Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi´nde yumurtalı saldırıya uğrayan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu çok açık konuştu. Son günlerde tırmanan öğrenci olaylarının arkasında Ergenekon´un olduğunu savunan Kuzu´ya göre, ´Ergenekon içerde sıkışmış vaziyette, güvendiği asker ise kendi alanına çekildi, normalleşiyor. Mücadele yükü verilen yargı da son anayasa paketi ile kendi alanına çekildi. Şu anda ellerindeki tek koz, öğrenciyi sokağa dökmek.´ Diğer yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olayların organize şekilde terör örgütü üyelerince tırmandırıldığı iddiaları üzerine Ankara Üniversitesi´nde yaşanan yumurtalı protesto eylemleri konusunda soruşturma başlattı.
Tamamı >   10.12.2010

TİBT üyesi, Başbakan Erdoğan´a yapacakları suikastin yerini telefonda ağzından kaçırdı. Ankara Emniyeti´nin TİBT´e yönelik yaptığı operasyonun fezlekesinde örgütün en büyük çalışmasının Başbakan Tayyip Erdoğan´a yönelik suikast planı olduğu ortaya çıktı. 27 Kasım´da örgüte düzenlenen operasyonda örgütün bağlantıları da ortaya çıkarıldı. Polisin savcıya gönderdiği fezlekede, TİBT yapılanmasına üye olduğu belirtilen şahısların Ergenekon davası sanıklarından emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Ergun Poyraz tarafından yönetildikleri yer aldı. Ayrıca yapılan teknik takipte gözaltına alınan şahısların Ergenekon sanıkları ve iletişim kurdukları ve kritik davalara müdahil olmaya çalıştıktan öğrenildi. Fezlekede, örgüt üyelerinin Necip Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili önemli bilgilere sahip olduğuna yer verildi. Yine fezlekede, TİBT´nin Türkiye´nin her bölgesinde silahlı birliklerinin bulunduğu yer aldı. Irak´ta bir, Türkiye´de ise dört ayrı kampı bulunan örgütün, silahlı ve ideolojik eğitim verdiği ve bu çalışmaları kayıt altına aldığı belirtiliyor. Fezlekede, Karadeniz ve İç Anadolu´da bulunan kamplarda eğitim aldıkları öne sürülen TİBT Suikast Timi´nin önümüzdeki günlerde BDP´nin Antalya´da bulunan teşkilat binasına bombalı eylem hazırlığı içerisinde oldukları, ancak geçen haftaki operasyonla bunun önlendiği belirtildi. TİBT üyelerinin, Ergenekon Davası´nın durdurulması için silahlı eylemlerin yapılması gerektiğine dair mailleşmeleri de dosyada yer alıyor: ´TİBT olarak silahlı eylem karan alan teşkilatımız, Ergenekon Operasyonları adı altında yapılan bu hain saldırılara karşı gerekli cevabı verecektir.´ Ergenekon ve bağlantılı soruşturma ile davaların 3 yıldır aralıksız sürdürülmesi, genişleyerek yeni davalara doğru yol alması karşısında, davalarda kritik önemde bilgiler veren tanıklara karşı son örneği birkaç gün önce Erzincan davasında yaşanan silahlı saldırılara kadar varan baskılar yaşanmaya başlamıştı. Ergenekon´un idhar (henüz ortaya çıkartılamayan) kadrolarının faaliyette olduğu, Ergenekon savcılarının bu kadrolarla, silah ve finansman kaynaklarının izini sürdüğü iddianamelerde de belirtilmekteydi.
Tamamı >   2.12.2010

Erzincan´da yürütülen Ergenekon soruşturmasının kilit ismi İ.M´nin ailesiyle birlikte yaşadığı ev kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşunlandı. Emrindeki 90 sokak çocuğuyla silah ve uyuşturucu taşıma işinde Ergenekon´a hizmet etmekle suçlanan İ.M. iddianamede ismi geçtikten sonra kendisini baskı altında hissettiğini belirterek, ´Zor durumdayım. Tehdit ediliyorum´ dedi. Bu olay, Ergenekon kadrolarının tamamıyla deşifre edilemediği, saldırı gücünü koruduğu iddialarını doğrular nitelikte.
Tamamı >   25.11.2010

