Tam
EskidenYeniye
 

FORUM - SORU MESAJI

Bulunduğunuz bölüm: TARTIŞMA FORUMU > Kontrgerilla var mı? > Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası

Bölümü Açan: Göktürk TUNÇTÜRK,
Tarih           : 21 Mart 2008, Cuma 09:47

Başlık          : Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası
Açıklama      : Ergenkon soruşturması ve dava sürecinde yaşanan gelişmeler, Ergenekon ile Kontrgerilla aynı mı, Kontrgerilla en üst örgüt olup Ergenekon taşeronu mu, vesaire vesaire. Ergenekon'la ve soruşturma-dava süreciyle ilgili tüm görüşlerinizi buraya gönderebilirsiniz.


Bu bölüme mesaj yolla-


CEVAP MESAJLARI

Kaan Türkoğlu,
16 Aralık 2008, Salı 05:29

Asil milletin asil evlatlarına. Her ne pahasına olursa olsun Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana var olan ergenekon kontrgerilla gibi pisliklerden korkmayalım, bunlarla savaşanlara destek çıkalım. Gerekirse bizzat vuruşalım. Etrak-ı bidrak içinde olmayalım. BUNU KENDİMİZ İÇİN DEĞİL ÇOCUKLARIMIZ VE ONLARIN GELECEĞİ İÇİN YAPALIM. BAŞKA TÜRKİYE YOK...



KARA LEKE,
16 Aralık 2008, Salı 04:25

Türkiye devleti yıllardır işlenen ve faili bilinen bu vahşi cinayetlerin hesabını sorma gereğini hiç duymadı.Bu utançla ve bu kara lekeleri taşiyarak devam ediyor.Faili meçhul diye bildiğimiz bütün cinayetlerin devlet içinde organize edilmiş ve en üst makamlarca korunan ve kollanan örgütleri herkes biliyor.Dünya gözünde bunların ASALA'dan farkı yok.Soyguncu, bedevacı, tembel, katil ruhlu, mesleksiz ve üretmiyen biliçsiz cahil kişilerden oluşan bu resmi çeteler vatansever ve milliyetçi geçıniyorlar.En az halk yüzüne tükürmesin diye kendilerini böyle tanıtiyorlar.



Oktay Hakkı,
15 Aralık 2008, Pazartesi 09:40

Sevgili FATİH YILDIZ kardeşim Türkiye Cumhuriyeti veli küçükemi kalmışta koskoca 2000 yıllık devlet bir tümgenerale komplo kuracak ? Yaw birinin illa gözünüze gözünüze sokması lazım dimi bazı şeyleri. Bu adamlar Bu milleti bu devleti satmış insanlardır. Bu adamları nasıl savunursunuz ? Ne gibi bir çıkarınız olabilir hep düşünüyorum... Şimdi süpergüç diye imrendiğiniz adamlar magaralarda yaşarken biz devlet kurup dünyayı yönetiyorduk.Bu adamlar bizim devlet otoritemizi milli mücadelemizi parçalamak bölmek isteyen vatan hainleridir. EN basiti bu adamlar sagcıyım diye geçiniyo bunların avukatlını solcular üstleniyor yazık yazık sizin gibiller bunlara destek verdikçe biz daha çok aglarız...



FATİH YILDIZ,
15 Aralık 2008, Pazartesi 07:59

öncelikle ben veli küçüğün suçsuz olduğuna inanaıyorum,bu tip insanları vatan haini ilan edenlerede şaşırıyorm.veli küçük ve diğer emekli genaraller,ne yapmışlarsa devlet ve millet içn yapmışlardır yani vatan haini asla olmamamışlardır.bu insanlar aslında bir takım çıkar amaçlı komploya kurban edilmişlerdir.



halil bilgin,
15 Aralık 2008, Pazartesi 07:52

veli küçük ve bunun gibi insanlar giydikleri ünüformanın ve TC kikliğinin yüz karasıdırlar,utanmadan bunları vatan sevgisi adına yaptıklarını sölemektedirler irtibatlı oldugu kişilerle ne kadar vatanı sevdikleri ortadadır.Türkiye gerçekten bir hukuk devleti oldugunu bu davaile kanıtlayacaktır,daha da önemlisi altmış ihtilali ve seksen darbesini sorgulayamamış bir devletin ne kadar hukuk devleti olduguda ortadadır.Hukuk her kes için vardır ve eşittir.



Selçuk Terzi,
9 Aralık 2008, Salı 11:35

İşi ne uzatıyorsunuz, numara yapıyor, bilmezden geliyorsunuz yahu?..Bütün bu işleri Kıbrıs Milli Koordinasyon Kurulu Başkanı Yakan Cumalıoğlu Bey'e veya Denktaş'a veya Demirel'e veya eski TESUD Başkanı Cumhur Evcil'e veya yeni TESUD Başkanı Rıza Küçükoğlu'na sorun her şeyi, 1 numara mı, 100 numara mı bütün numaraları size söylesin kardeşim! ETÖ; devlet içinde DEVLETİN KENDİNİ KORUMA REFLEKSİ kandırmacasıyla çalışan, legal gibi çalışan illegal bir örgütlenme...Karargah, merkez..Hücreler altta!..



ooo,
5 Aralık 2008, Cuma 03:19

durust ol ERTUĞRUL ÖZKÖK. 6 yıldır ne duruşundan bahsediyorsun.AKP yi iktidar yapan kim, destekleyen kim..size bi ihale vermeyincemi kötü oldu.palavraları kes düzgün gazetecilik yap..akp berbat, sen ondanda berbatsın.AKP NİN KİME HİZMET ETTİĞİ BELLİ, SENİN BELLİ DEĞİL YAZIKKK...



remzi gür,
5 Aralık 2008, Cuma 03:00

Aradaki farkı bulun! İTALYA: Savcı Casson İtalyan Ergenekonunu 1984'te araştırmaya başladı, 1990'da çözdü, 1993'te dava açtı. TÜRKİYE: Savcı Öz, 1 yılda Ergenekon iddianamesini tamamladı, CHP ve medya süreci uzattığı için suçluyor. Ergenekon kapsamında emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon ve ATO Başkanı Sinan Aygün'ün gözaltına alınmasından sonra CHP ve ulusalcı çevrelerle bir kısım medyanın soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü 'iddianameyi geciktirmekle' suçlaması İtalya'daki Gladio operasyonunu akıllara getirdi. 'İtalyan Ergenekon'unu çökerten Savcı Felice Casson'un iddianameyi 3 yılda yazdığını hatırlatan hukukçular, Savcı Öz yüzünden 1 yıldır zanlıların hapiste olduğunu ileri sürmelerinin 'bilinçli yıpratma' olduğunu belirttiler. İtalyan Savcı Casson, 1972'de 3 jandarmanın öldürülmesi olayını 1984'te araştırmaya başladı ve 1987'de Gladio'yu ortaya çıkardı. Örgütü 3 yıl soruşturan Casson, 1990'da iddianemeyi tamamlayarak dava açtı. Casson'un çabaları sonucunda tüm dünya Gladio'nun varlığından haberdar olurken, dava 1993'te tamamlandı. Türkiye'de Ergenekonla ilgili yapılanmayı ortaya çıkarmaya yönelik çabalara sol parti ve gruplar karşı çıkarken, İtalyan savcı Casson Gladio'yu ortaya çıkarmak için verdiği mücadele sırasında en büyük desteği 'sol'dan gördü. İtalyan savcı birçok röportajında cumhurbaşkanı ile askeri istihbaratın kendisine sürekli engel çıkardığını medyanın ise destek olduğunu söyledi. Casson “Basın açıkça 'Savcı Casson bu işte sonuna kadar gitmelidir' diye desteğini deklare etti. O desteği alınca daha da cesaretlendim” dedi. SAVCI SUÇLANMAMALI. Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, Ergenekon soruşturmasının kapsamlı bir dosya olduğunu belirterek, “Soruşturmanın uzaması tamamen bu olayın özelliğindendir ve Avrupa'da ve Amerika'da ya da dünyanın diğer ülkelerinde yapılan benzer olaylara ilişkin soruşturmaların da bazen birkaç yılı buldu” diyerek savcı Öz'e yönelik eleştirilerin haksız olduğuna dikkat çekti. Gündel, soruşturmada savcının yeterli araştırma yapmadan iddianameyi mahkemeye sunması durumunda, iddianamenin iade edileceğine ya da zanlıların suçsuz bulunacağına dikkat çekti. http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=05.07.2008&i=127049



aykut,
4 Aralık 2008, Perşembe 07:24

hürriyet gazetesinin haberleri ve yazıları benim midemi bulandırıyor.ergenekon soruşturması Türkiye için bir şanstır.devletin güçsüz değil daha güçlü olması için şanstır.çetelerin oyuncağı olmuş Türkiyede daha demokrat bir yaşam için bu şanstır.Bizim bir avrupa devletinden ne farkımız varda bu kadar geri kalmışız?fark her 10 yılda milleti birbirine düşürerek darbe yapan bir oluşumun olması.ve bu darbeler statükoyu güçlendirirken devleti aslında çok zayıflattı.bir savaş çıksa bu kadar parçalı olan ordu,mit perişan olur.çünkü kendi görevlerini bırakıp toplum mühendisliği yapıyorlar.onun içinde karşı istihbarat bitmiş durumda.Allah bu ülkeyi acımasızca kadrolaşan çetelerden korusun.çünkü devlet bozulmuş Tuz kokmuş.



