt’taki Marmara Kıraathanesi’nin önünde toplarlardı. Gençler resmi araçlarla Metris’teki askeri alana götürülüp burada eğitilirlerdi. Oradan da kimileri Erdek, kimileri Ankara, kimileri Çanakkale (Daha çok Çanakkale) kimileri Balıkesir, Yozgat ve Kayseri bölgelerine gönderilirlerdi.

Örgüt kurup yönetirlerdi

Sivil olanlar da spor salonları veya kültür faaliyetleri adı altında üniversitedeki yeteneklerine göre uzmanlaştırılırdı. Diğer yandan Halkevleri aynı şeyleri yaptırıyordu. Böylece seçilen bazı insanlar ticaret, eğitim, siyaset, istihbarat, emniyet alanlarında görev alırdı. Solcu, sağcı, dine dayalı örgütler bunların içinden seçilen insanlara kurduruluyordu. Sağcı olan solcu görev, solcu olan sağcı görev alabiliyordu. Suç işlemeye yatkın olanlara ön cephe işleri yaptırılırdı. Hapishanelerden bile insan toplarlardı. Ben eğitim gören çok insan tanıdım. Onların kaldıkları yerleri de gördüm. Ben de Beyazıt Gedikpaşa’da yakınım olan bir polis emeklisine ait Kayseri Palas Oteli’nde çalışıyor ve Metris’te çeşitli eğitimler görüyordum.”

Paşa Güven’le Avrupa’da görüştük

1970’li yıllarda Dev-Sol hareketinin kurucularından olan ve 1980’li yıllarda yurtdışına çıkan Paşa Güven’le Avrupa’da sık sık görüştüğünü iddia eden Baybaşin, “Paşa Güven ile birlikte eğitim görmedim. O ortamdan Paşa’yı tanıyordum. Birlikte (1976) Bayrampaşa’da cezaevinde yattık. Sonra Avrupa’da karşılaştık. 1984’de sürekli görüşürdük, haberleşirdik. Necdet Küçüktaşkıner ile Avrupa’yı geziyordu. Öylesi ortamda alanlarda eğitim gördüğünü ben de onu tanıyan herkes de bilir. Emniyet ve istihbarat kurumları dönemi ve gelişmeleri çok daha iyi ve doğru bilirler” dedi.

Mumcu’yla görüşecektim ama ölüm haberi geldi

25Aralık 1956 yılında Diyarbakır Lice’de doğan Hüseyin Baybaşin’in hayatı 1970 yılında İstanbul’a gelmesiyle değişti. 1990’lı yıllarda Tansu Çiller tarafından hazırlandığı iddia edilen “Ölüm Listesi”nin üst sıralarında yer alan Baybaşin, 1992’de İstanbul’da saldırıya uğradı. Saldırının ardından eşi ve iki çocuğuyla birlikte Güney Afrika’ya kaçan Baybaşin, Uğur Mumcu ile görüşmek üzere Azerbaycan’a gitmiş: “Uğur Mumcu’yla Azerbaycan’da görüşmek için yola çıktım, kısmet olmadı. Mumcu yerine ölüm haberi geldi.”

24 Aralık 1995’de Belçika’dan Hollanda’ya geçerken yakalandığını anlatan Baybaşin şöyle devam ediyor: “Yolların hepsi kapatılmıştı. Operasyona Özel Timler ve askeri polisler de katılmıştı. 2004 yılına hadar hapishanede ağır tecritte kaldım. Bu sürede işkenceler gördüm. Hapishanede annem ve beş yaşından küçük olan Kürtçe’den başka hiçbir dil bilmeyen çocuklarımla konuşmam yasaklandı.”

Paşa Güven: Dev-Sol’un infaz ettiği kurucusu

Paşa Güven, Dursun Karataş ve Bülent Uluer ile Dev-Sol örgütünün kuruluş aşamasında yer aldı.12 Eylül 1980 darbesinin ardından yurtdışına kaçan Güven, burada örgütün Avrupa sorumlusu oldu. Daha sonra örgütün parasını kendi amaçları uğrunda kullandığı iddiasıyla ölümle cezalandırıldı. Türkiye’de Dev-Sol’a yönelik operasyonların yapılmasıyla Dursun Karataş ve yönetici kadrosu yakalandı. Güven, iddiaya göre Avrupa’da örgüte maddi yardım için uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklama işleriyle uğraştı. Paşa Güven, 11 Temmuz 1991’de Fransa’da üyesi olduğu örgüt tarafından öldürüldü.