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Kuvvayı Milliye Derneği eski Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Özoğlu, 39. duruşmada hakim ve savcıları tehdit etti. Özoğlu daha önceki duruşmalarda da tehditlerde bulunmuş ve hakimlerce ikaz edilmişti. Özoğlu´nun Arınç´a suikast ihbarıyla başlatılan soruşturmada olay yerinde yakalanan Albay Erkan Büyükköprü ile irtibatı da ortaya çıkmıştı. Tehditlerin sürmesi Ergenekon örgütünün daha da köşeye sıkıştığını, sanıkların davanın gidişatını kendileri için ümitsiz gördüklerini göstermekte. Daha önce de davanın ciddiyetle ilerlemesi karşısında benzer tehditler savcı ve hakimlere yöneltilmişti. Özoğlu, duruşmada Albay Dursun Çiçek´e ait ´Islak İmzalı Kontrgerilla Belgesi´ni de savundu ve belgenin çok normal olduğunu, irtica ile mücadelenin devletin görevi olduğunu savundu. Oysa belgede irtica ile mücadele adı altında masum insanların evlerine silah yerleştirip yakalatma ve benzer kontrgerilla yöntemleriyle müslüman cemaatlerin tehlikeli gösterilmesi ve AK Parti hükümetinin devrilmesi öneriliyordu.
Tamamı >   13.2.2010

Poyrazköy iddianamesi: Ergenekon darbeye zemin hazırlayacak eylemlerden asla vazgeçmiyor. Deşifre olan her plandan sonra yeni ve daha tehlikeli planlar hazırlıyor. Kısacası Ergenekon Terör Örgütü hala yaşıyor ve aktif. Ergenekon savcıları idhar (yedek, henüz ele geçirilemeyen) kadroların ve silahların izini sürüyor.
Tamamı >   29.1.2010

12 Eylül´ün model alındığı ´Balyoz Planı´nda benzeri görülmemiş toptan temizlik hedefleniyordu. Taraf´ın 1. sayfa ve 4 tam sayfasını ayırdığı plan tüyler ürpertici detaylar içeriyor. Çetin Doğan cuntası, Özel Harp Dairesi´ne (ÖHD) bağlı sivil unsurları acilen seferber etmeyi, gömülü silahları çıkararak bunlara dağıtmayı, darbeye direnebilecek 200 bin kişiyi Şükrü Saraçoğlu ve Burhan Felek Statları ile Ümraniye Netaş tesislerine doldurmayı planlamış. Planın maksadı, laik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmak. Planın dört aşaması var: Hazırlık, harekat ortamının şekillendirilmesi, icra ve yeniden yapılanma. Darbenin icra safhalarında, toprak altında gömülü mühimmatın da derhal çıkartılması isteniyor: Harekatta kullanılmak üzere idhar (yığınak) noktalarında depolanan mühimmat planlandığı şekilde dağıtılacak.
Tamamı >   21.1.2010

