Sosyalist Kürt aydın Kemal Burkay Balyoz planına değinerek çarpıcı açıklamalar yaptı. Burkay, Maraş ve Çorum olaylarında olduğu gibi Balyoz darbe planında da cami bombalama suçunun muhtemelen Alevilere yıkılarak kaos çıkarılacağını söyledi. Bunu şimdi böyle konuşmanın basit gelebileceğini, ancak gerçekleştiğinde psikolojik olarak etkilenmemenin ve inanmamanın çok zor olduğunu çarpıcı örnekler vererek dile getirdi. Bu gibi konularda bilgili ve tecrübeli olduğu halde kendisinin bile komploların etkisine kapıldığını ifade eden Burkay, ´28 Şubat tiyatrosuna ben bile inanmıştım´ dedi.
Tamamı >   28.1.2010

4. Ergenekon iddianamesi olarak mahkemece dün kabul edilen Poyrazköy iddianamesindeki delillere göre, geçtiğimiz aylarda şüpheli intiharı ile gündeme gelen eski Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı emekli Albay Belgütay Varımlı ile ilgili de not tutulduğu ortaya çıktı. DVD´deki gündemlerim2.doc isimli dosyada ´Belgütay Varımlı ile konuşmasının içeriğini değiştirmesi için görüşelim, ....., paşayı rahat bırakmasın´ ifadeleri dikkat çekiyor.
Tamamı >   28.1.2010

Ergenekon savcılarından Murat Yönder´in hazırladığı Poyrazköy iddianamesinde, 28 Şubat döneminde kurulan Batı Çalışma Grubu´nun yasa dışı faaliyetlerine devam ettiği belirtiliyor. İddianamede, ´İllegal yapılanmanın, günümüzde, ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´, ardından da ´Kafes Eylem Planı´ çerçevesi altında yasa dışı eylem ve faaliyetlerine devam ettikleri ortaya çıkmış bulunmaktadır´ ifadesine yer veriliyor.
Tamamı >   27.1.2010

Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) kurucuları arasında yer alan emekli Albay İsmail Tansu, kurumun varlığının değil, teşkilat içindeki çürüklerin sorgulanması gerektiğini söylüyor. Tansu, daire üzerindeki olumsuz kanaatin aşırı gizlilik ve bazı çalışanların gayri meşru işlere karışmasından kaynaklandığını belirtiyor. Teşkilatın görevleri arasında siyasilere suikast gibi bir konunun olmadığını kaydeden Tansu, ´Kurum sistematik olarak bu tür gayrimeşru işler yapmaz. Ama her kurumda olduğu gibi bu kurumda da bu tür işlere karışanlar olabilir. Bu tip insanlar Özel Kuvvetler´de barınamaz, barındırılmamalı´ diyor.
Tamamı >   2.1.2010

Ergenekon soruşturmasıyla bağlantılı ´Amirallere suikast´ soruşturması kapsamında gözaltına alınıp tutuklanan ve itiraz üzerine 16 Aralık´ta serbest bırakıldığı öğrenilen Deniz Yarbay Ali Tatar, dün hakkında yeniden yakalama emri çıkarılmasına ilişkin tebligatı aldıktan sonra intihar etti. Deniz Yarbay Tatar için bugün Karacaahmet´teki Cemevi´nde bir tören düzenlendi. Yarbayın eşi cenaze töreninde tekrar tutuklama kararı çıkarttıran soruşturma savcısı Süleyman Pehlivan´a tepki gösterdi: ´Kocamın katili sensin. Rahat nefes alıyor musun? Alevi subaylar üzerine oyunlar oynanıyor.´
Tamamı >   20.12.2009

CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal´ın soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 13 Nisan 2009´daki 12. dalga Ergenekon operasyonları kapsamında arama yapılan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD)´nde ele geçen ve yaklaşık 15 bin öğrenciyi kapsayan burs listesinde öğrencilerin yanlarına düşülen Kürt kökenli, Alevi, PKK irtibatlı ancak bursu kesilmemeli gibi notlar sebebiyle bu öğrenciler hakkında ´terör örgütleriyle bağlantılarının bulunup bulunmadığı´ hususunun mahkeme kararıyla Emniyet Müdürlüğü´nde oluşturulan özel bir komisyon tarafından araştırılmakta olduğunu açıkladı. PKK ile terör eylemlerinde ortak hareket eden Ergenekoncuların bursları da paylaştıkları, ÇYDD´den burs alan PKK´lıların listesinin KCK baskınında bulunmasıyla ortaya çıkmıştı. ÇYDD gibi diğer bir eğitim vakfı olan Çağdaş Eğitim Vakfı´nda da (ÇEV) aynı operasyonlarda arama yapılmış ve çok önemli belgeler ele geçirilmişti. Gözaltına alınmak istenen ancak yurtdışına kaçtığı anlaşılan ÇEV Başkanı Gülseven Yaser halen firari ve Amerika´da akrabalarının yanında kaldığı biliniyor.
Tamamı >   17.12.2009

