Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.
17.06.2017 15:10 Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.
12.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince belediyenin nikah salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanan eski AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ve eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
Duruşma, tanıkların dinlenilmesi ile devam etti.
Tanık olarak dinlenilen bir dönem Düzce Üniversitesinde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı İ.Ö, örgütün Düzce Üniversitesinde de ciddi bir yapılanma içine girdiğini belirtti.
Düzce Üniversitesine başladıktan bir süre sonra profesörlük atamasının geldiğini ifade eden İ.Ö. 'Firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Ahmet Karataş, Düzce Üniversitesinden AİBÜ'ye geçtiler. Ahmet Karataş, AİBÜ Kadın Doğum Bölümünde başladığında, bölüm başkanı Bülent Duran'dı. Bana yapmış oldukları baskıyı, ona da yaptıklarını öğrendim. Bu yüzden Bülent Duran da bir süre sonra emekliye ayrılmak durumunda kaldı. Ahmet Karataş'ın militan bir yapısı vardı. Acımasız ve her türlü iftirayı atabilecek kabiliyette bir insandı.' diye konuştu.
İ.Ö, tutuklu sanıklardan Arif Duran'ın örgütle doğrudan bağlantılı olduğunu ileri sürerek, 'Örgütle ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü başkası olsa bana açılan soruşturmada, soruşturmacı olarak bu işin peşine bu kadar düşmezdi. Böyle bir soruşturma için bu kadar uğraşan biri, kesinlikle o yapıya mensuptur. F-16'larda Fetullah Gülen'in parmak izini aramaya gerek yok. Bazı semptomlar açığa çıktığında, teşhise gerek yoktur. Bu nedenle Arif Duran da Ahmet Karataş da bu örgütün üyelerindendir.' dedi.
'FETÖ'ye yakın akademisyenlere fazla mesai verildi'
Bir dönem AİBÜ'de memur olarak görev yapan N.Ç. de duruşmada tanık olarak dinlenildi.
Üniversitede FETÖ/PDY'ye yakın akademisyenlere fazla mesai ücreti verildiğini söyleyen N.Ç. 'Fazla mesai ücretlerini, usulsüz işlem yapan memurlara 'sus payı' olarak veriyorlardı. Yapının 'cemaat' adı altında yaptığı toplantılara katılanlara da fazla mesai ücreti verilerek motive edildiğini düşünüyorum. Daha sonra bu verdikleri parayı 'himmet' adı altında geriye aldıkları kanaatindeyim.' diye konuştu.
AİBÜ'nün eski rektör yardımcılarından tanık C.T. ise ifadesinde, örgütün üniversitedeki yapılanması hakkında bilgiler verdi.
Tutuksuz sanıklardan eski rektör Hayri Coşkun'un 2014'te yeniden seçilmesinden sonra malum yapıya mensup kişilerin üniversiteye alınmasına devam edildiğini anlatan C.T, 'Açılan ilanlara yapılan başvurularda, dosyası ve akademik kariyeri daha kuvvetli olan adaylar, yabancı dil sınavı ile saf dışı ediliyordu. Bu şekilde bu yapıya mensup kişilerin işe alındığına şahit oldum.' dedi.
C.T, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in şahsi doktoru olduğu ileri sürülen Mehmet Yazıcı'nın Düzce Üniversitesinden AİBÜ'ye geldiğinde Kardiyoloji bölümünde 6 akademisyenin görev yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
'Hayri Coşkun rektör olmasına rağmen, personel alınması ve ihaleler konusunda etkisi yoktu. Üniversiteye personel alınmasına ve kimlerin alınacağına, Mehmet Yazıcı ve firari sanık Kenan Gümüştekin karar veriyordu.'
'İhraç edilen akademisyenlere ders yazıldı'
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından bu yapıya yakın kişilerin kendi aralarında birtakım söylentiler çıkardığını ifade eden C.T, şunları kaydetti:
'15 Temmuz'dan sonra hala çalışmaya devam eden cemaat üyeleri, 14 Aralık tarihinde yeni bir darbe yapılacağı söylentisi çıkartarak, bir algı yaratmaya çalıştı. Hatta darbe teşebbüsünden bir sonraki dönemin ders programı açıklandığında KHK ile ihraç edilen akademisyenlere ders yazıldığını gördük. Sonra bu olay bir şekilde düzeltildi. Ben bunun sehven yapılan bir hata olmadığını, örgüt üyeleri tarafından bilinçli yapıldığını düşünüyorum.'
Davada tanık olarak ifade veren üniversitede memur Nail Çelebi, üniversite bünyesinde örgüt üyelerine usulsüz verilen fazla mesai ücretlerinin 'himmet' parası olarak toplandığını iddia etti.
AİBÜ eski Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun'un tutuksuz, iddianameye göre üniversite yapılanmasının yöneticisi olan eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fetullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın ise firari olduğu davanın Belediye Nikah Salonu'nda görülmesine devam edildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından 5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilen sanıklar salonda hazır bulundu.
Duruşmada tanıklar dinlendi. Üniversitede memur Nail Çelebi, üniversite bünyesinde örgüt üyelerine usulsüz şekilde fazla mesai ücreti verildiğini ve bu ücretlerin sonra örgüte 'himmet' parası olarak verildiğini ileri sürdü. Çelebi, 'Ayrıca üniversite bünyesinde FETÖ'cü 7 öğrenciye burs verildi. Verilen bu paralar örgüt üyelerinin toplantılara katılması için de motivasyon oluyordu. Bu yolsuzlukla ilgili dönemin genel sekreteri ve yönetimin sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. FETÖ'cü öğrencilere burs verilmesi ile ilgili de dönemin Sağlık, Kültür ve Daire Başkanlığı'ndan sorumlu Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Kenan Gümüştekin'in katkısı olduğunu düşünüyorum. Gümüştekin, bu konuda beni de tehdit etti. Paraların himmet olarak dağıtılmasına ilişkin somut bir bilgim yok ama ben sadece bu konudaki kanaatlerimi bildirdim' diye konuştu.
AİBÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bir dönem Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Bülent Duran ise ifadesinde FETÖ'ye karşı tavırları nedeniyle mobbinge maruz kaldığını ve hakkında çok sayıda soruşturma açıldığını söyledi. Duran, 'Tıp Fakültesinde görev yaptığım bölümü düzeltip Türkiye'de emsalleriyle yarışır hale getirdim. FETÖ'cü olmadığım için defalarca mobbinge maruz kaldım. 2015 yılının Temmuz ayında hakkımda açılan davalara ve baskılara dayanamayarak emekli oldum. Belirli bir zaman sonra geri dönmek istediğime ilişkin verdiğim dilekçe de reddedildi. Yaşananlarla ilgili pek çok şeyin altından Kenan Gümüştekin çıkacaktır' dedi.
14.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bolu'da FETÖ/PDY'nin Abant İzzet Baysal Üniversitesi'ndeki (AİBÜ) yapılanmasına ilişkin 10'u firari, 27'si tutuklu 77 sanığın yargılandığı davada tanık olarak ifade veren Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.Yahya Murat Keskin, tutuksuz sanık eski rektör Prof. Dr. Hayri Coşkun'un rektörlük seçimlerinde FETÖ ile pazarlık yaptığını, örgütün il imamı olarak isimleri geçen ve firari olan Cuma Kartal ile Adnan Daylan'a gri hizmet pasaportu verilmesini sağladığını ileri sürdü.
AİBÜ eski Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun'un tutuksuz, iddianameye göre üniversite yapılanmasının yöneticisi konumundaki eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kenan Gümüştekin ve Fetullah Gülen'in doktoru kardiyolog Prof. Dr. Mehmet Yazıcı'nın firari olduğu davanın Belediye Nikah Salonu'nda görülmesine devam edildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası talep edilen sanıklar salonda hazır bulundu. Duruşmada tanık olarak ifade veren Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Yahya Murat Keskin, FETÖ/PDY'nin üniversite yapılanmasına ilişkin 17-25 Aralık sürecinden sonra verdiği ifadelerin İl Emniyet Müdürlüğü kanalıyla dışarıya sızdırıldığını iddia ederek şunları söyledi:
'Emniyette verdiğim ifademde ismi geçen ve bir kısmı da sanık olan şahısların, sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımlar ve ikili görüşmelerimizdeki hal ve hareketlerinden dolayı kendilerinin isimlerini verdiğimi bildiklerini anladım. Bu beyanlarım bu kişilere ulaştırıldı. Ben bildiklerimi korkmadan söyledim. Eski rektör Prof.Dr. Hayri Coşkun, dosyada ifade verenleri 'Müfteri çetesi' olarak adlandırıyor. Ben bu beyanları hakaret kabul ediyorum ve adli anlamda gereğini yapacağım. Rektör Coşkun, rektörlük seçimlerinde FETÖ ile pazarlık yaptı. İkinci kez rektör seçilince Prof.Dr. Kenan Gümüştekin'i başhekim olarak ataması bunun göstergesidir. Rektör Coşkun, örgütün il imamı olarak isimleri geçen ve firari olan Cuma Kartal ve Adnan Daylan'a gri hizmet pasaportu vererek Estonya gezisine gitmesini sağladı.'
'REKTÖR, FETÖ İLE İTTİFAK HALİNDEYDİ'
Tanıklardan eski rektör yardımcısı Prof. Dr. Akçahan Gepdiremenli ise '2012 yılının sonlarında yaşanan hadisede istifa etmem için FETÖ'cü gruplar komplo kurdu. Hakkımda çok sayıda asılsız ihbarlar yapıldı. Eski rektör Prof.Dr. Coşkun'a bu ihbarların artacağını belirterek istifa edebileceğimi söyledim. Rektör ise bu şikayetleri dikkate almayacağını söyledi. Hakkımda çıkan yazıların ardından 2013 yılında Prof.Dr. Coşkun istifamı istedi. Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Resul Eryiğit'in de fiziki şiddete maruz kalmasının ardından Rektör Coşkun'un FETÖ/PDY ile ittifak halinde olduğunu ya da kripto olabileceğini düşündüm. Bunun başka bir açıklaması bulunmamaktaydı. Benden boşalan yere firari olan Prof.Dr. Kenan Gümüştekin'in rektör yardımcılığı görevine getirilmesi de kanaatimi doğruladı. İkinci kez rektör seçildikten sonra FETÖ üzerinde baskı oluşturmaya başladı. Prof.Dr. Gümüştekin, Tıp Fakültesi Hastanesi'ne Başhekim olarak atanınca rektör ile örgüt arasında sulh sağlandı' dedi.
Gepdiremenli, kendisini usulsüz olarak dinledikleri iddiasıyla tutuklu yargılanan İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli şube müdürü, komiser yardımcısı ve polis memurunun kendisine kumpas kurduklarını ileri sürerek, 'İl Emniyet Müdürlüğü'nde yuvalanmış paralel çete usulsüz şekilde beni dinleyerek istifa etmemi sağladı. Beni DHKP-C, TİKKO ve Dursun Karataş ile ilişkilendirerek dinledikleri bilgisi tarafıma ulaştı' dedi.
İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kenan Gümüştekin'in, 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu ve aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan, 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Paralel yapı-27 Mart (2017) 'Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Yapılanması 77 sanık' davası
(17 Haziran 2017, 15:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: