Tam
EskidenYeniye
 

Darbeciler Amca ve Teyzeyi vurmuş

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya başlandı. Duruşmada ifade veren sanık Mustafa Zafer Almalı şunları söyledi: "Bir teyzeyle amca bize kandırıldığımızı, darbe girişimi olduğunu söyledi. Duruma anlam veremedim çünkü jandarmayla darbe mi yapılırdı, karşımızda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi vardı. Daha sonra safari kıyafetli tanımadığımız bir yarbay, bulunduğumuz yere geldi ve polise ateş etmemi istedi. ZMA'nın ateşleme sisteminin arızalı olduğunu söyledim ve emrini yerine getirmedim. Polise neden ateş edeyim ki? Yarbay araçta benden başka rütbeli olup olmadığını sordu. Ben de Asteğmen Ahmet Eser'in olduğunu söyledim. Eser de yarbaya benzer bir cevap verdi. Yarbay ateş etmeyeceğimize kanaat getirince diğer zırhlı araçlara gitti." Bu sırada bir taarruz helikopterinin bulundukları yere doğru ateş ettiğini anlatan Almalı, kendisine darbe girişimi olduğunu söyleyen ve darbecilere karşı uyaran yaşlı kadın ile yanındaki erkeğin vurulduğunu belirterek, "Konuştuğumuz yaşlı amca ve teyzenin cenazeleri sabaha kadar orada bekledi."

Önceki haber title=Sonraki haber

12.11.2017 12:18 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya başlandı.

06.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlere ilişkin 244 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması, sanıkların kimlik tespitiyle tamamlandı.

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, gün boyu devam eden duruşmada sanıkların kimlik tespitlerin tamamlandığını belirtti, savunma yapmak isteyen olup olmadığını sordu.

Sanıkların yarınki duruşmada savunma yapacaklarını dile getirmesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal, yarın devam edilmek üzere duruşmayı tamamladı.

07.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davanın ikinci gününde, bazı sanıkların daha Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) vasıtasıyla kimlik tespiti yapıldı.

Kimlik tespitinin ardından Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, alfabetik sıraya göre savunma yapacak sanıkların isimlerini okumaya başladı.

İsimleri okunan yaklaşık 20-30 kişiden bazıları, avukatları olmadığı için savunma veremezken, pek çok sanık da bir hafta sonra savunma yapmak için süre istedi.

Sanıkların sürekli bir hafta süre istemesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal da sanıkları "Ağız birliği yapmış gibi konuşuyorsunuz" diyerek uyardı.

Sanık eski yarbay Bülent Ak'ın da bir hafta sonra savunma yapabileceğini söylemesine karşılık Köksal, "Sen mi örgütlüyorsun bunları yoksa? Herkes bir hafta süre istiyor." dedi.

Köksal'ın, tüm sanıklara yönelik kimin savunma yapmak istediğini sorması üzerine ilk önce 6-7 sanık ayağa kalktı. Bunun üzerine Köksal, savunma yapmak istediklerini belirterek, ellerini kaldıran tüm sanıkları not ettirdi.

AHMET EVREN SAKA

İlk savunmayı eski yüzbaşı verdi

Daha sonra duruşmada ifade vermek isteyen sanık eski yüzbaşı Ahmet Evren Saka savunma yaptı.

Saka, Mahkeme Başkanı Köksal'ın sanıklar hakkındaki eylemler ve suçlamalara ilişkin iddianameyi özetlemesinin ardından yaptığı savunmasında, olay tarihinde Jandarma Genel Komutanlığında tayin subayı olarak görev yaptığını söyledi.

15 Temmuz'da saat 10.00-11.00 civarında saç tıraşı olduğunu, saat 14.00 gibi eşiyle markete gittiğini, her şeyin rutin devam ettiğini anlatan Saka, akşam lojmandaki evinde misafirleriyle otururken aynı şubede görev yaptığı kısım amiri Yüzbaşı Yasin Özdemir'in telefon edip kendisini acilen çağırdığını öne sürdü.

Saka, misafiri olduğundan yarın gitmek istediğini ancak Özdemir bunu kabul etmediği için saat 23.00'ten sonra karargaha vardığını belirterek, girdikten sonra Özdemir'i gördüğünü, onun da terör saldırısı olabileceğini ve kamuflajını giyinmesini söylediğini ifade etti.

Bunun üzerine 6. kattaki odasına çıkıp kamuflajını giydikten sonra aşağı indiğini, bu sırada çatışma seslerini duyduğunu ve terör saldırısı yaşandığını düşündüğünü öne süren Saka, bu sırada bulunduğu yerde yan salondaki açık televizyona baktığını ve Cumhurbaşkanının açıklamalarını izlediğini anlattı.

Sanık Saka, kafasının karıştığını, nizamiyeden dışarı çıkamadığı için ormanlık alandan geçip tellerden atlayarak uzaklaşmayı düşündüğünü belirterek, bunun için önce odasına çıkıp sivil elbiselerini giydiğini bildirdi.

Ormanlık alanda yürüdüğü sırada kursiyer teğmen olduğunu öğrendiği bir askerin kendisini durdurup "Kimsin?" diye seslenmesi üzerine "Ahmet Yüzbaşı" cevabını verdiğini iddia eden Saka, bu kişinin "Komutanım sivilsiniz, nereye gidiyorsunuz, kaçıyor musunuz?" şeklindeki sorularına da "İlerideki kulübelerde bir ihtiyaç olup olmadığına bakmaya gittiği" yalanını söylediğini öne sürdü.

Saka, başka bir kursiyer teğmenin de bunun için o bölgeye gittiğini ve geri döndüğünde sıkıntı olmadığını söylediğini belirterek, şarjı bitmek üzere olan cep telefonunu açtığı sırada bir silah sesi duyduğunu, yanındaki kursiyer teğmenin vurulduğunu söylediğini aktardı.

Kursiyer teğmenin apoletinden vurulduğunu, muhtemelen bir keskin nişancının telefonun ışığına doğru atış yaptığını anlatan Saka, bunun üzerine odasına döndüğünü ve odasından saat 07.00 gibi çıktığında çatışmanın devam ettiğini fark edince kapıyı kilitleyip saat 14.00'e kadar odada kaldığını savundu.

Saka, 27 Temmuz Çarşamba gününe kadar görevine devam ettiğini, kameraları izleyen bir savcının kendisini çağırması sonrası gözaltına alındığını bildirdi.