Baybaşin’le nasıl görüştüm

Hüseyin Baybaşin’le kaldığı Zootermeer Hapishanesi’nde görüşmek için cezaevi yönetimine başvuruda bulundum. Yönetim görüşme talebini olumlu karşıladı. Ancak görüşme zamanına dört saat kala Hollanda Adalet Bakanlığı, Cezaevi Müdürü Ferry de Neyn’e ivedi bir faks çekti. Adalet Bakanlığı yazısında, benimle Baybaşin’in kesinlikle görüşmemesi gerektiği söyleniyordu. Müdür Neyn bize “Görüşme bakanlıkca iptal edildi” dedi. Hollanda kanunlarına göre cezaevinde yatan bir kişiyle görüşme talebi cezaevi yönetimi tarafından karara bağlanıyor. Buna rağmen iki gün önceden kabul edilen görüşmenin randevuya saatler kala bakanlıkça iptal edilmesi kafalarda soru işareti bıraktı.

Fotoğraf çekince olan oldu

Bu olay üzerine hazırladığım soruları Baybaşin’e gönderdim. Baybaşin de sorulara yazılı yanıt verdi. Bu sırada cezaevi önünde çektiğim fotoğraflar nedeniyle gözaltına alınma tehlikesi de geçirdim. Çektiğim bir fotoğraf karesinden sonra cezaevinin çıkış kapıları kapandı. Hapishanenin giriş kısmından iki polis, yanıma gelerek fotoğraflara bakmak istedi. “Cezaevine saldırı riski nedeniyle çektiğiniz fotoğrafları kontrol etmek zorundayız” gibi bir gerekçe gösteren görevliler, fotoğrafları tek tek inceleyip, suç unusuru olmadığına kanaat getirdikten sonra, bölgeden ayrılmama izin verdi. (Taraf)

Ölüm Baba’nın emri

04.01.2010 - Hollanda’da kaldığı cezaevinde konuşan Hüseyin Baybaşin: Demirel’in ölüm listesini gördüm ve ülkeyi terkettim... Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin, 1994’te dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “PKK’yı finans eden işadamlarını biliyoruz. Hesap soracağız” şeklindeki açıklamasının ardından başlayan Kürt işadamlarına yönelik seri cinayetlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İnfaz kararını Süleyman Demirel’in verdiğini öne süren Baybaşin, öldürülecek kişilerle ilgili listeyi gördükten durumu eski Askeri Yargıtay Başkanı İlhan Şenel’e aktardığını söyledi. Baybaşin, infaz listesinde ismi yer alan ancak daha sonra öldürülen Kürt işadamlarından Behçet Cantürk, Savaş Buldan ve Adnan Yıldırım’ı tedbir almaları yönünde uyardığını belirterek, “Behçet Cantürk’e ‘Türkiye’den çık yoksa seni öldürecekler’ dedim. Kendisi Süleyman Demirel’e güvendi ve Türkiye’den kaçmadı. Demirel’le ortaklığı vardı, Kıbrıs Yatırım Bankası’nda da ortaktılar. Behçet’le listede adı olanlara haber verdik, ölüm listesi hakkında birçok yetkiliyle konuştuk” dedi.

1998’de Hollanda’da yakalanan ve 2002’de müebbet hapis cezasına çarptırılarak Zootermeer Cezaevi’ne konan Hüseyin Baybaşin, Taraf’a çok önemli açıklamalarda bulundu. Önceki gün “Metris’te kontrgerilla eğitimi” gördüğünü itiraf eden Baybaşin, 1994 Kasım ayında dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in “PKK’yı finans eden işadamlarını biliyoruz. Hesap soracağız” şeklindeki açıklamasının ardından başlayan Kürt işadamlarına yönelik cinayetlerin perde arkasını anlattı.

Listeyi Demirel hazırlattı

Ölüm listesinin Süleyman Demirel’in emriyle hazırlatıldığını iddia eden Baybaşin, listeyi öğrendikten sonra birçok kişiye haber verdiğini ve ardından Türkiye’yi terk ettiğini söyledi. Ölüm listesinde Kürt işadamları ve politikacıların yanında Turgut Özal gibi devlet adamlarının da olduğunu belirten Baybaşin, “Kürt işadamları gibi Kürt politikacıları, yazarları kısaca Kürt kimliklerini boyunlarından çıkarmayan insanları imha etme kararını Süleyman Demirel vermiştir. Bu kararı kamuoyuna açıklayan Tansu Çiller’dir. Bu listeyi oluşturma kararı Çiller ve Mehmet Ağar’ın kendi başına yapabileceği işler değildir. Amaçları da ortalığı karıştırıp kendi suç örgütleri için rant ortamı oluşturmaktır. Çok kişiyi tanıyordum listeden. Benim de ismimin yer aldığı listede tanımadığım isimler de vardı. Savaş Buldan da Adnan Yıldırım da listeden haberdardı. Diğer öldürülenler hakkında da bilgilerim vardı” dedi.