ali,
3 Aralık 2008, Çarşamba 11:04

Ntvdeki programı bende izledim. Saygı Öztürk'ü anlıyorum. Gazetecilik adına yıllardır yayınladığı o mubhem, gizli belgeleri. Görüştüğü kişiler. Yani mensubu olduğu Görev icabı. Bunları anlıyorum da. Enis Berberoğulu da aynı telden çalması beni şaşırttı. Yahu insaf. Bu Terör örgütü el atmadığı girmediği bir delik yok. Herşey gün gibi ortada. Bu sullandırma da neyin nesi. Yoksa birilerini kurtarma, kollama gayretleri mi? Bu çırpınışlar beyhude. Herşey ortaya dökülecek..Mesleğinize yazık! Adamlar çırpınıyor. olayı nasıl hafifletiriz diye. Saygı özrtük diyorki "top topu 49 tane silah ele geçirilmiş" lafa bak.adam bir tabancayla danıştayı vurarak neredeyse hükümeti düşürecek.



canpolat,
3 Aralık 2008, Çarşamba 07:34

Enis Berberoğlu çok tehlikeLi bir adamdır ve kesinlikle bazı örgütlerle karanlık ilişkileri vardır. Yozgatlı Saygı Öztürk de istihbaratçı bir gazetecidir. Genelkurmay üfürür, Saygı Öztürk yazar. Medya dünyasındaki hemen herkes bu iki gazetecinin derin bağlantılarını bilir.



sevilay uğur, fikret emek,
3 Aralık 2008, Çarşamba 03:52

Ergenekon sanığı emekli binbaşı fikret emek'in savunmasından: "silah ve patlayıcıları Güneydoğu'da, operasyon bölgesinden aldım. Hiç kimseye göstermedim, kimsenin bilgisi yok. Annemin evinde unuttuğum, bana ait silah ve patlayıcıların bulunmasından rahatsız oldum. Kanas'ın da aralarında bulunduğu silahları hatıra olsun diye değil, kullanmak amacıyla almıştım. Patlayıcılardan bir bölümünü, 1996'da Genelkurmay Seferberlik Dairesi'ne bağlı olarak Muğla'ya tayinim çıkınca Eskişehir'de anneme ait eve taşıdım. Malzemelerden bir kısmını parça parça götürüp görevli olduğum yerlerde teröristlere karşı kullandım. 1995'te göğsümden vuruldum, psikolojik ve fizyolojik sorunlar yaşıyorum. Kullandığım ilaçlar dalgınlık, unutkanlık yapıyor. Bende kalan silah ile patlayıcıları teslim etmek aklıma gelmedi. Sağlığıma kavuşur ve yine göreve dönersem, gideceğim yere götürür kullanırım diye düşünmüştüm. Patlayıcılar özensiz bir şekilde bıraktığım yerde raf ömrünü doldurmuştur, özelliğini yitirmiştir. TNT kalıpları 1950'li yıllardan kalmıştır. Evimde ele geçirilen cd’deki gizli belgeler istihbarat amaçlıdır. Bu bilgileri aldığım kaynak gizlidir, sorulmaz. Evlilik telaşı içerisinde malesef bunları da unuttum."



sebahattin Bayram,
1 Aralık 2008, Pazartesi 08:56

Sayın ZEKERİYA ÖZ gerçekten eyer susurluk ve ergenekonu çözmek istiyorsan hiç boşuna milletle uğraşma.Süleyman Demireli al sorğuya.Vallahide billahide hepsini o biliyor.Demireli konuşturabilirseniz bütün bu örgütler ve derin devlet bir günde de şifre olur.Boşuna kırda bayırda dolaşıyorsun.Demirel derin devletin hayatta olan tek adamı ve dört numarasırıd.Üçü zaten ahirete intikal ettiler.Eyer Demireli konuşturamassanız bu iş ancak ahirette çözülür.Sizi şerefimle temin ederim bu böyle. Bu kadar büyük olayları sadece veli,arif, muzaffer,sedat, sami,alparslan, osman gibi adamlar beceremez; Demekki asıl tehlikeli isimler hala kendilerini saklıyor. Doğu silahçıoğlu, hüseyin kıvrıkoğlu, ismail karadayı, çevik bir, erol özkasnak ve diğer yetkililer de mutlaka konuşmalı,devlete yardımcı olmalıdırlar; karanlık olaylar aydınlatılmalıdır. güneydoğuda hizbullahı derin devlet kurdurdu, bunu herkes biliyor; aynı derin yapı daha önce de PKK'yı kurdurdu ve yönlendirdi. Devlet ve ordu içindeki karanlık bir mason grubu, Türk ve Kürdü birbirine kırdırarak Osmanlıdan intikam alıyor. Oyun budur.



Taha Yılmaz,
1 Aralık 2008, Pazartesi 07:53

SKANDAL! Ergenekon örgüt üyesi ve yöneticisi olmakla suçlanan Turhan Çömez ve Levent Ersöz hakkında hala arama emri çıkartılmamış. Haklarında kırmızı bülten veya difüzyon için İnterpol’e hiçbir başvuru yapılmadığı, interpol yetkililerince belirtilince anlaşılmış. Çömez beyi bilmem ama, Levent ERSÖZ.ÜN bulunmasından korkulduğunu tahmin etmek hiçte zor değil, ERUYGURUN özel koğuşta başına gelenden daha beteri LEVENT ERSÖZÜN başına gelirse hiç şaşırmayın oldumu, zira Öttüğü zaman çoklarının başını belaya sokacak bülbüllerin seslerini kesiyorlar yetmiyor hafızasınında defterini dürüyorlar, en garantisi deyip kellesinide düşürürlerse yine süpriz sayılmaz. Şöyle diyenler de var: "Bunlar itirafçı arkadaşlar. Aranmıyor falan değiller. Bunlar çetenin kilit elemanları ve koruma altındalar. Eğer böyle yapılmasaydı ERUYGUR.un başına gelen bunlara da gelecekti. Hükümet, emniyet gayet güçlü ve herşey yolunda. gereksiz kaygılardan kurtulun. bu çetenin dibinden tepesine herşey açıkta artık. saklanacak yerleri kalmadı." İnşallah bu görüş doğrudur da ihmalkarlık sözkonusu değildir. Aksi halde SKANDAL diyorum..



Taha yenigün,
30 Kasım 2008, Pazar 10:30

VAH ZAVALLIM, UTANMASI DA VARMIŞ!!! Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, Ergenekon davasının Yargıtay’dan döneceği kehanetinde bulunurken, “Tuncay Güney gibi adamın beyanları esas tutularak bu kadar şerefli adamın içeride tutulması hukuk için yüzkarasıdır. Bundan sonra bana savcı demeyin utanıyorum” demiş.



sevilay uğur, Abdurrahman Dilipak, vakit,
29 Kasım 2008, Cumartesi 08:12

Şimdi DTP’lilere sormak gerek, PKK’nın bir kısmı Ergenekoncu ise, DTP’de Ergenekoncuların uzantısı kim? Aranızdaki ÇETO kim? Soruyu değiştireyim.. Mumcu’yu “derin devlet” öldürdü ise, (Devlet öldürünce “şehid” olmuyor?!) karısı Güldal Mumcu’nun “Ergenekon’un avukatlığı”na soyunan bir partide işi ne? Ya da kardeşi Ceyhan Mumcu, Ergenekon sanığı bir genel başkanın partisinde ne yapıyor? Tomris Özden’i biraz tanırım. Kendini cesareti ve sabrından dolayı kutluyorum. Şehid cenaze töreninin ardından elinde Türk Bayrağı ve yakasında Atatürk rozeti ile PKK’ya lanet okuyarak yürüseydi, “Şehidler ölmez, Vatan bölünmez!” diye sloganlar atsaydı, bugün ortaya çıkan gerçeklerin hiç birinin farkına varamayacaktık..

Türkiye, Tomris Özden’e çok şey borçlu. Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyor.. Cumhuriyet’i kimlerin bombaladığı, Danıştay saldırısının iç yüzünü biliyoruz artık.. Gerçek, Tansel Çölaşan’ın gösterdiği yönde değildi, onu da biliyoruz.. Peçelenen kameralar, oynanan oyun, başörtüsü ve Vakit’le ilişkilendirilme çabalarının ardındaki karanlık ve kirli hesaplar da çıktı ortaya. Herkesin bildiği bir şeyi TSK, MİT, Emniyet İstihbaratı bilmiyor olabilir mi? Peki neden susuyorlar? İşte asıl mesele bu..

Mardin’de alnının ortasından vurularak öldürülen Albay Rıdvan Özden’in eşi, karanlık cinayet ve Ergenekon bağlantısı ile ilgili çok konuşulacak iddialarda bulundu geçen gün. PKK ile girdiği çatışmada öldürüldüğünün açıklanmasından bu yana, konu kapanmadı. Kışlanın dışında, Kanas silahla alnının ortasından vurulduğu söylenen Albay Özden’in eşi Tomris Özden, kocasının cenazesini almaya gittiği andan itibaren yapılan tüm açıklamalara karşı çıkarak yetkilileri “gerçeği açığa çıkarmaya” çağırdı. Hatta ona “Sen PKK’ya mı çalışıyorsun” bile dediler. Ama yılmadı. Kendisinin deyişiyle “inatçı bir kadın.” Oysa kocasının ardından annesini, onun ardından iki kardeşini kaybeden Özden, yaşadığı stres ve üzüntü sonucu dört yıl da hastalıklarla uğraştı.

İşin ilginç yanı Tuncay Güney bu işle de ilgili.. Oğuztan da.. Eşinin odasından çıkan hatıra defterinin bazı sayfalarını daha sonra bir gazi getirmiş kendine. Daha önce kendisine yardım etmeye çalıştığını zannettiği, ama sonra kendisini tehdit eden üsteğmen hakkında da suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. Tomris Özden, Albay Rıdvan Özden’in postası olan Erhan’ın ise konuştuğu için öldürüldüğünü iddia ediyor. Özden, bir polis memurunun bir gösteri sırasında yanına geldiğini ve Erhan’ın dayısı olduğunu ve Erhan’ın öldüğünü söylediğini aktardı: “Erhan bize, ‘Rıdvan Albay’a PKK ölüsü gibi davrandılar, soydular, son kuruşuna kadar aldılar. Anıları, defterleri her şeyi’ dedi. Bu konuşmadan sonraydı. O polis memuru Erhan ile iki arkadaşını bir otomobilin biçtiğini ve sonra da kaçtığını söyledi. Olayın kaza olduğuna inanmadığını da ekledi.” Şimdi Erhan’ın dayısı da ortaya çıkıp konuşmalı.. Özden’i yalnız bırakmamalı kurtlar sofrasında.. Bir kadının yiğit direnişine karşı “erkekliğe sığar mı” bu!

İşin daha da berbat yanı eşinin cenazesini almak üzere Mardin’e gittiğinde, kendisini hastaneye, havaalanına götürüp getirmesi için yanına verilen kişinin kimliğini yıllar sonra öğrenen Tomris Özden, bu kişinin ‘Zeki’ kod adlı İ.Y. olduğunu, itirafçılar Murat İpek ve Murat Demir’den öğrendiğini belirterek, yaşadıklarına ilişkin çarpıcı bilgiler aktarıyor. “Yanımda dolaşan, sözüm ona beni sağa sola götürsün diye verdikleri bir adam vardı. Ben de eşimin vurulduğunda üstünde olan eşyalarını araştırıyorum. Bu adam bana, ‘Onların hepsi yakıldı, boş ver bacım. Onlar kötü anılar. Al işte yenilerden. Hadi bacım hadi...’ diyordu.” Bu olayda acınacak durumda olan sadece Özden ailesi değil, o adamı, öldürdüğü kişinin karısına koruma yapan, korumayı yaptıran kişi de acınacak durumda. Ve asıl acınacak duruma düşürülen koca bir hükümet ve millet. Lanetli bir olay bu! Kanlı cinayetlerini hamasi nutuklar ve görkemli törenlerle gizliyorlar.. Gözyaşları, miras için annesini öldüren adamın cenazedeki gözyaşlarına benziyor! Güldal hanımın gözleri TBMM kürsüsünde otururken, basın locasında kocasını arıyor mu bazen merak ediyorum.. Böyle vatan müdafası olmaz! Böyle “Kuvayı Milliye”cilik olmaz!

Tomris Özden, İ.Y’yi eşinin yardımcısı Binbaşı C.K’nın tetikçi olarak kullandığını öne sürerek gerekçelerine ilişkin de şunları anlattı: “Benim eşim dürüst ve savaşa karşı bir insandı, ancak eşimin yardımcısı olan C.K. haraç ve uyuşturucu gibi kirli işlere karışıyordu. Eşim bu kirli işleri öğrenince C.K., sürekli yanında bulunan İ.Y. isimli tetikçiye eşimi öldürttü. İ.Y’nin Mardin’de askerlik yaparken dört kişiyi daha öldürdüğünü de öğrendim. Bendeki bu bilgileri, kısa bir süre önce basına açıklamalar yapan PKK itirafçısı Murat İpek de yüz yüze görüşmemiz sırasında doğruladı.” Şimdi dava Ergenekon kapsamına alınıyor.

Bu işleri böyle yaptılar. “2. Sovyet” yakıştırması boşuna değil bu işler için.. Baykal bu işlerin avukatlığından vazgeçmediği sürece, iki örtülü kadının yakasına CHP rozeti takarak ancak Mediaya malzeme olur.. En büyük yolsuzluk, en büyük hukuksuzluk bu. Yolsuzluk ihbar siteleri kurarak, buradan hedefteki isimleri yıpratmaya dönük kampanyalara bel bağlayanlar, önce bu en büyük yolsuzluğun üzerine gitmek zorundalar. Yıkılmasın diye gecekondusunun tepesine Atatürk büstü koyup, bayrak dikenler ne yapıyorlarsa, “ulusalcı” geçinen çeteciler de ellerindeki bayraklar ve pankartlarla aslında bu kanlı cinayeti peçelemeye çalışıyorlar sanki.. Terör, Laiklik, İrtica, Atatürk sloganları ile ortalığı birbirine katanların asıl maksatları da bu. Bakın, bir kişiye yönelik bir haksızlık, bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir. Bana kalırsa hep birlikte Tomris Özden’in gerçeği arama mücadelesine destek vermeliyiz ve bu gerçek karşısında susan herkesi bu cinayetlere ortak olmakla suçlamalıyız. TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Milli Savunma Komisyonu, Adalet Komisyonu, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Adalet Bakanlığı Tomris Özden’i davet edip dinlemeliler.. MİT ve Emniyet bu konudaki bilgileri yargıya aktarmalı.. Yargı aşamasındaki bir olaya müdahale değil bu.. Konuya gösterilen ilgi ve hassasiyet, gerçeğin ortaya çıkması konusunda herkesin üzerine düşeni yapması konusunda bir sorumluluktur. Tabii bu konuda TSK’nın da bir açıklama yapması gerek.. Haksızlıklar karşısında susanlar cinayete ortaklık etmiş olurlar..

Keşke Mumcu ailesi Özden’i örnek alsa! Mumcu olayı çözülürse birçok cinayet kendiliğinden çözülür.. Onun için Mumcu ailesine büyük bir sorumluluk düşüyor.. Mumcu ailesi hâlâ CHP, Cumhuriyet, İP labirentlerinde dolaşıyor. Bu şuna benziyor: Ol mahiler ki, derya içre yüzerler de deryayı bilmezler! Türkiye’nin derin gerçeği bu kan deryasında gizli.. Ve burada herkes var! Media, Mafia, Müftü, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi... Yargıçları, Sanatçısı, STK’cısı.. Olmayan yok ki!

Tomris Özden konusunda İnsan Hakları dernekleri ve basın da bu işin takipçisi olmalı.. En önemlisi, o gün bu olaya tanık olanlar bugüne kadar sussalar da bugün ellerindeki bilgi ve belgeleri yargıya vermeliler. Tanık oldukları, duydukları, bildikleri şeyleri yazıp ilgili adreslere göndermeliler.. Belki kendileri için önemsiz gibi gözüken bu küçük bilgi kırıntılarını bir araya getirip, asıl gerçeğin ortaya çıkmasına katkı sağlamış olurlar.

Özden’in söyledikleri kuşkusuz doğrulanması gereken şeyler. Özden sonuçta ne bir yargıç ve ne de bir istihbarat ajanı. Eşini kaybetmiş, tehdide maruz kalmış, eşinin suikasta kurban gitmesinin sonucu olarak psikolojik bir travma geçiren bir kadının ağır baskılar altında her zaman olayları doğru okuyamamış olması da mümkün. Ama anlatılanlar, aşinası olduğumuz bu alemde hiç de “olamaz canım” denilecek cinsten şeyler değil.. Bazı iddiaların gerçek olmaması bile ortadaki dramı ve gerçekleri görmemize engel değil.. En azından kamu vicdanının tatmin edilmesi için gerçeğin soruşturulması, üstünün örtülmemesi gerek.. Dilerim bir gün, Mumcu, Üçok, Aksoy, Hablemitoğlu, Ersever, Bitlis cinayeti de aydınlatılır, Garih, Sabancı cinayeti de. Özden’in başına gelen ilk değildi. Eğer bu olayı çözmeyecek olursak bu son da olmayacak..

Neden korkuyorsunuz! Ahiret gününe inanmıyor musunuz? Allah’tan korkun!.

Baykal’ın bir özür borcu var: Ergenekon’un avukatlığı görevini sürdürüyor musunuz? Cevabınız “evet” ise, ağzınızla kuş tutsanız çare yok, bu seçimi kaybedeceksiniz! Ha! Küçük bir hatırlatma, dikkat edin, “çarşaf, istismarcısının ayağına dolanır..” Bir not daha: Ben insan hakları mücadelesinde yanımda, yakasında Baykal’ın taktığı CHP rozeti taşıyan bir kadından çok, başı açık bir hanım olan, zalimler ve haksızlıklar karşısında susmayan, mazlumiyetini zillete dönüştürmeyen Özden’in olmasını yeğ tutarım.. Keşke Güldal Mumcu da Tomris Özden olabilseydi! İkisini el ele gerçeği arama yolculuğunda birlikte görebilseydim. Selâm ve dua ile.. (Abdurrahman Dilipak - Vakit gazetesi, 29 Kasım 2008)



ENVER,
28 Kasım 2008, Cuma 10:45

terör bitsin isteniyorsa önce ergenekon bitmeli bu kadar basit,bu pkk nasıl bir kürt örgütki içlerinde üst düzeylerde türkler var bunu anlamak için ergenekona bakın yeter.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
28 Kasım 2008, Cuma 09:05

2001'deki kendi döneminde Ergenekon örgütünün örtbas edilmesine sessiz kalan eski Başbakandan şaşırtan şok sözler! Eski başbakanlardan Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, Ergenekon soruşturmasının kilit isimlerinden yurtdışında yaşayan Tuncay Güney'in MİT üyesi olduğu yönünde iddialar üzerine Cumhuriyet gazetesine çarpıcı açıklamalarda bulunmuş.

Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, eski Başbakan Tansu Çiller’in talimatıyla eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün yasadışı kontr-terör merkezini kurduğunu ifade ederek, “O dönem MİT içerisindeki yasadışı yapılanma bugün Emniyet’te bulunmaktadır. Emniyet’te yalnızca hükümete değil, Fethullah’a da çalışan bir yapılanma var” dedi. Cumhuriyet Gazetesi'nden Meltem Yılmaz'a konuşan Yılmaz, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in talimatıyla, başında eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün yasadışı bir yapı kurduğunu ifade ederek, “O dönem MİT içerisindeki yasadışı yapılanma bugün emniyette bulunmaktadır. Emniyette Fethullahçı yasadışı bir yapılanma vardır” dedi. Ergenekon davasının “AKP iktidarına hizmet ettiğini” anlatan Yılmaz “Devletin kendi içerisinde yapılması gereken operasyon hükümet tarafından dejenere edildi, tamamen sulandırıldı” diye konuştu.

Yukarıdaki şok sözleriyle şaşırtan Mesut Yılmaz, kendisinin başbakan yardımcısı olduğu 2001 yılında Tuncay Güney'in sorgulanıp Ergenekon örgütünün resmi belgelerle ilk defa deşifre edilmesine rağmen kendisine bağlı polis şefinin neden soruşturmayı örtbas ettiğine, bu polis şefinin fethullahçı olup olmadığına, niçin Tuncay Güney'in yurtdışına çıkarılıp olayın unutulmaya bırakıldığına ve niçin darbe teşkilatlamakla suçlanan Ergenekon terör örgütününün kendi iktidarları döneminde değil de AKP iktidara gelince 2003 yılından itibaren üzerine siyasi kararlılıkla gidildiği gibi iddia ve suçlamalara ise sessiz kaldı.



sevilay uğur, adem yavuz arslan,
28 Kasım 2008, Cuma 04:42

Kritik günlerdeyiz denebilir. Veli Küçük ve Doğu Perinçek'in çapraz sorgularından çarpıcı bilgiler ortaya dökülebilir. Bu safhada Güney'in MİT belgesinin ortaya çıkması manidar. Özellikle tırnak içi 'Kuruluş ve İşleyişi tartışmalı olan Kontr Terör Merkezi, sorumluları ile birlikte 1997 yılında şema dışına çıkarılmıştır' ifadesi önemli. Deneyimli bir istihbaratçının yorumu şöyle;" MİT, Mehmet Eymür'ün başkanlık yaptığı bir yıllık dönemdeki birtakım uygulamaları onaylamıyor. Davanın önümüzdeki duruşmalarında ya da yeni dalgalarında ortaya dökülecek tartışmalı bilgi ve belgelere karşı ön alıyor. Yani biz zaten bu dönemin yanlış işlerini gördük ve söz konusu yapıyı kurumdan uzaklaştırdık. Bu yanlışlar kurumumuzu bağlamaz, demek istiyor." Hem davanın seyri hem de fitili ateşlenen 'istihbarat savaşları', yeni bilgi ve belgelerin ortaya dökülmesiyle devam edecek. Ankara kulislerine göre 'Tuncay Güney belgesi'ni kurum dışına çıkaran çevreler başka belgeleri de beraberinde götürdü. Bu belge bilgi savaşındaki en büyük risk ise 'Ergenekon mutabakatı'nın bozulması. Gönüllü ya da zoraki, Türk güvenlik birimleri Ergenekon operasyonunda mutabakata varmıştı. Yapılan işlem bir nevi Türkiye'nin son 30-40 yılının 'temizlik operasyonu. Fakat gelinen noktada Tuncay Güney üzerinden kurumlar arası bir savaş başlatılmak isteniyor olabilir. Böyle bir savaşı ellerini ovuşturarak izleyecek çok kişi; hele ki Ergenekoncuların olduğu da muhakkak. Bu süreçte yeni kimliği ile Tuncay Güney'i tekrar sorgulamak ise kaçınılmaz. Savaşta çıkan yeni belgelere takılmadan Ergenekon gerçeğini gözden kaçırmamak gerekiyor.



attila,
28 Kasım 2008, Cuma 04:32

ergenekonda 1 numara,Kıvrıkoğludur,değişik yerlerde açıklandı.Kıbrısda tatbikatta katlediliyordu,kurtuldu,kurşun arkasındaki albaya denk geldi.Bu olayın üstünde fazla durulmadı,örtüldü,tüm gerçekler gibi.



KOCAKURT,
27 Kasım 2008, Perşembe 08:46

Ergenekon örgütünün belgelerle ortaya çıkmasını sağlayan Tuncay Güneyin MİT elemanı olduğu Mit tarafından doğrulandı. Bendeniz şahsım adına Türkiyede olup bitenleri daha iyi anlamamızı sağladığı için TUNCAY GÜNEYE teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum, MİTTE çalışması asla ayıp değil, iftihar edilecek bir olaydır, sonuçta elindeki belge ve bilgileri sadece kendi insiyatifi ile kullanabilecek bir pozisyonda değildi, işin iç yüzünü vatandaş olarak bilmiyoruz ancak ortaya çıkan gerçekler hepimiz için muhteşem, TUNCAY GÜNEYİN ülkemi daha iyi anlamama katkıda bulunduğuna inanıyorum.



Malkocoglu,
26 Kasım 2008, Çarşamba 06:52

Ümraniye'deki bombalar sizin mi? - Depomuzda eksik bomba yok. Cezaevindeki ergenekon sanıkları generalleri niçin TSK adına ziyaret ettiniz? - TSK'ya hizmet edenlere vefa gösterdik. Şemdinli'deki kitabevi bombalanmasına görevli subaylar karıştı Van mahkemeleri onlara 39 yıllık cezalar verdi ne dersiniz buna? - Onları tanırız iyi çocuklardır. Bir General askeri helikopterle ailece pikniğe gidebilir mi? - O iddiayı dile getiren basın organının karanlık emellere hizmet ettiğini herkes biliyor bize onlarla ilgili soru sormayın.



Malkocoglu,
26 Kasım 2008, Çarşamba 06:48

Tüm ergenekon tartışmaları icinde bence asıl enteresan olan, ümraniye de bulunan bombalarla ilgili, savcilarin Gn.Kurmaya sordugu soruya, GENELKURMAY BASKANLigindan gelen cevap: DEPOMUZDA EKSiK BOMBA YOKTUR!! BU Provokasyonlarin nerelere gelip dayandigi ilginc bir hal aliyor... Türk milleti bazi seyleri anlamaya baslamistir artik...Tüm bu rezilliklerin, hukuksuzlugun, cinayetlerin kitleler nezdinde nasil bir MAYALANMA ya yol actigini "CUKUR DEVLET" yanlilari bir gün aci bedelini ödeyerek anliyacaklar...



aykut,
26 Kasım 2008, Çarşamba 06:24

Ergenekon diye bir örgüt yok diyen arkadaşlara da bir sorum var,Turhan çömez neden ingiltereye kaçtı ve gelmiyor?neden RTE nin şeker hastalığını Ergenekona servis etme gereği duydu?orduya silah satan eski jitemci Ersöz neden rusyaya kaçtı ve dönmüyor?danıştay saldırganı saldırı öncesinde neden 32 kez M.tekin ile görüştü?m.tekin saldırgan yakalanınca neden intihar etmek istedi?Alparlasan aslan ın annesi ermeni olan ismini 5 yıl önce neden değiştirdi?Tüm siyasi cinayetlerin altında bu ekip var.bundan eminim.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
26 Kasım 2008, Çarşamba 06:12

MİT tarafından Tuncay Güney vasıtasıyla 2001'de ortaya çıkarılan örgüt niçin gecikmeli olarak 2 yıl sonra 2003'te hükümete bildirilmiş acaba? Bildirdiler mi ya da hükümetin olayın üzerine gitmeyeceğinden mi korktular ya da ek bilgiler mi topladılar ya da konjonktürün uygun olmasını mı beklediler ya da ergenekoncuların darbe hazırlığının olgunlaşmasını mı beklediler ya da ... başka başka sebeplerle mi iki yıl beklediler? Bunlar kafa kurcalayan sorular.



okan,
26 Kasım 2008, Çarşamba 05:46

Ergenekonun içine sızan tuncay güney örgütü ortaya çıkarıp resmi belgeler bıraktıysa, kimse artık ergenekonu savunamaz bundan sonra. Devletin adamı bu kadar bilgileri toplamış ve çökertmiş . Ergenekoncular tuncay günyin ne oldu belli değil deyip kendilerini savunnuyorlardı bundan sonra ne yapacaklar acaba?



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
26 Kasım 2008, Çarşamba 01:00

Adı: Tuncay Güney, Kod Adı: İPEK, Görevi: MİT adına Ergenekon ve JİTEM'e sızmak. Ergenekon örgütünün ortaya çıkmasına neden olan Tuncay Güney'in 'İPEK' kod adlı MİT elemanı olduğu ortaya çıktı. SABAH gazetesinin elde ettiği çok gizli bilgiye göre Tuncay Güney, İPEK kod adıyla MİT'in Türkiye-İran Masası'na bağlı olarak görev yapıyordu. Ancak sonradan MİT, Tuncay Güney'i JİTEM ve Ergenekon'un içine sızdırdı. Güney polisteki sorgusunda deşifre olunca, dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından ABD'ye gönderildi. MİT'in 07.02.1997 tarih ve 10.251.01.011(IST00736) sayılı belgesinde Tuncay Güney'in kimliği ortaya çıkıyor. Belgede "AOM (Ait Olduğu Masa) : Türkiye İran" "Konu: Tuncay Güney (İPEK)" "HAT (Haberin Alınış tarihi): 07.02.1997" "VOT (Vakanın Oluş Tarihi): Metnin içinde" "KYN (Kaynak): 610/264 (MİT'in illegal dinleme kodu)" ve "T/K (Tali Kaynak): (Tali kaynak yok)" ibareleri görülüyor. Son geçilen mesajın içeriğinde ise Tuncay Güney'in başka bir gazeteciyle konuşmasından bahsediliyor. Konuşmada Güney, kendisinin de komutanı olan tuğgeneral Veli Küçük hakkında, Abdullah Çatlı ile bağlantılı olduğu yolunda birçok haberin kamuoyunda yer aldığını, Hanefi Avcı'nın ifadesi ile de Veli Küçük'ün zor durumda kaldığını, adı geçen generalin yaptıklarının ortaya çıkması halinde kendisinin de bu durumdan etkileneceğini, zira Cem Ersever'in öldürülmesi olayının da 'vuzuha kavuşacağını' anlatıyor. Güney MİT'e çok genç yaşlarda, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından kazandırıldı. 1990'lı yıllarda önce "Gerici Faaliyetler Şubesi" sonra da İran Masası'na bağlı çalışan Güney, bu amaçla genç bir gazeteci kimliğiyle, Ortadoğu'daki liderlerle yüzyüze görüşmeler yaptı. Ancak 1992 yılında MİT Güney'in görevini değiştirdi. JİTEM ve Ergenekon'a sızma görevi verilen Güney, ilk kez bu tarihte albay rütbesiyle Ağrı'da görev yapan Veli Küçük ile tanıştı. 1996-97 yıllarında Susurluk skandalı sırasında MİT için önemli bir bilgi kaynağı olan Güney, hem Susurluk hem de 28 Şubat sürecinde elde ettiği bilgileri, MİT'in çalışma merkezi olarak kullandığı İstanbul Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi'ne götürüyordu. Ancak Güney'in kimliği 2001 yılında dönemin İstanbul Organize Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda deşifre edildi. İddiaya göre Güney'in JİTEM kimliğinin deşifre olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney'in serbest kalmasını sağladı. Tam bu noktada MİT de devreye girdi. Bizzat MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, CİA ile temas kurarak Güney'e 10 yıllık ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay'ın ekibi eşliğinde THY'nin New York tarifeli uçağıyla ABD'ye gönderildi. New York'ta Güney'i karşılayanlar, Güney'i Manhattan 301 East 94 Street adresindeki The Marmara Oteli'ne yerleştirdi. Bir hafta sonra Manhattan Postanesi'nin yanındaki gökdelende, Türk istihbaratının kullandığı bir daireye geçti ve 1 yıl boyunca burada yaşadı. Elemanı Güney vasıtasıyla Ergenekon'u bildiği halde yetkili mercileri haberdar etmeme suçlamasıyla karşı karşıya kalmamak için MİT tam da bu tarihten bir yıl sonra ilk kez resmi bir rapor hazırladı. MİT'in 2003'te Başbakanlık'a gönderdiği yazıda, "2002'de postayla ulaşan 6 adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili istihbarat alındığı" belirtildi. MİT'in Güney'le ilgili ilk kez Tuncay Güney İPEK olarak bahsetmesi savcı Zekeriya Öz'ün de dikkatinden kaçmadı. Savcı Öz, Tuncay Güney'den elde edilen, "MİT Müsteşarlığı" başlıklı gizli ibareli 1996/114 sayı numaralı Yusuf Balbay ve Dinçer Bozak imzalı belge nedeniyle, MİT'ten Güney'le ilgili bilgiyi resmi olarak istemişti. (Daha geniş bilgi: Sabah gazetesi, 26 Kasım 2008, http://www.sabah.com.tr/haber,F54807C117C24017A278E0394CF26831.html)



aykut,
25 Kasım 2008, Salı 08:28

Ergenekon davası duruşmasında sorgulanan sanık Ayşe Asuman Özdemir kendisinde ele geçirilen Dağlıca fotoğrafları konusunda hayli terlemiş. Savcının nerden buldun sorusuna, Çukurcada görevli iken arkadaşım Onur yarbay yolladı demiş. Kimmiş bu Onur yarbay?.. Youtube girin itiraflarını dinleyin, anlarsınız kim olduğunu. Memnun kalacaksınız. hani şu taburu basılırken kendi köy düğününde olan, hani ramazan yüceyi telsizin ve termal kamerların başına koyan yarbay (ramazan yüce 8.5 ay pkk lı diye hapis yatan er).. hani taburu basılmadan önce taburdakilerden el bombalarını alan yarbay! hani tutukluk yapan silahların hep onun taburuna denk geldiği albay.. Artık herşey aşikar olarak ortada... bu Vatan Millet haini ergonokoncular pkk ile işbirliği yaparak bu Milletin evlatlarını yok ediyorlar, bana kimse masal anlatmasın buna yüzlerce delil var...en büyük iki delil, biri; perinçeğin apo ile sarmaş dolaş dostluğu diğeri; y.küçücük denen alçak! hain! herifin apo ile dostluğu ve teröristlere verdiği teorik dersler ve başkaldıran kürtlere övgüler.... işte size kazık gibi inkar edilemeyecek deliller.... Ergenekon bitsin 4000 tane pkk paçavrası ile bu millet başa çıkar merak etmeyin.hırsız içeride olunca baskın bitmez..



Kaan Türkoğlu,
25 Kasım 2008, Salı 08:17

Atatürkçü Düşünce Derneği, Demokrasi, Hukuk ve Ergenekon konulu panel düzenliyormuş. Panelde, CHP li Milletvekili Hakkı Süha Okay, İşçi Partisi nden Bedri Gültekin, sinkaflı konuşmayı seven ağzı bozuk emekli general Osman Özbek, eski Yargıtay başsavcısı Vural Savaş gibi konuşmacılar konuşacakmış. Turan Çömez kaçmasaydı yada kaçırılmasaydı o da bu toplantının protokolünde bulunurdu. Ne oldu sayın milletvekiline? İngiliz istihbaratına mı sığındı. Ya istihbarat paşası Ersöz'e. Rus istihbaratı FSB ye mi sığındı? Yahudi Güney MOSSAD da. Göçmen kuşlar gibiler...Yavrularım benim.. Ayrıca katılımcı eksikliğini tamamlamak için stalin, apo, kazıklı voyvoda, makaryos, mao, hitler ve musolini de bulunmalıdır bu panelde... Yavrularım benim... Her geçen gün yalnızlaşacaksınız. Seyircilerin ıslık sesiyle yakalanmışlığın panik ve korkusuyla, gerçeklerin soğukluğuyla mazlumların ahı ve bedduasıyla kara, kap kara olmuş bir paçavra gibi tarihin firavunlara nemrutlara açılan kirli sayfalarında yer almak üzere çöpe atılacaksınız.



adanalı,
25 Kasım 2008, Salı 07:57

kurtlar vadisinde yapılan cinayet nasıl muronun üzerine atıldıysa ergenekon kendi cinayetlerini dhkpc ve pkk gibi taşeronlarına havale edip kendini gizlemeyi bilmiştir..



lodos arif,
25 Kasım 2008, Salı 07:21

sorum var! genelkurmay başkanları danışmanlarını kendisi mi seçer, yoksa birileri mi atar?bunu şundan sordum;hüseyin kıvrıkoğlu da suikaste uğramış ve yazarın yazdığına göre bunda da ergenekon şüphesi var.ama şu an tutuklu sanıklardan emin gürses hüseyin kıvrıkoğlu'nun danışmanlığını yapmış bir dönem.hüseyin kıvrıkoğlu 97 deki darbeyi önleyen komutanlardan biri olarak biliniyor.burda büyük bir çelişki var bana göre.emin gürses madem darbeci neden darbeyi önlemiş bir komutana danışmanlık yapsın? emin gürses gözaltına alındığından beri bu davayı elimden geldiğince takip ediyorum ve savunmalara da bakılırsa bazı suçlularla hükümete muhalif insanlardan bir karışım yapılıp alın size katil derin devlet diye verilmiş.eşref bitlisin uçağı düşmedi düşürüldü diyenler şimdi hapiste.en çok abd karşıtlığı yapanlar hapiste.abd obamayı getirerek olumsuz abd imajını silerken türkiye'de de bunun altyapısını mı hazırladı acaba? emin gürses bir programda israilli subayların ırakın kuzeyinde pkk lıları eğittiğini ve bizim askerler bu sirailli subayları yakalayınca da israilli yetkililerin ''bunlar ordudan disiplinsizlik nedeniyle uzaklaştırılmış askerler'' dediğini anlatmıştı.bu israillilerin eğittiği adamlar ziraatle uğraşmaya başlamadıysa elbet bazı işlere de bulaşmışlardır bana göre.bütün şüpheleri bir noktaya yoğunlaştırıp başkalarını aklama işine dönüştü sanki bu ergenekon olayı. inanın şunları okudukça şaşırıyorum bunlara kargalar bile güler yakında böyle uydurmalar devam ederse pkk terör örgütü olmaktan çıkacak.tamam artık 25 yıllık terörü ergenekon yapmış.ha bunlar yaptıklarının cezasını çekecekler inşallah ama be kardeşim sayın editörüm burada pkk yıda masumlaştırmaya çalışma yoksa o şehit kanları birgün yakana yapışır senden hesabını allah sorar.kimsenin yaptığı allahın adeleti oldukça yanına kar kalmaz bekliyoruz inşallah herşey ortaya çıkar.



Alperen,
25 Kasım 2008, Salı 04:47

Türk Milleti ve Devleti'nin Milli Varlığına en büyük tehdit: İÇ TEHDİT... Kripto (gizli) ecnebi azınlık çetesidir... Kökü dışarıda, kendi içeride gizli zındıka komitaları... Lozan Antlaşmasıyla emperyalist ülkelerin vesayetinde başlayan Türkiye'nin ÖRTÜLÜ İŞGALİ, bu azınlık çetelerinin tasallutunda süregeliyor... ERGENEKON DAVASI İSTİKLAL SAVAŞIMIZ'dır...



isa egeli,
24 Kasım 2008, Pazartesi 10:33

Davayı izliyor musunuz?..Sanıklar acayip ciddiyetsiz, ukala ve laubali!..Terbiyesiz!..Arkalarında kimler var belli!..ETÖ hala çok aktif olarak faaliyette!..Özellikle ORDU ve Bürokrasi içinde, yargıda, medyada, STK'larda, üniversitelerde!..Bakın..Bunlar..İşin tamamen dalgasındalar!..Amaçları belli!..Malum medya da öyle!...Ne bekliyorsunuz şimdi siz?..KARAKUTULAR konuşmazsa, dağ fare doğurur! ETÖ'den hiçbir şey çıkmaz!..Boşuna heveslenmeyin!Susurlukçular konuşmadı: M. Ağar, Teoman Koman,Sedat... vb.



efendituran23,
24 Kasım 2008, Pazartesi 09:17

Evet barbaros efendi bu işleri iyi biliyor hey maşallah ne güzelde anlatmış .. jitem olmasaydı herkes dağdaydı diyorlar sayın barbaros efendi.. jitem sayesinde 1000 lerce insan dağa çıkmıştır çünkü ne adelet nede hukuk vardı ..insanları kurkutarak sindirirek haraç alıyor kaçakçılık yapıyordu ... ama BARBAROS EFENDİ TAM TERSİNİ İDA ETMİŞ..



barbaros,
24 Kasım 2008, Pazartesi 08:29

Her şeyi ergenekona yüklüyorsunuz amacınız pkk yı masum göstermek jitemin 30 bin kürdü asit çukuruna atması haberini yapanlar türk değildir olamazda. dikkat ederseniz doğuda halkla iyi ilişkiler kuran komutanlarımız şehit ediliyordu neden çünkü pkk o halktan yararlanamıyordu bunu kesin pkk yapmıştır hemde jitem subay öldürmez jitem pkk lı ve yandaşlarını öldürür. jitemin açılımı jandarma istihbarat terör ve eroinle mücadele birde pkk ya karşı kurulan anti terör örgütüdür onuda devlet kurmuştur ayrıca eroinlerle ilişkisi çıkması doğaldır çünkü jitem sadece o eroinlerden gelir elde ediyor ve uyuşturucudan elde edilen gelir devlete gidiyor iyi oluyor aslında avrupalıları zehirliyoruz kendimiz kazanıyoruz kendi kazandığımız parayı pkk yla mücadelede ve doğudaki halkımızın huzuru için harcıyoruz. doğudaki vatandaşlarımız siz kürt olabilirsiniz ama o pkk denilen lanet sizi kullanıp hain emelllerine ulaşmak istiyor lütfen biraz mantıklı olun eğer jitem olmasaydı siz şu an dağdaydınız.