Mahkeme Başkanı ve heyet üyelerinin "15 Temmuz'u kim yaptı?" sorusuna "FETÖ" yanıtını veren Saka, "Elebaşısı burada olsa ne söylemek istersin?" sorusuna da "Bu hainliği neden yaptın?" diyeceğini iddia etti.

Saka, "Yakalarsan ne yaparsın?" sorusunu ise "Emniyet güçlerine teslim ederim." diyerek cevapladı.

EMRE TONYALI

Davanın öğleden sonraki bölümünde sanık eski uzman erbaş Emre Tonyalı savunma yaptı.

28. Mekanize Piyade Tugayında uzman erbaş olarak görev yaptığını belirten Tonyalı, 11 Temmuz'da bölük komutanı Üsteğmen Serhat Savcı'nın, tabur komutanı Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin bayram tatili için izin alanların biletlerini iptal etmelerini emrettiğini söylediğini aktardı.

15 Temmuz'da ise Yarbay Terzi'nin, "Arkadaşlar alarm durumu verildi, bütün personel ivedi bir şekilde kışlaya gelsin" emri verdiğini anlatan Tonyalı, bu durumu telefonla bölük komutanı Savcı'ya bildirdiğini ifade etti.

Emir üzerine birlik dışındaki üç kişiyi aradığını, ortak yazışma grubuna da alarm verildiğine ilişkin bir mesaj gönderdiğini kaydeden Tonyalı, ilerleyen saatlerde personelin kışlaya geldiğini anlattı.

Üsteğmen Savcı'nın araçların hazırlanarak yol düzeni almasını emrettiğini belirten Tonyalı, bu sırada tabur komutanı Terzi'nin bütün bölük komutanlarından yanlarına gelmesini istediğini bildirdi.

Kısa süreli bir toplantıdan sonra bölük komutanı Savcı'nın kendilerine, Meclis ve Genelkurmay Başkanlığı Karargahına terör saldırısı olabileceğini, güvenlik önlemi almak için söz konusu bölgelere gideceklerini söylediğini ifade eden Tonyalı, daha sonra teçhizatlı bir şekilde zırhlı muharebe araçlarıyla (ZMA) kışladan ayrıldıklarını kaydetti.

"Yarbay, polis aracını ezmemi istedi"

Karargahtan saat 23.15 sıralarında çıktıklarını, Sıhhiye'den ilerleyerek Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığı binasının önüne geldiklerinde bölük komutanı Savcı'nın, yarbay rütbesinde tanımadığı bir subayı yanlarına getirerek emir komutanın bu kişide olduğunu söylediğini aktaran Tonyalı, şunları söyledi:

"Bu yarbay, ZMA'ya bindikten bir süre sonra yoldaki polis aracına çarpmamı istedi. Ben emri ilk önce yanlış anladığımı düşünerek yenilemesini istedim. Polis aracına ısrarla çarpmamı istiyordu. Buna karşı çıkınca sinirlendi, diğer bir arkadaşımızdan da ateş etmesini istedi ancak o da bu emri yerine getirmeyeceğini söyleyince yarbay bize kızarak, 'Turist olarak mı buraya geldiniz?' dedikten sonra araçtan indi."

Kendilerini olağanüstü bir gelişmenin içinde bulduklarını anladıkları sırada arkadaşlarıyla zırhlı aracı kimseye zarar vermeden güvenilir bir bölgeye çektiklerini savunan Tonyalı, daha sonra Jandarma Özel Hareket Tabur Komutanı Yarbay İrfan Tüten ile görüştüklerini ifade etti.

Arkadaşlarıyla Tüten'in emrine girdiklerini belirten Tonyalı, "Tüten Yarbay, komutanlarımızın bizi kandırdığını, terör saldırısı olmadığını söyleyerek kendilerine sığınmamızı istedi. Bunun üzerine Tüten'in emrine girdik." dedi.

Darbecilerin ateşi nedeniyle iki vatandaşın yaralandığına şahit olduğunu ifade eden Tonyalı,
diğer yaralanan ya da hayatını kaybedenlerin de helikopterden açılan ateş nedeniyle vurulmuş olabileceğini kaydetti.

Çapraz sorgu sırasında, müşteki avukatlarının helikopterden açılan ateş sonucu hayatını kaybedenlere ilişkin bildiklerini detaylı anlatması için soru yönelttikleri sanık Tonyalı, "Cuntacıların kullandığı helikopterden bulunduğumuz yere yoğun bir şekilde ateş ediliyordu. Bu sırada araçtan dışarı baktığımda bir kadının başının koptuğunu gördüm, bu olay tam da önümde gerçekleşti. Helikopterden ateş edilmesiyle bu olay oldu." ifadelerini kullandı.

Duruşmaya, sanık savunmalarıyla devam ediliyor.

MUSTAFA ŞAHİN ALMALI

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesinde görülen davada, sanık Mustafa Şahin Almalı hakim karşısına çıktı.

İddianamede, hakkında isnat edilen edilen suçlamaları kabul etmediğini belirterek, savunmasına başlayan Almalı, olay tarihinde Ankara Mamak 28. Mekanize Tugay Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yaptığını söyledi.

15 Temmuz'da akşam evinde bulunduğu sırada, eski takım komutanı Asteğmen Emre Çelik'in kendisini arayıp alarm verildiğini söylediğini aktaran Almalı, bu görüşmeden kısa bir süre sonra Silah Takım Komutanı Üsteğmen Abdurrahman Koçoğlu'nun da mesaj atarak, birliğe gelmesini istediğini anlattı.

Teçhizatını alarak, garajlar bölgesine geldiğini belirten Almalı, zırhlı muharebe araç (ZMA) sürücüleri gelmediği için Çelik'in emriyle çalışır vaziyetteki bir zırhlı aracın sürücü koltuğuna geçtiğini söyledi.

Hazırlıklar tamamlandıktan sonra nizamiyeye yöneldiklerini, bu sırada bir tankın kendilerinden önce çıkış yaptığını ifade eden Almalı, bölük komutanı Üsteğmen Serhat Savcı'ya hangi güzergahı takip edeceklerini sorduğunu, bunun üzerine Savcı'nın telsizden tabur komutanına nereye gideceklerini sorduğunda, Jandarma Genel Komutanlığı'na gidecekleri cevabını aldıklarını, bir zaman sonra Beştepe'deki kampüse geldiklerini ifade etti.