“Cantürk’e bilgi verdim”

Ölüm listesini 1991’de öğrendiğini belirten Baybaşin, konuyu devlet görevlileri ve 1994’te Sapanca’da öldürülen Behçet Cantürk’le uzun uzun konuştuğunu söyledi. Cantürk’e “Türkiye’den çık yoksa seni öldürecekler” dediğini aktaran Baybaşin, şöyle devam etti: “Kendisi Süleyman Demirel’e güvendi ve Türkiye’den kaçmadı. Demirel’le ortaklığı vardı, Kıbrıs Yatırım Bankası’nda da ortaktılar. Behçet’le listede adı olanlara haber verdik, ölüm listesi hakkında birçok yetkiliyle konuştuk... Behçet Cantürk, Yahya Demirel ve Hacı Ali ile her gün görüşürdü. Ağar’a rüşvet verdiğini ben duymadım. Cantürk’ün Demirel ailesinde milyon doların üstünde parası vardı. Öldürülmesine Demirel izin vermeseydi, o aileye güvenmeyip kendisini korusaydı ölmezdi.”

“Demirel’i tehdit ettim”

Kendisine ve ailesine yapılan baskılar nedeniyle Demirel’le görüşerek konuştuğunu söyleyen Hüseyin Baybaşin, “İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Askeri Yargıtay Başkanı İlhan Şenel Paşa ve daha birçok yetkiliye de durumu bildirdim. Bu olayın ardından işyerlerim ve yakınlarıma saldırı ve baskılar arttı, saldırıya uğradım. Ben liste hakkında devlet yetkililerine bilgi verdim. Baktım tüm yollar Demirel’in kendisine bağlanmış, ben de kendi önlemlerimi aldım. Basın mensuplarıyla konuştum. Süleyman Demirel’in kendisine de ‘Ailemin herhangi bir bireyine zarar verilirse kendisinin, ailesinin ve yakınlarının çocuklarına kadar’ öldüreceğimi söyledim. ‘Ankara’yı yakacağımı, aileme silah alıp savaşarak öleceğimi’ söyledim” dedi.

(Daha önce burada yer almakta olan iki paragraf, İlhan Şenel'in eşi Tülin Şenel'den cevap ve düzeltme talebi üzerine kaldırılmıştır.)


“Kocadağ Ağar’ı suçladı”

Baybaşin, 1984 tarihinde ‘Babalar Operasyonu’ sırasında Ankara’da Behçet Cantürk ile ilişkili olarak sorgulanan Susurluk kazasında hayatını kaybeden Hüseyin Kocadağ’ın, Cantürk’ün yoldan alınmasını organize ettiğini iddia etti. Baybaşin, “Hüseyin Kocadağ, Behçet’in işinden evine giderken yoldan alınmasını organize ediyordu. Cinayetin ardından Hüseyin’le konuştum bu konuyu. ‘Behçet’i öldüreceklerini bilmiyordum. Ankara’ya götüreceklerdi ama öldürdüler’ dedi. Kocadağ bana telefonla anlattı. Ağar’ı suçladı inanmadım” dedi.

Cinayetlerin sırrı Ağar’da

Ölüm listesi hakkında Mehmet Ağar’la da görüştüğünü belirten Baybaşin, Kürtlerin öldürülmeye başlamasından sonra ilişkilerinin koptuğunu ifade etti. Ağar’ın elinde dönemi aydınlatacak belgelerin olduğunu söyleyen Baybaşin bildiklerini şöyle anlattı, “Mehmet Ağar’la ölüm listesini konuştuk. ‘Beni aşıyor Hüseyin, bunlar babanın emridir’ diyerek Demirel’i kast etti. Mehmet Ağar kanunsuz işlerde Demirel’in çobanlığını, Çiller’in fedailiğini yaptı. Ama Ağar’ın da Çiller’in de patronu Demirel’di. Bu suçların hepsi MİT arşivinde vardır. Ağar’ın elinde özel belge, ses ve görüntü kayıtları vardır. Siz de devletin ilgili kurumları da o bilgilere bakın ve değerlendirin.”

Ölüm Üçgeni Ergenekon’da

90’larda tek tek fail-i meçhul cinayetlerle öldürülen Kürt işadamları hakkındaki ölüm listesi iddiaları Ergenekon soruşturmasında da gündeme gelmişti. Ergenekon davasında mahkeme, Veli Küçük’ün Kocaeli İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı 1993-1996 yılları arasında ‘Ölüm Üçgeni’ olarak adlandırılan Sapanca, Gebze, Hendek üçgeninde özellikle Kürt işadamlarını hedef alan fail-i meçhul cinayetlerle ilgili Kocaeli Savcılığı’ndan bilgi istenmesine karar vermişti.

