Tam
EskidenYeniye
 
İSTEDİĞİNİZ MANŞETLER..         "kafes-eylem-plan" için arama sonuçları    (Toplam 74 sonuç)          


Poyrazköy davasında gerginlik

Poyrazköy´deki kazılarla ilgili açılan davada, aralarında emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü´nün de bulunduğu sanıkların yargılanmasına bugün devam ediliyor.

Poyrazköy davasında gerginlik

Poyrazköy´deki kazılarla ilgili açılan davada, aralarında emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütçü´nün de bulunduğu sanıkların yargılanmasına bugün devam ediliyor.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davada 7´si tutuklu 69 sanık yargılanıyor. Emekli Koramiral Ali Feyyaz Öğütcü´nün de yargılandığı 9. duruşma için tutuklu muvazzaf subaylar adliyeye getirildi.

Kuban artık heyette yok

Poyrazköy davası, Kafes ve Amirallere suikast davalarıyla birleştirilmişti. Bir önceki duruşma 15 Ekim 2010 tarihinde yapılmıştı. Yarın da devam edilmesi planlanan duruşmalarda bir değişiklik hakim heyetinde yaşandı. Mahkeme heyetinde yer alan Hakim Oktay Kuban, kendi isteğiyle HSYK´ya başvurmuş ve 6 Ocak 2011´de isteği doğrultusunda 12. Ağır Ceza mahkemesinden alınarak Eskişehir hakimliğine atanmıştı.

9. duruşma görülüyor

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli yarbay Ercan Kireçtepe, binbaşı Erme Onat, binbaşı Eren Günay, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan ile aralarında eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, Güney Deniz Saha Komutanı koramiral Kadir Sağdıç ve tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar´ın da bulunduğu 21 tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu muvazzaf askerler Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan Hasdal Askeri Cezaevi´nden getirildi. Askerlere kelepçe takılmadığı görüldü. Tutuklu sanıklar emekli deniz binbaşı Levent Bektaş ve emekli SAT komando Ergin Geldikaya´nın gelmediği duruşmada, sanık avukatları ve ´müdahil´ Agos Gazetesi´ni temsilen avukatları hazır bulundu. Duruşmada, daha önce tebligat gönderilen 5 tanığın dinlenilmesi bekleniyor. Davanın tutuksuz sanığı emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü de adliyeye geldi. Öğütçü, polis noktasında çantası arandıktan sonra adliyeye alındı. Koramiral Kadir Sağdıç ve Tuğamiral Fatih Ilğar´ın da aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar da duruşmada hazır bulundu. Davanın tutuklu sanıkları emekli Binbaşı Levent Bektaş ile emekli SAT Komandosu Ergin Geldikkaya da Silivri Cezaevi´nden getirilmesi bekleniyor.

Poyrazköy´de arama yapan polisler dinleniyor

Duruşmada Poyrazköy´deki kazılarda ve ev aramalarında bulunan, arama tutanaklarında imzası olan polis memurları tanık olarak dinlenildi. Polis memurlarından Hakan Ö, 23 Nisan 2009 tarihinde Poyrazköy´deki kazı çalışmalarına görevli olarak katıldığını söyleyerek, Biz ekip olarak çalışıyoruz. Uzmanlık gerektirmeyen bir ekibiz. O gün orada da çevre güvenliği için bulunuyorduk dedi. Kazı yapılan yere atılmış boş bir lav silahı bulunduğunu ve görevlilerce oradaki bir binbaşıya teslim edildiğini aktaran Ö, avukatların aramayla ilgili sorularına karşılık da aramanın içeriğiyle ilgili çok fazla bilgi sahibi olmadığını, uzaktan gözlem yaptıklarını, bomba ve silahtan anlamadığını aktardı. Tanık Ö, bazı sanıkların soruları üzerine de 17 yıllık polis memuru olduğunu, aramalarla ilgili eğitim almadığını, bu konuda başlarında uzman arkadaşlarının olduğunu, kendilerinin sadece çevre güvenliğinden sorumlu olduklarını ve görevlendirmenin o dönemin Terörle Mücadele Şube Müdürü tarafından yapıldığını bildirdi. Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç da sanık ve avukatlarının tanık polise sordukları soruların yoruma yönelik olduğunu belirterek, davanın esasıyla ilgili soru sorulmasını istedi. Duruşmaya, daha sonra ara verildi.

Öğütcü ek savunma istedi

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan tutuksuz sanıklardan eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, slayt eşliğinde daha önceki savunmasına ek yapmak istediğini bildirdi. Sözde Kafes Eylem Planı ile ilgili savunmasında TSK mensuplarına ve dolayısıyla onun ayrılmaz bir parçası olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı amiral, subay ve astsubaylarına yönelik yürütülen psikolojik asimetrik harbin hangi bilgi, belge ve amiyane tabirle kurgulanmış karalama kampanyaları ve hazırlanan tertiplerle yapıldığı konusuna açıklık getirdiğini belirten Öğütcü, şüpheli olan diğer amiral, subay ve astsubayların birbirini tanımadığını, söz konusu planın düzmece olduğunu, hedef alınan amiral, subay ve astsubayları tasfiyeye yönelik olduğunun ortaya konulmasına rağmen mahkemenin oy çokluğu ile aldığı karar ile davaların birleştirildiğini savundu. Alınan kararı saygıyla karşıladığını ve mahkemenin hukuk kuralları çerçevesinde en doğru kararı vereceğine inandığını ifade eden Öğütcü, Sözde plan iddianamesini incelediğinizde, iddianamenin 2 davanın birleştirilmesi esasına göre hazırlandığı kanaatine varmamak mümkün değildir. Soruşturma evrakının incelemesinde de iddianamede dava konusu yapılan eylemler, bu soruşturmayı başlatan ihbar ve olaylar, soruşturmanın geçirdiği aşamalar kronolojik olarak sıralanmak suretiyle peşinen her 2 davanın birleştirilmesi ve hiçbir somut delil elde edilemeyen sözde ´Kafes Eylem Planı´nın geçmişte meydana gelen olaylar ve açılan davalar ile irtibatlandırılmak için gayret gösterilerek, plana ilişkin suni deliller yaratmaya yönelik bir amacın ortaya konulduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmaktadır. Tüm bu hususlar göz ardı edilerek 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame birleştirme talepli olarak gönderilmiş ve sorumluluğu mahkemenize yönlendirilmiştir dedi.

Öğütcü: Deniz Kuvvetleri hedef alınıyor

Türkiye´de uygulamaya konulan senaryonun 2008 yılı Temmuz ayından itibaren TSK´yı hedef aldığını ileri süren Öğütcü, Özellikle Deniz Kuvvetleri hedef seçilerek hedef alınan komutanlıklar ile subay ve astsubaylara karşı içimize yerleşmiş sütü bozukları vasıtasıyla tertipler hazırlanmış, bilahare emniyet ve savcılara gönderilen imzasız sahte imzalı ihbar mektupları, kablosuz internet hatlarından atılan e-mailler, el konulan bilgisayar, DVD ve CD´lere yerleştirilen düzmece plan ve notlar, teknik takip sonucu telefon konuşmalarından kendilerine göre yorumlar ile suçlamalar yapılarak tutuklamalar yapılmış ve iddianameler düzenlenmiştir. Masum insanlar tutuklanarak aileleri perişan edilmiş, alınlarına sürülmeye çalışılan lekeleme ile şeref ve haysiyetleri ayaklar altına alınmış, sisteme olan inançlarını yitirmişlerdir dedi. İddianamede Doğu Perinçek´in yayımladığı Nisan ayı bülteninin bulunduğunu aktaran Öğütcü, bu konunun araştırılarak Perinçek´in her ay böyle bir bülten yayınlayıp yayınlamadığının ortaya çıkarılmasını istedi. Öğütcü, Birbiriyle hiçbir ilgisi ve ilişkisi bulunmayan davalarının ayrılarak bir an önce hakikatlerin ortaya çıkarılmasını, haklarında hiçbir somut delil bulunmayan, tamamen tertiplere dayalı sahte, düzmece belge ve kanıtlarla suçlanan masum insanların temize çıkarılmalarını, serbest bırakılmalarını, bahse konu senaryoyu hazırlayan ve uygulayanların bulunarak adaletin tecelli etmesinin sağlanmasını istiyoruz dedi.

Bektaş sakal bıraktı

Bu arada, Öğütcü´nün savunmasını yaptığı sırada tutuklu sanıklar emekli Binbaşı Levent Bektaş ve emekli astsubay Ergin Geldikaya´nın duruşma salonundaki yerlerini aldıkları ve Bektaş´ın sakal bıraktığı görüldü.

Poyrazköy davasında gerginlik

Poyrazköy davasında sanık avukatları ile üye hakim ve savcı arasında tartışma çıkması üzerine duruşmaya ara verildi. Duruşmada sanık ile avukatları tanık emniyetçilere ev adreslerini sordu ve ´hakkınızda suç duyurusunda bulunuruz´ gibi ifadeler kullandı. Bu ifadeler üzerine savcı müdahalede bulunarak bunların tehdit amaçlı olduğunu söyledi. Poyrazköy davasında mahkeme salonunda gerginlik yaşanması üzerine ara verildi. Duruşmada aramalarda görevli olan Emniyet Amiri Mustafa Tezcan Alaç, tanık olarak dinleniyor. Alaç´a aramalar için emri kimden aldıkları, gittikleri bölgede ilk kimlerle görüştükleri, mühimmatın nerelerde bulunduğunu sordu. Alaç, mahkeme kararının kendilerine geldiğini müdürlükten verilen talimat üzerine bölgeye gittiklerini ve askeri yetkililerin kendilerini karşıladığını anlattı. Arama kararını gösterdiklerini ve askeri personelin bu kararda belirtilen bölgeye kendilerini götürdüğünü kaydeden Alaç, uzun süreli bir çok noktada arama yapıldığını kaydetti. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, arama yapan ekibin başında olan Emniyet Amiri Mustafa Tezcan A, aramanın yaklaşık bir hafta sürdüğünü, bölgede birçok yerin arandığını kaydetti. Emniyet Amiri A, aramaya olay yeri inceleme, bomba imha ekipleri ve İstanbul Teknik Üniversitesinden hocaların katıldığını belirtti. ´Hocaların, yerin altını gösteren cihazlarla gelerek, teknik destek verdiğini´ ifade eden Tanık A, ´Onların gösterdiği yerlere de bakıldı. Ayrıca, olay inceleme ve bomba imha uzmanlarının belirlediği yerlere de bakıldı. Silahlar, patlayıcı maddeler, bol miktarda mermi bulundu. Her aramadan sonra tutanak tutuldu´ dedi.

138 parselin aranması

Tutuklu sanık emekli Binbaşı Levent Bektaş´ın, ´İTÜ´den aldığınız cihazların bir katkısı oldu mu?´ diye sorması üzerine Mustafa Tezcan A, ´Çok olmadı. Genelde diğer ekiplerin gösterdiği yerlerde mühimmat çıktı´ yanıtını verdi. Bektaş´ın ´Arama nerede başladı? İhbar mektubunda parsel yazmıyor. Ama sadece 138 parsel aranıyor. Bunun nedeni nedir?´ sorusuna tanık A, aramaya ihbar mektubunda yer alan su deposundan ve köpek kulübesinden başladıklarını söyledi. Buna karşılık olarak üye hakim Mehmet Karababa, Mustafa Tezcan A´ya tutanakta 138 parsel diye yazdığını, bunu tutanağa bilmeden mi yazıp yazmadığını sordu. Mustafa Tezcan A, ihbar mektubunda yer alan yerleri aradıklarını belirterek, ´Orayla alakalı önce de bir keşif çalışması yapılmıştır. Ben sadece arama aşamasında orada bulundum. Bana müdürlerim böyle bir aramanın yapılacağını söyledi. Ve ekibin başında durmam söylendi. Ondan önceki aşamada neler yapıldığını bilmiyorum. Tutanakta öyle yazıyorsa, bana orada bir görevli arkadaş söylemiştir. Çünkü önceden, tapudan mutlaka bir araştırma yapılmıştır. Olayın üzerinden 2 yıl geçti. Ve ben bazı şeyleri hatırlamıyorum. Her şey tutanaklarda belli. Terörle Mücadele Şubesinde görev yaptığım sürede yüzlerce aramaya gittim. Bazı şeyleri hatırlamamam normal. Şu anda Yabancılar Şube Müdürlüğünde görev yapıyorum´ yanıtını verdi. Bektaş, ´Elinizde bir kroki var mıydı?´ diye sorması üzerine Emniyet Amiri A, herhangi bir krokinin olmadığını belirtti.

Kroki vardı yoktu tartışması

Söz alan tutuksuz sanık Astsubay Deniz Erki de A´ya kendisini tanıyıp tanımadığını sordu. Mustafa Tezcan A, yüz olarak tanıdık geldiğini, ancak tam hatırlayamadığını kaydetti. Erki, arama yapmaya geldiklerinde Emniyet Amiri A´nın kendisinin karşıladığını ve eşlik ettiğini ifade ederek, ´A´nın elinde bir dosya vardı. Ve o dosyanın içinde bir kroki vardı. Bu krokinin Taraf gazetesinde yayınlanan kroki olduğunu düşünüyorum. Devamlı telefonla konuşuyordu´ dedi.

