Tam
EskidenYeniye
 

FORUM - SORU MESAJI

Bulunduğunuz bölüm: TARTIŞMA FORUMU > Kontrgerilla var mı? > Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası

Bölümü Açan: Göktürk TUNÇTÜRK,
Tarih           : 21 Mart 2008, Cuma 09:47

Başlık          : Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası
Açıklama      : Ergenkon soruşturması ve dava sürecinde yaşanan gelişmeler, Ergenekon ile Kontrgerilla aynı mı, Kontrgerilla en üst örgüt olup Ergenekon taşeronu mu, vesaire vesaire. Ergenekon'la ve soruşturma-dava süreciyle ilgili tüm görüşlerinizi buraya gönderebilirsiniz.


Bu bölüme mesaj yolla-


CEVAP MESAJLARI

Esed,
24 Eylül 2008, Çarşamba 06:08

Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi’nin Eruygur ve Tolonu ziyareti esnasında aklıma garip bir şey takılmıştı. Mesela, tutuklulara ziyaret esnasında ilk etkisi tahliyeye sebep olacak, fakat sonucu o kadar da kötü olmayacak ilaç ve ya hap verile bilir ve böylece tahliye yolu gözüke bilir. Sonra odada kameralar filan var, ziyaret helhalde tüm detaylarıyla gözetleniyor, diye düşündüklerimden vaz geçtim. Fakaty son olaylar şüphelerimi yice pekiştirdi...



Nebi AKYOL,
24 Eylül 2008, Çarşamba 06:05

du bakali nolcek!! Aziz Nesin'lik bir durum. Milletle bu kadar alay edilmez. Savcı artık bu komediye DUR demeli.. Ciddiyet lütfen..



veli akın Osman Tarık AKIN,
24 Eylül 2008, Çarşamba 06:03

Millete yalan dolu film seyrettiriyorlar Yaşananların hepsi senaryolardan ibaret.



ADNAN TUĞ,
24 Eylül 2008, Çarşamba 06:02

Eruygur,tolon... Savcılar başları salıp garibanlararı yarğılayacak yazık yakında kimse kalmıyacak tutuklu



Hasan GEDİK,
24 Eylül 2008, Çarşamba 05:59

tahliyenin yolu bulundu :::))) Ne güzel iş.. bir bahenyle hastalan ve hapisten kurtul... bu hak başka kimlere verilmiş incelemek lazım... memlekete ve hukuka yazık .. bir de 2 günde ÇÜRÜK raporu alanlar var, hak edenler iki yılda alamıyor ama olsun.. memleketin ali huzu ve sukunü için gerekli :::)))



ishak şen - aynur abay,
24 Eylül 2008, Çarşamba 05:57

bunlar hastalığı bahne edip birer birer kurtulacaklar. bu kadarı pes. Cezaevine giren hastanelik oluyor Bence numara yapıyor bunlar.Daha devlete hesap veremiyorlar Bakalım Allh'a nasıl hesap verecekler.



osman demkıran,
24 Eylül 2008, Çarşamba 05:54

komik olmayalım, Ülkemizi komik duruma vatandaşıda saf durumuna düşürmeyin hepsini tahliye edin yanlışlıkla tutuklamışız deyin daha inandırıcı olur.millette ki ne zaman ne bahanesiyle tahliye olacak diye kara kara düşünmez.



mehmet acar,
24 Eylül 2008, Çarşamba 05:44

pek samimi gelmiyo genelkurmay başkanın bir paşayı gönderip vefa ziyaretinden sonra ceza evinde bulunan paşalara bi haller olmaya başladı ..bana pek samimi gelmiyo açıkcası..paşaları kurtarma operesyonu gibi geliyo bana allah sonumuzu hayret etsin..memleketimde olamayacak hiç birşey yok çünkü...



orhanaydin1982, orhanaydin1982@yahoo.com.tr
24 Eylül 2008, Çarşamba 05:37

Hurşit Tolan hastaneye kaldırılmış. Onuda serbest bırakacaklar. Tıpkı kanser olduğu bir aylık ömrü kaldığı söylenip ne hikmetse hastahaneye bile gitmeyen Ferit İlseverle, hasta halini bir türlü görmediğimiz Şener paşamız gibi. Teker teker bırakacaklar. İhaleyi veli küçüğe yazarlarsa hiç şaşmam.



S. U.,
19 Eylül 2008, Cuma 05:24

Son ergenekon tutuklamalarının halen görevli askerleri de içermesi ergenekon soruşturmasının ciddiyetini, daha da derinleşeceğini, tsk'nın emekli generalleri ziyaretlerinin yargıyı baskı altına almayı başaramayacağını gösteriyor bence. Umutluyum. Özellikle adalet bakanının ergenekon savcısı hakkında soruşturmaya izin vermemesi beni çok memnun etti ve umutlandırdı. Hükümet savcıların başının yenmesine razı olmazsa inanıyorum ki ergenekon çetesi yargılaması somut ve ağır cezalarla sonuçlanacak. Birileri farklı gündemler oluşturmaya çalışarak ergenekon olayını gündemden düşürmeye çalışıyor ama başarılı olamıyorlar. Özellikle ergenekon soruşturması sürecini engellemeye yönelik gelişmeleri alt alta sıralamanız ve bakalım sırada ne var demeniz çok hoşuma gitti. Gelişmelerin alt alta sıralanması ilk planda göze çarpmayabilen farklı zamanlardaki gelişmelerin aslında nasıl organize işler olduğunu çarpıcı şekilde gösteriyor. Bir avukat olarak size tavsiyem şemdinli olayının başlangıcından son gelişmesine kadar yaşanan gelişmeleri de sadece başlıklarıyla alt alta sıralayarak teşhir etmeniz. Orada da organize işlerin yaşandığı bu şekilde daha bir net görünecektir. Saygılarımla.



Üstün BOL, ustunbol@gmail.com, gencsiviller@yahoogroups.com
17 Eylül 2008, Çarşamba 06:46

yeni akredite gazeteciler genelkurmayın gazetecilerle yaptığı toplantının detaylarını mutlu mesut bahtiyar anlatıyor. en ergenekonsavar yazarımız şamil tayyar da linkteki videoda genelkurmayın kandıra cezaevinde ziyaret ettiği paşalara ilişkin iyi niyetlerini sunuyor. tayyara göre genelkurmayın iyi niyetinden şüphe yok. bu ziyaretin bu kadar şüphe uyandırmasının nedeni genel kurmay başkanına ve tayyara göre basın. ama tayyar geçici bir hafıza kayma yaşamış olmalı ki veli küçük hazretlerinin neden ziyaret edilmediğini, genelkurmaya 35 yıldan fazla hizmet etmiş bu değerli paşanın neden ziyaret kapsamı dışında tutulduğunu, genelkurmayın veli küçüke vefa borcunun neden olmadığını, insani nedenlerin veli küçüke neden uygulanmadığını soramamış. unutkanlık işte... http://www.8sutun.com/haber?id=8540

Üstün BOL, http://ustunbol.blogspot.com/



Ercan Taraf, AKP bu kez Ergenekon savcısına sahip çıktı
13 Eylül 2008, Cumartesi 06:11

Bir korgeneralin TSK adına yaptığı cezaevi ziyaretinin Ergenekon soruşturmasında geri adım attıracağı beklentisi boş çıktı: Savcı Öz ve ekibine soruşturma açılmıyor. Şemdinli olayında TSK ile uzlaşıp iddianameyi hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya’nın kariyerini bitiren yolu açan AKP hükümeti bu kez Ergenekon savcısına sahip çıktı. Adalet Bakanı Şahin, Savcı Zekeriya Öz ve ekibiyle ilgili iddiaları incelemek üzere görevlendirdiği iki müfettişin raporunu onayladı: Savcılar hiçbir suç işlemedi. İncelemenin Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Mendi’nin tutuklu orgeneralleri TSK adına ziyaretiyle aynı döneme denk düşmesi “Savcı gidiyor” dedirtmişti.



Hasan Cemal - Moderatör, hasancemal27@hotmail.com
12 Eylül 2008, Cuma 03:16

Aynı şeyleri tekrar tekrar farklı biçimlerde yaşıyoruz. Aşağıda 26 Mayıs 2006 tarihinde bu sitede yazdığım görüşümü tekrar aktararak, günümüzdeki bir çok gelişmenin de aslında geçmiştekilerin tekrarı olduğunu, akp'nin cumhurbaşkanı seçmesini engelleyemeyenlerin, akp'yi geriletemeyenlerin, onu kapatamayanların, çok ciddi olduğu gittikçe açığa çıkan ergenekon soruşturmasını saptırmak, etkisizleştirmek ve tüm bunların temelinde yeralan akp etkisini kırmak için birçok tezgah ve kışkırtma içine girdikleri çok net olarak görülecektir. Son 1 yıl içindeki gelişmelere bu gözle bakılırsa sanıyorum herşey anlaşılır olmakta.

"Hasan Cemal, 26 Mayıs 2006: Bu kışkırtmaların süreceğine inanıyorum. Başta cumhurbaşkanı olmak üzere genelkurmay başkanı, kontrgerilla çetesi ve onun susurluk-sauna vs. gibi alt çeteleri ve diğerleri kafaya koymuş, ya erken seçim yaparsın ya da seni yeriz diyorlar hükümete. Eski bakan Hasan Celal Güzel de elimde bilgiler var darbe yapacaklar diyor. Belki ve muhtemelen de 12 eylül gibi olmayacak ama en azından 28 şubat gibi bir örtülü darbe yapabilirler. Bunun için istikrarın muhtelif olaylarla sarsılması, gerilimin tırmandırılması gerekiyor. İşte bu sebeple cumhurbaşkanlığını kaybetmeden önümüzdeki bir yıllık süreç içinde gittikçe yoğunlaştırmak istedikleri yeni olaylar beklemeliyiz. Yeni fadime şahinler, aczmendiler vs. boy gösterecektir. Özellikle tayyip'in, abdullah gül'ün ve diğer akp lilerin eski konuşmaları didik didik edilecek, senaryoya uygun yerleri alınıp uymayan yerleri makaslanacak, montaj yapılarak tv kanallarına ve gazetelere servis edilecektir vs.vs... Amma kötümserim.. Umarım yanılırım, ama ben beklemeye başladım bile. Peki çare ne? Tabi ki dediğiniz gibi halkın, sivil toplum kuruluşlarının, aydınların demokrasiye sahip çıkması toplu halde seslerini duyurmasıdır. Özellikle Şemdinli olaylarından hatırlarsak halkın kalabalık halde tepki göstermesi birilerinin ödünü fena kopardı. Şimdi de aynısının yapılması bana göre tek çaredir."



Şehmus Ay, Genç Siviller, Aytekin Yilmaz: Yuzlesme Dernegi Koordinatoru
12 Eylül 2008, Cuma 02:48

Ergenekon ve Sol tartismalarina tam da 12 Eylul'u tartismaya basladigimiz bu gunlerde Aytekin Yilmaz degisik bir acidan bakan bir yaziyla katilmis. Radikal'de cikan yaziyi ilginize sunuyorum. (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&ArticleID=898046&Date=11.09.2008&CategoryID=83)

Ergenekon’u 12 Eylul’le ozdeslestirmek: Ergenekon sorusturmasini derinlestirip bu sorusturmayi yeni bir ‘Vakayi Hayriye’ye donusturmek yerine, tavirsiz kalmayi, ‘ucuncu yol mumkun’ demeyi tercih eden bir sol’un solculugunu tartismak kacinilmazdir.

Bazen son sozu basta soylemek iyidir. Eger Turkiye Ergenekon sorusturmasini derinlestiremezse, tarihsel bir firsati kacirmis olacaktir. Susurluk olayinin 1-2 sene icinde unutturuldugunu dusundugumuzde, bu ihtimal pekte uzak gibi gozukmuyor. Gecmisten dersler cikaran bir sivil toplum aklina sahip olmadigimiz da goz onune alindiginda, Ergenekon konusunda daha bir silkelenmemiz iyi olacak. Bircoklari gibi benim de kaygilarim artmaya basladi. Sivil toplum henuz beklenen tepkiyi koyabilmis degil. Sol akil ise, daha simdiden sinifta kalmis gozukuyor. Sorusturmanin derinlestirilmesi icin harekete gecmek yerine, nukseden eski bir hastaliginin pesinden gitmeyi tercih etmis durumda.

Her olayda kutuplasmaya bayilan ve bunu kendi icinde polemik konusu yapan bir Sol var Turkiye’de. Oysa Ergenekon olayinda alinmasi beklenen tavir, sartsiz ama’siz olmaliydi. Ergenekon sorusturmasini derinlestirip bu sorusturmayi yeni bir ‘Vakayi Hayriye’ye donusturmek yerine, tavirsiz kalmayi, ‘ucuncu yol mumkun’ demeyi tercih eden bir sol’un solculugunu tartismak kacinilmazdir. Aslinda Ergenekon, bu yonuyle de sol icin bir turnusol islevi gormektedir. Turkiye’de sol 12 Eylul’den beri ilk kez kendi icinde yuzlesme surecine girmis gozukuyor. Bu yuzlesmeye Ergenekon olayinin yol actigini da unutmamaliyiz.

Ergenekon sorusturmasiyla tum Turkiye’yi bir ag gibi saran karanligin uzerine gitmek ve bunu tum topluma mal eden bir mucadeleye donusturmek yerine, bunu sadece sol ici bir tartisma derekesine indirgemek, sol’un demokratligini da ayrica tartisma konusu yapmaktadir. Cunku gercekte Ergenekon tum toplumun sorunudur.

Ergenekon, pasalarla yuzlesmenin baslangici olabilir. Bircok bakimdan Ergenekon, Turkiye’nin onunde bir firsat gibi gozukuyor. Nedir bu firsat? En basta Cumhuriyeti demokratik ozunden uzaklastirarak militarist ve gayri-hukuki orgutlenmelerin hâkimiyetine sokmak isteyen zihniyetin teshir ve mahkûm edilmesi acisindan onemli bir firsattir ve bunu bir demokratiklesme ve sivillesme imkânina donusturmek de verilecek mucadelenin duzeyine gore gelisecektir.

Ergenekon sorusturmasinin bir diger onemli tarafi da toplumun pasalarla yuzlesme firsatini elde etmis olmasidir. Dokunulmaz, sorusturulamaz, elestirilemez denilen Generallerin hukuk disi orgutlenmelerin basini cektiklerinin anlasilmasi bazi tabulari da alasagi etmistir. Birilerinin her gun ‘ Duydunuz mu F tipi cezaevlerinde uc emekli pasa yatiyor’ demesi lazim. Ve bu pasalar, vatani kurtarmaktan degil, cete kurmaktan, darbe hazirligi yapmaktan F tipi cezaevlerinde tutukludurlar. O halde darbe girisiminde bulunmus pasalar, cete kurmus pasalar icerde diye biz disaridakiler sevinelim mi? Hayir! Bin kez hayir! Cunku Ergenekon’u yaratan zihniyet kurumsal olarak devam ediyor. 28 yil gecmesine ragmen, 12 Eylul darbesini yapan pasalar hâlâ yargilanamiyor. Ergenekon zihniyetini yaratan darbe anayasasi hâlâ yururlukteyken bu toplum rahat edemez, etmemelidir. Ergenekon sorusturmasi, 12 Eylul’le yuzlesmek icin onemli bir firsat sunuyor. Iskenceler, faili mechul cinayetler, katliamlar, toplu gozaltilar, akla gelebilecek her tur hukuksuzluk 12 Eylul ile birlikte doruga cikti. Bu yuzden sadece Ergenekon magdurlari degil, 12 Eylul magdurlari da mudahil olmali bu yuzlesme surecine.

Turkiye solunda darbecilikten beslenen bir damar var. Solun bir kesiminin en buyuk yanilgisi Ergenekon sorusturmasini AKP ve derin devletin ic temizleme operasyonu olarak degerlendirip Ergenekon olayina mesafeli durmasidir. Elbette ki bu sorusturmanin baslama bicimi ve icerigi uzerine elestiriler gelistirmek mumkun. Ama her ne sebeple yapiliyor olursa olsun, bu sorusturmanin daha da derinlestirilmesi icin israrci olmak gerekir. Cunku hâlâ daha bu ulkenin demokratik donusumu onunde muhafazakâr-Kemalist bir cizgide israr eden ordu ve ordunun etkiledigi onemli bir burokrasi gercegi var. Ordunun sivil siyaset uzerindeki etkisi ortadayken ve bu karizma Ergenekon’la az da olsa cizilmisken bunu degerlendiremeyen bir sol var, adina ister ulusalci diyelim, ister ant-emperyalist diyelim, ne dersek diyelim, boylesi bir solun darbeci oldugu anlasiliyor. Yeri gelmisken, Turkiye’de anti-emperyalist, ulusalci bir solun mayasinda darbe damari oldugunu belirtmekte yarar goruyorum. 27 Mayis ve 12 Mart darbelerinde, bu kategorideki sol adi gecen darbelere ‘ilericilik’ misyonu yukledi. Gunumuzde ise darbeci solun geleneginden gelen sol gruplar, Ergenekon olayina uzak durarak ‘ucuncu yol mumkun’ diyerek darbeci siyasete taviz vermis oluyor. Turkiye de Ordunun siyaset uzerindeki etkisi kirilmadikca hicbir yol yontem mumkun gozukmemektedir. Siyasi guc ve irade olamamis bir solun alternatif onerisi solun sol duygusunu tatmin etmenin disinda pek bir anlam ifade etmiyor. Eger Sol Turkiyede birgun bu gercegi anlarsa secimlerde yuzde bir olmaktan kurtulma sansini yakalayabilir.

Ergenekon’u Vaka-yi Hayriye’ye donusturmek
Oyle anlasiliyor ki, Ergenekon sorusturmasiyla baslayan surec, bircok kesimin kafasinda net bir gorunume sahip degil. Boylesi onemli ve tarihi degeri yuksek bir olayda algilama bulanikligi, sorunu daha da karmasiklastiriyor. En cok da solun Ergenekon algisinda bu karmasikligi gormek mumkun. Yukarida anlatmaya calistigimi ozetlemek gerekirse; solun buyuk bir bolumunun, Ergenekon’u AKP’nin ya da ordunun icinde bir temizlik girisimi olarak gormesi veya tamamen buna indirgemesi, sorunu alabildigine basitlestirmektir.

Boylesi bir yaklasim Turkiye gerceginde fazlasiyla kolayci duruyor. Bu bir ic temizlik olsa bile bunun uzerine gitmek gerekir. Ergenekon olayini, sivil toplum iyi degerlendirebilirse, Cumhuriyet tarihinin Vaka-yi Hayriye’si olabilir. Bu konuda sivil topluma, siyasette agirligi olmasa da sola onemli sorumluluklar dusuyor. Sivil toplum derken, tum sivil alani kastederek soyluyorum. Solcular kabul etmese de, sag partiler ve sagcilar da Ergenekon olayina duyarli olmak zorundadir. Ciliz da olsa darbe karsiti bir sag var artik Turkiye’de. Bu gercegi gormek istemeyen sola birilerinin hatirlatmasi gerekiyor. Eger bu ulke siyaseten duze cikmak istiyorsa ve hâlâ kucuk de olsa bir umut tasiyorsa Ergenekon sorusturmasina kayitsiz sartsiz bir tutum icinde olmalidir. Unutmamak gerekir ki Turkiye’nin sivillesmesi, yani ordunun siyasetteki etkisinin kirilmasi, Kurt sorununun cozumu, demokratiklesme gibi Turkiye’nin yeniden insasi anlamina gelebilecek bir surecin baslamasi Ergenekon soru sturmasinin derinlestirilmesine baglidir. Bu sorusturma Firat’in otesine tasirilamasa Susurluk Olayi gibi iki yilda kapatilir. Ergenekon’un bu haliyle kapatilmasi demek, Turkiye’nin geleceginin kapatilmasi, karartilmasi ile es anlama geldigini bilmemiz lazim…

Aytekin Yilmaz: Yuzlesme Dernegi Koordinatoru



Yıldıray Oğur,
11 Eylül 2008, Perşembe 05:33

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz hakkında inceleme başlatılmasına onay verdi. Bu, Ergenekon davasının akıbetinin de Şemdinli davasına benzeyeceğinin işareti olabilir. Önce emekli darbecileri cezaevinde resmi ziyaret, ardından da inceleme başlatılması bu kanıyı güçlendiriyor. Savcı Öz'ü desteklemek hem demokrasi mücadelesi hem de darbecilerin yargılanması açısından büyük önem taşıyor. Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi bütün demokrasi dostlarını, tam da bir başka darbenin yıldönümünde, 12 Eylül günü saat 11:30'da, Beşiktaş Barbaros Meydanı'nda basın açıklamasına davet ediyor. Hep birlikte, yüksek sesle "TANIRIZ, İYİ SAVCIDIR" diyeceğiz. DurDe Girişimi www.durde.org Bilgi için: 0535 885 76 15



TEKİN BARUTCU,
10 Eylül 2008, Çarşamba 07:01

Siz çeşitli güç odaklarının piyonluğunu yapanlar,devletin hakimiyle savcısıyla niye uğraşıyosunuz,söyleyin ergenekon örgütünün içinde açığa çıkmasını istemediğiniz neler ve kimler var..yine söyleyin sizin boyunlarınızdaki ipleriniz kimin ellerinde..sonuna kadar arkandayız sayın savcım...