Burada duvarın dibinde mevzilenen polisleri gördüğünü, sivil vatandaşların da bulundukları yere geldiklerini söyleyen Almalı, şöyle konuştu:

"Burada bir teyzeyle amca bize kandırıldığımızı, darbe girişimi olduğunu söyledi. Duruma anlam veremedim çünkü jandarmayla darbe mi yapılırdı, karşımızda Cumhurbaşkanlığı Külliyesi vardı. Daha sonra safari kıyafetli tanımadığımız bir yarbay, bulunduğumuz yere geldi ve polise ateş etmemi istedi. ZMA'nın ateşleme sisteminin arızalı olduğunu söyledim ve emrini yerine getirmedim. Polise neden ateş edeyim ki? Yarbay araçta benden başka rütbeli olup olmadığını sordu. Ben de Asteğmen Ahmet Eser'in olduğunu söyledim. Eser de yarbaya benzer bir cevap verdi. Yarbay ateş etmeyeceğimize kanaat getirince diğer zırhlı araçlara gitti."

Bu sırada bir taarruz helikopterinin bulundukları yere doğru ateş ettiğini anlatan Almalı, kendisine darbe girişimi olduğunu söyleyen ve darbecilere karşı uyaran yaşlı kadın ile yanındaki erkeğin vurulduğunu belirterek, "Konuştuğumuz yaşlı amca ve teyzenin cenazeleri sabaha kadar orada bekledi." dedi.

Bölük komutanına, "Bizi terör saldırısı için getirdiniz, neyle karşılaştık? Devletin helikopteri halka ateş ediyor, böyle bir şey olur mu? Darbe artık eskilerde kaldı, böyle bir saçmalık olur mu?" diyerek tepki gösterdiğini savunan Almalı, bu tepkisine diğer askerlerin de şahit olduğunu iddia etti.

KENAN DEĞİRMENCİ

Sanık eski Uzman Çavuş Kenan Değirmenci de Jandarma Genel Komutanlığı binasına geldiklerinde daha önce görmediği bir yarbayın bulundukları ZMA'nın yanına gelerek, polise ve halk ateş etmeleri için emir verdiğini söyledi.

Yarbaya bu emri nedeniyle tepki gösterdiğini belirten Değirmenci, "Yarbay bana 'Erlere söyle, mazgalları açıp sivillere ve polislere ateş etsin.' deyince ben de 'Halka da polise de ateş açılmaz, sen kimsin ki bu emri veriyorsun? Tanımıyorum seni, hemen araçtan in.' diye bağırdım. Bu tepki üzerine yarbay ZMA'dan indi." diye konuştu.

Yarbayın tutumu karşısında büyük bir şaşkınlık yaşadığını, muhtemel bir soruşturma için yarbayı teşhis edebilmek için fotoğrafını çektiğini belirten Değirmenci, fotoğrafları gözaltında bulunduğu sırada polislere teslim ettiğini ifade etti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde helikopterlerin bulundukları yeri ateş altına aldığını, bunun sonucunda altı vatandaşın yaralandığını anlatan Değirmenci, sabah saatlerinde yaralananların şehit düştüklerini polisten öğrendiğini söyledi.

Sabah saatlerinden sivillere ateş etmeleri için emir veren yarbayı yaralı bir şekilde karargaha girerken gördüğünü belirten Değirmenci, "Hiçbir şekilde ne ben ne de aracımdaki askerler, darbeye en küçük bir katkı verecek eylemde bulunmadık. ZMA'yı olay yerinden çekerek polislere sığınan ilk gurup biziz. Bir uzaman erbaş olarak yarbayın kanun dışı emrine karşı direndim, kimseye ateş etmedim, aracımdaki askerlerin de ateş etmemesi için gerekeni yaptım." savunmasını yaptı.

M.C.

Sanık er M.C. ise Üsteğmen Serhat Savcı'nın darbe girişimine bir hafta kala sürekli toplantılara katıldığını, bu bilgiyi emir erinden aldığını iddia etti.

Darbe girişiminin yaşandığı gece terör saldırısı olduğu için güvenlik amacıyla araçların hazırlandığı bilgisinin verildiğini ifade eden M.C, o anlarda birliğe büyük bir kargaşanın hakim olduğunu söyledi. Daha sonra ZMA'larla Jandarma Genel Komutanlığı binasına geldiklerini anlatan M.C, burada da çatışmaların olduğunu, hangi amaçla buraya gediklerine dair bir fikrinin bulunmadığını kaydetti.

Bir zaman sonra Üsteğmen Savcı'nın gözüne şarapnel parçasının isabet ettiği için yaralandığını anlatan M.C, ilerleyen saatlerde polislere teslim olduklarını belirtti.

BAYRAM KAPLAN

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada ismi okunan birçok sanık hazır olmadığı gerekçesiyle savunma yapmak istemedi.

Bunun üzerine duruşmaya verilen aradan sonra 15 Temmuz 2016'da görev yeri olmadığı halde Beştepe'deki Jandarma Genel Komutanlığında yakalanan sanık eski astsubay Bayram Kaplan, savunma yapmak istedi.

Darbe girişiminden önce Güvercinlik Jandarma Özel Harekat Taburunda tim komutanı olarak görev yaptığını belirten Kaplan, 15 Temmuz'da bir alışveriş merkezinde bulunduğu sırada sanık eski üsteğmen İsmail Nefes'in arayıp, Kızılay'da patlama olduğunu, Jandarma Genel Komutanlığına da bir saldırı olabileceğini, bu nedenle karargaha gitmeleri gerektiğini söylediğini iddia etti.

Sanık Nefes ile yanındaki tanımadığı bir kişiyle alışveriş merkezinin otoparkında buluştuklarını kaydeden Kaplan, özel araçla Jandarma Genel Komutanlığı karargahına gittiklerini savundu.

Burada bir subayın saldırı olabileceği ve hızlı şekilde hazırlanmaları gerektiğini söylediğini aktaran Kaplan, bir rütbelinin bahçede toplanan erlere bilgilendirme yaptığını, daha sonra sivil giyimli başka birinin herkesin silah almasını istediğini öne sürdü.

Kaplan, bu sırada ismini bilmediği albay rütbesindeki bir subayın bulundukları yere geldiğine dikkati çekerek, "Yapmayın etmeyin, darbe yapılıyor, darbeye ortak olmayın" dediğini bildirdi. Kaplan, "Tanımadığım bir yarbay da bu albayın susturulmasını istedi. Yarbay, albayın elinin kolunu bağlanıp bir köşeye atılmasını istedi. Bunu üzerine albayı bu şekilde alıp götürdüler. Albayın bu çıkışından önce nizamiye bölgesinde bir çatışma çıkmıştı." dedi.