Yargıtay Birinci Başkanlığı, ´yüksek yargıda mezhepsel örgütlenmelerin olduğu´ yönündeki eleştirilere tepki gösterdi. Dün yapılan yazılı açıklamada, Yazılanların gerçekle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı gibi, kimse kimsenin ne etnik kökenini ne de siyasi, ideolojik, dini inancını sorgulama yetkisine sahip değildir. denildi. Taraf yazarı ve saygın tarihçi Murat Belge, dün Suriye´deki rejimi örnek göstererek ilginç tahlillerde bulunmuş, şöyle yazmıştı: ´TSK içinde Suriye´dekine benzer bir Alevi örgütlenmesi var mı? TSK her haliyle kapalı kutu. Birileri, birtakım gözlemler yapıp bu yolu açmış olabilir. Ama bunun olduğunu sanmıyorum. Yüksek Yargı´daki durum var. Alevilik orada örgütlü: Kimi düşman, kimi dost olarak gördüğü de kendi açısından açık seçik ortada. Kararları da bunu gösteriyor. Biz aramızda konuşuyoruz, ´yüksek yargı´ diye. Oysa orada cemaat ilişkileri geçerli. Ve modernleşen Türkiye´den söz ediyoruz.´
Tamamı >   5.12.2009

Poyrazköy cephaneliğinden tutuklanan Levent Bektaş´ın CD´sine gizlenmiş dosyaların şifreleri çözülüyor. Kafes Planı ile birlikte ele geçirilen ‘Gündemlerim’ belgesinden, cunta ekibi ile Ergenekon bağlantısını gösteren deliller çıktı. Dosyada komutanlara şantaj da var. Komutanları kafeslemek için önlerine, hazırlanan iğrenç şantaj dosyalarının konulması planlanmış.
Tamamı >   24.11.2009

Muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubunda ´Kaos Planı´nı hazırlayan ekipte yer aldığı ileri sürülen isimlerden biri de Tümgeneral Mustafa Bakıcı. Tümgeneralin adı daha önce Ergenekon davası sanığı ve Karargah Evleri örgütlenmesinde yer alan genç teğmenlere yaptığı moral ziyaretiyle gündeme gelmişti.
Tamamı >   30.10.2009

Ergenekon savcılarınca ortaya çıkarılan TSK içindeki Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili çarpıcı bilgiler peşpeşe geliyor. Ancak Genelkurmay sessizliğini koruyor. Savcı Öz´ün adeta dürtmesiyle başlatılmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri soruşturma ise başlangıcından günümüze iki yıldır çok tuhaf gelişmelere sahne oldu. Olmaya da devam ediyor.
Tamamı >   27.9.2009

Ergenekon´un üçüncü iddianamesinde yer alan Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Emre Taner imzalı rapor, MİT´in, İşçi Partisi tarafından kurulduğu öne sürülen Karargah Evleri´ni büyük tehlike olarak gördüğünü ortaya koydu.
Tamamı >   25.8.2009

Ergenekon´un Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde illegal bir kadro kurduğu iddia edildi. Ergenekon sanığı Ünal İnanç´tan ele geçirilen ve üçünü iddianamede yer alan bir belge çok çarpıcı bağlantıyı ortaya çıkardı. İnanç´ın Ankara´daki evinde ele geçirilen ´Takip Edilip Gerekli Yerlere İletilecek´ başlıklı belgede alfabetik sıraya göre 71 subay ve astsubayın ismine yer verildi. 71 adet TSK mensubu subay ve astsubaydan 43´ünün isminin karşısında cep telefon numaraları bulunurken bazı isimlerin karşılarına ise şok notların düşüldüğü aktarıldı. Skandal listede ismi yer alıp da hakkında ayrıca delil bulunan kişilerin soruşturmaya dahil edildiği, bu kişiler hakkında soruşturmanın derinleştirildiği belirtildi ve ´Belge önemi sebebiyle dosyadan çıkarılıp Başsavcılığımızın Adli Emanetine alınmıştır.´ denildi.
Tamamı >   15.8.2009