Taraf´ın dün ortaya çıkardığı Balyoz Planı Türkiye´yi sarsıyor. Planın hazırlayıcısı General Çetin Doğan önce planı kabul etti ve askeri bir senaryo olduğunu bir web sitesinde iddia etti. Ancak dün akşam Star TV´de açıklamalarıyla iddiaları inkar ederek TSK´nın saldırı altında olduğunu iddia etti. Kamuoyu ise senaryo yalanına inanmadı, çünkü korkunç Kontrgerilla planı en ince ayrıntılarına kadar terörün nasıl çıkarılacağını, katliamın nasıl yapılacağını, Ege´de kendi savaş uçağımızın Yunanlılarca düşürülmesi için tahrik yapılmasını bu başarılamazsa da kendi askerlerimizce kendi uçağımızın düşürülmesini, hatta sıkıyönetime geçildiğinde tutuklanacak gazetecilerin isimlerini bile tek tek belirtilmiş. Böyle senaryo olur mu? Bu korkunç ve ayrıntılı planın senaryo olması ihtimali uzmanlara göre de kesinlikle mümkün olamaz çünkü ayrıntılara bakıldığında sadece terör çıkması durumunda ne yapılacağı değil nasıl terör çıkarılacağı da en ufak detaylara kadar tarif edilmiş. Dün ortaya çıkan şok Balyoz Planı aslında ilk değil, yakın zamanda ortaya çıkarılan diğer planlara çok benziyor, örneğin Kafes Eylem Planı, örneğin İrtica ile Mücadele Eylem Planı. Bunlarda da masum insanları terörist göstermek için terör çıkarılarak onların yaptığı izlenimi verilecekti. Cemaatlerin evlerine silah yerleştirilerek toplum irticacıların silahlı ayaklanmaya kalkıştığına inandırılacaktı. Bu inandırıcılığı sağlamak için müze denizaltıya olabildiğince çok sayıda çocuk ziyaretçi çekerek havaya uçurmak, azınlıklara bombalı saldırılarla katliam yapılması, adalara giden vapurların havaya uçurulması gibi eylemler planlanmıştı. Planlarda, polisin tüm silahlarını ele geçiremediği ve bu eylemler için gereken mühimmatın hazır olduğu belirtiliyordu.
Tamamı >   21.1.2010

Darbe planlarının yargılama konusu olduğu ikinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Kuvay-ı Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Özoğlu, savcı ve mahkeme heyetini suikasta uğrayacakları iddiasıyla tehdit etti. Mahkeme Başkanı tehdit üzerine sanığı ikaz etti: ´Sınırı aşıyorsun.´ ´Ben kaygımı dile getiriyorum´ diye kıvırtan sanığı bir kez daha uyardı: ´Kaygıyı aşıyorsun.´ Durmuş Ali Özoğlu´nun ismi, halen Şırnak Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen´in kendisini ´hazır ol´da karşıladığı fotoğraf ile gündeme gelmişti. Fotoğrafın çekildiği Mayıs 2008´de KKTC´de Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay komutanı olan Özgen, YAŞ´ta tuğgeneralliğe terfi etmiş ve Şırnak´taki Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı´na atanmıştı. Durmuş Özoğlu ayrıca PKK militanlarıyla beraber molotof kokteyli atarken polis tarafından gözaltına alınmasıyla da gündeme gelmişti. Durmuş Özoğlu´nun adı son olarak Bülent Arınç´a suikast hazırlığı yaptıkları iddia edilen Özel Harp Dairesi mensubu iki subaydan biri olan Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü ile telefon görüşmeleri yaptığının belirlenmesinde geçti. Arınç suikastçisiyle bağlantısı ortaya çıkan Özoğlu´nun hakimleri suikastle tehdit etmesinin Emniyet´i alarma geçirdiği, Ergenekon soruşturma ve davasına bakan savcı ve hakimlere yönelik koruma tedbirlerinin daha da arttırıldığı ileri sürülüyor. Arınç suikastçisiyle irtibatlı Ergenekon sanığının hakim ve savcılara yönelik tehdidi, Ergenekon örgütünün daha da köşeye sıkıştığını, idhar (yedek) kadroların kamuoyunu sarsıcı acil eylemlere girişeceğini gösteriyor. Tehditler, Ergenekon sanıkların davanın gidişatını kendileri için ümitsiz gördüklerini göstermekte. Daha önce de davanın ciddiyetle ilerlemesi karşısında benzer tehditler savcı ve hakimlere yöneltilmişti.
Tamamı >   26.12.2009