Gelişmeyi aktardığı Üsteğmen Nefes'e bu işin içinde yer almayacağını söylediğini iddia eden Kaplan, ormanlık alana yönelerek, karargahtan kaçmak istediğini ancak 3 teğmenin kendisine engel olduğunu savundu.

Teğmenlerin silahını alıp kolundan tutarak tek katlı bir binaya götürdüklerini ileri süren Kaplan, buradaki televizyonda Başbakan Binali Yıldırım'ın darbe karşıtı açıklamalarını izlediğini söyledi.

Kısa bir süre sonra teğmenlerin kendisini alarak, C Nizamiyesi'ne götürdüklerini belirten Kaplan, sabah saatlerine kadar burada gözaltında tutulduğunu iddia etti.

Dışarıdan nizamiye bölgesine ateşe edilmesi nedeniyle karargaha kaçtıklarını dile getiren Kaplan, genel komutanlıkta kaldığı süre boyunca ateş etmediğini öne sürdü.

"Sen de hiç kimseyi tanımıyorsun, hatırlamıyorsun"

Çapraz sorgu sırasında Kaplan'ın o gece karargahta karşılaştığı kişilerin tanımadığı ya da hatırlayamadığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, "Sen de hiç kimseyi tanımıyorsun, bilmiyorsun, hatırlamıyorsun. Nasıl olacak peki?" diye sordu. Sanık Kaplan, söz konusu kişileri hayatında ilk kez o gece gördüğü için teşhis edemediğini savundu.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal, teğmen ve yarbay rütbesindeki sanıkların ayağa kalkmasını istedi.

Sanık Kaplan, ayaktaki sanıkları tanımadığını, o gece gördüğü kişilerin bunları olup olmadığı konusunda tereddütlerinin bulunduğunu ileri sürdü.

Duruşmaya, yarın sanık savunmasıyla devam edilecek.

08.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı'ndaki eylemlerle ilgili 244 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

DAVUT EMEN

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davada savunması alınan, 28. Mekanize Tugayı'nda görevli sanık eski uzman çavuş Davut Emen, kolluk kuvvetlerini toplumsal olaylarda destekleme tatbikatı (KOKTOD) olduğu gerekçesiyle saat 21.00 civarında bölük komutanı Üsteğmen Bora Polat'ın aradığını ve kendisine acilen gelmesini emrettiğini iddia etti.

Başka bazı uzmanları aradıktan sonra kendi aracıyla kışlaya geçtiğini anlatan Emen, üzerini değiştirdiğini ve Polat'ın emri üzerine bölükle garajlar bölgesine gittiğini ifade etti.

Yine Polat'ın emri üzerine zırhlı araçları hazırladıklarını bildiren Emen, araçlarla tabur binası önüne geldiklerini, burada tabur komutanı Yarbay Ertuğrul Terzi'nin getirdiği mühimmatları bölük komutanlarına dağıttırdığını öğrendiğini dile getirdi.

Emen, KOKTOD kapsamında daha önce mühimmat alınmadığı için şaşırdığını ve durumu Polat'a sorduğunu belirterek, onun da Genelkurmay Başkanlığının güvenliğini almaya gideceklerini söylediğini aktardı.

Ertuğrul Terzi'nin elindeki haritadan güzergah belirlemeye çalıştığını, bir yol tarif etmesi üzerine aracına çağırdığını anlatan Emen, tabur komutanının aracında, zırhlı araçlar eşliğinde nizamiyeden çıktıklarını ifade etti. Emen, yoldayken telefonla konuşan Terzi'nin, bir süre sonra güzergahı Jandarma Genel Komutanlığı olarak değiştirdiğini belirterek, Tandoğan kavşağından geçip karargah yakınında durduklarını söyledi.

Önde Üsteğmen Bora Polat'ın bulunduğu araç ile bir zırhlının kendilerinin önünde olduğunu ifade eden Emen, düzlükte durduklarında Polat'ın, bir grup vatandaşın yolu kapattıklarını, taş attıklarını Terzi'ye telsizden bildirdiğini dile getirdi.

Terzi'nin "Bir şekilde yolu açın, barikatı aşın. Jandarmanın emniyetini sağlayacağız." dediği sırada bir helikopterin Polat'ın ve vatandaşların bulunduğu alana ateş açtığını dile getiren Emen, şoka uğradığını önü sürdü.

Sanık Emen, Terzi'nin de "Biz bu zırhsız araçla niye çıktık." diye kendine kızıp cipten inerek öndeki ZPT'ye geçtiğini, kalanlara da aracı emniyetli bir yere çekmelerini söylediğini aktardı.

Araçta rütbeli olarak Üsteğmen Meriç Sarıçalı'nın kaldığını ifade eden Emen, "Bu iş hayra alamet değil." diyen Sarıçalı'nın sorumluluğu alarak kışlaya gitme emri vermesinin ardından dönüş yaptıklarını kaydetti.

Emen, kışladan çıkış yaptıkları nizamiye önünde bir grup vatandaş bulunması üzerine başka bir kapıdan birliğe girdiklerini belirterek, darbe girişiminden ikmal astsubayının odasına girip neler olduğunu sorduktan sonra haberdar olduğunu iddia etti.

Bora Polat'ı aradığını ancak ulaşamadığını, arkadaşlarını aradığını ve konuştuğu Uzman Çavuş Fazlı Uğurlu'ya durumu anlatıp silahını bırakıp teslim olması gerektiğini söylediğini iddia eden Emen, birlikteyken silahlıkların, depoların, odaların, araçların anahtarlarını topladığını, silah ve mühimmatları depoya koydurup kilit altına aldığını söyledi.

Sanık Emen, kendi bölüğünün zırhlı araçlarını garajlarına çektirdiğini, sabah da Binbaşı Ünsal Turan'ın emriyle başka zırhlıların da akü ve silahlarını söktüğünü belirterek, 18 Temmuz öğle vaktine kadar bu işlerle meşgul olduğunu öne sürdü.

Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal'ın, FETÖ elebaşının yanında olması ve ıssız bir yerde bulunmaları durumunda ne yapacağını sorması üzerine ise Emen, "Belki o zaman o hırsla kellesini keserdim. Ama şimdi adalete teslim ederdim ki, yaptığı pisliğin cezasını çeksin." yanıtını verdi.