mehmet yılmaz,
24 Kasım 2008, Pazartesi 07:49

ne derin insanlar var cinayet kaçakçılık devletin kendisinin içinde örgüt kurulmuş. ne demişti Emn. İst. Daire başk. Sabri Uzun: hırsız evin içine girdiyse kapıyı kilitlemenin bir faydası yok



kutatgu bilig,
24 Kasım 2008, Pazartesi 07:47

geçen gün geçici görevle gidip sinekli yaylasında şehit düşen binbaşının ölümünde de bu benzeri tuzak seziliyor, kanas ile vurulmuş ordu içindeki vatansever ve bilinçli milliyetçileri öldürüyorlar pkk ergenekon ortak kumpası pkk kılıklı bir ergenekoncu tarafından da vurulmuş olabilir veya bir danışıklı bir pusuda yapılmış olabilir.



Hakkı, Ergenekonu savunacak değilim
24 Kasım 2008, Pazartesi 07:45

Ergenekon terör örgütünü savunacak değilim, açık açık kirli işler yaptı diyorum. Ama bazı KASITLI adamlar bu örgütün temel kuruluş amacını saptırıyorlar. Bu örgüt gerçekte Kürt Sorunu Kürt ve Türk halkının istediği gibi çözülmesin diye kurulmuştur ve bu yüzden Kürt Sorununa şu veya bu şekilde bulaşmış, ortada kalmış, çözülmesini istemiş olan herkesi vurmuştur. General ve Cumhurbaşkanını bile. Yöre halkının arasına katılan, onların dertleriyle dertlenen kahraman insanları ergenekon ortadan kaldırıyor.gaffar okan,eşref bitlis ve bu paşamız.allahım bu nasıl bir kuşatmadır.



adaletagır - mereş,
24 Kasım 2008, Pazartesi 04:52

inanıyorum ki gerçek anlamda araştırılsa,bölgede ölen 40 bin insanın en az 30 binini JİTEM ve Ergenekon öldürmüştür.şimdi bu ergenekon davası da yalan.yani 10 kişiden birini saf dışı bırakacaklar.bu şekilde hem halkın gözü boyanmış olacak, hemde diğerleri işlerini daha serbest ve daha sıkı ve vahşiyane yapacaklardır.Bu çirkeflikleri bölgede yaşayan kürt halkı iyi biliyor,ama önemli olan Türkiye'de yaşayan diğer halklarında bilmesi lazım.işte ozaman elele verip bu canilerin oyunu bozulur.



Hamburg,
24 Kasım 2008, Pazartesi 04:50

Doğu ve Güneydoğu. Karanlık ilişkiler. Faili meçhul cinayetler. Sahi son 8-9 yıldır buralarda faili meçhul cinayeti işlendi diye duyan oldu mu? Hayır. Başta Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Okan Gaffar ve bir çokları bu karanlıklarla boğuşmaya başladılar ve maalesef ortadan kaldırdılar. ADRES BELLİ. TÜM YOLLAR ERGENEKONA ÇIKIYOR. Haydi TÜRK adaleti, bu milletin ecdadı hatırına bunları temizle. Bu aziz milletin artık mecali kalmadı. Nerde karanlık iş veya hortum var altından bir general çıkıyor. Bu generaller temizlnemeden ülke düzelmeyecek. Biri erler pkk ile çatışıp ölürken golf oynar hava desteği sağlamaz diğeri tam techizatlı skorsky ile pikniğe gider. Bir diğeri deniz altıyla arkadaşını gezdirir. Saltanat kalkmadı generallere geçti. Bitirilmeli bu olaylar. Yazıklar olsun. Sözde hepsi vatanseverdir. Bunun adı hainliktir. Cuntacı Darbeci hortumcu yiyici general istemiyoruz.



Hakkı, Ergenekon Davası nedir?
24 Kasım 2008, Pazartesi 04:19

Dağda gerilla taktikleri ile savaşan örgütler olunca bütün dünya devletleri Ergenekon tipi örgütler kurmuştur. JİTEM, Hizbullah ve benzeri örgütlenmeler de oldu, korucular ordusu kuruldu falan. Bunlar olmasaydı 1990'lı yıllarda devlet bölünebilirdi ve bölünmezdi ama Kürt Sorununu resmen kabul ederdi ve PKK ile masaya otururdu. Bunu yapmamak için bu örgütler her türlü kirli işi yaptı. Ama günü geldi namlusunu devlete de yöneltti. O yüzden PKK ile karıştıranlarda kasıt aramak lazım.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
24 Kasım 2008, Pazartesi 00:41

Özden cinayetinin de Ergenekon dosyası kapsamına alındığı ortaya çıktı. Eski Mardin İl Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden'in ölümü üzerindeki sis perdesi aralanıyor. Edinilen bilgilere göre, Ergenekon iddianamesini hazırlayan savcılar, 1995 yılı Ağustos ayında öldürülen Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden'i dinledi. Beş saat süren görüşmeden sonra savcıların, Tomris Özden'de bulunan eşine ait günlükleri incelemek için aldığı öğrenildi. Rıdvan Özden'in ölümü kayıtlara PKK ile çatışmada şehit düştüğü şeklinde geçmişti. Eşi Tomris Özden, taleplerine rağmen eşinin cesedine otopsi yapılmadığını vurguluyor. Cinayet konusundaki çelişkileri ise şöyle aktaraıyor: "Askerî görevlilerin kimisi çatışmada öldürüldü diyordu, kimisi yolda şehit düştüğünü iddia ediyordu. Bir PKK itirafçısı, eşimin JİTEM tarafından öldürüldüğünü açıkladı. Eşimin yanında askerlik yapan erlerden biri de bana eşimin çatışmada ölmediğini söyledi." Ergenekon sanığı Albay Arif Doğan'la ailecek görüştüklerini de belirten Tomris Özden, "Doğan, eşimin JİTEM'e katılması için 1989 yılında ısrar ediyordu." diyor.

Bitlis'in ekibinden olan Özden, İstanbul'da kaçakçılık faaliyetlerinin üzerine gitti. Akaryakıt kaçakçılığında kullanılan araçların Jandarma'ya ait tesislerden birinde saklandığını belirledi. Olay yargıya taşındı. 1994 senesinde tayini Mardin'e çıktı. Mardin'de görev yaparken sınırda JİTEM'in PKK ile koordineli yaptığı kaçakçılık ve uyuşturucu sevkıyatını ortaya çıkardı. Albay C.K.'nin de aralarında bulunduğu bazı görevliler hakkında dava açılmasını sağladı. Kasım 1994'te Mardin'de resmi aracına kurulan pusudan kurtuldu. 12 Ağustos 1995'te iki koruması ile birlikte öldürüldü. Resmi açıklamalarda albayın PKK ile çatışmada şehit düştüğü belirtildi. Bankacı olan eşi Tomris Özden ise resmi beyanları inandırıcı bulmuyor: "Eşimin ölüm haberi bize 14 Ağustos'ta verildi. Otopsi yapılır korkusuyla cesedi iki gün arazide bırakılmış. Mardin'e vardığımızda iki personeliyle birlikte albayın alnından vurulduğu raporu elimize tutuşturuldu. Otopsi istedik. Talebimiz kabul edilseydi eşimin 48 saat arazide bekletildiği ve 14 Ağustos 1995, yani PKK'nın kuruluş yıldönümünde öldürüldüğünün uydurma olduğu saptanırdı. Ayrıca olaydan sonra bize teslim edilen silahla eşimin silahının seri numaraları birbirini tutmuyordu. Silahı teslim ettim ama balistik incelemesini bile yapmadılar. Olaydan sonra PKK itirafçısı İ.Y. bize, eşimin JİTEM tarafından öldürüldüğünü söyledi. Her şikâyetimizden sonra takipsizlik kararı verildi."