Üstün BOL,
10 Eylül 2008, Çarşamba 06:35

belki artık daha yüksek sesle sunları da dusunmeliyiz. ergenekon giderek bir tasfiye harekatına donusuyor. kontrol dısı olanlar tasviye ediliyor, bu yapılırken aslında butun gayrı nizami unsurların bertaraf edildiği surekli bilinç altımıza pompalanıyor, pompalanacak. ergenekon bizim acımızdan olumlu sonuclanırsa tc de gladyonun bittiğine hukmetmemiz geniş halk kitleleri uzerinde bu intibaın uyandırılması isteniyor. ergenekon un uzeri elbette kesin cizgilerle ortulemeyecek ve kapatılamayacak. muhtemelen ceza alanlar ve beraat edenler olacak. ceza alanların tasfiye edilmek istenenler olup olmadığı, ceza almayanların ise bazı kurumların adını temize cıkarmak icin cezasız kalıp kalmadıklarını tartışacağız. daha kotusu gladyoyu sadece ergenekonla sınırlandırırsak, ergenekonla gladyoyu bitirmiş olacağız. belkide birileri bunu istiyor. ergenekonla gladyo defterini kapatalım ki, tasfiye edilmemiş, ifşa edilmemiş gladyo daha rahat hareket edebilsin. 10-15 yıl vatan millet geyiklerine gladyo derinden derine icraatlarına devam etsin. asıl tehlikeli olan bu!



av. salih kocakaya,
10 Eylül 2008, Çarşamba 05:57

dostlar sizi ve heyecanınızı anlıyorum. başından beri bu olayları izliyorum. içimde de hep bir korku taşıyorum. bu ayrı ve insani bir durum. ayrıca insan hakkın galip gelmesini istiyor. fakat unutulmaması gereken bir husus var. O da; idari makamlar kendilerine gelen evrakı sonuçlandırmak, gereğini yapmak zorundalar. kabul etsek de etmesek de bu hukukun bir gereği. hal böyle olunca adalet bakanlığı, önüne gelen, 9 adet olduğu ifade edilen şikayet dilekçelerinin gereğini yapmak zorunda ve görevi. kişiler sanık durumuna düşünce onların şikayet hakları elinden alınamaz. onlar bu hakkı doğru kullanır, yanlış kullanır, sui istimal ederler, etmezler o başka bir konu. ancak hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesi burada devreye giriyor. kim olursa olsun ve kime karşı olursa olsun o şikayetlerinin doğruluğunun ya da yanlışlığının da ortaya çıkartılması gerekmektedir.sizleri anlıyorum ve aynı endişeleri taşıyorum. fakat bu endişeleri taşıyor olmamız bizleri serinkanlı düşünmeden de alıkoymamalı. diliyorum ve ümit ediyorum usulünce bir soruşturma yürütülür, araya çirkin eller karışmaz... selam ve saygılarımla..



mhmd Blt, ergenekon kapatılamaz
10 Eylül 2008, Çarşamba 05:54

arkadaşlar lütfen biraz sakinleşelim sizce bukadar açık bi şekilde ve bukadar basit şekilde ergenekon davası kapanabilirmi_? elbette hayır şemdinli davasında hala asker üstündü ki bu olayı bastırdı savcıyı harcadı ozaman oradaki bir astsubaya bile müdahale edemedi savcımız eli kolu bağlıydı oysa şimdi çok farklı bi durum söz konusu ellerde çarşaf çarşaf delil var isteyen tolon u eruygur u ziyaret etsin bize ne! isteyen posta koysun bize ne! artık güç bizde kardeşlerim yaz boyu darbeye karşı toplandık meydanlarda bağırdık artık halk darbeyide darbeciyide iyiyi de kötüyü de kavradı! formalite icabı altı boş bi soruşturma ne çıkarki sizce tabiki hiç birşey laf olsun diye hükümet oğluna kızmış ki komşular bizim çocuğumuzu dövüyo diye şikayet etmesin :) bilindiği üzere dava başladığı zaman bazı medya grupları olayı sulandırmaya çalıştı bazı siyasi partiler davayı görmezden geldi hatta iddianame açıklandığı zaman chp dağ fare doğurdu şeklinde saçma bi slogan ortaya attı aç medya bunu kullanarak hükümete saldırdı baktıki davayı engellemek adına bi adım atamadılar bu sefer köşe bucak erkonekon savcısını aramaya başladılar ki savcıyı deşifre ederek hedef göstereceklerdi davanın yavaşlaması adına. Bu sıra kuddisi okkır ölümü meydana gelince zekeriya öz günah keçisi ilan edildi. Ergenekon diye bir yapılanma olmadığını ısrarla söyleyen çeteyi inkar eden zihniyet hemen savcıya çullandı okadar belaltı saldırılar olduki ergenekon gazete ve medyalarında zekeriya öz cellatmış gibi gösterildi ve bu yüzden öz den nefret eden bi kitle oluşturuldu.buda davanın sıhhati açısından kötü bi durumdu kesinlikle. hükümet bu saldırgan politikaların biraz yavaşlaması adına öz'e soruşturma açtı soruşturmanın altından bişey çıkmayacağı apaçık belli : öz ünde temize çıkması lazım ki bu haberler bi şekilde daha ılımlı bi hale gelmeli.her şey prosedüre uygun olmalı yani hükümetin ayak oyunları. ayağında top sektirirken medya oraya odaklanacakki bu numaradan sıkılıp gözünü ayırınca zekeriya öz de doksanlara golünü atacak başarılı bi savcı çok zor bi davayı hükümetin fermanıyla mükemmel bi şekilde yerine getiriyo sizce onu kaybedecek bi adımın şuanda atılması mümkünmü kesinlikle değil.



Mehmet Emin GENÇER, Genç Sivil,
10 Eylül 2008, Çarşamba 04:50

Arkadaşlar, inceleme resmi işlemler takibinde yapılıyor. Yani bir şikayet var ve normal tepki veriliyor. Bu bir ayağı çukurda bir ayağı ergenekonda olan tiplemelere pabuç bırakılacağı anlamına gelmiyor… Yeni bir şey değil sadece medyanın bir anda patlattığı bir haber, nedense Deniz Baykal’ın Savcı’ya imalı bir şekilde tehdit etmesi ( http://www.cafesiyaset.com/haber/20080909/Baykal-ustu-kapali-tehdit-etti.php ) aynı zamana denk geliyor… HABER BAĞLANTISI İÇİN: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=736150&title=savci-oze-sorusturma-haberleri-adalet-bakani-sahini-kizdirdi HABERİN ÖZETİ: 'Savcı Öz'e soruşturma' haberleri Adalet Bakanı Şahin'i kızdırdı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon davası savcılarıyla ilgili incelemenin haftalar önce başladığını ve tamamlanmış olabileceğini söyledi.



omer tulgan,
10 Eylül 2008, Çarşamba 03:47

umalim ki, henuz durum kesinlesmedi. ama, velev ki dogru cikarsa, yani ergenekon davasi da semdinli davasi gibi herkesin gozleri onunde bogazlanirsa: namuslu, degerli hukuk adamlarindan bir "ergenekon mahkemesi" olusturulup, artik tum kamuya mal olmus olan delilller temelinde, uluslararasi kanmuoyu onunde cetenin yargilanmasini oneririm...



Toplumsal Olaylari Arastirma ve Yuzlesme Dernegi, www.yuzlesmedernegi.org, info@yuzlesmedernegi.org,
10 Eylül 2008, Çarşamba 03:41

Ergenekon Dosyasi Kapatilmak mi isteniyor? Turkiye'de Susurluk ve Semdinli gibi baska ulkelerde hukumet devirecek duzeydeki olaylarin uzerinin ortuldugune tanik olmus yurttaslariz. Boylesi bir gecmise sahip insanlar olarak son gelismeler bizde Ergenekon'un da uzerinin ortulecegi izlenimini vermektedir. Hukumet askerle gerceklestirdigi buyuk uzlasmanin bedeli olarak Ergenekon'u sunmaktadir. Bunun ilk isareti de Genelkurmay'in Ergenekon sanigi iki pasayi ziyaretiyle verildi. Simdi de Hukumet eliyle Ergenekon Savcisi hakkinda sorusturma acarak tipki Semdinli Savcisini kurban ettigi gibi bu onemli sorusturmanin yurutucusunun onunu kesmek, istiyor. Turkiye'nin yakin tarihini buyuk olcude etkileyen bu karanlik olaylari ve derin iliskileri desifre eden, Turkiye'nin gecmisiyle yuzlesmesinin kapilarini aralayan Ergenekon surecinin de Semdinli ve Susurluk gibi sumen alti edilmesi, Turkiye'nin gelecegini karartacaktir. Turkiye'nin ekonomiden siyasete, yargidan medyaya dek her yanina sirayet eden bu derin ve kirli karanligiyla yuzlesme imkâni yaratan Ergenekon surecinin uzerinin kapatilmak istenmesine karsi herkesi duyarli olmaya, sorusturmanin her turden mudahaleden uzak ve saglikli yurumesi icin harekete gecmeye cagiriyoruz.



Bekir L. Yildirim, gencsiviller@yahoogroups.com
9 Eylül 2008, Salı 07:32

Durun arkadaşlar hele o kadaer çabuk teslim olmayın ve bu işte cephedeki insanları da o kadar yüreksiz dirençsiz, oımurgasız addetmeyelim. Olan şey şu: Biliyorsununz başta Ergeneokn,un asvuktaı ve malum medyası olmak üzere Ak Parti Hukumeti aleyhine Ergenekon sürecinvnde kenmdilerini savcı olrak konumlandırdıkları süreci cok saygın Ertgenekoncu çetecilere aleyhine etkilediğii, savcıı xzekeriya Öz,u deNETLEMEDİĞİ SUCLAMALARI VAR. Savcı hakkında görevi kötüye kullsandığı suçlamaları geldiğinde (Ki GEMİŞ HEM DE TONLA) Adalket Bakanı hadin ordan ben savcıma dokundurtmam" diyemez. Dediği zaman Ergenekon soruşturmasına zarar verir. O da bu ERGENEKON,ubn savcısı, yargıyı et6kiliyor suçlamasına ve muhtemelen bişr dahaki parti kapatma tesebbusune malzeme sağlamamak ve kanunların emrewttiği prosedürü yerine geti rmek için tabii ki ya "müfettiş incelemesi" yatıracak . YANI ŞU ANA KADAR OLAN RUTİN PROSEDUR. AMNMA EGER ZEKERİYA OZ DE SEMDINLI SAVCISI MUAMERLESİ CEKİLİR İSE (ki 367 Sabih tam da bunu söyledi) işte o zaman bu millet ayaklanmaz ise "layık olduğunuz gibi yönetilirsiniz". 60 darbecilerinin hesabını Demokrat Partiden sormadık. Kızını dovmeyen dizini döver hesabı barı askere dokunmamıyoruz Tayyib,i dovelim demek te ne demokratiktir ne vicdani.



Yuksel YILDIRIM,
9 Eylül 2008, Salı 07:06

Ergenekon soruşturmasında sürpriz gelişme. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeria Öz hakkında inceleme başlatıldığını açıkladı. Yargı yılının açılışı dolayısıyla TBMM'de verilen resepsiyonda gazetecilere açıklamalarda bulunan Mehmet Ali Şahin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun Kuddusi Okkır'ın ölümü ve süre uzatımının da içinde bulunduğu 9 ayrı dosya nedeniyle Ergenekon operasyonunu sürdüren Zekeriya Öz hakkında inceleme başlatıldığını açıkladı.

sayin bakanim.. neler oluyor?? bu haber dogru mu??
http://www.habervaktim.com/haber/33082/ergenekon_sorusturmasinda_surpriz_gelisme.html
eger dogruysa.. bu ak partinin teslim bayragi demektir.. ve ak parti de kirli duzenin partisi oldu ve artik hicbir destegi hak etmiyor demektir.. asker/komuta degisti, bir ziyaret yapildi diye; kirk yilda bir cikan durust bir savci daha harcanacak, oyle mi?? tipki semdinli'deki gibi.. inanamiyorum.. gercekten inanamiyorum.. artik hicbir siyasiye, hic kimseye guvenimiz kalmadi.. bu ikinci olay/oluyor?/.. bakalim bir dahakinde, basiniz belaya girdiginde halktan destek bulabilecek misiniz..?? yaziklar olsun, bu inceleme kararinda oyu?/katkisi olanlara.. vatanini milletini seven, ulkesinin gelecegini dusunen bir vatandas olarak bu olayi siddetle PROTESTO ediyorum.. SiDDETLE... akla ziyan bir sey bu.. OLAMAZ..!!!! zaten guvenilmezlik sinirlarindaki yargi ile beraber ak parti de bitti/bitecek bu olayla, demektir.. her neyse.. saygilarimla..



omer,
9 Eylül 2008, Salı 07:01

Insallah dusundugumuz gibi degildir diye dua ediyorum. aynen katiliyorum... ben gerci almanya'da oldugumdan oy vermek nasip olmadi - verseydim, her halde ben de AKP'ye verecektim... ...de: caresizlikten - baska ne yapabilirdik ki... inanmak istemiyorum... ama: Ak Parti gercekten boyle bisey yaparsa erisebildigim her kisiye, her adrese, her mail kutusuna "bir daha AKP'yi secmeyin" diye seslenecegim...



Yavuz DEGIRMENCI - GENÇ SİVİL,
9 Eylül 2008, Salı 06:51

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı öz'e adalet bakanlığı tarafından soruşturma açıldığı söyleniyor. Ak Parti boyle bisey yaparsa; onlar oy veren ellerim kirilsin diye haykiracam. yillardir savunup durduk onlari. Ama bunu yapmaya haklari yok. Bir Semdinli olayi daha yasamaya tahammulum yok. Bu haber yuregime hancer gibi saplandi. Yillarca guvenip savundugum bu siyasi partiyi gozumden dusurdu. Insallah dusundugumuz gibi deildir diye dua ediyorum. Yavuz DEGIRMENCI, ITU Isletme Muhendisligi, ITU Faculty of Management Management Engineering(2003)



bir vatansever,
5 Eylül 2008, Cuma 04:52

MEMLEKET NASIL KURTULUR? Orta Asya’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, Ergenekon en iyi yol gösterici tarihî tecrübedir. Tabi buna bir de 1930’larda tek partinin uyguladığı Kemalist politikalar da eklenince kurtuluş yolu net ve bellidir: “Dış güçlere kendilerini satmayı içlerine sindirebilmiş olanlar haricinde tüm Türk sanatçı, aydın ve bilim insanlarının Kemalist hareket derneği çatısı altında yer almalarının sağlanabilmesi gerektiği, çünkü kitleleri kolaylıkla etki altına alıp peşinden koşturmayı başarabilen yalnızca sanatçı ve entelektüel çevreler olduğu, Kemalist hareket derneğinin ivedilikle kurulup hayata geçirilmesi gerektiği, bu hareketin finans kaynağını Türk iş adamı, esnaf ve tüccarın yapması gerektiği” gün gibi aşikardır. Dolayısıyla halk kitlelerinin harekete geçip düşmanı ‘kan denizine’ dökmek; kimi toplumda provakatif eylemler gerçekleştirebilmesi ve her türlü toplumsal eylemler yapabilmesi için, Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütleri günümüzde yeniden kurmayı, bu oluşumları ‘Ulusal Güç Birliği’ çatısı altında toplamayı ve bu oluşumun başına bir Türk kızını getirmeyi planlamaktan başka çare kalmamıştır... Bunun için hemen bir ‘teşkilat-ı mahsusa’ kurup ülkeyi top yekun yeniden harekete geçirmek, geçmezse de kafasını kırarak, kol bacak kopararak, bayrak yakarak, Kürt-Türk çatışması çıkararak, kaos yaratarak, ekonomik kriz çıkararak; bu harekatı mutlaka başlatılması lazımdır.



bir vatansever,
5 Eylül 2008, Cuma 04:47

Türkiye 1919’dan daha kötü günler yaşamaktadır. Çünkü o günlerde ülkeyi işgal eden düşman belliydi ama bugün ülkeyi işgal eden düşman çok sinsi ve üstelik halktan birisi gibi de gözükmekte olduğundan görünür değildir. Bu işgal gücünün birkaç önemli özelliği vardır; her şeyden önce kendisini halka çok sevdirmiştir. Her zaman ve her yerde halkla beraber olabilmektedir. Bu vesileyle de halkı her zaman daha kolay yanına çekebilmektedir. Maskesi düşürülmediği sürece de bunu yapmaya devam edecektir. Bu maskeyi düşürmek ise sanılanın aksine hayli zordur. Çünkü bu düşman kuvvetlerinin artık medya destekleri de var ekonomik güçleri de. O halde yapılması gereken önce ekonomik olarak düşmanı çökertmek sonra bunlara destek olan medyayı halkın gözünde satılmış ve yalaka medya olarak göstermek ve en son darbeyi de askerî bir güç gösterisi ile sonuçlandırıp ülkeyi kurtarmaktır. Tabi bu yolda ilerlerken yerli iş birlikçi düşman kuvvetleri ile vatansever kuvvetler güç birliğinin çatışması kaçınılmaz olacaktır. Bu hainlerin bertaraf edilmesinde ölüm dışındaki her şey teferruattır. Bir an önce bu düşmanı denize dökecek, kimilerini ipte sallayacak, gerektiğinde kör bir kurşunla istediği kişinin hayatını karartacak, dünyasını değiştirecek, bölücülerin temsilcisi olanların alnının ortasına 8 mermi boşaltacak bir zeminin oluşturulması her vatanseverin vatan borcudur. Bu yolda hiçbir engele takılmadan devam edilmelidir. Demokrasi ve hukuk gibi kavramlar da zaten bu işgalcilerin gittikçe derinlere sızmasına neden olan iki önemli aldatmacadır. Bize vatan gereklidir, gerisine ihtiyaç yoktur. Aynı zamanda bu işgalci gücün dış mihraklarla da çok güçlü bağları var. Varolan hükümetin de ‘bir mütareke hükümeti’ olduğu açıktır. Bu yobaz düşman kuvvetlerinin bir avuç vatansever dışında fark edilmemesinin en önemli nedeni de ‘totaliterlik merdiveni ile demokrasiye ulaşmaya yeltenenlerin, önce faşizmin, ardından Nazizmin ve sonuçta emperyalizmin kucağında kendilerini bulduklarını, bazılarının darağacında can verdiğini, bazılarının zincir bozan günlerini yaşadıklarını, bazılarının da kalp krizi kuşkuları ile arkalarında ‘Ben zengini severim(!)’ sloganını bırakarak bu dünyadan göçüp gidenler’in her zaman halktan büyük bir destek almasıdır.



orhanaydin1982, gencsiviller@yahoogroups.com
5 Eylül 2008, Cuma 02:52

Veli Küçük buna çok darılacak. Yeni Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un ilk icraatı Ergenekoncu meslektaşlarına sahip çıkmak oldu. Kocaeli Garnizon Komutanı, Başbuğ'un emriyle Ergenekon tutuklusu Tolon ve Eruygur'u ziyaret etti. Bir de Genelkurmay, ziyaretin TSK adına yapıldığını sanki sormuşuz gibi, göğsünü gere gere açıkladı. Çok merak edilen "Ergenekon'un muvazzaf subaylara ilgisi" böylece ortaya çıkmış oldu. Genelkurmay Başkanı bu hareketiyle sözde değil, özde bir Genelkurmay Başkanı olacağı mesajı vermeye çalışırken bir kez daha hepimize özde değil sözde bir demokrasimiz ve hukuk devletimiz olduğunu hatırlattı. Ayrıca bu ziyaretle Şemdinli'deki bombacı askerler için "Tanırım, iyi çocuklar" diyen Büyükanıt'tan sonra, İlker Başbuğ da "Tolon ve Eruygur'u tanırım, iyi paşalardır' diyerek post-modern odaklara inat bir askeri geleneğe sahip çıkmış oldu. Ama bu ziyaretin başka bir emekli paşa ve Ergenekon tutuklusu olan ancak bunca zamandır TSK tarafından ziyaret edilmeyen Veli Küçük'ü derinden yaraladığını tahmin etmek güç değil. Yine hiç şüphe yok ki bu ziyaret " artık komutanlardan laf değil icraat istediğini" belirten küskün Deniz Baykal'ın da gönlünü çelecektir. TSK'nın resmen ve bağıra çağıra "Ergenekon'un iyi paşalarını" ziyaretinden sonra, Şemdinli'de Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenlerin Ergenekon Savcısının da başına gelmesinden endişe ediyoruz. Bu ziyaretin neden yapıldığı ve neden böyle duyurulduğu hakkında hemen bütün bu paşaların bağlı olduğu hükümetten ve aylardır zırt pırt "yargıya müdahale ediliyor" diye muhtıralar yayınlayan Yargıtay ve Danıştay'dan birer açıklama bekliyoruz.



Mücteba - Genç Sivil,
5 Eylül 2008, Cuma 02:44

Yargıyı etkilemek için yapılan bu eylem TCK 277. maddesine göre 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasını gerektirmektedir. Genelkurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı suç işlemiştir. 3. fıkra da suçlarını örtbas etmek için yaptıkları yalakalıktan başka bir şey değildir. Sevgilerimle,



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
4 Eylül 2008, Perşembe 07:49

GENELKURMAY, ERGENEKON DAVASINI ŞEMDİNLİ DAVASI GİBİ AKAMETE UĞRATMAK İSTİYOR! TERÖR ZANLISI EMEKLİ GENERALLERE TSK ADINA(!) ZİYARET!!! Şemdinli Davası sanığı muvazzaflar, Van 3. Ağır Ceza mahkemesi tarafından 39'ar yıllık ağır hapis cezasıyla cezalandırılarak, askerlerin PKK yaptı süsü vererek bombalama eylemleri yaptıklarını, PKK'yı bitirmek yerine terörü daha da kışkırttıklarını, yani teröre bulaştıklarını en yetkili ağızdan ifade etmiş ve kararında da direnerek Kontrgerillacıları şok etmişti. Kontrgerillacılar da boş durmamış davayı askeri mahkemeye aldırarak ve kararında direnen Van Mahkemesi üyelerini başka mahkemelere sürgün ederek, Savcı Sarıkaya'yı mesleğinden atarak intikamlarını güya almışlardı! Ama farkında değiller ki yaptıkları tüm bu gaflar, eğitim seviyesinin ve iletişimin müthiş arttığı çağımızda artık şüphe bırakmayacak şekilde sırıtıyor, tepki görüyor. Onlar sanıyor ki millet bunu sineye çeker veya TSK'nın bazı kademelerine yuvalanmışlar ne yaparsa yapsın doğru görür. Yanılıyorlar. Ne millet ne de cesur yürekli yargı camiası bu yapılanları sineye çekiyor. Şemdinli ayak oyunlarına ve 27 Nisan Muhtırası'na rağmen millet seçimde onların istedikleri tabloyu verdi mi? 27 Nisan'da görüşlerini açık şekilde belirttikleri güya tüm TSK'yı temsil eden talihsiz bildiride, AKP'nin cumhurbaşkanı seçmesini engellemeye çalıştılar da ne oldu, engelleyebildiler mi? Savcı Ferhat Sarıkaya'nın başına gelenler diğer savcıları yıldırdı mı? Hayır, eğer korksalardı Ergenekon davasını açmazlar ve sürdüremezlerdi. Sarıkaya olayı diğer hukukçu, ama gerçekten hukukçu, yargıç savcı avukat ve diğer tüm cesur yürekli yargı camiasını derinden derine ayağa kaldırdı. Farkında değiller. Eğer bu cesur yürekler olmasaydı, Van Mahkemesi kararında direnir miydi, Van üst mahkemesi alt mahkemenin kararını savunur muydu, Savcı Zekeriya Öz ve arkadaşları Ergenekon Terör örgütü üzerine kararlılıkla gidebilir miydi, yeni soruşturma delillerini ele geçirmek için yapılan kontrgerilla atağına direnebilir miydi?

Tekrar etmek gerekirse En üst makamdan alttakine kadar muvazzafıyla yargısıyla ve diğer tüm dallarıyla Kontrgerilla, Şemdinli ve Ergenekon soruşturmalarında kuyruğundan da olsa yakalanmış. Çırpınmalar bu yüzden. Özellikle Ergenekon soruşturması onları gittikçe köşeye sıkıştırıyor olmalı ki bu kadar deşifre olmaya başladılar. Arkadaş sen TSK adına terör zanlılarını ziyaret edemezsin, edenler de TSK'yı temsil etmiyor! Kocaeli garnizon komutanı, niye eski generalleri Veli Küçük'ü unutmuş? Küçük, o bölgenin komutanlarındandı. Vefa ise ona da vefa. TSK milletindir. Ona rağmen bunu yapmaya kalkıp millet bizim kölemizdir ne dersek onu yapar bizi çok sever arkamızdan gelir diyorsan yanılıyorsun. TSK'yı siyasete hatta terör zanlılarına desteğe bulaştırmaya çalışanlar da yargıyı etkilemek suçunu işliyorlar. Yargıya saygılıyız gibi laflarla kimseyi çocuk yerine koymayın, bu ülkeye birazcık olsa saygınız sevginiz varsa gelin yasalardan yana olun, ama gerçekten olun. Bazı üniformalılar, vergisiyle karınlarını doyurdukları milletine ihanet etmesinler, bu izlenimi bırakmasınlar. Bilesiniz ki bu izlenim gittikçe belirginleşiyor. Yasalara gerçekten saygınız varsa sanıkların yargılanıp beraat etmelerini bekleyin. Bir kurumu temsil ettiğinizi açıkça söyleyip terör zanlılarını ziyaret etmenizin insani bir anlamı yok, sadece mesaj veriyorsunuz. "Dayanın, özel harekatımız başladı ve sürüyor sizi buradan çıkaracağız, tıpkı Şemdinli'deki arkadaşlarımızı çıkardığımız gibi. Savcılar daha fazla soruşturmayı sürdürmesin, yargıçlar onları beraat ettirsin, arkadaşlarımızı en üst seviyede savunmaya kararlıyız!" Bu mesajınız çok açık. Tabi emriniz olur. Anayasaya ve milletine bağlı hangi yargıç ve savcı bu saatten sonra sizden ürker, onların kervanı yola çıktı bir kere, yürüyor.

Kontrgerillacı arkadaşlar, anladık kolay teslim olmayacaksınız, bu ülkeye belki biraz daha belki de uzun süre sancı vereceksiniz, ama karizmanızı çizecek şekilde gaflar yapmanızı da sizin seviyenize yakıştıramıyoruz. Daha üsluplu, seviyeli bir vuruşma olmalı. Yani, örneğin açıkça çıkıp görüşlerinizi ifade etmeyi deneyebilirsiniz. Doğru ise millet de görüşlerinizi paylaşacak ve seçimlerde sizlere gerekli desteği verecektir. Buna güvenmiyor musunuz? "Göbeğini kaşıyanların bizi anlamasını beklersek bu iş olmaz" mı diyorsunuz? Konseptinizi değiştirmeniz yaldızlı cümlelerle süslemeniz kendinizden başkasını kandıramaz. Yasalara sözde değil özde bağlı olmalısınız. Bunu anlamanız gerekiyor.

Üniformasından ayrılmış emekli generallerden Osman Pamukoğlu gibi yaparak, eğer siyaset yapmak istiyorsanız üniformanızı çıkarmanızı ve siyasete atılmanızı tavsiye ederiz. Pamukoğlu, cezaevinde bulunan emekli orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) adına ziyaret edilmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ülkenin zaten yeteri kadar sorunu olduğunu, her hareketin tam hesaplanmadan, neyi götürüp neyi getireceği dikkatle göz önüne alınmadan yapıldığında toplumun ikiye ayrıldığını ifade etti. Parti olarak, ''yargının üzerinde asla ve kata hiçbir gölge meydana getirilemeyeceği'' görüşünde olduklarını vurguladı. Sizlerin de bu düşünceye ulaşmanız dileğiyle...

Konuyla ilgili basından bazı yazılar:
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=04.09.2008&y=AliBayramoglu , http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=733838 , http://www.bugun.com.tr/yazar.asp?yaziID=38891 , http://www.sabah.com.tr/haber,1BAAABDA263343A9B6328E3C0B358B27.html , http://arsiv.sabah.com.tr/2008/09/04/haber,3DE09C2E2DA7402F956AECB355DA5071.html , http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=16208 , http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=16195 , http://www.stargazete.com/politika/ergenekon-icin-semdinli-riski-olusturuldu-125407.htm , http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ikinci-semdinli-mi-125441.htm , http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&Date=04.09.2008&ArticleID=986522&AuthorID=68&b=&a=Derya Sazak , http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=YazarYazisi&ArticleID=897016&Yazar=İSMET BERKAN&Date=04.09.2008&CategoryID=97 , http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9815661.asp?yazarid=131&gid=61&sz=53364



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
3 Eylül 2008, Çarşamba 06:49

Demek ki Ergenekon soruşturması kontrgerilla canavarını kuyruğundan bile olsa yakalamış. Ankara'da esrarengiz işler! İP'teki Ergenekon baskınına soruşturma açıldı. İstanbul Organize Şube'nin Kontrgerillacılar tarafından nöbetçi mahkemenin izniyle basıldığı ortaya çıkmıştı. Olay çok önemliydi! Olayın başkahramanları AYM başkanvekili Osman Paksüt ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı idi. Kontrgerillacıların birdenbire ve inanılmaz şekilde somutlaşan çırpınmaları, kendilerini kuşatan ve gittikçe daralan çemberi yarma girişimleri sürüyor ve İtalyan kontrgerillası Gladio'yu soruşturmasıyla ortaya çıkarıp çökerten Savcı Felice Casson'un da uyardığı gibi Savcı Zekeriya Öz ve arkadaşlarının işi kolay değil. Kontrgerillacılar kolay pes etmeyecek, bu tahmin ediliyordu zaten. Ama bir şey gittikçe netleşmeye başladı. Savcı Öz ve arkadaşları, Ergenekon soruşturmasıyla kontrgerillacıları kuyruğundan da olsa gerçekten yakalamayı başarmış ve soruşturmanın seyri kontrgerillacıları daha da zora sokacak.

Ankara Başsavcılığı'nın Ergenekon soruşturmasını baltalamaya çalıştığı açık olan bu iki girişimden sonra diğer bazı şeylerin nedeni de aslında daha bir netleşiyor. Şemdinli soruşturmasına bakan Savcı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten atılması, Şemdinli davasının Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ağır cezalarla neticelendirilmesi üzerine Kontrgerillacıların davayı askeri mahkemeye sevk ettirerek tekrar gördürme girişimleri... Kontrgerilla örgütlenmesi giderek netleşiyor!..


Ankara'da esrarengiz işler! İP'teki Ergenekon baskınına soruşturma
Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden, Ergenekon operasyonu kapsamında İşçi Partisi'nde (İP) gerçekleştirilen arama işleminin hukuka aykırı yapıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı. Söz konusu baskında, Yargıtay'a suikast krokileri ele geçirilmişti.
Ergenekon terör örgütü dava süreci, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmalarla sarsılıyor. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt'ün dinlendiği iddialarını araştıran Ankara Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan'ın İstanbul Organize Şube Müdürlüğü'ne yaptırdığı baskının ardından, yeni bir soruşturma daha geldi. Memur suçlarına bakmakla görevli Ankara Savcısı Abbas Özden, Yargıtay'a suikast krokilerinin de ele geçirildiği İşçi Partisi'nde yapılan arama işleminin hukuka aykırı yapıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün talimatı üzerine Emniyet güçleri, 21 Mart 2008 günü İP Genel Merkezi'nde, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem'in evinde arama yapmıştı. Aramalarda bir CD içinde, Yargıtay binasına giriş ve güvenli kaçış yollarını belirten ayrıntılı bir suikast krokisi ele geçirilmişti. Ergenekon iddianamesinde de yer alan belgelere karşı İP'liler, delillerin Ceza Muhakemeleri Kanunu'nda belirtilen maddelere aykırı elde edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu. İP'liler, bilgisayarlara şifreli oldukları gerekçesiyle yedekleme yapılmadan el konulduğunu, bilgisayarlardaki verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı, kendilerine verilmediği ve bilgisayarlara kendilerine ait olmayan bilgilerin yüklenmesinin mümkün olduğu iddiasını dile getirdi. Suç duyurusu üzerine Abbas Özden soruşturma başlattı. Savcının, CMK'nın 134. maddesinin ihlal edildiği, yedekleme yapılmadan bilgisayarlara el konulduğu, verilerin yedeklerinin çıkarılmadığı ve parti yöneticilerine el konulan verilerin birer örneğinin verilmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni talep edeceği ifade edildi. Arama ve el koyma işlemi, Cumhuriyet savcısı gözetiminde gerçekleştirilmişti. Savcının bu girişimiyle Ergenekon delillerinin bir kısmının tartışmalı hale geleceği de öne sürüldü. CMK 134. madde, şifrelenen bilgisayarlara girilememesi halinde el konulacağını, şifrenin çözülmesi ve gerekli kopyanın alınması durumunda el konulan cihazların iade edileceğini belirtiyor.
Hukukçular, soruşturmalarda el konulan bilgisayarların yedeklemelerinin, şüpheli ve vekiline verilmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığını, ancak ilgili kişilerin talebi olursa bu yedeklemelerin verileceğini ifade ediyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedri Eryılmaz, "Yedeklemenin verilmemesi delillerin kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Burada basit bir hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Zanlının delillerin kendi bilgisayarında olmadığını ispatlaması gerekir." şeklinde konuştu.
Arazi yolsuzluğu dosyalarında adı çıktı: Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu'nun adı Büyükçekmece Adliyesi'nde kaybolan dava klasörlerinden çıktı. Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerine giren Büyükçekmece'deki arazi yolsuzluğu belgelerinin, daha önce başka bir davaya konu olduğu Büyükçekmece Adliyesi'nde kaybolduğu belirlenmişti. Kaybolan klasörler, Büyükçekmece ve beldelerine yönelik arazi yağması operasyonu ile ilgiliydi. Operasyonu yapan dönemin Jandarma Binbaşısı Zeki Bingöl'ün mahkemeye sunduğu deliller kaybolmuştu. Bingöl, Boyrazoğlu'nun başında bulunduğu S.S. Defne Dalı Konut Yapı Kooperatifi'ne Kadıköy Belediyesi tarafından arsa tahsisi yapıldığını söylüyor. Boyrazoğlu, son olarak İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne yapılan baskınla gündeme gelmişti. Baskın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın emriyle yapılmış ve Ergenekon dosyaları kopyalanmak istenmişti. Boyrazoğlu'nun Ergekenon sanıklarından Sedat Peker'le irtibatı da medyaya yansımıştı.
(http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=733008)

Okur Yorumları:
Ilker Cetin, 02 Eylül 2008: Bu Nasil Hukuk!? Polis Akedemesi ögretim üyesi diyor ki "Burada basit bir hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Zanlının delillerin kendi bilgisayarında olmadığını ispatlaması gerekir." Hukuka aykiriligin basiti, basit olmayani nedir acaba!? Zanli delillerin kendi bilgisayarinda olmadigini nasil ispatlayacak!? Olmayan sey nasil ispatlanir yedekleme yapilmamissa!? Cok ciddi yapilmasi gereken bir sorusturma Savci Öz tarafindan hukuk skandalina dönüsecek yazik Türkiyeye!!

hasan yılmaz, 02 Eylül 2008: selam maşallah adam savcı değil ergenekon savar.adam suçluları yakalayacağına kurtarmanın peşinde.

Nebi AKYOL, 02 Eylül 2008: CMK 134. maddeyi sadece Ankaradakiler mi biliyor?? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sayın ÖZ'ü yürekten kutluyorum. Bunca belirsiz ortam ve çirkefliklere rağmen büyük bir iş başarmıştır. Bundan sonra bu davanın sıhhati T.C. Devletine kalmıştır. devletimiz tüm imkanlarıyla bu pisliği temizlemeye kararlı olmalıdır. Yoksa birsürü hokkabaz pisliği bize temiz bir şeymiiş gibi pazarlamaya kalkacak..

ömer budak, 02 Eylül 2008: onu bilmiyecek ne var, ergenekonun yargıda ki uzantısı karşı atağa geçti. hala ip 'e kapatma davası açılmadı. neden? demek ki ergenekon hala işbaşında. bence işe yargıdan başlanmalı.

hakan çelik, 02 Eylül 2008: dezenformasyon!!!! biraz objektif yazsak n'olur. krokiyi anladıkta, SUİKAST için oldunu nerden biliyorsunuz anlamadım. acaba üstğnde suikast krokisi mı yazıyordu.

nazim bora, 02 Eylül 2008: Aliskanliklar.. Tabi bazilari bu duruma bozuldular Aliskanliklari alt ust oldu. Girilemez cesaret edilemez denilen yerlere girildi. Tabular yikildi. Cunku, Onlarin normal prosedurleri: "Cocuklara soyleyin etrafi toparlasinlar ,malum yerden baskina geliyorlar" idi. Kotu aliskanliklar ,zamanla bagimlilik yapabiliyor. Bunlarda onun tepkimeleri.....

mustafa ankara, 02 Eylül 2008: Başka isteğiniz varmı. Mesela altından bir hapishane nasıl olurdu? Ne yedeği alıp verecekmiş kardeşim, suçluların eline birde suçunun yedeğinini tutuşturup vermekmi lazım. Nasıl bir mantık bu. Bilgisayar kaydı veya evrak ne farkı var, suç evrağının fotokopisini çekip bide suçluyamı verecekler. Oldu başka isteğiniz varmı?

Hızır Bağdatlı, 02 Eylül 2008: boyle bir savcı HALA nasıl gorevde anlamak mumkun diil

ali gültekin, 02 Eylül 2008: Gülünecek işler. Kontgerilla olayını 1977 tarihinde solcular yumurtlamıştı.Yıllarca (baykal'da dahil)ortaya çıksın diye uğraştılar.Şimdi amerikancı dedikleri kontgerillayı solcular ve mezhepci takılanlar savunuyor.Çok yazık;saçları kırarmış çocuklar lenin'in öldüğünü yeni öğrenmişler.Boşlukta kaldılar.

Mehmet Kemal, 02 Eylül 2008: İnsaf Arkadaşlar, Yukarıda ki yazıdan bir alıntı " Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bedri Eryılmaz, "Yedeklemenin verilmemesi delillerin kabul edilmeyeceği anlamına gelmez. Burada basit bir hukuka aykırılık söz konusu olabilir. Zanlının delillerin kendi bilgisayarında olmadığını ispatlaması gerekir." Bassit bir hukuka aykırılıktan söz ediliyor, hukuka aykırılığın basitliği diye birşey varmıdır? Hukuk hepimize lazım değil mi?

fatih ildar, 02 Eylül 2008: Neden, Bence dogru cunki hukuk sistemide yanlis yaparsa kime guvenecegiz.

zülfikar şen, 02 Eylül 2008: kimi niye koruyorlar, devlet için tehlike söz konusu olursa orada hukuk kuralları vs düşünülebilir mi? belli ölüçülerde yapılabilecekler olmalı.telefonda dinlenmeli baskın yaparak varsa belgelerde ele geçmeli. telefonunu dinliyorum ona göre konuş denemez. baskın yapacağım ortamı ona göre ayarla diye haberde gönderilmez.bunlar aniden olmalı. ikiside devletin savcısı ne diyebiliriz ki?

levent çandarlı, 02 Eylül 2008: BU DAVA HALA RİSK ALTINDA, her şey ortada olsa bile bu ergenekon davsı hala risk altında hala yılan canlı hala güçlü ve hala kontrol edilemez vaziyette, bu yılan tam olarak etkisiz hale gelmedikçe bu millete rahat yok

ahmet ay, 02 Eylül 2008: ergenekonun isbatı, savcının bu hareketlerinden şu sonucu kolayca çıkartabiliriz ergenekon diye bir örgüt vardır ve lider kadrosu hala iş başındadır ve gerekli girişimleri yapmaktadır yoksa bir savcı nasıl usulsüz baskın yapar anlamak mümkün değil

ibrahim ulusoy, 02 Eylül 2008: Bunuda Fişlemişler... Bununda fişini kesmişler belli oluyor...İp genel başkan yard. geçenlerde hastalığı nedeniyle tahliye olmuştu yoksa bunun için mi tahliye oldu.biraz şüpheli geliyor bana.