Sanık ve avukatları ortamı germeye çalışıyor

Sanık ve avukatların aynı soruları defalarca sorması ve bazı sorularının dosya ile ilgili olmadığı gerekçesiyle üye hakim ve duruşma savcısı itirazda bulundu. Sanıklardan İbrahim Koray Özyurt, Alaç´a nerede ikamet ettiğini sordu. Bu soruya karşı savcı Nuri Ahmet Saraç, salon tiyatroya döndü. Alakalı sorular sorunuz. dedi. Tutuklu sanık Ergin Geldikaya da söz alarak Alaç´a, Poyrazköy´de bulunup bulunmadığını sordu. Alaç, Hayır cevabını verdi. Bunun üzerine Geldikaya, Ben Silivri´deyken bir polis arkadaşımdan öğrendim. Uzun saçlı, parlak yüzlü, kemer burunlu bir kişinin Poyrazköy´de kazı yaptığını söyledi. Bu arkadaşa çok benziyor. diye konuştu. Geldikaya´nın bu ifadeleri üzerine mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Böyle bir iddianız varsa şikayetçi olursunuz. dedi. Tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar´ın avukatı Murat Ergün, tanık A´nın tutanaklarla ifadelerinde çelişkilerin bulunduğunu belirterek, ´Sorularıma vereceğiniz cevaba göre, bu çelişki ortaya çıkarsa mahkemeye suç duyurusunda bulunacağım´ dedi. Bunun üzerine Savcı Nuri Ahmet Saraç ise ´Sayın Başkan bu bir tehdittir. Baskı yapmaya yöneliktir. Müdahale edilsin´ diye konuştu. Ergün ise ´Mahkemeniz hatırlatılınca tehdit olmuyor da ben hatırlatınca mı tehdit oluyor. Ben de burada figüran değilim. Sanıkların işine yarayan her şeye hatırlamıyorum diye cevap veriyor. Belki sorularımla adrenalini artar da hatırlar´ yanıtını verdi. Savcı Saraç da ´Burası mahkeme salonu, hormon salonu değildir´ karşılığını verdi. Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Bunun üzerine, sanık avukatları tanık A´nın dışarı çıkmasının yasalara aykırı olduğunu, tek duruşmada ifadesinin alınmasının ve diğer tanıklarla bir araya gelmemesinin gerektiğini söyleyerek itirazda bulundular. Mustafa Tezcan A. ise lavaboya gideceğini söyleyerek duruşma salonundan çıktı.

17.20: Poyrazköy davası yarına ertelendi

Mahkeme duruşmayı yarına erteledi. Yarın da aramaya katılan polislerin tanık olarak dinlenmelerine devam edilecek.

İddianamelerden

Birleşen davaların iddianamelerinde, Poyrazköy Keçilik mevkisinde 21 Nisan 2009´da başlatılan ve 28 Nisan 2009´a kadar devam eden kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin olarak, emekli deniz binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli yarbay Ercan Kireçtepe, binbaşı Erme Onat ve binbaşı Eren Günay ile yarbay Mustafa Turhan Ecevit´in ´cebir ve şiddet kullanarak TBMM´yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme´, ´cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme´ suçlarından 2´şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ´Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma´, ´patlayıcı madde bulundurma´, ´6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu´na muhalefet etme´ suçlarından 29,5 ile 57´şer yıl arasında hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.

Ergin Geldikaya´nın da ´Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma´, ´patlayıcı madde bulundurma´ ve ´6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu´na muhalefet´ suçlarından 17,5 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, tuğamiral Levent Görgeç ile Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık´ın da ´Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olma´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

´Amirallere suikast´ iddiasına ilişkin Burçin Öztürk´ün ´müşteki´ olarak yer aldığı iddianamede, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan´ın ´silahlı terör örgütüne üye olma´, ´kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurma´ ve ´aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme´ suçlarından 13 ile 34´er yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.

Faruk Akın´ın ´silahlı terör örgütüne üye olma´, ´örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma´, ´aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme´ suçlarından 13 yıl 8 ay ile 33 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Sinan Efe Noyan, Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu´ya ´silahlı terör örgütüne üye olma´ ve ´örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurma´ suçlarından 13 ile 29 yıl arasında hapis cezası verilmesi öngörülüyor.

Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile Koray Kemiksiz´in ´silahlı terör örgütüne üye olma´ ve ´aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme´ suçlarından 8 ile 19´ar yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Ali Seyhur Güçlü, Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık ve Mehmet Orhan Yücel´in ´silahlı terör örgütüne üye olma´ suçundan 7,5 ile 15´er yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Levent Çakın´ın da ´uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etme, ticaretini yapma veya sağlama´, ´6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurma´ suçlarından 5 ile 15,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

Emekli koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, koramiral Kadir Sağdıç ve tuğamiral Mehmet Fatih Ilğar´ın ´Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak ´kafes eylem planı´nı hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmede ´danışma kurulu´ adı altında emir ve komuta yetkisini haiz örgüt mensubu oldukları´ belirtilen iddianamede, Mücahit Erakyol, Deniz Erki, Tanju Veli Aydın, Emre Sezenler, Hüseyin Doğancı, İsmail Bak, Metin Samancı, Levent Gülmen, Aydın Ayhan Saraçoğlu, Bülent Aydın, Bora Coşkun, Süleyman Erharat, Murat Aslan, Emre Tepeli, İbrahim Öztürk, Halil Özsaraç, Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Daylan Muslu, Hüseyin Erol, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, İsmail Zühtü Tümer, Levent Olcaner, Özgür Erken, Metin Fidan, Türker Doğanca, Mesut Adanur ve Metin Keskin´in eylemlerinin de ´Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmenin üyesi olma´ suçunu oluşturduğu kaydediliyor.

Tüm sanıkların TCK´nın 314. maddesinin 2. fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu´nun 5. maddesi uyarınca 7,5 ile 15´er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor. ( AA, Cnnturk, Vatan, Cihan, AA)

(12 Ocak 2011, 11:32)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Poyrazköy İddianamesinde arama yap

Kafes iddianamesinde arama yap

Amirallere suikast iddianamesinde arama yap

Poyrazköy manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Amirallere suikast manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2781    yazdır/print


 

Bastığın yeri zemin deyip geçme.. Ergenekon arşivi çıkabilir

Bir ihbar üzerine Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zeminde özel yapılmış bölmeye gizlenmiş olarak ele geçirilen 10 çuval belgenin Ergenekon örgütünün hafızası olduğu ortaya çıkıyor. Çok sıkı korumaya alınan ve halen tasnifi yapılmakta olan belgeler incelendikçe birbirinden çarpıcı bilgilere ulaşılıyor. Çuvallar içindeki belgeler, Ergenekon ve bağlantılı olarak Islak İmza, Poyrazköy, Balyoz ve Darbe Günlükleri başta olmak üzere birçok davanın seyrini değiştirecek. Ortaya çıkan belgeler, bu davaların sanıklarını tedirgin edecek nitelikte. Çünkü paraflı, yazılı ve imzalı binlerce belge davalarda resmi delil haline gelecek. Ayrıca, ek iddianameler hazırlanıp davaların genişleme ihtimali bulunuyor. Olayın bir diğer boyutu da, ortaya çıkan belgelerin 28 Şubat ve Batı Çalışma Grubu faaliyetleri açısından yeni bir yargı sürecinin işaretlerini vermesi. Tüm bu gelişmeler, fuhuş ve askeri casusluk soruşturması bittiğinde süren dava ve soruşturmalarla ilgili yeni tartışmaların başlayacağını gösteriyor.

Bastığın yeri zemin deyip geçme.. Ergenekon arşivi çıkabilir

Bir ihbar üzerine Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zeminde özel yapılmış bölmeye gizlenmiş olarak ele geçirilen 10 çuval belgenin Ergenekon örgütünün hafızası olduğu ortaya çıkıyor. Çok sıkı korumaya alınan ve halen tasnifi yapılmakta olan belgeler incelendikçe birbirinden çarpıcı bilgilere ulaşılıyor. Çuvallar içindeki belgeler, Ergenekon ve bağlantılı olarak Islak İmza, Poyrazköy, Balyoz ve Darbe Günlükleri başta olmak üzere birçok davanın seyrini değiştirecek. Ortaya çıkan belgeler, bu davaların sanıklarını tedirgin edecek nitelikte. Çünkü paraflı, yazılı ve imzalı binlerce belge davalarda resmi delil haline gelecek. Ayrıca, ek iddianameler hazırlanıp davaların genişleme ihtimali bulunuyor. Olayın bir diğer boyutu da, ortaya çıkan belgelerin 28 Şubat ve Batı Çalışma Grubu faaliyetleri açısından yeni bir yargı sürecinin işaretlerini vermesi. Tüm bu gelişmeler, fuhuş ve askeri casusluk soruşturması bittiğinde süren dava ve soruşturmalarla ilgili yeni tartışmaların başlayacağını gösteriyor.

Casusluk ve fuhuş soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı´nda zeminde gizlenmiş özel bölmelerde ele geçirilen ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde tasnifi yapılan 10 çuval belge incelendikçe ´kozmik arşiv´in, Ergenekon örgütünün hafızası olduğu ortaya çıkıyor. 28 Şubat post modern darbesinden 2009´a kadar geçen sürede örgütün deşifre olan TSK´daki faaliyetleri ve darbe planlarının delili niteliğindeki belgeler, Ergenekon bağlantılı dava ve soruşturmaların seyrini değiştirecek önemli bilgiler içeriyor. Binbaşı K.Y´nin makam odasında parke taşlarının altındaki gizli bölmede ele geçirilen ´kozmik zula´, Ergenekon sanığı Albay Dursun Çiçek imzalı ´Darbe Andıcı´nın emir komuta zinciri içinde hazırlandığını ortaya koyarken, Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmatın da yapılanmaya ait olduğunu gözler önüne serdi.

1) Darbe andıcı emir komutayla hazırlandı

ERGENEKON sanığı Avukat Serdar Öztürk´ün ofisinde ele geçirilen Nisan 2009 tarihli ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın orijinalini savcılığa gönderen ´meçhul subay´ ihbar mektubunda darbe hazırlığının Çiçek´in bireysel girişimi olmadığını, emir komuta zinciri içinde hazırlandığını ileri sürmüştü. Türkiye, aylarca belgedeki imzanın gerçek olup olmadığını tartışırken, TÜBİTAK, Jandarma Kriminal ve Adli Tıp raporları ´Islak imza´nın Çiçek´in el ürünü olduğunu kanıtladı. Çiçek´in tutuklanması üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı´nın hazırladığı iddianamede, albayın planı emirle değil, amiralliğe terfi ettirilmediği için komutanlarından intikam almak amacıyla hazırladığı ileri sürüldü. Ancak planın emir komuta zinciri içinde hazırlandığını gösteren yazışmalar, Donanma Komutanlığı´nda ele geçirilen arşivden çıktı. Bir tuğamiralin ıslak imzasının bulunduğu emir belgesi ise İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın Albay Çiçek´e hazırlatıldığını kanıtladı. Tutuklu yargılanan Çiçek mahkemede planla ilgili üstlerini işaret etmiş, geçtiğimiz günlerde internete düşen bir ses kaydında ise KKK İç Güvenlik Harekat Şubesi Müdürü Albay Ü.A olduğu ileri sürülen kişi, Darbe Andıcı´nın hazırlanmasında KKK ile Genelkurmay´ın ortak çalıştığını, kendisinin de görev aldığını ileri sürmüştü. Donanma´da ele geçirilen belgeler, hem meçhul subay hem de Albay Ü.A´nın iddiasını doğruluyor. ´Darbe Andıcı´ ve askeri mahkemedeki davanın seyrini değiştirecek yeni belgeler planın emrini verenlere de yargı yolunu açacak.

2) Darbe günlükleri silbaştan

ERGENEKON bağlantılı soruşturma ve davaları ilgilendiren önemli belgelerin bir araya getiren ´kozmik zula´dan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´in günlüklerinde anlattığı ´Sarıkız´ ´Ayışığı´ ve ´Yakamoz´ gibi darbe planlarına ait eklerin çıkması da şaşırttı. Ergenekon sanığı eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur´un başını çektiği darbe planlarıyla ilgili dönemin diğer kuvvet komutanları Oramiral Özden Örnek, Orgeneraller Aytaç Yalman ve İbrahim Fırtına hakkında yürütülen soruşturma dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ´Ergenekon´la bağlantısı yok´ gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilmişti. Örnek´in talimatıyla hazırlandığı ileri sürülen, darbe planlarının bulunamayan ekleri niteliğindeki belgelerin, Ergenekon soruşturması başlayınca bilgisayar ortamından silinerek Donanma´daki gizli bölmeye konduğu ileri sürülüyor. Ergenekon sanığı Şener Eruygur´un Jandarma´da darbeye zemin oluşturmak için kurduğu ´Cumhuriyet Çalışma Grubu´ ile ilgili belgeler arşivden çıktı. Özden Örnek´in ´Darbe Günlükleri´nde anlattığı hükümeti yıkmaya yönelik faaliyetleri resmileştiren belgeler, yetkisizlik kararıyla Ankara´ya gönderilen dosyanın yeniden Ergenekon kapsamında ele alınmasını sağlayacak.

3) Poyrazköy cephaneliği resmileşti

ÇUVALLARDAN çıkan belgeler, Ergenekon´dan gözaltına alınacağını öğrenince ABD´ye kaçtığı ileri sürülen İstek Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan´ın Poyrazköy´deki arazisinde ele geçirilen mühimmatın yapılanma tarafından gömüldüğünü ortaya koydu. 21 Nisan 2009´da Ergenekon kapsamında yapılan kazıda ele geçirilen mühimmatın, Türkiye´nin değişik bölgelerinden getirilerek Poyrazköy´e gömülmesi yönünde Koramiral Kadir Sağdıç ve Albay Ali Türkşen´in emir verdiğini gösteren yeni belge, Ergenekon´un TSK içindeki yapılanmasını ortaya koyan önemli bir delil olarak değerlendiriliyor. Belgeye göre, mühimmat, Poyrazköy sanıkları Sağdıç ve Türkşen´in emriyle belirlenen 4 yerden biri olan Poyrazköy´e gömüldü. Ergenekon arşivinden Poyrazköy´de başka gömülü cephaneliğin bulunduğu gösteren bir kroki de çıktı. Yeni kazı yapılabilir, yeni cephanelikler bulunabilir. Poyrazköy davasının delilleri arasına girecek belgeler, Ergenekon bağlantısını güçlendirecek.