Davut Emen, tahliyesini istedi.

UĞUR ERDOĞAN

Sıhhiye bayrağı çekerek teslim olmuşlar

28. Mekanize Tugayında görevli sanık eski uzman çavuş Uğur Erdoğan da, 15 Temmuz'da kızıyla parktayken Yüzbaşı Sungur Poroy'un saat 21.30 gibi cep telefonundan arayıp alarm verildiğini söylemesi ve acil çağırması üzerine saat 22.05'te kışlaya gittiğini söyledi.

Sıhhiye olduğunu ve Poroy'un ZPT'lerden birine binmesini istediğini belirten Erdoğan, araç komutanının ise Astsubay Mustafa Tavukçu olduğunu bildirdi.

Poroy'un, Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğu ve desteğe gideceklerini söylediğini anlatan Erdoğan, daha sonra öndeki aracı takip ederek 3 No'lu nizamiyeden çıktıklarını belirtti.

Erdoğan, ancak daha sonra Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiklerini, karargah yakınında durduklarında Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin bindiği cipten inip zırhlı araca bindiğini gördüğünü söyledi.

Terzi'nin tabancayla havaya ateş ettiğini gördüğünü de anlatan Erdoğan, ZPT'nin içinde oturmaya başladığını, bu arada araca Uzman Çavuş Adem Eker'in de geldiğini bildirdi.

Erdoğan, bir ara Ertuğrul Terzi'nin aracının önünde yatan 2 kişi gördüğünü de dile getirerek, "Bir albay hedef gözetmeksizin insanlara doğru ateş ediyordu, jandarmanın içinden." dedi.

Albayın Erkan Öktem olduğunu öğrendiğini, MP5 silahla açılan ateş sonucu yaralanan ya da yere düşen olup olmadığını görmediğini öne süren Erdoğan, "Albay Erkan Öktem'i ateş ederken net bir şekilde gördüm." ifadesini kullandı.

Öktem'in ateş açmasından dolayı kendi aracındaki Mustafa Tavukçu ve Uzman Çavuş Yusuf Ziya Şimşek'in yoldan gelen sivil araçları ve insanları bir zarar görmemeleri için uyardığını iddia eden Erdoğan, Poroy'un aramasına istinaden Jandarma Genel Komutanlığı'nın içine girdiklerini söyledi.

Poroy'un yanı sıra Bora Polat'ın da araca geldiğini ve karargahtan çıkmak için 155'i de aradıklarını anlatan Erdoğan, bir telefon irtibatı kurulmasının ardından aracın üzerine sıhhiye bayrağı çekip nizamiyeden çıktıklarını bildirdi.

Sanık Erdoğan, daha sonra polise teslim olduklarını ifade etti.

Mahkeme Başkanı Köksal'ın sorusu üzerine Erdoğan, FETÖ elebaşı karşısına çıksa "parça parça, lime lime edeceğini" söyledi.

Uğur Erdoğan, tahliye talebinde bulundu.

AHMET ESER

"Genelkurmay'a saldırı var" yalanını söylemişler

28. Mekanize Tugayında görevli sanık eski asteğmen Ahmet Eser de 15 Temmuz akşamı Uzman Çavuş Emre Tonyalı'nın arayıp alarm verildiğini söyleyerek kendisini çağırdığını söyledi.

Misafirhanede kaldığı için kamuflajını giyip çabuk döneceğini düşünerek cüzdanını da almadan dışarı çıktığını anlatan Eser, gittiğinde bölükler garaj bölgesine çıktığı için kendisinin de garaj bölgesine gittiğini belirtti.

Eser, bölük komutanı Üsteğmen Serhat Savcı'nın Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğunu ve oraya gideceklerini, ayrıca silah kullanma yetkilerinin bulunduğunu da söylediğini aktardı.

Saat 23.00 civarında Savcı'nın araç komutanlığında ZMA ile kışladan çıktıklarını, yolda güzergah değiştirip Jandarma Genel Komutanlığına gittiklerini anlatan Eser, karargah önündeki kavşakta beklerken birkaç metre önlerine, vatandaşların da bulunduğu bir ortamda helikopterden ateş açıldığını, bazı sivillerin vurulduğunu, bir yarbayın da bacağından yaralandığını söyledi.

Sanık Eser, ilerleyen saatlerde polise ait bir kobrayla gelen bir jandarma yarbay ve özel harekat polisinin, silahsız şekilde yanlarına gelip teslim olmalarını istediğini, yaptıkları durum değerlendirmesinin ardından teslim olduklarını ifade etti.

Suçlamaları kabul etmeyen Eser, tahliye talebinde bulundu.

HARUN BÜKÜCÜ

Savunma yapan eski piyade er Harun Bükücü, akşam saatlerinde alarm verildiğini, kolluk kuvvetlerini toplumsal olaylarda destekleme tatbikatı olduğunun söylendiğini anlattı.

Garajlar bölgesinde araçlara bindirildiklerini belirten Bükücü, kendisinin ZPT'de olduğunu, Jandarma Genel Komutanlığına gittiklerini dile getirdi.

Bükücü, "Albay Erkan Öktem gelerek ateş emri verdi. Araçtaki bölük komutanım Üsteğmen Bora Polat, elleriyle 'ateş etme' der gibi işaret yaptı. Ben uçaksavardaydım. Ben de dokunmadım. Öktem'in kendisi ateş etmeye başladı halka. Yıkılanı görmedim ama bacağından vurulanı gördüm, beyaz gömlekli biriydi." dedi.

Bükücü, üzerilerine ve halka helikopterden ateş edildiğini de öne sürerek, şunları söyledi:

"Bölük komutanımız bana helikoptere ateş etmemi emretti. Ben de ateş ettim. Bir el ettim. Vurup vurmadığımı bilmiyorum. Bölük komutanım 'Neden bir tane ettin' dedi. 'Ateş etmedi, bir tane attı' dedim. Polat üsteğmenin kendisi uçaksavara geçip kontrol etti. Kolu çekti bıraktı ama atmadı."

Daha sonra Erkan Öktem'in gelerek "Dikkat edin, teröristler evlere mevzilenmiş, cami minaresine çıkmışlar." dediğini aktaran Bükücü, bölük komutanının nişancı kapağını da kapattırdığını ve ardından kendilerine söylenen "B" nizamiyesine doğru aracı çektiklerini bildirdi.