´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´nda imzası bulunduğu gerekçesiyle tutuklandıktan 19 saat serbest bırakılan Kurmay Albay Dursun Çiçek´in 4 Ergenekon savcısına verdiği cevaplar ayrıntılarıyla ortaya çıktı. Deniz Kıdemli Kurmay Albay Dursun Çiçek Ergenekon Savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Ercan Şafak ve Murat Yönder´e 15 sayfalık ifade verdi. Ergenekon soruşturması kapsamında örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 30 Haziran gecesi tutuklandıktan 19 saat sonra serbest bırakılan Çiçek´in, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü´ne sorgusundan bir gece önce 29 Haziran´da gelen bir mail ile ilgili de sorgulandığı ortaya çıktı.
Tamamı >   6.7.2009

Yeni Ergenekon iddianamesine girmesi beklenen Nisan 2009 tarihli ve ´Dr. Dz. P. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek´ imzalı skandal bir ordu belgesi ortaya çıktı. ´ANDIÇ´ müthiş bir komployu içeriyor. Taraf gazetesinin haberine göre belgede ´Şeriat isteyen AKP hükümeti´ ve ´Gülen cemaati´ ana hedefler.. Taraf, Genelkurmay´a ait yeni bir İlticayla Mücadele Eylem Planına ulaştı. Plana göre tutuklanan askerlerin ´masum´ olduğu ve AKP´nin ´dini esasları temel alan bir rejim´ hedeflediği vurgulanacak. İki ay gibi çok kısa bir süre önce hazırlandığı ortaya çıkan belge Kontrgerilla örgütlenmesinin TSK içindeki kolunun nasıl da etkin ve faal olduğunu çarpıcı şeklide gösteriyor. Ergenekon Terör Örgütü´nün Kontrgerilla örgütlenmesinin kendisi olmadığını sadece onun alt örgütlerinden biri olabileceğini, ana yapının varlığını sürdürdüğünü 1990 yılında Genelkurmay´ın basına verdiği Özel Harp Dairesi brifingine dayanarak iddia etmiştik ve bu iddiamızı işleyen makalemiz sitemizin ana sayfasında sürekli yayında. Ergenekon Terör Örgütü de tıpkı Susurluk´ta ortaya çıkan çete gibi bir çetedir. Kontrgerilla´nın kollarından biridir. Sitemizde sürekli vurguladığımız gibi Ergenekon soruşturma sürecinde TSK´nın Ergenekon soruşturmasına yaklaşımı bu gözle bakınca aslında gayet anlamlıdır. TSK adına Ergenekon tutuklularına resmi ziyaret, gözaltına alınmak istenen yarbayın garnizondan kaçırılması, haftalar sonra artan kamuoyu baskısıyla haftalar sonra sivil yargıya teslim edilmesi, Ergenekon soruşturmasında evinde çok sayıda cephane bulunan binbaşı Fikret Emek´in askeri mahkemede komik ve anlamlı bir cezayla cezalandırılıp serbest bırakılması ve rütbesinin bile sökülmemesi, Genelkurmay başkanının Poyrazköy´deki silahlar bizim değil deyip polisi suçlaması, Perinçek´in TSK´ya sızmak için örgütlediği çok gizli Karargah Evleri yapılanmasının askeri yargı tarafından soruşturuluyormuş gibi görünüp aslında savsaklanan soruşturmasındaki inanılmaz tuhaflıklar.. Bedrettin Dalan´ın Poyrazköy, Yarbay Mustafa Dönmez´in Ankara ve Sakarya, Binbaşı Fikret Emek´in Eskişehir´deki ev ve arazilerinden çıkan TSK malı çok miktarda silahlar.. Dünya konjonktürünün izin vermemesi, sivil insiyatifin ve polis istihbaratının güçlenmesi sebebiyle darbe yapamayan, darbe ortamını olgunlaştırma gayretleri de polis istihbarat ve sivil soruşturmalara takılan Kontrgerillacılar zorda..
Tamamı >   12.6.2009

Ergenekon Terör Örgütü yapılanmasıyla ilgili olarak 2002 yılında MİT´e gönderildiği öğrenilen ihbar mektubu ve 6 adet CD, Ergenekon davası sanıklarının avukatlarına dağıtıldı. Örgütle ilgili bilgilerin aktarıldığı mektupta, ?Bunlar açısından birinci nokta Türk olmak. İlginç bir yapılanmaları var. Alevi kesim ile ciddi temas halindeler. Bir tarafında Veli Küçük, diğer tarafında Sedat Peker. Bir tarafta Deniz Kuvvetleri ile ciddi diyaloglar var. Diğer taraftan Jandarma´nın organize ettiği siteyi Sedat Peker sahipleniyor. İnanın bunların PKK´dan, DHKP´den veya Hizbullah´tan hiçbir farkları yok? ifadesine yer veriliyor.
Tamamı >   9.6.2009