Özal’ın Kürt raporu fitili ateşledi

1992’de Cumhurbaşkanı Turgut Özal, sorunun şiddetle çözülemeyeceğinden hareketle sözcüsü Kaya Toperi ve baş yaveri kurmay Albay Arslan Güner’e 10 sayfalık bir Kürt raporu hazırlattı. Raporda, “Karşılaştığımız sorunun basit bir terör olgusunun çok ötesinde olduğu aşikardır” deniyordu. Bu arada Özal, Çankaya Köşkü’nde DEP milletvekilleri Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Orhan Doğan’la görüştü. Özal, Toperi ve Güner’in hazırladığı rapordaki tesbitleri 13 Mart 1992 tarihli MGK’da gündeme getirdi ve genel af da dahil siyasi sosyal çözümlere değindi. Turgut Özal, ANAP milletvekili Adnan Kahveci’yi yeni bir rapor hazırlaması için görevlendirdi. Kahveci, Güneydoğu’da bir süre inceleme yaptıktan sonra “Kürt sorunu nasıl çözülmez” başlıklı bir rapor yazdı. Bu dönemlerde ülkede adeta bir kaos ortamı yaşandı. (Taraf)

Silah verir eroin alırdık

05.01.2010 - Taraf’a konuşan ünlü uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin, tutuklu bulunduğu Hollanda’dan önemli açıklamalar yaptı: Kısmetim-1 gemisi boş halde batırıldı. Şehmuz Daş konuşmasın diye öldürüldü. İki ton uyuşturucuyu devlet pazarladı. Hollanda’da tutuklu bulunan Hüseyin Baybaşin, bir döneme damgasını vuran Kısmetim-1 ve Lucky-S gemileri hakkında çarpıcı iddialarda bulundu. Dubai’den yola çıkan ve Kıbrıs yakınlarında yapılan bir operasyon sonucu batırılan Kısmetim-1 gemisinin içinde uyuşturucu madde bulunmadığını söyleyen Baybaşin, Lucky-S gemisinde yakalanan uyuşturucunun ise devlet görevlileri tarafından piyasaya sürüldüğünü ileri sürdü. Baybaşin, “Lucky-S gemisindeki uyuşturucu piyasaya sürüldü. Bundan Emin Arslan ve Necdet Menzir’in bilgisi vardı. Şeyhmuz Daş konuşmasın diye öldürüldü. Kısmetim-1 ise kamuoyunu yanıltmak için batırıldı” dedi.

Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün bir süre önce tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’la ortak iş yaptığını iddia eden Baybaşin, İstanbul Cumhuriyet savcılarından Mehmet Berk’e sekiz sayfalık bir ihbar mektubu yolladı. Emin Arslan’ın avukatı Zuhal Dönmezer Çakıroğlu, Baybaşin’in iddialarını ciddiye almadıklarını belirterek, “Lucky-S ve Kısmetim-1 gemileri, Veli Küçük ile Arslan’ın ilgisinin olup olmadığını bilmiyorum. Bizim soruşturmamız dışı bir konu” dedi. Emin Arslan’ın tutuklanmasının ardından İstanbul Adliyesi’ne gelerek “Emin Arslan’a kefilim” diyen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Baybaşin’in iddiaları karşısında şunları söyledi: “Benim iki gün önce söylediğim bir lafı değiştirecek halim yok. Emin Aslan’ı 20 yıldır tanırım.”

Baybaşin, tutuklu bulunduğu Zootermeer Cezaevi’nden Taraf’a önemli açıklamalar yaptı. Hüseyin Baybaşin’in iddiaları şöyle:

Uyuşturucu piyasaya sürüldü

“Lucky-S gemisi uyuşturucu dolu halde yakalandı bunlar piyasaya satıldı. Böylece Türkiye ve dünya kamuoyuyla dalga geçildi. Gemideki uyuşturucunun her gramının nereye teslim edildiğini Mestan Şenel ve Emin Arslan bilir. Şeyhmuz Daş konuşmasın diye öldürüldü. Ben Necdet Menzir’i de olayın içinde biliyordum. Menzir yaptığı açıklamada ‘Ben pay almadım’ demiş. Ama olayı A’dan Z’ye iyi biliyor. Basında Lucky-S gemisinin içindeki uyuşturucunun suçlusu olduğum yazıldığı için durum hakkında araştırma yaptım. O operasyona katılan görevlilerden ve o uyuşturucunun sonradan tekrar yakalanmasında adı geçen kişilerden öğrendim. Uyuşturucuyu yakalatan bir şahıs ile de görüştüm. Hiçbir şüpheye yer kalmayacak kadar doğruluğuna inandım ve kamuoyuna açıkladım. Bu bilgi Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Merkez Komutanlığı ve MİT’in arşivlerinde de vardır. Lucky-S gemisinde yakalanmış olan uyuşturucunun iki tonluk kısmı sonradan Türkiye’de yakalandı. Yakalanan madde gemideki uyuşturucuyla aynıydı. Kısmetim-1 ve Lucky-S gemileri şov için kullanıldı. Afganistan’a para değil silah gider uyuşturucu gelirdi. Bu pislikleri vatanı PKK’dan kurtarmak bahanesiyle yapıyorlardı.

Boş gemi batırıldı

Kısmetim-1 adlı gemi Mestan Şenel’in emrindeki grup tarafından kasıtlı olarak batırıldı ve gemi boştu. Bu geminin batırılmasıyla ilgili yargılanan kişiler mağdurdular. Kısmetim-1 adlı gemide uyuşturucu varmış gibi gösterildi. Bütün dikkatler bu gemiye çekildi. Daha Kısmetim-1 yakalanmadan yedi-sekiz ay önce emniyet ve istihbarat birimleri bu gemiyi konuşuyorlardı. Gemi Dubai Ajman limanındayken bir personelinde 12 kilogram eroin yakalandı. Bundan ötürü Kısmetim-1 limanda bir yıl bekletildi. ABD, İngiliz, Interpol ve Dubai görevlileri Kısmetim-1 gemisini didik didik aradı. Bir gram uyuşturucu yoktu gemide. Ancak o dönemde, Türkiye’ye gemilerle uyuşturucu geldiği, bunların Avrupa ve dünyaya satılmak üzere hazırlandığı konuşuluyordu. Yahya Demirel, Emin Arslan ve Mestan Şenel ile bu gemi konusunu çok kez konuştum. Ayrıca, bu gemi gibi o yıllarda onlarca uyuşturucu yüklü gemi ülkeye gelerek, pazarlandı. Aynı şekilde Azerbaycan üzerinden araçlar da uyuşturucu madde getiriyordu.”

Veli Küçük’le Arslan ilişkili

Liceli Hüseyin Baybaşin, Ergenekon sanığı ve JİTEM kurucularından emekli Tuğgeneral Veli Küçük’le, Mehmet Emin Arslan’ın birçok ortak iş yaptığını iddia etti. Emin Arslan’ın, Küçük için altı sahte pasaport ve kimlik hazırladığını iddia eden Baybaşin, “Veli Küçük ile şahsen tanışmıyorum. Kendisiyle müşterek tanıdıklarım vardı. Kocaeli ve Sapanca’da bazı suç gruplarını para karşılığında destekliyordu. 1991 yılında Emin Arslan, Veli Küçük’e verilmek üzere altı adet sahte yeşil pasaport ve aynı pasaportlar için kimlik ve silah ruhsatı ile birlikte silah götürüp Üsküdar’da bir oto galerisinde bırakmışlardı. Veli Küçük para yerine Mehmet Emin Arslan’a bir Mercedes araba teklif etmişti. Arslan, Küçük’ün onlara vermek istediği arabayı Vatan Caddesi’ndeki benim oto alım-satım yerime getirdiler. Arslan değerinden fazla para istiyordu. Beyaz bir Mercedes 200’ti. Mestan Şenel’de İstanbul Narkotik Şube Müdürü’ydü. Mesut adındaki şoförüyle aynı arabaya müşteri getirmişti.... Yaptığı çok kanunsuz işleri duydum ama devlet
millet için tek bir yaptığını duymadım” dedi.

Arslan’ın avukatı: Söyledikleri iddia, ilişkiyi ben bilmiyorum

“Köstebek” suçlamasıyla tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın avukatı Zuhal Dönmezer Çakıroğlu, Hüseyim Baybaşin’in iddialarını ciddiye almadığını belirterek “Hüseyin Baybaşin’in söyledikleri iddiadan ibaret. Bunlar Arslan’ın yargılandığı soruşturmayla ilgisi yok. Ayrıca Lucky-S ve Veli Küçük’le Arslan’ın ilişkisinin olup olmadığını bilmiyorum” dedi.