Bekledikleri sırada Uzman Çavuş Orhan Karaca'nın gelip araca bindiğini belirten Bükücü, Polat'ın ise telefonunun şarjı bittiği için kendi telefonunu istediğini ve sim kartı değiştirdiğini, sonra da araçtan indiğini söyledi.

Bükücü, Karaca'nın bir süre sonra aracı nizamiye önüne çektirip stop ettirdiğini, burada beklerken de bölük komutanının geldiğini ve gideceklerini söylediğini, ancak aracın çalışmadığını iddia etti. Bükücü, bunun üzerine başka bir ZPT'ye geçip sıhhiye bayrağı çektikten sonra polise teslim olduklarını kaydetti.

MEHMET ÖZKAN

28. Mekanize Tugayı'nda görevli sanık eski uzman çavuş Mehmet Özkan da savunmasında, tank sürücüsü olduğunu belirterek, iddianamede üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Kahvehanede oyun oynarken Uzman Çavuş Selim Gedikli'nin telefon edip alarm verildiğini söylediğini anlatan Özkan, WhatsApp'tan bölük komutanı Yüzbaşı Adil Baykal'ın kışlaya gelinmesine yönelik mesajını gördüğünü bildirdi.

Özkan, saat 22.50-23.00 gibi kışlaya giriş yaptığını, nizamiyede "Niye alarm verildi?" diye sorduğu bir astsubayın da "Her tarafa terör saldırısı oluyormuş. Alarm seviyesi kırmızıya çıktı." dediğini öne sürdü.

Bölük garajında büyük bir hareketlilik olduğunu, tankların garaj önünde ve çalışır vaziyette bulunduğunu anlatan Özkan, garaj önünde tabur komutanı Kurmay Yarbay Nuri Büyükyazıcı, bölük komutanı Yüzbaşı Adil Baykal ve Astsubay Turan Baysal'ı yan yana konuşurken gördüğünü dile getirdi.

Özkan, bölük komutanının sinirli şekilde "Çabuk üzerini değiştir ve aracını çalıştır." demesinin üzerine, tulumunu giyip tankına giderek aracı çalıştırdığını ifade ederek, araca mürettebatı Uzman Çavuş Emre Atmaca'nın yanı sıra tank komutanı olarak Uzman Çavuş Mehmet Faik Keçeci ve er Sezer Ergin'in bindirildiğini söyledi.

Tabur önünde beklerken bir astsubaya ne olduğunu sorduğunda, Genelkurmayı FETÖ'cülerin basıp Genelkurmay Başkanı'nı kaçırdıklarını söylediğini aktaran Özkan, saat 23.30 civarında tabur komutanının "Çıkıyoruz" diyerek emir verdiğini bildirdi.

Yolu şaşırıp karargaha gitmişler

Özkan, 3 No'lu nizamiye yönüne giderken ters yönden gelen ZPT ve ZMA'larla çarpışmamak için yavaşladığını, bu yüzden öndeki üç tankı kaçırdığını belirterek, nizamiyeden çıktığında sadece yol kenarında bekleyen ZPT ve ZMA'ları gördüğünü ifade etti.

Diğer tankların 2 No'lu nizamiyeden çıktığını sonradan öğrendiğini iddia eden Özkan, ZPT ve ZMA'ların peşine takıldığını, onların da Genelkurmay yerine Jandarma Genel Komutanlığına gitmesine çok şaşırdığını öne sürdü.

Özkan, bir helikopterin vatandaşlara ve kendilerine doğru ateş etmesi sonrası önüne geçip durdukları binanın Jandarma Genel Komutanlığı olduğunu öğrendiğini savunarak, Yarbay Ertuğrul Terzi'nin kendilerine "Buranın emniyetini alacaksınız." şeklinde emir verdiğini ileri sürdü.

Kaybettikleri diğer tanklarla iletişime geçemediklerine iddia eden Özkan, karargah binasından silah sesleri geldiğini, karşılarındaki yola da iş makineleri ve kamyonlar çekildiğini gördüklerini söyledi.

Bir taraftan da ağlayan er Sezer Ergin'i teselli etmeye çalıştıklarını anlatan Özkan, bu sırada Uzman Çavuş Keçeci'ye, telefonla irtibat sağladığı bölük komutanı Baykal'ın, ne yapıp edip Genelkurmaya gelmelerini emrettiğini bildirdi.

Özkan, Ertuğrul Terzi'nin de sivil araçların ve vatandaşların üzerine ateş ettiğini gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Ertuğrul Terzi bize 'Mermimiz bitiyor. Neden ateş etmiyorsunuz' diye bağırmaya başladı. Faik Keçeci de 'Silahlarımız bozuk' diye cevap verdi. Terzi, 'Çabuk tamir edin' diye bağırmaya başladı. Aslında bozuk değildi. Ertuğrul Terzi vatandaşların üzerine ateş etmeye devam ediyordu. Türk bayraklı bir vatandaşın yere düştüğünü ben gözlerimle gördüm. Onun dışında bir vatandaşın ayağını tuttuğunu gördüm."

Ailesinin ve yakınlarının aramasıyla darbe girişiminden haberdar olduğunu iddia eden Özkan, bulunduğu yere kardeşinin de geldiğini ve kendilerini bir polisle görüştürdüğünü bildirdi.

Özkan, vatan haini olmadıklarını söyledikleri polisin, yanlarındaki ZPT'nin etkisiz hale getirilmesini istediğini, bunun üzerine kuleyi çevirdiklerini, ancak mermileri çok etkili olduğu ve vatandaşlar zarar görebileceği için atış yapmaktan vazgeçtiklerini kaydetti.

Polisin de "Ateş etmeyin, bekleyin. Silahlarınız ve namlunuz Külliye'yi göstermesin." talimatı sonrası, silahlarını jandarma binasına doğru çevirdiklerini anlatan Özkan, bunun üzerine karargah binasından üzerilerine ateş edilmeye başladığını öne sürdü.

"Altınızdaki oyuncak değil, vurun, kırın, ezin"

Sanık Özkan, şunları söyledi:

"Jandarmadan 5-6 sivil kıyafetli, çelik başlıklı, ellerinde MP5 olan bir grup ateş ettiler. Üzerlerinde kamuflaj yoktu. Beyaz renkli bir otomobile ateş edildi. Ayrıca havaya da ateş ediyorlardı.