Bilgisayardan silinmeye çalışılan şifreli dokümanda dehşet veren ´not´lar bulundu. ÇYDD´nin Kadıköy Şubesi´nde ele geçirilen _2008 toplantıözeti başlıklı belge, derneğin Ergenekon ile bağlantısını ortaya koydu. Derneğin yönetim kurulunun toplantı notları olduğu iddia edilen belgede Türkan Abla diye söz edilen kişinin isteği dile getirilirken, ÇYDD´nin uygulamaları ile ilgili talimatlara yer veriliyor...
Tamamı >   27.4.2009

On beş gün önce Savcı Zekeriya Öz ile görüşen Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, Ergenekon´un suikast planlarını görünce ürperdiğini söyledi. Balkız, Belgelerde evimin fotoğraflarını, krokisini, geliş-gidiş yollarımı, görevlendirilmiş 9 kişiyi, kimin patlayıcı temin edeceği, kimin düzenek yerleştireceği, kimin patlatacağı gibi bir düzenek gördüm. O anda aklıma Uğur Mumcu, Hablemitoğlu ve Bahriye Üçok´un karanlık güçler tarafından katledilişi geldi. dedi. Hükümetin siyasi desteğini savcıların her an arkasında hissettirmesi gerektiğine inanan Balkız, Gazi´de, Sivas´ta, Maraş´ta, Başbağlar´da ne oldu? Bunu bütün Türkiye halkının bilmeye hakkı var. diye konuştu. Balkız, namuslu olan, aydınlık, demokrasi ve laik bir Türkiye isteyen herkesin bu çabaya katkıda bulunması gerektiğini vurguladı. Ergenekon soruşturmasında bazı şeylerin birbirine çok karıştırıldığını anlatan Balkız, Ergenekon´u karanlık odak olarak tanımladı. Ergenekon´un adı belki bir zamanlar kontrgerillaydı, bir zamanlar gladyoydu, bir zamanlar da JİTEM´di. diyen Balkız, bugünkü adıyla Ergenekon´un demokrasinin kökleşmesini ve yerleşmesini istemeyen demokrasi düşmanı olduğunu vurguladı. Eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin´in evinde ele geçirilen ETÖ´nün suikast listesinde Ali Balkız ile Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç´in ismi yer alıyordu.
Tamamı >   10.3.2009

Ergenekon terör örgütü soruşturmasının savcıları, 1997 yılında Kıbrıs´ta Toros-2/97 tatbikatında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu´nun kulağını yalayıp geçen keskin nişancı kurşunuyla, Kıvrıkoğlu´nun hemen arkasında duran Albay Vural Berkay´ın şehit olması olayının dosyasını incelemeye aldı. 1997´de Kıbrıs´ta dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu´nun da bulunduğu komuta çadırına yönelen kurşun, ayakta dürbünle tatbikatı izleyen Kıvrıkoğlu´nun kulağını yalayıp geçmiş ve tam arkasında oturan Albay Berkay´ın göğsüne saplanarak şehit etmişti. Olay kayıtlara ´bir askerin ayağı kayınca kurşun sekti´ şeklinde girdi. Ancak ne balistik incelemesinden bir sonuç çıktı ne de kurşunun çıktığı silahın sahibi bulunabildi. Kaza süsü verilen bu suikastle Kıvrıkoğlu´nun, 80´li yıllardan beri sistemli şekilde ordu içinde alevi mezhebine dayanan ve başını Doğu Aktulga´nın çektiği Baas türü bir cunta örgütlenmesi yürüten Ergenekon´un sol kanadınca bertaraf edilmek istendiği ve Çevik Bir´e Genelkurmay Başkanlığı yolunun açılacağı iddialar arasındaydı. Bir´in Kıvrıkoğlu döneminde emekliye sevkedilmesi de bu olayla bağdaştırıldı.
Tamamı >   10.2.2009

Ergenekon terör örgütü operasyonları ile sürekli gündeme gelen İP/Karargah Evleri ile ilgili sırlar çözülüyor. 1997 yılında 25 karargah evinde 9 ay boyunca saklandığını iddia eden Murtaza Didin, bu evlerde sanıldığından daha karmaşık ilişkilere şahit olduğunu, terör örgütü militanlarıyla tanıştırıldığını söyledi.
Tamamı >   31.1.2009

Ergenekon terör örgütü soruşturmasının 10. dalgasında gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan ya da tutuklanan Ergenekon sanıklarının darbe planıyla ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıktı.
Tamamı >   13.1.2009