Tuncay Güney: Eroin pazarlığını yüzbaşı yaptı

Kısmetim-1 gemisi, Ergenekon davasında da gündeme gelmişti. Ergenekon firarisi Tuncay Güney, 2001 yılında polise verdiği ifadede Kısmetim-1 gemisiyle ilgili şunları anlatmıştı: “Kendi edindiğim bilgiler ışığında söylüyorum. Ergenekon’un geliri bankalardan (usulsüz krediler), büyük işadamlarından (şantajla), mafya gruplarından, uyuşturucudan sağlanırdı. Kısmetim-1 gemisindeki eroinin sahibi, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş ve Ergenekon örgütüydü. Bir senaryo hazırlandı. Gemi Akdeniz’in ortasında boş batırılacak ve eroin yurtdışına satılacaktı. O günlerde Daş polisin elindeydi. Üst düzey iki kamu görevlisi gemideki mala ortak olmak istiyordu. Pazarlıklara dahil edildiler. Ergenekon adına pazarlığı JİTEM’ci yüzbaşı yürütüyordu. Geminin delilleri yok etmek için kaçakçılar tarafından nasıl batırıldığı, İstanbul’dan götürülen gazeteciler tarafından kare kare görüntülendi. İki kamu görevlisinin ortak olduğu eroinin yerine ulaştırıldığını biliyorum. Ergenekon o yıllarda tamamen yeraltına inerek uyuşturucuya bulaştı. Doğu’dan gelen eroinin Türkiye üzerinden geçişini organize ediyordu.”

Baybaşin’in mektup gönderdiği Avcı: Arslan’a ben kefilim

Emniyet’in iki numaralı ismi Emin Arslan’ın da tutuklandığı uyuşturucu operasyonu kapsamında ifade veren Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Hüseyin Baybaşin’in iddiaları karşısında “Emin Aslan’ı 20 yıldır tanırım. İki gün önce söylediğim bir lafı değiştirecek halim yok” dedi. Arslan’ın tutuklanmasının ardından İstanbul Adliyesi’nde ifade veren ve adliye çıkışında “Ben ona kefilim” diyen Avcı, Baybaşin’in kendisine bir mektup yolladığını belirterek, şöyle devam etti: “Hüseyin Baybaşin’in kendisi ve ailesinin eroin kaçakçılığı konusunda mahkûmiyet kararları var. O dünya polisinin tanıdığı birisi. Ben böyle birisi hakkında açıklama yapmak istemem. Benim bilmediğim ve anlamadığım konular. Bana da bir mektup gönderdi, çeşitli iddialarda bulunmuş. Benim iki gün önce söylediğim bir lafı değiştirecek halim yok. Emin Aslan’ı 20 yıldır tanırım.”

Taraf’ın ulaştığı, Hüseyin Baybaşin’in Hanefi Avcı’ya gönderdiği mektupta şunlar yer alıyor: “Benim M.E. Arslan ve suç ortakları aleyhinde şikayet müracaatlarımın davaları devam ediyorken ve Beşiktaş Adliyesi’nde M.E. Arslan ve suç ortakları aleyhinde dava süreci başlamışken, sizin, Hanefi Avcı olarak ‘Ben M.E. Arslan’a kefilim’ diye basın açıklaması yapmanız yargıya müdahale değil midir?” (Taraf)

Ağar’la son yemek

10.01.2010 - Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür’e konuşan cezaevindeki uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin, Mehmet Ağar’a “Kürt sorununu çözelim” diyen Korgeneral Hulusi Sayın’ın birkaç gün sonra öldürüldüğünü söyledi. Hollanda’da Zootermeer Cezaevi’nde bulunan uyuşturucu kaçakcısı Hüseyin Baybaşin, 30 Ocak 1991’da evinin önünde öldürülen Korgeneral Hulusi Sayın cinayeti hakkında çarpıcı iddialarda bulundu.

Sabah yazarı Mahmut Övür’e konuşan Baybaşin, Başbakanlık Başmüşavirliği görevini yaptığı sırada öldürülen Sayın ile saldırıdan kısa süre önce bir yemekte görüştüklerini, aynı masada Mehmet Ağar’la birlikte Diyarbakırlılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Nedim Özer’in de olduğunu anlattı.