Ertuğrul Terzi, 'Tank, tank, vatandaşın üzerine sür' diye bağırıyordu. Biz de 'Akülerimiz bozuk' dedik. Bölük komutanı Adil Baykal da Faik uzmana telefonda 'Altınızdaki oyuncak değil, vurun, kırın, ezin, Genelkurmaya gelin' diyerek telefonu kapattı."

Beklemeye devam ettiklerini, hatta 155'i de aradıklarını ve bir süre daha bekledikten sonra karar verip bulundukları yerden ayrılarak kışlaya girdiklerini anlatan Özkan, kışlaya kendi iradeleriyle döndüklerini öne sürdü.

Özkan, tahliye talebinde bulundu.

MURAT DURSUN GÖKKAYA

Savunma yapan eski uzman çavuş Murat Dursun Gökkaya da tahliyesini talep etti.

Duruşma, yarına ertelendi.

09.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen davada savunması alınan, 28. Mekanize Tugayı'nda görevli sanık eski Uzman Çavuş Adem Eker, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

ADEM EKER

Eker, psikolojik sorunları olduğu için tedavi gördüğünü, 12-15 Temmuz'da GATA Hastanesi'ne sevk aldığını ifade ederek, 16 Temmuz'da ise anjiyografi randevusu olduğunu anlattı. 15 Temmuz akşamı, 21.30-22.00 civarı önce kolordudan derhal birliğe katılmalarına yönelik, ardından da benzer şeklide Üsteğmen Abdurrahman Koçoğlu'ndan bir mesaj geldiğini belirten Eker, oğlu ve abisini de alarak kışlaya gittiğini ifade etti.

Eker, kışlaya vardığında herkesin gittiğini, dolaşırken denk geldiği uzman bir arkadaşına ne olduğunu sorduğunu, onun da ne olduğunu bilmediğini söylediğini öne sürerek, kıdemli uzman çavuş arkadaşı Orhan Karaca'nın görüştüğü bölük komutanının emri üzerine silah alıp Jandarma Genel Komutanlığına gitmek üzere tekrar özel aracına bindiklerini bildirdi.

Araçta oğlu bulunduğu halde Orhan Karaca ile sivil kıyafetli şekilde Jandarma Genel Komutanlığı yakınına geldiklerini ifade eden Eker, binaya doğru yürüdükleri sırada yerde hareketsiz yatan birini gördüğünü, bu sırada karargahtan "dur, dur" diye bağırıldığını anlattı.

Karargahtakilerden birinin kendilerini tanıdığını ve "bunlar bizim personel" demesi üzerine yakındaki zırhlı personel taşıyıcılardan (ZPT) birine kendisinin, diğerine de Orhan Karaca'nın geçtiğini anlatan Eker, oğlunu geride bıraktığı için aklının onda olduğunu ve zaman zaman arayıp görüştüğünü belirtti.

Eker, bindiği ZPT'de Astsubay Mustafa Tavukçu, uzman çavuşlar Uğur Erdoğan ve Yusuf Ziya Şimşek'in yanı sıra bazı erlerin de bulunduğunu dile getirerek, yerde yatan şahsı kimin vurduğunu sorunca Şimşek ya da Erdoğan'ın "Tabur komutanı vurdu" dediklerini öne sürdü.

Vatandaşlar karargaha doğru gelmeye başlayınca tekrar "Dur" ihtarında bulunulduğunu belirten Eker, "Ateş etmeyecekler düşüncesiyle oturuyordum orada. Sonra silahlar patlamaya başladı. Jandarmadan, kapının önünden ateş açılıyordu. Namlunun alevleri de belli olmaya başladı. Vatandaşa sıkıyorlardı." dedi.

Oğluyla konuştuğu sırada, ellerinde bayrakla gelen iki gençten önce öndekinin, sonra da arkadakinin vurulduğunu anlatan Eker, Yarbay Ertuğrul Terzi'nin silahının yatay pozisyonda, vatandaşlara doğru yönelmiş olarak durduğunu ancak gençleri jandarmanın vurduğunu değerlendirdiğini söyledi.

Eker, Ertuğrul Terzi'nin de ateş ettiğini belirterek, vatandaşlardan 5-6 kişinin yere düştüğüne şahit olduğunu kaydetti.

Daha sonra bindiği ZPT'nin karargah bahçesine alındığını ifade eden Eker, hem içeride hem de dışarıdayken, "sıkın, sıkın" diye emirleri duyduğunu, bu sırada bulunduğu araçtan da ateş etmemelerine yönelik uyarmasına rağmen Uzman Çavuş Şimşek ve Astsubay Tavukçu'nun havaya atış yaptığını söyledi.

Ateş emrini albay vermiş

Ateş edenler arasında sivil kıyafetli, teğmen olduğunu değerlendirdiği bir kişi, iki ya da üç üsteğmen, iki yarbay, sivil kıyafetli muhtemelen bir astsubay ve ismini sonradan öğrendiği Erkan Öktem'i gördüğünü savunan Eker, "Bu albay 'sık, sık' diye bağırıyordu." diye konuştu.

Eker, sela okunmasından ve Cumhurbaşkanının demokrasiye sahip çıkılması için yapılan duyurusunu dinledikten sonra olanların farkına vardığını öne sürerek, dışarı çıkmak için güvendiği Orhan Karaca'yı arayıp bulduğunu söyledi. Daha sonra Karaca ve Üsteğmen Kürşat Yaman ile zırhlı muharebe aracına (ZMA) binip 05.00-05.30 civarı kapıyı aşarak dışarı çıktıklarını anlatan Eker, kurtulmak için atletini bir askere sallattırarak vatandaşlara doğru gittiklerini, tepki görünce de geri dönüp karargahın yanından geçip polisleri bulduklarını kaydetti.

Daha sonra gözaltına alınıp tutuklandıklarını söyleyen Eker, gözaltı sürecinde de erlerin arasında oturan Erkan Öktem'i teşhis edip polise söylediğini ifade etti.

Eker, FETÖ ile bir bağının bulunmadığını da belirterek, tahliyesini istedi.

HAKAN BİLGİLİ

Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen davanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski Uzman Erbaş Hakan Bilgili, emir komuta zinciri içinde harekat ettiğini, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini iddia etti.

15 Temmuz akşamı sanık eski Üsteğmen Bora Polat'ın kendisini arayarak İlyas ve Erdal isimli arkadaşlarını alarak ivedi şekilde bölük toplanma alanına gelmelerini istediğini aktaran Bilgili, birliğe geldiğinde alarm verildiğini ifade etti.