Savcı Zekeriya Öz'ün özellikle Tuncay Güney ve Veli Küçük ilişkisi üzerinde durduğunu anlatıyor. Eşinin ölümüyle ilgili belgeleri Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan'a verdiğini ifade eden Özden, "Benden belgeleri 1996'da haber yapacağız diye aldılar. Sonra ne haber yaptılar ne de ilgilendiler. Tuncay Güney, benim yanımda Veli Küçük'le de telefonla görüştü. Ona da bilgiler verip 'ilgileniyoruz' dedi. Sözde eşimin olayını açığa çıkaracaklardı." diyor. Eşinin JİTEM ve benzeri yapılanmaların faaliyetlerinden rahatsız olduğunu söylüyor. JİTEM'in kurucularından Ergenekon sanığı Albay Arif Doğan'la ailecek tanıştıklarını aktaran Özden, "1989'dan beri eşimin JİTEM'de çalışması için ısrar ediyordu. Oysa eşim bu olaylardan, özellikle sınırda yapılan kaçakçılık ve uyuşturucu işinden çok rahatsızdı. Orada JİTEM ve örgütler beraber yapıyordu bu işi. Eşim en son Mardin'de görev yaparken de bunların üzerine gitti. Orada bir albayın da aralarında bulunduğu bazı görevliler hakkında dava açtırdı. 'Bu işlerin kökünü kazıyacağım' diyordu. Ama kendisinin sonu oldu." şeklinde konuşuyor.(Zaman, 24 Kasım 2008, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=763655)



Av. Murat ..,
22 Kasım 2008, Cumartesi 08:00

Ergenekon sanığı Behiç Gürcihan savunmasında ergenekon örgütünü kabul etti deniyor medyada ama bir avukat olarak basından okuduğum kadarıyla, sözlü savunmasında ergenekonu kabul etmiyor, o örgütle ilişkisini kabul etmiyor. O gladio denilen örgütü kabul ediyor ve ona karşı mücadele ettiğini belirtiyor. Saygılarımla..



Rasim Beşik,
21 Kasım 2008, Cuma 08:40

Şişli ceza hakiminin zihni çakır için verdiği mahkumiyet karar gerekçesini okudukça inanasım gelmiyor. Olamaz böyle birşey. Bu hakim bu kafayla nasıl adaletli bir karar verebilir? Bu davanın tekrar görülmesi gerekir. Aksi halde mahkemeler üzerindeki şaibe iddiaları daha da güçlenecektir. Yargıtay veya hsyk veya adalet bakanı, işte her kimse o müdahale etmeli, yanlışı düzeltmeli. Temyiz edilmeli bu karar. Ergenekonun yargı camiasında uzantısı var mı? Şimdi ben bu soruyu sorarsam suç mu işlemiş olacağım bu skandal karardan sonra?..



erdal erdem,
21 Kasım 2008, Cuma 03:53

Ergenekon davası büyük yüzleşmelere hazırlanıyor başlıklı haberiniz ilgimi çekti. Dava gittikçe genişleyecek bence de. İtalyadaki gladio davası da ilk başlarda üç-beş kişiyle başlayıp 3500 kişinin yargılandığı bir davaya dönüşmüştü. ergenekon= kontrgerilla. maraş,malatya,yozgat, madımak olayları v.s hepsi bunların işleri.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
21 Kasım 2008, Cuma 02:49

Ergenekon davası sanıklarından Behiç Gürcihan'ın ergenekoncuları şok eden savunması: "Danıştay saldırısı gladio işi. Türbanla perdelenmek isteniyor!" Ergenekon sanığı Gürcihan savunmasında, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesi saldırıları ile ilgili şarpıcı bir iddiada bulundu. Ergenekon sanığı ve 'Açıkistihbarat.com' adlı internet sitesinin sahibi Behiç Gürcihan, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarda türbanın perdeleme için kullanıldığını söyledi. Silivri'de devam eden Ergenekon davasının 16. duruşmasında sözlü savunma yapan 'Açıkistihbarat.com' adlı internet sitesinin sahibi Behiç Gürcihan çok ilginç açıklamalarda bulundu. Savunmasında "Ergenekon" yerine "Gladio" sözcüğünü kullanacağını belirten Gürcihan, 1940'lardan beri var olan Gladio zihniyetinin Türkiye'de de bulunduğunu söyledi. Gladio zihniyetine karşı durduğunu belirten Gürcihan, Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırılarının türban nedeniyle yapıldığına asla inanmadığını, bu saldırıda türbanın perdeleme olarak kullanıldığını belirtti. Gürcihan, "Bu cinayetleri gladio ile özdeşleştirdim" dedi.



sevilay uğur,
21 Kasım 2008, Cuma 00:38

Zihni Çakır: Şişli ceza hakimi için suç duyurusu yapacağım. Yazdığı 'Ergenekon'un Çöküşü 1-2' isimli kitapları sebebiyle hapis cezası alan gazeteci-yazar Zihni Çakır, hâkim Hakkı Yalçınkaya hakkında Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunacak. Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz'le samimi telefon görüşmeleri ortaya çıkan hâkimin taraflı olduğunu söyleyen Çakır, "Sayın hâkim hem gerekçeli kararla hem de bu telefon görüşmesiyle tarafını açıkça belli etmiştir. Benimle ilgili verdiği karar vicdanen geçerliliğini yitirmiştir. Hem bakanlığa suç duyurusunda bulunacağım hem de gerekçeli kararda bana yönelik hakaretleri yüzünden tazminat davası açacağım." dedi. Zihni Çakır, hâkimin sadece tarafını belli etmediğini, aynı zamanda Silivri'de devam etmekte olan Ergenekon davasına da müdahale ettiği kanaatinde. "Bu kararı veren mahkeme tüm kamuoyuna, medyaya ve Ergenekon'u yargılayan mahkeme heyetine gözdağı vermiştir." diyen yazar, hâkimin Ergenekon sanıklarını şimdiden kahraman ilan ettiğini ve örgüt lehine kamuoyu oluşturmaya çalıştığını öne sürdü. Gerek kitaplarında gerekse demeçlerinde sürekli Ergenekon'un yargı bağlantılarını gündeme getirdiğine dikkat çeken Çakır, "Ergenekon'un yargı ve siyaset ayağı deşifre edilmedikçe buna benzer kararlar alınacak, gerekçeli kararlar açıklanacak." diye konuştu.



Metin ER,
20 Kasım 2008, Perşembe 10:19

Adelet Bakanlığı neden harekete geçmez ve bu meslek haysiyetinden yoksun adama görevden el çektirmez.Ben Ergenekon davasının başından beri söylüyorum.Bunların dışarıdaki Yargı ve Ordu bağlantıları çözülmedikçe bu dava bitmez..Adamlarda utanma veya çekinme de yok..Bu ne pervasızlık.!!!



AYDIN DOĞU,
20 Kasım 2008, Perşembe 10:09

aynı duyarlığı neden dink trabzon ve malatya cinayetlerine göstermiyor yandaş medya.dink cinayetini sanıklarının hepsi emniyetin haber elemenlerı .emniyet 75 sayfalık raporun 15 sayfasını veriyor.bakın esas ergenekon burada ,ayrıca türk milleti için önemli bir destan olan ergenekonun kullanılışı bile kasıtlıdır ve türk milletinin değerlerini çürütmek içindir.



sevilay uğur, fikri sağlar,
20 Kasım 2008, Perşembe 10:07

Eski Susurluk komisyonu üyesi Fikri Sağlar; "Ben Ergenekon duruşmasını çok dikkatle takip ediyorum. Susurluk'ta çözülmesi gerekenler çözülmediği için Türkiye bir çok safhalardan geçti; bankalar hortumlandı, insanlar öldü, öldürüldü. Bugün Ergenekon'a gelindi. Ergenekon'un bir bölümü Susurluk'un devamı gibi görünüyor. Ama daha sonra bunun içerisine magazin katılması ve bugünkü hükümete karşı olan insanların da dosyanın içine konması işi farklı bir noktaya getirdi. İnşallah Ergenekon Susurluk'ta takip ettiğimiz derin devleti, demokrasiye karşı çıkan demokrasinin kurum ve kurullarını yok etmeye çalışan yapıyı ortaya çıkarır. Susurluk'taki Ergenekon ile bugünkü arasında bir fark var. Susurluk'ta hepsi devletin halen görevlileriydi. Dışarıda da mafyalar, siyasetçi unsurları vardı. Ergenekon'da tamamı emekli konumunda. Devletle ilişkisi halen görevde olan kişi sayısı çok az."



Bu bölüme mesaj yolla



Sayfa    BirÖnceki  1  2  3   4  5  6  7   BirSonraki


ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.529.615