Kağıt parçası, boru parçası ve polis gömdü gibi küçümseyici komplo iddiaları asılsız çıktı

Poyrazköy davasındaki tutuksuz sanıklar Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ve Albay Ali Türkşen´in imzaları olan resmi belgelerde, ülke genelindeki cephaneliğin toplanıp Ergenekon davası firari sanığı Bedrettin Dalan´ın arazisine gömüldüğü iddiası çok önemli. Bu durum sanıkların ´silahları polis gömdü´ savunmalarını daha baştan dayanaksız bırakıyor. Bu noktada yeni çıkan yazılı belgeler ışığında Sağdıç ve Türkşen´in de aralarında bulunduğu kişilerin ifadeye çağrılması gündeme gelebilir. Çünkü LAW silahları ve mermilerle ilgili gömülme işleminin işin başından beri nasıl takip edildiği gözler önüne seriliyor. Cephaneliği gömdüğü iddia edilen üç subay şu anda tutukluyken talimat verdiği iddia edilenlerin sorgulanmaması düşünülemez. Kafes planı uygulanırken Poyrazköy´deki cephaneliğin kullanılacağı iddiası vardı. Kafes´in danışma kurulunda olan Sağdıç´ın cephaneliklerin gömülmesine karışması bu bağlantıyı güçlendiriyor. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, komplo belgesine ´kâğıt parçası´ ve LAW silahlarına da ´boru´ demişti. Bu açıklamalarıyla şu anda büyük zan altında.

4) 28 Şubat´ın kapağı açılıyor

ELE geçirilen belge ve kayıtların 10 yılı aşkın bir zaman dilimini kapsaması ise dikkat çekiyor. 28 Şubat sürecinin yaşandığı 1997-1998 yıllarına ait ses kayıtları, gizli çekilmiş görüntüler ve belgelerin, post modern darbenin arka planına ışık tutacak nitelikte olduğu belirtiliyor. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan ve cemaat liderlerinin de aralarında bulunduğu birçok önemli ismin adının belge ve kayıtlarda geçtiği ileri sürülüyor. 28 Şubat darbesiyle ilgili belge ve kayıtların, yapılanmanın kozmik arşivinden çıkması, darbe sürecinin de Ergenekon kapsamında ele alınmasını sağlayacak.

5) Suikastin hedefindeki amirallere sürgün

Poyrazköy´le ile birleştirilen Ergenekon bağlantılı ´Amirallere Suikast´ davasını etkileyecek önemli bir delil de arşiv de yer alıyor. Ergenekon kapsamında Gölcük´te yapılan operasyonda sanık teğmenlerden Efe Noyan´ın evinde Albay Tayfın Duman´dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa´ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay tarafından iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı yerde tutunuz notu ele geçirilmişti. Yapılanmanın hedef aldığı Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ile bugünkü Donanma Komutanı Oramiral Murat Bilgel yapılanmanın darbeye sonrası sürgün edeceği isim listesinde yer alıyor. Balyoz Planı´ndaki gibi darbeye karşı çıkan subay isimlerinin karşısına (-) işareti konan belgede, sürgün adresi olarak Yassıada ve İmralı işaret ediliyor. Belge, Deniz Kuvvetleri´nde Ergenekon soruşturmasının önünü açan, darbe karşıtı subayların örgütün hedefinde olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

6) Balyoz davası ´Yassıada sürgünü´ nedeniyle genişleyebilir

16 Aralık 2010´da Silivri´de görülmeye başlanacak olan ´Balyoz´ kod isimli darbe planı davası çıkan belgelerle yeni bir seyre girebilir. Aralık 2002´de kararlaştırılıp Mart 2003´te bir seminer ile hayata geçirilmeye başlandığı iddia edilen ´Balyoz´ darbe planının sadece bu aşamada mı kaldığı, sonrası olup olmadığı, başta Çetin Doğan olmak üzere dile getiriliyordu. Bu planın daha sonraki aşaması olabileceğine ilişkin ´darbe karşıtı generallerin yargılandıktan sonra Yassıada´ya sürülmesi´ şeklindeki yazılı belgelerden söz ediliyor şimdi.

7) Kafes davası: Dink C ise, A ve B de olmalıydı

Bir diğer dava da Poyrazköy cephaneliği davası ile birleştirilen ´Kafes Operasyonu Eylem Planı´ davası. Azınlıklara ve hükümete yönelik hazırlandığı iddia edilen bu planda Hrant Dink cinayetinden ´operasyon´ diye bahsediliyordu. Ayrıca Dink ailesinin avukatları da söz konusu planın üzerinde C Dilimi yazdığına dikkat çekerek bu planın A ve B kısmının da olması gerektiğini vurguluyordu. Çuvallarda yer alan belgeler arasında Kafes´in öncesinin olup olmadığı da zamanla görülecek. Çuvallarda şüphesiz daha çok sayıda belge var ve zamanla ortaya çıkacak. Ancak imzalı, paraflı resmî belgeler bu kadarıyla bile, davaların seyrini etkileyecek. Yeni iddianameler ve davalar açılacak.

Belgeler Ergenekon ve bağlantılı davaların sanıklarını tedirgin etti

Ortaya çıkan belgeler bu davaların sanıklarını tedirgin edecek nitelikte. Çünkü paraflı, yazılı ve imzalı binlerce belge davalarda resmî delil haline gelecek. Ayrıca, ek iddianameler hazırlanıp davaların genişleme ihtimali bulunuyor. Olayın bir diğer boyutu da, ortaya çıkan belgelerin 28 Şubat ve Batı Çalışma Grubu faaliyetleri açısından yeni bir yargı sürecinin işaretlerini vermesi. Tüm bu gelişmeler, askeri casusluk soruşturması bittiğinde süren dava ve soruşturmalarla ilgili yeni tartışmaların başlayacağını gösteriyor. ( Yenişafak, Zaman)

(12 Aralık 2010, 13:03)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge

Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz

Darbe Günlükleri ve Komutanlarla ilgili manşetlerimiz

Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap

Islak İmzalı ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz

7´nci iddianamede (Islak İmza) arama yap

Poyrazköy İddianamesinde arama yap

Kafes iddianamesinde arama yap

Amirallere suikast iddianamesinde arama yap

Poyrazköy manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Amirallere suikast manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2629    yazdır/print


 

Flaş!!! Çiçek´e Islak İmza emri Donanma´dan

Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesini hazırlaması için Denizci Kurmay Albay Dursun Çiçek´e gönderilen talimat yazısı Gölcük´teki 10 çuval belge içinde ele geçti. Kritik talimat yazısının şu an polisin elinde olduğu bildiriliyor. Islak imza davasında sorumluluk şu ana kadar sadece Albay Çiçek´in üzerinde bırakılmış, ıslak imzalı belgeyi ihbar eden ve orjinalini savcılara gönderen meçhul subayın da belirttiği gibi emir-komuta zincirinde hazırlanan belge için başka askeri yetkili sorumlu olarak ortaya çıkmamıştı. Gelen diğer bir flaş haber de, şimdiki Deniz Kuvvetleri komutanı Eşref Uğur Yiğit ile önceki komutan Metin Ataç´ın da dahil olduğu üst düzey komutanların tutuklanıp Yassıada´ya sürgün edileceğine dair planların da belgelerde yer aldığı oldu.

FLAŞ!!! Çiçek´e Islak İmza emri Donanma´dan

Islak imzalı ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ belgesini hazırlaması için Denizci Kurmay Albay Dursun Çiçek´e gönderilen talimat yazısı Gölcük´teki 10 çuval belge içinde ele geçti. Kritik talimat yazısının şu an polisin elinde olduğu bildiriliyor. Islak imza davasında sorumluluk şu ana kadar sadece Albay Çiçek´in üzerinde bırakılmış, ıslak imzalı belgeyi ihbar eden ve orjinalini savcılara gönderen meçhul subayın da belirttiği gibi emir-komuta zincirinde hazırlanan belge için başka askeri yetkili sorumlu olarak ortaya çıkmamıştı. Gelen diğer bir flaş haber de, şimdiki Deniz Kuvvetleri komutanı Eşref Uğur Yiğit ile önceki komutan Metin Ataç´ın da dahil olduğu üst düzey komutanların tutuklanıp Yassıada´ya sürgün edileceğine dair planların da belgelerde yer aldığı oldu.

Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada şoke eden belgeler ortaya çıktı. Kamuoyunda fırtınalar koparan ?İrtica ile Mücadele Eylem Planı? ´Askeri casusluk ve şantaj´ soruşturması kapsamında, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nca Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramalarda ele geçirilen belgeler arasında Albay Dursun Çiçek´e ?İrtica ile Mücadele Eylem Planı? belgesini hazırlaması için üstlerinden talimat aldığı iddia edildi. İddiaya göre Albay Dursun Çiçek´e gönderilen talimat yazısı şu an polisin elinde. Belgeye göre Çiçek´e ?İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nı hazırlamaya başlama talimatının yine denizci Tuğamiral´den geldiği öne sürülüyor. ( Aktifhaber)

Şimdiki Deniz Kuvvetleri komutanı Yiğit ile önceki komutan Ataç´ın tutuklanıp Yassıada´da tutulma planı da belgelerde

10 çuval belge ile ortaya çıkan şok bir ayrıntı da, ele geçirilen belgelerde belirtilen darbe ertesinde tutuklanacak askeri yetkililer arasında, şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ile önceki komutan Oramiral Metin Ataç´ın da bulunması oldu. Darbe başarılsaydı bu iki komutan tutuklanarak Yassıada´da hapsedilecekti. Hatırlanacağı gibi ´Amirallere suikast´ soruşturmasında, Deniz Kuvvetleri Komutanı Metin Ataç ile yardımcısı Eşref Yiğit´e yönelik bir suikast girişimi de gündeme gelmiş, soruşturma kapsamında çok sayıda teğmen tutuklanmıştı. İddianamenin kabulüyle Amirallere Suikast davası açılmış ve daha sonra Poyrazköy davasıyla birleştirilmişti. Gölcük´teki gizli bölmede ele geçirilen 10 çuval dolusu belge arasında devletin üst düzey 46 ismine ait özel fişlemeler, askeri müdahale sonrası yapılacaklar, amiral eşlerine ilişkin sır niteliğindeki bilgilerin bulunduğu bildiriliyor. Bölmedeki 10 çuvalın içinde ayrıca ´Kafes´ ve ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın devamı niteliğindeki belgelerin de olduğu, özel olarak belirlenen 167 ismin askeri darbe sonrasında nerede tutulacağına ilişkin bilgilerin de yer aldığı ileri sürülüyor.

Metin ve Uğur paşaya operasyon

11 Aralık 2010: Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yiğit ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Metin Ataç´ın ismi daha önce de Ergenekon bağlantılı, üyelerinin tamamı muvazzaf asker olan bir çetenin suikast yapacağı iddialarıyla gündeme gelmişti. Ergenekon bağlantılı ´Amirallere Suikast´ soruşturması kapsamında Gölcük´te teğmenlerin kaldığı evden ?Albay Tayfun Duman´dan gelecek fizibiliteye göre Uğur ve Metin Paşa´ya yapılacak operasyonun detay ve tarihlerini Levent Bektaş, Orhan Yücel Albay tarafından iletecek. Size teslim edilen malzemeleri korunaklı yerde tutunuz? yazılı bir not bulunmuştu. 9´u tutuklu teğmen 19 sanık hakkında hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilmişti.

İşte sürgün edilecek komutanlar

Gölcük Donanma Komutanlığı´nda döşemelerin altına yerleştirilen gizli belgeler arasında darbe planlarının yanı sıra darbe sonrasında hangi subayların sürgüne gönderileceği de çıktı.Belgeler arasında eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile şimdiki Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit´e yönelik planları da yer alıyor. Yapılacak darbenin ardından bu iki komutanın askeri mahkemelerde yargılanarak, Yassıada´ya sürgün edilmesi öngörülmüş. İstihbarat şube müdürü olan Deniz İstihbarat Binbaşı K.Y.´nin odasının altındaki gizli bölmede bulunan belgeler arasında darbe sonrası yapılacaklar tek tek sıralanıyor. Buna göre darbeye karşı çıkan üst düzey generallerin de daha önceki darbede olduğu gibi Yassıada´da askeri mahkemelerde yargılanmaları planlanmış.

Hapsedilecek komutanlar nerede tutulacaktı?

Sürgün listesinde Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ve Donanma Komutanı Oramiral Emin Murat Bilge´nin Yassıada´ya sürgüne gönderilecekler subaylar arasında yeraldığı belirtildi. 167 kişilik listede, isimlerinin karşısına ise (+) ve (-) işaretlerinin konulduğu, listede (+) işareti konulan kişilerin kendi adamları olarak nitelendirildiği (-) işareti olanların ise darbeye karşı çıktıkları için sürgüne gönderilecek kişiler olduğu ileri sürüldü. Listede Yiğit, Bilge ve Ataç´ın isminin karşısında (-) işaretinin yer aldığı iddia edildi. Balyoz Darbe Planı üzerinde Donanma Komutanlığı bünyesinde yürütülen çalışmaları konu edinen belgeler, ağırlıklı olarak darbe sonrasında yapılacakları içeriyor. Buna göre, darbeye karşı çıkan üst düzey komutanların sorun çıkarmaması için görevden el çektirilerek belirli süre bir alanda tutulacaktı. Planlarda geçici gözaltı yeri olarak PKK elebaşı Abdullah Öcalan´ın tutulduğu İmralı Adası işaret ediliyor. Darbe sonrası gözaltına alınması planlanan kritik konumdaki mülki idare amirleri, bürokratlar ve diğer sivil personel için iki firkateyn tahsis edilecekti. Bu kişiler Marmara açıklarında hücumbotlar tarafından fırkateynlerin kamaralarında tutulacaklardı. Firkateynler ağırlıklı olarak İmralı adası açıklarında konuşlanacak, böylece hem adanın, hem de firkateynlerde tutulacak kişilerin güvenliği sağlanacaktı. Bölgenin hava güvenliği ise Donanma Komutanlığı hava unsurları tarafından sağlanacaktı.