Mehmet Ali Samanci, 02 Eylül 2008: Ahtapot hala yasiyor, Bu girisimler ahtapotun hala yasadigini gösteriyor.Hemde yargidan beslenerek.Bazilarinin anayasayi niye degistirmek istemediklerini anlamak cok mu ZORRRRR

Abdülkerim Kürşad Kantarcı, 02 Eylül 2008: Bu haber iyi ! ! ! ? Neden mi? Çünkü ergenekon TERÖR örgütü hakkında lehde ve aleyhde kamuoyu oluşturmaya çalışanlar savaşında aleyhindekilerin eline büyük bir koz geçmiştir. Bu kendi başına ergenekonun ispatıdır. Artık şu açıktır: Egenekon iyi bir şey değil. Ve bu yüzden akla hayale gelmedik zorlama metod ve eylemlerle savunulmaya çalışılmaktadır. AKLANMAYA değili SAVUNULMAYA çalışılmaktadır! Suikast krokisi elinizdeyken "yaa biz yargıtayı korumak için şeytmiştik" diyemezler herhalde. Ama ne yaparlar? O zaten haber

ahmet cakir, 02 Eylül 2008: su rezalete bak kanun adami kanunsuzlarin mudafasini yapiyor bu demektirki kendiside olayin arkasinda suikast planlari cikmis yagitayin krokileri cikmis adam hala yanlis yapildi diyor.

turan, 02 Eylül 2008: bu ne cesaret böyle anlamıyorum kacamaklarla kurtulacaklarınımı umuyorlar türk milleti artık uyandı kimlerin neler peşinde olduğunu biliyor ortalığı karıştırıp hortumlamak yok artık

murat, 02 Eylül 2008: tüm insaca yasayan ibretle baktığımız ülkelerr gıladyosunu temizledi ya biz hala üç maymunu oynuyoruz .insanlığğından utandırıyorlar...vicdanı izanı olan herkesi.

zekeriya şengelen, 02 Eylül 2008: organize işler bunlar savcıyı alıcan sorguya çekecen kimden emir aldığını öğrenmek gerekir ergenekon hala dışarıda

kadir okcu, 02 Eylül 2008: bu olay ankara adliyesi ile istanbulun mücadelesi.yargıda birileri bir şeylere engel olmaya calışıyor. ülkenin geleceğini tehlikeye sokacak kim varsa temizlenmeli. birilerinin yıllar önce atadığı yaptığı ve bir yerlere getirdiği kişiler şimdide vefa borcu ödemeye calışıyor. taraf yargı istemiyoruz.yayınlansın lütfen.

Ahmet kuzu, 02 Eylül 2008: ilginc bir olay!! Bir bassavcimiz Turkiye deki ceteleri temizlemeye calisiyor, diger bassavcimiz ustlerini ortmeye.. Bu ancak Turkiye de olur!!??

ali ahmet özdil, 02 Eylül 2008: devletin, resmi kurumlarının içinde ergonokon'a destek verenler var. ne malum savcıların içinde destek verenlerin olmadığı....



S.Binici, sbinici_1970@hotmail.com
23 Ağustos 2008, Cumartesi 09:56

Emniyetin aydınlık çocukları siz de çooook oluyorsunuz ama... Tam da Ergenekoncu polisleri yazdığımız bir dönemde "Ergenekoncu" polisten geldiği tahmin edilen bir asılsız ihbar mektubuna itibar eden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Şubesi’nde "Osman Paksüt" kaseti aramak için huruç eyledi. Yoksa aranması istenilen, yargıdaki Ergenekon bilgileri miydi?..

Farklı bir yaklaşımla konuya bakacak olursak; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, resmî kurumların illegal olabilecek işlerini "hukuk"un kontrolüne almak için, "asılsız" ihbarları bile dikkate alması bizi gerçekten de çok cesaretlendirdi. Artık hukuk adamları, üniformalıların yapabileceği hukuksuzluklara karşı, asılsız bir ihbara dayanarak bile girişimler başlatabiliyor. Umuyoruz ki, savcılarımız, o ihbarı yapan polislerin ve operasyona izin veren savcıların da Ergenekoncular’la ilişkisinin olup olmadığını da, ayni hassasiyet ve gayretkeşlikle araştırıyorlardır.

Yukarıdaki örneklemden cesaret alarak biz de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerçek bir ihbarda bulunmak istiyoruz. Bizim ihbarımıza karşı da savcılığın aynı cesareti gösterip, ‘tak diye söylenileni, şak diye yapmak’ gayreti içinde olacağına inanıyoruz. Bu ülkede darbe yapmak isteyen cuntacı bir yapılanma; Sarıkız, Ayışığı ve Eldiven adlarında planlar yaptılar. Bu, suç olan darbe eyleminde bulunanlardan birisi hariç, diğerleri hâlâ dışarıda dolaşıyor. Hadi görelim bakalım sayın savcılarımızın hukuka saygılarını, Kanun’u yalnızca bir saz aleti olarak algılamadıklarını. Bir dava açın da, yıllardır "darbe girişimini ispatlayacağım" diye çırpınan Alper Görmüş’ü de çağırıp kendisine sorun. Onun bilgi ve doküman birikiminden de yararlanın.

Yok bunu yapmazsanız, İstanbul Organize Suçlar Şubesi’ne düzenlediğiniz ve sonuçsuz kalan "baskın" girişiminin, kamu vicdanında ve rahatsız olan genç subaylar, genç emniyetçiler, genç MİT’çiler, genç hâkim ve savcılar, genç işadamları, genç eğitimciler ve genç Türkiyeliler’in akıllarında ve yüreklerinde oldukça kuşkuyla karşılandığını size söylemeliyiz.

Bu baskın girişimi ile İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Mersin’de, Trabzon’da, Konya’da ve yurdun değişik yerlerinde, gecesini gündüzüne katarak canla başla çalışan yüzakı güvenlik güçlerinin/ emniyetçilerin yıldırılmasına mı çalışılıyor diye soranlara nasıl yanıt vereceğiz? Kime ve neye hizmet ettiği anlaşılamayan ve özellikle polis noktalarını ve polisin kendisini hedef alan son 2-3 haftadaki terörist saldırılar ile Emniyetin aydınlık çocuklarına verilmek istenen bir mesaj mı vardır? Ne dersiniz?

"Artık çok olduğunuzun farkına varın. Bırakın memleketin Süpermen(ler)i olmayı. Bırakın çeteyi meteyi, mafyayı, kapkaççıyı, teröristi. Demokrasi bir kaç liberalin boş çığlığından öteye gidemeyen bir slogan olarak kalsın. Sizin neyinize demokrasi, çetesiz devlet, barış içinde yaşayan toplumlar. Bırakın ve eski günlere dönün. Gece gündüz çalışmanıza gerek yoktur. Koltuklarınızın altında gazete kâğıtlarına sardığınız sahra telsizlerini yeniden alın elinize. Manava, bakkala, kasaba gittiğinizde telsizinizin antenini gücünüzün sembolüne dönüştürün ve köşeyi dönmeye bakın. Çalışmak, observation araçları ile çetecilerin, Ergenekoncular’ın, teröristlerin peşine düşüp Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili ile Ergenekon Kaçağı’nı yanlışlıkla pişti yapacağınıza, gidin kahvelere ‘al kızı ver papazı’ oynayın. Sakın ha önemli adamların önemli anlarını piştilemeyin. Unutmayın pişti ancak kahvede oynanabilecek bir oyundur."

"Olaylar olur, bombalar patlar, ülke yönetilemez hale gelir ve ülkeyi kurtaracak bir cunta lideri elbet bulunur. Bu lider bir "ay-ışığı" gibi üzerimize doğup, düne kadar patlayan onca bombayı bir anda sessizleştirebilir. Aynı 11 Eylül’e kadar patlayan bombaların, aniden 12 Eylül günü son bulmasında olduğu gibi. Hatta patlayan onca silahın ışıklarından "bir ressam" hassasiyetiyle "Yakamoz" manzaraları çizilebilir ‘netekim’. Ülke "sahipsiz" olmadığına göre, bırakın kendini bu ülkenin gerçek sahipleri gibi gören asalaklar, yıllardır yaptıkları gibi yine işini yürütsün."

Her türlü olumsuzluğa rağmen, işlerini ciddiyetle yapan bu aydınlık insanlar, hukukun üstünlüğü inancıyla, güvenlik güçlerinin yaptığı her eylem ve işlemden hesap vermesinde ve güvenlik güçlerinin yaptıklarında şeffaflık olmasında kararlılar. Elbette önlerinde büyük engeller var. En büyük engel de, kendilerinden önce gelenlerin "devleti koruyacağım" iddiasıyla, bireyi hiçe sayarak ezerken, toplumun her kesiminde bıraktığı izlerin silinemeyecek kadar derin ve acı olması. Elbette aralarında, özellikle yüksek kademelerde, eski zihniyetin temsilcileri az da olsa var. Ama demokratik polislik ve toplum destekli polislik bilinciyle, insan haklarına saygılı, kendini geliştiren, medeni, işkenceye ‘sıfır’ tolerans ile işini yapan bu insanlar, ülke demokrasisinin de sigortası olduğunu artık kanıksadılar. Bu bilinçten hareketle, yalnızca Ergenekon davası sürecinde değil, Sauna operasyonunda da, Atabeyler çetesini yakalarken de, Danıştay saldırganını yakalayıp oyunu bozarken de, bu ülkenin demokrasisini hep ipten aldılar ve bir kez daha işlerini iyi yapmanın onur ve huzurunu yaşadılar.

Bundan rahatsızlık duyan çevrelerin baskıları, amansız eleştirileri ve saldırıları elbette olacaktır. Onlar da bunun bilincinde olarak çalışıyorlar. O zaman Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Başbuğ, İçişleri Bakanı Atalay bu güzel yurdum insanlarını korumalı ve kollamalıdırlar. ‘Bana ne’ kolaycılığından sıyrılıp, Ergenekon’un karşısında olduklarını ve güvenlik güçlerine/polise destek verdiklerini açıklamalı ve arkalarında olmalıdırlar... Eğer bu olursa, biz, geleceğin daha aydınlık, hem de çok daha aydınlık olacağına inanmaya devam edeceğiz.

Emniyeti dalga dalga izlemeye devam edin efendim!..
Önder Aytaç & Emre Uslu - 23.08.2008 , Taraf Gazetesi, http://www.taraf.com.tr/yazar.asp?mid=1659



Recep Taşkın - Moderatör,
20 Ağustos 2008, Çarşamba 07:53

Şamil Tayyar, STAR: KAMUOYU BU SORULARIN CEVABINI MERAK EDİYOR. ŞOK BASKIN için 7 soru. Ş.Tayyar, Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne düzenlenen baskını ve beynini kemiren soruları yazdı.

Başsavcı konuşmalı
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu’nın Kartal Savcısı olduğu dönemde Sedat Peker Kartal Cezaevi’nde yatıyordu. 4 yıl önce bir iddia ortaya atıldı. Dendi ki, Peker’in Boyrazoğlu ile irtibatı var!

İddianın temeli ise Peker’in yakın adamı Varis Bayram Küçük’le Kuşadası’nda bir kahvaltıda bir araya gelmesiydi. İddiaya göre, buluşmayı sağlayan isim ise Yargıtay eski Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya idi!

Hürriyet’in 15 Ekim 2004 tarihli nüshasında yer alan habere göre, Boyrazoğlu, iddialar gündeme gelince kahvaltıyı doğruladı, Varis’i ise eskiden tanıdığını söyledi. Adalet Bakanı Cemil çiçek ise iddiaları araştırmak üzere iki müfettişin görevlendirildiğini açıkladı.

Aradan 4 yıl geçti. Mutlaka, müfettişler iddiaları inceleyip raporlarını sunmuştur. Boyrazoğlu görevinde kaldığına göre, müfettişlerin inceleme sonucunda dava konusu yapılabilecek ciddi bir veriye rastlamadığını ya da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun bu konuda tasarrufa gidecek ciddi bir iddiayla karşılaşmadıklarını söyleyebiliriz.

Kişisel kanaatim de o yöndedir. Ancak, adalet dağıtan makamlarda bulunanların attıkları her adıma, oturdukları her masaya dikkat etmeleri gerekir. İşadamı İdris Yamantürk’ün bir röportajdaki şu sözleri geldi aklıma: ‘Dişlerim kamaşmasın diye ekşi erik bile yemem.’

Evet, savcıların, hakimlerin yiyecekleri eriğe kadar özenli olması gerekir ki, saçma sapan iddialarla yıpratılmasına zemin oluşmasın.

Doblo İstanbul’a mı kaçtı?
Diyeceksiniz, bu konuya nereden geldik.
Dün Star’da Efe Erdem’in son dönemin en güzel haberlerinden biri yayınlandı. Haber şöyle: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ü dinledikleri iddiasıyla Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne baskın düzenledi.

Ankara Başsavcılığı, İstanbul Başsavcılığına 22 Temmuz günü gönderdiği bir yazıyla Paksüt’ün İstanbul Organize tarafından izinsiz dinlendiği yolunda ihbar aldığını belirterek, gerekirse emniyetteki tüm bilgisayar ve kayda el konulmasını istedi.

Bunun için mahkeme kararı gerekiyordu. Alınamadı. Derken 20 gün sonra Fatih Adliyesi’ndeki nöbetçi mahkemeden müteferrik kararıyla izin alındı. İkisi savcı, üçü öğretim görevlisi beş kişiden oluşan bilirkişi ekibi, emniyetteki tüm kayıtları inceledi ama izinsiz dinlemeye dair bir kayda rastlamadı.

Zihinleri kemiren soru şu: Paksüt’le ilgili dinleme iddiası, Ankara’da ortaya çıktı. Ankara’daki emniyet birimleri veya Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki ilgili birimlerle ilgili araştırmaya ihtiyaç varken, neden İstanbul Organize seçildi.

Dün sordum. Hem Ankara Organize hem Terörle Mücadele Şubesi’ne. Paksüt’le ilgili dinleme iddiasına dair benzer bir baskın olmamış. Eğer suçlu emniyet içinde aranıyorsa, neden Ankara değil de İstanbul...

Yoksa İstanbul Organize’nin uydudan Paksüt’ü izlediklerini mi düşünüyorlar? Paksüt ve eşinin şüphelendiği Kavaklıdere’deki Doblo’ya ne oldu?

Bu sorulara makul cevaplar verilemezse, Sedat Peker’in de sanık olarak yer aldığı Ergenekon’un üzerine giden İstanbul Organize’ye yönelik baskında başka niyetler aranır.

Başsavcıya sorular
Konuya açıklık getirmede bir numaralı sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu’dur. Dün aradım, tatilde olduğunu söylediler.
Ayrıca, Boyrazoğlu’nun eli bu konuya değmişken, eğer bilgi sahibi ise şu sorulara da cevap verebilirse, kamuoyunu bilgilendirmiş olur.

1. Danıştay faili Alpaslan Aslan, yakalandıktan yaklaşık 40 gün sonra 26 Haziran 2006 günü Sincan F Tipi Cezaevi’nden gelerek ifadesini neden değiştirdi? O süre içinde Aslan’ı Sincan’da kimler ziyaret etti? Cezaevi dışına çıkarıldığı iddiası doğru mu?
2. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar Danıştay davasıyla ilgili bilgi ve belgeleri istediğinde, Alpaslan Aslan’ın babası İdris Aslan’ın Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’e yer verdiği polisteki ifadesinin metni, İstanbul’a gönderilen dosyada var mıydı? Yoksa neden gönderilmedi?
3. 22 Temmuz seçimlerinden hemen önce 3 Temmuz’daki Girdap Operasyonuyla gözaltına alınan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Başkanı Taner ünal ve diğer yöneticilerle ilgili dava dosyası, neden 5 savcı değiştirdi?
4. CHP’li Onur öymen İstanbul’da görülen Ergenekon davasıyla ilgili bir TV kanalında yaptığı ‘önemli değil, Ankara’da hakimler var’ sözüyle neyi kastetti? Bir hukuk adamı olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?
5. İstanbul Organize’ye yapılan baskının ‘Ergenekon davasına karşı darbe’ olarak nitelendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
6. Ergenekon davasını Ankara’ya getirtme girişimleri oldu mu? Paksüt’ün İstanbul Organize tarafından dinlendiği yolundaki ihbar gibi bu konuda da savcılığa intikal etmiş bir ihbar var mı?
7. Savcı Zekeriya öz’ün görev yerinin değiştirilmesi konusunda Ankara’da yürütülen kumpasla ilgili savcılığa intikal etmiş bir iddia var mı?


Sayın başsavcım diyebilir ki, bu soruların muhatabı ben değilim, bilsem de konuşmam. Haklıdır. Ama İstanbul baskını karşısında ‘susma’ lüksü yoktur. Makul gerekçeleri, kamuoyuna sunmalıdır.

Söz başsavcıda...

ŞAMİL TAYYAR/STAR 20.Ağustos.2008 10:22:20 (http://www.samanyoluhaber.com/haber-113473.html)



Recep Taşkın - Moderatör,
20 Ağustos 2008, Çarşamba 06:57

ORGANİZE'YE BASKININ SIRLARI: İSTANBUL ORGANİZE ŞUBE'YE ANKARA BAŞSAVCILIĞI'NIN YAPTIRDIĞI BASKINDA "ÖZEL OLARAK ARANAN" ŞEYLER OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI. İŞTE "DERİN BASKININ" PERDE ARKASI

Kayıtlarda aranan devlet büyüğü kim?
Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Şube’ye yapılan ‘Organize Baskın’da ‘devlet büyükleri’nin kayıtları arandı. Dinlemeye takılıp takılmadığı araştırılan ‘o büyükler’ merak ediliyor


Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Şube’ye yapılan ‘Organize Baskın’da ‘devlet büyükleri’nin kayıtları arandı. Dinlemeye takılıp takılmadığı araştırılan ‘o büyükler’ merak ediliyor

ERGENEKON terör örgütü soruşturmasını yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi’ne iki savcı ve üç kişilik akademisyen bilirkişi heyeti tarafından yapılan ‘Organize Baskın’ kamuoyunda şok etkisi yarattı. Baskına gerekçe olan yasadışı dinlendiği iddia edilen ‘devlet büyükleri’nin kimliği tartışma konusu oldu. Baskın talimatını veren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na daha önce İşçi Partisi’nin aynı gerekçelerle suç duyurusunda bulunmuş olması da dikkat çekti.

TOPTAN EL KOYMA ÇABASI

YAPILAN ‘Organize Baskın’ mahkeme kararıyla durduruldu ancak İstanbul Emniyeti’ne Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla yapılan baskının perde arkası ve operasyondaki ‘hukuksuzluklar’ soru işareti oluşturdu. CMUK’un 250. maddesine göre, bir savcının soruşturmasına başka bir savcı müdahele edemezdi. Ancak yapılan baskında, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün, mahkeme izniyle yapılan operasyonlarına ilişkin çok gizli kayıt ve belgelerin kopyalanmasına veya el konulmasına çalışıldı.

AKILLARA TAKILAN SORULAR

ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’nın baskına neden olarak ‘Paksüt’ün yasadışı dinlenmesi’ iddiasını göstermesine rağmen, Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ndeki tüm belgeler ‘konu ayrımı’ yapmaksızın kopyalanmaya çalışılması soru işaretlerini artırdı. Paksüt’ün dinlendiği iddiası üzerine, Ankara Başsavcılığı basında çıkan haberlerden dolayı re’sen soruşturma açarken, soruşturmada Basın Savcılığı yerine Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nun devreye girmesi de ilginç bulundu.

EN DİKKAT ÇEKİCİ İSTEK

ANKARA Memur Suçları Bürosu’nun 2008/89547 nolu soruşturma yazısında, ‘...İzinsiz ve yasadışı dinlemelerle ile devlet büyüklerinin ve devlet büyükleriyle diğer yurttaşların yasadışı kaydedilen faliyetleri var ise, bunlara el konulması...’ şeklindeki istek cümlesi de dikkat çekti. Paksüt için yapılan suç duyurusu için yapıldığı söylenen ‘Organize Baskın’da ‘kaydı var mı’ diye araştırılması istenen diğer devlet büyüklerinin kim ya da kimler olduğu merak konusu oldu. Devlet büyükleri olarak Yüksek Yargı organlarında görevli kimseler ilk akla gelenler oldu.

Taraflar suskunluğa büründü

ERGENEKON soruşturmasına yapılan yasadışı müdahaleye ilişkin bir suç olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadığı öğrenildi. Dün konunun mağduru tara olan Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah hiçbir açıklamada bulunmadı. Organize Baskın’ı isteyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, baskın talebini mahkemeye götüren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, baskın kararını veren Fatih 2.Sulh Ceza Mahkemesi ile baskın kararını durduran İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin sessiz kalması dikkat çekti. Dinlendiğini iddia eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Osman Paksüt’ün de konuya ilişkin konuşmadığı görüldü.

Ergenekon soruşturması sekteye uğratılabilirdi

Star’ın dün ‘ORGANİZE BASKIN’ sürmanşetiyle duyurduğu Ankara Cumhuriyet Savcılığı talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’ne yapılan baskın ve arama, kamuoyunda şok etkisi yarattı. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün ‘yasadışı yöntemle’ dinlendiği iddiasıyla, görevli mahkemelerden alınamayınca nöbetçi mahkemeden alınan bir arama izniyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne iki savcı ve üç bilirkişiden oluşan heyet baskın yaptı.

SAVCI ÖZ SON ANDA ENGELLEDİ

OSMAN Paksüt’ün yasadışı dinlenmesi var ise bunlara el koyması istenen ekip, Ergenekon soruşturmasının tüm gizli belgelerini kopyalamaya başladı. Ergenekon’la ilgili yakında yapılması beklenen çok önemli operasyon bilgilerinin yer aldığı belgeleri de kopyalamaya başlayan ve tüm belgelere el koymaya çalışan heyetin girişimini Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz son anda engellemişti. Savcı Öz’ün itirazıyla İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkesi, Ergenekon soruşturmasının deşifre olmasıyla sonuçlanabilecek bir baskının durdurulmasını sağladı. Ekibin kopaladığı bilgi ve belgelere el konuldu.

Soruşturmayı engelleme baskını olabilir

ERGENEKON soruşturmasını yürüten İstanbul Organize Şube’ye yapılan baskın hukukçular tarafından ‘siyasi polemiklere müsait bir durum’ olarak değerlendirildi. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tunç, ortada hukuki bir polemik yapılacak durumun olmadığını belirterek ‘Siyasi değerlendirme yapılabilir ancak, o da ‘acaba Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı mevcut soruşturmayı engellemek üzere birilerinden talimat mı aldı, delil karartmak mı istiyor’ gibi polemikler ortaya çıkıyor’ dedi. ‘Olay biraz polemiğe müsait olduğu için dikkat çekiyor, bir cinayet davası olsaydı hiç kimsenin dikkatini çekmezdi’ yorumunda bulunan Tunç şöyle devam etti: ‘Hukuki yardım istenilecek bir olay da değil bu. Yani, ‘dinlemeye ilişkin bilgi ve belgeleri gönderin’ denilebilecek bir olay değil.’

BAŞKA ALANA GİRMİŞSE SUÇ

EMEKLİ Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürümekte olan Ergenekon soruşturmasına zarar vermişse bundan sorumlu tutulacağını söyledi. Gündel, ‘Görevi yaparken başka alanlara girmişse, kendisi de suç işlemiş olur. Başsavcılık, ilgili yerlere baskın yapıp, suç delillerini ele geçirmek isteyebilir. Bu olay, bir başka savcılığın yaptığı soruşturmayı engellemeye yönelik değil. Bir suç işlendiğine dair bir ihbar var, savcılık da bu iddianın doğru olup olmadığına dair bir araştırmaya girişmiş.’ LÜTFİ KAPLAN

Aytaç: Baskınla hukuk zorlandı

İSTANBUL Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan baskını değerlendiren polis Akademisi öğretim üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç ‘Hukuku çok zorlarsak bu şekliyle bir baskının yapılabileceğini söyleyebiliriz’ dedi. Hukukun çok zorlanmaması gereken bir olgu olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Aytaç, ‘Hukuk yaşayan herkesin mutluluğu için var olan bir manzume biçimi ise bir mahkemenin verdiği karar başka bir mahkemenin verdiği kararı hukuki gerekçelerle mahvetmemek lazım. Aksi halde hukukun üstünlüğü yerini hukuku farklı farklı yorumlayan insanların üstünlüğüne bırakır. İstanbul Organize Şubesi, bütün bilgi - belge ve iddianamenin eklerinden yer alan dokümanların tamamını idari kolluk olarak hazırlanmıştır’ diye konuştu. NİHAT ULUDAĞ
Haber: Star, 20 Ağustos 2008, Çarşamba, 03:28, http://www.stargazete.com/politika/kayitlarda-aranan-devlet-buyugu-kim-121932.htm

OKUR YORUMLARI:
ciğerim yanıyorrr - yanık ciğerli
: bu ülkenin bu hainlerden çektikleri ciğerlerimi yakıyor...okyanuslar yüreğimdeki yangını söndüremez.ya, bu ergenekoncular bu aralar birilerine şantaj yoluyla birşeyler yapırmaya,gizli bilgileri elde etmeye çalışsalar ve bunu elde etseler bütün bu olanlar boşa çıkmaz mı? Türkiyemin geleceği kararmaz mı? öyle birşey olursa onların cezasını ben kendi elimle vereceğim,artık hangi birini yaklayabildiysem... 20 Ağustos 2008 Çarşamba 16:51

ÇOMAK SOKMAK - fahrettin: bu güne kadar hangi davalara comak sokmadılar ALLAH bilir ancak biz gördügümüze duyduguma ınanalım en iyisi ama bu kadar aleni ve fütursuzca bunu yaptıklarına göre daha kim bilir nice davalarda nice emeller nice amaçlar için ne comaklar soktular ALLAHA HAVALE EDİYORUZ MECBUREN. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 16:48

:):) - M.EMİN AVCIOĞLU: ((Biz, Osman Paksüt'le Ergenekon arasında bir ilişki olmadığını biliyoruz)) ZUHAHA. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 16:47

YA SAVCILAR? ONLAR DA İNSAN... - Turan VANLIOĞLU: bilirkişilerin dışarı çıkarılması operasyonun gizliliğini korumuş mudur? tartışılır...hertarafa uzanan her yere eli,kolu,bacağı uzanan bir TERÖR ÖRGÜTÜ var karşımızda;üst düzey yöneticilerinden Paşalar,Şerefli ordumuzun adını lekeleyen hainler,görevdeyken kalkıp elini kolunu sallayarak hergün ciğerlerimizi dağlayan hain terör örgütüne silah satabiliyorsa bu ülkede herşey olabilir...o savcılar satın alınamazsa bile bir açıkları bulunup herşey yaptırılabilir.herşey çok önceden planlanmış olabilir. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 16:46

ergenekon - karşıyakalı: derin ergenekon devrede.demekki yargıya bile sızmışlar.bunun başka bir izahı olamaz.veya yargının yargıya yalakalığımı demeliyiz.bunun başka bir adında işgüzarlık denebilir.bir yargı mensubunun ülkeyi ilgilendiren bir konuda bu kadar işgüzarlık göstermesi affedilemez.bu baskına sebep olanların hemen işten el çektirilmeleri gerekir.çünkü başka davalarada çomak sokabilir. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 16:40

sulandırma - mehmet yılmaz
: ergenekon davası ciddi boyutlara ulaşmış ahtapotun koolları birbir yakalanmış ama asıl bazı mihraklar yakalanamamıştır. bunları korumak ve yakalananları aklamak için böyle tezgahlar kurulacaktır. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 14:07

ANLAŞILMIŞTIR - ÖZLEM DİNÇER: Bu baskından da anlaşılıyor ki, Anayasa Mahkemesi'deki bazı kişi ya da kişilerin, Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantısı olduğu açık ve nettir. Allah(c.c.); dürüst siyasetçileri, liderleri, devlet adamlarını, savcılarını ve avukatlarını ve en önemlisi Türk milletini bunların şerrinden korusun. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 13:56

KOKUŞMA - gazi derviş: Kokuşma had safhada.devlet kurumları bazıları için arpalığa dönüşmüş.hızla temizlenmeli bu ergenekon artıkları.derin devlet tsk içerisinden söküp atılsın.antidemokratik bir gizli örgüt tür. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 13:38

satilmamis erkek savcilar da var - vatandas: helal sana türkiyenin gururu savcimiz bu vampirlerin ,kenelerin kanini kes sonuna kadar arkandayiz. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 13:36

Yargidaki Ergenekoncular - Arif Erdemli: Yargidaki Ergenekoncular aciklanmadan Ergenekon sorusturmasinda fazla yol alinamaz.Gorunen o ki yargidaki Ergenekoncularin ayni zamanda mason olmasi sorusturmayi tikiyor.Askeriyedeki ve yargidaki masonlarin Ergenekon cetesini kurdugu bilindigi halde Masonluk konusu ikinci plana atilmis durumda. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 13:10

hitabe - kerem
:Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! 20 Ağustos 2008 Çarşamba 12:53

hitabe - kerem:Ey Türk gençliği!Birinci vazifen,Türk istiklâlini,Türk Cumhuriyeti'ni,ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.Bu temel,senin en kıymetli hazinendir.İstikbalde dahi,seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere,memleketin dahilinde,iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 12:52

açıklama - kerem:Ergenekon operasyonları yapıldığında İstanbul Başsavcısı çıkıp açıklama yaptı, operasyon yapıldığını bildirdi. şimdi Ankara Başsavcısı da çıksın bu operasyonu açıklasın, sebeplerini söylesin. o zaman ben de ihbar yapayım, Ankara savcısı usulsüz iş yapıyo diye, İstanbul savcısı gitsin bassın. nasıl bir hukuk anlayışı. Türk Milleti adına karar ve yargı yetkisine sahip adliye teşkilatının terazisini kimse yıpratmasın, öncelikle de Pak-süt ve yandaşları... Sn Öz, Türk Milleti arkanda, sonuna kadar git. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 12:38

Derin Yargı - kerem: Ergenekon soruşturması kapsamında üzerinde kuvvetli şüphe bulunan ve giyabında tutuklama kararı çıkan Turan ÇÖMEZ ile yakın ilişkisi olan Paksüt'ün de mi ergenekon ile bağlantısı var. Devletin en önemli kurumlarından olan Emniyet Müdürlüğü'nü basmak bu kadar kolay mı?? bence amaç ergenekon ile ilgili delilleri karartmak ve tutukluların beraat etmesini sağlamak. işte bu derin devlet. C.Savcısı ÖZ'e güvenim sonsuz. İnşallah Paksüt ile ilgili bir delile ulaşır da Organize Paksüt'ü alır. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 12:21

okuyun.. - sami:bu konuyla ilgili olarak şamil tayyar'ın -başsavcıya yönelik 7 soru -adlı makalesini lütfen herkes okusun.ankara cumhuriyet başsavcısının sedat peker ile bağlantıları net bir şekilde ortaya çıkmış.. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:50

..:Ergenekonun ucu nerelere ulaşıyor demek ki,topları tüfekleriyle saldırıya geçtiler,her yolu deniyorlar sekteye uğratmak için soruşturmayı.Çetenin tüm fertleri afişe olsun ve cezalarını çeksin.Davayı engellemek,delil karartmaya yönelik teşebbüslerde bulunanlara ,pahalıya ödetmek gerekir yaptıklarını. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:31

derin yargı - hasan:birilerinin paçası iyice tutuştu anlaşılan..desenize savcı özün elinde derin yargıya yönelik ciddi belge ve bilgiler var. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:28

bravo ÖZ - F tipi: Bu adam Devlet şeref madalyası vermek lazım.ALLAH yardımcısı olsun.Çok iyi korunmalı. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:24

Ankara C. Başsavcılığı açıklasın - sedat:Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı derhal açıklama yapmalıdır.Bu baskın,sayısız şüphelere yol açmıştır.Ayrıca herkesin Zekeriya Öz'e sahip çıkması gerekir.Zekeriya Öz,asla yalnız bırakılmamalıdır,Türkiye,ergenekon belasından kurtulmalıdır. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:22

Syn ÖZ e saygı - karagün:Sayın ÖZ savcımıza saygı duyuyorum insallah engelleyemezler,bende dualarımla desdekliyorum sonuna kadar gider insallah saygılar. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 11:11

Neden İstanbul iyice anladınız mı? - Yılmaz TÜYSÜZ:Arkadaşlar ergenekon soruşturması Ankara yerine neden İstanbula alındı ? İşte sebep.Dürüstleri tenzih ederken Ankarada yargının siyasallaşma ve tarafsızlığını yitirme endişesi var.Bu endişe yersiz mi idi.Demek ki değilmiş. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 10:45

sona yaklaştıkça - ömer faruk:ergenekon u kurtarma operasyonları sürecektir. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 10:31

Bu Savcı Sorgulanmalı - elsal:Bu baskına izin veren savcı bulunmalı ve sorgulanmalı. Böyle usulsüz bir işi nasıl yapar? Nasıl olur da Ergenekon soruşturmasına konu olacak bilgiler kopyalanıp götürülüyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil?Bu işi yapanlar sorgulanmalı. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 10:23

Tuz Değil Tereyağı - dahileyk:Bizim yöremizde bunun için tuz değil tereyağı koktu deyimi kullanılır.Bu memleket,anlıyoruz ki evladının ayağındaki çorabı sökük şehitler sayesinde ayakta kalmaktayız.Kaymak tabakaya kalsaydı vay halimize.Şehitlerimzin kanları suyu hürmetine huzur içinde yatağımzıda yatıyoruz. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 10:13

Pak süt? - Ahmet Yılmaz: Demek ki adam pak değilmiş. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 10:09

YUH YUH DUYANLARA - HALUK DEMİRTAŞ: Yuh erim be eğer .. korkan var ise bıraksın bu memleketin yakasını gitsin savunduğu .. memleketine ben okudum aydın adamım deyip de bizleri zor duruma koyan okumuş cahiller yeter artık bıktık sizden ama siz cezanızı en ağır şekilde çekiyorsunuz ve çekeceksiniz niyemi hergün kapı zili çaldığında etrafınızda bir yabancı gördüğünüzde hep kalbiniz çarpacak çünkü suçlusunuz, görevinizi doğru yapmıyorsunuz demektir. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 09:56

Hukuk mu? Yoksa.... - Halit:Amaçları çok açık bundan sonra yapılacak olan baskınları tespit edip ergenekon terör örgütüne ileteceklerdi.Böylece operasyonun ilerlemesine engel olacaklardı.Yazık çok yazık.Ama bu olay bile ergenekon terör örgütünün kollarının nerelere kadar uzandığını göstermesi bakımından manidar. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 09:47

tuz da kokmaya başlarsa - ahmet mazlum: olayın ilerleyen boyutlarını düşünecek olursak neler olabilir. a şehrinin polisi tutukluyor b şehrinin polisi bana göre bu vatan kahramanı diye göz yumuyuor. a savcısı tutuklama emri çıkarıyor b şehrinin savcılığı mahkemesi hadi ordan o bir vatan kahramanı tutuklamak şöyle dursun devlet madalyası verdiriyor. bir de hakimler savcılar arasında bir yarış birbirlerini cezalandırmaya çalışıyorlar. ammada olur ha. işte o zaman bizde ikiyüz küsür yıl geçiken rönesans gerçekleşir. bir franszız ihtilali. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 09:43

Ne Demektir Bu? - Mülayim:Bu baskının sebebini öğrenmek hakkımızdır.Neler öğrenilmek istenmiştir? Mızrak çuvala sığar mı?Bu işin mahiyetini merak ediyoruz.Kimler rahatsız olduğu için bu operasyonu başlatmak istemişlerdir? Şüphe içinde kaldık doğrusu. 20 Ağustos 2008 Çarşamba 09:36

EĞER Kİ DOĞRU İSE - A:B:C:Eğer ki doğru ise hani 24 diye bi dizi var! 24cülük oynamaya gerek yok! çok fazla dizi seyretmeyelim sonra etkisinde kalıyoruz! 20 Ağustos 2008 Çarşamba 09:27



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
19 Ağustos 2008, Salı 08:32

ERGENEKONCULAR'IN İSTANBUL ORGANİZE ŞUBE'YE BELGE KARARTMA BASKINI PÜSKÜRTÜLDÜ!!! KONTRGERİLLACILAR, Emniyet Organize Şube'de bulunan Ergenekon ile ilgili çok gizli bilgileri telaşla kopyalamaya çalışırken, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların ve İstanbul 1. Ağır Ceza’nın iptal kararıyla zamanında müdahalesiyle bu saldırı püskürtüldü!

İstanbul Organize Şube'nin Kontrgerilla tarafından nöbetçi mahkemenin izniyle basıldığı ortaya çıktı. Olay çok önemli!
Ankara Başsavcılığı’nın Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt ’ü yetkisiz dinledikleri iddiasıyla Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Organize’ye nöbetçi mahkemenin izniyle baskın yaptırdığı ortaya çıktı.

ERGENEKON BELGELERİ KOPYALANDI
Terör örgütü Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’ne 2 savcı ve ikisi profesör ünvanlı 3 bilirkişi tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Ali Osman Paksüt ’ün izinsiz dinlenildiği iddiasıyla ‘baskın’ yapıldığı ortaya çıktı.

‘İstanbul Organize Şube’ye gelen 5 kişinin Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan görüntü ve ses kayıtlarına ilişkin mahkeme kararlarını sorduğu öğrenildi. Her kasetin yasal izin belgesinin beyan edilmesi üzerine de heyetin bu kez de Ergenekon soruşturmasını içeren çok gizli belgelere el koymaya çalıştığı ifade edildi. Bunun üzerine özel yetkili Ergenekon savcılarının olaya müdahale ettiği kaydedildi.

GİZLİ BİLGİLER KOPYALANDI
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (CMUK) 250’inci maddesine göre, süren bir soruşturmaya başka bir savcının müdahale edemeyeceğini belirten Ergenekon savcıları, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak Emniyet’e yapılan ‘ Paksüt Operasyonu ’nun durdurulmasını sağladı. 2 savcı ve 3 bilirkişinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde ‘Konu ayrımı yapmaksızın tüm bilgisayar bilgileri, görüntü ve belgelere yönelik kopyalama ve el koyma işlemi’ son anda önlenirken, bu belgelerde bundan sonraki operasyonları deşifre edecek önemli bilgilerin yer aldığı öğrenildi.

Skandal olay şöyle gelişti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 22 Temmuz’da gönderilen ‘Gizli’ ibareli yazıda, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Ali Osman Paksüt ve eşinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadale Şube Müdürülüğü’ne bağlı ekiplerce izinsiz dinlendiği ihbarı alındığı, bu ihbar doğrultusunda ‘Gerekirse emniyetteki tüm bilgisayar ve kayda’ el konulması talep edildi. Ancak ilgili mahkemelerden izin alınamadı. Bunun üzerine talepten 20 gün sonra, Fatih Adliyesi’ndeki nöbetçi mahkemenin ‘Müteferrik kararıyla’ izin alındı. Arama izninin 11-15 Ağustos arasında verilmesi istenirken, mahkeme kararının 8 Ağustos’ta nöbetçi bir mahkemeden alınması dikkat çekti. Fatih Adliyesi Nöbetçi Mahkemesi’nden alınan kararda, Ankara Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda, ‘İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nde yapılacak aramalarda elde edilen ve suç unsuru olabilecek tüm eşya ve kayıtlara CMK’un 127’inci maddesine göre el konulması’ izni verildi.

DİNLEME ARACI BULUNAMADI
İznin alınmasından sonra, 11 Ağustos 2008’de, Fatih Cumhuriyet Savcıları Sadık Gülyaz ve Basri Taş ile birlikte bilirkişi Prof. Dr. Nizamettin Erduran, Prof. Dr. Aydın Akan ve Yrd. Doç. Dr. Mehtap Yalçınkaya ile birlikte bir fotoğrafçı ve bir katip , İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nün bulunduğu C Blok’un garajında inceleme yaptı. Burada bulunan ve yasadışı dinleme yapıldığı iddia edilen dört aracı inceledi. ‘Observation’ adı verilen ve uzaktan dinleme yapabilen Ford Tourneo Connect, Volkswagen Caddy, Hyundai Starex ve Hyundai H100 marka araçların görüntülerini alan ekip, bilirkişilerin ‘Bu araçlarla uzaktan görüntü alınması mümkün, ancak uzaktan ses kaydedilmesinine yarayan herhangi bir donanım bulunmamaktadır’ bilgisi vermesi üzerine araçların kayıt bölümündeki kasetleri incelemek istedi.

HARD DİSKLER TARANDI
Araçlarda kaydedilen görüntülerin tespiti için görüntü kayıt cihazlarının hard disklerindeki verilerin Teknik Büro Amirliği’nde bulunan ‘Ever Focus 3.5 Harici kızaklı hard disk kutusu ile kopyalanması’ gerektiğinin belirtilmesi üzerine, soruşturma ekibi garaj bölümünden Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne geçti. Burada hard disklerin içeriği incelenmeksizin kopyalanması işlemine başlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturduğu konu dışında, Ergenekon soruşturmasının da yer aldığı çok sayıda gizli soruşturmaya ilişkin dökümünların da kopyalanmaya başlandığı görüldü.