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç´a suikast iddiasıyla yakalanan Özel Harp Dairesi (ÖHD) subayları Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü ve Binbaşı İbrahim Göze´nin evlerindeki aramada TBMM Başkanı Şahin´in ev krokileriyle, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül´ü izleme bilgileri bulundu. Yakalandıklarında Arınç´ın ev adresi yazılı kağıt parçasını yutmaya çalışan subayların, Arınç´ın evi çevresinde defalarca güvenlik kameralarına yakalandıkları belirtildi. Akşam saatlerinde web sitesinden yazılı bir açıklama yapan TSK, olayı ve bazı ayrıntıları doğruladı ancak ayrıntıların medyada yer almasını eleştirdi. Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü ve Binbaşı İbrahim Göze´nin Ergenekon tutuklusu Muzaffer Tekin, bazı DHKP-C örgüt üyeleri, Ergenekon´la bağlantılı ´Türkiye Gençlik Birliği (TGB)´ üyeleri, uyuşturucu kullanmak/satmaktan sabıkalı kişiler ve tefecilikten sabıkalı kişilerle bağlantılı oldukları tespit edildi. Aramalarda Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü adına düzenlenmiş görevi kısmına ´muhabir´ yazan ´Sahte Sarı Basın kartı´? ele geçirildi. Suikast iddiaları ele geçen delillerle giderek netleşirken yakalanan subayların Ergenekon Terör Örgütü´yle bağlantıları araştırılıyor. Bu olay Ergenekon´un henüz çökertilemeyen ve Ergenekon savcılarının izini sürdüğü idhar (yedek) kadrolarını akla getirdi. Ergenekon savcılarınca izi sürülen bu kadroların bir ayağı muhtemelen Ankara´da ortaya çıktı. Polise operasyonları başlatan ihbarı kimin yaptığı bilinmiyor. İhbarın, suikast çetesi içinden biri tarafından mı yoksa Başbakan yardımcısını korumakla görevli güvenlik görevlilerinin şüpheli hareketlenmeleri haber vermeleriyle mi yapıldığı bilinmiyor.
Tamamı >   23.12.2009

Ergenekon operasyonlarının yavaş ve yetersiz yürüdüğünü iddia edenleri haklı çıkaracak vahim gelişmeler yaşanmaya başladı. Sokak eylemleriyle alttan alta olağanüstü halin, hatta sıkıyönetimin pişirilmeye çalışıldığını belirten USAK Başkanı Sedat Laçiner, ´Danıştay saldırısı´yla, ´Sarıkız´la, ´Muhtıra´yla, ´Islak İmza´yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan iç savaşın hedeflenmeye çalışıldığını kaydetti.
Tamamı >   14.12.2009

Tokat´ın Reşadiye İlçesi´nde düzenlenen ve 7 askerin şehit olduğu saldırıyı aradan 3 gün geçtikten sonra, kendilerine PKK´nın silahlı kanadı adını veren HPG isimli örgüt üstlendi. Ancak bu üstlenme inandırıcı bulunmadı. Velev ki öyle bile olsa bunun durumu değiştirmeyeceğini belirten uzmanlar, saldırıyı Ergenekon´un bir provokasyonu olarak değerlendiriyor, saldırı olayının gerçekleştiriliş şekli ve zamanlamasındaki çok sayıda ayrıntıya dikkati çekiyorlar. 1993 yılında 33 erin Bingöl pususunda öldürülerek barış girişimlerinin baltalanması olayı şaşırtıcı şekilde tekrarlanmaya çalışılıyor. Olayın Ergenekon değil PKK işi olduğunu söyleyenler PKK´nın olayı 3 gün sonra üstlenmesini delil gösteriyor, dikkatleri Ergenekon´un idhar kadrolarından, denizaltıya topladıkları masum çocukları havaya uçurmak isteyen kafesçilerden kaçırmaya çalışıyor.. Sanki planlar ortaya hiç çıkmadı, sanki toplum bunları hiç görmedi..
Tamamı >   11.12.2009