Islak İmza talimatı, davasını da esastan etkileyecek

İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın altında imzası olduğu iddiasıyla yargılanan kurmay albay Dursun Çiçek´e Ak Parti ve Fethullah Gülen´i Bitirme Planı olarak bilinen planı hazırlaması için denizci bir Tuğamiral´den yazılı emir aldığı ortaya çıktı. Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerde çok önemli iki şok detaya ulaşıldı. Kanal D´nin haberine göre Ak Parti ve Fethullah Gülen´i Bitirme Planı olarak bilinen İrticayla Mücadele Eylem Planı´nı hazırlaması için albay Dursun Çiçek´e üstlerinden talimat geldi. Gölcük Donanma Komutanlığı´ndaki gizli zuladan ele geçirilen 10 çuval döküman arasında bulunan belge İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde yapılan tasnifte bulundu. Savcı ve kameralar eşliğinde açılan çuvallardan çıkan belgede, bir denizci Tuğamiral´in Dursun Çiçek´e gönderdiği, ?Taslağı hazırlamaya başla? yazısı şok etkisi yarattı. Polisin korumaya aldığı belgenin Dursun Çiçek´in yargılandığı ´Islak İmza´ davasını baştan sona değiştirmesi bekleniyor. Albay Dursun Çiçek bu belge kapsamında yargılanırken hep üstlerini ima eden ifadeler vermişti.

´Planı Albay Dursun Çiçek hazırlasın´

Gölcük´te ele geçirilen 10 çuval belge arasında, bir amiral imzalı ?Planı Albay Dursun Çiçek hazırlasın? yazılı emir bulunduğu da iddia edildi. Ergenekon soruşturması kapsamında açılan İrtica ile Mücadele Eylem Planı davasının seyrini değiştirecek belgelerin de Gölcük Donanma Komutanlığı´na yapılan baskında ele geçirildiği öğrenildi. ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın Albay Dursun Çiçek´e yazdırılmasıyla ilgili ön yazışmalara ilişkin belgelerin, Plan´ın sadece Albay Çiçek´in inisiyatifiyle hazırlanmadığını ortaya çıkardığı öne sürüldü. 10 çuval belge arasından çıkan ve altında bir ´Tuğamiral´in ıslak imzası bulunduğu belirtilen ´emir´ yazısında, İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın Albay Dursun Çiçek´e hazırlatılmasının istendiği iddia edildi.

Çiçek´ten artan irtica tehdidine karşı çalışma istendi

İlk incelemede Nisan 2009´da Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan ve kamuoyu gündemini uzun süre meşgul eden İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın hazırlanma aşaması ile ilgili bilgilere ulaşıldı. Edinilen bilgilere göre ele geçirilen belgeler arasında bulunan Islak İmzalı bir evrakta Dursun Çiçek´e Çok Gizli kodu ile bir talimat gönderildi. Oramiral imzalı talimata göre Dursun Çiçek´ten artan irtica tehdidi, AK Parti ve Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili olarak detaylı çalışma yapması isteniyordu. Belgenin bulunup incelenmesinin ardından orjinal olup olmadığının belirlenmesi için Kriminal Laboratuvarı´na gönderildiği öğrenildi. İncelemede belgede imzası bulunan oramiralin ıslak imzasının orjinal olup olmadığının belirlenmeye çalışılacağı öğrenildi.

İhbarcıyı ve sesi doğruladı

Bu gelişme hem altında Albay Dursun Çiçek´in ıslak imzasının olduğu İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın orijinal belgesini savcılara gönderen Meçhul Subay´ın iddialarını, hem de geçtiğimiz günlerde internete düşen ve Kara Kuvvetleri İç Güvenlik Harekat Şube Müdürü Albay Ü. A´ya ait olduğu iddia edilen ses kaydını doğrulamış oldu. Meçhul Subay, ihanet planının dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız´ın ´doğrudan sonuç alınacak bir plan hazırlayın´ talimatı üzerine birçok kişinin katılımıyla hazırlandığını iddia etmişti. Albay Ü.A. da internete düşen ses kaydında, Albay Çiçek imzalı planın Genelkurmay ile Kara Kuvvetleri´nin ortak çalışması sonucunda emirle hazırlandığını ve kendisinin de bu planının hazırlanmasına katkı verdiğini öne sürmüştü.

´Terfi alamadı intikam için yazdı´ denilmişti

Islak imzalı orjinal belgenin Ergenekon savcılarına ulaşmasının ardından Albay Dursun Çiçek´in tutuklanması üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı da Çiçek hakkında bir iddianame hazırlamış ve iddianame Genelkurmay Askeri Mahkemesi´nce de kabul edilmişti. Askeri Savcılığın iddianamesinde Albay Çiçek´in belgeyi bir emirle değil, amiralliğe terfi ettirilmediği için komutanlarından intikam almak amacıyla hazırlayıp sızdırdığı? iddia edilmişti.

MİT´çileri fişlemişler

Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü´ndeki gizli bölmede ele geçirilen 10 çuval belge arasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma´da görev yapan MİT mensuplarının da tek tek deşifre edildiğini gösteren yazışmaların da bulunduğu öne sürüldü. Deşifre edilen KKK ve Jandarma´daki MİT´çilerin listesinin söz konusu komutanlıklara kriptolu bilgi notlarıyla ulaştırıldığı tespit edildi. 10 çuval belgenin içinde; Ergenekon, Sarıkız, Balyoz gibi darbe planlarının hazırlanma talimatlarının Gölcük Donanma Komutanlığı´nda verildiğine ilişkin verilerin olduğu belirtildi.

28 Şubat belgeleri

Aramada ele geçen 9 çuval içerisinde ise 28 Şubat sürecine ilişkin belge, ses kaydı ve gizli çekilmiş görüntü kasetlerinin ele geçirildiği öğrenildi. 1997-98 dönemine ait üzerlerinde Necmettin Erbakan ve Esat Coşan´ın da aralarında bulunduğu birçok kişinin isminin yazılı olduğu ses ve görüntünün bulunduğu kasetlerin yer aldığı belirtildi. ( Zaman, Star, Sabah, Radikal)

(10 Aralık 2010), son güncel.: (11 Aralık 2010)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge

Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz

Islak İmzalı ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz

7´nci iddianamede (Islak İmza) arama yap

Poyrazköy İddianamesinde arama yap

Kafes iddianamesinde arama yap

Amirallere suikast iddianamesinde arama yap

Poyrazköy manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Amirallere suikast manşetlerimiz

Tüm Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2623    yazdır/print


 

Kafes ve Islak İmzalı planların devamı Donanma´dan çıktı

Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada şoke eden belgeler ortaya çıktı. İstihbarat Şube müdürünün odasındaki gizli bölmelerde darbe planları, darbeye karşı çıkan komutanların yurtdışına sürgüne gönderilmesiyle ilgili yazılar ile devletin üst düzey 46 ismine ait özel fişlemelerin bulunduğu belirtiliyor. On çuval delilin arasında ´Kafes ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın devamı niteliğinde dokümanlar da var.

Kafes ve Islak İmzalı planların devamı Donanma´dan çıktı

Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramada şoke eden belgeler ortaya çıktı. İstihbarat Şube müdürünün odasındaki gizli bölmelerde darbe planları, darbeye karşı çıkan komutanların yurtdışına sürgüne gönderilmesiyle ilgili yazılar ile devletin üst düzey 46 ismine ait özel fişlemelerin bulunduğu belirtiliyor. On çuval delilin arasında ´Kafes ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın devamı niteliğinde dokümanlar da var.

´Fuhuş, askeri casusluk ve şantaj´ soruşturması kapsamında, ihbar üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcılığı´nca Gölcük Donanma Komutanlığı´nda yapılan aramalarda ele geçirilen 10 çuval belge ve dijital materyaller arasından darbe planları, fişlemeler ve şoke eden belgeler çıktı. Casusluk ve fuhuş çetesinin arşivi olduğu belirtilen belgeler arasında devletin üst düzey 46 ismine ait özel fişlemeler, askeri müdahale sonrası yapılacaklar, amiral eşlerine ilişkin bilgilerin bulunduğu belirtiliyor. Özel bölmedeki 10 çuvalın içinde ´Kafes ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın devamı niteliğindeki belgelerin de yer aldığı ileri sürüldü. Alınan bilgilere göre, kimliği gizli tutulan bir subayın komutanlıktaki belgelerin imha edileceğine dair gönderdiği e-mail ihbarı üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nın en büyük üslerinden biri olan Gölcük Donanma Komutanlığı´nda önceki gün arama yapıldı. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen´in gerçekleştirdiği aramada üst düzey askeri yetkililer de hazır bulundu. Edinilen bilgiye göre savcı, Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü´nün makam odasında zeminindeki gizli bölmeyi fark etti ve parkelerin sökülmesini istedi. Parkelerin sökülmesiyle gizli bölmeler ortaya çıkarıldı. Özel olarak belirlenen 167 ismin darbe sonrasında nerede tutulacağına ilişkin bilgilerin de yine bu gizli bölmeden çıkarıldığı ileri sürülüyor. Savcı ve polis ekipleri ile birlikte aramaya eşlik eden askerleri bile şaşırtan gizli bölmeden çıkan belgeler arasında, darbe sonrası planlar, sürgüne gönderilecek komutanların listesi, devlet büyüklerine yönelik fişleme bilgileri bulundu.

Islak İmza olayındaki gibi.. Bir subaydan ihbar geldi

Alınan bilgilere göre, kimliği gizli tutulan bir subayın komutanlıktaki belgelerin imha edileceğine dair gönderdiği e-mail ihbarı üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nın en büyük üslerinden biri olan Gölcük Donanma Komutanlığı´nda önceki gün arama yaptı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen´in gerçekleştirdiği aramada Merkez Komutanlığı ve Donanma Komutanlığı´ndan üst düzey askeri yetkililerin hazır bulunduğu öğrenildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen, Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat şube müdürünün makam odasında zeminindeki gizli bölmeyi fark etti ve parkelerin sökülmesini istedi. Parkelerin sökülmesiyle gizli bölmeler ortaya çıkarıldı. Savcı ve polis ekipleri ile birlikte aramaya eşlik eden askerleri bile şaşırtan gizli bölmeden çıkan belgeler arasında, darbe sonrası planları devlet büyüklerine yönelik fişleme bilgileri bulundu. Darbeye karşı olan bazı komutanların yurtdışına sürgün gönderilmesiyle ilgili yazıların yanı sıra devletin kritik birimlerine ilişkin kripto dökümlerinin belgeler arasında olduğu kaydedildi.

Belgeler Kafes´in devamı niteliğinde

Liderliğini Deniz Albay İbrahim Sezer´in yaptığı ileri sürülen casusluk ve fuhuş çetesiyle ilgili soruşturma, ortaya çıkan bu belgelerle yeni bir boyut kazandı. Çok sayıda general ve amiralle birlikte yüzlerce TSK personeline şantaj yapan ve çok gizli askeri projeleri başka ülkelere sattıkları iddia edilen çetenin Donanma Komutanlığı´nda bulunan arşivi, çarpıcı bilgileri ortaya çıkardı. Gizli bölmeyi, İstihbarat Şube Müdürlüğü´nde görevli bir binbaşının yaptırdığı ileri sürüldü. El konulan belgeler, İstanbul Emniyeti´ne getirilerek askeri yetkililer eşliğinde incelendi. Belgelerin içerikleri yazılarak tutanaklara geçirildi.

Darbe sonrası tutuklanacak 167 isim nerede tutulacak

Gizli bölmede ele geçirilen belgeler arasında devletin üst düzey 46 ismine ait özel fişlemeler, askeri müdahale sonrası yapılacaklar, amiral eşlerine ilişkin sır niteliğindeki bilgilerin bulunduğu öğrenildi. Bölmedeki 10 çuvalın içinde ´Kafes ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı´nın devamı niteliğindeki belgelerin de olduğu belirtildi. Bunların arasında özel olarak belirlenen 167 ismin askeri darbe sonrasında nerede tutulacağına ilişkin bilgilerin de yer aldığı belirtiliyor. El konulan çuvallarda ayrıca Deniz Filo Komutanlığı sefer seyir tutanakları, 34 ses kaseti ve yeni mühimmat alanlarını gösteren gizli krokilerin olduğu belirtiliyor.

Poyrazköy ve olası bir başka cephanelik krokisi

Aramalarda bulunan krokilerden birinin Poyrazköy´de gömülü bulunan cephaneliği gösterdiği, ikincisinin ise yine aynı bölgede yeni bir alanı işaret ettiği tespit edildi.