BAŞSAVCILIK’TAN İTİRAZ
Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileri, ‘Bu hard disklerdeki görüntülerin, halen devam etmekte olan ve gizillik kararı alınmış bir çok soruşturmaya ilişkin olduğu ve bu şekilde veri kopyalanmasının çalışmaların deşifre olması sonucunu doğuracağı’nı belirterek, Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği izne İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Bu durum baskın yapan heyete bildirilerek kopyalama işleminin mahkemeden bir karar çıkana kadar durdurulması istendi. Bunun üzerine kopyalama işlemi durdu.

ÜST MAHKEME DURDURDU
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi , 11 Ağustos tarihli kararıyla Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi’ne baskın yapılması ve gerekirse şüpheli dökümanlara el koyma kararını kaldırdı. Kaldırma kararının gerekçesinde şöyle denmesi dikkati çekti: ‘Mahkeme kararıyla alınmış teknik takip çalışmalarının deşifre olması ve bunun sonucunda da soruşturmanın sonuçsuz kalması kuvvetle muhtemel olduğundan, haklarında mahkeme kararı bulunan Teknik Takip çalışmalarının istisna tutulup, haklarında mahkeme kararı bulunmayan her türlü delil, bilgi ve belgele el konulmasına karar verilmiştir.’ Bu kararın ardından, Fatih Adliyesi’nden gelen soruşturma ekibi, gizlilik kararının ihlal edilmemesi için bilirkişilerin bu aşamadan sonra yapılacak işlemlerde hazır bulunmamasına karar verdi. Bu durum üzerine Kontrgerillacıların bir bölümü çektirip gitti!

NE SES NE GÖRÜNTÜ VAR
Bilirkişilerin dışarı çıkarılmasının ardından, tüm belgelerin kopyalanması yerine Teknik Büro Amirliği eşliğinde, o ana kadar kopyalanan veriler Paksüt soruşturmasıyla ilgili olup olmadıkları incelendi. İncelemede, ‘Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talep ettiği soruşturmaya konu olan bir görüntü ve ses kaydı bulunmadığı’ belirlendi. Bunun üzerine kopyalanan tüm kayıtların İstanbul Emniyeti’ne bırakılmasına, sadece araçlarının fotoğrafçı tarafından çekilen görüntülerinin Ankara’ya gönderilmesine karar verildi.
Haber: S. Efe Erdem/Star, http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=180140

OKUR YORUMLARI:
belge karartma operasyonu - realpower
: nasıl böyle bir arama yapılabiliyor.bazıları kimsenin bazı hukuk kurallarını bilmez zannedip kendi aleyhinde olan belgeleri karartmaya çalışıyor.bide ülke için fedakarca çalışan kişileri aramaya çalışıyor.bu belgeleri kopyalamaya çalışıp daha haklarında hangi belgeler varmış onları görmeye çalışıyorlar.bunların süresi bitti.bu ülkede bunlar artık köşeye sıkışmaya başladı 19 Ağustos 2008 Salı 09:32

Yargı içindeki masonlar - Hakperest: Arkadaşlar gördüğünüz üzere adamlar her yere sızmış durumdalar. Nöbetçi mahkemeden o karara imza atan kişi tesbit edilmeli, o da ve bu operasyonu yapmaya kalkışan kişiler de yargılanmalıdır. Disklerde Osman Paksüt adına herhangi bir bilgiye rast gelinmemiş olması da, örgüt içindeki kişilerin Osman Paksüt bahanesiyle bu bilgileri ele geçirmek amacında olduklarına delildir. Uyanık olalım lütfen... 19 Ağustos 2008 Salı 09:40

ankara'da ergenekonun babaları var - reşid paksüt: derhal anayasa mehkemesi üyeliğinden azledilmeli. hemde hemen. birde ergenekon soruşturmasını engellemeye yönelik ankara'dan başlatılan bu uygulamaya kimler kalkışmışsa derhal görevi kötüye kullanma suçundan yargılanmalı. böyle bir rezalet dünyanın tek bir ülkesinde görülür. o da malesef güzel yurdum türkiye'de... 19 Ağustos 2008 Salı 09:46

iki ayrı devlet - arif13: Bu ülkede iki ayrı devlet var. Bu apaçık ortada. 19 Ağustos 2008 Salı 09:46

VATAN HAİNLERİ BİLİNİYOR - ŞAHİN: BAZILARI MALESEF ERGENEKONDAN DAHA KARANLIKLARDA VE DERİNLERDE VATANA İHANET ETTİKLERİNDEN NE KADAR İLLEGAL YIKICI FAALİYETLERİMİZ DEŞİFRE ACABA DİYE MERAKTALAR, VUCUDUMUZUN NE KADARI ÇIPLAK ACABA DEMEYE BAŞLADILAR MERAK ETMEYİN HAİNLER HER YERİNİZ ÇIPLAK VÜCUDUNUZDA NE KADAR ARMA DÖVME VARSA HEPSİ DEŞİFRE BU ERGENEKON MESELESİ DEĞİL BU ÇOK DAHA KARANLIK DAHA DERİNLERDE BİR BİR MESELE DİYE DÜŞÜNÜYORUM.VATAN HAİNLERİNE ÖLÜM 19 Ağustos 2008 Salı 09:52

Arnavut: eveeeeet son cirpinislari, paksutun hanımini niye dinlesinler polisler, bana cok sacma geliyor,dinlenme olsaydi paksutun kendisini dinleyebilirledi, demek ki bu hanimda muhakkak bir seyler var, ama az kaldi ogrenecegiz her seyi, butun pislikleri ortaya cikiyor, mahkemeleri dernek gibi kullanmislar,zekeriya OZ beyi sonuna kadar destekliyoruz, cikarsin butun pislikleri ortaya, ezsin terroristleri teker teker,kene gibi yapismislar halkin damarlarina 19 Ağustos 2008 Salı 09:53

türkiye nin bagırsaklarını temizleme operasyonu - sedat yüce: kimin ne oldugunu çok iyi biliyoruz.paksüt mü karasüt mü ?çömezin kankileri byekılın yalakaları hepinizin miladı dolmuştur...bagırsaklardan dışarı atılacaksınız 19 Ağustos 2008 Salı 09:54

ilginç - erdal: sadece "osman paksüt" ile ilgili belegelerin veya delillerin araştırılması gerekirken neden polisin bütün belge ve verileri alınmaya çalışılıyor. birileri polisin bundan sonra yapacağı operasyonlara karşı hazırlık yapmaya veya önlem almaya mı çalışıyor? 19 Ağustos 2008 Salı 10:05

savcıya destek - sedat dalkılıç: Ergenekon savcısına tam destek.lütfen bitirene kadar uğraşın, yarı canlı kalmasınlar daha beter olurlar... 19 Ağustos 2008 Salı 10:09

VATAN HAİNLERİNE ÖLÜM - TERTİP BENİN: DIŞARDAN HİSSEDEBİLDİĞİM O POLİSLERE ŞİMDİ KAHRAMAN DAN DAHA GÜZEL İFADE EDİLEBİLECEK BİR KELİME BULAMADIM ONLAR KAHRAMANDA DA KAHRAMAN POLİSİMİZİ YILDIRMAYA MI ÇALIŞIYORSUNUZ.DURDURMAYAMI ÇALIŞIYORSUNUZ ONLAR KANUNLARIN KENDİLERİNE VERDİKLERİ YETKİLERE DAYANARAK BİR HAİNİ ÖLDÜRMEK GEREKTİĞİNDE CANLARIDA KURŞUN OLSA MERMİLERİDE BİTSE ŞARJÖRLERİNE CANLARINI TAKARLAR NAMLUYA SÜRERLER UNUTMAYIN TÜRK MİLLETİNİN UYUTULAN KAHRAMANLIK HASLETLERİ BÜTÜN İHTİŞAMIYLA ŞİMDİ AYAKTA BUNU ARTIK DİKKATE ALIN 19 Ağustos 2008 Salı 10:18

ANKARANIN KARA ADAMLARI - TAYFUR OKAN: Ergenekon davasını Ankaraya aldırıp, örtbas etmek için yapmadıkları bushluk kalmadı bu çetecilerin! Çetenin yargı ayağı çökertilmeden bu davanın çeyreği bile hakkı ile görülemez. Önce Yargıdaki örümcek ağlarıtemizlenmelidir! Ayrıca davaya bakan Zekariya bey ve iki arkadaşı çok yalnız kaldı. Bu kadar büyük boyutlu bir davada bu ekip güçlendirilerek, güvenilir insanlardan oluşan bir savcılar heyeti oluşturulmalıdır. ÜLKEMİN KURTULUŞU BU DAVADADIR! ÇOK ÖNEMLİ! İHMALE KESİNLİKLE GELMEZ! 19 Ağustos 2008 Salı 10:20

TEMİZLİK, MAHKEMEDEN BAŞLAMALI - ÖZLEM DİNÇER: Ergenekon Terör Örgütü'nün, her birimde adamları var. Ama ilk önce, mahkemelerde olan adamları tespit edilmelidir. Aksi halde bu dava da, tozlu raflara kaldırılıp, Türkiye'nin bir kara sayfası olarak bulanık bir halde halkın aklında kalacaktır. Bunlar ki, 'vatan, millet, sakarya' edebiyatıyla ülkemizi hainler arasında paylaştırıyorlar; bizi bize düşman ediyorlar. Acı olan tarafı da, PKK gibi alenen düşmanlıklarını açıklamak yerine, sinsice yapmalarıdır. Gerçi, PKK da onlarla bağlantılı ya. 19 Ağustos 2008 Salı 10:30

AKTİF HABER: Haber kaygınız yüzünden emniyetin özel bilgilerini açıklama hevesiniz daha ne kadar sürecek. Star gazetesine gerekli soruşturma açılmadı mı sanıyorsunuz? Neden özel bilgileri değiştir miyorsunuz ? 19 Ağustos 2008 Salı 10:34

pak değil miş - demek ki: demkki pak pak değilmiş. bence bu bahane sonrasında ne var onu görmek istiyorlar. endişeliler sıra kimde acaba. öcüüüüüüüüüü :)))))))) 19 Ağustos 2008 Salı 10:41

VATAN HAİNLERİNİN DİKKATİNE - ÇEKİRDEK: HAİNLER ÇOK YAKINDA KAZIĞA OTURTULACAKLARMIŞ ÖYLE DUYUM ALDIM. BUNDAN SONRAKİ HAİNLER İÇİNDE DAHA MODERN BİR YÖNTEM ARAŞTIRILIYORMUŞ. GELİN BU HAİNLİKTEN VAZ GEÇİN HİÇ BİR ŞEY GİZLİ KALMAYACAK HAİNLER BU ÜLKENİN KAHRAMANLARINA ÇOK DENEYİMLER ÖĞRETTİLER BU DENEYİM TÜRK MİLLETİNİ KIYAMETE KADAR GÖTÜRÜR İNŞALLAH. HAİNLER KENDİNİZİ DÜŞÜNMEYE BAŞLAYIN BENCE YANİ SONUNUZU 19 Ağustos 2008 Salı 10:46

Farketmez: Bunlar ..... Memleketi karıştırmak için ellerinden geleni yaparlar. Kel kafalı, iki yüzlü milletvekilini izliyolardı aslında. Bunlar da hemen atladılar bizi izliyorlar diye. Teröristle arkadaşlık yapan yargıç olur mu? 19 Ağustos 2008 Salı 11:22

ADALET COK ÖNEMLIDIR - CELIK KIZ: ÖNCE ADALET KURUMLARI TEMIZ OLMALI BENIM BILDIGIM! 19 Ağustos 2008 Salı 11:23

oldu olacak - vatandaş: bence eksik yapılmış. Bu operasyonu durdurmanın en kısa yolu Zekeriya savcının evinde iş yerinde arama yapmak.. yazık ya.. 19 Ağustos 2008 Salı 11:28

Kuyruğu sıkışanlar - Vatandaş Rıza: Birilerinin kuyruğu fena sıkıştı,baskındaki esasa amaç Ergenekon belgelerini karartmak ve yok etmektir.Osman Paksüt konuştuklarının dinlenmesinden fena halde ürkmüşe benziyor.Düşüne biliyor musunuz? "Ya şu üye tamam onu ayarladık, bu üye cepte keklik, falan üye bizden,medyada şu yayınları yapın bizim elimiz güçlensin, daha kolay kapatalım" gibi muhabbetler yapmışsa ki! "ben yaptığına inanıyorum" o zaman Yüksek Mahkemede de biter. 19 Ağustos 2008 Salı 11:36

işte ispatı - rıza: anlaşılan bay paksüt sıkışmış.derin gladyonun derin yargı ağında yer alıyor bu tipler.bu iş resmen paçayı kurtarma işi bunun takipçisi olan polise şimdi de baskın yaptırıyor.gladyonun bir ayağının da derin yargı olduğu şimdi daha iyi anlaşılmış oluyor. 19 Ağustos 2008 Salı 12:01

YA HERRO YA MERRO - SOYKAN: Ey bu ülkenin insanları. Önümüzde iki seçenek var..1)Ya gerçek bir demokrasi. Tüm halkların kanun önünde eşit olması. Sosyal ve ekonomi eşitliği gibi. Dünya ile yarışır olmak gibi..2) YA DA eski tas eski hamama devam..Susurluklu, Şemdinlili, Veli Küçük, Doğu Perincek, YANİ ERGENEKON yapılanması ile bir Ülke. Çünkü son 50 yıl içinde olup bitenler hepsi ortaya çıktı. Bunlar fısıltı gazetesi ile değil. Cumhuriyet Savcılarının onayı ve imzası ile tesbit edilmiş resmi belgelerle ortaya konmuştur.. 19 Ağustos 2008 Salı 12:02 ...

granit: devletin görevlisi yine devletin görevlisinden ne ister. demekki hala birileri bi şeler saklıyo. 19 Ağustos 2008 Salı 12:54

Osman paksüt 1 numara olmasın...: Osman paksüt 1 numara olabilir.Çünkü emin çölaşan turhan çömezle görüşme baykalla yapılan görüşme sezerle yapılan görüşme belki sezerdir 1 numara OSMANIM PANİKLEDİ GALİBA PİSLİKLERİM ORTAYA ÇIKACAK KAPATMA DAVASIYLA İLGİLİ KIYAMET SENERYASU TUTMADI.AMA ONUN KIYAMETİ KOPACAK. 19 Ağustos 2008 Salı 13:01



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
15 Ağustos 2008, Cuma 08:17

3 saldırıda Ergenekon izi. Savcılar, Güngören'deki bombalama, Üsküdar'daki havanlı saldırı ve konsoloslukta 3 polisin şehit edilmesi olaylarının Ergenekon'la bağlantısını araştırıyor.

Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz ve arkadaşları, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde yaşanan ve 3 polis memurunun şehit olduğu silahlı saldırının da "Ergenekon terör örgütü" ile bir ilişkisinin bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yaptığı bildirildi. Yetkililer, yapılan ilk incelemenin ardından Üsküdar Belediyesi'nin ek binasına yapılan el yapımı havan mermisiyle yapılan saldırının asıl hedefinin binanın yaklaşık 300 metre uzağındaki 1. Ordu Komutanlığı'nın bulunduğu Selimiye Kışlası'nın olduğunun açıklamıştı. Söz konusu saldırıda 3 belediye işçisi hafif şekilde yaralanmıştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcılarının, 30 günlük bir süreç içinde yaşanan üç saldırıyı mercek altına aldığı kaydedildi. Savcıların, Güngören'de arka arakaya yaşanan iki bombalı saldırıda biri doğmamış bebek olmak üzere 18 kişinin katledildiği olayların yanısıra Üsküdar Belediyesi'nin yakınındaki havanlı saldırıyı araştırdığı belirtildi. ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde yaşanan ve 3 polis memurunun şehit olduğu silahlı saldırının da "Ergenekon terör örgütü" ile bir ilişkisinin bulunup bulunmadığı yönünde, savcılığın araştırma yaptığı bildirildi. Soruşturmayı yürüten savcıların, bu üç saldırıyı "Ergenekon terör örgütünce gerçekleştirildiği yönündeki iddialar" üzerine harekete geçtiği belirtiliyor.



Aydın Engin - Abdullah Harun, Ergenekonkaratilmasin@gmail.com, aharun@gmx.net
15 Ağustos 2008, Cuma 04:10

ARKADAŞLAR, ERGENEKON DAVASININ PEŞİNİ BIRAKMAMA KARARINDAYIZ! Bunun ilk adımı olarak 300 imzanın devamını getirmeye karar verdik. Bildiriyi kamuoyuna açıyor ve imza kampanyası başlatıyoruz. Bu amaçla bir google grup oluşturduk. İmzaların oraya yönlendirilmesi gerekiyor, Ergenekonkaratilmasin@gmail.com . İlişkili olduğunuz yada etkili olabileceğiniz internet siteleri ve mail gruplarında bu bilgiyi yaymakta yardımcı olmanızda yarar var. Bildirinin tam metni için tıklayın.
Selamlar.
Aydın Engin (Barış Girişimi sözcülerinden)



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
13 Ağustos 2008, Çarşamba 12:18

ERGENEKON KARARTILMASIN SORUŞTURMA DERİNLEŞTİRİLSİN ÇAĞRILARINA SES GELMEYE BAŞLADI! 300 AYDINDAN BİLDİRİ: ERGENEKON KARARTILMASIN, DERİNLEŞTİRİLSİN!

68’i profesör 100 akademisyen, 14 baro başkanı, hukukçular, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, insan hakları kuruluşlarının eski ve yeni başkanları, sanatçı, yazar, medya mensubu 300 aydının imzasıyla yayınlanan bildiride Ergenekon Davası’nın karartılmaması, aksine derinleştirilmesi istendi. Soruşturmanın bütün boyutları ve uzantılarıyla ele alınması gereğine işaret edilen metinde, davanın arkasına güçlü bir siyasi irade konmasının önemine işaret edilirken, silahlı kuvvetler başta olmak üzere bütün devlet kurumlarının ellerindeki bilgi ve belgeleri konunun aydınlığa kavuşturulması yönünde değerlendirecekleri umudu dile getirildi. Davayı, demokrasi güçlerinin önünde bir fırsat olarak değerlendiren imzacılar konunun takipçisi olacaklarını da bildirdiler. “Ergenekon karartılmasın, derinleştirilsin” talebini içeren metne, ilk 300 imzanın ardından çok sayıda imza gelmekte olduğu, imza kampanyasının süreceği de verilen bilgiler arasında. Bildirinin tam metni ve imzacıların listesi için tıklayınız.



Hüseyin Çakır - genç sivil, Ergenekon davasına müdahil olmak...
11 Ağustos 2008, Pazartesi 07:51

Ergenekon davasına müdahil olmak... " BİR DAHA ASLA" iddianamede açıklandığı kadarıyla "faili meçhul cinayetler, gözaltında kaybolanlar" ın failleri ortaya çıkıyor. Ortaya çıkanlar, ortaya çıkmayanları da işaret ediyor.

Ufuk Uras ve Akın Birdal'ın TBMM'ne verdikleri soru önergelerinden sonra DTP Gn. Başkanı Ahmet Türk “ Ergenekon davasında müdahil olacağız” açıklamasını yaptı. TBMM deki bu vb girişimlere destek olunmalı.

Bu davanın dikey ve yatay olarak derinleşmesi için: ilk önce, binlerce faili meçhul cinayete kurban gitmiş olanların yakınlarının "MÜDAHİL" olmak için bir araya gelmeleri veya tek tek müdahil başvurmaları gerekir diye düşünüyorum. Av. Ergin Cinmen'e hukuki olarak bu olabilirmi diye sordum. "Mümkün olduğunu, bu mağdurların durumu bildiklerini belirtti."

Yıllarca "kayıp yakınları" olarak bir araya gelenler, onların oluşturdukları gruplar, dernekler... Hukuksal olarak Ergenekon davasına müdahil olmak için şimdi ortaya çıkmalılar dün olduğu gibi bubgün de bu ülkenin namuslu insanları sizinle birlikte olacaktır. Kenarı açılmış karanlık örtünün kaldırılması için toplumsal iradeyi ortaya koyalım.

—Bütün siyasi cinayetlerin,
—Faili meçhullerin
—Gözaltında kaybolanların,
Kapanmış dosyaların yeniden açılması, açık dosyaları ortaya çıkan belgelerden yola çıkılarak Ergenekon davasıyla birleştirilerek "karanlıkta kaldı denilen herşeyin" aydınlanması için toplum olarak , siyasi cinayetlerin, toplu katiamlarda yaşamını yitiren mağrudralırın yanında olalım.

Şimdi: Yıllarca Galatasaray’da toplanan "Gözaltında Kaybolanların Yakınları" .iŞKENCEDE ÖLEN, GÖZALTINDA KAYBOLAN, FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERE KURBAN gidenlerin yakınlarınızın failler bir bir ortaya çıkıyor, cinayetleri organize edenler, onların örgütlerinin bir kısmı ortaya çıktı.