Tokat´ın Reşadiye ilçesi, eski Özel Harekat Dairesi Başkan vekili İbrahim Şahin´in memleketi. Şahin´in suikast eylemleri için kurduğu timin liderliğine uygun gördüğü Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı´nın da Reşadiye´de görev yaptığı ortaya çıktı. Terör saldırısına hedef olan Tokat´ın Reşadiye ilçesinin adı, Ergenekon soruşturması belgelerinde ilginç bağlantı ve buluşmalarda geçiyor. Kırmızı´nın, tutuklu sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin´le bağlantıları da gündeme gelmiş, Savcı Zekeriya Öz´e ifade veren Kırmızı, Tekin´in katıldığı Reşadiye festivalinde İbrahim Şahin´in de bulunmuş olabileceğini açıklamıştı. 10 yıldır terör olayı yaşanmayan bölgede önceki gün düzenlenen ve 7 askerin şehit olduğu kanlı pusu, görgü şahitlerinin olay yerinden hızla uzaklaşan bir otomobil gördüklerini açıklamaları ve plakasının da sahte çıkmasıyla, ´demokratik açılımı baltalamak ve Türk-Kürt çatışması çıkarmak´ amaçlı bir Ergenekon provokasyonu olduğu iddialarını güçlendirmişti. Son haftalarda Ergenekon Terör Örgütü´nün TSK içindeki uzantılarına yoğunlaşan gözaltı ve tutuklamalar ile Erzincan´da cemaatleri silahlı terörist gösterme planları açığa çıkan Jandarma savcı ve MİT görevlilerine yönelik operasyonlar, Ergenekon´un henüz ortaya çıkarılamamış idhar (yedek) kadrolarını gündeme getirmiş, bu kadroların yeni eylemler planladığı ve uygulama aşamasına geçtiği veya geçmek üzere oldukları son ´Kafes Planı´nın yakın tarihte hazırlandığının ortaya çıkmasıyla anlaşılmıştı.
Tamamı >   10.12.2009

İkide birde dağa çıkmakla tehdit eden şiddet taraftarı akbabalar iki gündür ellerini oğuşturuyor. Malzeme buldular..
Tamamı >   9.12.2009

Tokat, İstanbul, Diyarbakır: Neler oluyor? Dün, Tokat´ın Reşadiye ilçesinde jandarma ekiplerine düzenlenen saldırıda 7 askerin şehit olması.. Önceki gece itibariyle İstanbul´da araç kundaklamaları yeniden başlaması, 13 arabanın yakılması.. Yine önceki gece ülkücülerin Esenler´de DTP binasına saldırmaları.. Adana, Mersin, Güneydoğu´daki, büyük kentlerdeki yaygın direnişler, ´çocukların´ kullanıldığı eylemler.. Ve daha bu bağlamda sayılabilecek çok sayıdaki diğer gelişmeler..
Tamamı >   8.12.2009

Taraf Gazetesi´nin deşifre ettiği ve Başbakanlık´ın da ´soruşturma sürüyor´ diyerek doğruladığı, Ergenekon Terör Örgütü´nün Deniz Kuvvetleri içindeki uzantısı tarafından hazırlanan ´Kafes Operasyonu Eylem Planı´nın detayları ortaya çıkıyor. Emekli Binbaşı Levent Bektaş´ın ofisinde ele geçirilen şifreli film CD´sinden çıkan planda, başta azınlıklar olmak üzere halkı sindirmek üzere yapılacak kaos eylemlerinde kullanılacak silah ve mühimmatın dökümü yer alıyor. Listeyi hazırlayan isim ise Poyrazköy cephaneliğinden tutuklanan Deniz Kurmay Binbaşı Eren Günay. Plan, 21 Nisan 2009´da Poyrazköy´deki İstek Vakfı arazisinde yapılan kazılarda bulunan Ergenekon cephaneliğinin dışında örgüte ait yeni silah ve mühimmat depolarının bulunduğunu da şu satırlarla gözler önüne seriyor: ´Silah, malzeme ve teçhizatın bir bölümü emniyet güçlerinin eline geçmekle birlikte, müteakip operasyonlar için yeterli durumdadır.´
Tamamı >   21.11.2009