Mehmet Ağar buz kesildi

Baybaşin şöyle dedi: “Korgeneral Hulusi Sayın’la, Diyarbakırlılar Yardımlaşma Dayanışma Derneği’nin Başkanı Nedim Özer Bey ve Mehmet Ağar ile birlikte Beyti’de yemek yemiştik. Hulusi Paşa orada bizzat, ‘Kürt sorunu Türkiye’yi bitirir, bu sorunu kendi içimizde çözmenin yolunu bulmamız lazım. İnsanları öldürerek, korucularla çatıştırarak bitiremeyiz. Bunları bizim çözmemiz gerekir’ diyordu. Mehmet Ağar bunları buz gibi dinledi, hiçbir cevap da vermedi. Sadece Nedim Bey ‘Paşam biz bunları geçelim’ dedi. Hulusi Sayın da ‘Olur mu, bu konuları geçmek olmaz. Bakın bugün biz burada oturuyoruz, yemek yiyoruz, sohbet ediyoruz. Yarın öyle bir durum gelecek ki, birbirimizi tanıyamayacağız, hiç birimizin güvenliği olmayacak’ dedi. Bundan birkaç gün sonra, onun katledildiğini duyunca çok üzüldüm. Nedim Bey’i aradım, ‘Konuşuruz şekerim, konuşuruz’ dedi kapattı. Sonra görüştüğümüzde ise ‘Ben sana o zaman söyledim, bu Kürtlüktür, bu Türklük bu kimseye fayda sağlamaz ve öyle bir ortam var. Bak Paşa bile kendini koruyamadı, konuşmasına gerek yoktu, ben uyardım anlatamadım’ dedi.”

Hulusi Sayın’ın öldürüldüğü dönemde Mehmet Ağar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini yapıyordu.

Sol örgütün Sayın’la ne işi var

Hüseyin Baybaşin, Sayın suikastını Dev-Sol örgütünün üstlenmesini ise şöyle yorumluyor: “Sol örgütün Hulusi Paşa ile ne işi var. Her zaman devlet içindeki çeteler birilerini katlederken bir örgüt adı verirler. Onlar da üstlenir. O toplantıya Hulusi Sayın neden gidiyordu? Bunun soruşturulması lazım. Kim yaptı, kim üstlendi değil, bu niye yapıldı? Buna bir bakmak lazım.” (Taraf)

Savcılık, Baybaşin'in ifadesini alabilir

10.01.2010 - Hollanda'da müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 'Türk Escobar' olarak anılan Hüseyin Baybaşin'in iddiaları savcılığı harekete geçirdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk'in, Baybaşin'in ifadesini almak için Hollanda'ya gidebileceği öğrenildi. 1970 yılında Kayseri Palas Oteli'nde 'kontrgerilla' eğitimi aldığını ifade eden Baybaşin, o dönemde askeri bölgelerde ve Halkevleri'nde gençlerin bu şekilde eğitildiğini anlatmıştı.

Baybaşin'in Taraf gazetesinde 3-4-5 Ocak 2010 tarihlerinde yayımlanan itirafları, pek çok önemli iddiayı da beraberinde getirmişti. Tansu Çiller'in "PKK'ya yardım eden işadamlarını biliyoruz. Hesap soracağız." ifadesinden sonra başlayan faili meçhul cinayetlere değinen Baybaşin, ölüm listesini Demirel'in hazırlattığını öne sürmüştü. Baybaşin, Turgut Özal'ın isminin de listede yer aldığını iddia etmişti. Ölüm listesinin uygulama aşamasında Susurluk davasında da yargılanan Mehmet Ağar'ın devreye girdiğini iddia eden Baybaşin, Ağar'ın Demirel'in pis işlerini yaptığını savunmuştu. 'Çiller'in fedaisi' diye nitelediği Ağar'da bu cinayetlerle ilgili belgelerin olduğunu ileri süren Baybaşin, MİT'in de olanlardan haberdar olduğunu belirtmişti. 1970 yılında Kayseri Palas Oteli'nde 'kontrgerilla' eğitimi aldığını ifade eden Baybaşin, o dönemde askeri bölgelerde ve Halkevleri'nde gençlerin bu şekilde eğitildiğini anlatmıştı. (Zaman)


Baybaşin'in açıklamaları için 'Cevap ve Düzeltme'


10 Ocak 2010 tarihli 'Savcılık, Baybaşin'in ifadesini alabilir' alıntı haberimize ek olarak verdiğimiz 'Uyuşturucu Baronu Hüseyin Baybaşin'den Şok Açıklamalar: Kontrgerillada Eğitim Gördüm' başlığını taşıyan ve 4 Ocak 2010 tarihli 'Taraf' gazetesinden alıntıladığımız haberde geçen bazı ifadelerden dolayı Türkiz Şenel itirazda bulunarak düzeltme metni yayınlamamızı talep etmişlerdir. Hiç kimsenin haksız yere zan altında kalmasını ya da suçlanmasını asla istemeyiz. Biz iddiaları aktarıyoruz. Ancak cevap gelirse onu da memnuniyetle yayınlarız. Bu işimize gelir şu gelmez diye bir düşüncemiz asla olmamıştır. Fikrini beğenmediğimiz bir kişi bile olsa onun haksız yere suçlanmasını asla istemeyiz. Bu sitede yayınlanan haberlerin bir çoğu aslında alıntıdır ve iddiaları içermektedir. Lehte ve aleyhte, ciddi içeriği olan, hakaret içermeyen, site konumuzla ilgili ve gücümüz yettiğince tüm iddiaları aktarmaya çalışıyoruz. Sitede yayınlanması o iddiaların doğru olduğunu göstermez. Sadece bir tartışma ortamının oluşmasını, site konumuzla ilgili lehte ve aleyhte dile getirilen iddialar arasında o iddiaları içeren haberin de dikkate alınmasını amaçlıyoruz. Sayın Türkiz Şenel kendisiyle ilgili iddiaların farkına varmış ve itiraz ediyor. Ancak belki farkına varmayan birçok kişi var. Onların haksız yere suçlanmaması için bu uyarılarımızı ayrıntılı olarak vurgulamak istiyoruz. Bir kişi mahkemece suçlu bulunmadığı sürece suçsuzdur, masumdur. O kişi hakkında dile getirilenler sadece bir iddiadır. İddialara farkında olmayarak cevap verememesi, ya da farkında olsa bile cevap vermemesi 'bize göre' o kişinin suçlu olduğunu göstermez. Sayın Türkiz Şenel'in cevap hakkına da saygı duyuyor ve burada yayınlıyoruz.