Sizde ortaya çıkın ve bu davanın mağdur tarafları; davacı olarak duruşmalara katılmayı talep edin. Elinizdeki dosyaların yeniden açılmasını talep edin.

—Fişlenenler; Can güvenliğinizin tehlikede olduğunun farkında mısınız? Fişleme dosyalarında isimleri olanlar, C. Savcılıklarına suç duyurusunda bulunarak koruma isteyin.

- Kürtler; çektiğiniz bütün acıların yitirdiğiniz canlarınızın failleri, karanlık ilişkileri ortaya dökülüyor. Bitmiş ve süren bütün davalarınızın dosyalarının Ergenekon davasıyla birleştirilmesini talep edin. Bütün davaların yeniden görülmesini talep etmelisiniz.

Kimin eline kan bulaşmışsa, Kimin eli kirli işlere karışmışsa, Kim kanlı ve kirli elleri tutmuşsa, Kim suçluları korumuş, kollamışsa, Kim bütün bu olup bitenlere şemsiye olmuşsa, Kim karartma, üstünü örtme yapmışsa

Bize hayatı zindan edenler, açı çektirenler hesap vermeli. Bu dava hukuk ihlali yanında; Toplumsal adalet için, Toplumsal arınma için önemli bir dava olmalı. Bir daha asla Kimse böyle yollara cesaret edememeli.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
11 Ağustos 2008, Pazartesi 07:45

ERGENEKON DAVASI KARARTILMASIN, DERİNLEŞTİRİLSİN! Yıllardır gözlerimizin önünde cereyan eden faili meçhul cinayetlerin, siyasi suikastlerin, devletin içine yuvalanmış çetelerin, halkı birbirine düşürmeyi amaçlayan hain provokasyonların, açık ya da örtülü darbelerin ülkemiz üzerine yaydığı karanlığın bir ucundan da olsa delinmesi olanağı Ergenekon Davası ile Türkiye demokrasi güçlerinin önüne çıkmış bulunuyor. Eleştirilebilecek yanlarına, eksikliklerine ve bazı tartışmalı kurgulamalarına rağmen Ergenekon İddianamesi özünde çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir. Bu suçlar bütün derin bağlantılarıyla ortaya çıkarılabildiği takdirde, temiz toplum olma yolunda Susurluk’ta, Şemdinli’de elimizden kaçırdığımız fırsatı yakalama olanağı doğabilir. Yıllardır apaçık bildiğimiz olayların ve bu olayların ardındaki mihrakların aydınlatılarak adalet önünde hesap vermelerinden kazançlı çıkacak olan ne günün siyasi iktidarı, ne de şu veya bu siyasal çevredir. Kazanan biz yurttaşlar, demokrasimiz ve geleceğimiz olacaktır. Ergenekon İddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır. Ancak, diğer kollara ve gövdeye ulaşmakta kendini sınırlamış kaygısı uyandırmaktadır. Bu kaygı giderilmelidir. Örneğin askeri yargı, savcılığın gönderdiği belge ve bilgileri dikkate alarak yargılama sürecini işlettiği ve gereğini yerine getirdiği takdirde, Türkiye’yi kuşatan ve giderek derinleşen karanlığın aydınlanmasında önemli bir adım daha atılmış olacaktır. Ergenekon davasının, her türlü uzlaşmanın ötesinde toplumsal ve siyasal ufkumuzun aydınlanması davası haline gelebilmesi için siyasi irade şimdi her zamankinden daha gereklidir. Asker-sivil bütün kurum ve kuruluşlar da davanın karartılmaması ve mutlaka derinleştirilmesi için aynı kararlılığı göstermelidir. Bu davanın hayati önemine inanan bizler, hukuki / adli sürecin kamu vicdanını her yönden rahatlatacak şekilde, yargı bağımsızlığı çerçevesinde, adil ve titiz yargılama ilkelerine sonuna kadar uyularak sürdürülmesini diliyoruz. Türkiye demokrasi güçlerinin, karşılarında bir siyasal kanadın değil devlet içine yuvalanmış çetelerin ve darbeci zihniyetin bulunduğunun bilinciyle Ergenekon davasının derinleşmesi ve öze varması için ortak mücadele vermeleri gereğine inanıyoruz. Demokratik, özgür, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına dayalı bir ülkede yaşamak isteyen tüm yurttaşları, aklının ve vicdanının sesini dinleyerek davanın takipçisi olmaya çağırıyoruz.

(YUKARIDAKİ METNİ BENİMSİYORSANIZ ve ADINIZIN DA YAYINLANMASINI ARZU EDERSENİZ LÜTFEN BİLDİRİN (ergincinmen@mynet.com).



tuncay demirbaş,
11 Ağustos 2008, Pazartesi 04:01

Ergenekon ve kontrgerilla haberlerin hepsi palavra ve safsatadır. Yeni şafak, zaman, taraf, sabah, vakit ve bugün gibi gazeler bilinçli olarak bu operasyona taraftırlar.Çünkü bu zıbıdılar Türk Milleti,Devleti ve Askeri hariç herşeyin tarafıdırlar. Ergenekon Operasyonuna destek verenler, bilerek veya bilmeyerek abd,ab,mason,sabetayist,siyonist, pkk,rum ve ermenilerin Türkiyedeki emellerine taşeronluk etmektedirler..Bu operasyon Türk derin devletini fetullahçılar eliyle cıa,mossada bağlama projesi ve Atatürk'ün ve dolayısı ile Türk Milliyetçiliğinin ana damarının kesilmesi ve milleti Asker ve Devletine düşman etme operasyonudur.



Erdal Sarızeybek - Emekli Jand. Albay, Abd başkonsolosluğuna saldırı ve ergenekon!
10 Ağustos 2008, Pazar 08:21

Erdal Sarızeybek: Abd başkonsolosluğuna saldırı ile ergenekon'un alakası yok! Bop tıkır tıkır işliyor... 9 temmuz 2008. Öğle saatlerinde abd istanbul başkonsolosluğuna saldırı haberi aldık. Şehitlerimize allah'tan rahmet kalanlara sabır diliyoruz, başımız sağolsun. Ülkemize tehdit yakın, tehdit ağır, düşünmemiz ve ne olup bittiğini anlamamız gerek yoksa yeni olaylar başımıza gelecek. Türk milleti artık şehit acılarına dayanamıyor, bu yürek bu acıları taşıyamıyor, kör siyaset görmeli bunu artık.
Ne olduğunu bilmiyoruz ama yaşadığımız olaylardan ders alarak birlikte düşünelim ve ne olabileceğini sizlere anlatalım. Lütfen bizi dinleyiniz.

Bu eylem ne olabilir?

Bu pkk olamaz olursa çok acemice bir iş yapmış olur. Neden olamaz: çünkü pkk güpegündüz, istanbul’un göbeğinde hafif silahla eylem yapmaz, yapmadı şimdiye kadar. Onun eylemleri canlı bomba ve uzaktan kumandalı bombalama ile sınırlı olmuştur çünkü robot teröristler şehir içine alışık değildir. Pkk, bu dönemde böyle bir eylemi yapmaz çünkü şehir içinde hatta meclis’te siyaseti yapıyor zaten böyle bir eylemle rahatının bozulmasını istemez.

O halde kim yapabilir ve neden?

Şu sıralar abd ve israil ne yapmak istiyor, iran’ı vurmak. Nasıl vurmayı planlıyor, türk hava sahasını ve üslerini kullanarak. Kim karşı çıkıyor buna, türk silahlı kuvvetleri. Başka kim karşı çıkıyor, türk milleti, kamuoyu. Abd kamuoyunu nasıl hazırlayacak buna; öncelikle, bir tertip olduğu yolunda kamuoyunda güçlü inancın belirdiği ergenekon terör örgütü masalı adı altında tutukladıkları kuvvet komutanlarımızın ve aydınlarımızın trajik durumlarını gündemden düşürerek ve böylesi bir dönemde iran’ın bu eylemin ardında olduğu kuşkularını yayarak.

Ne elde edecek;

Önce dikkatleri ergekon masalından uzaklaştırıp iran’a çekecek ve olası bir harekatına kamoyu hazırlayıp iran’ı vuracak pek yakında.

O halde bu eylemi kim yaptı;

BÜYÜK BİR OLASILIKLA ABD VE İSRAİL AJANLARIYLA YÖNLENDİRİLEN, İRAN'IN DA DES-TEK-LE-Dİ-Ğİ (!!!) RADİKAL DİNİ GURPLARA MENSUP TERÖRİSTLER.

Yarın ne olacak:

- yandaş ve işbirlikçi medya bu eylemin ardında el kaide arayacak ve iran’a dikkatler çekilecek.

Biz ne yapacağız: Komutanlarımızın ve ülkemizin değerli aydınlarının hapiste bir terör suçlusu olarak tutulduğunu unutmayacağız. Atatürkçü aydınlara yönelik bu komployu gündemden düşürmeyeceğiz ve bunu bize yapanlara hesap sorulması için tavrımızı ortaya koyacağız, sesimizi çıkarcağız ve duyuracağız.

Unutmayınız, abd ve israil türkiye üzerinden iran’ı vurursa ortadoğu yüzyıllar sürecek bir iç savaşa çekilir, kardeş kardeşi vurur ve ortalık kan gölüne döner. Uyanık olacağız ve buna izin vermeyeceğiz.

Benim düşüncelerim bu, yanlış ise beni affedin, şimdiden özür diliyorum. Erdal Sarızeybek, 9 Temmuz 2008

==================

Erdal Sarızeybek'in bu yazısına gelmiş okur yorumları:

Yorumlardaki hakaret içeren kısımlar sansürlenmiştir. Sitemizin genel kuralı olarak, kim kimin için yaparsa yapsın hakaret içeren açıklamalar sitemizde yayınlanamaz. Hakaret içermeyen ve konuyla ilgili her türlü eleştiriyi yayınlamaya açığız. Kendi hakkımızda bile olsa!

A.Harun, 10.08.2008
Hem İran'ın da desteklediği, israil&abd ajanlarının yönlendirdiği radikal dinci teröristler yaptı diyorsun hem de İran vurulursa ortadoğu yüzyıllar sürecek bir iç savaşa çekilir, kardeş kardeşi vurur ve ortalık kan gölüne döner diyorsun. Çelişkinin farkında mısın, kafan biraz karışık belli. Olayları zorlayarak açıklamak insanı böyle çelişkiye düşürüyor. Kendi ergenekoncu arkadaşlarına toz kondurmuyorsun ama olayın mahkeme safhasında olduğunu, hukuki delillere dayandığını, mahkemenin sonucunu beklemek gerektiğini unutuyorsun. Hakimleri yola getirmek için güneydoğuda sağa sola birkaç bomba attırmıştın, unuttun mu? Nasıl bir komutansın sen böyle, senin emrine nasıl asker verilmiş? Kardeşi kardeşe kırdırarak, pkk'lı teröristlerle onlara yandaşlık eden Kürt halkını bir tutarak onları da terörist ilan ederek, yani sertlikle nereye varabilirsin? Yüzyıllarca bu ülkede halklar birarada yaşamadı mı. PKK'lı teröristleri savunmuyorum asla, nerede bulursan avla, ama halkı niçin düşman görüyorsun? Mok yedirmesen, köylerini yakmasan benzeri nefret ettirici muameleyi onlara layık görüp uygulamasan, kısacası onlara insan gibi davransan, herhalde gidip pkk'ya yataklık yapmazlar. Şimdi kalkmış ergenekoncuları savunuyor, bozuk plak gibi takılmış, bop bop deyip duruyorsunuz. Geçiniz beyler geçiniz. Bunların psikolojik saldırı etkisi olmuyor artık. Yeni birşeyler bulmalısınız.

Emre, 09.07.2008
Yine bir taşla bir kaç kuş.
*Türkiye'deki ABD elçiliğine saldırarak İran operasyonuna vize almak.
*Gündemi değiştirerek Ergenekon olayındaki kanıtsız tutuklamaları örtmek.
BOP gerçekten de tıkır tıkır işliyor.

MoR, 09.07.2008
Tayyipppp ! Oku bunları , oku !
PKK eylemi asla olamaz bana göre de, ABD ve İsrail pis emellerini gerçekleştirebilmek için Polislerimizin canına kastediyor!
KATİL ABD!
Paşalarımızı ve Aydınlarımızı içeri tıktırıyor...
Biz de ağzı açık ayran budalası gibi izliyoruz!
Bu nasıl bir siyaset... Paşalarımız, aydınlarımız hapiste hem de terörist suçlaması ile...
Ya bu nasıl iş!

FikrimYok, 09.07.2008
Yasadışı örgütlerin eylemlerini ve bunların sonuçlarını yakından takip ettiğimiz için, bu eylemi ve işleniş şeklini öğrenice dedim bu kesinlikle PKK eylemi değil. Sayın Sarızeybek'in ifade ettikleri de düşüncemizi pekiştirdi. Bizleri aydınlattığı için de ayrıca teşekkür ederiz.
Olayda şehit olan Emniyet Mensuplarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağılığı dilerim.
Bu eylemin gerisinde ABD ve elinin altındaki El Kaide örgütünün olabileceğini düşünmüştüm.
ABD Konsolosluğunun Türkiye'de saldırıya uğraması, ülkemizin de içine dahil edildiği bir planı açık açık ortaya koyuyor. Mevcut Yönetimin iftira ve karalamalarla milleti oyalamak yerine bu olayın üzerine gitmesini, bir kez de olsa ciddi bir tavır takınmasını bekleriz, ancak ülkeyi gerilim ve tehlikeye sürüklemeyi vazife edinmiş birilerinden, dış güdümlü projelerin bir parçası olmaları dışında, çözüm ummak hayalcilik olur..
Hepimizin planlanan, yaşama geçirilen bu oyunların farkında olması gerekir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde yıllarca terörle mücadele etmiş paşaların birer terörist gibi içeri tıkılmalarını unutmayacağız..
Ergenekon operasyonu adı altında yapılan bu sivil darbenin ve karalamaların, paşalarla birlikte mücadele etmiş bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına, gazilerimize ve şehitlerimize yöneltilmiş bir hakaret olduğunu da düşünüyoruz.
Toplumu bilinçlendiren her bireye yönelik, Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini de tehdit eden bu baskı operasyonlarının cevabının verilmesini bekliyoruz..

zynpmrw, 09.07.2008
ÇOK İYİ KORUNUYORDU
Saldırıya uğrayan ana kapıda özellikle gündüz saatlerinde yoğun güvenlik önlemleri bulunuyor.
Hem Korumalar Şube Müdürlüğü'ne bağlı polisler hem de trafik polislerinin yeraldığı ana giriş kapısından sonra ABD Başkonsolosluğu'nun kendi güvenlik elemanlarının önlemleri başlıyor.
Saldırganların araçla geldikleri Kaplıcalar Sokağı'na gündüz saatlerinde araçlar park ettirilmiyor saldırdıkları kapıdan ise araçla giriş yapılamıyor.
İşte silahlı eylemi gerçekleştiren saldırganların böylesine iyi korunan bir noktaya niye eylem düzenlediği henüz bilinmiyor.
Teröristlerin eyleme nasıl geldikleri ve polis noktasına nasıl yaklaştığını gösteren görüntülerin çevredeki MOBESE kameralarında yeraldığı anlaşıldı.
Saldırıdan sonra kaçmanın son derece güç olmasına karşın eylemcilerin kendisine çok güvendiği ve yaylım ateşi açtıktan sonra bölgeden hızla uzaklaşmayı planladığı sanılıyor.
Teröristlerin planlarını bozan ise çevredeki trafik polislerinin de çatışmaya katılması ve kaçış yollarını tıkaması oldu.
Eylemde kullanılan araçtan inen teröristler iki ateş arasında kalınca kısa sürede etkisiz hale getirilerek öldürüldü. İlk gelen bilgilere göre eylemcilerin bindiği otomobil ise çatışma uzayınca arkadaşlarını terkedip kaçtı.
Ancak henüz hangi örgütlere üye oldukları bilinmiyor. Örgüt bağlantıları polis tarafından araştırılıyor.
Polis, ilk olarak teröristlerin Türk olup olmadıklarını araştırmaya başladı. Saldırganların yabancı uyruklu olma olasılığı da ciddi olarak ele alınıyor.
BULGULAR EL-KAİDE'Yİ İŞARET EDİYOR
Emniyet Genel Müdürlüğü, ABD Başkonsolosluğu’na yönelik saldırıyı gerçekleştiren 3 kişinin kimliklerine yönelik yaptığı araştırmada, saldırının arkasındaki örgütün El Kaide olduğuna yönelik bulguların ağırlaştığını bildirdi.
Saldırının intihar saldırısı olduğunu belirten Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri, silahların incelemesinin yapıldığını belirttiler. Saldırının gerçekleştirildiği silahların daha önce de çeşitli eylemlerde kullanıldığını ifade eden emniyet yetkilileri, ayrıca kimliği tespit edilen Erkan Kırgız adlı şahsın İBDA-C ilişkisi nedeniyle polis tarafından gözaltına alındığı ayrıca çıkarıldığı mahkemece terör örgütü üyeliği nedeniyle tutuklandığını bildirdiler.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanlığı yetkilileri, irticai terör örgütü İBDA-C’nin son yıllarda uluslararası terör örgütü El Kaide’nin taşeronluğunu yaptığına da dikkat çektiler. Yetkililer soruşturmanın El Kaide üzerinde yoğunlaştığını belirtirken saldırganların yurtdışı giriş çıkış kayıtlarının da bulunduğunu belirttiler.
öldürülen teröristler daha önce afganistana girip çıkmış
Alıntı
...........
Erdoğan da sadece izlesin bütün olayları. Bunlara söylenecek çok söz var ama ...

zynpmrw, 09.07.2008
Saldırganların üçü de Türk uyrukluymuş
İstanbul Valisi Muammer Güler, saldırganların kimlik bilgilerinin ellerinde olduğunu kaydederek, görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre saldırganların 4 kişi olduğunu söyledi. Saldırganlardan üçünün Türkiye uyruklu olduğu yönünde bilgiye sahip olduklarını belirten Güler, bir saldırganın ise kaçtığını fakat Mobese kameraları aracılığıyla yakalamaya çalıştıklarını bildirdi.
ABD'liler niye müdahale etmedi?
Türk polisi saldırganlara müdahale ederken Başkonsolosluk binası içinde duran ve olayı gören Amerikalı güvenlik görevlileri kurallar gereği olaya müdahale etmediler. Çünkü uluslararası kurallara göre Amerikalıların bina dışına çıktıkları an Türk topraklarına ayak bastıkları ve orada da müdahale yetkileri bulunmadıkları biliniyor. Bütün dünyada her konsolosluk için bu kural uygulanıyor.
Olay sırasında ABD'li koruma polislerinin müdahalede bulunmayıp kaçtığı iddia etti. Vali Güler, ABD’li koruma görevlilerinin de müdahalede bulunup bulunmadığına yönelik soru üzerine, "Konsolosluk koruma kulübesinde bir polis memuru görevli. Özel güvenlikler binanın üst bölümünde. Koruma kulübesinden geçenler asansörle üst kata alınıyorlar" dedi.

DİRİLİŞ_MAK, 10.07.2008
İncelerken dikkatimi çekti. Olaylara karşı doğru kişilerden bilgi alan insanlar da var.

TUNCAK, 10.07.2008
Geçen sene ben vize almak amaçlı Konsolosluğa gitmiştim. Orda birşey dikkatimi çekmişti şu anakadar olan yayınlarda kimse bu konuda bir bilgi vermedi bence çok ilginç birşey: Gün boyunca konsolosluğun bulunduğu sokakta bir CIA ajanı konsolosluğa ait plakası olan bir arabayla aşağı yukarı gidip gelmektedir ve şüpheli gördükleri kişileri sorgulamaktadır. Ayrıca yine konsolosluk etrafında başka sivil CIA ajanları da bulunmaktadır.Ne hikmetse bu saldırıda hiçbir abd'liye birşey olmamıştır.
Ayrıca yaralı polisimizin de abd'ye ait çiçeği ve ziyaret talebini kabul etmemesi de ilginç bir nokta.

Emre, 10.07.2008
TUNCAK'ın yukarıda dedikleri ilginç bir ayrıntı, saldırının CIA kaynaklı olduğunu belgeler nitelikte. Teşekkürler bu ek bilgi için.