Savcı: Donanma´daki aramalar benim gözetimimde yapıldı

Askeri casusluk ve şantaj soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen, Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda gerçekleştirilen aramaların kendisinin nezaretinde yapıldığını söyledi. Aramaların bazı basın organlarında ´Donanma´ya polis baskını´ şeklinde yer almasına soruşturma savcısı Fikret Seçen tepki gösterdi. Bu haberler nedeniyle askeri yetkililerin kendilerini aradığını belirten Seçen, askeri mahallerin yasa gereği asker kişiler tarafından aranabildiğini söyledi. Seçen, Askeri mahalde askeri makamlar tarafından arama yapılır. Polis giremez. Donanma´daki aramada bizzat ben de bulundum. Aramalar askeri makamlarca benim kontrolümde yapıldı. Yasa gereği polis oraya giremez. Askeri yetkililer isterse girebilir. ifadelerini kullandı. ( Zaman, Cnnturk)

Karargah´tan açıklama

Taraf´a konuşan Genelkurmay Enformasyon Dairesi yetkilileri de, aramanın savcı Fikret Seçen nezaretinde asker kişiler tarafından yapıldığını bildirdi. Yetkililer, askerî savcılığın soruşturmaya müdahil olup olmadığı yönündeki sorumuza ?Şu an için tarafımıza ulaşan herhangi bir bilgi yok. Bunun dışında herhangi bir açıklama yapılmayacaktır? yanıtını verdiler. ( Taraf)

Parmak izi incelemesi yapılacak

Belgeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılacağı, ardından Donanma Komutanlığı´nda görevli tüm personelin parmak izinin alınarak karşılaştırma yapılacağı belirtildi. ( Hürriyet)

Donanma´da gizli bölmeli odalar vardı

Yıllarca Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda çalışan ve adı bizde saklı eski istihbaratçı 28 Şubat döneminde yaşananları, yaptıkları fişlemeleri Taraf´a anlattı. Yıllarca Gölcük´teki Donanma Komutanlığı´nda çalışan ve adı bizde saklı eski istihbaratçı 28 Şubat döneminde yaşananları, yaptıkları fişlemeleri Taraf´a anlattı. Söz konusu istihbaratçı, on çuval belgenin tabanına gömülü olarak bulunduğu istihbarat müdürünün odasının yanında bulunan ve bir bölmeyle ayrılmış iki odaya dikkat çekti. Odalardan birinin iç personelle görüşmelerin yapıldığı oda olduğunu ancak birçok noktada gizli kamera ve kayıt cihazı bulunduğunu belirten istihbaratçı, diğer odanın ise toplantı masası olarak kullanıldığını ancak bazı sorgulamaların da burada yürütüldüğünü ifade etti. Sakıncalı olarak görülen personelin ?kahve içmeye? davet edildiğini anlatan kaynağımız, Batı Çalışma Grubu olarak adlandırılan birimin merkezi olarak da burayı gösterdi. Hafta içinde gerçekleştirilen baskını da değerlendiren istihbarat memuru şu bilgileri verdi:

BÇG fişlemeleri

?İkinci katta birçok gizli bölme vardır. Dışardan baktığınızda görmeniz ya da üzerinde yürüdüğünüzde altının boş olduğunu anlamanız mümkün değildir. Burası genellikle Batı Çalışma Grubu tarafından yapılan fişlemelerin depolandığı yerdir. Valiler, belediye başkanları, üniversiteler takip edildi. TSK personeli izlendi ve kayıtlar alındı. Önümüzdeki günlerde bunları piyasada görebiliriz ancak dikkat çeken bir diğer nokta da bunca aramanın yapıldığı bir dönemde bunların bulunabilmiş olması. Bilinçli olarak konmuş belgeler de çıkabilir.? Casuslukla ilgili çalışan ?Karşı İstihbarat? biriminin bulunduğu bu kata giriş-çıkışların yüksek güvenlik önlemleri altında olduğunu vurgulayan istihbarat memuru, yürütülen ´saha görevleri´ hakkında şunları söyledi: ?Biz örneğin Kuzey Deniz Saha Komutanı olacak kişiyi kırk beş gün izlerdik. Yirmi dört saat ne yaptığını takip eder kayıt altına alırdık. Kiminle görüşmüş, kime hediye almış, eşi ne yapmış. Bunların hepsi sonra burada değerlendirmeye alınırdı. Örneğin, bir belediye başkanı bir bölgeye yatırım yapıyorsa neden yapıyor bunlara bakılırdı. Fişlemeler yapılırdı.? ( Taraf)

(10 Aralık 2010, 12:03)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Flaş!!! Donanma´da arama: 10 çuval belge

Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2615    yazdır/print


 

Sanık avukatı, Zirve´nin Kafes´le birleşmesine karşı

Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davada sanık A.Y.´nin avukatı Mert Eryılmaz, Zirve Yayınevi davasının Kafes Eylem Planı davası ile birleşmesinin yargılama sürecini uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını öne sürdü.

Sanık avukatı, Zirve´nin Kafes´le birleşmesine karşı

Malatya´da Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davada sanık A.Y.´nin avukatı Mert Eryılmaz, Zirve Yayınevi davasının Kafes Eylem Planı davası ile birleşmesinin yargılama sürecini uzatmaktan başka bir işe yaramayacağını öne sürdü.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Zirve Yayınevi davasında, tanık Erhan Özen´in ifadeleri, Kafes Eylem Planı´ndaki belgeler, iki davanın birleştirilmesini gündeme getirdi. Kafes Eylem Planı davasının iddianamesinde, ´Zirve Yayınevi cinayetleri ´operasyon´ olarak yer almış, Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink operasyonları sonrasında, Türkiye´de yaşayan gayrimüslimlerin irticai grupların hedefinde olduğu yönünde kamuoyu oluşmuş, ancak AKP tarafından, karşıt medyanın da desteğiyle, söz konusu olayların Ergenekon tarafından organize edildiği şeklinde yoğun propaganda faaliyetlerinde bulunulmuştur.´ ifadesi yer almıştı.

Birleştirme taleplerine karşılık, 6 sanıklı davada sanık avukatlarından Mert Eryılmaz, iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğunu gösterir somut delil elde edilmediğini savundu. Davada meşhur olmak isteyenlerin tanık olarak dinletildiğini iddia eden Eryılmaz, şöyle devam etti: Kafes Eylem Planı davası olarak bilinen dava ile Zirve Yayınevi davasının olası bir birleşmesi yargılamanın boş yere daha da uzamasından başka bir işe yaramayacaktır. Bu sebeple Kafes Eylem Planı davası ile Zirve Yayınevi davasının birleştirilmesine karşıyız. Keza yargılamanın meşhur olma kaygısıyla tanık olarak ifade veren, vermek isteyen şahıslar sebebiyle uzatılması da usulle, hakkaniyetle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Zirve Yayınevi nitelik olarak karmaşık bir dava olarak kabul edilebilir. Ama buna rağmen bu durum, 4 seneye yakın bir zamandır süren bu davanın karmaşıklığı ile açıklanamaz. Soruşturmanın ve yargılamanın gereği gibi yapılmaması ve uzun sürmesi kişilerin adil yargılanma hakkının ihlalidir.

Malatya´da, 18 Nisan 2007´de Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi´ndeki tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. ( Cihan)

(27 Ekim 2010, 15:34)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz

Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir

Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi

Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler

Kafes iddianamesinde arama yap

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2441    yazdır/print


 

Tanık: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi

Tanık Erhan Özen cinayetlerle ilgili ayrıntılar vermeye devam ediyor. Özen, Malatya´da misyonerlere yönelik katliamla, Hrant Dink cinayetlerinin Ergenekon yapılanması tarafından ´Kafes Eylem Planı´ kapsamında işlendiğini açıkladı, ayrıntılar verdi.

Tanıktan yeni ayrıntılar: Malatya ve Dink ´Kafes´ işi

Tanık Erhan Özen cinayetlerle ilgili ayrıntılar vermeye devam ediyor. Özen, Malatya´da misyonerlere yönelik katliamla, Hrant Dink cinayetlerinin Ergenekon yapılanması tarafından ´Kafes Eylem Planı´ kapsamında işlendiğini açıkladı, ayrıntılar verdi.

AİHM´İN Türkiye´yi mahkûmiyetinden sonraki ilk Hrant Dink davasında avukatların dinlenmesini isteyeceği Zirve davasının tanıklarından Erhan Özen ilk kez konuştu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´nin (AİHM), Hrant Dink cinayetinde Türkiye´yi suçlu bulmasının ardından, Dink davasının ilk duruşması bugün yapılacak. Duruşmada Dink´in avukatları, hem Dink cinayeti hem de Malatya´daki Zirve Yayınevi Katliamı davasında tanık sıfatıyla verdiği ifadelerle gündeme gelen Erhan Özen´in açıklamaları hakkında, mahkemeden inceleme yapılmasını talep edecek. 1997 ile 2005 yılları arasında JİTEM´de haber elemanı olarak çalıştığını iddia eden ve gasp suçundan Çorum İskilip Açık Cezaevi´nde tutuklu bulunan Erhan Özen, ilk kez konuştu. Özen çarpıcı iddialarda bulundu.

Hrant´tan Zirve´ye

Malatya´da misyonerlere yönelik katliamla, Hrant Dink cinayetinin aynı yapılanma tarafından gerçekleştirildiğini iddia eden Özen, bu cinayetlerin Kafes Eylem Planı kapsamında işlendiğini söyledi. Dink cinayeti öncesinde Agos gazetesinin bulunduğu caddeyi fotoğrafladığını ifade eden Özen, Dink´in Agos´un önünden bir araçla alınarak ´Yabancılar Mezarlığı´na götürüldüğünü ve aralarında Ergenekon tutuklusu Sevgi Erenerol´un da olduğu kişiler tarafından uyarıldığını iddia etti. Edremit´te askerlik yaptığı sırada kolordu komutanının vasıtasıyla Ergenekon davasının sanıkları olan eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve AKP Balıkesir eski Milletvekili Turan Çömez´le görüştüğünü daha sonra yapılanmaya katıldığını belirten Özen, şu açıklamaları yaptı:

Veli Küçük´le üç kez görüştüm

Yusuf ve Şiran kod adlı şahıslarla tanıştım. Sonra süreç kendiliğinden gelişti. Veli Küçük´le üç defa ortama girdim. Veli Küçük´le bir defa Fenerbahçe Ordu Evi´nde görüştük. Sarıyer´de bulunan Kalender Ordu Evi´nde de biraraya geldik. Bir kere de Gebze´de görüştük. Veli Küçük ve Tekin arasında irtibatı sağlayan kişiler Yusuf ve Şiran´dı. Ergenekon davasında gizli tanık olarak verdiğim ifadelerde bu kişilerle ilgili eşkal bilgilerini savcılığa verdim. 2000 yılında Muzaffer Tekin JİTEM kimliği verdi. Her yerde geçerliliği vardı. O kimlikle iki defa yurtdışına çıkış yaptım. Cezaevine girmeden bir hafta önce de imha ettim. Bu olaylardan sonra herkes bu kimlikleri imha etmiştir. Ama JİTEM´in inkâr edilen kayıtları Jandarma İstihbarat´ının kendi arşivinde var.

Malatya´daki misyonerler

Küçük ve Tekin´in 2004´te Kalender Ordu Evi´nde biraraya gelmesinin ardından Yusuf ve Şiran kod adlı kişiler Malatya´da misyonerlik eylemlerinin arttığını, bunların bertaraf edilmeleri gerektiğini söyledi. ´İnönü Üniversitesi´nin rektörü bize bu konuda alt yapıyı sağlıyor´ diyorlardı. 2004 yılının sonlarında Muzaffer Tekin´le İnönü Üniversitesi rektörünün Malatya´da biraraya geldiğini de biliyoruz. O davadaki Varol Bülent Aral´ın, Muzaffer Tekin´le bağlantısını biliyorduk. Adıyaman´da Veli Küçük ile Varol Bülent Aral bir kere görüşmüşlerdi. Bu sırada Hrant Dink de gündeme gelmişti. Türkiye´de azınlıklara karşı faaliyetler düzenleyip hükümetin üzerine yıkmak gibi düşünceleri vardı.

Kafes sanıkları devrede

Kafes Eylem Planı sanıkları Ercan Kireçtepe ile Levent Bektaş´ın Hurşit Tolon´la aralarının iyi olduğunu biliyorduk. Bektaş ve Kireçtepe Malatya olayında hazırlayıcı konumundaydılar. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük´le sık sık görüşüyorlardı.

Dink´i kaçırıp uyardık

Agos´un etrafında fotoğraflama çalışmaları yaptım. Agos´un çevresini, oranın trafiğini, gidiş dönüşlerini, Agos´a giren çıkan herkesi çekiyordum. Şiran, Hrant Dink için ´bu adamın kalemi kırıldı artık, pisi pisine gidecek´ diyordu. Hrant Dink´i Agos´un önünden arabayla aldık. Yolda hiçbir konuşmamız olmadı. Yabancılar Mezarlığı´na gittik. Bir müddet Hrant Dink o arabada kaldıktan sonra Yusuf´la döndü. Daha sonra ben diğer araçtakinin Yusuf ve Şiran´dan Sevgi Erenerol olduğunu öğrendim. Hrant Dink´in uyarıldığını söylüyorlardı. ( Taraf)

(25 Ekim 2010, 11:40)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Zirve tanığı Özen´in ailesine ölüm tehditleri

Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler

Kafes iddianamesinde arama yap

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon bağlantısı manşetlerimiz

Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2430    yazdır/print


 

Flaş!!! Kafes´te şifre çözüldü, iddialar çöktü

CD ve DVD´lerde TÜBİTAK tarafından yapılan teknik incelemede, Kafes Eylem Planı bütün detaylarıyla ortaya çıkarıldı. Dosya ´Levent´ parolasıyla gizlenmiş; son değiştirilme tarihi ise Levent Bektaş´ın gözaltına alınmasında 11 gün önce... TÜBİTAK´ın inceleme üzerine mahkemeye yaptığı bilgilendirme, Bektaş´ın avukatlarının tüm iddialarını boşa çıkardı. TÜBİTAK´ın açıklamasına göre, 26-27 Ağustos 2010, Kafes Eylem Planı´nın değil avukatlara verilen kopya CD´nin kayıt tarihi. Şifresi çözülen sıkıştırılmış dosyanın içinden 28 dosya daha çıktı.