Abdullah Harun, 27 Ocak 2010, 10:22


CEVAP VE DÜZELTME METNİDİR

www.kontrgerilla.com alan adlı internet sitesinde yayınlanan “Uyuşturucu Baronu Hüseyin Baybaşin'den Şok Açıklamalar: Kontrgerillada Eğitim Gördüm" başlığı altında, “İlhan Şenel Paşa ile görüştüm” ve “Villamı hediye ettim” alt başlığı ile verilen haber içeriğinde, 1995 yılında vefat eden Askeri Yargıtay Eski Başkanı Tuğgeneral İlhan ŞENEL ve eşi müvekkilim Türkiz ŞENEL ile ilgili gerçeğe aykırı ve iftiradan ibaret ithamların yer alması sebebiyle, işbu cevap ve düzeltme metnini kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Anılan haberde; müvekkilimin eşi Askeri Yargıtay Eski Başkanı Tuğgeneral merhum İlhan ŞENEL’in uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin BAYBAŞİN ile ilişki içinde olduğu, Hüseyin BAYBAŞİN’in cezaevinde yatan amcasını bıraktırmak için İlhan ŞENEL’in eşi müvekkilim Türkiz ŞENEL’e Edremit Altınoluk’da villa hediye ettiği şeklinde tamamen gerçek dışı ve iftiradan ibaret ithamlarla müvekkilim Türkiz ŞENEL küçük düşürülerek kişilik haklarına ağır ve haksız bir şekilde saldırılmış, eşi merhum İlhan ŞENEL’in aziz hatırasına da saygısızlık yapılmıştır.

Müvekkilim Türkiz ŞENEL’in eşi merhum İlhan ŞENEL, görevi başında bulunduğu süre zarfında, görevinin ve bulunduğu konumun gerektirdiği özen ve sorumluluk içerisinde hareket etmiş ve onurlu bir meslek yaşantısı sonunda 30.08.1992 tarihinde yaş sınırından emekliye ayrılmıştır. Merhum İlhan ŞENEL’in, haberde gerçek dışı açıklamalarına yer verilen Hüseyin BAYBAŞİN isimli kişi ile hukuk dışı herhangi bir ilişkisi, bu ilişkiden kaynaklı olarak sözü edilen kişiye sağladığı bir menfaat ve bunun karşılığı olarak eşi müvekkilim Türkiz ŞENEL’e hediye edilmiş bir villa söz konusu değildir. Müvekkilim Sayın Türkiz ŞENEL adına tapuda kayıtlı Edremit Altınoluk’ta bir taşınmaz bulunmakla birlikte, bu taşınmaz, tamamen bir rastlantı sonucu, üzerinde asılı ilan vasıtasıyla temasa geçilerek, mal sahibinden, piyasa rayici üzerinden banka vasıtasıyla ödeme yapılmak suretiyle 1992 yılında satın alınmıştır. İlgili ödeme dekontları müvekkilimde bulunmaktadır.

Müvekkilim ve merhum eşi ile ilgili habere konu edilen hususların gerçeğe aykırı ve iftira niteliğinde olduğu basit bir araştırma ile ya da ilgilisine sorulmak suretiyle anlaşılabilecekken, uyuşturucu kaçakçısı ve halen Hollanda’da tutuklu bulunan bir kişinin çamur at izi kalsın mantığı ile yaptığı açıklamalar esas alınarak yapılan haber, basın ahlak ve ilkeleri ile bağdaşmaz.

Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur.

Türkiz ŞENEL Vekili
Av. Ahmet ÇÖRTOĞLU

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.504.455