Erdal Sarızeybek, 16.07.2008
Bush'un en yakınındaki isim Türkiye'ye geliyor 16 Temmuz 2008 Zeynep Gürcanlı - ANKARA
İktidar partisi AKP’ye kapatma davası ve Ergenekon soruşturmaları ile uğraşan Türkiye, en kritik dönemde, Washington’dan son derece kritik ve sürpriz bir ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor.
ABD Başkanı George’un, en yakın çalışma arkadaşı, Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, perşembe günü Ankara’ya gelecek.
Ankara’ya günübirlik ziyarette bulunacak olan Hadley, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilecek.
Hadley’in ziyaretinin en dikkat çeken noktası, ABD Başkonsolosluğu’na saldırının hemen ardından gerçekleşecek olması. ABD AnkaraBüyükelçisi Ross Wilson, saldırıyı “terörist eylem” olarak nitelendirmiş ve Türkiye ile teröre karşı mücadelede işbirliğinin süreceğini söylemişti.
Hadley’in ziyareti sırasında da, başta El Kaide ve PKK olmak üzere, terör örgütleriyle mücadele konusu ele alınacak.
Ancak Bush“en yakın çalışma arkadaşı” konumundaki Hadley’in ziyaret sırasında, Türkiye’deki iç politika durumu hakkında da “ilk elden bilgi alma fırsatı bulacağı” ifade ediliyor.
İRAN DA GÖRÜŞÜLECEK
Türk yetkililer, ulusal Güvenlik Danışmanı ile görüşmelerde ayrıca İran konusunun da açılmasını bekliyorlar. Son dönemde ABD’nin İran’a sınırlı bir saldırı hazırlığı içinde olduğu yolunda spekülasyonlar artmış, Tahran yönetiminden de bu konuda sert açıklamalar gelmeye başlamıştı.
ERMENİSTAN MESAJI
Stephen Hadley’in ziyareti sırasında ayrıca, Türkiye ile Ermenistan arasında “yakınlaşma için adım atma” çağrısında bulunması da bekleniyor. Washington yönetimi, Türkiye’ye 22 Temmuz seçimleri, Ermenistan’da ise son devlet başkanlığı seçimlerinin ardından, her iki ülkeye de, “yeni bir yakınlaşma süreci başlatma” telkinlerinde bulunmaya başlamıştı.
ABD ULUSAL GÜVENLİK
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley, temasları kapsamında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanısıra Dışişleri Bakanlığı’ndan yetkililerle biraraya gelecek.
Görüşmelerde Türk-Amerikan ilişkileri, terörle mücadele alanındaki işbirliği ile İran’ın nükleer programı ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler gibi bölgesel konuların ele alınması bekleniyor.
Stephen Hadley, Başkent’e bu ay içinde [ABD’den gelen 2. üst düzey ziyaretçi olacak. Temmuz başında da ABD Genelkurmay 2. Başkanı James Cartwrigt Ankara’ya gelmişti.
GÖRÜŞMENİN AYRINTILARI GİZLİ TUTULACAK
Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'in Ankara'ya yapacağı bu ziyaretteki görüşme ayrıntıları gizli tutulacak. Sızan bilgilere göre görüşmelerde İran konusunun gündeme geleceği öğrenildi.
ERDAL SARIZEYBEK: ŞİMDİLİK TEK UMUDUMUZ ANAYASA MAHKEMESİ'DİR. O DA OLMAZSA ÇARELER(?!?..) TÜKENMEZ...

dumanyach, 16.07.2008
Recep Tayyip Erdoğan uyuma ÜLKE elden gidiyor uyuma sessiz kalma!!!!!!



ismailince,
1 Ağustos 2008, Cuma 04:03

"Ağaçlara değil,Orman'a bakalım" Ergenekon Operasyonu diyerek milletçe bir dolmuşa bindirildiğimizin farkındamısınız acaba?ABD'nin Türk Ordusunu pasifleştirerek bölgedeki emellerine müdahale etmememesini(en azından sessiz kalmasını)sağlamak ve yine ABD'nin bölgedeki emellerini gerçekleştirmede Türkiye'nin başında görmek istediği en uyumlu(!)iktidar olan AKP'nin uzun yıllar iktidarda kalmasını sağlamak için yapılmıştır Ergenekon.İçlerinde suçlu yok mu,elbet vardır.Suçlu arıyorsanız diğer tarafta da öyle çok ki.Önemli olan o değil.



Recep Taşkın - Nihat İyigün,
1 Ağustos 2008, Cuma 03:54

ŞOK, ŞOK GELİŞME........ Ergenekon Terör Soruşturması; KKTC'ye mi kayıyor? Kıbrıs'ın Mumcu'su olarak tanınan Kutlu Adalı cinayetinde Türk Mukavemet Teşkilatı(TMT) yöneticilerinin yanısıra çok sayıda rütbeli subayın; Rauf Denktaş, Mesut Yılmaz, Mümtaz Soysal, Doğu Perinçek ve Süleyman Demirel gibi siyasilerin de adı geçiyor! Uğur Mumcu ile Kutlu Adalı cinayetlerindeki yöntem benzerlikleri tartışılıyor! Ergenekon'ın Kıbrıs'a kayması; ortalığı çok karıştıracak! Çünkü 200-300 civarındaki mason Rauf Denktaş yanlısı Büyük Kulüpçü generali ve NATO paşasını da zan altında bırakıyor! KKTC Dosyası açılıyor; ilk şok; ÖRTÜLÜ ASKERİ ÖDENEKLER ve siyasi cinayetler, KİRLİ PARA!!!



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
28 Temmuz 2008, Pazartesi 04:26

Varan-2: Ergenekoncuların intikam-gözdağı saldırıları devam ediyor. Saldırının zamanlaması da ilginç, anayasa mahkemesine mesaj veriyorlar, "korkmayın biz burdayız!":

Terörün hain yüzü dün gece İstanbul'da kendini gösterdi. Güngören'de meydana gelen iki ayrı patlamada biri 3 yaşında çocuk olmak üzere 17 kişi hayatını kaybetti, 109 vatandaş yaralandı. Masum insanları hedef alan saldırı gece 22.05'te meydana geldi. Trafiğe kapalı olan alışveriş ve gezinti alanındaki ilk patlama telefon kulübesinde oldu. Menderes Caddesi'nde can pazarı yaşanırken, çevrede oturan vatandaşlar panikle sokağa fırladı. Yaklaşık 10 dakika sonra bu kez çöp kutusunda ikinci bir bomba infilak etti. Can kaybının büyük bölümü bu esnada yaşandı. Caddede yürüyen ve banklarda oturan vatandaşlar, bomba parçalarının hedefi oldu. Yaralılara yardım için caddeye koşanlar da hain saldırıya maruz kaldı. Bölge güvenlik çemberine alınırken, ambulanslar yaralıları çevredeki hastanelere taşıdı. Olay yerine gelen Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, teröristlerin ilgi çekmek için önce ses bombası kullandığını, ardından da parça tesirli bombanın patlatıldığını söyledi. İstanbul Valisi Muammer Güler de, hadisenin bir terör saldırısı olduğunun altını çizdi. Güler, "Milletimizin başı sağ olsun. Bu, haince, lanetlenecek bir olaydır. Alçakça bir teşebbüstür. Vatandaşlarımızı birlik olmaya, teröre karşı dik durmaya davet ediyorum." dedi. Güven Mahallesi Menderes Caddesi'nde dün gece 22.05 sularında bir telefon kulübesinde patlama meydana geldi. Gürültü üzerine çok sayıda vatandaş panikle evlerinden sokağa fırladı. Bazı vatandaşların banklarda oturduğu, trafiğe kapalı caddede 10 dakika sonra ikinci patlama yaşandı. Olayda biri bebek olmak üzere 17 kişi hayatını kaybetti, 15'i ağır 109 kişi de yaralandı. Patlamanın etkisiyle çevre ev ve işyerlerinde çok sayıda ev ve işyerinin camları kırıldı. Görgü tanıklarından Salim Açan'ın verdiği bilgiye göre, iki patlamanın arasındaki mesafe yaklaşık 20 metre. Ses bombasının ardından kalabalık artınca ikinci bomba infilak etti. Yaralılara yardımcı olmak isteyen çok sayıda kişi, ikinci patlamada hayatını kaybetti. Bir başka görgü tanığı da, "İlk patlamada ölen olmadı. Herkes toplanınca ikinci bomba patladı ve insanlar öldü." dedi. Patlamanın ardından olay yerine gelen ambulans ve polis ekipleri yaralıları çevrede bulunan hastanelere taşıdı. Polis ekipleri olay mahallinde güvenlik tedbirleri aldı. Olay Yeri İnceleme ekipleri bombanın çeşidine ilişkin çalışma yaptı. Polis, üçüncü bomba ihtimali üzerine vatandaşları olay yerinden uzaklaştırdı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve bazı milletvekilleri Güngören'e gelerek incelemelerde bulundu. Saldırının ardından çevrede araştırma yapan polisin şüpheli 3 kişiyi bir kömürlükte gözaltına aldığı öğrenildi.
Patlayıcı, gizli servis bombası RDX: İlk gelen bilgilere göre hain saldırıda kullanılan ikinci bombanın RDX tipi bir bomba olduğu ifade ediliyor. RDX daha çok gizli örgütlerin kullandığı bir bomba olarak biliniyor. Daha önce Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı suikastinde gündeme gelen RDX, 23 Mayıs 2007'de Ankara'da Anafartalar Çarşısı'nda 6 kişinin öldüğü, 100'ün üzerinde kişinin yaralandığı saldırıda da kullanılmıştı. Anafartalar'daki olay yerinden ve canlı bomba Güven Akkuş'un cesedinden alınan parçalar üzerinde yapılan incelemede, plastik patlayıcının RDX olduğu saptanmıştı.
Devletin zirvesi terörü lanetledi: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Güngören'deki patlamaları lanetlediğini söyledi. Gül, "Terörün acımasızlığını, kadın-erkek, genç-yaşlı ve çocuk ayrımı yapmaksızın insanlık dışı vahşetle şiddet isteğini ortaya koyan bu saldırıyı gerçekleştirenleri lanetliyorum." dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan da işlek bir caddede, yoğunluğun bulunduğu saatte yapılan saldırıyı kınarken, sorumluların kısa sürede yakalacağını dile getirdi. TBMM Başkanı Köksal Toptan, saldırının terörün savunulacak yanı olmadığını bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade etti.
Patlama, bir terör saldırısı: İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş patlamadan hemen sonra olay yerine geldi. Olayın bir terör saldırısı olduğunu vurgulayan Güler, "Milletimizin başı sağ olsun. Masum vatandaşlarımızı hedef almış haince bir saldırıdır. Alçakça bir teşebbüstür. Olayda canlı bomba yok. Vatandaşlarımızı birlik olmaya teröre karşı dik durmaya davet ediyorum." dedi. Konuyla ilgili olarak Ankara'da da Emniyet Genel Müdürlüğü'nde kriz masası oluşturuldu. Patlamalar sonrasında olay yeri emniyet ekiplerince güvenlik çemberine alındı ve İstanbul polisi cadde üzerindeki MOBESE kameralarının kayıtlarını incelemeye başladı. Cumhurbaşkanı Gül: "Emellerine ulaşamayacaklar. Ülkenin huzur ve birliğine zarar vermeyi amaçlayanlar, çirkin emellerine ulaşamayacak. Lanetliyorum. Bu saldırılar, yapanların insanlık dışılığını ve zavallılığını ortaya koymaktadır."
Başbakan Erdoğan: "Nefretle lanetliyorum. İşlek bir caddede ve yoğunluğun bulunduğu bir saatte kadın, erkek, çocuk, yaşlı ayırt etmeden hunharca masum vatandaşlarımızı hedef alan terör saldırısını nefretle lanetliyorum. Vahşetin sorumluları kendilerini bekleyen sondan kurtulamayacak!"



27 Temmuz 2008, Pazar 13:21

Kontrgerilla, Ergenekon Örgütü müdür veya Kontrgerilla mı Yargılanıyor, Tasfiye Ediliyor? Savcılığın iddianamesinden net olarak anlaşılmıyor ama eğer Ergenekon örgütü kontrgerilla'nın kendisi midir derseniz, Hayır! O değildir, onun kullandığı alt örgütlerden birisidir. Kontrgerilla vardır, halen devam etmektedir ve Ergenekon'la aynı değildir. Kesinlikle böyledir. Bizce buna en büyük delil,
Genelkurmay'ın 1990 yılında yaptığı brifingindeki açıklamasıdır: "..Özel Harp Dairesi yalnız antikomünist değildir. Din devrimine de karşıdır..."Devrim kelimesi üzerinde biraz düşünülürse kontrgerillanın eski adı Özel Harp Dairesi, yeni adı ise Özel Kuvvetler Komutanlığı şeklinde değiştirilen ve başlangıçta ABD finasmanıyla kurulan, başbakan Ecevit'in bile haberdar edilmediği çok gizli devlet örgütü olduğu ve doğal olarak da varlığını halen sürdürdüğü anlaşılır. Öyle ayrıcalıkları vardır ki bu örgüt elemanlarının, mevcut kanunlara tabi değildirler, yakalanırlarsa soruşturulmazlar. Bu sitenin ilgili bir çok sayfasında bunları yıllardır belirtmiştik ama özellikle sitemizin en önemli bölümünü teşkil ettiğine inandığımız Kontrgerilla'nın varlığını gösteren klasik Deliller sayfası ile Özel Harp Dairesi Kontrgerilla mıdır? sorusuna cevap arayan Ö.H.Dairesi sayfalarını ve tabi forum bölümümüzdeki ilgili tartışma başlıklarını okumanızı tavsiye ederiz.

Evet bir örgüt tasfiye ediliyor, adı Ergenekon, ama tıpkı Susurluk'taki gibi kısıtlı tasfiyeden başka bir şey değil bu. Evet bu da bir şeydir, güzeldir şüphesiz. Ama asıl örgüt, asıl beyin veya beyin takımı şu an dışarıda, işinde gücünde insanlar görünümündedir. Muhtemelen çok yakından tanınan kişiler olup ellerini kollarını sallayıp gezinmekte, halka karşı yürütecekleri yeni operasyonları planlamaktadırlar. Boş durmayı sevmezler. Yani kendimizi kandırmayalım, bu iş bitti demeyelim. Yukarıda işaret ettiğimiz ÖHD kaynaklı örgütü ve bunların yurt sathına yaydıkları, gerçek amacı yurt savunması ve yurdumuz işgale uğradığında öğrendikleri, ortalığı karıştırma, dış düşmana terör uygulama ve böylece halkın direnişini örgütleme, moral verme, dış düşmana karşı direnişi başlatma gibi görevler üstlenmiş ve bu amaçtan sapmayan, ÖHD'nin sivil uzantısı gizli gerillaları istisna edelim. Ama bu amacını unutup kendi halkını, müslüman insanımızı, kürt insanımızı dış düşman olarak görüp, 12 Eylül darbesini olgunlaştırmak için aynı silahla hem sağcı hem solcu vuran, kahvehane tarayan, bombalama eylemleri yapan, darbe şartlarını olgunlaştıran, Atabeyler Grubu gibi Başbakan'a suikast planları yapan, Şemdinli'de PKK kitapçısını bombalayıp PKK yaptı süsü veren, Güneydoğu'da PKK'ya karşı mücadele ederseniz hapisten firarınızı sağlarız, yakalanırsanız da sizi tanımıyoruz deriz diye MHP'lileri yönlendiren, ister tam ister yarı resmi isterse de gayrı resmi gizli devlet görevlilerinin oluşturduğu gizli gerillaları ne yapalım, onları unutalım mı, bu dosya kapansın mı? Biz istesek de bu dosya kapanmaz. 100 yıldır ittihat terakki komitacılarını konuşuyorsak bir 100 yıl sonraki nesillerimiz hala bu gizli kontrgerilla örgütünü konuşmalı mı? Susurluk'ta sınırlı tasfiye oldu da dosya kapandı mı, hayır. Tam demokrasi tam demokratik kontrol mekanizması kurmak zorundayız. Düşüncesini, yaşam tarzını beğenmediği kendi halkını iç düşman görüp örgütlü terör ve şiddet uygulayanları en şiddetli cezalarla cezalandırıp sindirmedikçe, var olan tüm örgütlenmeleri dağıtmadıkça bu dosya hep açık kalacaktır. İnşallah o meşum dosyanın kapandığı günleri gelecek nesillere kalmadan bizler de görürüz!..



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
25 Temmuz 2008, Cuma 18:33

Flaş Flaş!.. Şükürler Olsun! Bugünleri görecek miydik!?! Ergenekon davası resmen açıldı, işte ağır suçlamalar: İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörlü Ergenekon iddianamesi'yle ilgili incelemesini tamamladı ve davayı kabul etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti. Alınan bilgiye göre, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, iddianame üzerindeki incelemelerini tamamladı. İddianameyi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 170. maddesindeki şartları taşıyıp taşımadığı yönünde inceleyen heyet, iddianamenin kabulüne karar verdi. Buna göre, 86 şüpheli hakkında düzenlenen, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan iddianame ile açılan dava, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. İddianame, 14 Temmuz 2008 tarihinde mahkemeye sunulmuştu. Ergenekon'' soruşturması kapsamında 86 sanık hakkında hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşma tarihini 20 Ekim 2008 olarak belirledi. Alınan bilgiye göre duruşmalar, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi yerine Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kompleksi içindeki adliye binasında görülecek. Buna göre, 20 Ekim 2008 pazartesi günü başlayacak ilk duruşma, 47'si tutuklu 86 sanığın sorguları tamamlanıncaya kadar devam edecek. Bu arada, dosyayı inceleyen mahkeme heyeti, halen tutuklu bulunan 47 sanığın bu hallerinin devamını kararlaştırdı. Ergenekon Davası''nda 86 sanık, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlamalar kapsamında yargılanacak. Özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu Beşiktaş Adliyesinde görev yapan İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından bir yılı aşkın süredir yürütülen ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamenin 14 Temmuz 2008 günü UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak yapılan tevzi işlemi sonucu düştüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle birlikte dava açılmış oldu. Haberin devamı ve KABUL EDİLEN İDDİANAME'nin tamamını indirebileceğiniz linkler için tıklayınız.



Abdullah Harun,
19 Temmuz 2008, Cumartesi 13:04

Ergenekoncu medyanın olaya yaklaşımına bakın: "Burada gerçekten çok büyük bir coşku var. 10. yıl marşları, türküler çalınıyor. Yaklaşık 2000-3000 kişi var şu anda Kadıköy İskele Meydanı'nda. Türk Bayrakları, Atatürk posterleri ön planda. Atatürkçü Düşünce Derneği önderliğinde düzenleniyor bu miting. Atatürkçü Düşünce Derneği'nin yanı sıra İşçi Partisi ve Türkiye Gençlik Sendikası, DSP, CHP, Cumhuriyet Okurları Derneği Bağımsız Cumhuriyet Partisi gibi çeşitli siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de bu mitinge destek veriyorlar. (http://www.haberturk.com/haber.asp?id=86730&cat=200&dt=2008/07/19)"

Breh breh!.. Bu kadar çooook sayıda diyerek üfleye üfleye bitap kaldığınız şişirmeyle göstermeye çalıştığınız, bilinen parti ve örgütlerinizin desteğiyle 2-3 bin kişi mi toplayabildiniz? Lenin-Atatürk fotoğraflı pankartlardan niye bahsetmiyorsunuz ayrıca? Saklamayın canım fikirlerinizi, takiyye yapmayın. Cesur olun, mert olun. Ayrıca sıkmayın canınızı da olur böyle şeyler. Bir dahaki mitingde de herhalde sayınız sıfırın altına düşer.



Abdullah Harun, aharun@gmx.net
19 Temmuz 2008, Cumartesi 12:06

Danıştay davası yargıcı müsterihmiş! Danıştay davasını karara bağlayan Ankara 11. Ağır Ceza’nın eski başkanı Orhan Karadeniz, 'İddianame beklense, Ergenekon’la Danıştay bağı görülebilirdi' tezine katılmıyormuş. "Gelen belgelerde bağ yoktu. Olsa da diyecek bir şey yok. Bu zaten bir örgüt davası. Öcalan davasıyla tüm PKK davaları birleşti mi? Öyle işin içinden çıkılmaz olur." demiş. (http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=Detay&VersionID=&Date=19.07.2008&ArticleID=889266)

EY KONTRGERİLLACILAR! Size de zaten böyle yargıç ve savcılar lazım, Şemdinli ve Ergenekon savcıları ile Şemdinli Davasına bakan Van Mahkemesi üyeleri değil. Ama süreç tersine döndü. İşler istediğiniz gibi gitmiyor. Moralinizin bozulduğunu görmek öyle keyif veriyor ki anlatamam!..



Bu bölüme mesaj yolla



Sayfa    BirÖnceki  1  2  3  4  5  6   7   BirSonraki


ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.539.761