FLAŞ!!! Kafes´te şifre çözüldü, iddialar çöktü

CD ve DVD´lerde TÜBİTAK tarafından yapılan teknik incelemede, Kafes Eylem Planı bütün detaylarıyla ortaya çıkarıldı. Dosya ´Levent´ parolasıyla gizlenmiş; son değiştirilme tarihi ise Levent Bektaş´ın gözaltına alınmasında 11 gün önce... TÜBİTAK´ın inceleme üzerine mahkemeye yaptığı bilgilendirme, Bektaş´ın avukatlarının tüm iddialarını boşa çıkardı. TÜBİTAK´ın açıklamasına göre, 26-27 Ağustos 2010, Kafes Eylem Planı´nın değil avukatlara verilen kopya CD´nin kayıt tarihi. Şifresi çözülen sıkıştırılmış dosyanın içinden 28 dosya daha çıktı.

Emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş´ın ofisinde ele geçirilen Kafes Eylem Planı´nın yer aldığı bir CD ile bir DVD üzerinde TÜBİTAK tarafından yapılan teknik incelemede, ´levent´ parolasıyla şifrelenen Kafes Eylem Planı bütün detaylarıyla ortaya çıkarıldı. Levent Bektaş, 22 Nisan 2009´da gözaltına alınırken, teknik incelemede planın yer aldığı CD´ler üzerinde son değişikliğin bu tarihten 11 gün önce yapıldığı belirlendi.

Kopya CD´de inceleme yapıldı

Poyrazköy´de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmatlarla bağlantılı olarak tutuklanan ve ofisinde yapılan aramalarda Kafes Eylem Planı´nın yer aldığı CD´lere ulaşılan Levent Bektaş´ın avukatları, TÜBİTAK´ın incelemesinin ardından söz konusu CD´lerin Boğaziçi Üniversitesi´nde görevli üç kişilik bir bilirkişi heyeti tarafından incelenmesini istemişti. Heyet, planın yer aldığı 1 nolu CD ve 3 nolu DVD üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda, ?Kafes Eylem Planı´na ulaşılamadığı? yönünde bir rapor hazırlamıştı. Bilirkişi raporda, söz konusu CD ve DVD´nin kopyası üzerinde inceleme yaptıkları için kesin sonuçlara ulaşamadıklarını bildirmişti. TÜBİTAK görevlisi Yılmaz Çankaya da davanın görüldüğü 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderdiği yazıda, sanık avukatlarına CD ve DVD´nin kopyasının verildiğini, kopyanın adli analiz için kullanılamayacağını vurgulamıştı.

Avukatların iddiaları çöktü

Levent Bektaş´ın avukatları, bilirkişi incelemesinde yer alan ?Söz konusu dosyaların 26 Ağustos 2010 saat 15.24 ile 27 Ağustos 2010 saat 9.23´de kaydedildiği? bilgisine dayanarak Kafes Eylem Planı´nın, CD´lerin ele geçirildiği 22 Nisan 2009 tarihinden sonra üretildiğini iddia etti. Ancak TÜBİTAK´ın inceleme üzerine mahkemeye yaptığı bilgilendirme, Bektaş´ın avukatlarının iddialarını boşa çıkardı. TÜBİTAK´ın açıklamasına göre, 26-27 Ağustos 2010, Kafes Eylem Planı´nın değil avukatlara verilen kopya CD´nin kayıt tarihi.

Parola ´Levent´

Davaya bakan İstanbul 12´inci Ağır Ceza Mahkemesi, Kafes Eylem Planı ve eklerinin CD ve DVD´lerde yer almadığı, sonradan eklendiği yönündeki iddia ve şüphelerin ortadan kalkması için TÜBİTAK´a sorular yöneltti. TÜBİTAK Enstitüsü Müdür Yardımcısı Alparslan Babaoğlu, 9 Temmuz 2010´da hazırladığı 40 sayfalık raporda mahkeme tarafından yöneltilen sorulara cevap verdi.Raporda şu bilgilere yer verildi: ?3 No´lu DVD´de Kafes Eylem Planı olarak adlandırılan planın ?aa.rar? isimli sıkıştırılmış dosya içerisinde bulunduğu ifade edilmektedir. ?aa.rar? isimli dosyanın parolasının ?levent? olduğu yapılan inceleme sonucunda öğrenilmiştir. ?aa.rar? isimli dosyaya ?levent? parolası yazıldığında 28 adet dosyanın bulunduğu belirtilen raporda, bunların Kafes Eylem Planı´na ait dosyalar olduğu ifade edildi.

CD´de son değişiklik yakalanmadan 11 gün önce

TÜBİTAK´ın hazırladığı raporda, CD ve DVD´de bulunan Kafes belgelerinin oluşturulma tarihi hayli eskiye dayanıyor. Kafes Eylem Planı çalışmalarının 2006 yılından itibaren başladığı, Kafes liderlerinin ise 2008 yılından itibaren listelendiği anlaşılıyor. Raporda, 3 Nolu DVD´de bulunan ve Kafes Eylem Planı ile ekleri olarak adlandırılan belgelerin son değiştirme tarihinin ise 11 Nisan 2009 olduğu belirtildi. Levent Bektaş bu tarihten 11 gün sonra gözaltına alınmıştı.

Çözülemeyen dosya

Diğer yandan Emniyet´te görevli bilirkişiler tarafından hazırlanan 9 Mayıs 2009 tarihli ?İnceleme ve Değerlendirme? raporunda da 3 No´lu DVD´de yapılan incelemede, ?Okul (2004 DVD) isimli video dosyasının içerisine normal bilgisayar kullanıcıları tarafından görülmesi mümkün olmayacak şekilde farklı bir dosyanın gizlendiği belirtilerek, şifre çözümleme işleminin devam ettiği ifade edildi. Mahkeme, Emniyet, TÜBİTAK ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi için tüm belgeleri TÜBİTAK´a göndermeye karar vermişti. Mahkemenin sanık avukatları tarafından özel bilirkişilere hazırlatılan raporu değil, resmî kurum olan TÜBİTAK´ın verdiği raporu dikkate alacağı öğrenildi. ( Taraf)

(23 Ekim 2010, 14:08)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Levent Bektaş´ın bürosunda ele geçen ve Kafes Planı´nın yer aldığı 3 no´lu DVD ile ilgili manşetlerimiz

Poyrazköy davasında 4 tahliye

Poyrazköy davasında 4 tahliye

Kafes iddianamesinde arama yap

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2426    yazdır/print


 

Poyrazköy mühimmatını ihbar edenler tespit edilemedi

´Poyrazköy´, ´Kafes Eylem Planı´ ve ´Amirallere suikast´ soruşturmalarının başlatılmasına neden olan ihbar mailleriyle ilgili yapılan araştırmalarda bir sonuca ulaşılamadığı öğrenildi. İhbar maillerinden biri interkafeden gönderilirken diğeri ise kablosuz ağa girilerek yapılmış.

Poyrazköy mühimmatını ihbar edenler tespit edilemedi

´Poyrazköy´, ´Kafes Eylem Planı´ ve ´Amirallere suikast´ soruşturmalarının başlatılmasına neden olan ihbar mailleriyle ilgili yapılan araştırmalarda bir sonuca ulaşılamadığı öğrenildi. İhbar maillerinden biri interkafeden gönderilirken diğeri ise kablosuz ağa girilerek yapılmış.

Amirallere Suikast ve Kafes Eylem Planı davalarıyla birleşen Poyrazköy davasının görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Temmuz´daki duruşmada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na davalara konu olan ihbar maillerinin kim tarafından gönderildiği konusunda araştırma yapılıp yapılmadığını sormuştu. Mahkemenin bu sorusuna savcılığın gönderdiği yanıt dava dosyasına girdi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, mahkemenin gönderdiği yazıyı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü´ne göndererek cevap yazmasını istedi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ne Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili 4. Sınıf Emniyet Müdürü Hayati Başdağ imzasıyla gelen yazıda ihbar mektuplarıyla ilgili yapılan bütün araştırmaların sonuçsuz kaldığı belirtildi. İhbar mailleri gönderilen yerlerin tespit edildiğini ancak gönderen kişilerin belirlenemediğinin belirtildiği yazıda, ihbar mailinin gönderildiği internet adresi sahiplerinin de ifadeleri yer aldı.

İlk mail interkafeden

Savcılığın mahkemeye gönderdiği yazıda, Poyrazköy´de bulunan cephanelikle ilgili 23 Şubat 2009´da Hüseyin Vatansever isimli ?Ergenekon konu başlığıyla yollanan e-mail ihbarı ile ilgili 24 Nisan 2009´da Türk Telekom Müdürlüğü´ne başvurulduğu belirtildi. Telekom´un ihbarın yapıldığı bilgisayarı tespit ettiği belirtilen yazıda, Telekom, ihbarın gönderildiği bilgisayarın Mehmet Emin Kurşun´a ait Zeytinburnu´ndaki bir internet kafeden gönderildiğini belirledi. Bunun üzerine Mehmet Emin Kurşun ve yardımcı İzzet Hayta´nın ifadesi alındı. Ancak Kurşun ve Hayta, maili kendilerinin göndermediğini ve göndereni tanımadıklarını söylediler. İnternet kafede kamera kayıt sistemi olmadığı için de gönderen tespit edilemedi

İkinci mail kablosuz ağdan

Lütfü Demir ismi verilerek ?Ergenekon önemli başlığı ile 16 Nisan 2009´da gönderilen ´Poyrazköy´ ihbar maili için de Telekom´a yazı yazıldı. Telekom, mailin gönderildiği IP adresinin Günay Erkurun´a ait olduğunu belirledi. İfadesi alınan Günay Erkurun ve oğlu Yahya Murat Erkurun, ?internete kablosuz ağdan bağlandıklarını, uzun zaman interneti şifresiz kullandıklarını, interneti şifresiz kullandıkları sırada tanımadıkları birinin bu ihbarı göndermiş olabileceğini söylediler.

Hakim Ede maili araştırma talebini reddetmiş

?Kafes Eylem Planı ile ilgili gelen ihbarların araştırılması talebi ise mahkemece reddedildiği savcılık yazısında yer aldı. Savcılık, 24 Mayıs 2009´da ahmetyilmazahmet1970@mynet.com adresinden gönderilen ihbar mailinin araştırılması için mahkemeye başvurdu. dha. Savcılığın, mail adresini kullanan şahsın ?açık kimlik ve adres bilgilerinin tespit edilmesi talebi Mahkeme Hakimi Necat Ede tarafından ?CMK´ya uygun bir şekilde suç türünü gösterir ve buna ilişkin delillerin ayrıntılı şekilde açıklanmadığı gerekçesiyle reddedildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde hakimken Bakırköy Adliyesi´ne tayin olan Hakim Necat Ede, Emekli Orgeneral Hurşit Tolon´a verdiği tahliye kararıyla gündeme gelmişti. Savcılığın karara itirazı üzerine Mahkeme Heyeti, Ede´yi ?İhsas-ı Rey ile suçlamıştı. ( DHA)

(21 Ekim 2010, 18:19)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Poyrazköy İddianamesinde arama yap

Kafes iddianamesinde arama yap

Amirallere suikast iddianamesinde arama yap

Poyrazköy manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Amirallere suikast manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2415    yazdır/print


 

Poyrazköy davasında 4 tahliye

Poyrazköy davasında mahkeme, tutuklu teğmenler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakit Aksoy ve Tarık Ayabakan´ı ´oybirliğiyle´ tahliye etti, 7 sanığın tahliye talebini ise reddetti. Mahkeme, Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmata ilişkin ek klasörlerde yer alan ihbar mektupları, olay yeri tespit tutanakları, arama ve el koyma tutanaklarında imzaları olan görevlilerin tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

Poyrazköy davasında 4 teğmene tahliye

Poyrazköy davasında mahkeme, tutuklu teğmenler Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakit Aksoy ve Tarık Ayabakan´ı ´oybirliğiyle´ tahliye etti, 7 sanığın tahliye talebini ise reddetti. Mahkeme, Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmata ilişkin ek klasörlerde yer alan ihbar mektupları, olay yeri tespit tutanakları, arama ve el koyma tutanaklarında imzaları olan görevlilerin tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklardan Kurmay Albay Tayfun Duman ve Mert yanık savunmalarını yaptı. Evinde arama yapıldığını eşinin haber verdiğini belirten Duman, bu sırada makam odasında olduğunu söyledi. Daha sonra makam odasında arama yapıldığını belirten Duman, burada bulunan ve delil olarak kullanılan CD´nin odasına birileri tarafından konulduğunu iddia etti. Duman, Aksi durumda önceden haberim olduğu için CD bana ait olsaydı imha ederdim. dedi. Duman, CD üzerinde parmak izi ve teknik inceleme yapılması talebinde bulundu. Duman, Ergenekon sanıklarından İlyas Çınar´da ele geçirilen CD´deki, ´Tayfun Duman ekipten´ yazısından da haberinin olmadığını ifade etti. Teğmenlerin evlerindeki aramada ele geçirildiği iddia edilen patlayıcıların üzerindeki, Eşref Uğur Yiğit ve Metin Ataç´a suikast yapılacağına dair notla ilgili, notta ´Tayfun Duman´dan gelecek fizibilite çalışmalarına göre...´ ifadesinin de yer aldığını belirten Duman, bu notu kesinlikle kabul etmediğini söyledi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit´in bile kendisine yönelik suikast iddialarını kabul etmediğini hatırlatan Duman, kritik görevlerde bulunduğunu, bir üst rütbelinin ister asker, ister sivil olsun kendisine karşı eylem yapacak kişiyi görevde tutmayacağını kaydetti. Telefonda kritik konuşmalar yapmadığını belirten Duman, ´Başarılarla dolu meslek hayatımı hukuksuz delillerle karartamayacaklar.´ dedi. Duman beraatını istedi. Tutuksuz sanıklardan emekli Albay Mert Yanık da suçlamaları kabul etmedi. Polislerin aramalarda kendisine ait olmayan bir zarfı bulduğunu ve zarfın kendisininmiş gibi delil olarak soruşturma dosyasına eklendiğini iddia eden Yanık, ´Bu süreç içinde öğrendim ki her şey delil olabilir. Ama hukuka uygun olmalıdır. Ve burada görüyorum ki aleyhimize kullanılacak tek bir hukuki delil yoktur. Beni ve arkadaşlarımı yıpratmak için uğraşanlar başarılı olamayacaktır. Bize bunları yapanları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum´ diye konuştu. Duruşmadan vareste tutulmasını isteyen Yanık, beraat talebinde de bulundu. Duruşmaya öğle arası verildi. ( Bugün)