Üsteğmen Polat'ın, sürücüsü olduğu zırhlı muharebe aracını (ZMA) hazırlamasını emrettiğini belirten Bilgili, bu sırada askerlere gerçek mühimmat dağıtıldığını söyledi.

Bu durumun kendisine garip geldiğini anlatan Bilgili, "Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme protokolü kapsamında yapılan tatbikatlarda gerçek mühimmat dağıtılmıyordu ancak o gece bu şekilde dağıtım yapılması bana garip gelmişti." dedi.

Bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığı karargahına saldırı olduğunu, güvenlik önlemi almak için görevlendirildiklerini öğrendiğini savunan Bilgili, Üsteğmen Polat'ın "Taş üstünde taş bırakmayacaksınız" dediğini aktardı.

Bilgili, "Bora üsteğmenin, Genelkurmay Başkanlığı karargahına yapılan terör saldırısına istinaden böyle söylediğini düşündüm." dedi.

EMRE ATMACA

"Tabur komutanı sivilleri vurdu"

Sanık eski Uzman Erbaş Emre Atmaca da evinde bulunduğu sırada Yüzbaşı Adil Baykal'ın izinli ve istirahatli bütün personelin birliğe gelmesi için emir verdiğini, bunun üzerine saat 22.50 sıralarında karargaha ulaştığını söyledi.

Karargahta tankların çalışır vaziyette olduğunu anlatan Atmaca, bilgi almak için etrafa baktığında bölük komutanı ile bölük astsubayının gözetiminde mühimmat dağıtımı yapıldığını ifade etti.

Yüzbaşı Baykal'ın tankın üzerine çıkarak bütün personelin duyacağı şekilde Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu, Genelkurmay Başkanının ise esir aldığını söylediğini iddia etti.

Daha sonra tanklarla birlikten ayrıldıklarını, tank içindeki konumu nedeniyle dışarıyı geniş bir açıdan görmediğini anlatan Atmaca, tankla öndeki zırhlı personel taşıyıcıyı (ZPT) takip ettiklerini belirtti.

Bir süre sonra Jandarma Genel Komutanlığı binasının önüne geldiklerini kaydeden Atmaca, sanık eski Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi'nin sağa sola ateş ettiğine şahit olduğunu belirterek, "Sol tarafa baktığımda iki sivil geliyordu, bunlardan biri ayağından vuruldu. Sağ taraftan da üç kişi daha geldi. Bunlardan biri bayraklıydı. Bayraklı olan kişi ile bir diğeri vuruldu. Bunları kimin vurduğunu sorduğumda Terzi'nin vurduğunu söylediler." ifadesini kullandı.

Yarbay Terzi'nin halka doğru hedef gözeterek ateş etmeye devam ettiğini aktaran Atmaca, "Bu sırada Yarbay Terzi, 'Tank, tank mermim bitiyor, siz de ateş edin' diye emretti. Bir Uzman Erbaş silahların ateşleme sisteminin bozuk olduğunu söyledi ancak arızalı değildi. Amaç kanunsuz emri yerine getirmemekti. Paniklemiştik, görüş alanımız kısıtlıydı, tank kapaklarını açmayacağımıza, mühimmat kullanmayacağımıza dair tanktakilerle karar aldık." diye konuştu.

"Vurun, kırın, ezin buraya gelin"

Olağan dışı bir gelişmenin içinde kendilerini buldukları için polisle irtibata geçtiklerini, tank ve personel bilgisini paylaştıklarını kaydeden Atmaca, "Polis, 'Bize ateş eden bir ZPT'yi etkisiz hale getirebilir miyiz' diye sordu. Bunun üzerine namluyu çevirdik ancak bizdeki silahların kalibresi çok yüksek olduğu için etraftaki vatandaşların zarar görebileceğini söyleyince bu hamleden vazgeçildi." dedi.

Çatışmaların ortasında kalmamak için kışlaya geri dönmek için karar aldıklarını Atmaca, kendilerini arayan bölük komutanı Baykal'ın, "Altınızdakiler oyuncak değil, vurun, kırın, ezin buraya gelin." diye emir verdiğini ancak bu emri de yerine getirmediklerini iddia etti.

Çevre yolundan karargaha gitmek isterken sivil araçların geçişlerini engellediğini, elinde benzin bidonları ve silah olan 30 kişilik bir grubun kendilerine yöneldiğini iddia eden Atmaca, tankın üzerinde koruma maksatlı bulunan patlayıcıların patlama riskine karşı arazi yoluna girdiklerini kaydetti.

Çapraz sorgu sırasında Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, polisle irtibata geçmelerine rağmen neden olay yerinden uzaklaştıklarını sorması üzerine sanık Atmaca, "Bize, ateş etmemiz için çok emir geliyordu. TOMA'ya ateş etmeyi, kepçeciyi vurmamızı istediler. Bunun üzerine en güvenilir yerin kışlamız olduğunu düşünerek olay yerinden ayrıldık." cevabını verdi.

DENİZ KAYGUSUZ

Sanık eski Uzman Çavuş Deniz Kaygusuz'un da savunmasını alan mahkeme, duruşmaya pazartesi günü devam edilmek üzere ara verdi.

İDDİANAME

Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Ender Coşkun tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs, silahlı terör örgütü üyesi olmak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, askeri komutanlıkların gasbı, kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma, silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve sağlık görevlisinin suçu haber vermemesi" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.

Sanıklar arasında eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin Özel Kalem Müdürü Jandarma Kurmay Albay Erkan Öktem ve komutanlık personeli subayların "imamı" olduğu belirtilen Muhterem Çöl de yer alıyor.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığının Beştepe Karargahı çevresindeki olaylarda hayatını kaybeden Emi·n Güner, Erkan Er, Hasan Gülhan, Medet Ekizceli, Ömer Can Açıkgöz, Rüstem Resul Perçin, Sedat Kaplan, Sümer Deniz, Tevhit Akkan ve Ümit Çoban'ın maktul olarak yer aldığı davada, darbeciler tarafından başından vurularak ağır yaralanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan, Danıştay Üyesi Muharrem Özkaya ile Emniyet Genel Müdürlüğü tüzel kişiliğinin de arasında olduğu 54 müşteki bulunuyor.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Haziran (2017) 'Ankara 244 sanık Darbe Yap./Jand.Gn.Komutanlığı' davası

(12 Kasım 2017, 12:18)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11700    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.529.358