Poyrazköy soruşturmasıyla bağlantılı olarak 4 asker daha adliyede. İstanbul Poyrazköy´de araziye gömülü çok miktarda silahla ilgili soruşturma bugünlerde tekrar hız kazandı. 8 ay önce başlayan operasyonlarda tutuklanan subayların bilgisayarlarındaki şifrelerin aylar süren uğraşlar sonucu kırılması başarılınca yeni bilgiler ele geçirildi ve soruşturma genişletildi. Birkaç gündür Albay Dursun Çiçek´in ifade işlemi gölgesinde kalan ve fazla dikkat çekmeyen soruşturmada peşpeşe ifade alma ve tutuklamalar gerçekleşiyor. Son olarak bugün konuyla ilgili 4 askerin daha ifade için Beşiktaş´taki adliyeye getirildiği ve Ergenekon savcılarınca sorgulandığı öğrenildi. Muvazzaf subaylardan birinin tutuklama istemiyle mahkemeye sevkedildiği bildiriliyor.
Tamamı >   13.11.2009

Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya´nın Başbakan Erdoğan´ın KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile yaptığı ve yasadışı şekilde gizlice kaydedilmiş telefon görüşmesini yayınladığı gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirildi.
Tamamı >   8.11.2009

Ergenekon operasyonlarında üst rütbeli subay ve sivillerin polis tarafından yakalanarak tutuklanmalarına itiraz edenler ´şahısları davet etseniz gelir ifade verirler´ diyorlardı, ancak orjinal ´Komplo Belgesi´nin ortaya çıkmasının üzerinden iki hafta geçtiği halde, Ergenekon savcıları tarafından ihtarlı davetle ifadeye çağrılan belge mimarı Albay Dursun Çiçek hala ifade vermeye gelmedi ve Genelkurmay´da görevinin başında olduğu açıklandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugünkü Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada bu konuya değinme zorunluluğu hissederek Genelkurmay´a çağrıda bulundu: ´Bütün yanlışlar ortaya çıkmalıdır ve süreç hakkaniyet içinde devam etmelidir. Kim olursa olsun, nerede olursa olsun bunların ortaya çıkarılması lazım. Ama bunlar ortaya çıkarken kurumlar asla yıpratılmamalı burada da hassas olmamamız gerekir. Bu, silahlı kuvvetlerimiz için gereklidir, bu güvenlik teşkilatlarımız için emniyet teşkilatımız için gereklidir. Bütün mesele nedir? Oradaki zanlılar varsa bunların ortaya çıkarılması, bunların hukuka teslim edilmesidir. Burada da yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmemesi gerekir, rahatlıkla gelip yargıya bunları teslim etmelidir.´
Tamamı >   3.11.2009

Ergenekon´un idhar (henüz ele geçmemiş) kadrolarının hazırladığı ´Kontrgerilla Belgesi´nin orjinal olduğu ve Genelkurmay´da hazırlandığının ortaya çıkmasıyla patlak veren ´Islak İmza´ skandalı ibret verici gelişmelere sahne oluyor. Başını CHP´nin çektiği Ergenekoncular çırpındıkça batıyor. ´Islak imzanın birebir taklit edilebileceği´ şeklindeki tüm dünya kriminologlarını bile şaşırtan bilimdışı iddialarıyla traji-komik bir görüntü oluşturan bu çevreler, şok belge içeriğinin tartışılmaması için dikkatleri başka tarafa çekerek konuyu saptırmaya ve siyasi alana çekmeye çalışıyor. Islak imzalı belgeyi sulandırmak için Adli Tıp raporunun teamüllere aykırı şekilde ve hükümetin güdümünde hazırlanmış siyasi bir rapor olduğu iddiasını gündeme getiren CHP´lilerle Akşam ve Vatan gazetelerine uzman kriminologlardan sert tepki geldi.
Tamamı >   31.10.2009

Muvazzaf bir subay tarafından Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubunda ´Kaos Planı´nı hazırlayan ekipte yer aldığı ileri sürülen isimlerden biri de Tümgeneral Mustafa Bakıcı. Tümgeneralin adı daha önce Ergenekon davası sanığı ve Karargah Evleri örgütlenmesinde yer alan genç teğmenlere yaptığı moral ziyaretiyle gündeme gelmişti.
Tamamı >   30.10.2009