TÜBİTAK: Flaş belleğin Ayabakan´ın bilgisayarında kullanıldığı belirlenemedi

Poyrazköy davasının tutuklu sanığı Teğmen Tarık Ayabakan´a ait olduğu iddia edilen ve içinde davaya ait birçok belgenin çıktığı belirtilen flaş belleğin, Ayabakan´a ait bilgisayarda kullanılmadığı tespit edildi. Konuyla ilgili TÜBİTAK raporu mahkemeye ulaştı. Davanın görüldüğü İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, bir önceki duruşmada söz konusu flaş belleğin, Ayabakan´ın bilgisayarında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmesi için TÜBİTAK´tan rapor istemişti. TÜBİTAK´ın hazırladığı rapor mahkemeye geldi. TÜBİTAK´ta görevli bilirkişi Yılmaz Çankaya tarafından hazırlanan raporda, Tarık Ayabakan´a ait olduğu belirtilen USB depolama cihazının, Ayabakan´ın dizüstü bilgisayarında kullandığına dair herhangi bir emarenin tespit edilemediği kaydedildi. Söz konusu USB depolama cihazında davaya konu birçok belgenin ve fişleme bilgilerinin olduğu iddia ediliyor. ( Cihan)

Avukat Ersöz: CD´lerde Kafes Planı yok

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık avukatlarının beyanları alındı. Avukat Ersöz, Poyrazköy Keçilik mevkisindeki mühimmatın bulunmasına ilişkin aramayı, uydudan yeryüzünün görüntülenmesini sağlayan google earth programını kullanarak canlandırdı. Hazırladıkları videoyu salondaki projeksiyonla mahkeme heyetine de izleten Ersöz, tanık ifadeleri ve olay yeri fotoğraflarına dayanarak mühimmatın nasıl bulunduğunu gösterdi. Ersöz, ABD´de adli analiz alanındaki Cyber Diligence Inc firmasının sahibi Yalkın Demirkaya ve Boğaziçi Üniversitesinin hazırladığı bilirkişi raporlarına da değindi. ABD´deki raporun adli, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği tarafından sunulan raporun ise teknik olduğunu ifade eden Ersöz, iki raporda da içinde Kafes Eylem Planı´nın çıktığı iddia edilen data stash programı ile okul videosuna rastlanılmadığının yer aldığını kaydetti. Avukat Ersöz ayrıca, mahkemeden aldıkları hash değerlerine göre power iso adlı bir program kullanıp, duruşma salonunda 1 No´lu CD ile 3 No´lu DVD´yi açarak, barkovizyon eşliğinde salondakilere de gösterdi. Bu CD ve DVD´de Kafes Eylem Planı ile ilgili data stash programı ve okul videosunun yer almadığını belirten Ersöz, Bektaş´a ait jpg formatındaki fotoğrafların bazılarını da açtı. Ersöz, Mahkeme bunları açtığında jpg dosyasından başka bir şeyin olmadığını görecek. Müvekkilim, suç unsuru olmayan resimlerle ilgili 19 aya yakın zamandan beri tutukludur. Vicdanınıza sesleniyorum. Açın ve sadece jpg dosyasının olduğunu görün dedi.

TÜBİTAK raporu

Duruşmada üye hakim Mehmet Karababa da, ara karar doğrultusunda TÜBİTAK tarafından flash bellek ile ilgili hazırlanan raporun dosyaya gönderildiğini kaydetti. TÜBİTAK bilirkişisi Yılmaz Çankaya tarafından hazırlanan raporda, sanıklardan Tarık Ayabakan´a ait olan flash belleğin, bu sanığa ait ve avukatında bulunan bilgisayarında kullanılıp kullanılmadığına ilişkin inceleme yapılmasının istendiği belirtildi. Raporda, bilirkişi tarafından bilinen yöntemler ve araçlar kullanılarak yapılan inceleme sonucunda, USB depolama cihazının (flash bellek), söz konusu dizüstü bilgisayarda kullanıldığına dair herhangi bir emarenin tespit edilemediği anlatıldı. Raporda ayrıca, bilirkişi tarafından mahkemenin isteği üzerine sanıklara ait flash belleklerin imajlarının alındığı belirtilerek, 1 No´lu CD ve 3 No´lu DVD´nin de imajlarının alınıp avukatlara verildiği kaydedildi. Raporda, bu kapsamda alınan imajların, ilgili medyanın bire bir kopyası olmayabileceğinden adli analiz için kullanılamayacağı ifade edildi.

4 teğmene ´oybirliğiyle´ tahliye

12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen davada Teğmen olan tutuklu sanıklar Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan tahliye edildi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmada, bu tutuklu sanıkların üzerlerine atılı suç vasfının değişme ihtimali ve tutuklulukta geçirdikleri süre dikkate alınarak oy birliğiyle tahliyelerine karar verildi.

Yurtdışı yasağı

Mahkeme heyeti, sanıkların üzerine atılı örgüt üyeliği suçunun CMK´nın 100/3. maddesinde sayılı suçlardan olduğu, kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olguların devam ettiğini dikkate alarak bu sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin uygulanmasına hükmetti.

Görevliler tanık olarak dinlenilecek

Ara kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, Poyrazköy´de ele geçirilen mühimmata ilişkin ana dava iddianamesinin ek klasörlerinde yer alan ihbar mektupları, olay yeri tespit tutanakları, arama ve el koyma tutanaklarında imzaları olan görevlilerin tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

TÜBİTAK´tan raporlardaki çelişkiyi açıklaması istendi

Mahkeme heyeti, dava konusu 1 nolu CD ve 3 nolu DVD ile ilgili daha önce Emniyet Müdürlüğü ve TÜBİTAK tarafından hazırlanan bilirkişi raporlarında, Datastash ve iddia konusu Kafes Eylem Planının varlığından söz edildiği halde, 26 Ağustos 2010´da bilirkişi Yılmaz Çankaya tarafından mahkemeye sunulan bilirkişi raporu ve sanık avukatlarınca özel bilirkişilere yaptırılan inceleme raporlarında Datastash ve Kafes Eylem Planı´nın bulunmadığına yer verildiği, bilirkişi Yılmaz Çankaya´nın sanık Tarık Ayabakan´a ait olduğu iddia edilen flash belleğiyle ilgili raporunda, ´alınan imajların medyanın birebir kopyası olamayabileceğinden adli analiz için kullanılamayacağından bahsedildiğini belirterek, TÜBİTAK´tan oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından dosyadaki tüm raporlar da eklenerek yeniden rapor istenmesine ve raporlar arasındaki çelişkinin izahının yapılmasının istenmesine karar verdi.

Soruşturma savcısından izahat istendi

Mahkeme, Kafes Eylem Planı ile ilgili rapor henüz savcılığa sunulmadan sanıklardan Eren Günay´a, soruşturma savcılığına ifade vermesi sırasında, bu konuyla ilgili soru yöneltilmesi hususunda soruşturma savcılığından izahat istenmesine hükmedildi.

Duruşma 12 Ocak´a ertelendi

Aralarında Tuğamiraller Şafak Yürekli ve Levent Görgeç´in de olduğu 10 tutuksuz sanık hakkında verilen yurt dışına çıkış yasağı kararının kaldırılması talebini reddeden heyet, tutuklu sanıklar Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Ergin Geldikaya, Faruk Akın ve Sinan Efe Noyan´ın üzerlerine atılı eylemin vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunduğu ve devam ettiği, tutuklulukta geçirdikleri süreyi göz önüne alarak tahliye taleplerinin reddine karar verdi. Heyet duruşmayı 12 ve 13 Ocak 2011 tarihine erteledi. ( Hürriyet)

(15 Ekim 2010, 23:12)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Poyrazköy İddianamesinde arama yap

Kafes iddianamesinde arama yap

Amirallere suikast iddianamesinde arama yap

Poyrazköy manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

Amirallere suikast manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2386    yazdır/print


 

Zirve Katliamı davası: Aral´a sürpriz tutuklama

Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 29. duruşması görüldü. Savcının mütalaasını verdiği davanın bu duruşmasında, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bir önceki celsede verilen karar doğrultusunda, Amasya Cezaevi´nde bir başka suçtan hükümlü bulunan Erhan Özen ile Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi´nde bulunan Orhan Kartal´ı tanık olarak dinledi. Dikkatler Erhan Özen´in vereceği ifadede idi. Birkaç hafta önce Dink davasında tanık olarak ifade veren Özen şok açıklamalarda bulunmuştu. Ergenekon davasında da gizli tanık olarak ifade verdiğini söyleyen ve JİTEM adına çalıştığını ifade eden Özen, Malatya´da bir katliamın planlandığını Ergenekon sanıklarından duyduğunu iddia etmiş, ayrıntılı bilgiler vermişti. Bugünkü duruşmada en önemli gelişme ise kuşkusuz Zirve katliamı davasıyla Kafes Eylem Planı davasının birleşip bileşmeyeceğine dair mahkeme heyetinin vereceği karar olacaktı. Ancak ilerleyen saatlerde birleşmeyle ilgili herhangi bir karar çıkmadı. Günün sürprizi, tutuksuz yargılanan Varol Bülent Aral´ın tutuklanması oldu. Duruşmada dinlenen iki tanık bu davadaki sanıklarla Ergenekon davası sanıkları arasındaki bağlantıları mahkeme heyetine detaylı anlattılar. Bu ifadeler ve dosyadaki diğer deliller ışığında, 3 Aralık´ta yapılacak duruşmada ya da daha önce davaların birleştirilmesi kararı çıkabilir. Bu davada adı giderek daha fazla geçen Ergenekon sanığı Veli Küçük 27 Mayıs 2009´daki duruşmada Zirve davasının da Ergenekon davasıyla birleştirileceğini iddia etmişti.

Zirve Katliamı davası: Aral´a sürpriz tutuklama

Malatya´daki Zirve Yayınevi´nde biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili davanın 29. duruşması görüldü. Savcının mütalaasını verdiği davanın bu duruşmasında, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bir önceki celsede verilen karar doğrultusunda, Amasya Cezaevi´nde bir başka suçtan hükümlü bulunan Erhan Özen ile Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi´nde bulunan Orhan Kartal´ı tanık olarak dinledi. Dikkatler Erhan Özen´in vereceği ifadede idi. Birkaç hafta önce Dink davasında tanık olarak ifade veren Özen şok açıklamalarda bulunmuştu. Ergenekon davasında da gizli tanık olarak ifade verdiğini söyleyen ve JİTEM adına çalıştığını ifade eden Özen, Malatya´da bir katliamın planlandığını Ergenekon sanıklarından duyduğunu iddia etmiş, ayrıntılı bilgiler vermişti. Bugünkü duruşmada en önemli gelişme ise kuşkusuz Zirve katliamı davasıyla Kafes Eylem Planı davasının birleşip bileşmeyeceğine dair mahkeme heyetinin vereceği karar olacaktı. Ancak ilerleyen saatlerde birleşmeyle ilgili herhangi bir karar çıkmadı. Günün sürprizi, tutuksuz yargılanan Varol Bülent Aral´ın tutuklanması oldu. Duruşmada dinlenen iki tanık bu davadaki sanıklarla Ergenekon davası sanıkları arasındaki bağlantıları mahkeme heyetine detaylı anlattılar. Bu ifadeler ve dosyadaki diğer deliller ışığında, 3 Aralık´ta yapılacak duruşmada ya da daha önce davaların birleştirilmesi kararı çıkabilir. Bu davada adı giderek daha fazla geçen Ergenekon sanığı Veli Küçük 27 Mayıs 2009´daki duruşmada Zirve davasının da Ergenekon davasıyla birleştirileceğini iddia etmişti.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşma nedeniyle sabah saatlerinden itibaren adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Salih Yıldırım, jandarma ve polis ekiplerinin güvenlik önlemleri altında adliyeye getirilirken, tutuksuz yargılanan Bülent Varol Aral da duruşmaya katıldı. Duruşmayı, sanık yakınları, öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske´nin eşi Susanne Geske, diğer maktul yakınları da takip etti. Savcının mütalaasını verdiği davanın bu duruşmasında, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bir önceki celsede verilen karar doğrultusunda, Amasya Cezaevi´nde bir başka suçtan hükümlü bulunan Erhan Özen ile Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi´nde bulunan Orhan Kartal´ı tanık olarak dinleyecek. Davanın 25. celsesinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edilen ´Kafes Eylem Planı´ iddianamesini Zirve Yayınevi cinayetleri dosyasına ekleyen mahkeme heyeti, geçen celsede İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nden dava dosyasının eklerinin istenmesine karar vermiş ve gelen dosyayı ´yayınevi cinayetleri´ dosyasına eklemişti. (Cihan)

Tanık Orhan Kartal ifade verdi

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dinlenen ve bir başka suçtan tutuklu bulunan Orhan Kartal, Varol Bülent Aral´la 2008 yılında Adıyaman E Tipi Kapalı Cezaevinde aynı koğuşta kaldıklarını ve cinayetlerle ilgili kendisinin planlayıcı olduğunu anlattığını söyledi. Aral´ın kendisine, arkasında bulunan gücün Veli Küçük gibi isimler olduğunu söylediğini iddia eden Orhan Kartal, şöyle konuştu: Kendisi Malatya´daki cinayetleri işlemeleri için bulduğu gençleri psikolojik olarak hazırladıktan sonra, Adıyaman´a gönderildiğini ve burada planlı olarak kaleşnikof tüfek yakalatıp cezaevine girdiğini ve cinayetler işlendiğinde cezaevinde olmasının planlandığını anlattı. Daha sonra Sivas E Tipi cezaevine nakledildiğimde, bu dava kapsamında (Varol Bülent Aral) yargılandığını öğrenince bildiklerimi anlatmak istedim. Kendisi, Veli Küçük´le bağlantısının olduğunu söylüyordu. Muzaffer adında birinden de bahsediyor, ´Ben bu filmin yönetmeniyim´ diyordu.

Erhan Özen´den şok ifadeler

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Dink davasında tanık olarak ifadesine baş vurulan başka suçtan tutuklu Erhan Özen, önemli iddialarda bulunmuştu. Dink davasının bir önceki duruşmasında ifadesi alınan Özen, JİTEM´e çalıştığını, İstanbul´da merkez komutanlığından hizmetleri karşılığında para aldığını söylemişti. Agos gazetesinin önünde fotoğraflama çalışması yaptıklarını anlatan Özen´in Amasya Ağır Ceza Mahkemesi´nde bir kez daha ifadesi alınmıştı. Özen ifadesinde, Türkiye´de gündemi sarsan bazı olaylarla ilgili önemli iddialar ortaya atan Özen, Malatya´da bir olayın gerçekleştirilmesinin düşünüldüğünü söyledi. Zirve Yayınevi cinayetinin öncesinde böyle bir planın yapıldığını belirten Özen, Malatya´da bir olayın gerçekleştirilmesi düşünülüyordu. Yayınevi ismi geçmiyordu ama Malatya´da bir olayın gerçekleştirilmesi planlanıyordu. Ben Muzaffer Tekin ve diğer beraber çalıştığım kişilerden bu olayları bizzat duydum.dedi. JİTEM adına çalıştığını belirten Özen, çalıştığı dönem içinde Yahudi asıllı Türk işadamı Jack Kamhi, gazeteciler Mehmet Ali Birand ile Fehmi Koru´ya suikast hazırlığı yapıldığını iddia etti. İstihbarat elemanı olarak çalıştığın sürede, yapılması düşünülen, son anda vazgeçilen veya yapılması engellenen olay var mı? sorusu üzerine Özen, Benim bildiğim Jack Kamhi olayı vardır. Bizzat istihbarat elemanı olarak ben de görev yaptım. Mehmet Ali Birand olayı vardır. Birand´ın Musevi olduğu söyleniyordu. Fehmi Koru´ya suikast planlanıyordu. Başka hatırlamıyorum. dedi. Hrant Dink´e suikast düzenleneceğinin 2003 yılından itibaren konuşulduğunu savunan Özen, Ben 2005 yılında 155´e telefon açarak böyle bir suikast olacağını bildirdim. diye konuştu.

Davanın Ergenekon´la birleşme olasılığı arttı..

Özen Ergenekon sanıklarıyla bağlantıları anlattı

Duruşmaya, tanık olarak dinlenen Erhan Özen´in ifadeleri damgasını vurdu. Özen, Zirve Yayınevi cinayetinin azmettiricisi olduğunu söylediği Varol Bülent Aral ile Ergenekon davası sanıkları emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin´in irtibatlı olduğunu söyledi. Kendisinin 1997-2005 yılları arasında JİTEM için çalıştığını kaydeden Özen, kendi ekibinin ve Muzaffer Tekin´le bir araya geldiğinde Varol Bülent Aral´ın konuşulduğunu belirtti. Mahkemedeki tanıklığında, JİTEM´in gayri resmi elemanı olduğunu ileri süren Erhan Özen, bazı konularda askeri operasyon ve faili meçhul cinayetlerin olduğunu bildiğini belirtti. Veli Küçük, Levent Ersöz ve Muzaffer Tekin ile 2004 yılında İstanbul´da bir ordu evinde görüştüğünü anlatan Özen, aynı ekipte yer aldığı Şiran ve Yusuf kod adlı kişilerin de yanında olduğunu söyledi. JİTEM faaliyetleri arasında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu´da hükümetlere istediklerini yaptırma, hükümetleri yıpratmanın bulunduğunu iddia etti. Özen, Malatya cinayetleri ve Hrant Dink cinayetleri planlarının 2004 yılından itibaren aktif hale getirildiğini ileri sürdü.

Kalender Orduevi´nde misyonerlere dönük operasyon kararı alındı

Aral´ı şahsen tanımadığını aktaran Özen, ismini Muzaffer Tekin´in konuşmalarından duyduğunu söyledi. 2004 senesinde Muzaffer Tekin, Veli Küçük ve Levent Ersöz´ün Sarıyer Kalender Orduevi´nde bir araya gelip, Malatya´daki misyonerlik faaliyetleri üzerine görüşme yaptığını kaydeden Özen, bu toplantıda bölgede misyonerlere dönük bir operasyon kararı alındığını ifade etti. Toplantıda, suikast tarihinin tam belirlenmediğini söyleyen Özen, ancak bu görüşme ardından bölgede operasyon faaliyetleri için hazırlıkların başlatıldığını iddia etti.

´İnönü rektörü, Veli Küçük ve ekibinin faaliyetlerine destek verdi´

O dönem İnönü Üniversitesi rektörünün de Veli Küçük ve ekibinin faaliyetlerine destek verdiğini savunan Özen, Muzaffer Tekin´in bölgedeki üniversite yöneticileriyle özellikle de İnönü Üniversitesi´nin rektörü ile sık sık görüştüğünü kaydetti.

´JİTEM´e askerde katıldım´

Kendisinin, JİTEM yapılanmasına askerde iken dahil olduğunu belirten Özen, süreci şöyle anlattı: Balıkesir Edremit´te askerlik görevimi yerine getiriyordum. Komutanım Üsteğmen Hakan Korkmaz, bana, kendileri için çalışma teklifinde bulundu. Ben de kabul ettim. Hakan Korkmaz, Ercan Kireçtepe ve Levent Bektaş ile irtibatı vardı. Hakan Korkmaz, beni, ilerleyen zamanda Muzaffer Tekin ve Ergenekon sanığı Turhan Çömez ile tanıştırdı. 2005 yılı sonuna kadar birlikte çalıştık. Türkiye´nin her yerine gidip geliyorduk. Bizi Yusuf ve Şiran kod isimli iki kişi ile grup yaptılar.

´Malatya, JİTEM´in 2. üs bölgesi´

Malatya´nın, JİTEM´in 2. üs bölgesi olduğunu belirten Özen, grup olarak bu şehre sıkça geldiklerini ve haber elemanlarından bilgi aldıklarını ifade etti. Bilgi aldıkları yerler arasında çeşitli mekanların bulunduğunu söyleyen Özen, Bir keresinde MHP´ye bağlı ülkü ocağına bilgi almak için girdik. dedi. Kendisinin, JİTEM´in gayri resmi elemanı olduğunu belirten Özen, maaşını İstanbul Jandarma Komutanlığı´ndan Yusuf Kod adlı grup komutanı vasıtasıyla elden aldığını ifade etti. Görev yaptığı süre zarfında 2. Ordu Komutanı Hasan Iğsız´ın kendi komutanları ile irtibatlı olduğunu belirten Özen, Iğsız´ın, Malatya ve çevresinde misyonerlik faaliyetleriyle ilgili çalışmalarının bulunduğunu iddia etti.

´28 Şubat benzeri eylemler planlıyorlardı´

JİTEM adı altında çalıştığı yapının İstanbul´daki faaliyetlerine de katıldığını söyleyen Özen, örgütün 28 Şubat´taki provokatif olaylara benzer faaliyetler planladığını kaydetti. AK Parti ve Gülen cemaatini zor durumda bırakmak için çirkin faaliyetlerin içine girildiğini belirten Özen, o tarihten itibaren derin yapıyla ilişkisini azalttığını söyledi. Özen, planlanan olaylardan birini şöyle anlattı: Eşim tesettürlü olduğu için onu planlarına alet etmek istediler. Gülen cemaatinden çok tanınmış biriyle eşim birlikte basılacaktı. Tıpkı Fadime Şahin vakasında olduğu gibi. Ben kabul etmedim. Bu tekliflerinden sonra örgütten uzaklaşmaya başladım.

´Ali Suat Ertosun, Ergenekon hakimlerini HSYK´ya şikayet etmemi istedi´

Ümraniye Cezaevi´nde kaldığı süre içerisinde kendisi ile irtibata geçmek isteyen farklı kesimlerden insanların bulunduğunu aktaran Özen, bunlardan birinin HSYK üyesi Ali Suat Ertosun olduğunu kaydetti. Ertosun´un, cezaevinde Selçuk Durçek isimli bir adamı vasıtasıyla kendisine haber gönderdiğini aktaran Özen, Ertosun, benden Zekeriya Öz´ü ve Mehmet Ali Pekgüzel´i HSYK´ya şikayet etmemi istedi iddiasını dile getirdi. Kendisinin, konuyu Üsküdar Savcılığı´na şikayet etmek istediğini belirten Özen, ancak cezaevi tarafından buna izin verilmediğini ve Savcılığa yazdığı dilekçesinin kendisine iade edildiğini aktardı. Bu şekilde bir şikayette bulunduğu takdirde ´sorun yaşayacağı´ ifadeleriyle tehdit edilen Özen, tekrar şikayet teşebbüsünde bulunamadı. Selçuk Durçek´in Ali Suat Ertosun´a ´Ali abi´ şeklinde hitap ettiğini aktaran Özen, yaşadığı olaydan sonra Ümraniye Cezaevi´nden naklini istediğini kaydetti. Özen ayrıca Durçek ile Ertosun´un mektup vasıtasıyla haberleştiğini ve kendisinin bu mektupları gördüğünü de kaydetti.

Mahkeme heyetinden Özen´e tanık koruma teklifi

İfadesi sırasında bazı sorulara yanıt vermekten kaçınan Erhan Özen´in, kendisinin tehdit edildiğini ve korktuğunu söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin, Konuşmak istiyorsan, bize bildiğin her şeyi anlatacaksan salonu boşalttırabilirim. Senin tanık korumadan yararlanmanı sağlarız dedi. Özen, bunun üzerine mahkemeden zaman isteyerek, iki çocuğum, ailem var. Tehdit ediliyorum. Bunun için hazır değilim; dedi.

Aral´a sürpriz tutuklama

Mahkeme Başkanı Eray Gürtekin, salondan attırdığı Varol Bülent Aral´ı yeniden içeri aldırarak yüzüne, deliller nedeniyle tutuklandığı kararını okuyunca Aral, Keyfinize göre davranın, önümüzdeki duruşma Silivri´de olacak diyerek bağırdıktan sonra salondan çıktı. Müdahil avukat Erdal Doğan da, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Varol Bülent Aral´ın tutuklanmasının sürpriz olduğunu ancak şaşırmadıklarını dile getirerek, Bu duruşmanın artık İstanbul´da yapılması gerektiğini söylüyorduk, bu görüşümüzü yineliyoruz dedi.

Duruşma 3 Aralık´a ertelendi

Özen´in dinlenmesi ardından mahkeme heyeti karar vermek için duruşmaya ara verdi. Aranın ardından kararları açıklayan mahkeme Başkanı Eray Gültekin, Kayseri Jandarma Bölge Komutanlığı´ndan Zirve Yayınevi cinayetinden önce misyonerlikle ilgili seminer/brifing gibi bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulmasına ve tanık Erhan Özen´in JİTEM´de çalıştığını iddia ettiği yıllar içerisinde kullandığı telefon hattına ait HTS dökümünün çıkarılmasına karar verdi. Duruşma sonunda ayrıca, başka bir suçtan tutuklu bulunan Zirve Yayınevi cinayeti azmettiricisi Varol Bülent Aral´ın, görülmekte olan davadan ötürü tutuklanmasına karar verildi. Mahkeme, 3 Aralık 2010 tarihine ertelendi. Duruşma çıkışında müdahil avukatlardan Erdal Doğan, yaptığı açıklamada, Zirve Yayınevi cinayetinin İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Kafes davası ile birleştirilmesini bekliyorduk. Bundan sonraki süreçte eğer yeni deliller çıkarsa İstanbul bakmalı. dedi.

Olayın gelişimi

Malatya´da, 18 Nisan 2007´de, Zirve Yayınevi´nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel bıçaklanarak öldürülmüş, zanlılardan Salih Gürler (20), Cuma Özdemir (20), Hamit Çeker (19) ve Abuzer Yıldırım (19) olay yerinde yakalanmıştı. Üçüncü katın penceresinden kaçmaya çalışırken düşerek yaralanan Emre Günaydın ise çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Tutuklu sanık Günaydın´ın, olaydan yaklaşık 2 yıl sonra olayın azmettiricileri olduğu gerekçesiyle Bülent Varol Aral ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin Yelki tutuklanmıştı. Yelki ve Aral, daha sonraki duruşmalarda tahliye edilmişti. ( AA, Cihan)

(15 Ekim 2010, 12:17)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Flaş!!! Dink davası tanığından yeni şok ifadeler

Zirve Yayınevi Katliamı ile Kafes davaları birleşebilir

Malatya Zirve Katliamı ve Ergenekon´la bağlantısı manşetlerimiz

Kafes Eylem Planı manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=2382    yazdır/print


 

Görüntülenen: 11 - 20 (Toplam 74)  |  Önceki 10 | Sonraki 10 



ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.789.360